Tumgik
#o kadar haklısın ki
cirkinbirkadn · 1 year
Text
Sana haklısın diyorsam, tartışacak takatim kalmadığındandır.
0 notes
iyigecelerdeniz · 5 months
Text
Çukur Bekçisi.
Çukur bekçisi nedir bilir misin? Bilmiyorsan anlatayım, yanaş. Çukur bekçisi: Üstünü doldurabildiğin ve yok edebildiğin halde yapmayıp içine hiçbir şey girmesin diye çırpındığın çukurun başında bekleyendir. Ne saçma bir iş öyle değil mi? “Ya kardeşim atsana üstüne toprak geç, ne başına bekliyorsun deli gibi?” diyesin geliyor dimi? Ne boktan şey bu diyorsun ama gündelik hayatında bunu fazlasıyla yapıyorsun. Sen de bir çukur bekçisisin. Belki tohum ekip o çukuru her gün sulasan bir çiçek olucak ama sen o çukura o kadar çok bakmışsın ve tüm enerjini harcamışsın ki hepsi yok olup gitsin istemiyorsun, halbuki sen o toprağı öyle açık şekilde tutmaya çalıştıkça belki kurumaya başlayacak ve daha da verimsiz olup içinde kalan o güzel günleri (toprak kokusunu) kaybedecek ve sen hepten “işsiz” kalacaksın? Haklısın emek verdin içine bir şeyler girip güneşli günlerde yaşadığın o keyifi kaybetmek istemiyorsun, haklısın yağmurlu günlerde başında beklediğinde yağmur sonrası aldığın o toprak kokusunun hissini kaybetmek istemiyorsun ama toprak ölüyor. Sen de onunla birlikte “işsiz” kalıyorsun. Her toprak verimli olmaz ne kadar korumaya çalışırsan çalış, bazen çürük çıkar, bu senin elinde değildir ama toprağın verimsiz olduğunu anlayıp gitmeyip hala başında beklersen işte bu senin elindedir. Çukur bekçisi olma. Kimsenin çukurunun verimliliği sana bağlı değildir, eğer toprak bile kendini terk edip ölüyorsa sen neye tutunuyorsun? Verimli topraklar, içi dolu olucak çukurlar sana kendini gösterir zaten, çukur sahibi ile birlikte güzelleştirirsin onu, tek başına beklemezsin, hiçbir zaman verimli bir toprakta çukur bekçisi olmazsın. Olamazsın. Bekçi olma, Rüzgar ol, özgür ol.
İyi geceler Deniz’im.
171 notes · View notes
murat-o41 · 10 months
Text
Karımı Gay Hamamında Bulduğum Birine Siktirdim!
Herkese merhabalar, ben Ankara'dan Arif, 33 yaşındayım. Karım 31 yaşında, evleneli on yıl oldu. Karım çok güzel ve çekici bir kadındır, uzun boylu, yeşil gözlü, beyez tenli, 90-60-93 vücut ölçülerinde tam bir afet. Karım kısa etek giymeyi çok sever. Karımın sevdiği herşeyi teretdütsüz olrak kabul ederim, çünkü karımın mutluluğu benim için birinci vazife. Karım mini etek giyerek sokakta yürüken çapkın erkekler ondan gözlerini alamazlar, hatta bazen yalnız olduğu zaman laf atanlar bile oluyormuş. Karım bunu bana söylediği zaman ben de karıma, "Ne yapalım, bu kadar güzel olmasaydın, sikmediklerine dua et..." diyerek geçiştirirdim.
Neyse hikayemize gelelim. Bizim hikayemiz bundan tam 18 ay önce yaşanmış, noktası ile, virgülü ile yüzde yüz doğru bir hikayedir. Biz karımla her konuda çok iyi anlaşırız. Seksde de sınır tanımayız, denemediğimiz pozisyon kalmamıştır. Son zamanlarda seks hayatımızda farklı fantaziler kurgulamaya başlamıştık. Fantazilerimizde genelde güzel karımı büyük yaraklı erkekler sikerken ben onları izlerdim. Bunu fantazi olarak düşünmek bile ikimizi de mütüş tahrik ediyordu. Bir gün karıma, "Bu fantazilerimizi neden gerçekleştirmiyoruz?" diye sordum. Karım önce tepki gösterdi. Ben ısrar edince, "Olur mu? Nasıl olacak? Kimle olacak?" gibi sorular sordu. Ben bu işin olacağını, karımın böyle bir isteğinin olduğunu anladım ve karımı rahatlatmak için, "Eger ikimiz de istersek ve uygun birini bulursak problem olmaz!" dedim. O akşam bunu konuşarak muhteşem bir sikiş yaptık. Karıma, "Bak karar vermek bile nasıl tahrik etti, birde gerçekleştidigimizi düşün bakalım..." dedim. Karım, "Haklısın, ilk defa bu gece kadınlığımın farkına vardım!" dedi. "O zaman sıra uygun birisini bulmakta." dedim ve işe gittim.
Çalıştığım şirketin taşra şantiyelerinde bazı problemler çıkmış, patron benim hemen Kastamonuya giderek olayı çözmemi istemişti. Karımı arayarak Ankara dışına gideceğimi söyledim ve hemen yola çıktım. Kastamonudaki işleri bir haftada hallettim. Benim gibi seksi ön planda tutan birisi için bir haftalık zaman çok uzun bir zaman. Karımı arayarak akşama hazırlanmasını istedim ve Ankaranın yolunu tuttum. Ankaraya geldiğimde şantiyenin kiri isi pası ile eve gitmek içimden gelmedi, bir hamama gittim. Ama hamamda bir gariplik vardı, ilk defa gittiğim bir hamamdı ve bu hamam diğerlerinden farklıydı. Herkes siki taşağı açık olarak ulu orta yıkanıyorlardı. Durumu anlamaya çalıştım, farkettim ki Gayların takıldığı bir hamammış. Gaylar orda oluncada Ankaranın tüm sikicileri de doğal olarak oradalar, adeta sik gösterisi yapıyolar...
