Tumgik
#koyun olmak
birbaskaydinsen · 1 year
Text
Şeytanlıktan utanmak yerine saflığa kızar olduk,
sadece biri sevmeyi aptallık sanıp ,aldatmaya soyunduk
koyun olmayalım derken bildiğin sırtlan olduk..
Tatlı dille yılanı deliğinden çıkarıp bir süre beraber takıldık.
Sonunda kendimizi yılana bile yılan olmayı öğretirken bulduk.....
-Gör Beni-İki Devrin Hikayesi
Akilah Azra Kohen
Tumblr media
2 notes · View notes
martianderick · 1 year
Text
Aydınlatma işlevini yerine getirsin diye icat edilen ampul miadını doldurmuş olup, tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür.
0 notes
nevzatboyraz44 · 2 months
Text
LÜTFEN OKUYUP PAYLAŞALIM
1932 BELÇİKA GÜZELLİK YARIŞMASI VE KERİMAN HALİS
Fransa'daki Dansa Müdahale Eden Kanuni Sultan Süleyman'ın Torunu Diye Böyle Taktim Etti Batılı Devletler.
İslâmi değerlere savaş ilan eden CHP Türkiyesi'ni, Sabetayist Yahudi dönmesi Keriman Halis (Ece) temsil edecektir
Yarışmayı Gören Halit Turhan Bey’in Anlatımları
Hâlid Turhan Bey Hatıraları’nda Keriman Hâlis Ece’nin dünyâ güzeli seçilmesini şu şekilde anlatıyor:
1932 senesinde yine Cumhûriyet Gazetesinin tertiplediği güzellik yarışmasını Keriman Hâlis kazanmıştı.
Aynı yıl Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla dünyâ güzellik yarışması düzenlenmişti.
Keriman Hâlis bu yarışmaya Türkiye’yi temsilen katıldı.
Günlerce Spa şehrinde kalan güzeller, çeşitli kimselerle görüştü ve konuştular.
Yarışma gününde jürinin önünden kızlar birer birer geçip giyimleriyle, bakışlarıyla, tebessümleriyle puan toplamaya çalıştılar.
Jüri salona geçip puan değerlendirmesi yapmak istedi.
Jüri Heyeti Başkanı M. Maurice Valeffe kürsüye geçerek şöyle konuştu:
“Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
1400 senedir dünyâ üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir.
Onu, Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Elbette Amerika’nın ve Rusya’nın hakkını inkar edemeyiz.
Neticede bu, Hıristiyanlığın zaferidir.
Müslüman kadınların temsilcisi, Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır.
Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.
Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil.
Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz.
Bu sene Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz.
Avrupa’nın zaferini kutluyoruz.
Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdâhale eden Kanûnî Sultan Süleyman’ın torunu, işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir.
Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize uyan bu kızı beğendik, Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle,
Türk güzelini dünyâ güzeli olarak seçiyoruz.
Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”
M. Kemal İnebolu gezisinde şöyle diyor:
"Çağdaş insanlar olduğunuzu dış görüşünüzle ispatlayın.
Ey memleketini seven ve memleketi, milleti için hayatını feda etmekten çekinmemiş bulunan kıymetli vatandaşlar.
Üstüne basa basa telaffuz ediyorum. Korkmayınız, bu gidiş zaruridir.
İsterseniz belirteyim ki, bu kadar yüksek ve mühim bir neticeye varmak için lazım gelirse, bazı kurbanlar da verelim. Bunun ehemmiyeti yoktur.
Mühim olarak şunu ihtar etmek isterim ki, bu hâlin muhafazasına inat etmek ve fanatik olmak, hepimizi her an kurbanlık koyun olmak eğiliminden kurtaramaz.
Kadınların peçelerini açması veya şapka giyme alışkanlığının kazanılması için gerekirse bazı kurbanlar feda edilebileceğini söyler."
Bunun göstergesi de kafalarına takacakları bir şapka olacakmış.
NOT: Türkiye'de ilk yarışma 1929 yılında M. Kemal'in emri ile Cumhuriyet gazetesi tarafından düzenlenir.
8 aday katılır ve seçim Cumhuriyet gazetesi idarehanesinde yapılır.
Abdülhak Hâmit, eşi Lüsyen, Halit Ziya, Cenab Şehabettin, Hüseyin Cahit, Ahmet Haşim, Peyami Sefa, İzzet Melih, Çallı İbrahim, Arif Dino, Vâlâ Nurettin, Naşide Saffet gibi isimlerden oluşan 26 kişilik jüri heyeti 8 güzel arasından Türkiye "güzeli" ni seçer.
#NOT: MÜSLÜMAN ANADOLU KADININA ROL-MODEL OLSUN DİYE HAÇLILARIN ÖNÜNE BİKİNİ İLE ÇIKARDIKLARI KERİMAN HALİS, SABETAYİST YAHUDİ DÖNMESİ BİR AİLENİN ÇOCUĞUDUR.
