drnatureco-blog - Tumblr blog

[drnatureco-blog]

BİLGİ UYGARLIĞIN ORTAK MİRASIDIR. 🔱İnsan nam-ı değer homo saphiens var olduğu süre zarfında her zaman arayış içerisinde olmuştur. Kendini zor koşullardan korumak ortama adapte olmak için varlığını sürdürmeye devam etmiştir. İlk çağlardan beri avlanma, yerleşik yaşam, krallıklar, sanayi devrimi derken bu kısır döngüde kendi için varolma savaşı vermiştir. Bu savaşta diğer nesillere tecrübelerini, hatalarını, hatıralarını, keşiflerini ve hissettiklerini aktarma yollarını ilk kez yazının keşfiyle bulmuştur ve bunu aktarabilmek için uğraşmıştır. 🔱Derken zaman devinir krallıklar devrilir, dünya savaşları, sanayi devrimiyle birlikte dev şirketler kurulur; büyüme, daha fazla büyüme, ve rekabet hırsıyla tabiat yıkımına giden bir süreci tetikler. Tahribat öyle bir hal alır ki yıkım tüm canlıları homo saphiensin kendisi ve çevresini dahi etkiler; hava, su ve toprak kirliliği ile birlikte ani çocuk ölümleri, düşükler, kardiyovasküler hastalıklarla ani ölümler dahil kanser, otoimmün hastalıklar, depresyon vb. birçok hadise baş gösterir. Bu süreçle başa çıkmanın tek yolunu ise yapay zeka devrimi ile arar homo saphiens bulabilir mi bilmem ama doğa tahribatı ve yozlaşma öyle bir hal almıştır ki hareket edecek ve nefes alabilecek yer bırakmamıştır. Ve bu insancıklar hala bıkmadan usanmadan kendi yaşam alanlarını yok etmekle meşguldur. 🔱Bu süreçten kurtulmanın yolu nedir diye sorarsanız eğer? 🔱Tek yolu paylaşımdır aslında karşılıksız vermedir (veri) ve bu verilerin kendi icadımız olan yüksek işlem kapasiteli yapay zekada çözümlenmesidir bence. İşte bu bağlamda; 🔱Bilgi insanlığın yegane mirasıdır ve paylaşılması ise elzemdir. 🔱Bildiklerimizi paylaşmalıyız çünkü; sağlıklı bedenlere, beyinlere ve ruhlara ihtiyacımız var. https://www.instagram.com/p/Bzv6gLlA3D_/?igshid=be0vine0wmup

[drnatureco-blog]

1. BÖLÜM: SIK SIK HASTALANIRMISINIZ ? VEYA KENDİNİZİ SÜREKLİ OLARAK YORGUN MU HİSSEDERSİNİZ ? O ZAMAN HALA ADAPTOJENLERLE TANIŞMAMIŞSINIZ DEMEKTİR. 🔱Adaptojen tanımı ilk kez nöro-endokrin ve immün sistemin işleyişindeki herhangi bir bozuklukta ortaya çıkan strese karşı direnci arttıran maddeler olarak tanımlanmıştır. Dikkat çekici bir şekilde, bir bitkinin adapte olma kabiliyeti için hayati önem taşıyan birçok bileşik, insanların yaşam streslerine adapte olmalarına da yardımcı olur. 🔱İlk kez 1947 yılında Nikolai Lazarev tarafından tanımlanmıştır. Lazarev, bir organizmaya yardım ederek her türlü strese karşı dayanıklılığı artıran bitkileri adaptojenler olarak sınıflandırdı. 🔱İnsan vücudundaki stres mekanizması nasıl işler ? 🔱Stres durumunda hipotalamustan salgılanan CRH hormonu hipotalamustan ACTH hormununun salınımını etkiler. Bu hormon da böbrek üstü bezlerinden kortizol ve adrenalin salgılanmasını sağlar. İşte acil ve ani durumlarda kaçışı ve yaşamayı sağlayan yararlı olan bu sistem sürekli uyarıldığı zaman vucüt bu düşük doz kortizol hormonuna adapte olur ancak bu adaptasyon süreci sanıldığı kadar iyi birşey değildir. Sürekli salınım; 1-immün sistemi baskılar. 2-Yorgunluk ve depresyona sebep olur 3-Cinsel isteği düşürür. 4-Hafıza problemlerine yol açabilir. 5-Nörodejenearif ve otoimmün hastalıklara sebebiyet verir. 6-Uyku bozukluklarına sebebiyet verir. 🔱Kronik stres altında hormonal birçok sistem etkilenir buna bir örnek verebilirsek T4 hormonu aktif T3 yerine rT3 e dönüşür ve bu kronik stres durumunun bir sonucudur. 🔱Bunun dışında; kronik streste hipotalamus- hipofiz ve seks hormonları da etkilenir.İmmün-endokrin sistem; adrenal, hipotalamus, pineal, hipofiz, timus bezleri, kemik iliği, lenf bezleri, dalak ve çeşitli beyaz kan hücrelerini de içerir ve bu kronik stres ve inflamasyon sürecinde etkilidir. 🔱Uzun süre immün sistemin baskılanması kronik inflamatuvar sürecin başlamasına devamına ve alevlenmesine sebebiyet verir. 🔱Sık sık allerji, soğuk algınlığı, bronşit olan kronik yorgunluğu,baş ağrısı vb. semptomlar ortaya çıkar. 🔱Bozulan bu homeostazisi dengeleyen bitkiler vardır. Bunlar adaptojenler olarak adlandırılır. https://www.instagram.com/p/BzlYtABgTXi/?igshid=67ar3io9ugw4

[drnatureco-blog]