Tabi ben bir an önce yıkanıp çıkma niyetindeydim. Bu arada birisi geldi hamama. O da ne öyle, adamın yarağı benim bileğim gibi ve bir o kadarda uzun ve damarlı, tam at yarağı gibi. Ben adamın yarağından gözümü alamadım. Adamda beni Gay zannederek bana iş koymaya çalışıyordu. Ben adama Gay olmadığımı söyledim, adam özür diledi. Bu arada adamla konuşmaya başladık. Tanıştık, ismi Hasan'mış. Hasan oldukca yakışıklı, düzgün fiziği, atletik yapısı ve etkileyici ses tonuyla tam bir erkek. Ben hemen 'karımı siktireceğim koca yaraklı adam işte karşımda' diye düşündüm. Hasana düşündüğümü direk olarak söyledim. Hasan önce şaşırdı, fakat benim samimi olduğumu anlayıncada kabul etti. Birlikte yıkandık ve hamamdan çıktık. Karımı aradım ve 'fantazilerimizin bu gün gerçekleşeceğini' söyledim. Karım, "Tamam, bekliyorum." dedi.
Hasanla birlikte eve geldik. Karım bizi bahçede karşıladı. Harika hazırlanmış, en sexy kıyafetlerini giyinmiş, güzel kokulu parfümler sürünmüştü. Karım Hasanı görünce önce yüzü kızardı, fakat sonra hafif gülerek "Hoş geldiniz." diyerek bizi içeri aldı. Ben içimden "Orospu buldun kaymak gibi adamı, gülersin tabi." diye geçirdim. Salona oturdudk. Tanışma, sohbet, yemek, içki derken, saat gece 11 oldu. Karımla Hasan samimiyeti ilerletmiştiler, şakalar, gülüşmeler ve cilveler havada uçuşuyordu. Karım bir ara mutfağa gidince, Hasan, "Ya Arifciğim, karın gerçekten çok hoş bir kadınmış, çok şanslısın." dedi. Ben de, "Teşekkür ederim, sen de şanslısın, artık senin de karın sayılır, doya doya sik işte!" dedim ve karımın arkasından ben de mutfağa gittim. Karıma, "Hasanla sikişmeye hazırmısın?" dedim. Karım, "Sen bizi biraz yalnız bırak, biz başlayalım, sen sonra gel." dedi. Ben de, "Olur." dedim ve salona giderek, Hasana, "Sigaram bitmiş, ben bir sigara alıp geliyorum." dedim ve dışarı çıktım.
On dakika sonra döndüğümde Hasanla karım ayakta birbirlerine sarılmış öpüşüyorlardı. Ama ne öpüşmek, adeta birbirlerini yiyorlardı. Ben içeri girince şaka yollu, "Kolay gelsin, ya adam beni de bekler demi, bir haftadır abaza kaldım, karımı benden önce sen götürüyorsun." dedim. Hasan da, "Abi ateşele barut bir arada olmuyor işte, ne yapalım patlıyor, doğanın kanunu bu..." diyerek karımı soymaya başladı. Soydukça karımın güzellikleri ortaya çıkıyordu. Hasan karımı tamamen soyduktan sonra memelerinden başlayarak emmeye yalamaya başladı ve amına indi. Karım, "Dur Hasan, kocam amımı yalasın, sende sik!" diyerek Hasanı geri ittikten sonra Hasanı soydu. Artık ikiside çırıl çıplaktılar. Karım Hasanın yarağını görünce gayri ihtiyari "Vaaauuvvvv! Bu ne Hasan?" diyerek Hasanın yarağına aç kurt gibi saldırdı. Banada "Gel kocacım amımı yala. Karının amını sulandırmak, sikicisine hazırlamak senin işin!" diyerek amını ağzıma verdi...
Ben karımın amını yalarken, karım da sikicisinin yarağını yalıyordu. Muhteşem bir manzara! Karım Hasanın yarağını öyle bir iştahla yalıyordu ki, ben on yıllık karımı ilk defa böyle yarak yalarken gördüm. Bir ara boğulacak zannettim, uyardım, "Yavaş ol karıcım, elinden alan yok, o koca yarak sabaha kadar senin!" dedim. Karım, "Sen işine bak da karının amını ortağına iyi hazırla!" diye emir verdi. Ben de çaresiz karımın isteklerine uydum, çünkü bunu ben istemiştim. Yalamaya devam ettim amını bir süre. Sonra karım kalktı Hasanı sırtüstü yatırdı ve bana, "Gel şapşal kocam, sikicimin yarağını elinle karının amına yerleştir!" dedi. Kendi kendime (Ya bizim orospuda ne fantaziler varmış!) diyerek çaresiz Hasanın yarağını elimle karımın amına yerleştirdim. Karım yavaş yavaş Hasanın yarağının üzerine oturdukca o devasa yarak benim elimden kayarak karımın daracık amcığına giriyordu...
Yarısına gelmişti ki, karımın gözleri kaymış, acıdan inim inim inleyerek, "Yeter Hasan, dur biraz..." demeye başladı. Bir süre bekeldiler öylece. Ben Hasanın gözlerine bakarak, "Yüklen!" diye işaret ettim. Bu arada Hasanın yarağını da bıraktım. Hasan karımın kalçalarından tutarak alttan bir hamlede amına yarağının tamamını soktu. Karım öyle bir çığlık attı ki, evimiz bahçe içinde villa olduğu için kimse duymadı, yoksa komşular dökülürdü başımıza. Biraz öylece beklediler. Bir süre sonra Hasan alttan, karım da üstten, yavaş yavaş, ritmik olarak hareket etmeye başladılar. Karım Hasanın göğsüne yüz üstü yatmış, kalça hareketleri ile kendini sikicisine siktiriyordu, Hasanda alttan tempolu bir şekilde karıma o koca yarağını acımadan sokuyordu. Yarak güzel karımın daracık amında iş makinasının pistonu gibi bir kayboluyor bir gözüküyordu. O koca yarak karımın amına nasıl girdiğine inanamıyordum, çünkü yarak olağanüstü büyüklükte idi, zenci yarağı onun yanında çocuk pipisi kalır!
