Tumgik
#belediye ruhsatı
Text
<b>Şehirden Köye Kaçış:</b> Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
#AromatikBitkiler, #Avantajlar, #BelediyeRuhsatı, #Dezavantajlar, #Doğa, #EkonomikŞartlar, #EvdeÇalışma, #Gençlik, #InşaatIşleri, #Kırsal, #KöyYaşamı, #KöydeYaşamMaliyetleri, #Pandemi, #Podcast, #Sağlık, #ŞehirdeYaşamMaliyetleri, #ŞehirdenKöyeGöç, #Tarım, #TıbbiBitkiler, #Ziraat https://is.gd/VeRkpI https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-tanisma-karar-verme-ve-baslangic/
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç başlıklı ilk podcastimizin metiniyle beraber de sizlere sunmak istedik, kimisi dinlemeyi kimizi izlemeyi kimisi de okumayı tercih ediyor. Biz sizlere ulaşmak için her türlü kolaylığı sağlamaya çalışacağız.
Herkese merhabalar, ben Selin. İlk podcastime hoş geldiniz. Keyifli dinlemeler dilerim, umarım beğenirsiniz.
İlk podcastimde ufak da olsa bir tanışma olsun. Konuya ilgisi olanlar, anlatacağım konuları ve bilgileri şimdiye kadar genellikle YouTube üzerinden izlemiş olabilirler, ben de sizler gibi evde izleyip yapabilir miyiz acaba, ya da insanlar neler yapmış helal olsun nidalarıyla izlerdim. Konumuz doğaya göç veya klasik herkesin dilinde olan şekilde şehirden köye kaçış. Bu kaçış kimileri için emin değilse yağmurdan kaçarken doluya tutulmakta olabilir.
Spotify’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç

Köyde yaşamanın avantajları ve dezavantajları gibi konularda yer alacak. Ayrıca, ziraat teknikeri olarak, tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında bilgiler, bitkilerin bakımı gibi konuları içeren podcast’ler hazırlamayı düşünüyorum. Bazen mitolojik, bazen kadim bilgiler. İleride belki yeni konularda ekleriz, sizin tavsiyelerinizle, ne dersiniz?
Neden YouTube değil de podcast dediğinizi duyar gibiyim. Günlük vloglar şeklinde yönettiğim Instagram hesaplarım zaten mevcut. Açıklamaya bırakırım hesap isimlerini. Podcast çekmemdeki amaç, ekran başına bağımlı kalmadan evde iş yaparken, yolda yürürken, uykuya dalmadan, çocuğunuzu uyutmaya çalışırken, kısacası rahatlıkla dinleyeceğiniz zamanlarınıza sesimle ve anlatacağım konularla eşlik edebilmek.
Yapabilir miyim, nasıl olur derken eşimin hazırlıkları yapıp beni çağırmasıyla birden deneme kaydına oturdum. Dinleye dinleye, biraz da bana bu özgüveni kendimde bulmamı sağlayan Merve’ye de selam söylemiş olayım; hepimiz onu Ortamlarda Satılacak Bilgi olarak biliyoruz.
Youtube’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
youtube
Normalde sıkı bir podcast dinleyicisiyim. Dikkatimi bir yere vermem gerektiğinde izlemek yerine dinlemek bana daha çok keyif veriyor. Mesela kahvaltı hazırlarken dinlemek büyük zevklerim arasında. Hatta ses bombamı bağlayarak tüm ev ahalisine dinlettiğimde oluyor. Ses gittiğinde de ‘Sese ne oldu ya?’ diye serzenişler alıyorum. Aileye de biraz bulaştırdım sanırım 🙂
Şehirden köye göç, son birkaç yıldır ekonomik şartlardan dolayı olsa gerek daha da popüler hale gelen bir durum. Özellikle pandemiden sonra insanlar yaşamın, yaşamanın değerini anladı. Herkese bir aydınlanma geldi. Herkesin eve kapanması, kendi başına kalması, evden çalışmak zorunda olanlar. Kimine göre bu durumun daha güzel olması veya tümden bu durumları kafaya takıp şehirden kaçmak istenmesi mi desek?
Şehir yaşamının gürültüsü, kalabalığı ve stresi, çalıştığın işin, iş yerinin yani genel olarak yaşam stresi 🙂 Bazı insanları sessizliğe ve dinginliğin kaynağı olan doğaya daha yakın bir yaşam arayışına itiyor. Haliyle, her gün sabah gün aymadan işe gidip gün battıktan sonra eve dönen çalışanlar bana hak verecektir.
Köylerde daha sakin, huzurlu insanlardan uzak, kendine ayırdığın kaliteli vaktin olduğu, ekip biçebildiğin bir yaşam mümkün. Ama kolay değil! Yine de bunu başka bir podcaste ayıralım. Kısa da olsa yılımızı daha tamamlamamış olmamıza rağmen tecrübelerime dayanarak ilerleyen bölümlerde köy yaşamının dezavantajları ile ilgili bol bol konuşacağız gibi geliyor.
