Tumgik
#tahmise
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Saat 06.45 te sanki saatin alarmı uyarmışçasına uyandı. Her sabah tam aynı saatte hiç bir uyarıcı olmadan uyanırdı. Çok erkek kardeşli evde, anneye yardım edebilecek tek kız olmasının bir armağanıydı bu alışkanlık ona. Zaman içinde değiştirmeye çok çabalamıştı ancak bu hiç bir zaman değişmemişti... yaz kış, erken yatış, geçe kalış... hiç bir durum bu gerçekliği değiştirememişti hayatında. Alışkın olduğu gibi duş alamayacağının farkındaydı. Odasında kendine özel bir banyo ve tuvalet olması yeterince lükstü zaten. Duş yerie konmuş ve ucuna hortum bağlanarak yükseğe yerleştirilmiş, içi yosundan yeşermiş bir bidon sudan ibaret bu banyoya girmeyi düşünmüyordu. İman otel müdürü olan ve kendilerine yardım eden Saida'nın bu tür gereksinmeler için oteldeki kendi suitini kullanabileceğini iletmişti. Kadıncağız aslında Tahmise'nin otelde kalmasını istemiş, bunun için bir de oda tahsis etmişti. Tahmise “destek olacağım kadınlardan üstün değilim, üstelik onların yaşamlarını ve koşullarını onlar gibi deneyimlemezsem onların ne hissettiğini tam olarak algılamam olası değil, kesinlikle onlarla aynı yerde kalacağım, ayrıca eksiklerini sadece görmek yetmiyor, ancak yaşamlarını da bire bir paylaştıktan sonra anlayabilirim nelere ve hangi ivedilikle gereksinme duyduklarını” demişti. İyi de etmişti. Şimdi buraya iyi bir tesisatçı bulunması ve kadınların scak suyu akan bir kaç duş ihtiyacının karşılanması gerektiğini biliyordu. Saida varsa oteldeki tesisatçıyı ya da anlaşmalı şirketlerden birini görevlendirebilirdi. Bugün otele onunla tanışmaya ve konferansın yapılacağı alanı görmeye gidecekti. Konuyu orada açabilirdi. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #sevgidilleri #12 #yerel #yöresel #elişi #hintişi #jalabia #hicap (Bodrum Ortakent Yahşi Yalısı) https://www.instagram.com/p/CFOhQ85Al0G/?igshid=83i4dcrzxlys
2 notes · View notes
kamu365 · 4 years
Text
Karagöz ve Kahvehaneler – 1.Bölüm
Aziz Murat Arslan – Sahne Sanatlarımızın Köy Meydanından Tiyatroya olan yolculuğu aralarında Metin And’ın öncülüğünü gerçekleştirdiği pek çok araştırmacı yazarımız tarafından incelenmiş ritüelden, seyirlik oyunlardan drama olan yolculuğumuzun bilimsel resmi farklı şekillerde gözler önüne serilmiştir. Bilinen en eski gösterim çeşitlerinden biri meddahlık sanatıdır. Peygamberin yaşam öyküsünün anlatılması ve karakteristik özelliklerinin övülmesi anlamında bir kelime kökeninden meydana gelmektedir. Diğer yandan taklitler içeren, uzunca ve hayal ürünü öyküler anlatan kimselere “Kıssahan” adı verilir. Selçuklu Saraylarında varlıkları bilinen kıssahanların bazıları saray soytarısı işlevi görür, meddahlığın yanı sıra kukla da oynatırlardı. Bu aslında bir nevi ozanlık, aşıklık geleneği ile örtüşen bir etkinlikti. Türklerin İslam öncesi dönemlerinden Anadolu’ya taşındığında oyun biçimleri, “Seyirlik” olarak adlandırılan törensel oyunlar idi. “Şamanizm” izlerini taşıyan bu oyunlar kentlerde ve saray çevresinde varlıklı olan kimselerin desteğiyle gelişen Meddahlık, Orta Oyunu, Gölge Oyunu gibi biçimlerden bağımsız şekilde yüzyıllar boyunca kırsal yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmuşlardır. Bu şamanik etki, doğa içinde betimlenen tasvirleri ile mask ifadelerinde gördüğümüz abartılı duygu ve mimiksel vurguları yansıtmasıyla gündelik yaşamı resimleyen minyatürlerden farklı bir biçimde “Mehmet Siyahkalem” tasvirlerinde aslında karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı toplumunda tiyatro ve gösterim