Ben de, Hasanınki kadar olmasa da hatırı sayılır büyüklükteki sikimle 31 çekiyordum. Bir süre sonra Hasan karımı yere yatırdı, bacaklarını omuzuna aldı, karıma öyle bir giriş yaptı ki karım feryadı bastı. Hasan karımı bu şekilde tam yarım saat sikti. Karım kaç kez orgazm oldu bilmiyorum, ama Hasanda halen tık yoktu, habire azgın boğa gibi pompalıyor, sokuyordu. Karım bir ara bana, "Boynuzların iyi yağlansın kocacığım, gel Hasanın yarağı girerken amımı yala!" dedi. Ben de dilimi karımın amına yerleştirdim. Hasanın yarağı benim dilimi sıyırarak karımın amına giriyordu, girince karımın zevk suları dışarı taşıyordu, yani benim ağzıma doluyordu. Karım da, "Nasıl kocacım, boynuzların iyi parladı mı?" diye bana laf atıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu, zira bunu ben istemiştim. Hemde karımın bu hakaretleri hoşuma gider olmuştu bile...
Nihayet Hasanın patlayacağını çıkardığı seslerden anladım ve dilimi karımın amından çektim, yoksa Hasan döllerini ağzıma fışkırtabilirdi. Sonunda Hasan hırıltılarla boşalmaya başladı. Sikini karımın amından çıkardığında Hasanın dölleri karımın amından akmaya başladı, öyle fışkırtmıştı ki, döller amından dışarı taştı. Karım kalktı banyoya gitti, ama yürümekte zorluk çekiyordu. O gece Hasan karımı sabaha kadar iki sefer daha sikti. Aslında Hasan karımı sikmeye devam edecekti, ama karımda mecal kalmadı...
Hasan bekarmış, annesini arayarak 'İstanbul'a iş bulmak için gittiğini' söyledi ve tam bir hafta bizde kalıp karımı sikti. Karımı banyoda, yatak odasında, salonda, evin her yerinde, sabahlara kadar sikti. Giderken telefonunu aldık, karım büyük yarak isteyince Hasanı arıyoruz, Hasan gelip karımı doya doya sikiyordu, taa ki iş bulupta İstanbul'a yerleşene kadar. Büyük yarağa alışan karım artık benim sikimle yetinmiyor, ne yapacaksak. İşte böyle hikaye severler, ben karımın sikicisini tesadüfen Gay Hamamında onca yarak arasından seçtim ve karımı kendi elimle siktirdim!
[Arif]
157 notes · View notes
coksev · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
O kadar güzelsin ki 40 yıl hatır koymakta çok haklısın☺️ bikahve🌸
236 notes · View notes
sevdambeyzamaait · 4 months
Text
BUNU EVDE OKU ❤️
Ich schreibe diesen Text, weil ich meine Gefühle dir leider nicht ganz rüberbringen konnte und ich dich gestern so vielleicht verwirrt habe.
Ich bin so frustriert gewesen, weil ich einfach nur sehen wollte, dass du das gleiche empfindest wie ich. Und dann deine Begründungen mit kendi ayaklarda durmak und dass mit der Blase, konnte ich einfach gar nicht nachvollziehen. Sorun hep mesaafeydi, kendi ayaklarda durmak hat sich dann ausgehört wie eine Ausrede. Öyle bir olay yok çünkü. Zaten Uniden sonra evlenecektik. Und das mit der Blase ist auch schwachsinnig, es hat nichts mit ümitlenmek zu tun gehabt, es hat einfach bedeutet, dass du immernoch Gefühle für mich hast. Ümidim zaten çok az, ve zaten bu işi maalesef ama maalesef bitirdik. Ama bu kadar çabuk silmeni beni mahvetti. Das sollte einfach nur zeigen, dass du mich immernoch liebst. Belki gelecekte olabilir. Aber wenn du mir zeigst, dass du mich nicht mehr liebst, gelecekte bile bu iş artık olamaz. Und das hat dieser Emoji bedeutet. Senin kendin fikriydi. Ve iki hafta sonra bana olan hislerin kaybetmen beni aynı seviyede sevmediğini gösterdi. Ama öyle olmadığını zaten söyledin. Aber wieso willst du auch unbedingt, dass ich die Gefühle für dich verliere? Bana hep kolaylaştırmak istiyorsun böyle şeylerlen, ama dahada zor yap��yorsun. Hep böyle saçma sapan şeyler yapıyorsun (soğukluk, aldatma, vs...). Yapmana gerek yok, zaten olmassa olmaz ve zaten bitirdik. Du willst, dass irgendwie in Zukunft unsere Dua angenommen wird, aber mit sowas verschließt du doch den Weg nur komplett. Ümitlenme adına böyle şeylere gerek yok.
İnan, senin benim sevdiğimi biliyorum. Sadece aynı sevgi olmadığını veya yaşamadığını düşünmüştüm. Ich hatte nicht verstanden, wie du dich so schnell gewöhnst, während ich trauere. Sana suç atmak konusu değildi, davranışı anlamak ve sevgini görmek konusuydu. Ich wollte meine Frust zeigen und eine Antwort darauf bekommen. Ich wollte sehen, dass du die gleichen Gefühle hast wie ich. Darum ging es die ganze Zeit. Zu sehen, dass du mich auch so geliebt hast, wie ich es getan habe. Birde beni hayırsız olarak görmeni beni mahvetti. Allah'a bırakıyorsun. Eyvallah. Ama Allah bize yolları açmıştı, zor olsa bile. "Eğer hayırlıysan bir türlü olur" diye söylüyorsun, ama yolları kapatmayı çalışıyorsun. Ve illaki alışacaksın. Und dann? Belki haklısın, vielleicht ist auch einfach mein Charakter schwach. Belkide hayırsız. Ama ben işte bu tüm şeyleri anlamıyorum. Ben mi yanlış görüyorum? Willst du wirklich, dass ich einfach loslasse und nichts mache? Belki bir sene sonra söylüyorsun, ama o zamana sen başkasıyla tanismiyacakmisin? Ich will doch auch, dass du glücklich wirst... Evet, Allah büyük. Belki birşeyler olur ozamana kadar. Ama bilmiyorum, beni bu tüm olaylar mahvetti.
