Tumgik
#şehirde yaşam maliyetleri
Text
<b>Şehirden Köye Kaçış:</b> Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
#AromatikBitkiler, #Avantajlar, #BelediyeRuhsatı, #Dezavantajlar, #Doğa, #EkonomikŞartlar, #EvdeÇalışma, #Gençlik, #InşaatIşleri, #Kırsal, #KöyYaşamı, #KöydeYaşamMaliyetleri, #Pandemi, #Podcast, #Sağlık, #ŞehirdeYaşamMaliyetleri, #ŞehirdenKöyeGöç, #Tarım, #TıbbiBitkiler, #Ziraat https://is.gd/VeRkpI https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-tanisma-karar-verme-ve-baslangic/
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç başlıklı ilk podcastimizin metiniyle beraber de sizlere sunmak istedik, kimisi dinlemeyi kimizi izlemeyi kimisi de okumayı tercih ediyor. Biz sizlere ulaşmak için her türlü kolaylığı sağlamaya çalışacağız.
Herkese merhabalar, ben Selin. İlk podcastime hoş geldiniz. Keyifli dinlemeler dilerim, umarım beğenirsiniz.
İlk podcastimde ufak da olsa bir tanışma olsun. Konuya ilgisi olanlar, anlatacağım konuları ve bilgileri şimdiye kadar genellikle YouTube üzerinden izlemiş olabilirler, ben de sizler gibi evde izleyip yapabilir miyiz acaba, ya da insanlar neler yapmış helal olsun nidalarıyla izlerdim. Konumuz doğaya göç veya klasik herkesin dilinde olan şekilde şehirden köye kaçış. Bu kaçış kimileri için emin değilse yağmurdan kaçarken doluya tutulmakta olabilir.
Spotify’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç

Köyde yaşamanın avantajları ve dezavantajları gibi konularda yer alacak. Ayrıca, ziraat teknikeri olarak, tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında bilgiler, bitkilerin bakımı gibi konuları içeren podcast’ler hazırlamayı düşünüyorum. Bazen mitolojik, bazen kadim bilgiler. İleride belki yeni konularda ekleriz, sizin tavsiyelerinizle, ne dersiniz?
Neden YouTube değil de podcast dediğinizi duyar gibiyim. Günlük vloglar şeklinde yönettiğim Instagram hesaplarım zaten mevcut. Açıklamaya bırakırım hesap isimlerini. Podcast çekmemdeki amaç, ekran başına bağımlı kalmadan evde iş yaparken, yolda yürürken, uykuya dalmadan, çocuğunuzu uyutmaya çalışırken, kısacası rahatlıkla dinleyeceğiniz zamanlarınıza sesimle ve anlatacağım konularla eşlik edebilmek.
Yapabilir miyim, nasıl olur derken eşimin hazırlıkları yapıp beni çağırmasıyla birden deneme kaydına oturdum. Dinleye dinleye, biraz da bana bu özgüveni kendimde bulmamı sağlayan Merve’ye de selam söylemiş olayım; hepimiz onu Ortamlarda Satılacak Bilgi olarak biliyoruz.
Youtube’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
youtube
Normalde sıkı bir podcast dinleyicisiyim. Dikkatimi bir yere vermem gerektiğinde izlemek yerine dinlemek bana daha çok keyif veriyor. Mesela kahvaltı hazırlarken dinlemek büyük zevklerim arasında. Hatta ses bombamı bağlayarak tüm ev ahalisine dinlettiğimde oluyor. Ses gittiğinde de ‘Sese ne oldu ya?’ diye serzenişler alıyorum. Aileye de biraz bulaştırdım sanırım 🙂
Şehirden köye göç, son birkaç yıldır ekonomik şartlardan dolayı olsa gerek daha da popüler hale gelen bir durum. Özellikle pandemiden sonra insanlar yaşamın, yaşamanın değerini anladı. Herkese bir aydınlanma geldi. Herkesin eve kapanması, kendi başına kalması, evden çalışmak zorunda olanlar. Kimine göre bu durumun daha güzel olması veya tümden bu durumları kafaya takıp şehirden kaçmak istenmesi mi desek?
Şehir yaşamının gürültüsü, kalabalığı ve stresi, çalıştığın işin, iş yerinin yani genel olarak yaşam stresi 🙂 Bazı insanları sessizliğe ve dinginliğin kaynağı olan doğaya daha yakın bir yaşam arayışına itiyor. Haliyle, her gün sabah gün aymadan işe gidip gün battıktan sonra eve dönen çalışanlar bana hak verecektir.
Köylerde daha sakin, huzurlu insanlardan uzak, kendine ayırdığın kaliteli vaktin olduğu, ekip biçebildiğin bir yaşam mümkün. Ama kolay değil! Yine de bunu başka bir podcaste ayıralım. Kısa da olsa yılımızı daha tamamlamamış olmamıza rağmen tecrübelerime dayanarak ilerleyen bölümlerde köy yaşamının dezavantajları ile ilgili bol bol konuşacağız gibi geliyor.
Köye göç etmeden önce, şehirde yaşamanın bir de ekonomik kısmı var. Şehirde yaşamının maliyetleri, son yıllarda giderek arttı. Barınma, gıda, sağlık gibi konular insanları zorlamaya başladı. Küçük bir ilçede devlet hastanesinde çok kısa sürelerde işinizi halledebiliyorken büyük şehirlerde randevu bulmanız bile düşük bir ihtimal. Ben kızımı şehirdeyken hep özel hastaneye götürüyordum ve ödenen sağlık ücretleri hiç de azımsanacak tutarlarda değildi, ki bu bahsettiğimiz sene 2021-2022. Köye yerleştikten sonra devlet hastanesine istediğim her an randevu bulabiliyorum ve çok da ilgili bir çocuk doktorumuz var.