Kaynak: Gülen Şeytanlar Tarihi (Pavlus'tan Sabetay Sevi'ye, Sion'dan Fetö'ye Kripto Fitnecilerin Tam Listesi) Kemal Özer, sayfa: 98-99
58 notes · View notes
1adam · 4 months
Text
Tumblr media
Sanki bu ülkemizdeki tüm sorunlar birmiş herkez refah mutluluk içinde de Şimdi tutturmuşlar sokak hayvanlarının yeri sokaklar değil barınaklardır..bu hangi vicdan hangi akıl ile bağdaşabilir biri bana anlatsın..Allah canlıları yaratırken ben kuşları yaratıyorum ama uçmasınlar kafese koyun,ben kuzuları koyunları yaratıyorum ama otlaklarda gezmesinler ahırlara tıkın,ben kedileri köpekleri yaratıyorum ama sokaklarda dolaşmasınlar insanları rahatsız edip çok yer işgal ederler siz öldürünmü demiş hangi ayet hangi hadiste var bu..kainatta hiç kimse sahipsiz değildir sizin sahipsiz başıboş dediğiniz sokak hayvanlarının sahibi sizinde bizim de sahibimiz olan Allah’tır hiçbir canlının canını sahibi olandan başkası alamaz müslüman bir milletiz ya ondan söylüyorum bunları…Bir hadisi şerifte “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı) Rahmân'dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa, Allah da ondan (rahmet bağını) koparır." (Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16)
Hadis, merhametin ehemmiyetini anlatmak açısından çok önemlidir. Merhametli olanlar derken ifâdenin mutlak bırakılmış olması dikkat çekicidir. Yani "insanlara" veya "mü'minlere" veya "sâlihlere" veya "fakirlere" diye bir kayıt yoktur. Öyleyse bütün mahlûkâta karşı merhametli olmak söz konusudur. Yani yeryüzünde bulunan sâlih-fâcir bütün insanlara, ehlî-vahşî bütün hayvanlara karşı gösterilecek merhamet, Rahmân'ı yâni rahmetine nihayet olmayan Allah'ı memnun edecek bir davranıştır.
Burdan anlayacağımız üzere bu konunun tartışılması bile müslümanlıkla insanlıkla bağdaşabilirmi sahibi olan yaşasın sahibi yoksa ölsün o zaman sokakta kimsesiz olarak yaşayan bir çok insan var şimdi napalım onlarıdamı uyutalım onların içinde de insana zararı olan saldıran öldüren katil olan hırsız olan sapık olan var..hatta barındığı bir çatısı sahip olduğu bir ailesi olupta bunları yapanda var ya bu ülkede sapıklar,seri katiller,tecavüzcüler ,gaspçılar aklınıza ne kadar suç gelirse işleyenlerin canı alınmıyor da konu hayvanlara gelincemi cezaları öldürülmek oluyor yaşam alanımı bıraktık onlara da siz yaşam alanının dışına çıktınız diye hesap soruyoruz ..devlet öldürmez devleti bırak müslüman öldürmez yaşatır… canın yaşama hakkının insan yada hayvan diye bir ayrımı olamaz..bu hayvanlar sokakta biçare aç perişan yaşıyorsa suç onların değil devletindir belediyelerindir..eğer devlet ve belediyeler bu hayvanları toplayıp her belediye bünyesinde barınmalarını iaşelerini sağlayıp yeterli miktarda barınak kuramıyorsa kendi suçlarıdır..Allah muhakkak ki görendir duyandır işitendir yerdeki karıncanın bile hakkını bizden soracak olan allah mutlaka böyle birşeye sebeb olanlarada o canlıların hakkını soracaktır… ben kendini sokak hayvanlarına adamış bir insanım lafta değil özde herşeyiyle bakımı tedavisi maması aklınıza gelen ne varsa.. sonuçta o hayvanlar üzerinde benim hakkım var ve ben hakkımı asla helal etmem mahşerde bile ..söyleyecek başka söz yok çünkü sözün bittiği yerdeyiz bunlar benim içimden geçen duygular kimse böyle düşünmek zorunda değil kimseyide bağlamaz. Şunuda unutmayın merhametliyim deyipte merhametin anlamını bilmeyenler merhamet insana yada hayvana acımak değildir acıtmamaktır!(Made in okan)
46 notes · View notes
siktirpusst · 22 days
Text
Senin yorgun argın buz gibi bir havada sabaha karşı döndüğün o evde girdiğin sımsıcak koyun olmak..
14 notes · View notes
onderkaracay · 1 month
Text
Tumblr media
🎯 Fanatik Telaşlar Ne Tür Bir Faaliyet İçerisindeler? 🎯
Bir taraftan Suriye meselesi ile ülkemizi savaşa sürüklemek istiyorlar diğer taraftan içeri de sürdürebilir sömürge düzeni devam etsin diye her yolu deniyorlar.
Hiçbirine izin vermeyeceğiz.
Fanatizm de kendilerini kurtarmaya yetmeyince bu sefer telaş büyüdü.
Sözde spor konuşuyoruz adı altında siyasi partileri dolaşmaya kalktılar.
1950'den bugüne bağımsız ulus yararına siyaset üreten tek bir siyasi parti yok!
Bu gerçeği unutmayın koyun bir kenara o gün bugündür yaşananları özellikle 12 Eylül 1980 sonrası ve vahşi özelleştirme talanı ile ölümcül darbenin vurulduğu son yirmi iki yılda yaşanan herşeyi bu çerçevede değerlendirin.
Aksi takdirde siyasette neler olup bittiğini anlayamazsınız.
Chatham house İngiliz derin devlet kuruluşunun kurumsal ortak adı altında onlara hizmet veren emrinden çıkmayan bir holding ve her mahallede bir milyoner beslemesi sermaye sahibinin siyasi partiler ile spor mu konuştuğunu sanıyorsunuz?
Türkçe olimpiyatlarına sponsor olan biri olduğunu kimse unutmadı. Bunun hesabı daha sorulmadı.
Bir siyasi partiyi ziyaret ediyor verilen resimde ise 17-25 mesajı veren saat kitle imha silahı medyanın kadrajına takılıyor.