Es tut mir so Leid, dass ich deine Stimmung ruiniert habe. Okadar zorlandım ki sana o texti yollamaya. Seni üzeceğini biliyordum. Und jetzt tue ich es wieder. Lütfen yanlış anlama. Es geht mir diesmal einfach nur darum, dir zu zeigen warum ich mich so fühlte. Ich liebe dich immernoch vom ganzen Herzen. Ve tekrarlıyorum: senden asla, ASLA nefret etmem. Seni okadar seviyorum ki, seni nasıl nefret ediyim? Du bist so besonders in meinen Augen. Kendine lütfen suç atma, es ist nicht deine Schuld. Allah için sevdim, ve halendaha Allah için seviyorum. Son günler okadar üzüldüm ki, kendimde değildim. Ve elbette sende üzülüyorsun. Senin içinde zor. Ben hep söyledim, senin yerine ben üzüleyim. Ve şimdide böyle yapıyorum. Benim böyle yapmam hakkım yok. Seni çok üzdüm. Ama her şeyden sonra yine tüm kalbimle dua ediyorum bizim için. Düşünsene bunca zorluk sonra kavuşuyoruz? Ben hep sana söyledim, ben ilk günümüzde ağlamam. Ama artık bir ilk gün olursa, ilk sarılış olursa, artık bilmiyorum kendimi tutabileceğim mi. Inşâallah en hayırlı şekilde o ilk gün olur. Kendimi ablenken yapmamı istiyorsun, ama günlerim dolu olduğu halde, işlerim çok olduğu halde, ben yinede seni düşünüyorum. Her yerde, her yaptığımda, hep seni düşünüyorum. Şuan iş için Frankfurtta gidiyorum ve yinede seni düşünüyorum. Pazar günü bizim SBT vardı, ve yine orda seni düşündüm. Cuma günü sohbet verirken, yine seni düşündüm. Her yerde ve her zaman, sen, sen Beyza Nur. Ve çok korkuyorum, bu hisleri kaybetmek istemiyorum, bırakmak istemiyorum. Bana üzülmeye izin ver, çökmeye izin ver. Tabiikide böyle olacağım herşeyimi kaybettikten sonra. Allah bize en hayırlısını nasip etsin ve en kısa zamanda mutlu etsin, her iki cihanda. Ve yine özür dilemek istiyorum, ben çok ileri gittim. İltifatlarim, sözlerim vs. münasip değildi. İkimizi günaha koydum. Hakkını helal et. Ich ging viel zu weit. Ama işte çok sevdim. Hemde nasıl. Hislerimi tutamadım. Sana hep "seni seviyorum" söylediğim için gülüyordun, ama işte aşırı seviyordum ve halendaha seviyorum. Çok mutluydum. O mutluluğu kendimde tutamadım.
Ben seni daha fazla üzmek istemiyorum, ich will nicht weiter deine Stimmung ruinieren. Alışmak istiyorsun zaten, seni zor duruma daha fazla koymak istemiyorum. İnşâallah el ele bir gün gözlerimize bakıp bu günleri hatırlatıp güleceğiz. Seni Allah için çok seviyorum çiçeğim ❤️
23 notes · View notes
dankett-i · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
O kadar haklısın ki...
664 notes · View notes
sillagen · 10 months
Text
Milletin bazı fikirleri o kadar saçma ki "ya bir sus" diyemediğin için " sen de haklısın kardeşim" diyorsun.
57 notes · View notes
ertan2618 · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:“Her kula helâl, Müslüman’a haram!”
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
*Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka-paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?” diye çıkışmışlar adama.
Adam:
- “Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır…” dedikçe kadı kızmış:
- “Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir!” demiş. Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
- “Nedir gerekçen?” diye sormuş. Adam:
- “Bir tek Sultan’a derim…” diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ama diğer yandan o da meraklanırmış:
- “De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslüman’a haram yazarsın?” Adam, başı önünde konuşur:
- “Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
- “Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?”
- “O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım…”
- “Eeee!”
- “Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rasgele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak…” Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, “Ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…” Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş. Bir hafta dolunca, adam:
- “Sultanım, artık bırakmak zamanıdır” demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler.
- “Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… Din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine… Sultan:
- “Bitti mi?” demiş adama.
- “Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
- “Şimdi nedir isteğin?”
- “Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulucami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka-paça götürmüşler.
Bir Allah’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan-soran olmamış… Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen-giden yok! Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
- “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
- “Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!”
- “Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
- “Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- “Eee, ne olacak şimdi? Adam:
- “Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- “Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
- “Hava bile haram, hava bile!” demiş.
VATANINA, BAYRAĞINA, MİLLETİNE, DEVLETİNE SAHİP ÇIKMAYANA Herşey haram...
23 notes · View notes
kelimesendromu · 2 years
Text
Tumblr media
O kadar haklısın ki...
237 notes · View notes
sadecekinyass · 12 days
Text
Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum. Seni de tanıdım... Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim... Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi. Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.
18 notes · View notes
master1wayne · 8 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B5.2
BÖLÜM 5.2 [İLK DENEYİM]
Kendisini araba'nın üstüne oturttum ve topuklu ayakkabılarını bizzat o bembeyaz pembe ojeli ayaklarına özenle giydirdim.
L: Teşekkür ederim.
Rica ederim bütün kaydı sizden şu anlık alabilir miyim?
L: Neden ki?
Merak etmeyin kopyasını çıkaracağım ve size yarın bizzat ben kendi elim ile teslim edeceğim.
L: O zaman ses kaydını da ben alayım.
Kadın aslında bana güvenmiyordu bu sebeple işini sağlama alıyordu, itiraz etmek istemiyordum.
İçeride ne konuştularsa zaten hepsi apaçık videoda olduğu gibiydi bu sebeple tereddüt etmeden uzattım.
Buyurun bu da sizde kalsın hatta kartımı vereyim bu da numaram.
Aslında bir kart değil sadece numaramı yazdığım kağıdı vermiştim.
Kadın eliyle kaptığı gibi çantasına ses kaydının olduğu Flash bellek ile aldı.
L: Bunun şifresi yo-.
Daha gelmeden önce aldım merak etmeyin.
