Tumgik
#o zaman bitecek..
songeceresitali · 1 year
Text
Sana gelmek istedim, çünkü beklemek bu sefer her şeyden ağır gelmişti.
Sana gelmek istedim, çünkü ellerinin dokunduğu yerde çiçekler açardı ve ben boynundaki kokuya bir ömür heba ederdim.
Sana gelmek istedim, çünkü uçurumun kenarında olsam bile senin verdiğin his bulutların üstüne düşmek gibiydi.
Sana gelemedim.. çünkü benim bu şehirde yaşanmışlıklarım hiçbir zaman valize sığmadı.
297 notes · View notes
sinekkapan · 6 months
Text
hiçbir zaman düzelmeyecek
6 notes · View notes
bulutlardan4 · 1 year
Text
Keyifsizim
0 notes
Text
Önce Telefonda Sikti Sonra Kocamız Oldu! (Meltem 25 Y., İstanbul)
Merhabalar, ben İstanbul'dan Meltem, 25 yaşında, 1.65 cm boyunda, 55 kilo, kapalı bir bayanım. Hikayemin başladığında evlyidim ve evliliğim iyi gitmiyordu, hatta kocamla yataklarımızı bile ayırmıştık. Bir gün evde boş boş oturuyordum, sıkıntıdan patlamak üzereydim. Öylesine TV'de kanalları gezerken bir müzik kanalında kaldım ve o güne kadar hiç ilgimi çekmeyen kanala ismini yazan ve numaralarını bırakan kişileri okumaya başladım. Onlarca insan biraz kendinden bahsedip numaralarını yazmışlar. O sırada can sıkıntımın çözümün bulmuştum: İstanbul dışından birini arayıp, biraz makara yapacaktım. Öyle de yaptım, birine çağrı attım. Aradan iki dakika geçmeden beni aradı ve hikayem burada başladı.
Bir anda o aradığım numarayı telefonumda görünce, nedenini bilmediğim bir heyecen kapladı içimi. Açıp açmamakta kararsız kaldım, sonunda merakım ağır bastı ve açtım, "Efendim?" dedim. Karşımdaki ses, "Kiminle görüşüyorum?" deyince, ne söyleyeceğimi bilemedim ve "Yanlış oldu, kusura bakmayın!" deyip kapattım. Ama içim içimi yiyordu. Karşımdaki ses o kadar sempatikti ki, dayanamadım iki dakika sonra tekrar çağrı attım. Tekrar beni aradığında açtım ve az önceki davranışım için özür diledim ve konuşmaya başladık.
İsminin Mehmet olduğunu ve Balıkesir'de yaşadığını söyledi. 27 yaşında, 1.79 boyunda, 65 kiloda, sempatik, güler yüzlü olduğunu belirtti. Güvenlik görevlisiymiş. Nasıl bir ilişki beklediğimi sordu. Ben de, "Sadece canım sıkıldığı için çağrı attım, başka bir amacım yok!" dedim. İlerleyen dakikalarda Mehmet evli olduğunu söyledi. Ben de ona karşı yalan söyleyemiyordum. Yüzünü görmediğim, hiç tanımadığım bir kişiye ufaktan ufaktan ısınmaya başlamıştım. Benim de evli olduğumu, ancak kocamla anlaşamadığım için ayrı yataklarda yattığımızı söyledim. Ve bu şekilde tanışmayla başlayan konuşmamız tam 3 saatten fazla sürdü. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildik ikimiz de. Ancak telefonu kapatmak zorundaydım, akşam oluyordu ve kocam gelmek üzereydi. Müsaade isteyip, bu gece fırsat bulursam çağrı atacağımı söyleyip kapattım.
Yemek hazırlarken kocam geldi. Yemek yedik. Bulaşıkları yıkadım. Biraz TV seyrettik. Kocam eve her zaman yorgun geldiği için, biraz TV seyrettikten sonra yatmaya gitti. Benim de beklediğim buydu. Biraz derin uykuya dalmasını bekledim ve Mehmet'e çağrı attım. Aradı, tekrar konuşmaya başladık. Saatler ilerledikçe konu yavaş yavaş sekse gelmeye başladı. Bunun farkındaydım, ama kendimi Mehmet'e karşı frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun deyip, kendimi olayın akışına bıraktım ve artık telefonda sex yapmaya başladık. O kadar azdırıcı konuşuyordu ki, sanki telefonda değil de yanımdaydı. Adeta beni telefonda sikiyordu, her konuşmamızda mutlaka orgazm oluyordum.
Bu şekilde günler günleri, haftalar haftaları, aylar da ayları kovaladı ve aradan 6 ay geçti. Ama içim dışım tamamen Mehmet olmuştu, her fırsatta telefonda konuşuyor ve mesjlaşıyorduk, internette chat yapıyorduk. Bir gün bana, artık daha fazla dayanamayacağını, yıllık izine ayrılıp, 10 günlüğüne İstanbul'a yanıma gelmek istediğini söyleyince, dünyalar benim oldu. 6 aydan beri telefonda konuşup, sadece internetten tanıdığım sevgilimi sonunda gerçekten görüp tanıyacaktım. Ancak onun otel odalarında kalmasına gönlüm razı olmadı. Aklıma biricik arkadaşım Serpil geldi. Serpil dul bir kadındı ve tek başına yaşıyordu, Mehmet onun evinde kalabilirdi.
Hemen Serpil'i aradım ve durumu anlattım. Serpil direkt, "Canım benim, gelsin, istediği kadar kalabilir!" dediğinde, sevincim bin kat daha arttı. Böylelikle ev işini de halletmiştim, hemen Mehmet'i aradım ve Serpil'de istediği kadar kalabileceğini söyledim. O da bu habere çok mutlu oldu.
