yüz sene sonra falan (dünya hala olmaya devam ederse -umarım etmez-) türk evlerini inceleyen insanlar burada türklerin değil norveçlilerin iskandinavların falan yaşadığını düşünecek
Okula gitmedim ve hoca da gitmemiş. Gerçekten bazen dört ayak üstüne düşüyorum çok şükür. Fakat bir buçuk saatlik yoldan gelip yarım saat bekledikten sonra geri dönmek zorunda kalan arkadaş için aynısını söyleyemeyeceğim.
adam iç hacimlerde o kadar çok değişiklik yapmış ki planla tek uyan kısmı girişin olduğu yer sonrası arap saçı yeminle :ı hayır asansör yapmayıp asansörü meskene banyo yapma fikri nerenden çıktı merak ediyorum :ı
lottieyi veterinere götürdük serum taktırdık ve şimdi de orda gözetim altında duruyor :( ayrılalı yarım saat bile olmadı ama aşırı üzgünüm ve stress olacak diye geriliyorum
gene ordasın. o simsiyah duvarları olan soğuk odanın en köşesine sinmişsin. bu sefer ellerin titremiyor ya da o silik nefeslerin yok. soluk gözlerin var. titreyen sesin. pencereleri, kapıları ve asma kilitleri kapattım. hiçbir şey gürültüyü durduramadı. yazık oldu. içeriden geliyordu. bu sefer o on yaşında ki çocuk yok. yirmi iki yaşında olan sen varsın. elini uzatıyor sana on yaşın. tut.
Veriyor zarar sağa sola, düşünmüyor bu sonunu ya? Nolucak bana? Benim hayatımdakilere? Demiyor asla. Geziyor berduş berduş orda burda. Korkmuyor mu hiç acaba? İncittiğini kadınların ahı tutarsa? O zaman nolucak acaba? “Sonunu düşünen kahraman olamaz” der o aslında, o iş öyle miydi ya? Kaybediyor farkında değil aslında. Kim dicek ona? Çok kadın hiç kadındır aslında, yazık o ezik ruha? Kendi hayatına yön bile veremiyor daha.. Üzülüyorum varlığına, ayakları sağlam basamıyor hayata. Kırıyor umudu olan kadınları düşünmeden ha, ama gün gelir devran döner bunu da bilir aslında, ne bu inadı acaba? Sevmiyorum kendimi de diyebilirdi oysa. Ne gerek var başkasını da kırıp yok etmeye, ha?