Köye göç etmeden önce, şehirde yaşamanın bir de ekonomik kısmı var. Şehirde yaşamının maliyetleri, son yıllarda giderek arttı. Barınma, gıda, sağlık gibi konular insanları zorlamaya başladı. Küçük bir ilçede devlet hastanesinde çok kısa sürelerde işinizi halledebiliyorken büyük şehirlerde randevu bulmanız bile düşük bir ihtimal. Ben kızımı şehirdeyken hep özel hastaneye götürüyordum ve ödenen sağlık ücretleri hiç de azımsanacak tutarlarda değildi, ki bu bahsettiğimiz sene 2021-2022. Köye yerleştikten sonra devlet hastanesine istediğim her an randevu bulabiliyorum ve çok da ilgili bir çocuk doktorumuz var.
Büyükşehirde yaşamanın karşılığı sağlanması gereken harcama durumu özellikle genç ve orta yaşlı kişileri daha düşük maliyetli bir yaşam arayışına yöneltiyor. Köye yerleşen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki köylerde yaşam maliyetleri, şehirlere göre daha düşük. Tüketici olarak gıda üzerinden ufak bir örnek vereyim; hafta sonu olmuş akşam yemeği yemişsiniz ama saat ilerlemiş bir şeyler mi atıştırsak? En kolay ne yapılır, ya da yapmayıp hemen bir uygulamadan sipariş versek. Bunları yaşıyorsunuz, değil mi 🙂
Gece canınız çiğ köfte istedi diyelim, biz bunu şehirde gece 1 de bile basitçe tek tuşla sipariş veriyorduk. Hatta haritadan kurye nerede şimdi acaba diye bakıyorduk. Şimdi düşünüyorum da tam bir kontrol çılgınlığı gibi geliyor. Köyde gece çiğ köfte yemek istiyorsan, ya kalkıp kendin yapman gerekiyor ya da en yakın çiğ köfteciye gidip alman gerekiyor ki o da eğer ilçede açıksa 🙂 Köyde böyle bir imkan yok 🙂 O yüzden canının istediği her şey her an olmuyor ve harcama yapacağın tutar cebinde kalıyor.
Birçok şeyi bu şekilde biz kendimiz yapıyoruz aslında. İlk zamanlar sabah erkenden kalkıp simit falan yaptığımı biliyorum. Kimine göre de bu durum eziyet gibi duruyor ancak bu benim için bir negatif bir durum değil. Kısacası, şehirde zamanı satın alıyoruz. Köyde ise zamanın var, biraz malzeme biraz da emek şart. Emek olmadan ekmek olmuyor 🙂 Bu durum tam olarak konfor alanının dışına çıkmak. Bence tam olarak da bu :)) Konfor alanından çıkınca neler yapabiliyorsun. Şimdi kişisel gelişim uzmanları gibi de konuşmak istemem, potansiyelini keşfet falan ama köye yerleşmek tam olarak potansiyelini keşfetmek. Veyahut mevcut potansiyelini, arttırmak yada kendini geliştirmek tam tanımı bu olabilir.
Bizim hikayemize gelecek olursak, her şey tam olarak 2018 yılında Datça tatilimizde başladı. Tatil dönüşünden sonra yatırım yapabileceğimiz bir toprak arayışındaydık. Ancak şu anki gibi tamamen kırsalda yaşama hayalimiz açıkçası yoktu. Biraz da çekiniyorduk sanırım. Kurulu düzenimizi bozmayalım diye, adım adım ilerleme düşüncesindeydik. Herkes gibi Ege’nin bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünen romantiklerdendik.
Bu süre zarfında kızımız doğduğunda düşünceler askıya alındı. Ta ki 2022 yılında arkadaşlarımızın önerisiyle şuan ki bulunduğumuz bölgeden ailemizle birlikte arsa alana kadar. Düşünmeden hareket edince bazen kendini farklı yerlerde buluyor insan. Arsayı bile görmeden satın aldık. Yine arkadaşlarımızın anlaştığı çelik konstrüksiyon şirketi ile anlaşarak bir anda kendimizi tamamen şehir değiştirir bir pozisyonda bulduk. Babamın bile doğup büyüdüğü şehir olan İzmir’den Balıkesir kırsalına taşınma hikayemiz böyle başladı.
2022 Mart ayında başlayan serüvende proje, belediye ruhsat işlemleri ve tüm prosedür başlamış oldu. Mimar ile beraber hem taleplerimiz hem de mimarımızın fikirleri doğrultusunda, arsa ile alakalı metre karelerden dolayı iki katlı bir proje çizildi. Detay merak edenler için tüm bu ev sürecini ayrı bir podcastte anlatmak lazım; onun da iyi-kötü anıları var. Netice de Aralık ayında inşaat işlerinin hepsi bitti, yeni yıla 4 gün kala taşındık ve artık şehirli değil, resmi olarak Dağ köylüsü olduk.
