Tumgik
#çömlekçilik
mel-inoe · 1 year
Text
nefes almadan sınava çalışmam gereken saatlerde cyberpunk temalı samuray maskesi yapımı izliyorum
1 note · View note
pateralba · 10 months
Text
Tumblr media
KÖLE
Din, ilkel komünal toplumda, bilimin boşluğunda ve bilimden ayırt edilemediği süreçte, katkısız doğayı anlama aracı olarak, doğa ve toplum arasındaki ilişkilere bağlı kalınarak toplum yetkesiyle belirlendi. Doğada, doğanın insan bileşeni dışında, belirleyici bilinç yoktur. Toplum yetkesiyle belirlenen din, ileride edineceği başka olgularının dışında, yönetme-tapınma olgusundan ayrı olduğu için buraya değin insana yabancı değildi. Doğa, göçer yaşamda, üretim araçları üzerindeki konumlandırma yetkisini, doğal gözlem yapan insana öngörüsüz sundu. Buraya değin din, toplum için katkısız doğayı anlama aracı olarak, doğal ve toplumsaldı. Doğal olarak ilkel komünal toplum, altyapı ve üstyapı arasındaki ilişkilerde, kendi konumunu belirledi. Ancak din, yerleşik yaşamda, göçer yaşamdan farklı olarak, konumu yönetilen doğa ile ilgilendi ve doğal gözleme devam etti. Dini idealist yapan ve buna bağlı olarak insana yabancılaştıran ilk olgu, yerleşik yaşamla birlikte yönetilen kendi ilgi alanıdır. İdealist dine göre, yerleşik yaşamda, doğayı konumlandırma yetkisiyle yönetebilen insan, doğanın görüngüsünün yalnız kendisi için var olduğunu düşündü. Bu yanılgı ile din, ilk fırsatta yönetme aracına dönüştü. Üstün yaratılış düşüncesine bağlı olarak, yönetme-tapınma olgusu ile, görüngüde konumlandırıcı oldu. Üstün ve doğaüstü yaratılış düşüncesine bağlı yönetme-tapınma olgusu ile yabancılaşan din, üretim ilişkilerinde, ahlakta, hukukta, gelenekte, kültürde belirleyici oldu. Yaklaşık 10.000 yıl önce sınıf tarihini başlatan idealist din, artık doğadaki görüngüyü insana yabancılaştırma aracıdır.
Artı değer üretebilen ve sorunların çoğaldığı ilkel komünal toplumda, beslenme ve savunma için metal işleme ve çömlekçilik ile yeni işlevler gelişti. Sorunlardan biri, biriken yıllık artı değerin korunmasıydı. İdealist din, bu noktada yönetmek için fırsat buldu. Bilimin boşluğunda din ile çözüm arayan insan için din adına konuşan birey, artı değer üzerinde yetkileri belirledi. İdealist din, bu işi organize edecek insanları ve karar alma yetkesini belirledi. Yaratılışçı yanılgıya bağlı olarak din adına konuşan birey, ürünün birikmesi ve planlanmasından sorumlu oldu. Bedeni kuvvetli olan birey, ürünün korunmasından sorumlu oldu. Irkçılığın kökenleri tam da bu noktaya (üretim ilişkilerindeki konumun tarihteki yerine) dayanmakta. Buraya değin yetki belirleyen, din adamıydı. Başlangıçta, yetkiler toplumda üstünlük sağlamadı. Fakat idealist dinin iş bölümü üzerindeki etkisi büyüdükçe ilk aylak-asalak birey (din adamı) ortaya çıktı ve sınıflı toplumun temeli atıldı. Artı değer büyüdükçe din adamı çözüm üretemedi. Biriken artı ürünün yönetimi, ölçülüp biçilmesi, korunması, daha da büyümesi için din adamı sorunun çözümü için yaratıcı ya da yaratıcılarla ilişki kurulmasına karar verdi. Fakat din adamı, ileride yaratılışçı mantığa göre bedeni kuvvetli olanın tek yetke olacağı zor tekelini öngöremedi. Din adamının tekelinde din, topluma da yabancılaştı. Din adamının, görünen-bilinen doğa yerine doğaüstü bilinmez güç veya güçlere dayandırdığı yaratılışçı söylemler sonucu bedeni daha güçlü olan ikinci aylak-asalak birey (silahşör) kendisi için ürün depoladı ve bu güçle üretim araçlarına el koyarak toplumu kendisine muhtaç etti. Bu noktadan sonra ilk aylak asalak din adamı, ikinci aylak asalak silahşöre göre konumlandı. Din adamı, ahlak, hukuk, gelenek ve kültürü silahşörün isteklerine göre dini temsil ederek değiştirdi. Köleler, din adamları aracılığıyla kendilerini köle yapan aylakların zor tekelini ve yaptırım gücünü onadı. Din artık sınıf dinidir.