L: Tamamdır. O zaman ben bir taksi tuta-.
Olmaz bu kadar yere ben getirdiysem adamlık edip ben bırakayım buyurun.
Teklifimi kabul etmişti kendisine "bir ara müsaitseniz kahve içebilir miyiz?" demiştim.
Bana hızlıca baktı kızaran yanakları ve o ince kırmızı rujlu dudaklarından gülümsemeli bir evet çıktı.
[30 dakika sonra]
Artık burada yolumuz ayrılıyor Leyal hanım. Tekrar görüşmek üzere.
L: Size de Aras Bey.
L: Bu arada Aras Bey?
Evet?
L: Neden böyle bir şey yaptınız?
Nasıl yani?
L: Babanızın annenizi aldattığını video kaydına aldırıp ses kaydı ve fotoğraflar çektirdiniz. Babanızı kendi elinizle rezil ettiniz.
Olması gerekeni yapmadım mı yani?
L: Yani evet tabii ki ama böyle bir şey hiç görmemiştim.
İlk ve son oldu zaten ailemden ellerini çekecek ve annem de ablam da babamın gerçek yüzünü görecek.
L: Umarım görürler siz iyi birine benziyorsunuz.
Teşekkür ederim...
Leyal'i bıraktıktan sonra bir takı ürünü satan yere uğradım.
[Ürün seçtikten sonra]
Ne kadar bu?
K: 27 bin TL
1300 dolar var burada.
K: Paket olsun mu efendim?
Olsun beyefendi, teşekkürler.
Aldığım gibi çıkıp arabaya döndüm ve hızlıca Selin'in evine doğru yola çıktım.
[5 dakika sonra]
Evine geldiğimde arabayı parkettim sonra da kapının önüne geçtim ve zili çaldım.
Kapıyı tekrar çaldım ve içeriden bir ses "geldim, geldim" diyordu, Selin'in sesi olduğuna emindim.
[Kapıyı açar]
Merhaba aşkım.
S: (isteksiz bir sesle) "Merhaba aşkım"
Gelebilir miyim?
S: Buyur!
İçeriye geçtiğimde 20 tane arkadaşı vardı ve güzel bir ortam, bir bar havası oluşturulmuştu.
Al aşkım senin için almıştım.
S: Teşekkürler...
Hayatım neyin var ne oldu?
Kolumdan tutarak beni kenara çekti.
S: Kaç gündür neredesin sen? Aramıyorsun etmiyorsun, hayır ölsen kalsan haberim olmayacak!
Canım, haklısın Birtanem ama ailemin yemeğiydi, karakoldu sorguydu derken fırsat bulamadım.
S: Nasıl yani, ne karakol'u iyi misiniz?
İyiyiz aşkım babam'a iftira atılmış hepimiz dün emniyete gittik akşam da stresli bir hava vardı bugün daha yeni dışarı çıkabildim sadece sana gelmek için beni sevmeyen ablamın arabasını çarptım.
S: Hmmm, öff tamam gel buraya sensiz ne yaparım zaten ben.
Güzelce sarılmıştık. İçeri doğru geçince farkettim ki bir sürü alkol şişesi vardı ve herkes çeşmeden akarcasına doldurup içiyordu.
Ne diyelim, pek sevmem aslında bu tip ortamları. Benim kafa yapıma uymuyordu ama Selin istediği için buradaydım.
Birazcık ilerleyen saatlerde artık ortam yavaş yavaş dağılıyordu. Bu esnada Selin, ben ve iki tane kız etrafta çöpleri topluyorduk.
Çöp toplama işi bitince diğer kızlar Selin'e "sorun yoksa bu gece burada kalabilir miyiz?" dedi.
Selin "tabii kız kızlar sorun değil." diyerek isteklerini kabul etti.
Ee ben gideyim artık.
S: Nereye?
Evime kızım başka nereye sence?
S: Olmaz benimle gel!
Elini uzatınca ben de elini tuttum. Selin yavaş yavaş yürüyor arkasından ben de onu takip ediyordum.
Merdiven basamaklarını sırayla çıkıyorduk. Her adım attığımda Selin "çok az kaldı, çok az" diye tekrar ediyordu.
Bir kapıyı açtı ve içeri geçtik.
S: Aşkım 18 yaşına girmiş biri olarak en istemediğim şey bakire olmak ve seni seviyorum, seni istiyorum.
Ben de Bakirim evet ama Selin emin misin kızlık zarın delinecek.
S: Alacaksan sen al aşkım, uzun zamandır yanıp tutuşuyorum kendimi parmaklarken telefondan sikinin fotoğrafına bakarak kendimi öyle tatmin ediyorum.
S: Artık dayanamam!
Bu saatten sonra ben de dayanamam merak etme.
[mavi göz, turuncu saçlar, 1.66 boy, 60 kilo, megan fox gibi vücut yapısı, gabbie carter gibi bir göt ve memeye sahipti.]
Selin hemen geldi ve gömleğimin düğmelerini koparırcasına çözmeye başladı ben de pantalonumun kemerini çözdüm ve fermuarı açtım.
Gömleğimi çözdüğü gibi çıkartıp bir yere fırlattı. Sonra da önümde eğildi ve pantalonumu sakince çıkardı artık sadece boxerla kalmıştım.
Şimdi sıra bana geldi üstündeki crop'u çıkardım ve sonra da içine giydiği ince ve küçücük sütyen'in kopçasını çözdüm. Altında duran mini eteği çözmeden önce boynunda başlayarak önüne doğru öperek geçtim.
Sonra, göğüs kafesine geldim ve iki tane ortalama boyutta duran memelerine ellerimi attım ve sıkarak uçlarını belirgin hale getirdim.
Memesine ilk baş dilimin ucuyla dokunuşlar yaptım, sonra da bir annenin memesini emen bebek gibi yavaş yavaş memesinin ucunu ağzıma aldım ve emmeye başladım.
Ben emdikçe selin uzun tırnaklı ojeli elleriyle saçlarımı tutup okşuyor bazen de bastırıyordu.
Artık yettiğini düşündüm ve yavaşça öperek, göbeğine geçtim sonra da elimi arkaya attım ve önce eteği çözdüm ve arkama fırlattım.