etkinliklerinin gelişimini izlerken kırsal törensel oyunların bu gelişime aslında bir art alan meydana getirdiğini fark ederiz. Karagöz, Meddah gibi Halk Eğlencelerinin yer yer bu alandan beslenip, zenginleşerek varlığını sürdürdüğü söylenebilir. İstanbul’un fethi sonrası kentin onarımı ve yeni imar düzeniyle başta Kağıthane olmak üzere su kenarı yeşil bölgeler önem kazanır. Sultan II. Beyazıt saltanatından itibaren İstanbul yazlık ve mesire alanları ile ünlenir. Buralarda çadırlar kurularak, müzikli eğlenceler tesis edilir ve zamanla yerleşik yaşamın bir parçası haline gelen kır eğlenceleri bünyesinde aralarında “Karagöz” Hayal gösterilerinin de yer aldığı pek çok gösteri sanatı insanların yaşamının içinde yerini alırdı. Yazın gerçekleştirilen bu eğlencelerin yerini kış mevsiminde yine geleneksel hale gelmiş “Helva Sohbetleri” alırdı. Gösteri Sanatlarının bilumumunun ve Karagöz’ün boy gösterdiği bir diğer alan ise Sultan ailesinin düğün, doğum ve sünnet gibi kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdiği şenlikler idi. Bunlar arasında en önemlileri 1582 tarihli Şehzade III. Mehmet’in sünnet düğünü, 1675 tarihli IV. Mehmet’in oğulları için Edirne’de düzenlediği sünnet şenliği olarak gösterilebilir. [1]
  Resim 1 – Kağıthane Sefası Oyunundan – Yaşayan İnsan Hazinesi Hayali Saf deri Metin Özlen
  1517 gibi erken bir tarihte Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı ele geçirdiği ve Hilafetin Osmanlı Devletine geçtiği düşünülürse, buralarda mevcut olan sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın bir unsuru olan kahveyi de benzer dönemlerde tanıdıkları öne sürülebilir. [2] En nihayetinde kahvenin İstanbul’a ulaşmasının ardından ortaya çıkan Kahvehaneler bir süre sonra kahve içmenin haram olduğuna dair yayınlanan fetvalar ile yasaklanmaya uğrar. [8] 1591 tarihinde bu yasakların kalkmasıyla Kahvehaneler de, hem İstanbul’un toplumsal yaşamının, hem de Geleneksel Sahne Sanatlarımızın icra edildiği önemli bir merkez haline gelirler. Diyar-ı Arap’tan Karagöz’ün yolculuğu’nun Mısır’ın fethi esnasında Yavuz Sultan Selim tarafından imparatorluk başkentine getirildiği tezinden yola çıkıldığında, aslında Kahvenin ve Karagöz Hayal Oyunu’nun Osmanlı topraklarına yolculuğu amiyane tabirle aynı sefer sayılı uçakla gerçekleşmiştir denilebilir. Bu anlamdaki kader birliktelikleri Kahvehanelerdeki Karagöz Gösterileri ile uzun yıllar süregelmiştir.
  Resim 2 – H. Saim Bey’in aslı suluboya olan tablosunda kahvehanede Karagöz seyredenler
  Yine Karagöz Repertuvarı dahilindeki“Tahmis” oyunu kapsamında da Karagöz ve Kahve kavramları buluşmuş, kahve çekirdeklerinin öğütüldüğü, kavrulduğu ve satıldığı yer anlamında gelen Tahmis mekanı Karagöz Tasvir sanatı dahilindeki unutulmaz dekor göstermelikler arasında yerini almıştır. Aralarında Münih Etnoğrafya Müzesi, Hamburg Etnoğrafya Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi gibi müzelerin de yer aldığı pek çok müzede ve günümüz tasvir sanatının nakışları arasında halen bu “Tahmis” tasvirini görmek mümkündür. Kahve yolculuğunu Arap diyarından yaptığına göre en mahir kahve öğütücüler de Arap vatandaşları arasından olmalıdır ki, “Tahmis” oyununda dibekte kahve döven tahmisçiler arasında yine Karagöz Tasvir dağarcığında yerini almış birbirinden güzel Ak Arap Tahmisçi figürleri yer almaktadır. Bu figürlerde oyunun fasıl kısmında Karagöz ile karşı karşıya gelerek, ritmik bir biçimde kafiyeli söylemler ile kahve çekirdeklerini dibekte dövmek sureti ile Karagöz sanatındaki ölümsüz yerlerini almışlardır.