Büyükşehirde yaşamanın karşılığı sağlanması gereken harcama durumu özellikle genç ve orta yaşlı kişileri daha düşük maliyetli bir yaşam arayışına yöneltiyor. Köye yerleşen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki köylerde yaşam maliyetleri, şehirlere göre daha düşük. Tüketici olarak gıda üzerinden ufak bir örnek vereyim; hafta sonu olmuş akşam yemeği yemişsiniz ama saat ilerlemiş bir şeyler mi atıştırsak? En kolay ne yapılır, ya da yapmayıp hemen bir uygulamadan sipariş versek. Bunları yaşıyorsunuz, değil mi 🙂
Gece canınız çiğ köfte istedi diyelim, biz bunu şehirde gece 1 de bile basitçe tek tuşla sipariş veriyorduk. Hatta haritadan kurye nerede şimdi acaba diye bakıyorduk. Şimdi düşünüyorum da tam bir kontrol çılgınlığı gibi geliyor. Köyde gece çiğ köfte yemek istiyorsan, ya kalkıp kendin yapman gerekiyor ya da en yakın çiğ köfteciye gidip alman gerekiyor ki o da eğer ilçede açıksa 🙂 Köyde böyle bir imkan yok 🙂 O yüzden canının istediği her şey her an olmuyor ve harcama yapacağın tutar cebinde kalıyor.
Birçok şeyi bu şekilde biz kendimiz yapıyoruz aslında. İlk zamanlar sabah erkenden kalkıp simit falan yaptığımı biliyorum. Kimine göre de bu durum eziyet gibi duruyor ancak bu benim için bir negatif bir durum değil. Kısacası, şehirde zamanı satın alıyoruz. Köyde ise zamanın var, biraz malzeme biraz da emek şart. Emek olmadan ekmek olmuyor 🙂 Bu durum tam olarak konfor alanının dışına çıkmak. Bence tam olarak da bu :)) Konfor alanından çıkınca neler yapabiliyorsun. Şimdi kişisel gelişim uzmanları gibi de konuşmak istemem, potansiyelini keşfet falan ama köye yerleşmek tam olarak potansiyelini keşfetmek. Veyahut mevcut potansiyelini, arttırmak yada kendini geliştirmek tam tanımı bu olabilir.
Bizim hikayemize gelecek olursak, her şey tam olarak 2018 yılında Datça tatilimizde başladı. Tatil dönüşünden sonra yatırım yapabileceğimiz bir toprak arayışındaydık. Ancak şu anki gibi tamamen kırsalda yaşama hayalimiz açıkçası yoktu. Biraz da çekiniyorduk sanırım. Kurulu düzenimizi bozmayalım diye, adım adım ilerleme düşüncesindeydik. Herkes gibi Ege’nin bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünen romantiklerdendik.
Bu süre zarfında kızımız doğduğunda düşünceler askıya alındı. Ta ki 2022 yılında arkadaşlarımızın önerisiyle şuan ki bulunduğumuz bölgeden ailemizle birlikte arsa alana kadar. Düşünmeden hareket edince bazen kendini farklı yerlerde buluyor insan. Arsayı bile görmeden satın aldık. Yine arkadaşlarımızın anlaştığı çelik konstrüksiyon şirketi ile anlaşarak bir anda kendimizi tamamen şehir değiştirir bir pozisyonda bulduk. Babamın bile doğup büyüdüğü şehir olan İzmir’den Balıkesir kırsalına taşınma hikayemiz böyle başladı.
2022 Mart ayında başlayan serüvende proje, belediye ruhsat işlemleri ve tüm prosedür başlamış oldu. Mimar ile beraber hem taleplerimiz hem de mimarımızın fikirleri doğrultusunda, arsa ile alakalı metre karelerden dolayı iki katlı bir proje çizildi. Detay merak edenler için tüm bu ev sürecini ayrı bir podcastte anlatmak lazım; onun da iyi-kötü anıları var. Netice de Aralık ayında inşaat işlerinin hepsi bitti, yeni yıla 4 gün kala taşındık ve artık şehirli değil, resmi olarak Dağ köylüsü olduk.
Bulunduğumuz bölge ilçe merkezine 10 km, il merkezine ise 45 km uzaklıkta. Köyde yaklaşık 15-20 hane bulunuyor. Ne kötüdür ki köyde genç kimse kalmamış. Son gençliğimizi biz taşındıktan sonra evlendirerek şehre uğurladık. “Peki, ihtiyaçlarınızı nasıl karşılıyorsunuz?” dediğinizi duyar gibiyim. Tüm ihtiyaçlarımız için ilçe merkezine gidiyoruz. Market alışverişi ve ilaç-sağlık durumları için 10 km çok sürmüyor, İzmir’e kıyasla daha rahat bir sürüş keyfi trafiksiz, bol ağaçlı köy yollarından ilçeye inerek işlerimizi hallediyoruz.
Tarım yapmak için de 4 dönüme yakın tarla aldık. Biraz da şans diyelim, yürüme mesafesi olarak 350 metre; evin kapısından görebileceğimiz mesafeden hem hayvanlarımızı hem de toprakla haşır neşir olabileceğimiz bir alana sahip olduk. Ben tamamen şehirde büyümüş bir insan olarak ilkokul günlerimde arkadaşlarımın yaz tatilinde köye gitmelerine hayıflandığımı hala hatırlarım. Hiç bu köye gittik sohbetlerine dahil olamamanın verdiği bir durum biraz da sanırım. Babama, anneme sorardım, “Bizim neden köyümüz yok?” diye.:))
Köye taşınma kararını alma durumu ile ilgili bir şey daha eklemeden geçemeyeceğim. Her şeyin bu kadar hızlı olmasının sebepleri ise, hemen yan komşularımızın bizim gibi genç olması, sosyallik açısından, kafa dengi birileri olması, fikir birliği ve ortak noktaların fazla oluşu etken oldu. Belki ilerleyen bölümlerde onları da konuk alarak genç bir gözden onların kentten köye göç hikayesini de dinleriz. Bir diğer ve bence en önemli sebep de kızımın daha doğal bir ortamda hayvanları görerek ve severek, bir ekran aracılığıyla değil de kendi gözleri ile görüp dokunarak tanışması, toprağa basması, dokunması, öğrenmesi, en önemlisi de temiz havada büyümesini istememizdi.