Aradan 3 gün geçti ve sabırsızlıkla beklediğim sevgilim bu gece gelecekti. Balıkesir'den yola çıkarken beni aradı ve "4 saat sonra yanındayım aşkım, artık bu hasret bitecek ve 10 gün boyunca unutamayacağın anlar yaşatacağım sana!" diyordu. Hemem kocamı aradım ve 9-10 gün Serpil'de kalacağımı söyledim. Kocam her zamanki gibi, "Umurumda değil, istersen hiç gelme!" dedi. Bu şekilde cevap beklediğim için hiç te garipsemedim, zaten formalite icabı söylemiştim :) Hemen birkaç parça giysi aldım yanıma ve uçar adımlarla Serpil'e koştum. Hazırlanmaya başladım, makyajımı yaptım, üzerime dizimin 4 parmak üzerine gelen siyah eteğimi ve beyaz gömleğimi giydim, türbanımı yaptım, üzerime ince bir tunik aldım. Serpil'le birlikte gidecektik Beşiktaş'a Mehmet'i karşılamaya. Serpil de hazırlandı, o da benim kadar güzel ve alımlı olmuştu. Beklenen saat geliyordu, artık aşkımı karşılamaya gidebilirdik.
Serpil'le Besiktaş'a indik ve bir cafeye girdik. Mehmet gelinceye kadar bir kahve içip heyecanımı dindirmem gerekliydi. Derken telefonum çaldı, sevgilim arıyordu, açtım. "Ben indim, Barbaros meydanında deniz kenarında bekliyorum!" dedi. Heyecanım hafiften azalmışken yine tavan yaptı, "Tamam 5 dakika içinde oradayız!" dedim ve hemen hesabı ödeyip çıktık ve Barbaros meydanına gittik. Mehmet arkası bize dönük, bankta oturmuş, bir sigara yakmış, denizi seyrediyordu. Heyecandan ölmek üzereydim, ayakta duramıyordum, Serpil bu durumu farketti ve hemen koluma girdi. Sakin adımlarla arkasından yavaşca yaklaşıp ön tarafına geçtim ve Final anı...
Mehmet'i görünce nutkum tutuldu, o kadar yakışıklı ki, tarif edemem. "Merhaba ben Meltem!" der demez hemen ayağa kalktı ve birbirimize sarıldık. Sanki senelerdir tanışıyormuşuz ve uzun zaman sonra tekrar buluşmuşuz gibi birbirimizi bırakamıyorduk. Serpil'in, "Piişşttt ben de burdayım, beni unuttunuz!" sözüyle ayrıldık ve Serpil'i tanıştırdım. Sonra hiç vakit kaybetmeden atladık Serpil'in arabaya, yola koyulduk. Bir an önce eve gitmek için sabırsızlanıyorduk. Arabada biraz sohbet ettik. Yarım saat sonra sokağın başına geldiğimizde, bizi beraber görmemeleri için Mehmet'i indirdik. Ben Serpil'le, Mehmet de arkamızdan apartmana girdik. Hep beraber asansöre bindik ve Serpil'in daireye çıktık.
İçeriye girip, Serpil kapıyı kapatır kapatmaz, hemen sevgilimin üzerine atlayıp, "Tekrar hoşgeldin aşkım!" deyip dudaklarına yapıştım. Serpil'in yanımızda oluşuna aldırmadan uzun uzun ateşli bir şekilde öpüştük. O kadar arzulu ve tatlı öpüyordu ki, beni kendimden geçirmeye yetmişti. Serpil'in götüme şaplak atmasıyla kendime geldim. Serpil, "Mehmet kendi evinde gibi rahat hisset kendini canım, geç istediğin yere otur. Müsaadenizle ben üzerimi değiştireyim..." diyerek odasına gitti. Biz de salona kanepeye geçip oturduk. Gözlerimizi birbirimizden alamıyorduk. Az önceki ateşli öpüşme beni kendimden geçirmiş ve amım ıslanmıştı. Ama acelemiz yoktu, daha önümüzde tüm gece vardı.
Serpil çok rahat bir kadın olduğu için, dizlerinin üzerinde bir şort ve sıfır kol bir tişörtle geldi, Mehmet'e, "Tekrar hoşgeldin!" diyerek karşımıza oturdu. Kısa bir sessizliğin ardından ben Mehmet'e, "Ya aşkım sormayı unuttum, ne içersin? Soğuk sıcak?" dedim. Bir bardak meyva suyu istedi. Hemen kalktım, mutfağa gidip hepimize birer bardak meyva suyu koydum ve salona geri geldim. Baktım Serpil ve Mehmet muhabbete başlamışlar konuşuyorlardı. Servisi yaptıktan sonra ben de katıldım muhabbete, konuşmaya devam ettik. Muhabbet koyu olduğundan vaktin nasıl geçtiğini anlamadık.
Bu arada karnım acıkmaya başladı. Mehmet'e, "Aşkım sen acıkmadın mı yaa? Ben acıktım! Sen üzerini değiştir, biz Serpil'le birşeyler hazırlayalım, yiyelim!" dedim. Mehmet Serpil'e, "Bir mahsuru yoksa ben bir duş almak istiyorum, yol beni biraz yordu." dedi. Serpil, "Aşk olsun canım yaa, kendi evin gibi rahat ol!" dedi ve biz mutfağa, sevgilim de duşa girdi. Serpil de gerçekten benimkini çok yakışıklı bulmuş ve onun da benim gibi dibi düşmüştü.
Biz mutfakta uğraşırken sevgilim duşunu alıp, üzerinde bir şort ve tişörtle mutfağa yanımıza geldi, bana arkadan sarılarak, "Kolay gelsin aşkım!" diyerek boynumdan öptü. Benim oramdan çok zevk aldığımı ona daha önce telefonda söylemiştim. "Sabırsızlanma aşkım, daha önümüzde koskoca 10 gün var, biraz bekle, önce yemek yiyelim!" dedim. Oturduk yemek yedik, biraz daha sohbet ettik. Serpil, "Arkadaşlar ben yatıyorum, siz ister oturun, ister yatın!" diyerek yanımızdan ayrıldı. Ben de, "Aşkım sen salona geç, ben masayı toplayıp geliyorum!" dedim. Masayı toparladım, salona geçtim.
Serpil elinde nevresim ve bir yastıkla geldi. "Napıyorsun kız?" dedim. Serpil, "Misafiri kanepede yatıracak halim yok ya, yatak odası sizin, ben burada yatarım!" dedi. Bütün çabalarıma rağmen, "İtiraz istemiyorum!" diyerek salonda yatacağını söyledi ve "Artık siz de yatın, çok geç oldu!" dedi. Tam biz yatak odasına giderken arkamızdan, "Fazla ses çıkarmayın, gerçi uyanmam, ama uyanırsam benim de canım ister!" dedi ve kahkahayı patlattı. Biz de sevgilimle gülüşerek, sarmaş dolaş yatak odasına girdik.