🤜HAFTADA SADECE 120 DK. 🔱Bundan önceki paylaşımlarımda sizlere doğada zaman geçirmenin sağlığa faydalarından bahsetmiştim. Geniş çaplı yeni bir bilimsel rapor daha doğada zaman geçirmenin sağlığa faydasını kanıtlar nitelikte. 🔱2019 yılında İngiltere’de yapılan bir epidemiyolojik çalışmanın sonuçları tarafınıza sunuyorum. 🔱Yapılan çalışmada 20.000 insan verisi kullanıldı.Exeter üniversitesinin öncülüğünde yayımlanan rapor bilimsel rapor olarak literatürde yerini aldı. 🔱Bu çalışmaya göre; haftada en az iki saat (120dk) doğada (plaj, ormanlık alan, şehir parkları ama tercihen benim fikrim şehirden uzak alanlar) geçirmenin kendini iyi hissetme, sağlıklı hissetme ve iyi bir psikolojik duygudurum hali ile ilişkili olduğu bulunmuştur. 🔱Ve bu 120 dk’lık süre çalışmada sınır değer olarak ortaya çıkmıştır. 🔱Kişinin haftalık bu 120 dklık ziyaretinin bir kerede veya bu süreyi aralıklı olarak doğada geçirmesinin bir farkının olmadığı toplam sürenin önemli olduğu belirtilmiştir. 🔱Bu süre aynı zamanda; hem erkek hem de kadınlarda, yaşlı ve genç yetişkinlerde, farklı mesleki ve etnik gruplarda, hem zengin hem de yoksul bölgelerde yaşayanlar arasında ve hatta uzun süreli hastalık ve engelli durumu bulunanlar arasında bile aynı değer olduğu belirtilmiştir. 🔱Kısacası hangi durumda olursan ol 120 dk sınır değeri geçerli. 🔱Çalışma sonuçlarından biri de doğada zaman geçirenlerin şehirden ortalama 2 mil yani 3,2 km uzakta olduğu belirtilmiştir. 🔱Ayrıca; yeşil bir mahallede yaşamanın hava kirliliğini azaltarak sağlığımıza olumlu olarak etkide bulunduğu bilinmelidir. 🔱Daha yeşil bir kent; daha iyi kognitif (bilişsel) gelişim ve doğurganlıkta artış ile birlikte daha düşük astım, obezite, kalp damar rahatsızlıkları, şeker hastalığı, anksiyete, depresyon, myopi hatta düşük ölüm oranları ile ilişkilidir. ✨HAFTADA 120 DK DOĞA VE YEŞİL BİR ÇEVRE= SAĞLIK KAYNAKLAR https://www.nature.com/articles/s41598-019-44097-3 #sağlık #sağlıkiçin #ekoloji #doğa #health #nature #sağlıklıyaşam #drnatureco #doğaveinsan #doğaveyaşam #doğavesağlık #ekolojikyasam https://www.instagram.com/p/BzbKWg7gmNq/?igshid=18rn6gnx1baui

[drnatureco-blog]

TIP SADECE İLAÇ VE SUPPLEMENT DEĞİLDİR! YER OZONU-KIYAFETLER. ⚡️Bugün sizlere farklı bir konudan bahsetmek istiyorum; hepimizin bildiği üzere ozon tabakası veya ozon iyi birşey olarak bilincimizde yerini almıştır. ⚡️Ancak yer ozonu dediğimiz ev içindeki ozon miktarının yüksek olması (ev içinde normalde milyarda 5-25 partikül olarak değişiyor hava kirliliği ev içi kullanılan eşyalar veya inşaattan kullanılan malzeme etkileyebiliyor bu durumu) astım, ac hasarı, ac kapasitesinde ve solunum fonksiyonlarında azalma uzun dönem maruziyette respiratuvar sistem harabiyeti ile sonuçlanabilir. ⚡️Metreküpte 120 mikrogram ozon maruziyeti çocuk ve yetişkinlerde FEV1 denilen solunum fonksiyonu kapasitesinde % 10 luk düşüşe sebep olabilir. ⚡️Bu konudan hareketle ilginç bir noktaya parmak basacağım. 🔱Kıyafetler ve ozon ilişkisine; Temiz kıyafetler giymek birçok nedenden dolayı cazip sayılabilir ancak temiz kıyafetlerimiz bizim için zararlı olabilen yer ozonunu uzaklaştıramıyor. 🔱Kirli kıyafetler ve vucüdumuzdaki yağlar bizim için zararlı olan yer ozonunu bizden uzaklaştırıyor. Tek bir kirli tişört bile kişinin etrafındaki zararlı ozon gazını (ground ozon) yüzde 30 ila 70 ini uzaklaştırıyor. 🔱Peki bu nasıl oluyor; vucüdumuzdan yağ asitleri, balmumu esterleri ve özellikle squalen isimli bileşenler salgılanıyor ve kişi bu kıyafetleri uzun süre giyerse (1 günden fazla) giydiklerimiz bu yağ türevleri ile doygun hale geliyor. 🔱Özellikle squalen içerdiği çift bağ sayesinde ozonla bağ kurabiliyor böylece soluyacağımız ozon kıyafetlerimizdeki squalenle bağ kurunca zararlı gazı solumamış oluyoruz. 🔱Kirli kıyafetlerin sağlık açısından iyi olacağı konusu cidden ilginç 🤔🤔 eski kıyafetleri biliyordum da. 🔱Kısacası sağlık sunucuları olarak bizler insan sağlığı adına yapabileceklerimizin çok az bir kısmını araştırıyor veya biliyoruz ancak şu bilinmelidir ki sağlık herhangi bir konu, başlık veya birkaç kimyasal yolağa sıkıştırılacak bir olgu değildir. ✨Bilimin hayatın ta kendisidir ve sanattır bizatihi. #drnatureco #ekoloji #tıp #medicine #sağlık #sağlıkiçin #ozon #groundozone #sağlıklıyaşıyoruz #sağlıklıyaşam #toksin #ekoloji #ekolojikyasam #ekosistem #health #giysi #astım https://www.instagram.com/p/BzYijHHAVVF/?igshid=4qm37ryca89u