Hemen ilk podcastten sizi çok sıkmak istemiyorum açıkçası, biraz da siz dinleyicilerimin yönlendirmeleri ile köy hakkında merak ettiklerinizle podcastlere devam etmeyi düşünüyorum. Tabii ki bu durum diğer konularımın dışında 🙂 Bir sonraki podcastte ise, köyde neler yaptık, neler yapacağız gibi bir başlık düşünüyorum. Umarım siz de bana sorularınızla destek olursunuz ve güzel konulara değiniriz. Beni sonuna kadar sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. Kanalımı takip ederek her podcastimden haberdar olmanız beni çok mutlu eder.
1 note · View note
pazaryerigundem · 3 months
Text
Yaşam Maliyeti en pahalı dünya şehri Hong Kong... İstanbul 55 sıra yükseldi, 13'üncü sırada
https://pazaryerigundem.com/haber/179886/yasam-maliyeti-en-pahali-dunya-sehri-hong-kong-istanbul-55-sira-yukseldi-13uncu-sirada/
Yaşam Maliyeti en pahalı dünya şehri Hong Kong... İstanbul 55 sıra yükseldi, 13'üncü sırada
Tumblr media
Mercer’ın mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında ve politikalarında son derece önemli bir referans kaynağı olan ve bu sene 30’uncusu gerçekleştirilen ‘Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçları açıklandı. 2024 yılında dünyanın en pahalı şehri Hong Kong olurken, en ucuz şehir ise Abuja (Nijerya) olarak belirlendi. İstanbul 130’uncu sırada.
İSTANBUL (İGFA) – Mercer, Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
Bu yıl Hong Kong en pahalı şehir olarak listenin başında yerini korurken, onu Singapur takip ediyor. İsviçre’nin Zürih, Cenevre ve Basel şehirleri de en pahalı ilk beş şehir arasında yer alıyor. 2023 yılı sıralamasındaki ilk 5 şehir, 2024 yılında da ilk 5 sırada yer almaya devam ediyor.
Sıralamada İstanbul geçtiğimiz yıla göre 55 sıra yükselerek 130’uncu, Ankara ise 13 sıra yükselerek 208’inci olarak konumlanıyor.
Yurt dışındaki çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çokuluslu şirketlere rehberlik eden Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması, 5 kıtada 226 şehirde gerçekleştirildi. Yaşam Maliyeti Araştırması, işverenlerin kur dalgalanmalarını izlemelerini ve tüm faaliyet yerlerinde mal, hizmet ve konaklama üzerindeki enflasyona ve deflasyona neden olan baskıları değerlendirmelerini sağlıyor. Bu veriler ayrıca, işverenlerin uluslararası görevlendirmelerde ve yurt dışında çalışanlar için tazminat paketlerini belirlemelerine ve bunları kalıcı hâle getirmelerine yardım ediyor. Buna ek olarak, bir yerin yaşam maliyeti, yetenek için bir destinasyon olarak cazibesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor; coğrafi ayak izlerini genişleten ve dönüştüren şirketlerin yer seçimi kararlarını etkiliyor.
HONG KONG EN PAHALI ŞEHİR OLMAYI SÜRDÜRÜYOR
Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2024 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti en düşük şehir ise Abuja (Nijerya) oldu.
Tumblr media
Asya kıtası, öncelikli olarak yüksek kira konaklama maliyetlerinin de etkisiyle yaşam maliyetinin en yüksek olduğu ilk iki şehre sahip. Bu önemli ekonomik merkezler aynı zamanda çok sayıda yabancının ilgisini çekerek maliyetleri daha da artırıyor.
EN PAHALI ŞEHİRLER ARASINDA 5 AVRUPA ŞEHRİ YER ALIYOR
Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına göre; Zürih, Cenevre, Basel, Bern ve Londra 2024’te expat çalışanlar için dünyanın en pahalı lokasyonları arasında ilk on arasında yer alan 5 Avrupa şehri oldu. Bu şehirlerin 4’ü İsviçre’de bulunuyor. 9 sıra birden yükselen Londra 8’inci sırada bulunuyor. Avrupa’da yaşam maliyeti şehirler arasında farklılık gösterse de, Avrupa Merkez Bankası, Avro Bölgesi’ndeki yıllık enflasyon oranının düşmeye devam edeceğini tahmin ediyor; bu da Avrupa ekonomileri son dönemdeki aksaklıkların ardından toparlanırken maliyetlerin istikrar kazanabileceği anlamına geliyor. 212’inci sıradaki Minsk listede en ucuz Avrupa şehri olarak sıralanıyor.
ABD’DE YAŞAM MALİYETİ SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR
ABD’de yaşam maliyeti 2024’te önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Listedeki tüm ABD şehirleri ilk 100’de yer alıyor ve yedi şehir ilk 20’ye giriyor. Kanada ekonomisinin dayanıklılık göstermesi ve beklentilerin üzerinde performansı nedeniyle Kanada şehirleri, Kuzey Amerika şehirleri sıralamasında en alt sıralarda yer alıyor. 92’ini sıradaki Toronto Kanada’nın en pahalı şehri olurken, onu 101’inci Vancouver takip ediyor. Peso’nun 2023’te değer kazanması nedeniyle Meksika şehirlerinin yaşam maliyeti önceki yıla göre önemli ölçüde artış gösteriyor. Mexico City 79’uncu sıradan 33’üncü sıraya yükselirken, Monterrey ise 155’inci sıradan 115’inci sıraya çıktı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15’inci sıradaki kenti Dubai Orta Doğu’nun en pahalı şehri olurken, Mumbai ise Hindistan’ın en pahalı şehri olarak genel sıralamada 136’ıncı sırada yer alıyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
İstanbul Depo Kiralama
İstanbul depo kiralama, İstanbul ve çevresinde işletmelerin veya bireylerin eşyalarını depolayabilmeleri için depo alanı kiralamalarını sağlayan bir hizmettir. Depolama ihtiyacı, pek çok farklı durumda ortaya çıkabilir. Örneğin, taşınma sürecinde eşyalarınızı geçici olarak depolamak isteyebilirsiniz, mevsimsel eşyalarınızı saklamak isteyebilirsiniz veya işletmenizdeki envanterinizi düzenlemek için depolama alanına ihtiyaç duyabilirsiniz.