Kapıyı kapatır kapatmaz yine aynı şekilde ayakta öpüşmeye ve yiyişmeye başladık. Ama bu sefer ellerimiz de boş durmuyor, birbirimizin vücudunu keşfediyordu. Bir yandan öpüşüyor bir yandan birbirimizi soyuyorduk. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplak kaldık. Yatağa geçme vakti geldi ve lambayı kapatıp, duvar dibindeki kırmızı spot ışıkları açtım. Serpil zevkine düşkün olduğu için özel yaptırmıştı bunları. İçerisi loş ışıkla tam bir fantazi odası olmuştu.
Hemen yatağa geçtik ve kaldığımız yerden öpüşmeye devam ettik. Mehmet'in üzerine çıkmıştım ve yarağını amıma sürttürüyordum. Onu dudaklarından başlayarak aşağı doğru yalaya yalaya yarağına indim ve elime alıp başladım yalamaya. Yarısını bile ağzıma almakta zorlanırken kendimi alıştıra alıştıra daha fazlasını almaya çalışıyordum. Kısa bir süre sonra 69 olduk, birbirimizi birer aç kurt gibi yalıyorduk. Amımı o kadar güzel ve profesyonelce yalıyordu ki, bu işi çok iyi biliyordu. Kimbilir bu güne kadar kaç tane kadınla birlikte oldu, ama artık hiç birşey umrumda değildi. Artık beraberdik ve bu anın tadını çıkarmalıydık.
Sevgilim amımı ve götümü yalarken, ben de yarağını yalıyor, bir yandan da zevkten inliyordum. Daha fazla dayanamadım, kasılarak, titreyerek ve bağıra bağıra orgazm olmaya başladım. Sevgilim benim orgazm olacağımı anladığı anda amımın tamamını ağzının içine almış, içine çekiyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar siddetli ve zevk alarak orgazm oldum. Gerçekten işini çok iyi biliyordu sevgilim. Bütün am sularımı temizlemiş, halen yalamaya devam ediyordu. Ben de onun yarağını yalamaya devam ediyordum, ama onun daha boşalmaya niyeti yoktu. Üstünden yavaşca doğruldum ve ona doğru döndüm. Elime yarağını alarak vıcık vıcık amıma sokmaya başladım. Amım ne kadar ıslak da olsa, yarağı büyük olduğu için almam kolay olmuyordu. Alıştıra alıştıra yavaşca üzerine oturuyordum. Biraz canım yanıyordu, ama aldığım zevk acıyı biraz olsun bastırıyordu. Acı ve zevki beraber yaşamak çok güzel bir duyguydu.
Artık yarısından fazlası girmiş ve kalanı halen amımın duvarlarını zorlaya zorlaya giriyordu. Bir yandan içime alırken, bir yandan da ufak ufak hareketlerle oturup kalkıyordum. Zevkten ölmek üzereydim, çığlık atmamak için alt dudağımı ısırıyordum. Sonunda tamamı içimdeydi artık. Kısa bir süre hareketsiz kaldıktan sonra hafif tempoyla oturup kalkmaya devam ettim. Sonra da hızlanmaya başladım. Duyduğum acı yerini tamamen zevke bırakmış, ikimiz de bulutların üzerinde uçuyorduk.
Bu pozisyonda bir süre sikiştikten sonra artık üstte durmaktan yoruldum ve sevgilimle yer değiştirdik. Ben sırtüstü yattım, sevgilim bacaklarımı omuzuna aldı ve bir seferde amıma geçirdi. Elimde olmadan öyle bir bağırdım ki, salonda yatan Serpil mutlaka duymuştur. Bu pozisyonda sevgilimin hareketleri daha sert olmaya başladı. Amımı hızlı hızlı sikerken, göğüslerimi de yoğuruyordu. Yaklaşık 15 dakika da bu şekilde siktikten sonra artık sonunda boşalacaktı. Kendini kontrol etmesini çok iyi biliyordu. Ben de gelmek üzereydim, ikimiz de inleyerek aynı anda boşaldık. Sevgilim döllerini amımın içine akıttı ve yarağı amımın içindeyken üzerime uzandı kaldı. Ter su içinde kalmıştık.
Bir süre üzerimde yattıktan sonra kalktı. Ben de hemen amıma bir peçete koydum, dölleri her yere akmasın diye ve doğru banyonun yolunu tuttum. Peşimden sevgilim de geldi ve bana banyoda arkadan sarılarak teşekkür etti. Ben de ona daha bunun bir başlangıç olduğunu söyleyince, ikimiz de gülüştük. Bu arada sesimize Serpil uyanmış, uyku sersemi kalkmış, sesimize doğru gelmişti. Serpil banyoda bizi o şekilde çıplak görünce, üçümüz de afallamıştık. Serpil özür dileyerek salona döndü. Biz de temizlenip hemen tekrar yatak odasına geçtik, birbirimize sarılarak birer sigara yaktık.
Tabi 6 ayın hasreti hemen öyle bir kerede bitmez. Uzun zamandan beri yarak yüzü görmüyordum zaten ve Mehmet'le tanıştığımızdan beri kendimi parmaklamaktan bıktım. Artık bu yarağın tadını çıkarmamın zamanı geldi. Sigaralarımız bitti ve yine öpüşmeye başladık. Bu sefer yine sevgilim benim üstüme çıktı ve dudaklarımdam kulak memelerime, oradan boynuma aşağı yalayarak göğüslerime indi ve göğüslerimin uçlarını dişleyerek emmeye başladı. Bu arada elleri boş durmuyor, ıslanan amıma iki parmağını sokup çıkartıyordu. Göbeğimi yalaya yalaya amıma indi. Bacaklarımı iyice açtırdı, bir yandan klitorisimi emiyor, bir yandan da parmaklarını sert bir şekilde amıma sokuyordu.