  Resim 3 – Tahmis, orjinali Hamburg Etnoğrafya Müzesi Koleksiyonu, Reprodüksiyon Karagöz Tasvir Sanatçısı Aziz Murat Aslan
  Mustafa Kemal Atatürk’’ün konusunu Türk Tarihinden, halk kültüründen alan eser yaratma dinamizmi düşüncesi Cumhuriyet Döneminde görsel sanatlar, müzik ve sahne sanatları gibi pek çok alanda kendini hissettirmiştir. [9] Cemal Reşit Rey’in “Karagöz” senfonik şiiri bu çalışmalar arasında gösterilebilr. Opera alanında da bu çabaların karşılığını görmek mümkündür. 1930 yılında İstanbul’da “Opera Cemiyeti” kurulmuştur. Atatürk, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde artık ciddi ve disiplinli opera çalışmaları gerektiğine inanmaktadır. İran Şahı Pehlevi’ye Türkiye’de gerçekleştirilen inkılapları gösterirken bir Türk Operası’nın da sergilenmesini ister. Librettosu Münir Hayri Egeli tarafından yazılan, Ahmed Adnan Saygun’un bestelediği ilk Türk Operası bu anlamda 1934 tarihli “Özsoy” operası olur. Bu gelenek çok yoğun bir şekilde olmasa da Cumhuriyet Tarihimizin sayılı opera bestecisi tarafından günümüze dek sürdürülür. Türk ve halk kültürünü anlatan Nasreddin Hoca, Deli Dumrul, Köroğlu Operası, IV. Murat gibi operaların yanında Karagöz de opera sanatının besteleri içinde kendisine yer bulur. Bestesi Sabahattin Kalender, Librettosu Gülümser Kalender’e ait 1976 tarihli 3 perdelik Komik Opera izleyiciyle buluşamasa da, bestelenmiş opera eserlerimiz arasında tarihteki yerini alır. Libretto’nun konusu aslında Sahte Esirci, Karagöz’ün Kedisi, Tahmis, Meyhane gibi Karagöz oyunlarının bir harmanı niteliğindedir. Üç Eşkiya Karagözden Tahmise her müşteri geldiğinde düdük çalıp haber vermesini ister. Eşkiyalarda haberi aldıklarında gelip aralarında Acem, Ermeni, Yahudi gibi karakterlerin bulunduğu kimselerin hesabını göreceklerdir. Böylelikle Karagöz, Kahve ve Tahmis üçgeni opera sahnesinde de kendisine yer bulmuştur. [10]
  Resim 4 – Operada Karagöz, Beste Sabahattin Kalender,
  Kaynak: pieceofart.news Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı
The post Karagöz ve Kahvehaneler – 1.Bölüm appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/2zLpuwy via IFTTT
0 notes
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
#görev beni beklet, #tahmise ve #muttalip bizi biraz bekler 😉 (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGYP5LTgO9V/?igshid=12kp3d49axqco
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Selvinaz'ı düşünmek güzel, özlemek de kaçınılmaz olanın doyumsuzluk yaratan sonucuydu da tehlikeliydi. Bunca erkeğin arasında sürekli kalmak zaten yeterince zordu. İstese de istemese de o gece aklına geliyordu ve açıkçası birileri burada ona hallenecek diye de çok korkuyordu. O kocaman kalçasının şu karşıdaki Kaniçoğlu'na hoş gelmesinden ödü patlıyordu. Kaç kez geceleri adamın duvarın dibinde yatmakta olan ve nasıl olup da bu davadan tutuklandığını hiç anlamadığı küpeli herzeyle duşların oraya gittiklerini görmüştü. O saatte orada ne yaptıklarını pek de sorgulamak gerekmiyordu. Biri kulampara diğeri de g.tverendi besbelli. Bu onların bileceği işti de yine uykusuz gecelerinden birinde görmüştü, Kaniçoğlu o gece de şu zenci kırması oğlanı götürmüştü duşa ve ertesi gün adamın yavuklusu olan o köşede yatan surat asıp iştahtan kesilmiş, bütün gün huysuzluk etmişti. O gece de kavga etmişlerdi ikisi, Kaniçoğlu “Vallahi yapmadım” diyordu, diğeri “len ne yapmadın, gözümle gördüm, içeri götürdün onu, herifin hasta olmadığı, aids bulaştırmadığı ne belli, sokturmam, sana da bundan sonra hizmet etmem, çayını da kendin yaparsın, donunu da kendin yıkarsın... istersen yeni manitan yaparsın” diyordu. Sürekli tetikte olmak zorunda olması nedeniyle en küçük bir fısıltıyı bile duyup sözleri de anlayacak kadar gelişmiş kulaklarıyla duymuştu bütün bunları ve “lan zibidiye bak, karı gibi kıvırtıyordu, şimdi de karı gibi kıskançlık tribi yapıyor” diye düşünmüştü. İş bunlarla kalmıyordu ki... onlar geri dönüp zıbardıktan biraz sonra da Kıllı Kadir'le onunki kalkıp gidiyordu aynı yere... İşte Kaniçoğlu ve Kıllı Kadir başta olmak üzere oradaki bütün iri yarı itlerden ödü kopuyordu. Selvinaz'ı düşünmek derhal balta sapını oluşturduğundan çok tehlikeliydi. Kulamparaların bundan etkilenip etkilenmediklerini bilmiyordu. “İb.elere kızardım ama asıl sorun kulamparalardaymış” diye düşünmeye başlamıştı.👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #hikayeyazıyorum #amatöryazar (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGWrPUfAGe5/?igshid=1r44d7gg6ftva