İstanbul Depo Kiralama Hizmeti
İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve ticaretin hareketli olduğu bir şehirde depo kiralama hizmetine olan ihtiyaç oldukça yaygındır. İşletmeler depolama alanlarını daha etkin kullanarak fazla stoklarını depolayabilir ve depolarında düzeni sağlayabilirler. Bireyler ise fazla eşyalarını güvenli bir şekilde depolayarak yaşam alanlarını düzenleyebilirler.
Depo kiralama ve ev eşyası depolama hizmetlerinin fiyatları, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Depo alanının büyüklüğü, konumu, süresi ve depo şirketinin sunduğu ek hizmetler gibi etkenler fiyatları etkileyebilir. Ayrıca, kullanıcı ihtiyaçlarına göre farklı depolama seçenekleri mevcut olabilir, bunlar da fiyatları etkileyebilir.
Fiyatlar hakkında kesin bilgi vermek için daha spesifik bilgilere ihtiyaç duyarım. Ancak, sizinle uygun fiyatlı hizmetler sunan bir depo kiralama şirketi olduğumuzu belirtebilirim. Müşterilerimize rekabetçi fiyatlarla kaliteli hizmet sunmayı hedefliyoruz. Depolama ihtiyaçlarınıza uygun depo seçeneklerimizle size yardımcı olabiliriz. Detaylı fiyat bilgileri ve hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak için bize başvurabilirsiniz.
Birden Fazla Depo Kiralayabilir Miyim?
İşletmelerin büyümesiyle birlikte artan taleplerine cevap verebilmek için depolama ihtiyaçları da artar. Bu noktada, birden fazla depo kiralama stratejik bir adım olabilir. Birden fazla depo kiralamak, işletmelere daha fazla depolama alanı sağlayarak operasyonel etkinliği artırır, tedarik zinciri yönetimini iyileştirir ve müşterilere daha hızlı hizmet sunma imkanı verir. Bu makalede, birden fazla depo kiralamaya yönelik avantajları ve işletmelerin nelere dikkat etmeleri gerektiğini ele alacağız.
Birden Fazla Depo Kiralama Avantajları:
Genişleme Kapasitesi: İşletmeler büyüdükçe, mevcut depolama alanının yetersiz kalma olasılığı artar. Birden fazla depo kiralama, işletmelere genişleme kapasitesi sağlar ve stokları daha etkin bir şekilde yönetmelerine olanak tanır.
Operasyonel Etkinlik: Birden fazla depo, malzemelerin depolama, düzenleme ve sevkiyat süreçlerini optimize etmeyi sağlar. Ürünlerin belirli bir bölgedeki talepleri karşılamak üzere stratejik olarak yerleştirilmesi, teslimat süresini kısaltır ve müşteri memnuniyetini artırır.
Risk Dağılımı: Bir depoda beklenmedik bir sorun oluştuğunda, diğer depolar işletmenin faaliyetlerini sürdürmesini sağlayabilir. Yangın, su baskını veya diğer acil durumlar gibi beklenmedik olaylarla karşılaşıldığında, birden fazla depo işletmelerin risklerini dağıtarak operasyonları sürdürmelerini sağlar.
Tedarik Zinciri Yönetimi: Birden fazla depo, tedarik zinciri yönetimini iyileştirir. Ürünlerin tedarikçiden müşteriye olan sevkiyat sürecini hızlandırır ve lojistik maliyetlerini azaltır. Ayrıca, talep patlamaları veya mevsimsel dalgalanmalar gibi durumlarda esneklik sağlar.
Birden Fazla Depo Kiralama için Dikkat Edilmesi Gerekenler:
a. Konum Seçimi: Birden fazla depo kiralamak isteyen işletmeler, depoların stratejik olarak yerleştirilmesine dikkat etmelidir. Müşterilere hızlı teslimat sağlamak için ana pazarlara yakın depolar tercih edilmelidir. Ayrıca, tedarik zincirinin verimli bir şekilde yönetilebilmesi için depolar arasındaki lojistik kolaylıklar ve ulaşım ağı göz önünde bulundurulmalıdır.
b. Operasyonel Maliyetler: Birden fazla depo kiralamak, artan operasyonel maliyetlere yol açabilir. Kiralama maliyetleri, depoların bakımı, personel maliyetleri, güvenlik önlemleri ve diğer faktörler hesaba katılmalıdır. İşletmeler, birden fazla depo kiralamadan kaynaklanan maliyetlerin, sağladığı avantajları karşılayıp karşılamadığını değerlendirmelidir.
c. Lojistik ve Envanter Yönetimi: Birden fazla depo, lojistik ve envanter yönetiminin karmaşıklığını artırır. İşletmeler, birden fazla depoda stokları izlemek, envanter düzeylerini optimize etmek ve sevkiyatları koordine etmek için etkili bir lojistik ve envanter yönetim sistemi kurmalıdır. Veri analitiği ve otomasyon araçları, bu süreçleri kolaylaştırmak için kullanılabilir.
Depolarda Her Şey Depolanır Mı?
Depolarda her şey depolanmaz. Depolar genellikle belirli ürünlerin depolanması için kullanılır, ancak her ürün veya malzeme depolanabilecek değildir. İstanbul ev eşyası depolama hizmeti veren bir şirket olarak bizler sizler için uygun olmayan veya yasal kısıtlamaları olan bazı örnekler vermek gerekirse maddeler şunlardır:
Tehlikeli Maddeler: Patlayıcı, yanıcı, toksik veya tehlikeli olan maddeler, özel depolama gereksinimlerine sahiptir. Bu tür maddelerin depolanması için özel güvenlik önlemleri ve lisanslar gereklidir.
Canlı Hayvanlar: Canlı hayvanlar, belirli türlerin ve durumların izin verdiği ölçüde depolanabilir. Ancak, çoğu depo, canlı hayvanların gereksinimlerini karşılamak için uygun bir ortam sağlamaz.