Oda tv internet sitesinde nato ile ilgili çıkan tehdit yazısında ne diyorlardı 1950 sonrası süreçte eğitimden vergiye, askeri darbelerden sivil darbelere ticarete, siyasi partilerden sivil toplum kuruluşları adı altında ki tüm faaliyetleri biz yönetir biz karar veririz.
Sizce kim bu derin yapı?
Son bir kaç ay içinde bu tehdit yapıldı.
Buna itiraz eden bir siyasi parti gördünüz mü? Duygunuz mu? Duyamazsınız!
Çünkü iktidar ve muhalefet tüm siyaset sermaye ile kol kola bugüne geldiler.
Bugün işlerine gelmeyen bir çaba oluyorsa onu tehdit ederek hizaya getirmek istiyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi bir holding ve sermaye ortağı ile ne görüşür? Kitle imha silahı medyaya da spor konuştuk diyorlar. Spor konuşmak için mi bir siyasi parti sermayeyi muhatap alıyor?
Ortada böyle bir tehdit varken dedesinin Kenan Evren'e yazdığı mektup deşifre olmuşken, bilderberg cfr bağlantılı Amerikan derin devlet yapısı ile bağlantıları ortaya saçılmış iken, Türk Mevsimi düzenlemeye kalkarken Türk Fırtınasına yakalanan Mustafa Koç gerçeği ortada iken hala İngiliz derin devlet yapısı chatham house ile bağları devam ederken ülkemizin en büyük spor kulübünü bu algıyı değiştirmek için kullanırken, Atatürk ile aldattıklarını anlamamak için daha ne gerekiyor sorusu bas bas bağırıyor iken siyasi partiler sermaye ile ne konuşabilir?
Paralel devlet diye ifade edilen ve 15 Temmuz öncesi döneme benzer bir süreç yine devrede.
Hedefe bugüne kadar kullanılan Cumhurbaşkanı konulmuş durumda.
Ülkemizden adeta bir Saddam çıkarmak peşine düşmüşler.
Bu planın arkasında sermaye var.
Bunu anlamamak için aptal ya da hain olmak gerekir.
Fetö diye tabir edilen dinci terör örgütünün siyasi ve sermaye ayağı tam olarak ortaya çıkartılmadı.
Neden?
Yeni bir 15 Temmuz benzeri tezgah için olabilir mi?
Bugüne kadar sermayenin tertip etmediği tek bir darbe yok.
Bunu bir darbe hazırlığı olarak görmemek yanlış olur.
Cumhurbaşkanı'nın daha fazla otoriter ve baskıcı olmasının önünü açarak oradan yürüyerek yeniden iktidarı sermayeyi koruyacak bir siyasi yapıya kavuşturma çabası.
Bu sebeple ekonomide hiç bir şeyin düzelmesini istemiyorlar.
Doğrusu kamulaştırma fikrinin ya da daha doğrusu tek çözümün kamulaştırma olduğu gerçeğini engellemenin yollarını hile peşinde koşarak durdurmak istiyorlar.
Bu mümkün mü?
Bu holdingin bayiliğini yapan bir işadamı ile konuşuyorum.
Neden bunların hala bayiliğini yapıyorsunuz diye sordum?
Neden yapmayayım dedi.
Sonra Vehbi Koç'un Kenan Evren'e yazdığı mektubu çıkardım okuttum.
2001 yılında ki Bilderberg Gazi Erçel aracılığıyla kur vurgununu anlattım.
İngiliz derin devlet kuruluşu chatham house ile kurumsal ortak adı altında faaliyetlerini anlattım.
2015 tarihinde Mustafa Koç'un Arap baharı benzeri Türk Mevsimi düzenleme faaliyetlerini belgeleri ile anlattım.
Atatürk ile nasıl aldattıklarını spor ve fanatizm ile algı değiştirmek peşinde koştuklarını anlattım. On yedi yıl içlerinde kaldım karanlık sicillerini tuttum dedim.
Nato'nun oda tv aracılığıyla nasıl tehdit ettiğini yazıyı okutarak anlattım.
Bunların hiçbirini bilmiyordum dedi.
Bizim gözümüzü para, güç ve kâr hırsı bürümüş dedi.
Büyük bir pişmanlık ve kendime kızgınlık içindeyim dedi.
Bu işadamı 87.000 adet olacağı tahmin edilen dolar milyarderi olan ve bu sermayeyi ayakta bu karşılıklı menfaat ve soygun ilişkisi içinde olanlardan sadece biri.
.
Dokunduğum her insan kendine geliyor.
Bir başka işadamı bu detayları bilmediği için ne demişti ülkenin ekonomisinden bana ne ben paramı nasıl çoğaltırım ona bakarım.
Bu sermaye ekonominin bu şekilde devam etmesi gerektiğini savunuyor.
Çünkü bu şekilde sürdürülebilir bir düzen kurmak istiyorlar.
Tek adam düzeni devam etsin yalnız önceki kullanılan yerine yenisi gelsin, önceki ekonomiyi düzeltme girişiminde bulunmasın.
Bugün mesele budur.
Cumhurbaşkanı'nı bir kez daha uyarıyorum.
Özelleştirme talanı yanlışınızı kabul edin ve sizi tehdit eden sermayeye boyun eğmeyin kamulaştırma kararları alın.
Ülkemizin sorunu Anayasa değil soygun ekonomisidir.
Bu soygun ekonomisi bir tek tehdit boyutunda sizin tarafınızdan büyütülmüş küresel ve yerli sömürgeci sermayenin işine gelmektedir.