Karşımda siyah sıkı bir tanga vardı
O kadar sıkı duruyordu ki amı'nın ortasında siyah bir çizgi haline gelmişti.
Selin'i narin bir şekilde yatağa doğru sırt üstü iktirdim. Tangasını çıkartmak için elimi attım iki parmağımla, iki taraftan yavaşça çektirdim.
Tangayı çıkarttım ve elimi boxerima attım ve çıkarttığım gibi bir yere fırlattım.
Emekleyerek Selin'e yaklaştım ve şehvetli bir öpüşmeyle ön sevilme başladı.
Selin'le öpüşürken dillerimiz birbirimizin ağzında dolaşıyor ve bir elimlede memelerini sıkıyordum.
Selin kontrolü ele almak istiyordu ve beni sırt üstü yatırdı, üstüme çıktı önce dudaklarımı ıslak ıslak öperken yavaştan boynuma geçti.
Boynumu öpüyor ve vakumlar gibi emiyordu. Durmadan aşağıya gidiyordu yavaş, yavaş...
Yavaşça karın kaslarıma geldi her öptüğü'nde gözlerime doğru sinsi bir gülüş atıyordu.
Sonunda sıra sikime gelmişti.
Zaten vücudunu görünce kalkan sikim eline alınca zonklamaya başlamıştı.
Sikimi bir aşağı, bir yukarı sıvazlıyordu. Yavaşça Sikimi ağzıma aldı. Ağzının sıcaklığı müthişti.
Sikimi başını hafif hafif dişleyerek emiyordu. Canım biraz yansa da verdiği zevk daha fazlaydı.
Artık başını emmeyi bıraktı ve yavaşça ağzına daha fazlasını almaya başladı. Her seferinde bir santim daha fazlasını alıyordu.
Ağzından sikime doğru akan tükürcükleri ve yüzün'deki o yarak açlığı azdırıcıydı.
Artık dişlerini hissetmiyordum, sadece sıcak boğazından gidip gelen sikim vardı.
Bir süre sonra saçlarından tutarak çektiğimde yüzünde "neden çektin ki" der gibi bir ifade vardı.
Fakat, sadece birimiz zevk almamalı
69 pozisyonuna geçmemizi söyledim
Selin üstüme ters biçimde çıktı.
Amı'nı artık yalayabilirdim, ilk baş art arda başlayan öpücüklerin yerini dilim almıştı.
Dilimle ilk baş iki dudağını yalaya yalaya güzel bir şekilde ıslatarak zevk veriyordum.
Sonra dilimi bir kılıç gibi dimdik yaptım ve iki dudağın arasına yavaşça dilimi soktum.
Selin az önce zevk alıyordu ancak artık zevkten fazlasını aldığına emindim.
Dilimi sokup çıkarıyor, dalgalı bir biçimde hareket ettiriyordum amında.
Ben soktukça o da sikimi komple ağzına alıyor ve bir süre bekliyordu
5 dakika sonra artık ikimizde yavaştan titremeye başlıyorduk.
Selin'e attığım dil darbeleri onu harap etmişti. Amı'nı yalarken ağzıma ve yüzüme tazyikli bir şekilde zevk suları akmaya başlıyordu.
Biraz bekledikten sonra Selin'in ne kadar enerjisi bitsede, kendini zorladı ve benimde boşalmam için sıcak ağzını tekrar kullanmaya başladı.
Ritmik bir şekilde sikimi ağzına alıp çıkarıyor ve bir eliyle de sikime 31 çektiriyordu.
Ağzın'ın sıcaklığı ve zevk hormonları beni sona yaklaştırıyordu.
Selin elini daha hızlı kullanmaya başladı, sikimi yalamayı bıraktı ve sadece kafasını ağzına aldı.
Artık ne vücudum, ne de ben buna dayanamazdık. Gözlerim sanki sıcaktan baygın insanların gözleri gibiydi açık kalmak için kendini zorluyordu.
Fakat artık kendimi tutmadım, tutamadım ve taşaklarımda ne varsa büyük bir hiddetle Selin'in ağzına boşalttım.
Selin sikimden ağzına fışkıran döllerimi biberondan süt emer gibi emiyordu. En sonunda büyük bir oh çekerek kafamı yastığa bıraktım.
Selin ayağa kalktı ve yanıma gelip ağzındaki döllerimi bana gösterdi sonra da yuttu.
İkimizde yatakta bir süre uzandıktan sonra, sikim tekrar şahlanmaya başlamıştı.
Selin sikimi görünce bacaklarını araladı. Fakat benim ilk amacım onun. Taş gibi götünü dağıtmaktı.
Kendisini bir hamlede ters çevirdim, Selin benim niyetimi anlayınca "aşkım lütfen oradan olmaz çok acıtır" demişti fakat ben onu duymazdan geliyordum.
Sikimi götüne dayadım ve bir elimle saçlarını kavradım. Selin hâlâ itiraz ediyordu ama bu götü yarmak benim hayalimdi.
Sikimi iktirmeye başladım, deliğin dibini zorluyor ama içeri girmiyordu çünkü Selin kendisini kasıyordu.
Kendisine "lütfen bebeğim, senin o götüne girmek için uzun zamandır kendimi yiyip bitiriyorum, bana bırak kendini hiç bir şey olmayacak söz!" dedim.
Selin bunu duyduktan sonra kendini bırakmıştı ama ağzından "yavaş ol, büyük seninki" dedi.
Tekrar sikimi doğrulttum ve deliğe dayadım. İktiriyorum ama deliği sıkıydı girmiyordu.
Böyle olunca hemen "sonra tekrar denersin demişti" ama benim kararım kesindi.
Krem var mı?
S: Var ama neden?
Sikime ve götüne süreceğim ondan.
S: (ilk baş düşünür) Tamam banyo'da var dolabı açınca sağda duruyor.
Banyo şu kapı oradan gir.
Hemen kalktım ve koşarak kapıdan girdim. (Am kaçıyor sanki de) Dolabı açtım ve hemen krem'i aldığım gibi geri döndüm.
Kapağı açtım ve önce Selin'in götünün deliğine sonra da sikime sürdürüp yaydırdım.