Bulunduğumuz bölge ilçe merkezine 10 km, il merkezine ise 45 km uzaklıkta. Köyde yaklaşık 15-20 hane bulunuyor. Ne kötüdür ki köyde genç kimse kalmamış. Son gençliğimizi biz taşındıktan sonra evlendirerek şehre uğurladık. “Peki, ihtiyaçlarınızı nasıl karşılıyorsunuz?” dediğinizi duyar gibiyim. Tüm ihtiyaçlarımız için ilçe merkezine gidiyoruz. Market alışverişi ve ilaç-sağlık durumları için 10 km çok sürmüyor, İzmir’e kıyasla daha rahat bir sürüş keyfi trafiksiz, bol ağaçlı köy yollarından ilçeye inerek işlerimizi hallediyoruz.
Tarım yapmak için de 4 dönüme yakın tarla aldık. Biraz da şans diyelim, yürüme mesafesi olarak 350 metre; evin kapısından görebileceğimiz mesafeden hem hayvanlarımızı hem de toprakla haşır neşir olabileceğimiz bir alana sahip olduk. Ben tamamen şehirde büyümüş bir insan olarak ilkokul günlerimde arkadaşlarımın yaz tatilinde köye gitmelerine hayıflandığımı hala hatırlarım. Hiç bu köye gittik sohbetlerine dahil olamamanın verdiği bir durum biraz da sanırım. Babama, anneme sorardım, “Bizim neden köyümüz yok?” diye.:))
Köye taşınma kararını alma durumu ile ilgili bir şey daha eklemeden geçemeyeceğim. Her şeyin bu kadar hızlı olmasının sebepleri ise, hemen yan komşularımızın bizim gibi genç olması, sosyallik açısından, kafa dengi birileri olması, fikir birliği ve ortak noktaların fazla oluşu etken oldu. Belki ilerleyen bölümlerde onları da konuk alarak genç bir gözden onların kentten köye göç hikayesini de dinleriz. Bir diğer ve bence en önemli sebep de kızımın daha doğal bir ortamda hayvanları görerek ve severek, bir ekran aracılığıyla değil de kendi gözleri ile görüp dokunarak tanışması, toprağa basması, dokunması, öğrenmesi, en önemlisi de temiz havada büyümesini istememizdi.
Hemen ilk podcastten sizi çok sıkmak istemiyorum açıkçası, biraz da siz dinleyicilerimin yönlendirmeleri ile köy hakkında merak ettiklerinizle podcastlere devam etmeyi düşünüyorum. Tabii ki bu durum diğer konularımın dışında 🙂 Bir sonraki podcastte ise, köyde neler yaptık, neler yapacağız gibi bir başlık düşünüyorum. Umarım siz de bana sorularınızla destek olursunuz ve güzel konulara değiniriz. Beni sonuna kadar sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. Kanalımı takip ederek her podcastimden haberdar olmanız beni çok mutlu eder.
1 note · View note
keemlenyekun · 6 months
Text
Neyin seçimi?
Ülkemizde seçimlerin değerinin mayıs seçiminde son bulduğunu düşünüyorum. Hala öyle. Parti ayırt etmeksizin vatandaşımız (yüzde 10 kadarını tenzih ederek) aklıyla oy vermediği kesinleşmişti zira o seçimlerde. Bu sebeple de seçimlerle değişecek bir şey kalmadı ülkemizde.
Mayıs seçimleriyle ilgili bu düşüncemin ana kaynağı şuydu: kimi seçeceğimizden çok ülkede olan biten onca şeyi görüp cezalandırma ihtiyacı hissetmeyen başkanını gönülden sevdiği için oy atılmasıydı. Oysa ki ülkeyi yönetenlerin şunu görmesi lazımdı: eğer kötü yönetirsen ne olursan ol seni postalarım diyebilen bir seçim olsun istemiştik. Ama olmadı. Bunda tabi ki seçmenin düşüncesizliğinden çok saçma sapan türk tipi başkanlık sisteminin de kabahati vardı. Ama halkımızın bir tepki koymaması ne yazık ki seçimlerin boşluğu hakkında net bir yargı koymuştu ortaya.
Bu düşüncede olduğum için belediye seçimlerinin bir önemi de yoktu. Hala yok.
Bunu samsunda belediyelerden ince kulislerden haberdar olan birisi olarak söylüyorum. Babamın 40 yıllık belediyeci olması sebebiyle belediyelerin ne tür pislik yuvası olduğunu çok iyi bilirim. Üstüne az da olsa biraz idari hakimlik ekleyince imar rantı falan çat diye görünür oluyor gözlerime.