Anayasa değişikliği bunun sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasının önünü açar.
İç karışıklık çıkartır. Bundan kimseye fayda gelmez.
Türk ulusunun sorunu üretim ve hizmet araçlarının sahipliğinin kâr amaçlı sömürgeci sermayenin eline geçmiş olmasıdır. Karşılıksız para basarak kara para ticareti ile ulusa yüksek maliyet ödetmektir.
Ekonomi bu şekilde devam edemez.
Küçük üretici kalmadı.
Aracı ve komisyoncular ile üretim ve hizmet araçları tekeli oluşturan sermaye tehdit oldu.
Bu gerçeği neden görmeyen ve yurttaş ile inatlaşan hiçbir siyasi partinin seçim kazanma ihtimali kalmıyor.
Bu ülkenin sahibi bedel ödeyenlerdir bu bedeli ödetenler değil.
Bu durum sermayenin 15 Temmuz benzeri bir çabasına hizmet ediyor.
Tarihi uyarıları zamanın da yapmak görevimiz.
Bunu sermaye ve siyasete esir düşmüş medyadan öğrenmek mümkün değildir.
Sorumlu yurttaş bilinci ile yurdunu, ulusunu seven herkesi uyarıyorum.
Oyuna gelmeyin. Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanları bu ülkeyi yönetebilecek kişiler değil.
Bu yeni projenin sahaya sürdükleri sermaye yararına düzeni devam ettirmesi istenen ve Atatürk'ü kullanarak oy devşiren mültecilerin uyumunu sağlama sözü vererek kendilerini ele verenler bunlar.
Sermaye çözüm istemiyor.
Ya bu şekilde devam etsin ya da değişim olacak ise tek adam rejimi ile kendilerinin istediği biri ile aynı şekilde kamulaştırma olmadan devam etsin istiyorlar.
Bu sebeple darbe dahil her türlü hilenin içindeler.
Bizi tehdit eden yeryüzü çetesinin nato aracılığıyla emrinde faaliyetteler.
Bizde Atatürk'ün gerçek askerleri olarak insanlık devriminden, ilkelerinden yana kamulaştırma devrimini savunmaya devam edeceğiz.
Toplumu bu konuda bilinçli hale tüm engellere ve tehditlere rağmen getireceğiz.
Kim kimdir? Kim kime hizmet ediyor? Hepsi ortaya çıkacak ve devrim gerçekleşecek.
Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi ve siyaseti sermayenin at oynattığı bir ekonomi olmaktan kamulaştırma devrimi ile öyle veya böyle çıkacak.
Devletini, yurdunu ve ulusunu seven her insanın toplanması gereken tek yer Atatürk'ün devrimlerine sahip çıkmak kamulaştırma yaparak tam bağımsız bir ekonomiyi yeniden inşa ederek tüm yurttaşların Atatürk şemsiyesi altında toplanmalarına bağlıdır.
Önder Karaçay
3 notes · View notes
matmazelnoraliya · 1 year
Text
"Venüs aşkın yıldızıydı.."
Yapraklar şarap ve altın rengine dönüyordu. Clinton Caddesi'ndeki taş evlerin eşikleri Cadılar Bayramı kalabalıklarıyla doluydu. Geceleri yürüyüşe çıkardık. Bazen gökyüzünde Venüs'ü görürdük. O çobanların ve aşkın yıldızıydı. Robert ona bizim mavi yıldızımız derdi. Bunu unutmamam için imzasını atarken Robert'ın t'sini mavi renkli bir yıldıza dönüştürdü. Onu tanımaya başlıyordum. Çalışmalarına ve bana karşı duyduğu sonsuz güvene rağmen geleceğimiz, nasıl hayatta kalacağımız ve para konuları onu sürekli endişelendirirdi. Böyle kaygılar için fazla genç olduğumuzu düşünüyordum. Sadece özgür olmak bana mutluluk veriyordu. Endişelerini yatıştırmak için elimden geleni yaptıysam da, pratik açıdan hayatımızdaki belirsizlikler, onu hayli rahatsız ediyordu. Bilinçli ya da bilinçsiz, kendini arıyordu. Yeni bir dönüşüm sürecinin içindeydi. Askeri okul üniformasını üzerinden atmış, sonrasında bursuna, ticari geleceğine ve babasının onunla ilgili tüm beklentilerine arkasını dönmüştü. On yedi yaşındayken askeri gösteri ekibinin itibarı, pirinç düğmeleri, aşırı cilalı çizmeleri, kordonları ve şeritleri aklını başından alıyordu. Onu çeken şey üniformaydı, tıpkı bir papaz çırağı olarak kiliseye çeken şeyin süslü cübbeler oluşu gibi. Fakat kilise ya da ülkeye değil, sanata hizmet edecekti. Boynundaki boncukları, tulumu ve koyun derisi yeleği basit bir kostüm değil, özgürlüğünün dışa vurumuydu.
Patti Smith, Çoluk Çocuk
51 notes · View notes
Note
eveeett
ineklerin sevmediği element sdkfhskj????