Efendi, üretim araçları üzerindeki egemenliğe ve buna bağlı artı değere sahip olduğu için kölenin kendine çalışmasını sağladı ve ilk sınıflı toplum (köleci toplum) ortaya çıktı. Sınıfsız eşitliğe son veren aylak-asalak ilk sınıf, kendisini yok edecek sınıfı da var etti. Üretim araçlarının özel mülkiyetine bağlı üretim biçiminin altyapısını oluşturduğu ve buna bağlı olarak dinin üst yapısını belirlediği köleci toplum, ilk sınıflı toplum oluşunca, yaratılışçı mantığın üst yapıda etkin oluşuyla ilk olarak kadın sorunu (cinsiyetçilik) ortaya çıktı. Üretim ilişkilerinde etkinliğini kaybeden kadınla birlikte toplumda ağır işleri erkeğin yapması, gelecek ile ilgili kararları erkeğin vermesi sonucu toplumda kadının hakları azaldı. Özel mülkiyet, kadını insana yabancılaştırdı ve kalıt babadan oğula geçmeye başladı. Ailenin kökeni tam da bu noktaya dayanmakta. Ulus içinde ve uluslar arasında eşitsizlik oluştu. Ticaret, uluslar arasında din aracılığıyla gelişti. Dinler, uluslar arasında rekabet ve diğer uluslar üzerinde egemenlik aracına dönüştü. Bu süreçte takas etme başladı ve ticaret düzenli eylem oldu. Metal az bulunuyordu ve en önemli varlıktı. Başlangıçta ürünün kendisi değerdi. Ticaret düzenli duruma geldikçe, nesne olarak kolayca takas edilebilen ve genel olarak bir değer ölçütü kabul edilen para ortaya çıktı. Ticaret hızla geliştiğinde, basılan ağır metal külçelerle, gereksinim daha uygun şekilde giderildi. Ulusun birikimi arttıkça, birikimi yönetmek zorlaştı. Ayrıcalıklılar, savaş ve yağma yoluyla tek yetke oldu. Artık ulusun gereksinimi korunmaydı.
İdealist dinlerin, görüngü farkını, doğaüstücü yönetme-tapınma bileşenine rağmen, maddi toplumsal koşullara göre değişen, ahlak ve hukuk bileşeni ile gelişen sorun çözme işlevi belirler. Gücünü bilinmezlikten alan doğaüstücü bileşen, toplumda sorun çözümüne ulaşmada geciktirici iken engel durumuna geldiğinde, artık din toplum için sorundur. Doğaüstücü yönetme-tapınma bileşeninin sorun çözmeyi geciktirmesine rağmen, ahlak bileşeniyle organizasyonu güçlendiren, hukuk bileşeniyle sorun çözen fakat çözümü doğaüstücü bileşenine dayandıran dinin başarısı, doğaüstü-bilinmeyen bir yöntemle sorun çözeceği yanılgısını gizler ve yabancı kültürün belirleyici bileşenidir. Toplumsal sorunların çözümüne, doğaüstücü tapınma-yönetme bileşeniyle engel olan din, yabancılaşmış dindir. Yaşamını, insana yabancılaşan dinin belirlediği ulus, kendine yabancılaşmış ulustur. Bilinmezlikten güç alan din, efendilerin çıkarları için ahlakta, hukukta, gelenekte ve kültürde belirleyici oldu. Zor tekelinin varlığı, din adamı aracılığıyla köleler tarafından yeterince onandığında, köleci toplumun üstyapısı oluştu. Artı değer sömürüsü, efendi ile köle sınıfların köleci toplumunu var etti. Köle emeği ile üretilen artı değer, efendi sınıf için önemli olduğundan dolayı köleci devlet kuruldu. Devletin kökeni tam da bu noktaya dayanmakta. Savaşlar sonucunda artık sadece ürün değil, insan da ganimet olarak toplandı ve köle olarak kullanıldı. Köleci toplumda sınır tanımayan sömürü, bir süre sonra kendi sınırlarına dayandı, artı değer satacak efendi kalmadı. Bu süreçte, tanrı-krallar ve köle imparatorlukları ortaya çıktı. Buraya değin, kurulmuş köleci devletler kölelerin özgürleştiği ayaklanmalar ile yıkıldı. Göçer toplum, avcı-toplayıcı işleviyle doğaldı ve sınıflara ayrılmamıştı. Hepsi demir silahlar kullandı ve zamanlarında yenilmezdi. Sınıflı topluma geçiş sürecinde, sınıfsız toplumun varlığını sürdürdüğü arkeolojik bulgulara dayanmakta. Fakat unutmamalıyız ki insanlığın ilerleyişi düz bir şekilde değil, eşitsiz ve bileşik gelişme yasasına uygun olarak sürdü.
Toplulukları farklı gösteren kültürün her yabancı öğesi, sorun çözülmediğinde başvurulan doğaüstücü bilinmezliğe inançtan güç alan ve yaşanılan bölgeye bağlı oluşan dilin kullanım farkı ile kendisine inandırmaya çalışan idealist din aracılığıyla oluştu. Üstyapı, altyapıya bağlı olarak değişir ve altyapı toplumu kendine uygun duruma getirir. Üretim araçlarının özel mülkiyette olması demek, mülkiyet sahibinin kendi çıkarı için bu araçları kullanması demektir. Yukarıda konu edindiğimiz gibi üretim araçlarının özel mülkiyeti ile sınıflı toplum ve buna bağlı olarak aile, devlet ve cinsiyetçilik, ırkçılık oluştu.
Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'dan alıntı:
- İnsanlar, sürdürdükleri toplumsal üretimde, isteklerinden bağımsız ve vazgeçilmez olan belirli ilişkilere girerler; bu üretim ilişkileri, onların maddi üretim güçlerindeki belirli bir gelişme aşamasına denk düşer. Bu üretim ilişkilerinin toplamı, toplumun ekonomik yapısını oluşturur: yani, hukuki ve siyasi üstyapıların dayanağı olan ve belirli toplumsal bilinç biçimlerinin denk düştüğü gerçek temeli. Maddi yaşamdaki üretim biçimi, toplumsal, siyasal ve içsel yaşam süreçlerinin genel niteliğini belirler. İnsanların varoluşunu belirleyen, bilinçleri değildir; tam tersine, toplumsal varoluşları bilinçlerini belirler. Altyapı olarak ekonomik temelin değişmesiyle, bütün o çok güçlü üstyapı değişime bağlı olarak hızla dönüşür.