Taze Gıdalar: Bozulabilir gıdalar, belirli sıcaklık ve nem koşullarında saklanması gerektiğinden depolama sürecinde zorluklar yaşayabilir. Soğuk zincir gerektiren ürünlerin depolanması için özel soğuk hava depoları veya dondurucular gereklidir.
İnsanlar: Depolar, insanların uzun süreli ikamet etmesi veya yaşaması için tasarlanmamıştır. Bu nedenle, insanların depolarda barınması veya yaşaması uygun değildir.
Yasadışı veya tehlikeli mallar: Yasalar veya yerel düzenlemeler tarafından yasaklanan veya sınırlanan ürünlerin depolanması kabul edilemez. Örneğin, uyuşturucu veya kaçak eşyaların depolanması yasa dışıdır ve ciddi hukuki sonuçlara yol açabilir.
Depolama sürecinde, güvenlik, çevresel faktörler, yasal düzenlemeler ve ürün özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Her ürünün depolanabilirlik özellikleri farklıdır ve uygun depolama yöntemlerinin uygulanması gerekmektedir.
0 notes
teknobist · 2 years
Link
0 notes
themoiira · 5 years
Text
Çocuk Bakımı Temelleri I Moiira
Kadın ve Yaşama Dair Her Şey https://moiira.com/cocuk-bakimi-temelleri/
Çocuk Bakımı Temelleri
Tumblr media
Çocuk Bakımı Temelleri. Tam zamanlı bakım veya arada sırada bakıcılık yapmak için iyi bir çocuk bakımı bulmak zor olabilir. Çalışma sayfalarından ve örnek sözleşmelerden çeşitli çocuk bakımı seçenekleriniz hakkında genel bilgilere ve bunların ne kadara mal olacağına kadar her konuda size yardım edelim.
Çocuk Bakımı Temelleri. Çocuk bakımı seçenekleri: Artıları, eksileri ve maliyetleri
BU MAKALEDE
Günlük bakım merkezi
Evde günlük bakım
Dadı
Bağıl bakım
Evde kalmak ebeveyn
okul öncesi
Kaliteli çocuk bakımı bulmak büyük bir ebeveynlik zorluğu olabilir. İşe dönüyorsanız, çocuğunuzun doğumundan kısa bir süre sonra çocuk bakımı hakkında düşünmeye başlayın – ya da büyük bir şehirde ya da iyi çocuk bakımının kıt olduğu ya da yoğun talep gördüğü bir yerde yaşıyorsanız ikinci trimesteriniz kadar erken. Doğru durumu bulmak zaman alır.
Seçeneklerinizi karşılaştırmanıza yardımcı olur: kreş , evde kreş , dadı bakımı , okul öncesi , göreceli bakım ve evde kalma . Not: Maliyetler, Ulusal Çocuk Bakım Kaynakları ve Yönlendirme Ajansları Birliği’nin (NACCRRA) en son rakamlarına dayanmaktadır.
Çocuk Bakımı Temelleri. Günlük bakım merkezi
Tam zamanlı bakım için ortalama maliyet: bebekler ve küçük çocuklar için ayda 1000 ila 3000 TL 
Avantajları
Dadı bakımından daha ekonomik
Güvenilir (hasta arayamaz)
Geniş denetim
Çocuklar aynı veya diğer yaş gruplarındaki diğer çocuklarla sosyalleşir
Personel, erken çocukluk eğitimi konusunda eğitilmiştir.
Lisanslı ve düzenlenmiş
Dezavantajları
Bakıcılar birden fazla çocuğa bakıyor; önerilen oranlar bebekler için tipik olarak 1 ila 3, bebekler için 1 ila 4’tür, ancak gereksinimler eyaletten eyalete değişir.
Bebeklere önem veren merkezleri bulmak zor olabilir – ya da tam
Çocuklar grup bakımında daha sık hastalanıyor
Çoğu merkez hasta çocuklara bakım sağlamaz
Çoğu tatillerde kapalı
Sert toplama ve bırakma süreleri
Evde günlük bakım
Tam zamanlı bakım için ortalama maliyet: bebekler ve küçük çocuklar için ayda 700 ila 1000 TL, okul öncesi çocuklar için ayda 750 ila 2300 TL 
Avantajları
Besleyici, ev gibi bir atmosfer
Büyük kreşlerde olduğundan daha küçük çocuk grupları
Diğer çocuk bakım merkezlerinden daha ucuz
Çocuklar aynı ve diğer yaş gruplarındaki çocuklarla sosyalleşir
Genellikle merkezden daha esnek toplama ve bırakma süreleri
Dezavantajları
Sağlayıcı hastalanırsa yedek alamayabilir
Çocuklar grup bakımında daha sık hastalanıyor
Birçok sağlayıcı, erken çocukluk eğitiminde örgün okul eğitimi almamaktadır.
Bakıcı denetimi yok
Daha az katı lisans gereksinimleri
Tatiller ve tatiller için kapalı
Dadı
Tam zamanlı bakım için ortalama maliyet: haftada 1500 ila 3000 TL; yaşayan anneler genellikle biraz daha az alır.
Avantajları
Daha kişiselleştirilmiş ilgi
Evde bakım, evde bakım dışında daha uygundur
Bakım ve ev bakım merkezlerinden daha esnek
Çocuklar tanıdık bir çevrede kalıyor
Dezavantajları
En pahalı çocuk bakımı seçeneği
Dadı denetimi yok
Diğer çocuklarla oyun zamanı, sizin ya da dadı tarafından özel olarak ayarlanmalıdır.
Kapsamlı evrak ve vergiler ( yasal olarak bir dadı işe alma hakkında okuyun )
İşten ayrılırsa, hastalanırsa veya başka bir durumda yoksa seni yüzüstü bırakabilir.
Çocuk Bakımı Temelleri. Bağıl bakım
Tam zamanlı bakım için ortalama maliyet: Genellikle ücretsizdir, ancak ödeme yapmayı seçerseniz , eyaletinizde asgari ücreti veya daha fazlasını hedefleyin . Ayrıca, ev işleri yapmayı, hediye çekleri vermeyi veya göreceli bir bakıcı için ara sıra fatura ödemeyi teklif edebilirsiniz.
