tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır diye dikmeyen makinemle çok samimi bir tavır içindeyim. tatlım neden dikmiyorsun, bir sıkıntı da görmüyorum hiçbir yerinde, kim üzdü seni, yabancı eller oturdu dimi kırmışlar, incitmişler seni. kem göz değmiş sana..
yemin ederim böyle konuşuyorum gayet sesli dışarıya doğru :)
Ghazi Al-Gosaibi'nin çok etkileyici bir şiiri, Allah ona merhamet etsin:
Savaşlardan neden hayatımı savaşta harcadığımı bilmeden mi döndüm?
Aşırı tartışma, haklı olsanız bile düşmanlığa, tatlı olsanız bile hakarete neden olan şeylerden biridir.
Sükûnetle ve hakikati inkar ederek kendi adına bir zafer elde edersin. Kazanırsanız başkalarını kaybedebilirsiniz ve eğer yenilgiyi kabul ederseniz, gerçeğin sözünü boşa çıkarabilir ve batılın zafer kazanmasını sağlayabilirsiniz. Ve unutmayın ki, bir tartışmayı ne kadar çok kazanırsanız, o kadar az dostunuz olur.
Haklı olsan bile. Bu nedenle, bir kişide ikna değil zafer arzusunu, öğrenme değil görünüş sevgisini, cehaletin coşkusunu, bilginin bilgeliğini, sesin gücünü, zihni dinlememeyi fark ettiğinizde her türlü tartışmadan çekilin. 3. Fikri empoze etmek, gerçeği söylememek ve dil kullanmak.
dün fuara eskiden tanıştığımız tatlı bir japon müşterimiz geldi. kendisiyle aramızda çok büyük bir kültür ve dil bariyeri var. dün beni stantta görünce aaa diye aşırı heyecanlı bir tepki verdi ve bir eli havada reyona bana doğru yaklaşmaya başladı. elini neden kaldırdı elimi mi sıkacak yoksa ne yapacak falan diye düşünürken adam reyonun önüne gelince ne yapacağımı daha uzun süre düşünemeden adamın eline ÇAKTIM?? ve aslında o kadar absürt bir konumdaydı ki reyondan biraz sarkmak zorunda bile kaldım. adamın yüzündeki şoku gördüm çünkü adam sadece elini sallayarak selam vermek istiyormuş ama ben gittim adamın eline çaktım. dün de rezil bir social interaction yaşadım çok şükür
Heyecandan kafayı yemek üzereyim. İki tane dil altı aldım; beni dinleyin. Şimdi hepiniz "E peki bu tepkilerin normalleri ne zaman gelecek?" diye sorup duruyorsunuzdur. Beğendim alt temalı baş parmak simgesi, gülen surat, üzgün surat, falan filan...
Tumblr'da ne zaman normal bi' şey yaptık ki? Normal dediğin diğer sitelerin işi!
Benim gibi yükseleni akrep olan koçlardansanız ve Saadettin Teksoy damarınız hala atıyorsa, Tumblr tepkilerinin gizli saklı yönlerini içinizdeki araştırmacı gazeteci ruhu keşfetmiş olmalı.
Şu noktadan sonra anlatacaklarım benden öte, benden ziyade, nadide yengeçlerimin kodları tırtıklayıp ürettiği harikalar. Siz tıklamalara doyun diye tepkilere ufak sürprizler eklediler.
Ama tabii ki bütüüün övgüyü ben topluyorum; nihayetinde fikir benden çıktı. Ürün geliştirmede tek isim: Hakiki Öz BRICK Programcılık!
Şimdi... Bütün gönderilere öncelikle benim emojimle (Brick Whartley) tepki verebiliyorsunuz! En az 100 tane 🦀 ve 200 tane 🧀 tepkisi alan gönderilerde yeni bi' BRICK tepkisi belirecek. Çünkü dünyada tıklamalardan daha çok sevdiğim iki şey varsa bunlardan birisi yengeç kardeşlerim, diğeri de tam yağlı İzmir tulumu.
Biliyorum; efsane, çok iyi, fevkalade! Ancak bitmedi; devamı var. 500 tane 🐴 tepkisi alınca 🦄 tepkisinin kilidi açılıyor. 444 tane 4️⃣ tepkisi ise 🌚 tepkisinin kilidini açıyor; ay tutulması, kereviz suyu, kolajen, merkür retrosu. Çünkü sizi seviyorum... Belirli bir sayıda 🐛 tepkisi sonunda ise PIKA-ADAM tepkisi mağarasından çıkıp gönderiyi şereflendiriyor. Bunların dışında daha başka bi' sürü tatlı şey ekledi yengeçlerim; artık deneye deneye bulursunuz.
Kafayı boşuna yemiyormuşum DEĞİL Mİ? Şu an beni görseniz, bi' yandan çekirdek çıtlıyorum, bi' yandan gönderilere tepki yağdırıyorum.
