Tumgik
#yeniçeri
alperanayurduart · 6 months
Text
Tumblr media
Onlar, Osmanlının keskin kılıcı, savaş makineleri olarak adlandırıldılar. Osmanlının yaya yürüyen neferleri, piyade birliklerinin ilk örneğiydiler. Düşmanın üzerine yürüyüşe geçtiklerinde çıkardıkları zelzele yüreklere korku salardı. Belgrad'a, Viyana'ya, Bağdat'a, Tebriz'e, Karabağ'a, Polonya ovalarına, Sina çöllerine, Rusya bozkırlarına, Halep'e, Kahire'ye yürüdüler. Osmanlı ordusunda azınlık olmalarına rağmen devleti büyük zaferlere taşıdılar. Taki ocak disiplini bozulana kadar.
Doğru bir şekilde kontrol edildiklerinde, devletini zaferden zafere götüren, kahraman, yenilmez bir ordu; azdığında ise kendi devletine, milletine, düşmandan bile daha çok zarar verebilen, zalim, hain bir başıbozuk sürüsü haline geldiler. Güçlü, zeki ve baskın olan padişahların elinde çok iyi idare edilirken; istikrarsız, pasif ve başarısız padişahlar geldiğinde devleti yıkıma sürüklemişlerdir.
Ocak, arada isyan edip tekrar kontrol altına alınsa da imparatorluğun ilerleyen dönemlerinde iyice zıvanadan çıkmıştı. Cesur ve kahraman savaşçıların yerini, savaştan kaçan, rüşvetçi, zorba, halkın malına, canına, hatta namusuna bile kast eden çeteler almıştı. Kendileri fayda sağlamak yerine zarar verdikleri gibi, devletin ilerlemesine ve yeni ordu kurmasına da engel olmuşlardır. Hatta daha ileri gidip padişah katletmişlikleri bile vardır. Sultan Genç Osman faciasından sonra yeniçeriler iyice yüz bulmuş, çıkarlarına ters düşen devlet adamlarını ve sultanları yine bertaraf edip katletmişlerdir. Bir çok devlet adamı ve padişah bu ocağı kapatmak istese de başarılı olamamış ve canlarından olmuşlardır. Ta ki Sultan 2.Mahmud'a kadar. Yenilikçi bir padişah olan 2.Mahmudun, devletin diğer askeri birimlerini ve halkı arkasına alıp yürüttüğü bu topyekün kanlı harekatta yeniçeriler, karakollarına kadar sürülmüş, ardından ocağın tüm karakolları topa tutulmuş, içerideki tüm yeniçeriler canlı canlı kızartılmış , kıtır kıtır doğranmıştır. Halk bu zorba paralı askerlerden o kadar bıkmıştı ki bu kanlı vahşet gecesini vaka-i hayriye (hayırlı olay) olarak adlandırmışlardır. .Nihayetinde, Osmanlı İmparatorluğu'nu hem zaferden zafere taşıyan hem de yoldan çıkarak, zirveye taşıdıkları devletlerini çöküşe sürükleyen paralı asker ordusu yeniçeriler tarih oldu.
© Alper Anayurdu
deviantart.com/alperanayurdu
instagram.com/alperanayurdu.art
behance.net/alperanayurdu
artstation.com/alper_anayurdu
3 notes · View notes
avetruth · 1 year
Text
Talip Ayar. Sahhâflar Şeyhî-Zâde Mehmed Es'ad Efendi'nin "Üss-i Zafer" adlı eserinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi. Yüksek lisans tezi (2005)
Tumblr media
Talip Ayar. Sahhâflar Şeyhî-Zâde Mehmed Es'ad Efendi'nin "Üss-i Zafer" adlı eserinin transkripsiyonu ve değerlendirilmesi. Yüksek lisans tezi (2005) https://www.avetruthbooks.com/2023/09/talip-ayar-sahhaflar-seyhi-zade-mehmed-esad-efendinin-uss-i-zafer-adli-eserinin-transkripsiyonu-ve-degerlendirilmesi-yuksek-lisans-tezi-2005.html?feed_id=17598
0 notes
lobosphorus · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
who1kio · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
here take some Heracles in Turkish yeniçeri soldier clothes
56 notes · View notes
nefretim-kazand · 6 months
Text
Tumblr media
Türk Polis Teşkilâtımızın Polis Haftası Kutlu Olsun.
