Kişi, yaptığını muhakkak görecektir. Bunu unutma! Daima iyilik et. Her zaman kötülüklerden kaçın. Zerre kadar bile olsa, hayır işlemeği aslâ ihmal etme. Hayra, küçük diye ehemmiyet vermemezlik yapma. Allahu teâlâ'nın rızasının nerede olduğu malûm değildir. Zerre kadar bile olsa, şerden kaçın.
Allahu Teâlâ'nın gazabının nerede olduğuda bilinmez. Günahı, küçük günah diye küçümseme! Küçücük damlalar, çok zaman en sert taşları bile delerler. Küçücük bir deliğin, koskoca bir geminin batmasına sebep olabileceğini hatırından çıkarma!
🇹🇷Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.
Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslariyle, Türk milletini emin ve sağlam bir istikbal yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. 1936 (Atatürk’ün S.D. I, S. 372)
Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır. 29 Ekim 1923 (Nutuk II, S. 814-15)
Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına imkân kalmayacak surette muhafazasının mecburî kılan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir. 1927 (Nutuk II, S. 831)
Bugünkü hükûmetimiz, devlet teşkilâtımız doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilâtı ve hükûmettir ki, onun ismi Cumhuriyettir. Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır. 1925 (Atatürk’ün S.D. II, S. 230)
✊🏻 BÜYÜK DEVRİMCİ ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN BİZLERE BIRAKTIĞI VE YAŞATACAĞIMIZ CUMHURİYETİMİZ 99 YAŞINDA. CUMHURİYETİMİZİN 99.YILI KUTLU OLSUN. TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULMASINDA Kİ EMEKLERİ GEÇEN BÜTÜN KAHRAMANLARIMIZI VE ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü SEVGİ VE SAYGIYLA ANIYORUZ GÖK TENGRİ UÇMAĞA VARSIN 🇹🇷
BUGÜN: 09 NİSAN (1916) ÇANAKKALE SAVAŞINDA ASTEĞMEN RÜTBESİ GÖREVİYLE
TÜRK ORDUSUNA
LASTİK ALMASI İÇİN GÖREVLENDİRİLEN VE KENDİ YAZDIĞI 100’LÜK BANKONUTU LASTİK TÜCARINA GÖTÜRÜP, LASTİKLERİ TEMİN EDEN
MEHMET MUZAFFER’İN
YÜZBAŞI RÜTBESİYLE KATILDIĞI 2. FELAHİYE MUHABERESİNDE ŞEHİT OLUŞUNUN YIL DÖNÜMÜ.
RAHMETLE ANIYORUM.
Mehmet Muzaffer, (d. ? - ö. 9 Nisan 1916; Kut'ül Ammare Kuşatması), I. Dünya Savaşı esnasında Osmanlı ordusunda Çanakkale'de asteğmen ve Irak'ta yüzbaşı olarak görev yapmış Türk subayı.
1914 yılında savaşa katıldı. Çanakkale Savaşı'nda "Asteğmen" rütbesiyle görev alan, ordunun lastik teminatını sağlamak için bir gece kendi yazdığı 100'lük banknotu lastik tüccarına götürüp lastikleri temin etmesiyle de tanınmış olan Mehmet Muzaffer, cephedeki savaşın son bulmasıyla Irak Cephesi'nde Kut'ül Ammare Kuşatması'na katıldı ve "Yüzbaşı" rütbesiyle 9. Alay'da görev aldı. 9 Nisan 1916'da II. Felahiye Muharebesi esnasında boynundan vurularak öldü.
Öldüğü esnada cebinden çıkardığı ve üzerine kendi kanıyla; "Kıble ne yöndedir?", "Bölük intikamımı alsın." notlarını yazdığı zarf, 6. Alay Komutanı Halil Kut Paşa tarafından müzeye gönderilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Çanakkale Savaşı sonlarına doğru cephedeki mühimmatın araçlarla diğer cephelere taşınması için gerekli olan araç lastikleri temin edilmesi orduda bir görev halini almıştır. Bölük komutanı Mehmet Muzaffer'i (o dönem Asteğmen) yanına çağırarak bu görevi vermiş ancak hem Çanakkale çevresinde lastik hem de orduda yeterli lastik parası olmadığı için Mehmet Muzaffer İstanbul'a gönderilmiştir. İstanbul'da Karaköy'e gelen ve lastik satan Yahudi bir tüccarla karşılaşan Mehmet Muzaffer, lastikler için para konusunda tüccarla anlaşmış ama ordudan para temin edememesi nedeniyle o gece masanın başına oturup aldığı mürekkeple kaliteli bir kağıda 100'lük kaime yapmıştır. Sabah gün ağarırken tüccarın yanına dönmüş ve yapmış olduğu parayı vererek lastikleri satın alıp Çanakkale'ye doğru yola çıkmıştır.
O dönem Hükûmet, kâğıt paraların üzerine "Bedeli Dersadette altın olarak tesviye olunacaktır" diye yazdırıyordu. Tüccar bankaya gittiğinde veznedar paranın sahte olduğunu ve üzerinde "Bedeli, Çanakkale'de kanla ödenecektir" yazdığını belirtmiştir. Olayın ünlenmesi sonucu Şehzade Abdulhalim Efendi lalasını tüccara göndermiş, lastiklerin parasını altın olarak ödemiş ve sahte banknotu aldırmıştır.
Ömrün Bitirmiş Vîrânemiyim (Allah Hû Allah) - Hicaz İlahi by Muzaffer Efendi
Âsitâne-i Hazret-i Nureddin Cerrâhî'de, 11 Şubat 1985 tarihinde, Muzaffer Efendi Hazretlerinin riyâsetindeki son meşk meclisinde okunmuşdur. Aradaki kasîde, Hâfız Kemal Tezergil tarafından okumuşdur. Nutuk : Es-Seyyid Eş-Şeyh Muzafferüddîn Aşkiyyü'l-Cerrâhiyyü'l-Halvetî Beste : Abdullah Ferec* Makam : Hicaz Usul : Sofyan * Bu beste, Medîne-i Münevvere'de eskiden beri okunan Arapça bir ilâhinin bestesinden uyarlanmışdır. Medîne-i Münevvere'nin Bülbülü lakabıyla bilinen Abdullah Ferec, Efendi Hazretlerine muhabbetinden bu besteyi Efendi Hazretlerinin nutk-i şerîfinin güftesine giydirerek okumuş ve eser bu şekilde meşhûr olmuşdur. Abdullah Ferec hakkında bilgi için şu yazımıza bakınız : https://ift.tt/3ueldKu Ömrün bitirmiş Vîrâne miyim Aklın yitirmiş Dîvâne miyim Nedir bu hâlim Artar melâlim Söyle a zâlim Bîgâne miyim Kanat vururum Döner dururum Yanar kururum Pervâne miyim Şaşırdım kaldım Binbir renk aldım Doldum boşaldım Peymâne miyim Yaşlı gözlerim Tutmaz dizlerim Yolun izlerim Mestâne miyim Hâlim söylenir Gör neler denir Herkes eğlenir Terâne miyim Meczûb sanırlar Mecnûn tanırlar Hep aldanırlar Uryâne miyim Koy söylesinler Âşık desinler Deli bilsinler Yegâne miyim Aşkî can fedâ Olsa ne fayda Aşk oku yayda Kemâne miyim Ziynetü’l Kulûb, Sayfa 459