[drnatureco-blog]

Civanperçemi (achiella millefolium), 🔱Papatyagiller (asteraceae) familyasına ait antik yunan dönemine dayandırılan bir bitki olup, truva savaşı sırasında sentör chiron tarafından yaraları iyileştirmek için kullanıldığı söylenir. 🔱Çayı, infüzyon yağı, taze bitki suyu, tentürü kullanılabilmektedir. 🔱Birçok tıbbi kullanım alanı vardır; ateş, soğuk algınlığı, dispepsi, diş ağrısı, gingivit, diyare, menstruel problemlerde, yüksek tansiyon, karaciğer hastalıklarında, irritabl bağırsak sendromu,anksiyetede, antikanser ve diabette kullanılabilmektedir. 🔱Bunların dışında 2019 yılında yapılan klinik bir bilimsel çalışmaya göre 1 yıl boyunca civanperçemi özünü 250-500 mg/ gün kullanan multipl sklerozisli hastalarda beyin lezyonlarının büyümesini durdurduğu, günlük hareketliliği arttırdığı ve bilişsel fonksiyonları iyileştirdiği görülmüştür. 🔱Özellikle içerisindeki apigenin ve luteolin gibi flavanoidleri ile etkili olan civan perçemi çay olarak da 3 gr şeklinde kullanılabilmektedir. 🔱Papatyagiller familyasından olduğundan allerjik reaksiyonlara dikkat edilmelidir. İshal, cilt reaksiyonu ve bulantı yapabilir. Gebelerde kullanılmamalıdır. Kanama süresini uzatacağından ameliyat öncesinde ve kanama bozukluğu olanlarda kullanılmamalıdır. #multiplesclerosis #antikanser #civanperçemi #yarrow #sağlıkiçin #fitoterapi #bütüncültıp #holistiktıp #integrativemedicine #phytotheraphy #sağlıklıyaşıyoruz #sağlık #drnatureco #otoimmün #multiplskleroz #fitoterapist #health KAYNAK https://www.ncbi.nlm.nih.gov/m/pubmed/30599916/ https://www.instagram.com/p/BzWBtDYAtdX/?igshid=1d1i4exh824gu

[drnatureco-blog]

Elettaria cardamomum (kakule) Medeniyet kadar eski olan kakule zamanının en pahalı baharatlarından biriydi. 🔱1600’lü yıllarda bir avuç kakule fakir bir adamın neredeyse yıllık maaşına denk gelir ve baharatların kraliçesi olarak bilinirdi. 🔱Geleneksel olarak kalp problemleri,astım,bronşit,epilepsi,ağız kokusu,kolik,kabızlık ve diare gibi halk tababetinde kullanılmıştır. 🔱İçinde siyah tohumları olan küçük bir bakla şeklinde bulunan bir baharattır,hem tohumlar hem de bakla zengin bir aromaya sahiptir. 🔱Kakulenin kendisi ve esansiyel yağı tıbbi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Uçucu yağındaki ana kimyasal sineoldür. 🔱Kakule demir,magnezyum,selenyum ve çinko açısından zengindir. 🔱Esansiyel yağı özellikle aerobik egzeriz sırasında vucüdumuzun oksijen kullanımını arttırır.Yapılan klinik çalışmada koşu bandından önce 1 damla kakule solutulması kontrol gruba göre oksijen alımını arttırdığı görülmüştür. 🔱Bunun dışında içeriğindeki sineol astımda ve sinüzitte etkili görülmüştür. Steroid alan astım hastalarında sineol streoid gereksinimini azaltmıştır. 🔱Antioksidan,antihipertansif ve diüretik özellikleri mevcuttur;araştırmacılar,yüksek tansiyon tanısı alan 20 yetişkine günde üç gram kakule tozu verdiler. 12 hafta sonra,kan basıncı seviyeleri normal aralığa geldiği görüldü. 🔱Anti-kanser özelliği mevcuttur özellikle tarçınla birlikte kullanıldığında kalınbağırsak kanseri riskini yüzde 48 düşürdüğü gözlemlenmiştir. Özellikle vucüdumuzda bulunan doğal öldürücü hücrelerin aktivitesini arttırır ve bu hücreler tümör hücresine saldırırlar. Fare deneylerinde melanoma karşı etkili olduğu görülmüştür. 🔱Özellikle fare deneylerinde mide ülserlerinde etkili olduğu gösterilmiştir. 🔱Ağız kokusu ve ağız hijyeni açısından etkilidir.Kakule ekstresinin tükürük örneklerindeki bakteri sayısını% 54 oranında azaltabildiği gösterilmiştir. 🔱Zencefil,tarçın ve kakule içeren 200 kişiyle yapılan klinik çalışmada kan şekerini düşürdüğü görülmüştür. 🔱80 prediyabetik kilolu kadında yapılan klinik çalışmada (3gr/gün toz halinde) bel çevresini kısmen azaltabileceği bulunmuştur. 🔱Günlük önerilen doz 500 mg toz şeklinde günde 1 veya 2 kez günlük 3 grama kadar da önerilebilir. https://www.instagram.com/p/BzGhSTjgHEt/?igshid=u1wxc72pn924

[drnatureco-blog]