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Aklına sahip çıkamıyordu, Aklı hep oraya, onunla ilgili anılarına kayıyordu. Şimdi de hem aklen hem de galiba bedenen ilk seviştikleri gündeydi... Zaten seks ve sevişmek adına ne biliyorsa onu da bu genç kadından öğrenmişti. “Nereden biliyorsun bu kadar şeyi” diye sorduğunda “ne yani sen yapmadın diye kimse sevişmedi mi sanıyorsun, ben 15 yaşımdan bu yana kendi cinselliğimi deneyimliyorum ve kusura bakma babalık ama senden önce de bir sürü insanla seviştim, beni nerede bulduğunu ne çabuk unuttun” demişti. Kimseyle sevişmediğini de nereden bilmişti? Bu ilk resmi buluşmalarında olan şeydi. Kızın gece anlattğı hikayeden çok etkilenmiş, üzülmüştü. Bir genç kızın üstelik de kadınlara bedenini veya bedensel bilgisini satarak hayatını sürdürmek zorunda olması içini acıtmıştı. Kendi çocukluğunda kızdığı onca şeyi anımsamıştı. Özellikle babasının yaptıklarını düşününce daha da kötü hissetmişti. Babasına çok kızmış ve annesini de hep babasına karşı korumuştu da onlar olmasa kim bilir kendisi de ne durumda olurdu. İlkokul yıllarında yakın mahallede yaşayan başka çocukların hayat hikayelerini dinlemeye başlamıştı. Kızlar geceleri erkeklerin gelip içki içtiği masalarda şarkı söylemek, def ya da yeteneğine göre başka enstrüman çalmak zorunda kalıyorlardı. Erkeklerse darbukayla, kemanla bazen de tambur ya da ud gibi kendi boylarından büyük aletlerle onlara eşlik ediyor, analarının sarhoşlara göbek dansı ile meze olmasını seyrediyorlardı.👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #herkaranlıkbirışığıngölgesidir #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #hikayeyazıyorum #yazıyorumokuyormusun #cinsel #eşcinsel #lgbti #yoni #yonimasajı #cinsellikdersleri (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGUKvXygHQO/?igshid=ofodzv46n868
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Abimi polis merkezinde ilk ziyaret ettiğimden bu yana varlar. Çok acayip bir şey. Gerçekten elimde değil. Görüyorum onları. Sanki içimde bir film başlattı birisi ve ben işerken, s.çarken, kırmızı ışıkta beklerken, yani ne bileyim bir şeylerle meşgul olmazken hemen basıyor düğmeye, görüntüleri yansıtıyor içimdeki perdeye, görüyorum onları. Yapboz gibiyim dedim ya! Boşuna değil, yap boz dediğini sen yaparsın, kontrol sende olur, bu imgelerde ise kontrol bende değil. O oluyor, canlı ve kendi iradesini sahip bir dijital kare gibi, kendi içinde değişiyor, dönüşüyor, aydınlanıyor, kararıyor... Beni sürekli yeniden şekillendiriyor. Benim düşüncelerimden de etkileniyor olsa da benim irademle değil, kendi iradesiyle kullanıyor benim düşüncelerimi... Yani olanı sana ancak böyle aktarabiliyorum. Yapboz gibi hissediyorum ama o yapbozu ben elleyemiyorum, sanki... dışarıdan bir el var, elin sahibi düşüncelerimi görüyor, duyuyor ya da belki zaten biliyor ve hatta belki yönetiyor ve onları değerlendirip bana gösterdiği ve benim de içinde daha doğrusu kendisi olduğum yapboza yeni bir form veriyor... ya da benim görmemi istediği formları benim düşünceme yansıtıyor, ben onları kendi düşüncem sanıyorum oysa onlar onun gönderdiği yansımadan doğan bir öngörü veya sezgi... yani anlatmak çok zor gerçekten... Duygusuz herifim sezgi dedi veeeee düzeltti, pardon efendim sezgi değil öngörü... mantığını öptüğüm... Bugün ne var peki o formda? (Ey yolcu, okuyup geçtiğin bu metne Haydi sen de bir yorum ekle😉) 👇 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #hikayeyazıyorum #yazıyorumokuyormusun #yapboz #dijitaldünya #dijitalyapboz #sendüşünoolsun #yastık #partnernedir #ilişkinicanlıtut (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGO3eNCgQZW/?igshid=11hyp88ckdlqv