Polis Haftası (6 Nisan -12 Nisan )
Huzur ve güvenliğimiz için görev yapan,Türk Polis Teşkilatımızın ,Kuruluş yılını kutluyor,görev başında şehit düşen polislerimizi rahmetle yâd ediyor , gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
1845 tarihi, Türk Emniyet Teşkilâtı açısından önemli bir tarihtir. Çünkü bu tarihe kadar "zabıta" olarak nitelenen teşkilât 10 Nisan 1845'den itibaren "polis" adı altında hayata geçmiş ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.
Türk Polis Teşkilatı Padişah Abdülmecid zamanında 10 Nisan 1845'te kurulmuştur. II. Mahmut döneminde kapatılan Yeniçeri Ocağı'ndan sonra iç güvenliği yürüten kuvvetler birden fazla kişiye bağlı ve düzensiz bir şekildeydi.
II. Mahmut'un başlattığı ıslahatların bir devamı olarak da, Sultan Abdülmecid 10 Nisan 1845'te Polis Teşkilatını kurmuş ve bu teşkilatın görevleri yine aynı gün yürürlüğe giren Polis Nizamnamesinde belirtilmiştir.
20 notes · View notes
paraspandaras · 8 days
Text
“Anıları olmayan bir toplum çok zayıf, çok kırılgandır. Hatırlama yeteneği… İnsanları halk yapan budur.”
Jason Goodwin - Yeniçeri Ağacı
Tumblr media
8 notes · View notes
bayonetpriest · 1 year
Text
Tumblr media
"The Kazan and Yeniçeri forces! You even devoured them, did you?
No wonder you won’t die. No wonder you won’t be killed."
94 notes · View notes
tarkankurdu · 8 months
Text
Ben aslan mıyım amk yele yapmışlar. Ayrıca Tarkan kardeşimde yeniçeri gibi olmuş
Tumblr media
12 notes · View notes
homosapiennns · 2 years
Text
LET’S TALK ABOUT MR. SADIK ADNAN AKA UNCLE DILF OF HETALIA
Sadık is an unique name. I never met a Sadık in my life. It means loyal. Adnan is usually a name, not a surname. It’s an old name, people don’t name their sons Adnan anymore. Both names are pretty masculine sounding. “Sadık” is pronounced S, A in dark, Dı is read the same as the word “the”, K is normal. Adnan is pretty easy, all As in our language are the same.
Sadiq is not a real name, we don’t have q in our alphabet. But I understand that people don’t know this so I forgive u guys 😙
Do I like his name? Tbh the first time I’ve seen it I didn’t, but I like it now. I can’t imagine him having a different name.
I have a few headcanons of him!!!
First of all, this man is LOUD. Like he is not shouting obv, but he talks loudly, energetically, and a little fast paced. He is extroverted, he can carry a conversation easily, and I can see him being “the dominant one” in a convo if it makes sense. Like u don’t have to worry about finding a topic bc Sadık naturally finds it.
His voice is deep.
He is friendly, but he doesn’t share his romantic life if it’s not a close friend. I can see him being close w Balkan countries, Bulgaria especially. A lot of Turks came to Turkey from Bulgaria in 50s and 90s (bc yk Ottoman Empire was there) But I think his personal relationship with Balkans doesn’t get affected by foreign policies. Bc fuck governments and politics. Anyways LOL. He is friends with Russia too. I read some RusTur fanfics? I don’t even know the name of the ship but it was fucking hot. He likes Europeans, Germany is his fave, but he isn’t close with them. Greece will have his own section 😉
He lives in Istanbul, in Anatolia side. He just can’t escape this city he loves it so much even tho it’s overpopulated.