Lütfen tepkinizi esirgemeyin!
Tıkır tıkır parmaklarınıza sağlık,
Brick Whartley
Tumblr Tepkiler Bölümü Baş Yöneticisi
Ürün ve Fiziksel Mühendislik Departmanı Başkanı (Eski)
Biz İbrahim hocamıza 12 Eylül döneminde işkence ederken vücuduna elektrik verilirken,sakallarını kesip kot pantalon giydirildiğinde, Gayretullah'a dokunup Allah tarafından işkenceci başkomiserin başına neler geldiğinden tanıdık Hocamızın büyük bir veli olduğunu,
O komiser şimdi talebesi oldu İbrahim Hocamızın..
Sabrına, İlmine, Takvasına, yüz nuruna hayran kaldık hep,
Denizli Anafartalar dan, Asri mezarlığa az çekmedim ben o tozlu yolları yürüyerek İbrahim hocamızın sabah namazı sohpetlerini dinlemek için.Sohpetinde aldığım notlar halâ duruyor.O yıllar çok güzel yıllardı O dönem romanlar yazardım, hafız talebeler kapış kapış kitaplarımı okurken her vardığımda yüzüme sevinerek bakar tatlı tatlı tebessüm ederdi..Birazda içten içe üzülürdü ben sakal bırakmıyorum diye,
Gönenli Mehmet Efendi Ahıskalı Ali Haydar efendi'den dersler okurken gördüğü rüyalar tam isabet ederken habercisiydi sanki bu günlerin.
O nun kimseye bilakis hükümete yaranma gibi bir derdi hiç olmadı.Ama ehli imanı daima en önde tuttu.
Korkusuz Şeyh Şamil gibi cesurdur kendileri.Akşemseddin gibi keskin zekalıdır.Yunus Emre gibi halk aşığıdır.
Ömründe hiç medyatik olmadı
Fitne Ağrı dağı gibi etrafını sarsa bile kimseyi Mahmut Efendi Hazretlerine şikayet etmeden kendi çözerdi..Kimseye küsmez kimseyi kovmazdı.
Hep tevazu
Hep tevazu
Daima sünneti yaşar, Farzlarda sünnetlerde nazik bir kız evladı gibi onlara toz kondurmaz gözü gibi korurdu..Çok temiz giyinir edepli yürür herkese selam verirdi
Ben Denizli'de evlenince ayrıldım o nu tam 18 yıldır görmüyorum.Fakat hiç değişmemiş.90 yaşına gelmiş bir piri fanı adayı olmuş zayıf düşmüş bedeniyle hiç düşünmeden kabul ediverdi reddetmedi Cübbeli Ahmet hocanın sunduğu bu Ulvi görevi:
"Ben yapamam edemem" demedi.
"Ezilerse ezilsin gövdem, yeterki Efendinin hizmeti yürüsün,ben ne olursam olayım" dedi
Görevin zorluğunu bile bile
Özal'ın Muhsin Yazıcıoğlu'nun Bediüzzamanın, Muhammed Raşid hazretlerinin başlarına ne geldiğini bile bile
" Kalırsak vatan bizim,Ölürsek cennet bizim " diye diye kabullendi ..
Bu kabulleniş aynı zamanda karşı tarafa bir başkaldırmanın "yaptıklarınızı görüyorum onaylamıyorum" demenin en kibarcası Arkası artarak gelecek Akarsu yatağa er geç yerleşecek Allah'ın izniyle..
İsrail'i kınamaktan korkan pısırıklar Cübbeliyi düşman ilan etmekten çekinmeyenler,Şehit Bayram Ali hocamızın afişlerini indirenler,dirilerimizide şehitlerimizide sevmeyen asık suratlar bilsinki artık Cübbeli hoca yalnız değil bir büyük velinin tasarrufu altına yüzbinlerle beraber girmiştir.
"Surda bir gedik açtık mukaddesmi mukaddes
Eş kahpe rüzgar dilediğin yerden es"
İbrahim hoca efendi Denizli'de hizmet etsede Aslen Kars'lıdır Hanımı Rahmetli oldu, çocuğu yok,talebe talebesi değilim ama sohpet talebesiyim kim ona dil uzatır dünya makamıyla karalamaya kalkarsa vebali büyük olur
"İbrahim hoca velidir"
"İbrahim hoca velidir"
"İbrahim hoca velidir "
İnanmayan Mahmut Efendi Hazretleri nin;
"İbrahim hoca'nın bana ihtiyacı yoktur o veli olmuştur" sözünü hatırlayabilir
Allah hayırlı mübarek etsin inşaallah..
Şu tefrikayı tez zamanda manevi gücüyle sonlandırıp tefrikaya düşen müslümanları yeniden toparlar..