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
-12- Ağabeyi tutuklandığından bu yana neredeyse her ziyaretinde darmadağın oluyordu. Bu ziyaretler zihnini kırıp döküyor, minik parçalara ayırıyordu. Metamorfoz... bu ziyaretlerin kendisi üzerindeki etkisine ancak bu ismi verebiliyordu. Aybüke “nasılsın” diye sorduğunda “adeta dijital bir yapboza döndüm” demişti. - Öyle bir yapboz ki parçaları her sözcükte dağılıyor. Parçaların üzerlerindeki ayrıntılı resim de dahil her şey değişiyor. Tekrar birleştirdiğimde önceki resmin bütün unsurları yerli yerinde fakat hepsinin rengi, kokusu, dokusu ve hatta yeri ve işlevi bambaşka... Bir bakıyorum kapkaranlık gölgeler yapışmış resmin her yanına, bir bakıyorum o gölgelerden bir ışık sızmış bütün resmi aydınlatmış. Bir ocak var benim her resmimde. Abimi temsil ediyor. Ocağın kafası abimin yüzüne benziyor benim zihnimdeki dijital karede. Oradan biliyorum abimi temsil ettiğini. Ocak sola gitmiş, sönmüş, işlevsiz kalmış bir resimle başladı zihnimde bu canlanma. Yani canlanma diyorum çünkü ben bunu yaratmak için uğraşmadım. O öyle birdenbire oluverdi. Nasıl desem... bir rüya gibi, hani yaptırımın yoktur, olan olur, sen izlersin... onun gibi olan oluyor, ben izliyorum. Uyanığım ve istesem o imgeleri zihnimde yeniden düzenleyebilirim. Bana öyle geliyor da yapmak istediğimde hiç bir şey olmuyor. Zihnim resme asılıyor ve onu öylece tutuyor. Hiçbir şeyi değiştiremiyorum. Resmi bilincim ve irademle dönüştürmem olası değil. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #cami #camiderneği #camiyeyardım #kardeşcandır #hikayeyazıyorum #yazıyorumokuyormusun #yapboz #dijitaldünya #dijitalyapboz #sendüşünoolsun (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGMhPpLgFEa/?igshid=jvss9n9l5zqm
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Savcı henüz iddianamesini hazır etmediğinden bütün savlar ve deliller dosyada yoktu henüz. Araştırmaya devam ediyordu avukatlar. Çeşitli Arap ülkelerinden iş adamlarına aitti bu hayali ihracatın ürünlerini gümrükten çeken şirket. Dosyadan sızıdırılan haberlerde öyle görünüyordu. Biraz inceleme yapıldığında bütün yöneticilerin 18-24 yaş aralığında oldukları, hepsinin farklı Arap ülkeleri kökenli ve ABD doğumlu olduğu, tarımla ilgili hiç bir geçmişe veya bilgiye sahip olmadıkları, söz konusu ürünleri de hemen yeniden ihracata dönüştürdükleri anlaşılmıştı. Gönderildiği iddia edilen ürünlerin hiç birinin o ülkeye girmemiş olduğu ve dolayısıyla kullanılmadığı da uzun zaman önce fark edilmişti. Araştırmayı yapan birimler nasıl harekete geçmişti henüz bilinmiyordu. Muhtemelen söz konusu rakamların boyutu ilgilerini çekmişti. Öyle büyük rakamlar konuşuluyordu ki ithalatı yapan ülkenin toplam ticaret hacmi bile bu kadar değildi. Bu tür bir ithalat ve sonrasında tarım uygulaması olsa ya da denilen rakamlara yeniden ihracat yapılabilse o ülke zaten kalkınırdı. Dosyalara göre yeniden ihracat aşamasında bire alınanın üçe satılması gibi bir şey söz konusuydu ki anlaşılan araştırmaya yönelinmesi de bu farklar nedeniyle olmaya başlamıştı. Yani ilk önce böyle olduğu düşünülmüş ve avukatları tarafından Muttalip'in konuyla nasıl bağlantılandırıldığıyla ilgili hukuksal araştırmalar başlamıştı. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #cami #camiderneği #camiyeyardım #kardeşcandır #hikayeyazıyorum #yazıyorumokuyormusun #dayanıklılık #ustalık #sayılıgün #kararlılık #para #paranedir #devletlerveharçlar https://www.instagram.com/p/CGHMm0EA-ni/?igshid=1aucebiit33bz
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