Öküzlü bisey mi acaba
Aaa dur aklıma bişey geldiii öküzde bir inekmiş ve öküz erkekmiş öküz niye inek oluyo ki öküz öküzdür inek inektir yanii,inek inekmiş ve inek kadınmış şimdi sığır ve dana ne oluyor haaa bide şu keçi,kuzu,koyun,teke fln öfff çok karışık bunlar, kuzu koyunun kardeşidir kuzu kız koyun erkek ve bu ikisi kecinin yavrularidir ben keci erkek diye biliyom ama keci kadınmış şimdi keçi koyun ve kuzuyu doğuruyorsa bunların babası kim ben keçi erkek diye biliyorum aynı zamanda keçi anne diye biliyom hayvanlarda anne olmak herhalde cinsiyet fark etmiyor kesin bunuda yanlış biliyorum hee bide koç var bu ne oluyo hiç bilmiyom internette kuzu aslında koyundur diyo abiii kuzu kuzudur koyun koyundur kuzu niye koyun oluyoo valla bi yaşıma daha girdim teke ne oluyor ki şimdi (ben aklımda bi hayvan alemi kurmuäum çıkamıyorum ordan ixbejdixnlbeh
Ammannn konu cok dağıldı esprinin cevabını bulamadım benn
17 notes · View notes
kedilimedi3 · 28 days
Note
asik olmak istiyorum ama yani bu bir erkegi sevmekten ziyade onu sevmeyi sevmek gibi bi sey. yani bu narsistce mi bilemiyorum ama cevremdeki cogu kisiyi uzgunum belki bircok insanin ahlaki degerlerine aykiri bi durum ama tip olarak begenmiyorum. bunu birisi benim icin dusunse belki onu yargilarim ama soz konusu dusunen kisi ben olunca kendimi kafamin icinde aklayabiliyorum. durum boyle olunca da asik olabilecegim birileri kalmiyor. yani ask cart curt nedir cok anlamam ama icimde birini sevmekten ziyade onu sevmeyi sevmeye dair yogun bir istek var ama bi turlu olmuyo :(( insanlari yargilamaktan vazgecmek istiyorum ama yani o kadar basit degil bu of napicam iki paket sky edge'ye bence cok guzel tavsiyeler cikar senden
yo neden bencilce olsun bir şeyleri hissetmeyi istemek? tam aksine karşındaki erkeğe bağlı kalmayacağını ve işler kötü giderse mentalinin çok da çökmeyeceğinin sinyali bana kalırsa/ gayet de sağlıklı bi tutum. her türlü kendinizi öne koyun ya bu insanlar bişi hak etmiyo
4 notes · View notes
yalnzardc · 28 days
Text
Yunus sr. Mekkede nazil olmuştur 109 ayettir.
3 - . Arş ; yaratılmışların en büyüğü ve çatısıdır. O, kırmızı yakuttandır.
59. De ki: Allah'ın size indirdiği rızıktan bir kısmını helal, bir kısmını da haram bulmanıza ne dersiniz? De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?
59 - İbn Abbas ve Mücahid bu âyetin bahîra, sâibe ve vasilelerin helâl ve haramlığı hususunda müşrikleri kınamak üzere indiğini söylerler. (Put namına serbest bırakılan ve sütünden yalnızca misafirlerin faydalandığı develere "saibe" denir. Biri erkek diğeri dişi olmak üzere ikiz doğuran koyun ya da deveye "vasîle" derler. Beş kere doğuran ve beşinci yavrusu dişi olan deveye "bahira" denir.)
74 - İbn Abbas (r.a) şöyle der: Hz. Adem ve Hz. Nuh arasında tamamı İslam üzerine olan on asır vardır.
90 - İsrailoğulları Mısır'dan çıktıkları zaman rivayete göre çocuklar hariç altı yüz bin savaşçı idiler. Firavun'da ordusundan yüz bin kişi ile beraberdi. Yüce Allah onları aşure gününde helak etmiştir.
98. Yûnus'un kavmi müstesna, (halkını yok ettiğimiz ülkelerden) herhangi bir ülke halkı, keşke (kendilerine azap gelmeden) iman etse de bu imanları kendilerine fayda verseydi! Yūnus'un kavmi iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rüsvaylık azabını kaldırdık ve onları bir süre (dünya nimetlerinden) faydalandırdık.
98 - Bu ayetten maksad şudur: Geçmiş ümmetlerden Hz. Yūnus'un halkı hariç peygamberine tamamen uyan başka bir halk yoktur. Onlar Ninova halkıdırlar.
2 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 3 months
Text
Adam öldürmeyi oyun mu sandın?
Suriyelilere karşı Kayseri’de başlayan olaylar Türkiye’nin birçok iline yayıldı ve Antalya’nın Serik ilçesinde, 17 yaşındaki bir çocuk, Ahmet Handan el Naif 3 kişi tarafından sokakta bıçaklanarak öldürüldü.
Ölümünün ardından el Naif’in trajik hikâyesi de ortaya çıktı: Deyrizor’daki ailesi, YPG (PKK) tarafından zorla askere alınmasın diye el Naif’i Türkiye’ye göndermiş. Yani el Naif Suriye’de kalsa, YPG tarafından zorla silah altına alınacak, eğitilecek ve Türkiye’ye karşı çocuk asker olarak savaştırılacakmış. Ailesi, YPG’nin eline düşmesin, terör örgütü tarafından istismar edilmesin, Türk askerini öldürmesin diyerek çocuklarını Türkiye’ye göndermişler.
Ahmet el Naif, Türkiye’de, ırkçılar tarafından katledildi. Hem de 17 yaşındayken, sokakta, ne olduğunu dahi anlamadan hayata gözlerini yumdu.
Cinayetin bir de katiller tarafı var: 3’ü de çocuk. İkisi 17 yaşında, biri 15 yaşında.
Katillere, hem de 3 kişi savunmasız bir çocuğun üzerine çullanmış, dövmüş, vahşice bıçaklamış katillere, çocuk olduklarını öğrenince, az da olsa üzülmemek mümkün mü?