Umurumda olsa atakumda herkesin imar izni ile uğraşırım. Ama umrumda değil. Misal sel olan dere yatağına pıtır pıtır ruhsat verildi. Büyükşehir mi verdirdi? Evet. Sahilde atakum belediyesinin yalı kafesini aldılar sırf chp kazandı diye. Yerine cafe yaptı büyükşehir. Mahkeme 4 5 defa durdurdu inşaatı. Çünkü kıyı şeridine bu kadar yüksek yapı yapamazsın. Ne oldu durdu mu? Noooo. Yetmedi. Yalı kafenin yeri iller bankasınındı, oradan almak için çok daha değerli araziyi meteorolojinin arsasını belediye iller bankasına verdi takasla. O arsa da sahilde malum. Ne oldu peki. İller bankası anında ihaleye çıkardı. Kim kazandı. Baran inşaat. Ne yapılıyor oraya. Avm. Yaşam merkeziymiş. Tek şerit yolu olan sahile avm yapılıyor. Olacak iş değil. Yeşilyurt gibi. City mallin iznini bakanlığın vermesi gibi. Veriyorsun parayı ruhsat kapında. Yoksa türkiş kavşağı yoğunluğuna otoparkı göstermelik olan bir avm ruhsatı verilir mi? Ne güzel değil mi?
Bunun gibi binlerce olay vardır. İlim yaymadan bir beyfendi başka bir ilçe belediyesine müdür olarak gelir misal. Başlar işine 60 bin tl maaşla. Olur bunlar. Belediyecilik böyle çünkü. Sokarım böyle belediyeye. Puahahaha.
Hepsinin ortak paydası var. Samsun için hiç olmazsa. Ortak payda. Aynı partiden kaynaklı sorunlar olması. He bu demek değil ki chp ya da ip bunları yapmıyor. Yapmak istiyorlardır illa ki. Deveci beyin kardeşini alması gibi. Yanlışın masumu olur mu? Ancak muhalefet belediyelerinin şöyle bir özelliği var ceza kesiliyor. Seçilmiyor. Seçmen ceza kesmekte direnmiyor. Bilet kesiyor. Böyle olması lazım çünkü. Lanet seçimler bunun için var. Bu şehirde büyükşehir belediyesinin mali birim müdürü rüşvetten cezaevinde yattı. Niye rüşvet almış peki? Müteahhitten para almış. Çarşamba ovasına yapılan havanın bir tarafına koyan biyokütle enerji santraline izin veren belediyenin cezalandırılması gerekirdi. Ama cezalandırılmadı. Bu sebeple seçimlerin bir anlamı yok. Amacına hizmet etmeyen bir halk refleksi var zira.
Bu sebeplerle seçim sürecini hiç takip etmedim. Sonuçlara mecburen baktım. Sevindiğim tek sonuç oldu. Üsküdar. Puahahaha. Değişim iyidir. Kuzguncuk..nevmekanların adı değişir mi? İşin şakası bir yana. Sevindik ailecek üsküdara.
Sevgili defter. Bu günü unutma diye notumuzu düştük. Keşife gideceğim mahkemeylen. Vaktimizi bekliyoruz.
Mahkeme demişken. Ulu yüce danıştayımız iddksı kararını vermiş temyiz başvurum hakkında. Göremiyorum şuan kararı. Ama olumsuz olacağı kesin benim nazarımda. Çok acil aym başvurumu hazırlamam lazım. İade davamla ilgili dilekçe yazarken hep küfür moduna giriyorum. Sinirlerim bozuluyor. Bu sebeple bu ara sinir küpü olurum. Bak uzun yargılamadan bir tazminat daha almam lazım. Onu da komisyona bağladılar. Kanunu bir okumam lazım. 7.5 yıl oldu. Vay amk. Koca 7.5 yıl. Lanet 7.5 yıl. Dile kolay. Kalbe zor. Ruha hala yük. Vay anasını ya. Aym harçları ne kadar oldu yahu?
Yargıtay seçimi hakkında da yazarım sana sevgili defter. Bitsin de bi.
Vesselam.
3 notes · View notes
birguzelllincirkini · 6 months
Text
Hayatımın en yoğun günlerinden.
Siyaset cidden yorucu bişey.
Büyük Şehir Belediye Başkan'ı bizim odaya muhalif meslektaşlar ile görüşmek istemiş arkaďaşlar ille geleceksin dediler neyse hatırlarını kırmadım gittim.
Herkes bir çekingen herkes bir tırsak okumuş insan ezikliği diye bişey var cidden doğruymus.
Dibine beni oturtular başkanın eli dizimde gören kırk senelik arkadaşim falan sanıcak :)
Bu CHP'liler dokunmadan siyaset yapamıyorlar asdfgjkl
Neyse herkes yalakalik peşinde.Başkanım kavşaklar süper yollar mis falan filan.
Baktım olucak gibi değil.
Lafa girdim dedim bir sıkıntımız var sizin belediyeler ile.