Artık inlemelerim bağırışlara dönüştü ve Serpil'in içeride oluşuna aldırış etmeden çılgınlar gibi sevişiyorduk. Bir süre daha bu şekilde parmakladıktan sonra daha fazla dayanamadım ve tekrar kasılarak orgazm olmaya başladım. Sevgilim dur durak bilmeden beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. O koca yarağı bu sefer götümde istiyordum ve "Götümü sik aşkım, orospun yap beni!" demeye başladım. Gerçekten de ağzımdan istem dışı çıkmış kelimelerdi bunlar. Mehmet benim bu şekilde konuştuğumu duyduktan sonra, sanki benden bu kelimelerin çıkmasını beklermiş gibi, o da başladı, "Sikeceğim tabi amına soktuğumun orospusu! Amını da sikeceğim götünü de! Bundan sonra benim orospum olacaksın!" gibi argo kelimeler kullanmaya başladı. Bu şekilde küfürlü konuşması okadar çok hoşuma gitti ki, aldığım zevk bir kat daha arttı.
Serpil daha önce bana, çekmecede kayganlaştırıcı losyon olduğunu ve kullanabileceğimi söylemişti. Çekmeceyi açtım, kayganlaştırıcı losyonu aldım, Mehmet'e verdim ve önüne dört ayak domaldım. Kayganlaştırıcıyı götüme bolca sürüp, götüme başparmağını sokmaya başladı. Ben de, "Hadi aşkım yarağını sok götüme, götümden sik beni, parçala götümü!" diyerek onu gaza getiriyordum.
Bir süre sonra başparmağını götümden çıkardı ve iki parmağını soktu götüme. Derken götümdeki parmak sayısı üç oldu. Parmaklarını götüme deli gibi sokup çıkarıyordu. Bu arada götüm de iyice kıvama gelmişti, "Yeter aşkım, yarağını götümde hissetmek istiyorum!" dedim. Mehmet daha fazla dayanamayarak yarağının kafasını da biraz yağlayıp, amımın dudakları arasından kaydırarak yavaşca götümün ağzına getirdi. Kendimi kasmamam gerektiğini, kasarsam daha çok acıyacağını söyleyerek beni motive ediyordu.
Yavaş yavaş, milim milim götüme girmeye başladığında, ben zevkten kudurmak üzereydim. Kendimi ne kadar sıkmamaya çalışsam da, kocam götümü anca 3 yada 4 sefer sikmiştir ve yarağı Mehmet'in yarağından çok daha ufak olduğundan kendimi az da olsa kasıyordum. En sonunda tamamı götümdeydi. Yavaş hareketlerle gidip geliyordu. Bir zaman sonra zevk almaya başlayınca, ben de götümü yarağına bastırıyor, köküne kadar girmesine yardımcı oluyordum. Mehmet kendinden geçmiş, bana küfürler yağdırırken, ben de ona küfürlerle karşılık veriyordum. Mehmet hızlı hızlı götüme pompalarken, bir eliyle de amımı okşuyor ve orgazm olmamı sağlıyordu. Götümü yaklaşık yarım saat siktikten sonra götüme boşaldı. Yarağını götümden çıkardığında hemen döndüm yarağını ağzıma aldım, yarağında kalan dölleri bir güzel emip yuttum.
Biraz dinlenip, birer sigara içtikten sonra Mehmet beni kucaklayıp doğru banyoya götürdü. Birlikte duş aldık çıktık, üzerimizi giymeden yatağa girdik, birbirimize sarılıp oynaştık. Gözlerimiz kapandığında gün ağarmak üzereydi...
Bir ara gözlerimi açtığımda saat öğleden sonra 5 olmuştu. Açlıktan karnım zil çalıyordu. Kalktım, sutyen ve külot giydim ve odadan çıktım. Yürümekte zorluk çekiyordum. Salondan sesler geliyordu. Baktım Serpil TV seyrediyordu. Beni görür görmez gülerek, "Tünaydın kız orospu, gece neydi öyle yaa? Hem kendiniz uyumadınız, hem beni uyutmadınız! Sabaha kadar sizin sikişmelerinizi dinledim!" dedi. Ben de, "Bundan sonra biraz daha az ses çıkartırız! Kızım ne yapayım yaa, kocaman yarağı var, almak zor oluyor!" dedim.
Serpil yine gülerek, "Valla gece sizin sesinizi duyduktan sonra çok canım cekti yaa, nerdeyse yanınıza gelecektim, kendimi zor tuttum!" dedi. Ben de, "Gelseydin ya kız, grup yapardık! Madem canın çekti, neden gelmedin kızım? Valla bana uyardı!" dedim ve beraber gülmeye başladık. Serpil, "İlk gece sizi rahat bırakmak istedim, hem biz bu şekilde konuşuyoruz da, bakalım Mehmet isteyecek mi beni?" dedi. Ben de, "Orası kolay kızım yaa, sen biraz sonra şöyle bir yarım saatliğine falan dışarı çık, ben ağzını ararım, seni nasıl bulduğunu falan sorarım, ona göre ayarlarız birşeyler!" dedim. Serpil, "OK! Zaten markete gidecektim!" dedi.
Ben mutfağa gidip yiyecek birşeyler hazırladım, sonra da üzerimi giyinip, Mehmet'i uyandırdım, birlikte atıştırmak için. Serpil yanımıza geldi ve "Mehmet, ben markete gidiyorum, bir ihtiyacın var mı?" diye sordu. Bizimki de, "Ya sigaram bitti, hem senin için bir mahsuru yoksa bira da alır mısın?" dedi. Serpil, "OK!" deyip çıktı. Ben de bizimkinin ağzını aramaya başladım, "Eee aşkım, Serpil'i nasıl buluyorsun? Güzel kız değil mi?" dedim. "Valla aşkım böyle bir arkadaşın olduğu için çok şanslısın! Çok iyi, temiz kalpli, gerçekten güzel ve alımlı bir kız!" dedi. Benim kıskanç olmadığımı bildiği için bu şekilde herşeyi rahat rahat konuşabiliyordu.