O meşhur Rumeli türküsünde diyor ya: “Mezar taşlarını Hasan, koyun mu sandın? Adam öldürmeyi Hasan, oyun mu sandın? Drama mahpusunu evin mi sandın?”
Üç çocuk, evet, belki de adam öldürmeyi oyun sandılar. Gözü dönmüş, sokakta Suriyeli avına çıkmış büyüklerinin oyununa dâhil olmak istediler. Kitlelerin belki de arkalarında olduğunu, ne yaparlarsa yapsınlar onlara sahip çıkacaklarını sandılar. Suriyeli öldürmenin cezasının olmayacağını zannettiler. Yakalanmayacaklarını, yakalansalar bile ellerini kollarını sallayarak karakoldan “kahraman” gibi çıkacaklarını düşündüler.
Eğer mahkeme ölenin Suriyeli olmasını “hafifletici sebep” olarak görmezse bu 3 çocuk en az 10’ar yıl hapis yatacak. Çetin bir hapis hayatı geçirecekler. Çıktıklarında topluma uyum sağlayamayacaklar. İş bulmakta zorlanacaklar. Belki suç örgütlerinin eline düşecekler. Belki hapiste düşünmeye fırsat bulacak, 17 yaşında bir çocuğu vahşice öldürmüş olmakla yüzleşecek, ırkçılık adına öldürdükleri Ahmet’in YPG’den kaçtığı yani Türkiye için ailesini terk edip Antalya’ya geldiği gerçeğiyle kavrulacak, belki delirecek, belki intihar edecekler.
Suriyeli Ahmet Handan el Naif’in hayatı daha 17 yaşındayken söndü;
Onu öldürenlerin hayatı da daha 15,
17 yaşındayken karardı.
Bunun üzerinde durmayacak mıyız? Adi bir cinayet vakası deyip geçecek miyiz?
Bu 3 çocuğa ırkçılık virüsü bulaştıran, kalplerini karartan, vicdanlarını körelten, bütün zerrelerine nefret pompalayan, akıllarını devre dışı bırakan, beyinlerini süngere çeviren, bu çocukları kışkırtıp birer vahşi katile çeviren ve çocuk yaştan itibaren hayatlarını ebedi karartan sebepleri görmezden gelmeye devam mı edeceğiz?
“Ümit Özdağ ve Zafer Partisi milli güvenlik sorunudur” derken, silahlanıp iç savaş çıkaracaklarını değil, işte bu tür vakaları kastediyoruz. Ergenleri, gençleri, iki adım sonrasının muhasebesini yapabilecek akli melekesi olmayanları nasıl zehirlediklerine, nasıl kışkırttıklarına, Türkiye’nin bütünlüğü için nasıl büyük bir tehdide dönüştüklerine dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Türkiye turizmini baltalamaya çalışıyorlar. İstanbul’daki olayda gördüğümüz gibi, Arap sermaye ve yatırımlarını ürkütmeye çalışıyorlar. Türkiye’nin dünyada 7’nci sıraya yükseldiği ve yılda 3 milyar dolar kazandığı yabancı öğrencileri kaçırıyorlar. Her bir eylemlerinde Türkiye’ye ağır zarar veriyor, Türkiye’nin rakiplerinin değirmenine su taşıyorlar.
Türkçülük maskesi altında Türklüğe, Türkiye’ye saldırıyorlar.
Ancak bugün Suriyelilere yönelen, yarın, sırası geldiğinde, Kürtlere yönelecek olan kışkırtmalarıyla, Türkiye’ye maddi olanın ötesinde bir tehdit teşkil ediyorlar: Türkiye’nin uluslararası iddialarını, gücünü, etkisini, hatta Türkiye’nin bütünlüğünü hedef alıyorlar. Hepimizin gözü önünde genç nesillere zehir zerk ediyorlar.
Selçukluyu da, Osmanlıyı da güçlü birer cihan devleti yapan, Türklerin Kürt ve Araplarla kurduğu ittifaktı. Potansiyel bir Türkiye “tehdidini” önlemenin yegâne yolunun Türkleri Kürt ve Araplardan uzaklaştırmak olduğunu Batılılar çok iyi biliyorlar ve buna çalışıyorlar. Dün PKK, FETÖ bunun için kullanıldı; şimdi de Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ni bu kirli hedefleri için kullanıyorlar.
Polis ve yargı, sokakta Suriyeli
avına çıkmak yerine, ırkçılık maskesi altındaki bölücülük tehdidiyle ilgilense, Türkiye’nin çok daha hayrına olacak.
Yeni Şafak Yazarı: Aydın Ünal
8/07/2024 Pazartesi
31 notes · View notes
shiftruby · 9 months
Text
Self Concept Challenge
"Sağlık, zenginlik, güzellik ve deha yaratılmaz; bunlar yalnızca zihninizin düzenlemesiyle, yani benlik kavramınızla gerçek olarak kabul ettiğiniz ve onayladığınız şeylerle tezahür eder."
- Neville Goddard
1. Gün:
Tam şu anda benlik kavramınızı netleştirin, kendinizi nasıl tanımlarsınız?
1. Bir kağıt kalem alın ve ilk olarak nasıl bir benlik kavramınıza sahip olduğunuzu yazın.
İdeal benliğinizin özellikleri ve alışkanlıkları nelerdir?
2. Bir sonraki adım ideal benlik kavramınızı tanımlamaktır; ideal benliğin nasıl biri ve hangi özelliklere sahip?
3. Günün sonunda olumlama yapıyoruz. Bugünün olumlamalarına Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz.
2. Gün:
Benlik kavramınızı değiştirmenin en kolay yolu, öncelikle sınırlayıcı inançlarınızın ne olduğunu belirlemektir.