Bizler mesleğimiz gereği sık sık sizin kurumlar ile muhatap olan kesimiz.Bize karşı memurlarınızın daha saygılı olması gerek kaldı ki Belediyeler Kanunu bilmeyen meşlektaşimiz yoktur ama oturup sizin memurlara kanun anlatmaktan biz bıktık.
Suriyeli iş adamı müşterilerimiz var sermaye getirmişler bu ülkede iş yapıyorlar.
Bu adamlara bilerek iş yeri ruhsatı vermiyorsunuz.
Sorun nedir ?
Onlar AKP'li zaten bize oy vermezler falan dedi.
Dedim siz onlara bir adım attınız mi geldiklerinden beri ?
Gidip hallerini hatırlarını bile sormadınız.
Tekrar söze girdi biz onların gitmelerini istiyoruz.hızlı büyüyorlar ve onlar milli güvenlik sorundur cart curt.
Kafa bu kafa biraz daha zorlasa Ümit Özdavar gibi "onları mancınık ile atacağız" diyecek.
CHP bomboş parti siyasetçiside öyle.
Neyse 12'de Genel Başkan ile buluşuzca ben kaçar asdfghkl
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 18 days
Text
İnegöl’de kaçak yapıyla mücadele ve imar kirliliğinde yeni adım
https://pazaryerigundem.com/haber/187290/inegolde-kacak-yapiyla-mucadele-ve-imar-kirliliginde-yeni-adim/
İnegöl’de kaçak yapıyla mücadele ve imar kirliliğinde yeni adım
Tumblr media
İnegöl Belediye Meclisi’nin Eylül ayı olağan toplantısında kaçak yapıyla mücadele ve imar kirliliği konusunda önemli bir adım atıldı. Emir ve yasaklar yönetmeliğinde beton mikserleriyle ilgili eklenen maddelerle daha etkin bir denetim sağlanmasının önü açıldı.
BURSA (İGFA) – İnegöl Belediyesi kaçak yapı ve imar kirliliği konusunda yeni adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda Eylül ayı meclis toplantısında İnegöl Belediyesi emir ve yasaklar yönetmeliğine 174’üncü madde olarak ilave bir madde eklenerek yönetmelik güncellendi. Bu maddeyle şehirde hizmet veren beton mikserlerinin adım adım takibi ve denetimi sağlanmış olacak.
Tumblr media
DAHA ETKİN BİR DENETİM SAĞLANACAK
Mecliste 10’uncu maddede gündeme gelen konuya ilişkin açıklama yapan Belediye Başkanı Alper Taban, “Özellikle burada beton santrallerinden çıkan mikserlerin o betonu nereye dökeceği ile alakalı gerek GPS gibi bir takım teknik cihazlarla takibi, araçlarda hangi firmaya ait olduğuna dair yazıların açık ve okunur şekilde olması ve aynı şekilde bunu hangi ruhsatlı yapıya döktüğü ile ilgili beyanların bize sunulması noktasında karar almış olacağız. Bu çok kıymetli. Muhtarlarımızın da bu konuda dikkatini arttırarak sahada gözlem ve tespitlerini bizlerle paylaşmasını isteyeceğiz. Bu uygulamalar kaçak yapı ve imar kirliliği ile mücadele noktasında daha etkin bir denetim sağlamış olacak” dedi.
EMİR VE YASAKLAR YÖNETMELİĞİNE EKLENEN MADDE
Belediye meclisinin tüm partilerin onayı ile oy birliği ile kabul ettiği emir yasaklar yönetmeliğine eklenen madde 174 ise şöyle:
Beton taşıma ve döküm araçlarının aşağıdaki hükümlere uyması zorunludur:
a) Beton taşıma ve döküm araçlarında; beton dökümü yapılacak yer/yerlere ait yapı ruhsatı/tadilat ruhsatı/izin belgesinin hazır olarak bulundurulması zorunludur. Gerek seyir esnasında, gerek döküm sahasında denetim personeli tarafından istenildiğinde araç şoförü veya operatörü tarafından ibraz edilmesi zorunludur.
b) Beton taşıma ve döküm araçları, gerektiğinde araç takip sistemleri aracılığıyla sağlanan her türlü görsel (kamera v.s) ve/veya konumsal (gps v.s) bilgiyi İnegöl Belediye Başkanlığı ile paylaşmakla yükümlüdür. Bu sistemlere sahip olmayan araçların ilçede faaliyet göstermesi yasaktır.
c) Beton taşıma ve döküm araçlarının üzerinde hangi firmaya ait olduğunu gösteren yazı bulunması zorunludur. Bu yazının net ve uzaktan okunabilir boyutta olması, araçların hangi firmaya ait olduğunun kolayca tanınabilmesi için zorunludur.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundemarsivi · 23 days
Text
Tumblr media
Deprem Davalarında Bizden Gizlenen Bir Şey Mi Var?