Avantajları
Daha kişiselleştirilmiş ilgi
Bakıcı çocuğunuza kişisel ilgi duyuyor
Aynı değerleri paylaşabilirsin
Çok ucuz (birçok akraba ödemeyi reddediyor)
Dezavantajları
İşveren-işveren ilişkisi ile akraba kurmak zordur
Çocuk bakımı felsefeleriniz çatışabilir
Diğer çocuklarla oyun zamanı, sizin veya akrabanız tarafından özel olarak düzenlenmelidir
Bakıcı denetimi veya düzenlemesi yok
Daha yaşlı akrabalar, aktif küçük bebeklerle ilgilenmekte zorlanabilirler.
Çocuk Bakımı Temelleri. Evde kalmak ebeveyn
Tam gün bakım için ortalama maliyet: Ekstra ücret yok – ancak daha önce çalışıyorsanız gelir düşüyor
Avantajları
Çocuğunuzun gelişimsel kilometre taşları için orada olmak
Bakımın kalitesini siz kontrol edersiniz
Kurallarınızı veya ebeveynlik felsefenizi başkalarına açıklamanız gerekmez
İş-aile savaş çekişmesinden kaçınıyorsunuz
Dezavantajları
Muhtemel izolasyon ve yalnızlık, özellikle bir işten vazgeçtiğinizde, evdeki diğer ebeveynleri tanımadığınız veya sevmediğiniz bir şey varsa
Size fiziksel ve duygusal baskı
Diğer çocuklarla oyun zamanı genellikle özel olarak ayarlanmalıdır
Kariyerden zaman ayırmak, gelecekteki iş seçenekleri ve yaşam boyu kazanma potansiyelinize zarar verebilir
Gelir ve fayda kaybı – büyük yaşam tarzı değişiklikleri yapmanız gerekebilir
Çocuk Bakımı Temelleri okul öncesi
Her ne kadar okul öncesi teknik teknikler günlük bakım merkezleriyle aynı kategoriye girse de – aynı kurumlar tarafından lisanslandırılmış ve düzenlenmiştir – tipik olarak daha akademik bir odağa sahiptirler ve 2-5 yaş arasındaki çocuklar içindir.
Tam zamanlı bakım için ortalama maliyet: ayda 780 ile 2000 TL
Avantajları
Yapısal çevre
İyi düzenlenmiş
Güvenilir (senden ayrılmayacak veya hastalanmayacak)
Gelişimsel olarak uygun öğrenme programı
Öğretmenler erken çocukluk eğitiminde eğitilmektedir
Çocuğunuzun diğer çocuklarla sosyalleşmesi için yerleşik zaman
Daha fazla eğitim etkinliği ve gezileri
Dezavantajları
Öğretmenlerin birden fazla çocuğa bakması gerekir; minimum oran 1 ila 8’dir
Çocuklar daha sık hastalanır – ve okullar hasta çocukların katılmasına izin vermez
Çoğu tatillerde kapalı
Sert toplama ve bırakma süreleri
Kaynak: Moiira % Etiketler%
0 notes
edufix-blog · 7 years
Text
İrlanda’da dil okulu seçmenin püf noktaları
İrlanda’da dil okulu seçmenin püf noktaları
Avrupa’nın popüler şehirlerinden olan Dublin, son zamanlarda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen öğrencileri İrlanda’da dil eğitimi için ağırlamaktadır. Gerek doğal ve kültürel güzellikleri gerekse ortaçağ döneminden kalan tarihi eserleri ile görülmeye değer bir şehir.
Dublin’in öğrenciler tarafından tercih edilme nedenleri arasında sosyal hayatın gelişmiş olması şehirde yaşayan insanların sıcakkanlı ve yardımsever olması ile nispeten diğer ülkelere göre yaşam giderlerinin ve eğitim ücretlerinin ucuz olması gösterilebilir.Yurtdışı eğitim danışmanlık şirketleri paket programları sayesinde İrlanda’da hedefleriniz, bütçeniz, istek ve beklentileriniz doğrultusunda size uygun bir program, okul, ülke ve şehir seçiminde yardımcı olmaktadır.
İrlanda’da dil okulu için giden öğrenciler 25 hafta ve üzeri dil okuluna kayıt olurlarsa çalışma iznine sahip olurlar. Eğitimlerinin ilk 8 haftalık süresince haftalık 20 saati geçmemek kaydıyla yarı zamanlı çalışma hakkı da bulunmaktadır. Ayrıca 8 haftalık eğitim süreci sonrasında 1 Mayıs ile 31 ağustos ve 15 Aralık ile 15 Ocak tarihleri arasında olmak kaydıyla tam zamanlı çalışma hakkı da bulunmaktadır. Saatlik Ücretler ortalama 8-9 Euro arasındadır. İrlanda’da aylık yaşam giderleri, şehre ve konaklama şekline de bağlı olarak ortalama 600 – 800 Euro aralığında seyretmektedir. Yeme içme giderleri ortalama aylık 200- 250 Euro, ulaşım maliyetleri ortalama 80 – 110 Euro, yıllık öğrenci sigorta maliyetleri ise ortalama 220 Euro şeklindedir.
Siz de İngilizcenin merkezlerinden biri olan İrlanda'da dil eğitimi almak istiyorsanız EduFix yurtdışı eğitim danışmanlığı ile irtibata geçebilir ve temsilcisi olduğumuz okulların kampanyaları hakkında bilgi formunu doldurarak tamamen ücretsiz detaylı bilgi alabilirsiniz.