He likes fishing like every uncle ever. He falls asleep in front of his TV like every dad. He loves drinking rakı and eating the fish he caught w it. He loves to eat, he has a dad bod. When he’s drinking he prepares the table like this n people go insane for it, also he always pays the meal’s bills. His hospitality has no limits like this man can die of hypothermia if it means his guests are warm and tucked in bed.
Tumblr media
He has ZERO drip 😔 he has a beard n a hairy body. Idk why but I can’t rlly imagine him with abs. Maybe Osmanlı (Im gonna use Turkish bc Ottoman Empire is so long bro) had an athletic body, but Mr. Turkey just doesn’t care.
He loveeees cooking. Ok so Turks hate takeouts unless u live alone. If u go to a Turkish household and suggest that u want to order a pizza they will act like u just cursed their entire family. Sadık is the same unless he eats kebap outside bc mmm kebap is yummy.
He is a Muslim, not a hardcore tho, he only practices it in Fridays the same way Christians go to church in Sundays.
LETS TALK ABOUT OSMANLI OMG. So yk Mr. Adnan is friendly softie etc etc. But Osmanlı was different! I think his personality changed after the Turkish War of Independence and the Republic has founded. He had to change himself, we the people had to change ourselves to fit the modern Western world.
But at it’s prime Sadık was crueler, focused on wars and fighting and conquering, making his Empire bigger. He has seen many things. Had to betray, manipulate. He was impatient, cunning, cynical. He was never cold though. I think he was always sincere, like yeah his words hurt but he was telling the truth. I don’t like portraying him evil, like a villain. He doesn’t have a bad heart. He knows how to have a good time if u are his friend.
I think he got THE drip bro. Like his clothes were the most expensive fabrics, sewn by the best tailors.
His sexuality hmmm well 🤔 I think he likes woman but Osmanlı was really gay at that time. Lots of gossips about bisexual Sultans. So I hc him as bi leaning to woman. He loves woman but he bedded many manyyyyy men yk. Especially when he was younger and sexier and he fucked some Sultans with their wives. Like casual not-so-secret threesomes in Has Oda, yeniçeri’s blushing listening outside of their door (Sultan’s main bedroom 😉) he probably wanted to sleep w women in harem too but he couldn’t 😔 no men were allowed inside.
I don’t ship TurGre. I’ve read fics, some I really like, but when I think about it I feel weird and uncomfortable. I like their dynamic as complicated frenemies. Sadık was never a parent to Hera. I think their dynamic was like Romano-Spain. Boss and ??? Child??? I think Hera never did housework though. Humans already did that. When Hera was little, he hated Sadık. But as he spent time w him, he liked him a little bit. Sadık taught him many things, but he never saw him as his “son” or “student” it’s just. It was a land under Osmanlı, and Sadık wanted to know him. He looked after him of course, and he enjoyed his company. Telling him stories, traveling Istanbul, talking philosophy. We all know Hera loves philosophy. I also think they didn’t spend a lot of time anyway, Sadık was too busy.
Today, they pretend to hate each other but they don’t actually hate each other?? Wowneifnifj. It’s like Turkey vs Greece memes. Like they make fun of each other but it’s teasing, it’s not mean, both went through so many things. They both suffered n they understand each other.
AND TURKEY TOUCHES PEOPLE. A LOT. He hugs n slaps n pokes. Hera is used to it. Turks are touchy in general, including men. No boundaries at all. I’m glad Hima put this in the comic :D
Tumblr media Tumblr media
That’s all about the Istanbul gentleman 😙✨
138 notes · View notes
okusana-org · 2 months
Text
Yeniçeri vs Samuray: İki Efsanevi Savaşçı Sınıfının Karşılaştırması
Yeniçeri vs Samuray: İki efsanevi savaşçı sınıfının karşılaştırmasını yaparak, tarih boyunca kahramanlıkları ve savaş sanatlarıyla ün kazanmış bu iki askeri gücü keşfedin. #tarih #savaşçı
3 notes · View notes
aynodndr · 2 months
Text
YÜREĞİMİN B/AŞK KENTİ-İSTANBUL
İstanbul; yüreğimde közlediğim şehirsin,
O maviyle, yeşilin beni sarsın İstanbul…
İstanbul; bir içim su, özlediğim nehirsin;
.......... Düştü yola yüreğim sana varsın İstanbul,
.......... O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul.