0 notes
kurtlukiraz · 1 year
Link
"Fiona Bruce, Dorset'teki Swanage İskelesi'nden gösteriyi sunuyor; burada öne çıkanlar arasında ünlü bir pantomim kadınının kostümleri, büyük bir fiyat etiketine sahip yıpranmış bir saat ve değerli Star Wars hatıraları yer alıyor.Özette şöyle yazıyor: "Will Farmer, Fiona'yı kendi Poole Çömlekçilik koleksiyonundan bazılarıyla tamamen planlandığı gibi gitmeyen bir tahmin oyununa davet ediyor."Etkileyici ömrü boyunca Antiques Roadshow'un yalnızca altı sunucusu oldu; şu anki Bruce.Peki diğerleri kimdi? Antika Tanıtım Turu sunumcularının geçmiş ve şimdiki tam tarihçesi için okumaya devam edin.Antika Tanıtım Turu sunucularıFiona BruceFiona BruceGazeteci, sunucu ve spiker Fiona Bruce, 2008'den bu yana sevilen dizi Antiques Roadshow'a ev sahipliği yapıyor.Aynı zamanda BBC News at Six, BBC News at Ten ve Crimewatch gibi çeşitli programların da yüzü olmuştur.Antika Tanıtım Turu sunum görevlerinin yanı sıra, şu anda 2019'da David Dimbleby'den devraldığı Soru Zamanı'nın da başında yer alıyor.Michael AspelMichael Aspel ve Fiona Bruce Getty ImagesFiona Bruce, Antiques Roadshow'da sunum görevlerini devralmadan önce, Michael Aspel 2000'den 2008'e kadar gösteriye ev sahipliği yapmıştı.Aspel, kariyerine BBC'de haber spikeri olarak başladı ve Antiques Roadshow'da sunuculuk görevini üstlenmeden önce Crackerjack ve Give Us A Clue gibi programların sunuculuğunu üstlendi.Hugh ScullyHugh Scully, 1982'de Antika Tanıtım Turunda Fotoğraf: Barry Levin/Radio Times/Getty ImagesHugh Scully, 1981 yılında Antiques Roadshow'a katıldı ve neredeyse 20 yıl boyunca popüler Pazar programında kaldı.Scully ayrıca belgeseller ve dergi programları da sundu. 1965'te BBC South West'in Spotlight dergisinin sunuculuğunu yaptı ve 1978'de akşamın erken saatlerinde yayınlanan Nationwide dergi programının Londra bölümünü yönetti.Arthur NegusArthur Negus Antika Tanıtım Turunda Getty ImagesArthur Negus'un 1979 ve 1983 yılları arasında Antika Tanıtım Turu'nda nispeten kısa bir sunum görevi vardı.Antiques Roadshow'da işe başlamadan önce, 1965'ten 1977'ye kadar süren BBC bilgi yarışması programı Going for a Song'da sunucu Max Robertson'la birlikte yerleşik uzman ve antika değerleme uzmanı olarak yer aldı.Arthur'un kızı, 2013 yılında Antiques Roadshow'da Negus ailesinin İncil'iyle göründü ve dokunaklı sahnelerde İncil'in aslında 1700'lerden kalma olduğunu keşfetti.Angela RipponAngela Rippon Getty ImagesGazeteci, spiker ve sunucu Angela Rippon, 1980 ve 1981 yılları arasında Antika Tanıtım Turuna ev sahipliği yaptı.Rippon, kariyerine Güney Batı İngiltere'de haber programları sunarak başladı ve ardından 1975'te BBC One'ın Nine O'Clock News programına düzenli sunucu olarak geçti.Top Gear, 1977 Eurovision Şarkı Yarışması ve Channel 4'ün The Big Breakfast gibi çeşitli TV programlarının sunuculuğunu yaptı.Rippon ayrıca 1980'lerde Victoria Plum adlı bir karakterin yer aldığı bir dizi çocuk kitabının yanı sıra Prenses Anne'nin o zamanlar kocası olan Mark Phillips'in biyografisini kaleme alarak kendisini bir yazar olarak kanıtladı.Yakın zamanda Gloria Hunniford ve Julia Somerville ile birlikte BBC'nin Rip Off Britain programına ve Helen Skelton ve Joe Crowley ile birlikte BBC'nin Holiday Hit Squad programına ev sahipliği yaptı.Bruce ParkerEski BBC muhabiri ve haber sunucusu Bruce Parker, ekranlarımızda ilk yayınlandığı Antiques Roadshow'un ilk sunucusuydu.The Guardian'a ilk bölüm hakkında şunları söyledi: "Kaç kişinin geleceği, ne getirecekleri ve bunların bir şeye ya da bir sürü saçmalığa değip değmeyeceği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu."Ancak birçok kişinin çekimlere katılması ve gösterinin "başlangıçtan itibaren tam bir başarı ile sonuçlanması" nedeniyle endişeleri yersizdi.Parker daha önce BBC'de haber sunucusu olarak çalışmış ve bölgesel haber programı South Today'de yer almıştı.Daha fazlasına göz atın Eğlence kapsama alanımızı ziyaret edin veya TV Rehberi Bu gece neler olduğunu görmek için.Radio Times'ın son sayısı satışta – şimdi abone ol her sayının kapınıza teslim edilmesini sağlamak. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için Radyo Times podcast'i Jane Garvey'le birlikte.