Sikimi iktirmeye başladım, bu sefer kafası azıcık ucundan girmişti Selin nefesini tutmuş bekliyordu.
Sikimi yavaş yavaş sokuyordum ama bu sadece Selin'in canını daha uzun süre yakıyordu.
Ben de şansımı denemek istedim ve sikimi tüm kuvvetimle içine doğru iktirdim
S: Ahhhh, götümü yardın off acıdı
Şşh biraz sonra geçicek aşkım dur.
S:...
Sikimi hafif hafif oynatmaya başladım yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başlamıştım.
Selin'in götü alışmaya başlamıştı.
Sikimi içine sokup çıkardıkça Selin "ooh" diye kısık kısık inlemeye başlamıştı.
Daha kolay kontrol edebilmek için Selin'in saçını kement gibi kavradım.
Artık götünün derinlerine kadar sikimi sokuyordum. Sikim her girdiğinde taşaklarımın tenine çarpma sesi yankı ediyordu.
S: Ağğhh evet aşkım sokk evet
Boştaki elimle beyaz götüne ardı ardına şaplaklar atıyordum.
S: Daha sert vur oğğhh hadii.
Saçından çektim ve içine doğru daha sert sokmaya başladım. Selin altımda ciyaklıyor, "ağğhhhh oğhh evet" diye bağırıyordu.
Tam bu esnada Selin tekrar titremeye başladı ve şelale gibi boşaldı.
Bir an kendisini direk yatağa bıraktı ve sikim götünden çıktı. Ancak daha ben boşalmamıştım bu sebeple aklıma gördüğüm yastığı almak ve bununla götünü havaya kaldırmak geldi.
Yastığı alıp altına yerleştirdim ve sikimi tekrar kızarmış götünün deliğine soktum.
Canavar gibi içinde gidip geliyordum bir pistonlu makina gibiydim.
Selin aşağı'daki kızlar duymasın diye yastığını ısırıyor, çarşafı sıkıyordu.
Alev gibi yanıyorduk ikimizde, bir kaç dakika sonra pozisyonu değiştirmek istedim, tekrar sırt üstü yatırdım ve bacaklarını omzuma attım.
Sikimi tekrar soktuğumda Selin'in gözleri fal taşı gibi açılmış dudağının kenarını ısırıyordu.
Sikimi beton delme makinesi gibi kullanıyordum, sert sert girdikçe sanki bütün nefretimi atıyordum.
[10 dakika sonra]
S: Aşkım haydi artık lütfen. Bu am seni bekliyor sen götümü sikiyorsun.
Ohh tamam aşkım dur.
Sikimi itina ile çıkardım ve birazcık durdum.
S: Aşkım hadi?
Prezervatif yok mu?
S: Dur burada olacaktı.
Çekmeceyi açtı ve tırtıklı bir prezervatif çıkardı.
Beni daha fazla azdırmak için paketi ağzı ile açtı ve ağzıyla sikime geçirdi.
Kasıklarını araladı ve işaret parmağıyla amını gösterdi.
Sikimi ilk baş amı'nın etrafına vurduruyordum. Sonra deliğinin girişine sürtmeye başladım.
Ben sürttükçe kendinden geçiyor, mest oluyordu. Fakat asıl istediği içine girmesiydi ve lütfen der gibi bakıyordu bana.
Onu kırmak istemezdim.
Yavaşça pozisyon aldım ve sikimi ileri doğru iktirdim.
Aşkım biraz acıyacak biliyorsun.
S: Dayanabilirim sok hadi!
Bunu dedikten sonra hayvan gibi bütün ağırlığımı vererek sikimi içine iktirdim.
S: (dişlerini sokarak) Iğğmm, Ohh, ohh evet girdi.
Bu sefer götünde olduğu gibi yavaş yavaş gitmek istemedim.
Hızlıca git gel yapmaya başlamıştım.
Selin bacaklarını belime doladı, içine girdikçe ciyaklıyor sırtıma tırnaklarını bastırıyor.
Selin'in dudaklarıyla dudaklarım tekrar buluşmuştu.
Öpüşürken içine giren sert sikimden ağzı bile etkileniyor "ığmm ığmm" sesleri çıkarıyordu.
Vücudumuzdan damla damla terler akıyordu. Selin'in dudaklarından kendimi ayırdım ve elim ile boğazını sıkarak sikimi amına iktirmeye devam ettim.
Her girdiğimde Selin'in gözlerinde yaşlar geliyor rimel'i akıyordu.
S: Ağğhh evet aşkım, sik beeni evett!
Orospu yapacağım seni merak etme oğğğhhh.
S: Sakın çıkarma o sikiniii parçala a-amcığımı parçalaaa oğğh evet oğğh.
Artık boşalmaya yaklaşıyordum.
Git gellerimi arttırdım taşaklarım götünün yanaklarına çarpıyor terden hafif hafif yapışıyordu.
En son gelmeden önce amından hızla çıktım, prezervatifi de çıkardım.
Selin'i hemen ters döndürdüm ve götüne girdiğim gibi iki elimle götünü sıkarak, sikim içine çarpa çarpa giriyordum.
Artık dayanamıyorum, bütün enerjim bitiyor, kendimi sıkmamalıyım dedim ve götüne son bir giriş ile kendimi kenetleyerek spermlerimi içine bıraktım.
Ben boşalınca selin de yüz üstü yatmış derin derin nefes alıp veriyordu.
Sikimin küçülerek çıkmasını bekledim aynı babamın yaptığı gibi.
Sikim çıkınca bütün döllerimin Selin'in götünün içinden dışarı taşarak aktığını görmek beni ayrı bir keyiflendirmişti.
S: Ohh aşkım müthişsin evett, çok güzeldi, çok çok iyi sikiştin.
Yanına uzandım ve tek bir kelime etmeden Selin'in yüzüne baktım.
Selin'in yüzünde daha önce görmediğim bir gülümseme vardı gözleri kapanmış derin nefes alarak dinleniyordu.
Telefonumu alıp saate baktığımda saat 5 olmuştu.