İstanbul; “Yedi tepe”, yedi veren gül gibi,
İstanbul; Rabbimizden bizlere ödül gibi,
İstanbul seninleyim; bakma bana el gibi;
.......... Hayâlini kurduğum, cana hâr`sın İstanbul,
.......... Rüyasına durduğum, bana yâr`sın İstanbul.
Hoş gerdanlık köprüler boğazında duruyor,
Senin için kim bilir, kimler hayâl kuruyor
İstanbul!.. Ah İstanbul, beni candan vuruyor;
.......... Ölümüm dosttan olsun, varsın, vursun İstanbul,
.......... Ben yolunda öleyim, hayat dursun İstanbul.
“O ne güzel askerdir, o ne güzel kumandan,
Elbet `Konstantiniyye`, fetih olacak!…” bundan,
Bu kutlu söz üzere burada, “Eyüp Sultan”;
.......... Sen sönmeyen bir ışık, ruha nur`sun İstanbul,
.......... Feth olmayı bekleyen kutlu sur’sun İstanbul.
Başlamış "Feth-i mübin"; yer yerinden sökülmüş
Çalmış mehter marşları, yağlı toplar dökülmüş
Müjdeye kavuşulmuş, zor bilekler bükülmüş;
.......... Mutlu güne eriştin, namus, âr’sın İstanbul,
.......... Asırlarca bekledin; "Fatih” sarsın İstanbul.
”Üçler, Yediler, Kırklar!..” İzin verdi Yaradan,
Gemiler dağlar aşıp yollar buldu karadan,
Surda gedik açıldı, geçti ecdat oradan;
.......... Tuksak idin ezelden, artık hürsün İstanbul,
.......... Hiç bitmesin bu rüya, daim sürsün İstanbul.
Yeniçeri hücumda; veriyor kanlı zahmet,
“Fatih” dua ediyor; “ Yetiş ya fâkih Ahmet!..”
“Akşemsettin” secdede, yağıyor o an rahmet;
.......... Çalsın zafer marşları, mehter vursun İstanbul;
.......... Geliyor genç Padişah, düğün kursun İstanbul.
Baktım ki; “Ulubatlı’m”, surlara sancak asar,
Baktım Şanlı “Fatih’im”, tarihe mühür basar,
Baktım, mağlup düşenler, hâlâdır zehir kusar;
.......... Ecdâda şeref, nâmus, sadık yâr`sın İstanbul,
.......... Hayal değil gerçeksin, çünkü varsın İstanbul.
Ayasofya mâbedim, seni kalpte gizledim,
Başkasına yâr idin, yüreğime sözledim,
Tekrar aç mâbedini yüz sürmeyi özledim;
.......... Bu işin hesabını, ecdât sorsun İstanbul,
.......... Sen yürekte bir ateş, yanan kor’sun İstanbul.
Bir ayağın Avrupa, diğeriyse Asya’da,
Bir kolun Afrika’da, diğeri Kafkasya’da,
Yok dünyada bir eşin, Amerika, Rusya’da;
.......... Sinan gelsin yeniden, taş, taş örsün İstanbul,
.......... Dünyanın gözü nurdan şehir görsün İstanbul.
Nice Âlim, Evliyâ; sır olmuşlar gövdende,
Nice gönül sultanı, kor olmuşlar gül tende,
Vurgunum asıl bundan, bu ateş sönmez bende,
.......... Güneşim sende batmış, sen ne dersin İstanbul?
.......... Işığa hasret ruhum, sende ersin İstanbul.