0 notes
gundemburadadedim · 1 year
Link
"Fiona Bruce, Dorset'teki Swanage İskelesi'nden gösteriyi sunuyor; burada öne çıkanlar arasında ünlü bir pantomim kadınının kostümleri, büyük bir fiyat etiketine sahip yıpranmış bir saat ve değerli Star Wars hatıraları yer alıyor.Özette şöyle yazıyor: "Will Farmer, Fiona'yı kendi Poole Çömlekçilik koleksiyonundan bazılarıyla tamamen planlandığı gibi gitmeyen bir tahmin oyununa davet ediyor."Etkileyici ömrü boyunca Antiques Roadshow'un yalnızca altı sunucusu oldu; şu anki Bruce.Peki diğerleri kimdi? Antika Tanıtım Turu sunumcularının geçmiş ve şimdiki tam tarihçesi için okumaya devam edin.Antika Tanıtım Turu sunucularıFiona BruceFiona BruceGazeteci, sunucu ve spiker Fiona Bruce, 2008'den bu yana sevilen dizi Antiques Roadshow'a ev sahipliği yapıyor.Aynı zamanda BBC News at Six, BBC News at Ten ve Crimewatch gibi çeşitli programların da yüzü olmuştur.Antika Tanıtım Turu sunum görevlerinin yanı sıra, şu anda 2019'da David Dimbleby'den devraldığı Soru Zamanı'nın da başında yer alıyor.Michael AspelMichael Aspel ve Fiona Bruce Getty ImagesFiona Bruce, Antiques Roadshow'da sunum görevlerini devralmadan önce, Michael Aspel 2000'den 2008'e kadar gösteriye ev sahipliği yapmıştı.Aspel, kariyerine BBC'de haber spikeri olarak başladı ve Antiques Roadshow'da sunuculuk görevini üstlenmeden önce Crackerjack ve Give Us A Clue gibi programların sunuculuğunu üstlendi.Hugh ScullyHugh Scully, 1982'de Antika Tanıtım Turunda Fotoğraf: Barry Levin/Radio Times/Getty ImagesHugh Scully, 1981 yılında Antiques Roadshow'a katıldı ve neredeyse 20 yıl boyunca popüler Pazar programında kaldı.Scully ayrıca belgeseller ve dergi programları da sundu. 1965'te BBC South West'in Spotlight dergisinin sunuculuğunu yaptı ve 1978'de akşamın erken saatlerinde yayınlanan Nationwide dergi programının Londra bölümünü yönetti.Arthur NegusArthur Negus Antika Tanıtım Turunda Getty ImagesArthur Negus'un 1979 ve 1983 yılları arasında Antika Tanıtım Turu'nda nispeten kısa bir sunum görevi vardı.Antiques Roadshow'da işe başlamadan önce, 1965'ten 1977'ye kadar süren BBC bilgi yarışması programı Going for a Song'da sunucu Max Robertson'la birlikte yerleşik uzman ve antika değerleme uzmanı olarak yer aldı.Arthur'un kızı, 2013 yılında Antiques Roadshow'da Negus ailesinin İncil'iyle göründü ve dokunaklı sahnelerde İncil'in aslında 1700'lerden kalma olduğunu keşfetti.Angela RipponAngela Rippon Getty ImagesGazeteci, spiker ve sunucu Angela Rippon, 1980 ve 1981 yılları arasında Antika Tanıtım Turuna ev sahipliği yaptı.Rippon, kariyerine Güney Batı İngiltere'de haber programları sunarak başladı ve ardından 1975'te BBC One'ın Nine O'Clock News programına düzenli sunucu olarak geçti.Top Gear, 1977 Eurovision Şarkı Yarışması ve Channel 4'ün The Big Breakfast gibi çeşitli TV programlarının sunuculuğunu yaptı.Rippon ayrıca 1980'lerde Victoria Plum adlı bir karakterin yer aldığı bir dizi çocuk kitabının yanı sıra Prenses Anne'nin o zamanlar kocası olan Mark Phillips'in biyografisini kaleme alarak kendisini bir yazar olarak kanıtladı.Yakın zamanda Gloria Hunniford ve Julia Somerville ile birlikte BBC'nin Rip Off Britain programına ve Helen Skelton ve Joe Crowley ile birlikte BBC'nin Holiday Hit Squad programına ev sahipliği yaptı.Bruce ParkerEski BBC muhabiri ve haber sunucusu Bruce Parker, ekranlarımızda ilk yayınlandığı Antiques Roadshow'un ilk sunucusuydu.The Guardian'a ilk bölüm hakkında şunları söyledi: "Kaç kişinin geleceği, ne getirecekleri ve bunların bir şeye ya da bir sürü saçmalığa değip değmeyeceği hakkında hiçbir fikrimiz yoktu."Ancak birçok kişinin çekimlere katılması ve gösterinin "başlangıçtan itibaren tam bir başarı ile sonuçlanması" nedeniyle endişeleri yersizdi.Parker daha önce BBC'de haber sunucusu olarak çalışmış ve bölgesel haber programı South Today'de yer almıştı.Daha fazlasına göz atın Eğlence kapsama alanımızı ziyaret edin veya TV Rehberi Bu gece neler olduğunu görmek için.Radio Times'ın son sayısı satışta – şimdi abone ol her sayının kapınıza teslim edilmesini sağlamak. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için Radyo Times podcast'i Jane Garvey'le birlikte.
0 notes
turkiyehaberi · 2 years
Link
Bilecik'in Pazaryeri ilçesinde Halk Eğitimi Merkezince açılan kurs ile unutulmaya yüz tutmuş çömlekçilik mesleği kursiyerlere öğretilecek....