11 Muzdarip karanlığın elbet bir gün biteceğine olan inancını hep canlı tutuyordu. Karanlıksa -doğası gereği- giderek koyulaşıyordu. Yeni bir tehdit veya şantajla karşılaşmadığı gün yok gibiydi. Artık herkesin diğerine istediği anda ulaşmasını sağlayan cep telefonları ve kısa mesaj servisleri, zaten yoğun olan e-posta trafiğinin üstüne binmiş, sürekli ekranlara bakarak bir şeyler okumaktan göz kuruluğu başlamıştı. Uykusuz gecelerin bir sonucu olduğunu sandığı göz batmasının bu nedenle ortaya çıktığını öğrenince bir yanı sevinmiş diğer yanı da isyana doğru yolculuk başlatmıştı. Doktor “bu durum uzun vadede başka sorunlara, mesela kornea tabakasında yırtılma sonucu görme kaybına bile sebep olabilir, tabi daha basit ancak hiç de memnuniyet yaratmayacak başka sıkıntılara maruz kalabilirsiniz” demişti. Kendisine ait olmayan bu kadar derde bir de gözlerini mi feda edecekti? İster istemez gözyaşı damlası kullanmaya başlamıştı. Arkası gelmeyen bu ekran okumalarına bir çözüm bulmayı diliyordu. Bir gün içinden bir ses ona bir soru sordu: Neyi gördüğünde canın çok yanıyor? Tam da o anda Muttalip'in sanki cezaevinde değil de Paris'in en lüks otelinde şampanya, havyar eşliğinde semiriyormuş da kilo almış ve dinginleşmiş gibi göründüğü son resmine bakıyordu. Soruyu duymazdan geldi, abisinin yerine geçmek ve bu kadar sıkıntıya katlanmak zorunda kalmıştı. Bu aslında bir zorunluluk değil, kendi seçimiyle içine girdiği bir durumdu. Abisi onun için ne kadar çok şey yapmıştı ve şimdi sıra ondaydı, buna yürekten inanıyordu. Başka bir seçenek olabileceği gerçeğini kabul etmeyi kesinlikle reddediyordu. Onca ekran okuması yapmaktan peydahlanan bu kahrolasıca göz kuruluğu da giderek artıyordu. Yapay göz damlası şişeleri her ceket cebinden, her çekmeceden fırlar olmuştu.👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #organizesuçlar #cami #camiderneği #camiyeyardım #kardeşcandır #hikayeyazıyorum #yazıyorumokuyormusun (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CGCG55dAdpJ/?igshid=1wlv8g3uz5dvh
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Bu arada #tahmise yok bir kaç gün. Yorucu bir kamptayız, sabah uyanamadım bile 😉🥰. @gevezeshow sizi seviyoruz. (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CFwARUlgSf4/?igshid=1vk1llnhf95qo
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Sizin cezalandırılmak için geriye dönmeniz sadece aynı senaryoyu bir daha oynatmanıza ve yönetmenize sebep olur. “Bu sefer bana dokunmasına, çocuklarımı ezmesine, kızıma yürümesine izin vermem” diyen o iç sese inanmayın. İçinizdeki iblis sizi böyle kandırır ve sonra sadece daha büyük bir dalga sizi yine altına alıp boğar, kızınız, kızlarınız da o dalganın altından kalkamayacak kadar örselenir. Size destek olmak için elimden geleni yapacağım, gerekirse her biriniz için ayrı ayrı terapist de gelecek buraya. Çocuklar için de... buna gücümüz var, parasal gücümüz de var bilişsel gücümüz de... Her birinizle yakın bir bağım var. Bizler kaderiyle beslenen ruhların dünyasında yaşayan, kader ham maddesinden kimsenin istemediği bozuk veya sert kısımları kendi payı olarak tabağında bulan varlıklarız. Farkında olmadan ezdiği karıncanın acısını yüreğinde hissedebilen varlıktır kadın. Anadır, bacıdır, öğretmendir ve diğeri ile kolayca duygusal bağ kurandır. Diğergamdır, anlar ötekinin dediğini de demediğini de diyemediğini de... Biz kadınlar kâh rahim olur korunaklı alan sağlar, tenimize değen değen her şeyi içimize alır, kapsar, besler, büyütür ve olgunlaştırırız, kâh rahman olur, çevredeki her şeyi sevgimizle kapsar, kendi başına büyümesine izin verirken fark ettirmeden korur kollar, kendi yolculuğunda, kendi temposunda olgunlaşmasına olanak sağlarız. 👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #sevgidilleri #12 #erkekçocuklar #kızçocuklar #annelerpişmanolur #rahmanverahim (Bodrum Ortakent Yahşi Yalısı) https://www.instagram.com/p/CFMHW9cgi45/?igshid=9h071vaknpn1