BOR 3 Bir önceki postlarımda size borun insan vucüdunda ne tür yolaklar üzerine etki ettiğinden ve eksikliğinin hangi klinik problemlere yol açabileceği ile ilgili paylaşımlarda bulundum. 🔱Bu postta borun ne kadar kullanılacağı diyetle ne kadar bor aldığımız ve borun fazlasının ne tür etkilere sebep olduğundan bahsedeceğim. 🔱Bor kullanımı binlerce yıl öncesine dayanmaktadır elemental bor ise ilk defa 1800’lü yılların başlarında keşfedilmiştir. 🔱Bor elementi toprakta ortalama 5-150 mg/kg,deniz suyunda 4,5 mg/L ve havada 20 ng/metreküp bulunmaktadır. 🔱Bizler boru hem havadan, hem sudan hem de yediklerimizden alabilmekteyiz. 🔱İçme sularımızdaki boron miktarı Pakistan, Türkiye ve Rusya’da 0,01-7 mg/litre arasında ve genelde 0,5mg/L altındadır. 🔱Dünya sağlık örgüne göre diyetle aldığımız ortalama bor 1,2 mg/gün olarak değerlendirilir. 🔱Genel anlamda 20 mg’ın üstünü almak toksik olarak kabul edilir. Avrupa’da bu değer 10 mg/gün olarak kabul görür veya 0,16 mg/kg/gün (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi). 🔱29 mg / L'ye kadar bor içeren içme suyuna, bor madenciliği ve üretimine maruz kalmış Türkiye popülasyonunda, borun neredeyse 3 kuşak üzerinde sağlık ve doğurganlık üzerine negatif etkisi bulunmamıştır. 🔱500 mg dan fazla alındığında bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, kramp, sindirim sistemi ve merkezi sinir sistemi bozuklukları ve cilt lezyonlarına sebep olabilir. 🔱Borun neredeyse tamamı gastrointestinal sistem ve solunum sistemi tarafından emilir. 🔱YAŞA GÖRE ÜST LİMİTLER 1-3 yaş: 3 mg/gün 4-8 yaş: 6 mg/gün 9-13 yaş: 11mg/gün 14-18 yaş: 17mg/gün Erişkin: 20 mg/gün Hamile ve emziren kadın 17-20 mg/gün. 🔱Meyveler, yapraklı sebzeler ve baklagiller gibi gıda maddeleri nispeten yüksek miktarda bor içerir. 🔱Balık,et ve süt ürünlerinde düşük miktarda bulunur. Yüksek boron içeren gıdalar: Kuru üzüm: 100 gramda :4,51 mg Badem: 100 gramda: 2,82 mg Fındık: 100 gramda: 2,77 mg Kuru kayısı: 100 gramda: 2,11 mg Fıstık ezmesi: 100 gramda: 1,92 mg Brezilya cevizi: 100 gramda: 1,92 mg Bunların dışında ceviz,kuru erik, barbunya, hurma, mercimek, nohut, kereviz, bal,zeytin, avokado, brokoli,soğan,havuç,muzda da kaydedeğer miktarda bor bulunabilmektedir. Dr.Ahmet AYDINALP https://www.instagram.com/p/BzBb0sJALgd/?igshid=a9bjklrmklb3

[drnatureco-blog]

BOR DEVAM Bir önceki yazımın devamını sunmak istiyorum.Şimdiden teşekkürler. 🔱Bor hormonal dengeyi düzenler menopozal semptomları PMS semptomlarını azaltır. 🔱Steroidal hormonların etkinliğini arttırır. Örneğin; Bor ve 17-östradiol kombinasyonu kalsiyum, magnezyum veya fosfor emilimini arttırdığı görülmüştür. 🔱Ayrıca hayvanlarda bor eksikiğinde yumurtalıkların olgunlaşamadığı görülmüştür. 🔱Bor desteğinin sıçanlarda plazma testosteronunu arttırdığı gösterilmiştir. 🔱Dolaşan östrojen artışının yanı sıra, borun hem sıçanlarda hem de insanlarda östrojen takviyesinin etkinliğini arttırdığı bulunmuştur. 🔱Bor bakımından zengin bir diyetin sağlıklı yaşlanma ve uzun ömürlülüğü teşvik edeceği de gösterilmiştir. Özellikle bunu hayvan ve hücre çalışmalarında S-Adenozil-Metionin ve NAD+ oluşumunda metabolizmasını ve aktivitesinde rol oynayarak yaptığı gösterilmiştir. Örneğin yaşlanmayla azalan NAD+ düzeylerini (azalması yaşlanmayla ilgili) arttırabilir. 🔱Bor beyin fonksiyonlarını destekleyici etkisi de vardır. Fare deneylerinde bordan zengin diyetin özellikle aynen omega 3 yağ asitleri gibi etkili olduğu görülmüştür. 🔱Bor ayrıca telomer stablitesini sağlar bunu DNA hasar tespiti ve PARP ve SIRTSın tamir eylemlerini etkileyerek yapar. Aflatoksin B1 indüklediği DNA hasarını önler. 🔱Borik asit V79 hücrelerinde kurşun ve kadmiyum toksisitesi ile DNA hasarını önlemiştir. 🔱Sarkopeni, yaşlanma ile ortaya çıkan kas kütlesi ve kuvvet kaybıdır. Bor sarkopeni ile ilişkili olabilecek D vitamini, östrojen ve testesteon (yaşa bağlı azalıyor) ve insülin gibi 3 hormonun aktivitesini etkileyebildiği ve sarkopeni gelişimini yavaşlatabileceği gözlemlenmiştir. 🔱Bromide -1 değerlikli brom atomudur ve antikandidal etkinliğe sahiptir. C. albicans'ın hücre zarı bütünlüğünü ve geçirgenliğini bozarak kadidaya karşı etki gösterir. 🔱Kuzey Fransa'da yapılan bir coğrafik çalışmada, borun mortalite (ölüm) ile ters orantıllı olduğu görülmüştür. Bunu özellikle IL-6 ve TNF-a gibi mortalite ile ilişkili olan sitokinleri azaltarak yapabilir. 🔱Boru ne kadar almalıyız ? Hangi yiyeceklerde daha fazla bulunur ? Yüksekliği zaralımıdır ? BORLU günler diliyorum. https://www.instagram.com/p/By5nACFgckR/?igshid=1j84nhmk5bce1