✍🏻 Aysel Ayber
https://www.gundemarsivi.com/deprem-davalarinda-bizden-gizlenen-bir-sey-mi-var/
Bundan neredeyse dört sene önce, 30 Ekim 2020 günü İzmir şiddetli bir deprem ile sarsıldı ve ne yazık ki yıkılan binalarda insanlarımız öldü. Davalar açıldı, bazı davalar tamamlandı ve bazıları sürmekte. Yakından tanıdığım, saygın İnşaat Mühendisi Orhan Ayber, yıkılan bir bina nedeniyle yargılaması tamamlanıp aynı binanın müteahhidi ile birlikte cezaevine kondu. Ayber’in statik hesaplarını yaptığı ve fenni mesulü olduğu bina 1995 senesinde sahibine iki blok olarak teslim edilmişti. Dikkat ediniz, “fenni mesul” unvanı iskân onayı alınınca (1995) sona erer. Bu iki bloktan B Blok depremde yıkıldı, A Blok ise yıkılmadı. Mantıklı bir yaklaşımla, iki blok arasında en önemli fark; aynı koşullarda inşa edilen iki binadan (yıkılan) B Blokta yapı sahibi sığınak olarak tasarlanan zemin altındaki bölümü tadil ettirip işyerine dönüştürmüştü. Bir yurttaş olarak sorguladığımız zaman, inşaat mühendisi Orhan Ayber o bölümü sığınak olarak tasarlamak zorunda mıydı? Evet, zorundaydı çünkü 1988 yılında yürürlüğe giren mevzuata göre o vasıftaki binada sığınak olmak zorundaydı. Velev ki sığınak olmadan tasarlasa iskân izni alamazdı. Müteahhit de aynı nedenle binayı sığınak içerecek şekilde teslim etmek zorunda idi. İlerleyen zamanda bu binanın sığınak olan bölümünü mülk sahibinin tadil etmesinde, duvarları kaldırmasında hatta kirişleri tıraşlayıp kolonları kesmesine mühendis yahut müteahhit engel olabilir miydi? Hayır, olamazdı. Birisi kapınızı çalıp kendisini o binayı tasarlayan inşaat mühendisi olarak takdim ederek mülkünüzü nasıl kullanmanız gerektiğini bildirse kabul etmek zorunda değilsiniz. Bina sahibine iskâna hazır teslim edildikten sonra çeyrek asır boyunca İzmir Kentimiz küçük ve orta şiddetli depremlere maruz kaldı ve binada bazı sorunlar ortaya çıktı. Kuvvetle muhtemel zemin altı ve zemin katlardaki tadilatlar nedeniyle bina dayanma gücünü geri dönülmesi zor bir şekilde yitirmişti, depreme dirençli olabilmesi için güçlendirilmesi, bu mümkün değilse yeniden inşa edilmesi gerekliydi. Ne var ki bu hususta müteahhittin, inşaat mühendisinin yapabileceği hiçbir şey yok. Nitekim mülk sahipleri farklı müteahhitler ile yaptıkları pazarlıklar sonuç vermeyince binada ikamet aynen devam etti. Ne yazık ki bu durumdaki binaların tahliye edilmesini sağlayacak bir kurum yok. Binayı sağlam teslim eden mühendis ve müteahhittin de herhangi bir sorumluluğu olamaz.
Binanın tesliminden çeyrek yüzyıl geçip bina depremde yıkılınca akıllara hemen orijinal tasarımı yapan mühendis ile binayı iskâna uygun olarak teslim eden yüklenici geldi ve Türk yargı tarihinde görmediğimiz bir süratle 37 ayda hüküm tesis edilerek bütün hukuk yolları tükendi. Binayı tadil eden esnaf yargılamaya dâhil edilmeden emekli inşaat mühendisi Orhan Ayber ve müteahhit Şerafettin Ağar hüküm giyerek tutuklandılar. Belediye’de mimari projeye ve betonarme projeye onay veren yetkililerin Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması sürüyor. Kanaatimce ortada çok ciddi bir yanlış anlama var. Belediye tarafından yetkilendirilen mühendis mimari projeye ve betonarme projeye uygun raporu verdi ise proje ve teslim anında geçerli mevzuata uygun demektir. Oysa ki Belediye binaya ruhsat ve eklerine uygun yapı kullanma ruhsatı verdikten sonra fenni mesul Orhan Ayber’in de Noter tarafından verilen taahhütnameye göre görevi bitiyor. Bina depremde yıkıldıktan sonra projede olan ve telim edilen binada bulunan 23 numaralı kolon ve yanındaki perde kolon kesilmiş. Binayı teslim alacak mülk sahibinin ticari çıkarı için sığınakları yıkacağı veya zemin kattaki konutları dükkâna dönüştüreceğini bu insanlar bilemez ki. O günkü yönetmeliklere harfiyen uygun inşa edilen ve sahibine teslim edilen binanın 1993-1995 yıllarında gerekli onaylarını verenler niye yargılanır? Kamuoyu haklı olarak kamu personeli yetkililer de yargılansın istiyor, ancak yargılanması istenen yetkililer bu mantık dışı tadilatlara göz yuman üst düzey yetkililer. İmar affı, imar barışı çıkaranlar nerede? Sığınak zorunluluğu kaldırıldıktan sonra çok sayıda binada sığınakların depo, işyeri vb. olarak kullanılmak üzere tadil edildiğini, ardından imar affı ile ruhsatlarının verildiğini hepimiz biliyoruz. Ağır Ceza mahkemesinde yargılaması sürenler orijinal projeye ve tasarıma onay verenler. Peki, o yapılardaki tadilata göz yuman hatta “imar barışı” deyip ruhsat verenler?