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Text
Afyonkarahisar'da insanlık tarihine ışık tutacak kazı
Afyonkarahisar’da insanlık tarihine ışık tutacak kazı
Kazılarda ilk bulgular ise Hititler’den önce yaşayan Puruşhanda beyliğine işaret ederken, kazılarda elde edilen Üçhöyük’te tekstil üretimi, madencilik, kerestecilik, hayvancılık, dericilik, çömlekçilik gibi üretimlerin oldukça yoğun olduğunun kanıtı olarak gösteriliyor. Son yıllarda yapılan filoloji (dilin yazılı belgelerinin dilsel ve tarihsel açıdan incelenmesi) çalışmalarında bu yerleşmenin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
archaeologs · 3 years
Text
Tumblr media
Paestan bell krater from Capua, production date 360BC-320BC. Subjects are drunkenness, theatre/theatrical life, slave/slavery.
Learn more / Daha fazlası Paestan Pottery: https://www.archaeologs.com/w/paestan-pottery/
117 notes · View notes
bilirkisisi · 4 years
Link
0 notes
isacotur · 5 years
Photo
Tumblr media
#ChezAli #Çömlekçilik #Avanos https://isacoturoglu.com.tr/gezi/kapadokya-gezilecek-yerler/chez-ali-comlekcilik-avanos.html https://www.instagram.com/p/BxT32jfnKTp/?igshid=1huccvk9mb9qx
0 notes
fazlabilgicom-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Çömlekçi https://www.fazlabilgi.com/ruya-tabirleri/comlekci/ #hashtag #Instagram #tag #internet #haber #teknoloji #Türkiye #SonDakika #Siyaset #Ekonomi #turist #İstanbul #otel #kongre #Trend#finans #iş
0 notes
korayaker · 5 years
Note
Antropolojik anlamda...
Morgan ve Engels, insanlığın toplumsal evrimini, şu üç evrede ele alır. 
1-Yabanıl dönem 
2-Barbarlık dönemi
 3- Uygarlık dönemi 
 Kaba hatları ile yabanıl dönem, insanın ağaçlardan, gezgin yaşama evrildiği, mızrak ve topuzu keşfettiği, deniz ürünleri ile beslendiği dönemdir. Barbarlık dönemi çanak çömleğin geliştiği, ok ve yayın keşfi ile, avcılığın geliştiği dönemdir. Uygarlık dönemi, insanın meta üretimini keşfettiği, kişisel gereksinim yerine, değişim değeri olarak, çeşitli metaların ortaya çıktığı, demirin işlenmesi ile, uygarlığa özgü, kılıç, balta, vb çeşitli sofistike araçların geliştirildiği dönemdir. Tarımda, sabanın keşfi ve büyük hayvan sürülerinin, serpilmesi ile birlikte, insanında bir değişim değeri olarak köle (meta) olarak, alınıp satıldığı ve nihayetinde gens örgütlenmesinin yerini ilk devletlerin aldığı, sınıflı topluma geçiş çağı. 
 Bu bağlamda 
 1-İlkel tapınımlar yada paganizmleri bir kenera bırakırsak, monoteist / tek tanrılı ) dinler insanlığın uygarlık döneminde ortaya çıkmış özel mülkiyetin doğması ile birlikte serpiştirmişlerdir.  
2- Ritüel ve ayinsel düzeyde dinler ilkel paganizmlerde vardı ancak klasik anlamda tek tanrılı dinler insanlığın iktisadi gelişiminin ürünüdürler ve avcı toplayıcılıktan tarım topluluğuna geçiş sonrası ortaya çıkan nitel dönüşümler sayesinde ortaya çıkmışlardır, Neolitik devrim sayesinde avcı toplayıcılıktan yerleşik hayata geçen insanlık ,daha fazla boş zaman yaratarak başta yazı dil çömlekçilik hayvancılık demirin işlenmesi vb uygarlık saiklerini keşfetti ama bu süreçte en önemli nitel gelişme komün yaşamın yerine servetin tek elde toplanması sonucu ortaya çıkan özel mülkiyetin gelişmesidir.
 Özel mülkiyetin doğması ile birlikte uzlaşmaz karşıtlıklarının ürünü olarak devletler doğdu, bir zamanlar komünal düzeyde yaşayan gens toplulukları örneğin roma gensi cermen gensi yunan gensi gibi topluklar devletleşti ve özel mülkiyet pekişerek köleci topluma dönüştü işte tamda bu süreçte sınıflı toplumun ürünü olarak dinde kurumlaşarak tarih sahnesine çıktı yani insnalıpğın iktisadi gelişmesinin nite bir ürünü olarak doğan özel mülkiyet toplumu beranerinde devlet ve dinleri doğurdu.  
3- Marks sınıflı toplum eleştirisinde dini tıpkı insanın kendi emek etkinliğine yabancılaşması gibi bir soyutlama olarak ele alır. Yani tanri insanı değil insan tanrıyı yarattı ve tanrı aslında insan bilincin bir soyutlaması ve onun tinsel yabancılaşmasıdır. Dinler aynı zamanda bir üst yapı kurumu olarak sınıflı toplumların korunması özel mülkiyet düzenin sürdürülmesi için gerici bir aletidir 
 4-Günümüzde ise dinler tamamen politikleşmiş, burjuvazi sınıfın sınıfsal uzlaşmazlıkları, ezen ezilen çelişkisini kamufle etmek, geniş halk kitlelerini, dini telkinlerle kapitalistlerin iktidarlarına ve sistemlerine kanalize etmenin radikal bir silahı haline dönüşmüştür alettir. Dinlerin sınıflı toplumlarda pek çok uğursuz rolü vardır
5-Antropolojik açıdan dinlerin tarihi 10-12 bin yıl öncesine dayanır, mezopotam bereketli hilal bölgesinde bulunan göbekli tepe tapımını arkeolojik açıdan ilk dinsel tapımın alanıdır. İnsanın evrimsel geçmişi ele alındığında son derece küçük bir zaman dilimidir keza tek tanrılı dinler bir kaç bin yıllık tarihe sahiptiler. 