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Birlikte aşağıya indiler. Yemek odası olarak kullanılan mutfağın bitişiğindeki geniş bölmede oturan bir kaç kadının yanına gittiler. Karşılıklı selamlaşmalar, birbirlerine gülümseme ile başladı. Tahmise kadınların bazılarını tanıdığı hissine kapıldı. Bu onun için tanıdık, bildik, alışıldık bir durumdu. Kocası yaşarken içip, öfkesi çoğalıp da kendisini ve sonraları da Muttalip'i tepelediğinde orada dimdik dururdu. Tahmise'nin o anlarda ortaya koyduğu vakar dayak faslı bitince yerini bir aşağılanmışlık, zavallılaştırılmış insan hissi ve utanç duygusuna bırakırdı. Bu duyguyu ve hissettirdiklerini o kadar iyi biliyor, öylesine iyi tanıyordu ki ne zaman ve kimde görse an içinde ve hatasızca ayrımsıyordu. Sözlere, aktarımlara, anlatımlara gerek yoktu. O his gelir tam karnına bir anda çakılan demir yumruk olarak inmişçesine varlığını ortaya koyardı. İşte o tanıdıklık algısı buradan kaynaklanıyordu. Bu kadınlardan bazıları buraya yeni gelmiş olmalıydı. Acıları ve utançları ortaya yayılan bir dışkı kokusu gibi çevreyi sarmıştı. Ruhun deneyimden arta kalan acıyı dışkılaması... ortalıkta hemen hissedilen bu etkinin tanımı buydu Tahmise için! 👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #sevgidilleri #12 #erkekçocuklar #kızçocuklar #annelerbilir (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CFG2sfigz0e/?igshid=1ehapooqn38ot
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
VAY BEEE 50. GÜN OLMUŞ 😉 Tahmise yattığı yerde derin bir uyku uyudu. Gündüz uykusu ne kadar izin verirse o kadar dinlenmiş bir halde uyandı. Üzerine küçük bavulundan aldığı hatlarını örten ve içinin görünmesini engelleyen siyah, uzun, pamuklu elbisesini giydi. Ayağına parmak arası terliklerini geçirdi. Küçük aynasından saçını düzeltti, banyoya geçti, lavabonun kenarına yerleştirilmiş ve iç duvarları -belli ki uzun zamandır- beklemiş kötü sudan yer yer yeşermiş musluklu bidondaki sudan yıkanması gerektiğini anlayınca alkalize kalemini almak için odaya döndü. Sonra kalemi İman ve Bena'ya verdiğini anımsadı. Kapıyı açıp çok da sesini yükseltmeden “İman, burada mısın, uyandım ben” diye seslendi. Merdivenlerde bir ayak sesiyle aynı anda İman'ın “hemen geliyorum” diyen sesini duydu. İman elimi yüzümü yıkayacağım, sana zahmet olmazsa gelirken su arıtım kalemini de getirir misin? Elimde zaten, siz uyurken biz epeyce su arındırdık. Kadınlarımız ve çocuklarımız bol bol temiz su içtiler bugün. Ben de içtim, suyu sevmem ama bu su farklı, tadı çok güzel, tam 5 bardak içtim. (Merdivenin başına varmıştı, kalemi uzattı) Nasıl rahat uyudunuz mu? Açsınızdır size yiyecek bir şey getireyim. Evet şükür iyi uyudum ve evet açım da sizin yiyeceklerinize alışkın değilim, sade bir şey var mı? Mesela peynir ve biraz da ekmek yeter. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #barışiçinsilahkullanmak (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CFBy-PzgyLx/?igshid=d22q0ggkv8x9
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Anne çocuklarını kendisine dayatılan şekilde yetiştirmeye devam ettikçe kadın ezilmesinin doğal olduğuna inanmaya, çevresinde bir cezacı olması için bilinçsiz bir çaba göstermeye erkek de seve seve bu cezacı olmaya devam edecektir. Daha küçücük yaşından itibaren kız çocukları “sen kendini sakınacaksın ki erkek seni fark edip rahatsız olmasın” diye yetiştirildiğide... erkeklerden birinden gelen en ufak bir bakış bile çocukta “suçluyum cezalandırılmalıyım” düşüncesini tetikliyor. Bu aptal inanca bir de cehennem korkusu eklendiğinde ki bu ülkede bunu eklemek çok kolay “burada cezamı çekeyim ki cehennemde azabım az olsun” diyor minicik haliyle. Kendini suçlu hissetmesi zaten çok kolay olduğundan elin adamı ya da ailedeki erkeklerden biri ona şiddet uyguladığında “bu geçer ve cehennem ateşinden iyidir” diye inanmaya ve neredeyse şiddeti uygulayana teşekkür etmeye devam ediyor. Erkek çocuklarını cezacı yetiştiren de anneler zaten. O yüzden adam