1. Bir kalem ve kağıt çıkarmanızı ve hayatınızın her yönüne ilişkin sahip olduğunuz tüm sınırlayıcı inançlarınızı yazmanızı öneririm; aşk, para, kariyer, arkadaşlar, aile, fiziksel görünüm, sağlık, okul vb.
2. Daha sonra inançlarınızın nereden geldiğini ve yaşamınızda hangi yollarla tezahür etmeye devam ettiğini belirleyin.
3. Son olarak, bu sınırlayıcı inançların tam tersini yazın ve bunların yerine hayatınızın o alanını çevreleyen sahip olmak istediğiniz inançları koyun.
3. Gün:
Bilinçaltı zihninizi yeni inançlarınızla değiştirin.
1. Bunu yapmanın en kolay yolu olumlama yapmaktır. Sizin için hazırladığım olumlamalara Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz !! Bu günden itibaren olumlama yapmaya başlıyoruzz!
2. Eğer olumlama yaparken karşıt düşünceler veya görüntüler edinirsiniz, bunun nedeni zihninizin sizi kandırmaya ve sizi alıştığı zihniyette tutmaya çalışmasıdır. Bilinçaltınız sınırlayıcı inançlarınızı desteklemeyen her türlü düşünceyi reddedecektir. Bu olumlamaların işe yaradığı anlamına gelir! 💗
3. Baskın düşünceleriniz gerçekliğinizi yaratır; bu yüzden kendinizle yaptığınız içsel konuşmalarınıza dikkat edin. Bunları yaparak sınırlayıcı inançlarla bilinçaltınızı güçlendirmeye devam ediyorsanız, eski hikayeyi yeniden anlatıyorsunuz demektir.
4. Bugünün olumlamalarına Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz.
4. Gün:
Bugün benlik kavramımızı subliminal dinleyerek ve meditasyon yaparak geliştireceğiz!
1. Subliminal dinlemek bilinçaltınızı yeniden programlamanıza yardımcı olur. Dinlemenizi önerdiğim bir kaç tane self concept subliminali:
- serenne - self concept 🎀
- Lias - 🌈SELF CONCEPT♡ Kendini sev, özgüvenli ol, subliminallerden hızlı sonuç al! türkçesubliminal ♡
2. Meditasyon yaparken olumlama yapmak da en etkili yöntemlerden biridir. YouTube'a "meditasyon müziği" yazıp bulabilirsiniz. Uyumadan önce 10 dakika yapmanızı öneririm!!
3. Bugünün olumlamalarına Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz.
5. Gün:
Bugün sizden kendi olumlamalarınızı kendinizin yazmasını istiyorum.
1. Benlik kavramı olumlamaları son derece kişiseldir ve her kişi için benzersizdir. Sadece 10 dakikanızı ayırarak olumlama yazmaya odaklanın. Başlamanıza yardımcı olması için bir kaç olumlama bırakacağım:
- ben en güzelim
- ben özelim
- ben sağlıklıyım
- ben eşsizim
2. Ayriyeten bugünün olumlamalarına Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz.
6. Gün:
Fake it 'till you make it
1. Bugün ideal benliğiniz gibi davranacaksınız. Yaşanan tüm olaylara ideal benliğinizin gözünden bakacaksınız ve "ideal benliğim nasıl tepki verirdi?" diye düşünerek davranacaksınız.
2. Bugünün olumlamalarına Story Highlights kısmından ulaşabilirsiniz.
7. Gün:
Neyi seçiyorsun? Büyümeyi mi ya da aynı kalmayı mı?
Benlik kavramını her gün ideal benliğinmiş gibi davranarak geliştirebilirsin. Böylelikle istediğin şeyleri hayatına anında çekebilirsin.
Ya da etkinlikten önceki zamanlar gibi yaşamayı tercih edebilirsin ama bunun sonuçlarına da katlanmak zorundasın. Arzularına büyük uğraşlarla sahip olmak.
Hangisi?
1. Gelişmeyi seçiyorsan her gün ideal benliğinin zihniyetiyle yaşamaya çalış.
2. Son günün olumlamalarını yapmayı unutma!
Son güne kadar geldiysen kendini ödüllendirmeyi hakettin!!
18 notes · View notes
thepictureofaugust · 1 month
Text
İntihar'a aşık olmak, onunla sevişmek, zincire vurulmak
Kafamda bulunan birkaç anıya resmedilmiş çıplak ölüler ile sanat
Beni açlığa bırakan,
Özüm ile barıştıran,
Intihar ile flörtleştiren.
Tatlı bir arkadaşa özür mektubu gibi talihsizce yağmura sarılmak
Her gece üşüyen koyun yavrusu gibi.
Sadece ölüm, ölüm'e, gebe kalmak.