Evrimsel açıdan ele alırsak
 Tanrı fikriyatının tezlerinin aksine, oldukça sofistike ve kaotik olan yaşamın dünyada ilk olarak ilkel bir çorbada gelişen ilkel yaşam formlarından evrildiği diyalektik yasaların tepkimi ile canlı türlerinin devinimi ile günümüz zengin ve kompleks canlı türleşmenin oluştuğu gerçeği modern bilim çevreleri tarafından kabul görmektedir, günümüzde canlı yaşamın başlangıcı için öne sürülen , ve dinsel ontolojide hakim olan fantastik Adem, Havva gibi metafizik (anti diyalektik ) görüşlerin yerini, abiyogenez gibi empirik bilimsel görüşler almıştır.
 Felsefi açıdan ele alırsak
Doğada iki türden felsefe vardır metafizik ve diyalektik felsefe, metafizik felsefe yaşamın ontolojisine ilişkin soruyu teolojik bir özne ile açıklar bu metafizik özne Tanrıdır. Metafizik özne olarak Tanrı yaşamın ontolojisine içkin tüm soruları basitçe cevaplar hepimiz yoktan var edildik. Teoloji canlı yaşamı basit bir senaryoya indirger ve hepimizi tanrının mimarı olduğu bir kurgunun kahramanlarına dönüştürür, Tanrı bizleri yoktan var etti ve hepimiz aslında her şeye gücü yeten metafizik özne olan tanrının yansımalarıyız.,
 Ve dünya aslında geçiçi bir durak ve bizlerde bu durakta sınana basit ölümlü figüranlarıyız. Diğer yandan diyalektik felsefe tüm bu metafizik soyutlamaların yadsınmasıdır diyalektik felsefe tanrı yoktur madde vardır ve diyalektik felsefe yaşamın ontolojisine içkin soruları dinsel soyutlamalar ile değil ampirik bilgi ve diyalektik bilim ile açıklar.
Eğer bir tanrıya değilde diyalektik felsefeye yani bilimsel akla inanıyorsan yaşamın nasıl başladığı nasıl geliştiği kozmik evrenin nasıl oluştuğuna içkin soruları insanlığın bugün ulaştığı bilimsel akla ve ampirik bulgulara ( biyoloji evrim evrimsel biyoloji fizik astro fizik antropoloji sosyoloji vb. ) bilimsel kategorilere başvurmak zorunda kalırsın. Doğadaki gözlemlerimiz bize doğanın ve toplumların durağan değişmez bir nicelik değil sonsuz bir devinim hareket ve değişim silsileleri içinde aynı zamanda bir tasarım değil büyük bir kaos ve çatışma içinde geliştiğini gösteriyor doğa toplum sürekli biçimde değişiyor dönüşüyor ve bu devinim bizi avcı toplayıcıyı insandan bugünkü yapay zekaya düzeyine gelişmiş süper insana ulaştırmıştır
Kişisel görüşüm dinler sınıflı toplumlarda pek çok uğursuz role sahiptiler  ancak bireysel düzeyde psikolojik açıdan ontolojik kaygıyı bastırdığı ve olumlu etkilediğini düşünüyorum.
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 2 years
Text
81 yaşındaki çömlek ustasından minik öğrencilere çömlek dersi
81 yaşındaki çömlek ustasından minik öğrencilere çömlek dersi
Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde 68 yıldır çömlekçilik yapan 81 yaşındaki çömlek ustası Salim Yaşar Bilecik’ten gelen öğrencilere çömlek yapımını anlattı. Pazaryeri Gündem / BİLECİK İGFA) – Bilecik Ertuğrulgazi ilköğretim okulu 1. Sınıf öğrencileri Öğretmen Pervin Işık gözetiminde Pazaryeri ilçesine bağlı çömlekçilik sanatının yapıldığı Kınık Köyünde Çömlek Atölyelerini gezdiler. 68 yıllık çömlek…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
archaeologs · 3 years
Text
Tumblr media
Canaanite amphora from Israel. These amphoras were common transport vessel of the Late Bronze Age in the eastern Mediterranean. Image by Aweidah Gallery, Israel, 2006.
Learn more / Daha fazlası Canaanite Amphora - Kenan Amforaları https://www.archaeologs.com/w/canaanite-amphora/
49 notes · View notes
turkiyehaberi · 2 years
Link
Unutulmaya yüz tutmaya başlayan mesleklerden olan çömlekçilik mesleğini Didim’de yaşatan Çağdaş Yapılcan, mesleği ile ilgili açıklamal...
0 notes
karanlikmadde07 · 6 years
Text
4 Temmuz-7 Temmuz Denizli-Burdur-Isparta Gezisi
5 Temmuz 2018: Denizli’ den Burdur’ a: Kibyra Antik Kenti ve Salda Gölü
Denizli gezimizi tamamladıktan sonra aynı gün Burdur’ un Gölhisar ilçesinde, yemek molası veriyoruz. Yanlış hatırlamıyorsa ismi Öz Efe Restaurant olan bir lokantada oldukça leziz bir kavurma yedik. Yolunuz Gölhisar’ a düşerse mutlaka buranın kavurmasını yemelisiniz.