da kadına şiddet uyguladığında farkında olmasa bile içten içe “benim işim kadını korumak, burada cezalandırıyorum ki cehennemde daha az yansın” diyerek kendi vicdanını susturuveriyor. Anneleri onları böyle yetiştiriyor çünkü anne de kendi annesi tarafından böyle yetiştirilmişti ve bunun doğru olup olmadığını soruşturabileceği çok örnek de yoktu etrafında. Okuma yazma bilmeyen, film izleyemeyen dolayısıyla dünyada farklı yapıların ve yaşamların olduğunu bilemeyen kadınların bir gün ayağa kalkıp “bu nasıl bir yapı, değişsin” demesini beklemek de biraz... nasıl desem... fazla romantik bir hayalperestlik oluyor. O yüzden önce anneler değişecek ve sonra yeni nesil ve farklı düşünen çocuklar yetişecek. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #birleşikkrallık #ingiltere #avukatlık #solister #önceannelerdeğişecek #kadıncezacıararerkekcezaverir (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CE_GTxegSzR/?igshid=pq29d5qwxe0a
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Bena İman'a döndü “İngiltere'den döndüğünde seni hiç anlayamamıştım, biz buradan kaçıp oraya gitmek için can atarken sen buraya gelip aramıza karışmıştın, bana çok tuhaf hatta yalan değil aptalca gelmişti. Kahramanlık, hele hele böyle seninki gibi, ortada alışılmışlar dışında hiç bir sorun yokken yapılan türden kahramanlıklar bana hep saçma gelmiştir. Ben şövalyelerin içine tutsak edilmiş bir kişi daha da doğrusu bir çok kişinin dünyayı savaş alanına çevirdiğine inanıyordum küçükken. Benlik içinde benlik olduğunu bilmiyordum o zaman. Radyoda küçük adamlar saklanıp bizimle konuşuyor sandığım gibi şövalyelerin de yedi başlı canavarla dövüşen bütün kahramanların da içlerine küçük adamların hapsedildiğini ve sırf varlıkları fark edilsin, birileri onları görsün diye şövalyeleri savaşmaya zorladığını düşünüyordum hep. Mağarasında uyuyup kimseye ilişmeyen yedi başlı canavarı neden öldürmek istediklerini de hiç anlamıyordum. Vallahi aslında onu öldürenlere kızıp canavara da acıyordum.” Sustu, arınmış sudan bir bardak alıp içti, kuruyan boğazını nemlendirdi ve devam etti. #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #kavrukkadınlar #birleşikkrallık #ingiltere #avukatlık #solister (Yahşi Beach) https://www.instagram.com/p/CE8dTVhAgV1/?igshid=1wyunml7ntht9
1 note · View note
zasgeblog · 4 years
Photo
Tumblr media
Günaydın, su için çok teşekkür ederim. Ben değerliyim ve başkası değil mi? Ben hasta olmamalıyım ama başkası olabilir mi? Sesinde kızgınlık, kırgınlık ya da aşağılama olmamasına özen göstermiş, fıkra anlatıyormuşçasına bir tür kahkaha tınısı eklemişti. Yok tabii öyle demek istemedim, haklısınız, temiz su herkesin hakkı. Kimse bu haktan mahrum olacak kadar değersiz değildir. Gerçekten bizim bağışıklık sistemimiz buradaki suyun içeriğine alışkın. Suyumuz temiz olsa bile oldukça serttir ve size gerçekten sorun yaratabilir. Ayrıca binada şebeke suyumuz yok. Belediyeye başvurduk, henüz bağlanmadı, bekliyoruz. Olan suyumuzu dağıtım için gelen tankerden alıyoruz ve maalesef tankerlerin içleri de bizim depolama kaplarımız da ne kadar temiz bilemiyoruz. Siz temiz suyun bol olduğu Türkiye'den geliyorsunuz, bizim ağır ve biraz da karışık suyumuz sizi gerçekten hasta eder. O yüzden size alışkın olduğunuz sudan getirdim, dedi (bir yandan da elinde tuttuğu ve üzerinde bir Türk Markası yazan kapalı şişedeki suyu gösteriyordu). Bunlardan yeterince stokladık. Sevgili Saida Hanımın otelinden sizin için geldi sular. Biliyor musunuz bu ülkedeki bütün kaliteli otel ve lokantalar Türk Suyu satar. 👇🏻 #zasge #zasgedepo #zasgenotdefteri #kolayaizinliyim #tahmise #arkasıyarın #istanbulanlaşmasıyaşatır #kadınhakları #pasaport #kadınsığınmaevi #sığınmacılık #sığınankadınlar #kadındayanışması #kadınlardayanışmada #temizsuherkesinhakkı #temizsuhaktır #kavrukkadınlar (Bodrum Ortakent Yahşi Yalısı) https://www.instagram.com/p/CE58mjcAIKF/?igshid=djthccnckzx8
1 note · View note