"Biliyor musun, bütün gece sesimizden uyuyamamış!" deyince, "Hadi be, tühh yaa, desene daha ilk geceden rahatsız ettik kızı!" dedi. Ben de, "Yok aşkım yaa rahatsız olmamış da, sadece bir ara canı çok istemiş! Aşkım, mesela biz sevişirken yanımıza gelse, bizimle sevişmek istese, o anda ne yaparsın?" dedim. Bizimki, "Valla nerden bileyim aşkım, seninle telefonda 6 aydan beri konuşuyoruz, senin huyunu suyunu biliyorum, ama Serpil'i daha dün gece tanıdım. Bilmem ki nasıl olur? Ayrıca bu sana karşı yanlış bir hareket olmaz mı?" dedi. Gerçekten sevgilimin bu cevabını takdir ettim, "Valla bana uyar aşkım, eğer sen de istersen, Serpil'i de aramıza alalım!" dedim. O da, "Sen bilirsin aşkım!" diyerek topu bana attı. "Serpil gelmek üzeredir, sen salona geç, ben bulaşıkları makinaya atıp geliyorum!" dedim.
Az sonra Serpil marketten döndü, biraz sebze meyve almış, birkaç tane bira, bir karton da sigara almış. Sigarayı ve biraları salonda oturan Mehmet'e verdi, sebze meyvelerle mutfağa yanıma geldi. Bana göz kırparak, "Ne oldu? Ağzını aradın mı? Ne diyor?" diye sordu. Ben de gülerek, "Hadi iyisin orospu, o iş tamam!" dedim. Serpil, "Ben o halde üzerimi değiştireyim! Gel bana yardımcı ol kız, ne giyeyim?" dedi. Birlikte yatak odasına gittik, Serpil dolaptan iç çamaşırlarını çıkardı bana gösterdi. Ben de, "Pembe tanga külot takımını giy!" dedim. Yanımda soyunup, söylediğim takımı giydi. Üzerine de kısa bir etek ve bol bir askılı giydiğinde, gerçekten çok sexy olmuştu. Götüne bir şaplak atıp, "Seni azgın orospu seni, tam sikilmelik oldun!" dedim, gülüştük.
Mutfağa gidip meyve tabağı ve çerezleri ayarladık, salona geçtik. Bizimki Serpil'i görünce, "Oooo, bu ne Serpil yaa? Özel bir gün mü bu gün?" dedi. Serpil de, "Yok yaa, senin için giyindim!" dedi, oturdu. Ben de üzerimi değiştirip geleceğimi söyledim. Şimdi hazırlanma sırası bendeydi. İçeri geçtim, Serpil'in iç çamaşırlarından bir tane tanga takım da kendime seçtim, giydim. Üzerine de sadece çok kısa ve bol bir şort giydim, şort ve sutyenle salona çıktım.
Bizimkiler biraları açmışlar içmeye başlamışlardı bile. Beni o şekil gören Serpil, "Bu ne kız, üzerini giymeyi unutmuşsun!" deyip güldü. Ben de, "Yok kızım yaa, unutmadım, hava zaten sıcak, evde de bir sevgilim, bir sen varsın, sizden mi utanacağım?" dedim ve oturdum. Hemen bir bira da bana açıp verdiler. Üçümüz birlikte hem içiyor, hem sohbet, muhabbet, gırgır yapıyorduk. Derken Serpil hafif hafif amını götünü bizimkine sergilemeye başladı. Ben Serpil'e göz kırparak, "Bu ne kızım yaa, amın götün meydanda, kıçında etek var mı yok mu belli değil, bari üzerindekileri çıkar da rahat ol!" dedim. Serpil de, "Tamam hayatım, seni mi kıracağım!" diyerek eteğini ve askılıyı çıkardı. Bizimkinin gözleri fal taşı gibi açıldı. Önüne baktım, yarrağı çoktan çadırı kurmuştu.
Ben rahat durur muyum, hemen kalktım, ben de şortumu sutyenimi çıkardım ve bizimkinin kucağına bıraktım kendimi, dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum ve yarağını acuçlayarak, "Yarağın taş gibi olmuş aşkım, yoksa Serpil'le sevişmek mi istiyorsun?" dedim. Mehmet de, "Sadece Serpil'le değil, ikinizle de istiyorum!" dedi ve film orda koptu. Serpil hemen geldi ve yapıştı bizimkinin dudaklarına. Bir Serpil öpüyor, bir ben, deliler gibi öpüşüyoruz. Mehmet'in de bir eli Serpil'in amında, bir eli benim amımdaydı.
Oradan kalktık yatak odasına geçtik. Mehmet sırt üstü uzandı yatağa. Serpil'le birlikte üzerimizde kalanları da soyunup, Mehmet'in şortunu çıkardık, birimiz yarağını birimiz taşaklarını yalıyoruz. Serpil hemen bizimkime amını döndü ve onlar 69 oldular. Mehmet Serpil'in amını yalarken beni de ihmal etmiyor, hem amımı hem götümü parmaklıyordu. 3 kişi grup daha harika oluyormuş. Birbirilerini yaladıktan sonra Serpil hemen yatağa uzandı ve bacaklarını açtı, "Hadi erkeğim gir içime!" demeye başladı. Ben de, "Hadi aşkım sik şu orospuyu da aklı başına gelsin! Amını götünü sik parçala orospunun!" dedim. Mehmet Serpil'in bacak arasında yerini aldı ve yarağını bana biraz yalattıktan sonra 3 hamlede Serpil'in amına kökledi. Serpil kaçmaya çalışıyor, ama bizimki tutmuş bir kere, bırakır mı, seri bir şekilde sikmeye başladı. Serpil çığlık üstüne çığlık atıyor, ama dinleyen kim!
Kısa bir süre sonra Serpil, "Hadi aşkım, kökle, hızlı hızlı sik, parçala heryerimi, bu amım da götüm de feda olsun sana!" demeye başladı. Serpil Mehmet'e bunları söylerken, bir eli de benim bacaklarımda dolaşıyordu. Birden bacağımdan tuttu, beni kendine doğru çekip, "Gel kız, amını yalamak istiyorum senin!" dedi. Serpil'in bu isteği ilk baştan tuhaf geldi bana, daha önce hiç böyle bir yaklaşımda bulunmamıştı. Mehmet de ordan, "Yalayın birbirinizi orosular!" deyince, amım Serpil'in ağzına gelecek şekilde çıktım üstüne ve Serpil yalamaya başladı. Aman Tanrım, bu ne güzel birşeydi, daha ilk dil darbesinde beni uçurmaya yetti. Mehmet Serpil'in amından çıkıp benim götüme girmeye başladı. Dün gecekinden daha rahat ve zorlanmadan almıştım. Mehmet beni götümden sikerken, Serpil'in ve benim dudaklar birleşmiş, lezbiyenler gibi birbirimizi somurup duruyorduk. Mehmet daha fazla dayanamayıp götümün içine patladı.