Kibyra Antik Kenti: Gölhisardaki yemek keyfinin ardından artık Kibyra antik kentine doğru yol aldık. Yol üzerinde bize rehberlik edecek olan İsa Eryurt’ ta bize katıldı.Kibyra antik kenti oldukça güzel bir manzaraya sahip ve Gölhisar ilçesine tepeden bakıyor. Rehberimiz İsa Bey, hali hazırda kentin çok çok az bir kısmının gün yüzüne çıkarıldığını söyledi. Bu kentin yerleşim alanı oldukça büyük. Daha sonradan öğrendiğime göre, yapılar, simetrik düzenlenmiş, tepelik teraslanarak göl ve ova manzarasına hakim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiş. Meclis binası, içindeki medusa başı ve önündeki Türkiye’nin en sağlam ve büyük mozaik alanı dikkat çekici. Şehirde belki de antikçağ Anadolu’sunun en görkemli ve 12-13 bin kişilik stadyumu (Kibyra Stadion) yer alıyor. Bunun dışında şehirde, hamam, tiyatro, meclis binası, antik su yolları ve agoralar var.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Benim ve sanırım ekibimizin en beğendiği ve bizi etkileyen eser, meclis binasının tam merkezindeki kırmızı, yeşil ve beyaz mermerlerden yapılmış, saçları yılanlardan oluşan ve baktığı insanı taşa çeviren Medusa Mozaiği oldu. Odeon (Meclis) binasının zemininde 'opus sectile' yöntemiyle renkli mermer döşenerek inşa edilen medusa figürlü mozaik, dünyada zemine döşenmiş ilk medusa figürü olarak biliniyor. Ayrıca antik dönemlerde üzeri bir çatıyla kapatılmış en büyük yapılardan biri olma özelliğine sahip.
Tumblr media Tumblr media
Kibyra antik kentinin, bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait. Bu güzel ve büyüleyici antik şehir ile meclis binası, Roma İmparatorluk döneminde, kendisine yaklaşık 25 kentin bağlı olduğu “Kibyra Conventusu” adı altında, Asia Eyalet Valisi’nin yargı merkezi ve Roma İmparatorluk Dönemi kent meclisi ve yargı binası olmuştur. Bu yapı aynı zamanda kışlık yapı olarak da kullanılmış.
Tumblr media
Bu görkemli ve dönemi için oldukça önemli olan bu antik şehir, diğer antik şehirlerle benzer bir kaderi paylaşmış ve bir deprem sonucunda (MS 23 yılı) yerle bir olmuş. Roma İmparatoru Tiberius tarafından yeniden inşa edilmiş ve Kibyra özellikle M.S. 1. - 3. yüzyıllarda en parlak dönemini yaşamış. Kibyra, güçlü olduğu dönemlerde demircilik, dericilik, çömlekçilik ve at yetiştiriciliğinde ünlü olan bir şehir. Ayrıca şehir halkı son derece savaşçı kimliğe sahipmiş. Hatta şehirde bulunan ve 13 bin kişi kapasiteli stadyumlarda, gladyatör dövüşleri yapılmaktaymış. Kibyra’dan çıkarılan eserler Burdur Müzesinde sergilenmekte. Bu nedenle gittiğinizde mutlaka Müzeye uğramanızı tavsiye ederim.
Ünlü coğrafyacı Strabon’un bilgilerine göre Kibyra önemli bir askeri güce sahipmiş. Öyle ki bölgede üç diğer antik kentle birlikte kurduğu ittifaka 30 bin civarında piyade ile 2 bine kadar atlı asker gönderebiliyormuş. Şehir, her ne kadar bir Roma şehri olsa da aynı zamanda luvilerin bir şehri.
Ve artık bu yolculuğa beni çıkaran asıl yere yani Salda Gölünü yolculuk zamanı….
Salda Gölü: Yaklaşık 185 metreye varan derinliği ile Türkiye’nin en derin tatlı su gölü olan Salda Gölü, Burdur’un Yeşilova ilçesi sınırları içerisinde. Ayrıca dünyada da en derin üçüncü göl konumunda. Bu gölün bir diğer özelliği de, dünyadaki Mars özelliği gösteren yerlerden biri olması. Büyüleyici bir görünümü olan Salda Gölü, turkuaz rengi ile Türkiye’nin Maldivleri olarak anılıyor ve girişte el yazısıyla Saldivler tabelası sizi karşılıyor. Fotoğraf çekmeniz halinde, photoshop ve benzeri uygulamalara gölün ve sahilin renginden ve güzelliğinden dolayı pek ihtiyacınız kalmayacaktır.
Tumblr media
Salda gölü, tektonik bir krater gölü. Bu nedenle gölün suyu sodalı ve magnezyum açısından oldukça zengin. O güzelim bembeyaz kumsalının sırrı da yine magnezyum. Ayrıca gölün içerisine girdiğinizde kıyı şeridindeki toprak killidir. İsteyen çamur banyosu yapabilir. Zaten necip milletimiz kil bulmaya görsün hemen çamura bulanmayı pek sever.
Tumblr media
Gölde yüzme imkanınız var. Suyu ilk başta biraz soğuk gelse de, ben bu göle girmeye en baştan beri istekli olduğum için 30-40 dakika kadar yüzdüm. Gölün engin ve turkuaz mavisi berrak suyu, sizi ne kadar derinlere çağırsa da boyunuzu aşan yere hele hele koyu maviliğin başladığı bölgeye yaklaşmanızı çok tavsiye etmiyorum. Aynı zamanda ürpertici ve tehlikeli bir yanı da var. Tatlısu olması nedeniyle zaten yüzmek ve su yüzeyinde kalmak (suyun kaldırma kuvveti) ayrıca zor. Aniden derinleştiği için açılmayın. Göle ilk girdiğinizde, killi toprağa bata çıka ilerleyeceksiniz ancak endişe etmeyin biraz daha yürüdükten sonra ayaklarınız magnezyum içerikli kumlara ulaşacak ve orada batmayacaksınız. Sert zeminde ve akvaryum gibi temiz bir bölgeye ulaşacaksınız. Göle girerken terlik giyerseniz, killi toprakta kaybetme ihtimalinizde var. Kayalık bölgelerde tatlı su yılanları görmeniz mümkün. Bu yılanlardan zehirli ve saldırgan olmadıklarından dolayı korkmayın ve zarar da vermeyin.