Selin 10 dakika sonra kendine gelince beraber yatağın çarşafını değiştirdik ve birlikte sıcak bir duş aldık.
Cidden çok yorulmuştum ama kurt gibi açtım.
Selin yiyecek bir şey var mı?
S: Aşkım dolaba bak ne ararsan var.
Tamamdır bir tanem.
Bornoz ile aşağı inmiştim. Dolabı açtım ve bir kaç atıştırmalık bir şey aldım ve ısıtıp yedim.
Odaya geri döndüğümde Selin çırıl çıplak yatağa yatmıştı.
İçimden hemen telefonu alıp fotoğrafını çekmek gelmişti ama gerek yoktu zaten kendisini sikmiştim.
Odanın ışığını açtım ve etraftan kıyafetlerimi toplayıp giyindim.
Tekrar saat'e baktım ve 7.37 olmuştu.
Selin'i öptüm ve odasından çıktım.
Aşağı indiğimde iki kız arkadaş birbirini okşayarak tatmin ediyorlardı beni görünce hemen çekinip üstüne çarşafı çektiler.
Ben de aldırış etmeden çıktım ve evime döndüm...
24 notes · View notes
benegeninincisi16 · 28 days
Text
Seni seviyordum ya sevgilim böyle yazdığım için sevmediğimi düşünme hâlâ daha seni çok seviyorum. Bugün benden sıkıldığını söyledin, öyle içim sızladı ki sırf sana cevap yazabilmek için ağlamadım ama çok ağrıma gitti be sevgilim. Sana sordum sebebini sebep yok böyle ilişki yürümüyor dedin bu kadar mı bıkmıştın benden. Beni sevdiğini büyüyünce evlenecek miyiz, diye sorduğunu unutmak istiyorum seninle yaşadığım tüm anıları, çünkü sen karşımda dolaşırken ben seninle ilgili anıları hatırlamak istemiyorum be sevgilim. Bana üzülme dedin ya aslında çok geçti bunu söylemen çünkü kalbim acımaya başlamıştı. Sakın kendini suçlu hissetme sevgilim, tabiki beni sevmeye bilirsin ben sana bütün yıllarını benimle geçir demiyorum ama o kadar ciddi düşünürken neden bir anda vazgeçtin bunu sorguluyorum saat şuan 23.59 bir dakika sonra kendime yeni bir hayat başlatmaya çalışacağım ama ikimizde biliyoruz ki başaramayacağımı. Asıl sen üzülme sevgilim beni sevmeye bilirsin haklısın da kim asosyal, takıntılı, sinir hastası, psikolojik ve ailevi sorunları olan bir kızla kim sevgili olmak istesin ki ama tek bir sıkıntı var sen bunları biliyordun sevgilim. Ama sen bunları bile bile canımı yakmak istedin olsun be sevgilim canın sağolsun. İlk defa kendimi bir yere bir şeye anlatma ihtiyacı duydum ve buraya yazdım ama kızma bana sevgilim çünkü ben artık ÇOK YORULDUM. HAYAT ÜSTÜME GELİYOR VE BEN BIKTIM. Senin sayende bir daha sevmemeye yemin ettim sevgilim çünkü bir daha bu şeyleri çekemem, bende insanım benimde kalbim var ve kırmamaya özen göster lütfen. Kendine dikkat et Allah'a emanet ol sen üzülme ben üzülsem de olur sevgilim. İnşallah karşına seni mutlu eden birisi çıkar görüşürüz...
9 notes · View notes
gelmemeyeegitmisim · 2 months
Note
Neden insanlar buraya Ege sini bulmaya geliyor egece İzmir'in ki gibi bir hikaye istiyor neden herkes kendi hikayesini yazmıyor kendi kurallarini koymuyor yanlış anlama bloğunu beğeniyorum🥰
Ya insanlar kitabı okuyup merakla uygulamayı yüklüyolar. Bi süre sonra bakıyorlar ki Ege gibi birisi yok. Zaten kitap karakteri. Haklısın aslında, niye kendi hikayelerini yazmıyorlar? Çünkü Ege ve İzmir 'in sonunu biliyorlar.:) Hiç bi insan bilmediği şeye iki dakikada alışmaz değil mi? Onlar içinde en güvenlisi başkalarından görüp yaşamak sanıyorlar. Aslında o yaşamak istediği kişi bunu yapmak için ne kadar acı çekti ya da hala çekiyor, görmedi. Bazen resmin başka tarafından bakmak gerekir ve insanlar bundan nefret eder. ;) teşekkür ederiim bu arada 💌🦦
8 notes · View notes
baziyaralaryarali · 1 year
Text
bazen o kadar çok yanılmış olmak istiyorum ki haklısın denilmesi küfür gibi geliyo
59 notes · View notes
tukenmislerdenizim · 3 months
Note
Evliliğin iyi tarafı nedir bilir misin
Hiç yapılmamış bir evlilik ahhahbdjJa
Kdwlwğğeğwspe anoniiim o kadar haklısın ki şimdi bide ben etrafımdaki evlilikleri çok eleştirdim benim evliliğim ortaya karışık bişi olursa abooo ldleşwğwrğşetp
11 notes · View notes
zarifzenjefil · 3 months
Text
Kavga ve tartışmalarda üsulubu korumak gerçekten önemliymiş. Ne kadar sakin ve üslubunu korursan o kadar haklısın demektir... Çünkü yanlış üslup haklıyken haksız duruma düşürür... Sesini değil sözünü yükselt derdi büyüklerimiz... Benim için haklı olmak önemliydi eskiden. Çünkü hiç haklı bulunmamış hatta fikir ve düşüncelerim görmezden gelinmişti belki de... Bu yüzdendir ki şu benim yaşlarımda benim yaptıklarımı yapanlara normal bakıyor hak veriyorum. Şu an burada anne babalar, ilerleyen zamanlarda anne baba olacaklar vardır illaki. Çocuklarınızı görün. Yaptıklarını abartıp özgüven patlaması yaşatın demiyorum. Görün.
Çünkü: "ben değerliyim" duygusunu aile içinde elde eden birey, kendini kanıtlamak için aşırı davranışlarda bulunmaya gerek duymaz...! ✨
15 notes · View notes