Yatakta uzanmış, biz sigara içerken, Serpil daha doymamış olmalı ki, Mehmet'in inik yarağını ağzına almış, kaldırmaya çalışıyordu. Tabi bu arada bir eli de benim amımdaydı. Serpil en sonunda emeline kavuştu, Mehmet'in yarağını kaldırdı ve yarağın kafasına bolca tükürüp, hemen üstüne oturdu ve zıplamaya başladı. Az önce amına ilk kez alırken bağıran Serpil, şimdi zevk çığlıkları atıyordu. Biraz sonra Mehmet bunu üstünden kaldırıp önüne domalttı. Şimdi götten sikilme sırası Serpil'deydi. Serpil götten sikileceğini anlayınca çekmeceden kaydırıcı losyonu çıkartıp verdi bana, ben de götüne güzelce yedire yedire sürdüm. Aşkım yarağını Serpil'in göt deliğine dayadı, hafif bastırıp çekiyor, fakat sokmuyordu. Serpil yalvarmaya başladı, "Hadi daha fazla delirtme beni, sok şunu götüme, sik parçala götümü!" diye. Aşkım da yavaşca sokmaya başladı. Soktukça Serpil inliyor, çığlıklar atıyordu. Sonunda hepsini götüne almayı başardı...
Sevgilim buraya tatile gelmişti, ama onu daha çok yoruyorduk. 10 gün boyunca, üçümüz birlikte yedik içtik, dinlendik ve sikiştik. Ve ayrılık vakti geldi, aşkım memleketine geri döndü. Ama biz Serpil'le karar vermiştik, aşkımı buraya alacaktık. Burada ona bir iş ayarladık ve tekrar çağırdık. Mehmet karısından boşanıp geldi. Şu anda burada özel kişilerin koruması olarak, düzgün bir maaşla çalışıyor. Ben de kocamdan boşandım ve üçümüz Serpil'in evinde yaşamaya başladık. Mehmet en sonunda bana evlenme teklifi yaptı. Çünkü yeni kayınvalidem torun sevmek istiyormuş.
Mehmet'le evlendim ve şu anda 7 aylık hamileyim. Şu günlerde ben sikişemiyorum, ama kocam, ben ve Serpil çok mutluyuz. En azından gözüm arkada kalmıyor, acaba başka kadınlara gidiyor mu diye düşünmüyorum. Nasılsa evde her daim emrine amade Serpil var. Hem başka kadınlara gidiyorsa da yarağı sağolsun, kocama tüm amlar feda olsun!
[Meltem]
217 notes · View notes
girifit · 2 months
Text
tüm karaladıklarımı, buruşmuş bir kağıda yazdığım her şeyi veda say. çünkü ben bu durumdan artık nasıl kurtulacağımı bilmiyorum. bir batalıkta çırpındıkça daha da dibe batmak gibi bir şey bu. ağzımı açtığım an silahın namlusu bana doğrultuluyor. başımı kaldırdığım an şiddetli bir tokatla yana düşüyor başım, geriye savruluyor bedenim. bak, bu yüzden veda say dediklerimi ve yazdıklarımı. kaçıncı sigaramı yaktığımı bilmediğim dakikalardayım. başımdaki ağrı dinmiyor, ilaçlar etki etmiyor. adımlarım eskisi kadar sağlam basmıyor artık yere, takılıyorum bazen. düşmek istiyorum, düşemiyorum. çok güçlü olduğumu söylüyorlar bana, benim yerimde olsalarmış kaldıramazlarmış öyle dediler. ufak bir tebessüm sunup geçtim. ama hayır o an tek yapmak istediğim bağırmaktı. ben kaldıramadım zaten, öldüm bin defa demek istedim. cesetten bir farkım kalmadı demek istedim. olur olmadık krizlerimi anlatmak, gerekirse bana acısınlar istedim. ama olmadı. güldüm ve geçtim. oysa o an ve o anlardan herhangi birinde gülüp geçtiğim hep bendim. ezip geçtiğim bendim. hâline acıdığım da bendim.
şimdi o yüzden diyorum sana, veda say dediklerimi diye. hiç dinlemediysen kulak kesilmediysen bana bu sefer ,tek sefer dâhi olsa, kulak kesil. çünkü olmuyor artık. nefes aldıkça canım acıyor, ciğerlerim yerinden çıkıyor. olur olmadık anlarda doluyor gözlerim. ben ne yapacağımı şaşırıyorum. gizlenmek istiyorum. herkesten ve her şeyden saklamak. daha da ilerisi, kaybolmak istiyorum. biraz daha dayan, diyorum kendime. biraz daha. bitecek ve geçecek. oysa ne bitecek ne de geçecek. ben de biliyorum. yalnızca inandırdıkları bir yalana ben de kendimi inandırıyorum. veya inandırmaya çalışıyorum artık hangisiyse, ben bilmiyorum. ellerim titriyor, gözlerim kararıyor, üşüyorum. annem iyi olup olmadığımı soruyor. iyiyim, diyorum. üsteliyor. biliyorum, aynı gece tekrarlansın istemiyor. gözlerimdeki çaresizliği almak istediğini ama bana bir adım dâhi yaklaşamadığını söylüyor. susuyorum. kelimelerin tükendiği noktaya sürüklüyor beni. ağzımı açamaz oluyorum. sonra bin bir çaba iyiyim annem, diyorum. gözleri ışıldıyor. beni bağrına basmak istiyor ama yapamıyor. çünkü zamanında ben bir gül misali dikenlerimle delik deşik ettim bedenini, herkese yaptığım gibi. acımasızca ve duygusuzca.
zaman geçiyor, evet kabul. ama ben de benden geçiyorum. her geçen gün biraz daha eksiliyorum kendimde. kendi canımı yakıp yaşadığımı hissetmeye çalışıyorum. olmuyor veya ben başaramıyorum. şimdi bir sigara daha yakıyorum, titrek ellerimde duran çakmakla. yine geçeceğine inandıracağım kendimi ama ben bile inanmayacağım buna. biraz ağlayacak biraz da sızlayacağım. ardından ise yüzümde kurumuş gözyaşlarım ve akmış makyajım ile kaynar suyun altına girip bekleyeceğim. geçecek ve geçecek. yalan, geçmeyecek. ağla kendim. bu sefer ağla. çünkü sahiden geçmeyecek.