Tumblr media
Bizim vardığımız destinasyonda gölün çevresinde, küçük işletmeler ve cafeler vardı. Buralarda oturup göle karşı yemek yiyebilir veya çay/kahve içebilirsiniz. Ayrıca ben kendim görmedim ama yine gölün belli alanlarında kampçılar içinde bir alan varmış.
Neden Salda Gölünün Mars Özelliği Gösterdiği Söyleniyor?
İlk başta yazmıştım Mars’ ın yüzeyine benzeyen yerlerden biri diye. Salda gölünün içi ve kıyı şeridi beyaz ama Mars kızıl gezegen olarak biliniyor. O zaman nesi benziyor olabilir diye düşündüm ve bu konuda küçük bir araştırma yaptım. Ve oldukça ilginç bilgilere ulaştım.
Salda gölü, toprak ve kaya yapısı (rengi değil) ile ilkel canlılar olan mavi-yeşil algleriyle Mars’taki yaşamın sırlarını taşıyor aslında.
Size birkaç ilginç bilgi vereyim:
Amerika ve Avustralya haricinde, dünyanın tek tatlı su siyanobakteri kolonisi bu gölde bulunuyor.
Peki siyano bakteri nedir?
Siyanobakteri, güneş ener­jisini kullanarak “fotosentez yapma” özelliği kazanmış ve oksijensiz olan okyanuslara oksi­jen aktarmaya başlamış bakterilerdir. Kısacası, şuandaki canlılığın temel nedeni. İki milyar yıl önce dünyadaki tek canlı formu fotosentetik siyanobakterileriydi desek yanlış olmaz. Bu bakteri­lerin oluşturduğu jeolojik yapılar “stromatolitler” olarak biliniyor. İyi korunmuş bir stromatolitten milyarlarca yıl öncesinin iklimi, jeoloji­si ve coğrafyasına ilişkin verileri elde edilebilir.
Stromatolit, siyanobakterinin çok uzun zamanda inşa ettiği biyo-kimyasal yapılar (yani aslında göl içindeki beyaz kayaçlar) olarak da tanımlanabilir.
Şimdi asıl hikayeye geçebiliriz. Salda gölünün içerdiği bol miktardaki magnezyum, göldeki bakteriler (siyanobakteriler) tarafından tüketilir ve beyaz renkli hidromanyezit mineraline dönüşerek onların yapı taşlarını oluşturur. Hidromanyezit minerallerinden yapılı bakteri kolonileri de bir araya gelerek stromatolitleri meydana getirir. Bu stromatolitler, göl içinde yer alan kıyı adalarının oluşumuna neden olur. Bu stromatolitler, dalgaların ve aşındırmaların etkisiyle, bu ana kayaçlardan/yapılardan ayrışarak sahil kumları olarak çökelirler. Gördüğümüz, gölün içindeki beyaz kumların ve gölün etrafını bembeyaz saran kuşağın sırrı işte bu. Mars’ tan gelen fotoğraflarda da bu türde beyaz görünümlere rastlanıyor. Görülen bu beyazlıkların, fizikçiler tarafından stromatolit yapılar olduğu ve bu yapıların ancak ve ancak sıvı suyun bulunduğu ortamlarda siyanobakteriler tarafından üretilebileceği düşünülüyor. Yani Salda Gölü, Mars’ a benzer kayaç yapılarıyla, kızıl gezegende yaşamın izlerini çözmek için önemli ipuçlarını barındırıyor olabilir. Gölde bulunan yüksek magnezyum içerikli beyaz kayaçların Mars’ta da bulunması, göldeki benzer koşulların bir zamanlar bu gezegende de hâkim olduğu fikrini doğurdu. Bu nedenle, Salda gölü Mars’ ta hayat ve (en azından bir zamanlar) suyun olup olmadığına dair yapılan çalışmalar için dünya üzerindeki bir laboratuvar durumunda. Bir sürü ilginç bilgiler, kavramlar ve tanımlamalar vardı ancak çok da konuya girmek istemiyorum. Zaten beni de biraz aşan konular. Ama bilim insanları için, Salda gölü gündemde….
Bu göl keyfinin ve az önce yaşattığım kültür şokunun ardından, nihayet çok sözü edilen ve benimde beklentimin çok yüksek olduğu Sagalassos Antik Kentine oldukça yakın Sagalassos Lodge And SPA yani otelimize hareket vakti. Yolumuz üzerinde, Ağlasun ilçesi bulunuyor. Zaten otelimiz de bu ilçenin sınırları içerisinde. Otele dair beklentilerimi ve ne bulduğumu bir sonraki yazımda anlatacağım. Böylelikle gezinin ikinci günü Denizli’den başlayıp Kibyra antik gezisi ve Salda Gölüyle Burdur’ da sona erdi.
10 notes · View notes
fazlabilgicom-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
Çanak ve Çömlek Yapıcısı https://www.fazlabilgi.com/ruya-tabirleri/canak-ve-comlek-yapicisi/ #hashtag #Instagram #tag #internet #haber #teknoloji #Türkiye #SonDakika #Siyaset #Ekonomi #turist #İstanbul #otel #kongre #Trend#finans #iş
0 notes