[drnatureco-blog]

KISA BİR ARADAN SONRA BOR DİYELİM SEASON 1 EPİSODE 1. 🔱Bor (B), Periyodik Tablonun 13. Grubunda metal olmayan bir elementtir.Dünyada nadir olarak bulunan bir elementtir. 🔱Bor,çeşitli biyolojik işlemlerde önemli bir rol oynayan önemli bir mineraldir. 🔱Bitkilerin, hayvanların ve insanların büyümesi için bor gereklidir. 🔱Anti-enflamatuar ve antioksidan etkilerden farklı vücut sistemlerinin modülasyonuna kadar çeşitli pleiotropik etkiler gösterebilir. 🔱Düşük bor profili, zayıf bağışıklık fonksiyonu, artan ölüm riski, osteoporoz ve azalmış bilişsel fonksiyonlarla ilişkili bulunmuştur. 🔱Bor alımı vucüt üzerinde merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sisteminde hem hayvanlar da hem de insanlar da iyileşme gösterilmiştir. 🔱Ayrıca hepatik metabolizmayı destekler. 🔱Osteoartritli hastalarda semptomları hafifletiğine dair klinik çalışmalar mevcuttur.20 kişiyle yapılan bir çalışmada meyve ve sebzelerde doğal olarak bulunan kalsiyum frukto-borat formundaki 6mg/gün sekiz haftalık takviyeden sonra, hafif veya orta şiddette osteoartrit hastalarının % 80'i ağrı kesici kullanımını azalttı veya tamamen kestiği ve eklem sertliğini azalttığı görülmüştür. 🔱Başka çift körlü randomize klinik bir çalışmada kalsiyum frukto-borat 3mg-6mg ve 12mg verilmiş ve hastaların serum crp fibrinojen ve sedim değerleri ölçülmüş ilginç bir şekilde 3 mg alanlarda daha anlamlı düşüşler gözlemlenmiştir (hormeotik etki). 🔱Kemik yoğunluğu üzerine de pozitif etkileri mevcuttur. Özellikle eksikliği osteoporoz için risk faktörüdür. Klinik bir çalışmada osteoporozisli 100 hastaya kalsiyum fruktoborat (226 mg / gün) verilmiştir. Çalışmanın sonucunda 66 kişide kemik yoğunluğunun arttığı gözlemlenmiştir. 🔱Bazı kanser türlerini azalttığı ile ilgili çalışmalar vardır. Epidemiyolojik çalışmaya göre prostat kanseri ile boron alımı arasında zıt ilişki vardır. Prostat kanseri boron alımı yüksek olanlarda daha az görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca hücre kültürü ve fare deneylerinde meme kanserini önlediği saptanmıştır. Gene 763 ac kanserli kadınla 838 sağlıklı kadın karşılaştırılmış olup; bor alımı ac kanseri insidansı ile zıt ilişkili bulunmuştur. 🔱Devamı bir sonraki paylaşımda. Dr.Ahmet AYDINALP https://www.instagram.com/p/By3CnSHA69O/?igshid=1ry3gm2rzx38a

[drnatureco-blog]

UFACIK BİR BİLGİ. 🔱Daha önceki postlarımdan birinde resveratrolden ve sağlığa faydalarından bahsetmiştim. 🔱Biraz önce okuduğum bir şeyi paylaşmak istiyorum ilgimi çekti ve güzel bir bilgi olduğunu düşünüyorum. 🔱Taze üzümün kabuğunun gramı başına düşen resveratrol miktarı 50-100 mikrogramdır. 🔱Sağlık açısından alınması gereken günlük dozaj ise 150-445 mg olmalıdır. 🔱Sağlık açısından👉insülin direnci, kardiyovasküler sağlık, kan basıncı üzerine etkileri. 🔱1 kg üzüm kabuğu yediğinizde 100 mg resveratrol alırsınız. 🔱Optimum şartlar sağlansa dahi 1 kg üzüm kabuğu yerseniz bile o dozu tutturamayabilirsiniz. 🔱Ancak tam bu sırada bakteriler devreye giriyor üzüm fermente edildiğinde bu miktar artmaktadır ve etkin resveratrol dozunu alabilirsiniz artık; çünkü fermentasyonda bakterilerin gücü ortaya çıkar. 🔱Koenzim q 10 u da (duymuşsunuzdur mitokhondri destekleyici molekül) elde etmenin en ucuz ve en pratik yolu da o işi bakterilere yaptırmaktır. 🔱Dünya artık bu yolu izliyor etken maddeleri bakterilerin çevirici gücünden (yani enzimlerinden) faydalanarak elde ediyorlar. Bol resveratrollü günler 😁 iyi geceler🤗 #sağlık #sağlıklıbeslenme #sağlıklıyaşıyoruz #drnatureco #resveratrol #üzüm #grape #sağlıkiçin #kısabilgiler #fitoterapi #phytotherapy #integrativemedicine #integrativenutrition #diyet #nutrition https://www.instagram.com/p/BybEeSAgHmz/?igshid=jremu8zt2byh

[drnatureco-blog]