79 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 4 months
Text
İyi akşamlar
söyleyemeyeceğim
Ne sana nede senden başkasına...
Düşün ki çoğu zaman kendime bile
söyleyemiyorum
Sanki söylediğim anda her şey bitecek ve bu emsalsiz büyü bozuluver ilecekmiş gibi geliyor
Bir insanın kendini aldatması ne güçtür bilirsin
Bu sevmek korkusunun aslında çok sevmek olduğunu biliyor fakat anlatamıyorum
Galiba asıl korku sevmek değil onun arkasına gizlediğimiz sevilmemek korkusu
Küçük aldanmalarla kendimizi avutmaya
çalışıyor
Düştüğümüz bir çıkmazda bir teselli arıyoruz kendimize
Belki de aynı korkular içindeyiz seninle, bir birimizden haberimiz yok
Sevmek...
Seni alabildiğine sevmek...
Hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek
Tutmak ellerinden, o derinlere inmek, gitmek oralara, o yerlere
Tumblr media
101 notes · View notes
photographss-world · 1 year
Text
Tumblr media
Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplar da yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…
Nazım Hıkmet...
466 notes · View notes
acid-gramma · 20 days
Note
Benim icin kadinin ideasisin ama yuksek deger bir erkek neden tek kadinla yetinsin ayrica 40 yasinda 20liklere bedel olmaktan falan bahsediyorsun da emin ol senin gibi en guzellerinin bile 30 yasinda kaportasi yamuluyor
yuksek deger erkegin farkli cesitleri olabilir. aradigimiz yuksek deger erkek zaten birden cok *mcik s*kmek yerine iliskisini surdurmeyi bilen kadinina duzgun davranabilen iliskisini partnerini saygi sevgi ve sadakati onceleyen ve rutinleri seven erkekler. huzur seven yuksek degerli erkek>haz pesinde uckurunun onu ve gelecegini tuketeceginin farkinda olmayan erkek
cunku erkek de bir gun yaslanacak. evet degeri yanindaki kadindan daha sonra bitecek belki ama bitecek. iste o zaman yanindaki kisi kiymetli olacak. iste o zaman hayattan full satisfactionu elde etmis olacak. cunku yaninda onun degerini bilen birlikte cok deneyimi anisi oldugu, zor zamaninda yaninda olcak kisi kalacak. cok kadin hic kadindir yalnizliktir sonu
20 notes · View notes
bi-perva · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media
🌊 "Ben hüznümü seviyorum. Çoğu zaman düşeceğim dibindeki taşlar dizimi ezecek, kanatacak, dövecek. Çoğu zaman emekleyeceğim gövdesindeki dikenlerin gölgeleri avuç içlerimi delik delik edecek. Ama o yol birgün bitecek her nefis erecek ve ben o güle nail olacağım o kadim ve kaim güle.."
31 notes · View notes
alhuznn · 19 days
Text
geçenlerde bir tweet okumuştum, birisi siz boykot edince aynen savaş bitecek manasına gelen bir şey yazmıştı.
Bazıları anlamakta güçlük çekiyor, fiziksel anlamda hiçbir faydası olmasa yine boykot ederiz çünkü safımızı belli ederiz.Açıkça zulmü destek veriyorlar,destek verenin silahı tutandan farkı nedir?
Bazıları sokakta çocuğunu döven birini görse ses çıkarır, kadına şiddet,t"ciz olsa ses çıkarır ki çıkarmalısınız aynı şey Filistin'de olunca niye susuyorsunuz anlamakta güçlük çekiliyorum.
Sizce bir ülke toprak satınca veya herhangi bir söylediğiniz sebep olunca yapılan tecavüz,taciz meşru mu oluyor. O zaman insan hakları olmuyor mu? Çocuklar zulmü hak etmiş mi oluyor? Eğer biraz vicdan varsa artık sesinizi keser, susarsınız.
16 notes · View notes
muhteva · 5 days
Text
Tumblr media
Ufak bir hatırlatma..
Allah yorgun olduğunu biliyor..
Kalbinin ne kadar ağırlaştığını,
düşüncelerini, kaygılarını..
Aynı soruyu sürekli soruyorsun
kendine" benim derdim ne zaman
bitecek ya Rab..? Ne zaman
kolaylık olacak? " ve O'nun sözü
geliyor akla. " Her zorluktan sonra.. "
O zaman tutun o güzel umuduna.
Kalbindeki duaları O'na iletmeye
devam et. Çünkü sen O'nu hatırladığın,
sürece O seni bırakmayacak.
Sen O'nu bıraksan dahi O seni
bırakmaz ve unutma sana şah
damarından daha yakın...
Hayırlı Sabahlar 🌺🌸☘️🌱
8 notes · View notes
cooladanal · 14 days
Text
Bu sensiz geçen geceler bitecek ama senin
o güzel gülüşün hiçbir zaman bitmesin.