2 notes · View notes
cokseyyapmasstuff · 6 months
Text
ARKADASLARRR
hani sizce ask nedir diye soruyolar ya bence her ask aynı değildir ya yani şimdi ask kisiye özel bence eğer öyle değilse tüm herkes ask kavramını aynı bulursa askin ne anlamı kalır o zamnn ask yan yana olmak mı belki bazıları için çünkü bazıları da ask da çok yan yana olmayı sevmez ask uzak mesafe iliskisi mi belki bazıları için bazıları icinse katlanılmaz ve o yüzden yapamıyorum der kenara çekilir ya ortada kalan insan o hiç sevilmemisim duygusu arkadaslarrr anneniz ile babanizin aski anneanneniz ve dedenizin aski bir olamaz kimse kimsenin içini bilemez biri birini sever ama karşı taraf sevmez ve şey der bak ben seni anlıyorum der ama bi bok da anladığı yok ha laf olsun diye bir insanın duygularıyla oynamak ne kadar pislikçe bunu dusunebiliyor musunuz kendinizi o kişinin yerine koyun bok gibi hissederiz hissedersiniz hem askin tanimi var mı saniyorsunuz aski yasmadan askin tanimini sadece yaparsiniz o da başkalarından duyulduğu gibi yani öyle isteee bu kadar yani anlayacağınız ask cok başka bisey ask insanı salak da yapar o duyguyu kullanirlar da ne olsa asik bana derler gerçekten sevmek cok farklı
ARKADASLARRR SİMDİ COK UZUN DİCEKSİNİZ E DEYİN OKUMAK İSTEYEN OKUR ZORLAMA YOK COK ÇOK COK İYİ GECELEERR DİLERİİM ARKADASLARİİMMMM SEVİLİYOSUNUZZZ 🫶🏻🫶🏻🫶🏻
5 notes · View notes
spiritang3l3 · 2 months
Text
kendinizi karşılaştırmayı bırakın.ೃ࿔⋆.˚
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yıllardır bununla uğraşıyorum. bir şekilde karşımızdakinin bizden daha iyi olduğunu düşünmeye programlandığımızı düşünüyorum, her ne açıdan olursa olsun ve sonunda kendimizi aşağı çekiyoruz ve bu da öz saygı eksikliğinden kaynaklanıyor.
Gerçek şu ki, her şey bakış açısıyla ilgili. karşınızdaki kişinin sizden çok daha zeki, güzel ya da her neyse daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz, ancak o kişi tamamen farklı bir bakış açısına sahip olabilir ve sizin onda hayranlık duyduğunuz nitelikleri onda görebilir. Bu yüzden karşılaştırma yapmak saçma bir sebep.
Bunu yapmayı bırakmamızın bir başka nedeni de kendimizi geliştirmemize yardımcı olmamasıdır.çünkü daha önce de belirttiğim gibi bu bizi diğerlerinden daha aşağı hissettirir ve eğer en iyi versiyonumuz olmak istiyorsak, bunu yapmayı bırakıp kendimize odaklanmalıyız.
kendinizi başkalarıyla karşılaştırmaya değmez çünkü herkes kendi hayatını yaşar ve o kişinin şu an bulunduğu noktaya gelmek için neler yaşadığını bilmiyorsunuz ve siz de bunu başarabilecek kapasitedesiniz.Bunu yapmanızı engelleyen tek şey kendiniz ve kendinizle ilgili olumsuz düşüncelerinizdir.
olumsuz düşünceler, onları tanımlayarak ve onlara dikkat etmeyerek değiştirilebilir.Başlangıçta karmaşık bir görev gibi görünse de fikirleriniz değişmeye başladığında ve başka bir zihniyete sahip olduğunuzda bunu yapmak daha kolay oluyor.
Kendinizi kendinizle her karşılaştırdığınızda, "kendimi kabul ediyorum ve onaylıyorum" ifadesini kullanın, bu düşünceler kaybolana kadar bunu kafanızda tekrar tekrar söyleyin. deneyin.
kendinizi ne zaman kıyasladığınızı ve bunu neden yaptığınızı bilmek de önemlidir.Çocukken öğrendiğiniz davranışlar, ebeveynleriniz veya birileri size bunu yaptırdı, belki de kendinize karşı çok mükemmeliyetçi olma eğilimindesiniz. ancak tüm bunlar bir içimizdeki sevgi eksikliğini tespit ettiğimizde, iyileşme sürecine başlamak çok daha kolay olacaktır.
Başkalarının nasıl olduğu önemli değil, size faydası olacaksa onları ilham alın ama burada önemli olan kendinize odaklanmaktır.
yani benim tavsiyem şöyle:
ne zaman bu şekilde hissettiğinizi ve nedenini anlayın.
❀ Bu durum karşısında ne hissetmek istediğinizi yazın, gerekirse kendinizi başkasıyla kıyasladığınızda size nasıl hissettirdiğini ve bu anlarda kendiniz hakkında ne düşündüğünüzü de yazın.
❀ kendi̇ni̇z hakkinda olumsuz bi̇r düşünceye kapıldığınız her an "kendi̇mi̇ kabul edi̇yor ve onaylıyorum" olumlamasını tekrarlayın.
❀ Kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak ve kendinizin en iyi versiyonuyla bağlantı kurmanıza yardımcı olacak aktiviteler yapın.
❀ Okuyun, podcast dinleyin, kişisel gelişimle ilgili videolar izleyin. araştırma yapın, sadece temel bilgilere bağlı kalmayın.
❀ Zihninizin özümsediği tüm bu yeni içerikten öğrendiklerinizi yavaş yavaş uygulamaya koyun.
❀ Aynanın önünde kendinizle güzelce konuşun, bu aynı olumlama olabilir veya olumlamaların olduğu bir videoyla aynanın önünde meditasyon yapabilirsiniz.
❀ Başkalarının hayatlarına bu kadar dikkat etmeyi bırakın ve kendi hayatınıza odaklanın.
Tumblr media
cr: @becomingthatgirl111 on tumblr ᡣ𐭩
2 notes · View notes
umursamaz49 · 1 year
Text
"Yalnız bir ASLAN olmak,popüler bir koyun olmaktan iyidir.."
umursamaz
22 notes · View notes