KLOR ETKİLERİ VE KORUNMA. 🔱Biliyorsunuz ki bir çoğumuz yazın kavurucu sıcağından kurtulmak için kendimize serinletici bir alan bulmak isteriz. 🔱Çocuklarımızla birlikteysek eğer bu durum oyun ve eğlenceyle de birleşince kaçınılmaz olarak istekleri geri çevirilemez ve birlikte havuz, deniz vb sularda yüzmek zorunda kalırız.🤷🏼‍♂️ 🔱Özellikle bugün sizlere havuzlardaki klor adlı kimyasaldan sağlık üzerine etkilerinden, klorun etkilerine maruziyetimizi nasıl azaltabileceğimizle ilgili kısa bir yazı sunacağım. 🚿Klor, Cl sembolü ve atom numarası 17 olan kimyasal bir elementtir. 🚿Halojenlerin en hafif ikincisi, periyodik tablodaki flor ve brom arasında görünür ve özellikleri çoğunlukla aralarındadır. Klor, oda sıcaklığında sarı-yeşil bir gazdır. 🚿Özellikle dezenfeksiyon amacıyla hem yüzme havuzlarında (sodyum hipoklorit) hem de içme sularında kullanılır. 🚿Havuzlarda kullanılan sodyum hipoklorit insan teri ve idrarı ile reaksiyona girip; kloraminlere dönüşebilir. (nitrojen triklorid bir kloramin olup; astımla ilşikili ataklara sebebiyet verebilir) 🚿Klor maruziyeti hayvan deneylerinde astım dışında üreme sistemi üzerine toksiktir, bağışıklık sistemini etkileyebilir, DNA yapımını etkiler, kan yıkımına sebep olabilir (alyuvarlar içindeki glutatyonu azaltır). Cilt ve deri üzerine de olumsuz etkileri mevcuttur. 💡Yüzme havuzunda klorun sağlık üzerine etkilerini azaltmanın yolları. 🗝Klor su içrisindeki bakterileri öldürürken aynı zamanda derimizin üzerindeki koruucu yağ tabakası olan sebum tabakasına da zarar verir. Egzema gibi cilt problemlerini alevlendirebilir. Havuza girmeden önce susam yağı, zeytin yağı veya Hindistan cevizi yağını cildinize uygulayabilirsiniz bariyer etki. 🗝Havuzdan önce bolca klordan arındırılmış su içmelisiniz böylece vucüdunuzun su ihtiyacı karşılanırsa cildinizden daha az klorlu su emilir. 🗝Öncesi ve sonrası soğuk su ile duş alın sıcak su cildinizdeki porları açar klor girişini kolaylaştırabilir. 🗝Havuz sonrası cildinize shea yağı, kokoa butter veya argan yağı uygulamanız cildinizin kurumasını önler. 🗝Vitamin A ve E den zengin beslenin ve cildiniz için omega 3 den zengin beslenmeye çalışın. 🗝Yüzmeden sonra hindistan cevizi suyu için https://www.instagram.com/p/ByTH1i8A4dw/?igshid=1n7ewzeptd7mh

[drnatureco-blog]

HAMİLELİKTE DİYET-SUPPLEMENT KULLANIMININ ÇOCUKLUK ÇAĞI EGZEMA VE ALLERJİK HASTALIKLARA ETKİSİ. 🔱2018 yılında yapılan bir metaanaliz çalışmasında hamileyken kullandığımız takviye gıdalar, annenin bebeği emzirmesi ve beslenme şeklinin çocuktaki allerjik ve otoimmün hastalıkların gelişimi izlenmiştir. 🔱Sizlere çalışma sonuçlarını sunacağım. 🔱400’ün üzerinde çalışmanın değerlendirildiği 1,5 milyon kişinin çalışmaya katıldığı hamilelerde diyetin çocuklarda gelişen allerji,egzema vb hastalıkların gelişme riskini nasıl etkilediği araştırılmıştır. ��Çıkan sonuçlar şöyledir. 🍼20. Haftadan sonra omega 3 içeren balık yağı kullanımı sonucu ilk üç ile dört aylık emzirme döneminde çocukta yumurta alerjisi riskinin % 30 oranında azaldığı gösterilmiştir. 🍼36-38 hafta gebelikten 3-6 ay emzirme dönemine kadar günlük probiotik kullanımı çocuğun egzema riskini yüzde 22 azaltmıştır. 🍼Hamilelik sırasında kuruyemiş ( fındık,badem ceviz vb) süt ürünleri ve yumurta gibi potansiyel olarak alerjik yiyeceklerden kaçınmanın çocuğun alerjisi veya egzama riskinde bir fark yarattığına dair bir kanıt bulunamamıştır. Hamilelikte bunlar rahatlıkla tüketilebilir hatta tüketilmelidir de. Örneğin; yumurta kolin içerir çocuğunuzun beyin gelişimi için elzem bir blleşendir. 🍼Ayrıca; hamilelik sırasında meyve, sebze ve vitamin alımı dahil bir dizi diyet faktörü değerlendirildi, ancak bunların hiçbirinin alerji veya egzama riskini etkilediğine dair net bir kanıt bulunamadı. Ancak; probiyotiklerin ve balık yağlarının alerji ve egzema riskini nasıl azaltabildiğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Yazan Dr. Ahmet AYDINALP KAYNAK https://journals.plos.org/plosmedicine/article?id=10.1371/journal.pmed.1002507 #sağlıklıyaşıyoruz #annebebek #çocuksağlığı #egzema #allerjikcocuk #pediatri #drnatureco #sağlıkiçin #sağlıklıyaşam #sağlıklıbeslenme #besinalerjisi #hamilebeslenmesi #bebek #bebeksağlığı #cocukhastaliklari https://www.instagram.com/p/ByLPCPFg_Bi/?igshid=1knkjuvyf0ibk

[drnatureco-blog]