12 notes · View notes
kahvemsogumadan · 20 days
Text
Eşim beni istemeye gelmeden önce babam bu duruma sıcak bakmadı hatta olmaz ben askere kız vermem dedi. Ama sonra baktı ben ciddiyim araya birini soktu sorup soruşturdu hakkında kötü bişey de duymayınca tamam dedi. Tam nişanımın olacağı gün eşim yoldayken onun açığa alındığını duyduk. Hepimiz perişan olduk tabi. Babam zaten kendinin haklı çıktığını düşünerek bana çok ağır sözler söyledi. Başkası olsa belki bir daha yüzüne bile bakmazdı ama ben sustum. Aslında o zaman tüm bu olanlara dayanamayıp sözü bozacaktım ama annem "öyle bişey yaparsan hayatının eskisi gibi olacağını sakın düşünme" diye tehdit edince bende hiç ağzımı açmadım. Olayların o sıcaklığıyla çok ağır şeyler işittim, kim nişanlın ne iş yapıyor dese odalara kaçıp ağlayasım gelirdi. Atıldığını bilerek ne iş yapıyor diye soranlar, suçu olmasa atılmazdı diye yüzüme yorum yapanlar öyle şeyler duydum ki. Hayatımın en güzel günleri hep bir sınavla, mücadeleyle geçti. Eşim de çok bocaladı tabi. Onun için daha zordu belki. Hatta şimdi nasıl nişanı bozup kaçıp gitmedin diye soruyorum. Çünkü sevdiği işinden, sevdiği şehirden bir anda kendini hiç istemediği bir yerde ve büyük bir sorumluluk içinde buldu.
Sonra biz evlendik. Ben ailesiyle aynı şehirde yaşamak istemesem de ona tamam dedim ama evlerimiz uzak olsun dedim ama o da olmadı aynı mahallede oturduk. O da yetmedi eşim gitti ortak araba aldı onlarla. Eşim o sıralar markette çalışıyordu. Market dediysem bakkaldan biraz büyük bir yer. Sonra orayı satın almak için bilezikleri altınları bozdurduk. Ama adam satmaktan vazgeçti. Eşim aldı tüm altınları arabaya yatırdı. Geri yapıcam dedi yapmadı. Altınlarım boşu boşuna gitti yani. Sonra o işten de çıktı ve bir süre işsiz kaldı. Sonra şimdi çalıştığı işi buldu. Bu işinde eşimi yıllardır (bence) kandırıyorlar şef olacaksın diye. Önce 4 yıllık okulu bitir dediler bitirdi, sonra derslerimiz var onları online gir dediler girdi ama devamı yok. Kapat bu defteri başka işlere bak diyorum yok bugün böyle dediler diye geliyor her gün eve. Seni şef yapıp buradan göndermezler çünkü işlerine yarıyorsun diyorum ama yok. Ama beklemekten sabretmekten yoruldum artık. Ekime kadar bekle diyor ekim de geçiyor, kasım da aralıkta geçiyor. Tamam 2 ay sonra bekle olacak diyor, 2 ay geçiyor, söyle oldu da böyle oldu da olacak da bitecek de bunların sonu hiç gelmiyor. Aramızın açılmasının en büyük nedeni eşim bana bir umut verdi ve bunun gerisi gelmedi bir de üstüne kendini kandırdığı gibi beni de kandırmaya çalışıyor. Ama ben artık sabretmek istemiyorum. Kiramı ailemden alırken bugün olmadı yarın şef olursun diye beklemek canımı yakıyor. Yıllardır aynı işte çalışıyor asgari ücret aldığını söyleyince kuzenlerim inanmıyor. Bir de her akşam eve şef bana bugün böyle dedi diye geliyor. Hayaller kuruyor, bana da kurduruyor ama olmadığını kabullenmiyor. Hep olmayacak şeylerin peşinde ama anlamadığı kiramızı başkası verirken kendimizi kandırıp hayallere dalma lüksümüzün olmadığı.
9 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
takıntılarım var benim, zafer. yollarda düzgün yürüyemem. bir adımım sağa, bir adımım sola. içim, dışım bir diyemem sana. içim yanarken dışım güler. nefesim kesilirken ağzım laf yapar. ben buyum da diyemem sana. değişirim hep. bir gün paket bitiririm, bir gün sigaradan tiksinirim. dikiş atılması gerekirken bir bez parçasıyla sıkı sıkıya bağlanmış yaralarım var, zafer. sevgi ne bilmem. bundan kırarım hep. gönül kırarım. yalnız kalırım. mutluyum desem de inanma. en son ne zaman içten güldüm, bilmiyorum. iyi edebiyât yaparım ya da öyle sanarım. satırlarca yazsam da, şu derinden sızlayan yaramı tarif edemem sana. kan olmuş peçetelerim var, zafer. hangi yaramdan sızan kan, onun bile bilmem. kan kokan perdelerim var. gün ışığı girerse perdelerden, iyileşirim sanardım eskiden. öyle değilmiş. anlayalı uzun zaman oluyor. aynalardan kaçarım. ama odamın dört tarafı ayna dolu. kaçamam. bu satırlara ne diye başladım ama ne diye bitecek, bilmiyorum. mürekkebim bitti sanarken bileğimin kanıyla yazıyorum, yazılarımı. anlamayacağını biliyorum. sadece oku istiyorum. anlama. duyma istersen sesimi. sahi, en son ne zaman dinledin beni? hatırlamıyorum. banyonun soğuk zemini desem, dinler misin zafer. o soğuk zemin yanıyor, içimdeki ateşten. alıp alıp kullanmadığım ilaçlarla dolu raflarım. okuyacağım diyerek aldığım ama tek bir satır bile okumadığım kitaplarım var. eskiden çiçek yetiştirirdim. bak, kurumuş onlar da. bir işi becerememişim ben, zafer. elimi neye atsam yakmışım, kanatmışım, yara açmışım. haklılarmış, zafer. nefes almam bile zararmış. sorsam sana, cevap verir misin. bu gece, yetecek mi gücüm, nefesimi kesmeye?
132 notes · View notes
reiralea · 1 month
Text
Sahurda uyanıkken serip rahatça uyuyabileyim diye makineye çamaşır attım. Aklıma geçen birinin, beni de bekleyin makineye çamaşır attım yedi dakikaya bitecek, demesi geldi. Ne zaman biteceğini nereden biliyor diye çok şaşırdım. Ben çamaşır atınca onları Allah'a emanet ediyorum, çünkü çamaşır makinem ne zaman bitmesini isterse o zaman bitiriyor ahshdh.
19 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 2 months
Text
Elbet bitecek güneşe hasret günler,
Ve o zaman kutuplarda yetişen,
Cılız ve minik bitkiler değil,
Güneşin çiçekleri dolduracak yüreğinizi . Günaydın
🍀🍃🍃🍃🙋‍♀️☕️☕️
10 notes · View notes