0 notes
pazaryerigundem · 3 months
Text
Yaşam Maliyeti en pahalı dünya şehri Hong Kong... İstanbul 55 sıra yükselde, 13'üncü sırada
https://pazaryerigundem.com/haber/179878/yasam-maliyeti-en-pahali-dunya-sehri-hong-kong-istanbul-55-sira-yukselde-13uncu-sirada/
Yaşam Maliyeti en pahalı dünya şehri Hong Kong... İstanbul 55 sıra yükselde, 13'üncü sırada
Tumblr media
Mercer’ın mobil işgücüne yönelik ücret ayarlamalarında ve politikalarında son derece önemli bir referans kaynağı olan ve bu sene 30’uncusu gerçekleştirilen ‘Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçları açıklandı. 2024 yılında dünyanın en pahalı şehri Hong Kong olurken, en ucuz şehir ise Abuja (Nijerya) olarak belirlendi. İstanbul 130’uncu sırada.
İSTANBUL (İGFA) – Mercer, Yaşam Maliyeti Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı.
Bu yıl Hong Kong en pahalı şehir olarak listenin başında yerini korurken, onu Singapur takip ediyor. İsviçre’nin Zürih, Cenevre ve Basel şehirleri de en pahalı ilk beş şehir arasında yer alıyor. 2023 yılı sıralamasındaki ilk 5 şehir, 2024 yılında da ilk 5 sırada yer almaya devam ediyor.
Sıralamada İstanbul geçtiğimiz yıla göre 55 sıra yükselerek 130’uncu, Ankara ise 13 sıra yükselerek 208’inci olarak konumlanıyor.
Yurt dışındaki çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çokuluslu şirketlere rehberlik eden Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması, 5 kıtada 226 şehirde gerçekleştirildi. Yaşam Maliyeti Araştırması, işverenlerin kur dalgalanmalarını izlemelerini ve tüm faaliyet yerlerinde mal, hizmet ve konaklama üzerindeki enflasyona ve deflasyona neden olan baskıları değerlendirmelerini sağlıyor. Bu veriler ayrıca, işverenlerin uluslararası görevlendirmelerde ve yurt dışında çalışanlar için tazminat paketlerini belirlemelerine ve bunları kalıcı hâle getirmelerine yardım ediyor. Buna ek olarak, bir yerin yaşam maliyeti, yetenek için bir destinasyon olarak cazibesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabiliyor; coğrafi ayak izlerini genişleten ve dönüştüren şirketlerin yer seçimi kararlarını etkiliyor.
HONG KONG EN PAHALI ŞEHİR OLMAYI SÜRDÜRÜYOR
Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2024 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti en düşük şehir ise Abuja (Nijerya) oldu.
Tumblr media
Asya kıtası, öncelikli olarak yüksek kira konaklama maliyetlerinin de etkisiyle yaşam maliyetinin en yüksek olduğu ilk iki şehre sahip. Bu önemli ekonomik merkezler aynı zamanda çok sayıda yabancının ilgisini çekerek maliyetleri daha da artırıyor.
EN PAHALI ŞEHİRLER ARASINDA 5 AVRUPA ŞEHRİ YER ALIYOR
Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına göre; Zürih, Cenevre, Basel, Bern ve Londra 2024’te expat çalışanlar için dünyanın en pahalı lokasyonları arasında ilk on arasında yer alan 5 Avrupa şehri oldu. Bu şehirlerin 4’ü İsviçre’de bulunuyor. 9 sıra birden yükselen Londra 8’inci sırada bulunuyor. Avrupa’da yaşam maliyeti şehirler arasında farklılık gösterse de, Avrupa Merkez Bankası, Avro Bölgesi’ndeki yıllık enflasyon oranının düşmeye devam edeceğini tahmin ediyor; bu da Avrupa ekonomileri son dönemdeki aksaklıkların ardından toparlanırken maliyetlerin istikrar kazanabileceği anlamına geliyor. 212’inci sıradaki Minsk listede en ucuz Avrupa şehri olarak sıralanıyor.
ABD’DE YAŞAM MALİYETİ SORUN OLMAYA DEVAM EDİYOR
ABD’de yaşam maliyeti 2024’te önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Listedeki tüm ABD şehirleri ilk 100’de yer alıyor ve yedi şehir ilk 20’ye giriyor. Kanada ekonomisinin dayanıklılık göstermesi ve beklentilerin üzerinde performansı nedeniyle Kanada şehirleri, Kuzey Amerika şehirleri sıralamasında en alt sıralarda yer alıyor. 92’ini sıradaki Toronto Kanada’nın en pahalı şehri olurken, onu 101’inci Vancouver takip ediyor. Peso’nun 2023’te değer kazanması nedeniyle Meksika şehirlerinin yaşam maliyeti önceki yıla göre önemli ölçüde artış gösteriyor. Mexico City 79’uncu sıradan 33’üncü sıraya yükselirken, Monterrey ise 155’inci sıradan 115’inci sıraya çıktı.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15’inci sıradaki kenti Dubai Orta Doğu’nun en pahalı şehri olurken, Mumbai ise Hindistan’ın en pahalı şehri olarak genel sıralamada 136’ıncı sırada yer alıyor.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
edufix-blog · 7 years
Text
İrlanda'da Dil Eğitimi
Neden Irlanda Avrupanın popüler başkentlerinden olan Dublin, son zamanlarda dünyanın çeşitli ülkelerinden Ingilizce öğrenmek için gelen öğrencileri ağırlamaktadır. Gerek doğal ve kültürel güzellikleri gerekse ortaçağ döneminden kalan tarihi eserleri ile görülmeye değer bir şehir. Dublinin öğrenciler tarafından tercih edilme nedenleri arasında sosyal hayatın gelişmiş olması şehirde yaşayan insanların sıcakkanlı ve yardımsever olması ile nisbi olarak yaşam giderlerinin ve eğitim ücretlerinin ucuz olması gösterilebilir.Yurtdışı eğitim danışmanlık firmaları alanında İrlanda dünyanın en popüler ülkelerinden biri olarak kabul edilir.
Neden İngilizce Globalleşen Dünya sonucunda artık dunyanın neredeyse hemen hemen heryerinde konusulan bir dil haline gelen İngilizce, hayatımızın onemli bir yerini oluşturmaktadır. Gerek günlük hayatımızı kolaylaştırmak gerekse iş hayatımızda daha iyi bir kariyere sahip olmak için İngilizce öğrenmek günümüzde onemli olmuştur.