DİŞ ÇIKARMA DÖNEMİNDE KULLANILABİLECEK DOĞAL YÖNTEMLER 🔱Diş çıkarma dönemi bildiğiniz üzere bebekleriniz için zor bir süreç olarak geçer. 🔱Bebeğinizde bitmek tükenmek bilmeyen salya (resmen musluk gibi), ağlama, ishal, uyku bölünmeleri, kulağını çekme, diş yerinde kaşıntı hatta bazen subfebril ateş bile görülebilmektedir. 🔱Bu dönem aile için de zor geçebilmektedir. 🍼 Diş çıkarma döneminde dondurulmuş meyveler veya yoğurt kullanılabilir, çocuğunuzun kemirmesine izin verilebilir. 🍼Tıbbi papatyanın çayı yapılabilir ve bu çay dondurulup; müslin bezin içine koyulup kemirmesine izin verilebilir. 🍼Tıbbi papatya hidrozolü ile masaj yapılabilir 🍼Tıbbi papatya esansiyel yağı badem yağı ile dilüe edilip 20 ml ye 1 damla konularak masaj şeklinde kullanılabilir. 🍼Baltık denizinden çıkan doğal amber (kehribar) kolyeler bebeğinize dokunduğunda süksinik asidi serbest bırakabilir ve bu asit vucütta ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. Tam klinik bir kanıt olmasa da başarı öyküsünü paylaşan birçok referans ve deneme, inceleme mevcuttur. (Dikkat; çocuğunuzu kolye ile yatırmayın boynuna dolanabilir)‼️ 🍼Bebeğinizin kemirebileceği Silikon kolyeler de mevcuttur. ‼️Diş çıkarma sırasında esansiyel yağlardan biri olarak karanfil yağı önerilmesine rağmen kullanılmamalıdır. ‼️Karanfil (syzygium aromaticum) esansiyel yağının içerisindeki Beta karyofilen isimli metabolit lokal anestezik etki gösterir. ‼️Ancak genel anlamda 2 yaş altında çocuklarda ve bebeklede kullanılması önerilmemektedir.‼️❌ ‼️Karanfil yağının oral alımı sonucu karaciğer yetmezliği,kanama ve ölüme kadar götürebilecek vaka bildirimi mevcuttur‼️ Yazan Dr. Ahmet AYDINALP KAYNAKLAR https://flore.unifi.it/retrieve/handle/2158/397975/14368/sdarticle.pdf https://adc.bmj.com/content/archdischild/69/3/392.full.pdf #bebek #diş #bebekdiş #baby #fitoterapi #sağlıklıyaşam #sağlıklıyaşıyoruz #fitoterapi #pediatri #çocuksağlığı #drnatureco #doğal #doğalyöntemler #dişağrısı #teething #phytotherapy https://www.instagram.com/p/ByGK6S2A8Xz/?igshid=j7t20zl8m2na

[drnatureco-blog]

Pelargonium graveolens (ıtır) Halk arasında ıtır olarak da bilinen güzel kokulu geraniasea ailesinden kuzey afrika,yeni zenlanda, madagaskar ve akdenizde de yetişen hem esansiyel yağı hem de kendisi tıbbi amaçlı kullanılan nadide bitkilerimizdendir. Kelime kökeni çiçeklerin şeklinden dolayı leylek gagası anlamımdadır. (Yunanca) Özellikle yapraklarında bulunan tüysü glandüler yapılarda esansiyel kokusunu (uçucu) barındırmaktadır. Çay, uçucu yağ ve tentür şeklinde kullanılmaktadır. Smootielerde, içeceklerde, yaprakları ve çiçekleri salata ve tatlılarda da kullanılmaktadır. Geleneksel olarak; nefritte,yara iyileşmesinde,ateş,soğuk algınlığı,basur,gecikmiş adet kanamasında,astım,kusma,kanser ve tüberkülozda kullanılmıştır. Uçucu yağı aktif sitronellol, geraniol,linaool,sitronelil format gibi kimyasallar içerir. Esansiyel yağı özellikle doğal koruyucu olarak gıda sektörü yanı sıra parfümeri,masaj terapide de kullanılmaktadır. Bebeklerde özellikle kolik açısıdan sabit bir yağla karışıtırılıp kullanılabilecek güvenilir yağlar arasında yer alır. Antibakteriyel aktivitesi dışında antifungal aktivitesi de belirgindir. Esansiyel yağı özellikle kandidaya karşı da etkili bulunmuştur. Geleneksel olarak şeker hastalığında kullanılmış olup fare deneylerinde de bu kanıtlanmıştır. Özellikle deltametrin isimli kimyasalın erkek üreme sisteminde yarattığı harabiyeti hayvan deneylerinde geri çevirmiştir. Sperm hareketliliğini arttırmış ve testislerdeki antioksidant enzimleri (sod, katalaz) desteklemiştir. Doğal böcek kovucu olarak da kullanılabilir. Özellikle kendi evde yaptığınız yumuşatıcınıza birkaç damla ıtır yağı koyabilirsiniz o zaman elbiselerinizdeki ıtır kokusuyla normal kıyafetlere göre daha fazla sivrisineği uzaklaştırabilirsiniz. Özellikle nöropatik ağrılarda,güneş yanığı, böcek ısırıklarına bağlı ağrılarda da kullanılmıştır. Badem yağı, jojoba yağı ve zeytin yağı ile seyreltilip kullanılabilir. Bunun dışında premenstruel sendromda rahatlatıcı, doğal uyku getiricidir. Ayrıca anksiyolitik ve antideprasan özellikleri mevcuttur. Ciltte egzema,akne ve sedef hastalığı gibi durumlarda kullanılmaktadır. Diş eti rahatsızlıklarında ve ağız kokularında da kullanılmaktadır. https://www.instagram.com/p/ByDdIO-gj2k/?igshid=1gn8wrw33jxq2

[drnatureco-blog]