Ey İstanbul; bilirim, altından kumun taşın,
Nice çağlar eskittin, bilmem ki kaçtır yaşın,
"Yüreğimin Aşk Kenti!.. " Öne düşmesin başın;
.......... Mahmudum, yüreğini sana versin İstanbul,
.......... Tükenmeyen hasretim, sona ersin İstanbul!..
İstanbul, yüreğimde közlediğim şehirsin,
O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul ,
İstanbul bir içim su, özlediğim nehirsin!..
Kadir Çetin
2 notes · View notes
yalnzardc · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Erken modern dönem Osmanlı askeri tarihinin kaynakları
Özgür kolçak
Firusiyye daha çok binicilik metinleridir.
Cünni : Mısır tarzı at biniciliğinde ustalaşmış kişi.
Rindar ; dış görünüşü biraz hırpani.
Yeniçeri talimlerinde 70 metreden talim yaparlar.
Okçulara aynı zamanda pehlivanda deniyor.
Tirkeşlere en fazla 80 - 100 - 120 ok konulabiliyor ama çoğu zaman sipahiler sefere daha az ok ile gidiyorlardı.
Siyasetnameler daha teorik nasihatnameler daha pratik şeylerden bahsederler.
6 notes · View notes
avetruth · 1 year
Text
Godfrey Goodwin. The Janissaries (1997)
Tumblr media
Godfrey Goodwin. The Janissaries (1997) https://www.avetruthbooks.com/2023/09/godfrey-goodwin-the-janissaries-1997.html?feed_id=17405
0 notes
srdnm · 1 year
Text
Türk Olmak
Türkiye’nin ABD Seattle Fahri Konsolosu olan Sayın J. F. Gökçen’in “Türk olmak nasıl bir duygudur?” konulu yazısı… Türk Olmak… Aslında çok şeydir, Türk olmak. Türk olmak, Osmanlı’nın borcunu ödemektir. Kosova’da ve Bosna’da, Batı Trakya’da ve Makedonya’da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir. Türk olmak; Kıbrıs’ta, Hocalıda, Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak; Faşist olmaktır, Vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında… Demokrat ve çağdaş olmaktır vatanına, milletine, tarihine sövüldüğünde… Türk olmak, lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır. Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır, Ataların birçok asır önce Viyana’yı kuşattığı için hoş görülmemektir Sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığı için. Türk olmak; Selanik’te Pontus Anıtı’nın, Viyana’da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta’da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir. Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, Bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır. Türk olmak; Arabaya koşulan ilk atın vatanında, İlk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, Yazının bulunduğu, Paranın icat edildiği Her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, Kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir. Türk olmak; Truva’dan bu yana, Sümer’den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, Bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, Bir haftalık hafıza ile yaşamaktır. Doğu Roma’yı da, Batı Roma’yı da yıkıp, Yeni Roma olan AB’ye girmeye çalışmaktır, Türk olmak. Türk olmak;
Mostar’da köprüdür, Kerkük’te kaledir, İstanbul’da Kızkulesi’dir, Anadolu’da buğdaydır, Çukurova’da pamuktur, Ege’de tütün, Karadeniz’de fındık, Trakya’da ayçiçeğidir. Türk olmak; Çanakkale’de ölmektir. Çanakkale’de ölmeden önce düşmana su vermektir, Onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır. Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır. Türk olmak; Harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, Tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır. Türk olmak; Askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, Belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak; Annenin, şehit oğlunun ardından; ‘Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.’ demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken ‘Vatan sağ olsun!’ demesidir. Türk olmak; Her hükümetin Enkaz devraldığı, ama Ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır. Türk olmak; Ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Ayni nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır. Türk olmak; Evindeki bir kap aşın yarısını Tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak. Türk olmak; Milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık’a, Belgin Doruk’a aşık olmaktır. Türk olmak; Aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir. En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır, Türk olmak. Türk olmak; Yunus’u bilmektir, Aşık Veysel’i sevmektir. Mevlana’yı, Hacı Bektaş-i Veli’yi ve Hoca Yesevî’yi, tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır. Türk olmak; Saz çaldığında, Ney üflendiğinde, Kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, Yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, Bir de Yemen Türküsünde… Hayatın sana verdiklerine ‘Nasip’, Vermediklerine ‘Kısmet ‘demektir. Her işin ‘Hayırlısına ‘inanmaktır ve Ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir. Türk olmak; Asya’da “Batılı”, Avrupa’da “Doğulu” diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmektir. Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak; En zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, En dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir. Türk olmak; Anadolu’da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, Her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak; Medeniyetler mezarlığı Anadolu’da dik durabilmektir! Zor iştir Türk olmak…
8 notes · View notes
ismailagacami · 1 year
Text
Tumblr media
Sultan Genç Osman Sultan 2. Osman Hân, halk tarafından sevilen bir padişahtı. Bu noktada ahalinin, padişaha karşı baş gösteren ayaklanmayı desteklememiş olması son derece mühimdir. Hatta Sultanın şehid edilmesinin ardından Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde Sipahi ve Yeniçeri Ocaklarında vazifeli askerlere karşı münferid bazı taarruzlar söz konusu olmuş, tebaanın ve hakkaniyetli devlet adamlarının ısrarları üzerine, sultanı şehâdete götüren ayaklanmanın müsebbibi olan şahıslar idam edilmiştir.
8 notes · View notes
qasim-khalifa · 1 year
Text
الانكشارية هي قوات مشاة وفرسان النخبة بالجيش العثماني، وكانت هي جيش الدولة الرسمي، وقواته النظامية حتى عام 1826م. الإسم جاء من التركية العثمانية "يڭيچرى" أو Yeniçeri (وتعني: الجنود الجدد)
تأسست قوات الانكشارية في عهد السلطان مراد الأول، وقد شكلوا في البداية حرسا خاص لشخصه، ثم تطور الامر فأصبح للانشكارية تنظيم خاص بهم، وثكناتهم العسكرية وشاراتهم ورتبهم وامتيازاتهم، وكانوا أقوى فرق الجيش العثماني وأكثرها نفوذاً. تشكلوا في البداية من أفراد الانكشارية من أسرى الحروب من الغلمان اليتامى الذين يتم فصلهم عن أصولهم، ويتم تربيتهم تربية إسلامية، على أن يكون السلطان هو ابوهم الروحي، وأن تكون الحرب هي صناعتهم الوحيدة.
ولكي يصبحوا جنودا ذوي عقيدة، اختار لهم السلطان ان يتصوفوا على الطريقة البكتاشية، حيث صادف عند تأسيس الجيش أن جاء إلى الأناضول من خرسان رجل صوفي علوي النسب اسمه محمد پكتاش ولي. سكن بعد ذلك القرية التي تسمى باسمه اليوم على بعد 180 كم عن أنقرة. وقد حصل هذا الرجل على سمعة عالية وقصده الناس للتبرك به. وحين علم السلطان أورخان بأمره أراد أن ينتفع من بركته ليشمل بها جيشه الجديد، فقصده بنفسه ومعه أفراد من الجيش، فقام الحاج بكتاش بوضع يده على رأس أحد الجنود، وقطع شيئا من قبائه فجعله على رأس الجندي، ثم قدم لهم علماً أحمر يتوسطه هلال وسيف ذي الفقار (المشقوق)، وأخذ يدعو الله أن يبيض وجوههم وأن تكون سيوفهم بتارة وأن يفوزوا في كل غزوة بالظفر. ومنذ ذلك الحين صار الجيش الانكشاري مرتبطا بالطريقة البكتاشية ارتباطا وثيقا حيث اتخذ الجنود الحاج بكتاش إماما لهم ورمزا، وأخذ الناس يطلقون عليهم اسم أولاد الحاج بكتاش.
لاحقا نتحدث مزيدا عن الانكشارية والطريقة البكتاشية ان شاء الله..
#وقال_الراوي
Tumblr media
6 notes · View notes