Ne yazık ki 6 Şubat 2023 günü, bu kez Güneydoğu Anadolu’da on bir ilimizi etkileyen ve art arda gelen afet boyutundaki iki deprem on binlerce can aldı ve tarifi imkânsız bir acı bıraktı. Her iki depremle ilişkili yargı süreci akıllara bazı ciddi sorular getirdi. Kahramanmaraş’ın depremden en az etkilenen bir mahallesinde zemin inşaata uygun (set yapılı) olduğu için binaların tamamına yakını sağlam kalırken dört adet bina yıkılıyor ki bunlardan ikisinin altında pastane ikisinin altında banka şubesi var. Bir başka deyişle seneler önce kısıtlı imkânlarla inşa edilmiş binalar orijinal tasarımına sadık kaldı ise depreme dayanıyor ancak ağır tadilat görenler yıkılıyor. Bu binalara en iyi örnek o mahalledeki Ezgi Apartmanı. Kervan Pastanesi bu apartmana asma kat çıkmak, yeni ünite eklemek, kolonlara zarar vererek yük asansörü eklemek gibi mantığa aykırı eklemeler yapıyor. Karadeniz Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti durumu tespit ediyor. Avukatın itirazı sonucu mahkeme yeni bilirkişi heyeti tayin ediyor. Bu yeni bilirkişi heyeti 31 Temmuz 2024 günü mahkemeye tarihe geçecek bilirkişi raporunu teslim ediyor. Beş kişilik bilirkişi heyetine göre Kervan Pastaneleri asansör monte etmek için binanın kolonlarını o kadar düzgün kesiyorlar, binayı o kadar teknik tadil ediyorlar (!) ki binanın yıkılmasında bu tadilatın hiçbir önemi yokmuş. Onlara göre “binanın 1990’lı yıllarda fenni mesulü olan müteveffa inşaat mühendisi o kadar kötü proje çizmiş ki bu bina zaten yıkılacakmış”. Ne hikmetse bu beş kişilik bilirkişi heyeti aldıkları bütün bilirkişilik dosyalarında aynı beşli olarak rapor tanzim ediyorlar ve her halükarda suçu orijinal projeyi çizen mühendise atıyorlar. İnşaat mühendislerine göre binanın her bir katı aynı değerde “rijid” olmalı yani “yapısını koruyacak şekilde sert” olmalı. Bir mülk sahibi taşıyıcı kolon olsun perde kolon olsun bunları zemin kattan kaldırınca zemin kat daha oynak üst katlar zemine göre “rijid” oluyor ve depreme dayanıklılık zaafa uğruyor. Raporlarında tadilatın yıkıma neden olmadığını, tasarım aşamasında mühendislik hatası olduğunu yazan bazı bilirkişiler yurtdışında yaptıkları sunumlarda ise aksine bu şekilde tadilat gören binaların depremde nasıl yıkıldıklarını slayt gösterisi eşliğinde yabancı akademisyenlere gösteriyor. Hal böyle iken bilirkişi raporları ne kadar inandırıcı? Orhan Ayber hem Ağır Ceza mahkemesinde hem de Yargıtay aşamasında adeta yalvardı, fenne uygun teni bilirkişi raporu alınsın diye ancak kabul edilmedi. Kısacası, rapor bazılarına “dokunuyor” ise yenisi isteniyor, gerçeği örtbas edip Orhan Ayber gibi hiç sorumluluğu kalmamış mühendisleri suçluyorsa kabul görüyor.
Adalet Peşindeki Aileler sosyal medya üzerinden örgütlenip Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşanan acı kayıpların gerçek müsebbiplerinin adalet önüne çıkmaları için uğraşıyor, örneğin Kervan Pastanelerinin halen firari olan sahibini. Ama ortada akla ve vicdana aykırı durumlar var. İçişleri Bakanı ile samimi fotoğrafı olan iş insanı 18 aydır yakalanamıyor. Bir başka müteahhit, çok sayıda binası yıkıldığı halde İzmir’de noter işlemi (mal devri) yaptığı Adalet Peşinde Aileler tarafından ortaya çıkarılınca depremden bir buçuk sene sonra İzmir’de yazlığında yakalanıyor. Buna karşılık Şerafettin Ağar ve Orhan Ayber depremden bir gün sonra evlerinden alındı. Adalet niye kişiden kişiye farklı uygulanıyor?