Nar Çiçeği Punica granatum flos. Nar; aslen İran, Mezopotomya, Anadolu ve Afganistan kökenli olan m.ö 200 yıllarında Çin bölgesinde de tanımlanan çalı şeklinde bir bitki dir. Narın meyvesi, meyve kabuğu, meyve çekirdekleri ve ağaç kabukları dahil kullanılmaktadır. Bu yazımda size nar çiçeğinin tıbbi kullanımından bahsedeceğim. Kimyasal olarak içeriğinde; ellajik asit, tri-o-metil ellajik asit, gallik asit, urolik asit, vitamin C, maslinik asit ve daukesterol içerir. Etnobotanik (geleneksel) olarak astringent (damar büzücü, kanamayı azaltıcı), hemoastatik (kanamayı durdurucu) etkisiyle yaralanmalarda kullanılmıştır. Unani ve ayurvedik tıpta antidiabetik olarak; çin tıbbında beyazlaşan saçları önlemek için kullanılmıştır. Çayı ishallerde hatta toz haline getirilip; diş tozu halinde gingivit (dişeti iltihabı tedavisinde) kullanılabilir. Ayrıca migrenli ve hafif baş ağrısı hastalarda baş ağrısını hafifletmek için kullanılmıştır. Fare deneylerinde; deneysel olarak şeker hastası yapılmış farelerde açlık kan şekerini düşürdüğü ve damar tıkanmasına sebebiyet verebilen lipid profilini (kolesterol, vldl) düzelttiği gösterilmiştir. Hayvan deneylerinde %5-10 nar çiçeği extraktı içeren kremin yanıklarda belirgin iyileşme hızını arttırmıştır. Hayvan deneylerinde karaciğer koruyucu etkisi de kanıtlanmıştır. Analjezik etkisi de ayrıca bulunmaktadır. Düz kasların kasılmasını engelleyebilir. (antispazmodik etki) özellikle uterus (rahim) üzerinde etkili olabilir ki düşük tehdidinde kullanılabilmesi ile ilgili daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. (klinik çalışma) Oral aftlarda (ağız yaralarında) mukoz membranlara etki eden nar çiçeği extraktının hastalarda steroid kullanımını azaltabileceği görülmüştür. Antikanser, antiinflamatuvar ve antioksidan etkileri de belirgindir. Çay şeklinde ve hidroalkolik (tentür) formda kullanılabilir. Yazan Dr. Ahmet AYDINALP #fitoterapi #sağlık #sağlıklıyaşam #narçiçeği #nar #migren #drnatureco #phytotherapy #pomegranate #photography #sağlıkiçin #herbal #antikanser https://www.instagram.com/p/Bx5TO3lgbC-/?igshid=1rafzsq1ll7dq

[drnatureco-blog]

ALLERJİK RİNİT Allerjik Rinit tedavisi sadece bu hastalığa şifa sağlamaz ayrıca çocuklarda yapılan çalışmada tedavi sonrasında dikkat performansının da arttığı gözlemlenmiştir. Çalışmadan kısaca bahsedersek; 797 allerjik ve 293 de allerjik olmayan rinitli hasta çalışmaya dahil edilmiştir. 1 yıllık tedavi sonrası allerjik rinitli çocukların dikkatinde iyileşme görülmüştür ancak; allerjik olmayan rinitte fark görüşmemiştir. Kısacası allerjik rinitli çocuklarımızda nefes alamama ve burun akıntısı semptomlarında düzelmesi yanı sıra tedavi sonrasında dikkatlerinde de iyileşme görüşmüştür. Yazan: Dr. Ahmet AYDINALP KAYNAK: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4201447/#!po=3.48837 #dikkateksikliği #allerjikrinit #allerjikcocuk #allerji #sağlık #drnatureco #sağlıklıyaşam #health #sağlıkiçin #dikkat #attention #çocuksağlığı #cocukhastaliklari #çocukhastalıklarıuzmanı https://www.instagram.com/p/Bx2StHTgwIE/?igshid=x6saa1lqcinv

[drnatureco-blog]

L-Theanin 🌪 Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Sendromu L-Theanin yeşil çay ve siyah çayda bulunan doğal bir komponenttir. L-γ-glutamiletilamid ve N ethyl-etil-L-glutamin olarak da bilinen glutamat ve glutaminin aminoasit analoğudur. Beyinde bir çok nörokimyasal bileşeni etkileyebildiği görülmüştür (serotonin, dopamin, gaba vb) Çalışmalarda ruh hali, uyku, duygu-durum ve anksiyete üzerine etkili olduğu görüşmüştür. Bugün size dikkat eksikliği hiper aktivite sendromlu (dehb) çocuklarda yapılan klinik bir çalışmayı sunucam. Klinik çalışma 8-12 yaş arası dehb’li 98 erkek çocukta yapılmıştır. Çocuklara günde 2 adet (kahvaltı sırası ve okul sonrası) 100 mg L-theanin içeren preparat verilmiştir. Ve plaseboyla karşılaştırılmıştır 6 hafta sonra çıkan sonuçlar şunlardır. 1-Çocuklarda uyku düzeni ve uyku latensini düzeltmiştir (uyku kalitesini) 2- Uyku süresince plaseboya kıyasla daha az aktivite gözlemlenmiştir. (Uyku başlangıcından sonra daha az uyanma) 3-Bu süreçte yüksek dozlarda verilen L-theanine iyi tolere edilmiş ve çok ciddi yan etki görülmemiştir. Buradan çıkarılan sonuç ise L-Theanin Dehb’li çocuklarda güvenilir ve önemli bir yardımcı molekül olabilir. Yazan Dr. Ahmet AYDINALP #sağlıklıyaşa #dikkat #dikkateksikliğivehiperaktivite #dikkateksikligi #dikkateksikliği #hiperaktivite #hiperaktifcocuk #adhd #dehb #uyku #uykuproblemi #drnatureco #sağlıkiçin #fitoterapi #çocuksağlığı #pediatri https://www.instagram.com/p/Bxu5EEvA4eg/?igshid=t3enyeao5usd