Sosyal Yaşam, İklim, Kültür Farklı bir ülkede dil eğitimi alırken bu süreci etkileyen belkide en önemli unsurlardan bir tanesi adaptasyon sürecidir. Bu süreci İrlandada yaşayan insanların sıcakkanlı ve yardımsever olmaları sayesinde öğrenciler rahatlıkla kısa Sürede atlatabilmektedir. Yabancı oldukları ve ilk defa geldikleri İrlanda da öğrenciler ikili ilişkileri kuvvetli ve cana yakın olan İrlandalılar sayesinde Dublin'e kısa sûrede alışabiliyor ve sanki kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmeye başlıyorlar. Bu da dil eğitim süreçlerini olumlu yönde etkileyerek öğrencilerin ingilizce öğrenmelerine odaklanmalarında faydalı oluyor.EDUFİX,İrlanda dil okullarıyla sizlere dünyanın her köşesinde hizmet vermeye devam etmektedir.
Dublin'de yasamaya başladığınızda şehrin samimi ve cana yakın yaklaşımı hem konuşmadaki çekingenliğimizi atmaya yardımcı oluyor hem de yeni arkadaşlık edinmede zorlanmadığınız için okul dışında da sosyal hayatta ingilizce konuşma pratiği yapmanıza katkıda bulunuyor.
İrlanda yasayan gerek yerli nüfusa gerekse eğitim için gelen öğrencilere baktığımızda Türk sayısının yok denecek kadar az olduğunu görebiliriz. Bu da belki de yabancı bir dil öğrenmede dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan birisidir diyebilirim çünkü eğer eğitim aldığımız okulda Türk ögrenci sayısı fazla ya da yaşadığımız bölgede yasayan türk sayısı fazla ise biz ne kadar istemesek de onlarla iletişime girmekten kaçamayız ve şayet yabancı bir ülkeye ingilizce Öğrenmeye gitmişken ve ingilizce pratiği yapmamız gerekirken orada Türkçe konuşarak eğitim sürecimizi olumsuz etkiler ve ingilizce öğrenme sürecimize engel oluruz.
O Yüzden Dublin gerek Türk ögrenci sayısının azlığı gerekse sosyal Yaşamının öğrencilere kattığı olumlu Degerler bakımından bizlerin İngilizce Öğrenmek için Gönül rahatlığıyla tercih edebileceği bir şehir.
Ayrıca İrlanda'nın para biriminin euro oluşu gerek yasam ve konaklama giderleri acısından gerekse eğitim ücretleri açısından diğer Ülkelere nazaran daha uygun maliyetlere sahiptir diyebiliriz Dublin bisiklet ve Yürüyüş yollarıyla spor severlerin tercih edebileceği bir şehir. Şehirde ulaşım için bisiklet kullanabilir ya da yuruyebilirsiniz ayrıca belirtmek isterim ki Dublin trafigi Avrupanın en az kaza yapan trafiği olarak bilinmekte ve bu da insanlara güvenmek vermektedir.
İrlanda’da serin ve ılık bir okyanus iklimi hüküm sürer. Kışlar yumuşak ve rutubetli, yazlar serin ve bulutludur. İlkbahar ve sonbahar mevsimleri uzun sürer. Okyanus rüzgarları yoğun olmayan bol yağmur getirir. Yazın ortalama sıcaklık 15°C, kışın 5°C’dir.
İrlanda'da çalışma izni İrlanda da öğrenciler 25 hafta ve üzeri dil okuluna kayıt olurlarsa çalışma iznine sahip olurlar. Eğitimlerinin ilk 8 haftalık süresince haftalık 20 saati geçmemek kaydıyla part time çalışabilirler. Ayrıca 8 haftalık eğitim süreci sonrasında 1 Mayıs ile 31 ağustos ve 15 aralık ile 15 ocak tarihleri arasında olmak kaydıyla full time çalışabilirler. Saatlik Ücretler ortalama 8-9 euro arasındadır.
En Çok Tercih Edilen Şehirler İrlanda’da en cok tercih edilen sehir kuskusuz başkent olan Dublin’dir. Dublin’in yanı sıra öğrenciler Cork, Galway gibi şehirlerini de tercih etmektedirler.
En Çok Tercih Edilen Okullar Dublinde dil eğitimi çoğunlukla butik okullarin çatısı altında verilmektedir. Dil okulları, Öğrencilerine genel ingilizce programlarında eğitim verdikleri gibi iş İngilizce'si ya da sınavlara hazırlık gibi spesifik programlarI da kapsayan alanlarda eğitim vermektedir. Okullar dil eğitimi programlarına genellikle her paZartesi günü başlamaktadır. Okullardaki yetkililerin sıcak ve samimi yaklasimlari öğrencilerin çekinmeden rahat bir şekilde ingilizce öğrenmelerine yardimci olmaktadır. İrlanda’da dil eğitimi almak isteyen öğrencilerimiz Emerald , International House Dublin, Horner School of English ve Edufix Language School gibi okulları tercih ettikleri gibi Malvern House Alpha College gibi kaliteli okulları da tercih etmektedirler.
Vize Prosedürleri
İrlanda’da eğitim için iki çeşit vize vardır; C Eğitim Vizesi: İrlanda’da 90 günden kısa eğitim almayı planlayan öğrenciler içindir. D Eğitim Vizesi: İrlanda’da 90 günden uzun süre eğitim almayı planlayan öğrencilere verilir. İrlanda’da minimum 25 hafta dil eğitimi alanlara 8 aylık vize verilmektedir ve eğitimden sonra 2 ay daha ülkede kalma hakkı tanınmakta ve aynı zamanda çalışma izni de verilmektedir. Avrupa Birliği vatandaşı olmayan ülkeler için uygulama bu şekildedir.
Maliyetler
İrlanda’da aylık yaşam giderleri, şehre ve konaklama şekline de bağlı olarak 600 – 800 Euro aralığında seyretmektedir. Yeme içme giderleri aylık 200- 250 Euro, ulaşım maliyetleri 80 – 110 Euro, yıllık öğrenci sigorta maliyetleri ise 220 Euro şeklindedir.
0 notes