20 Ekim 2020 İzmir, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin yargı sürecini izlediğimizde adaletsizlik hepimizi üzüyor zira 1993-1995 arasında fenni mesul sıfatı ile binanın iskâna hazır teslimini sağlayan inşaat mühendisi 84’lü yaşlarında hüküm giyip cezaevine giriyor ama beş kuruşluk menfaat için konutların sığınaklarını zemin katlarını tadil edip yıkıma yol açanlar yargılanmıyor bile. Öte yandan ne zaman olacağını bilmediğimiz sonraki deprem bizi daha çok endişelendiriyor. Çünkü Orhan Ayber’in sadece kamuoyu tepkisine yanıt vermek için göstermelik olarak hüküm giydiğini biliyoruz. O tarihte (1993) kötü bir proje çizdi ise yargılanır, hüküm giyer, cezasını çeker (ki zaten ilerleyen yaşına ve kanser hastalığına karşın cezaevinde). Ancak sorun şu ki, Orhan Ayber ve müteahhit Şerafettin Ağar’ın hüküm giymeleri karşılığında asıl suçlular ve asıl sorunlar gizleniyor. Başka hangi binalarda sığınaklar depo veya işyeri olacak şekilde bozuldu, duvarları hatta kolonları yıkıldı? Nitekim 1988’de başlayan sığınak zorunluluğu yaklaşık on yıl sürdü ama o binaların çoğunda sonradan tadilat yapıldı ve bunlar da aynı kaderi paylaşabilir. Peki, Kahramanmaraş Ezgi Apartmanında olduğu gibi hangi konutların zemin katına asma kat çıkılıp kolonlar kesildi? Ezgi Apartmanı sakinleri depremden bir yıl önce Belediyeye resmi yazı ile “binadaki tadilatın kendilerini korkuttuğunu, bir an evvel araştırılmasını” talep ettikleri başvuruyu kim görmezden geldi? Bu tadilat gören binalara kim neye istinaden imar affı verdi? Kamuoyu bunların yargılanmasını talep ediyor, betonarme ve mimari projesi uygun olan binaya “uygun” raporu veren mühendis ve mimarların değil. Asıl suçluların ve asıl sorunların gizlenmesi için 80 yaş üzeri insanların hapiste tutulması kamuoyunu tatmin etmiyor, aksine üzüyor ve endişeye sevk ediyor.
Aysel Ayber
0 notes
gundembuca · 2 months
Text
Buca O İnşaat Gündemden Düşmüyor. Mehmet Bektur'a 111 Daire ve 24 İş yeri
Tumblr media
Hemşehri İletişim Merkezi'ne 22 Mart'ta gelen ihbar üzerine harekete geçildiği bildirilen açıklamada, Buca Belediyesince alışveriş merkezi ve konut projesi için ruhsat verildiği ancak ruhsatın mevcut plan kararları ve imar mevzuatına aykırı olduğunun tespit edildiği aktarıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Yürürlükte olan imar planına göre söz konusu alan için 6 kat olacak şekilde imar durumu düzenlenmesi gerekirdi. Dolayısıyla 15 kat plan notu kararına göre Buca Belediyesince verilen yapı ruhsatı ve ruhsatın iptaline yönelik 3. İdare Mahkemesine dava açılmıştır."
Tumblr media
Mehmet Bektur Konuyla ilgili Gazeteci Erhan Gülenç’in ulaştığı Tınaztepe Hastaneleri’nin sahibi ve Tınaztepe Üniversitesi’nin kurucusu Mehmet Bektur, “Süreçle ilgili bilgim yok. Biz buradaki inşaatı kat karşılığı olarak Altun Yapı’ya verdik. Konuyla onlar ilgileniyor” Halka açık TAPDİ Oksijen firmasının geçtiğimiz günlerde Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği faaliyet raporunda söz konusu proje ile ilgili şu bilgiler verildi:  “Projenin kaba inşaatı tamamlanmak üzeredir. Müteahhit firma kendi payına düşen kısımların satışlarına başlamıştır. Bu proje ile Buca ilçesinin ilk AVM si hayata geçirilecek olup, proje kapsamında 442 adet 1+1 daire ve 81 adet işyeri yapılacaktır. Projenin AVM kısmının 2024 yılı sonunda, tüm projenin ise 2025 yılı 3. çeyreğinde tamamlanması öngörülmektedir. Projeden payımıza 111 adet daire ve 24 adet işyeri düşecektir. “ İş insanı Mehmet Bektur'a ait TAPDİ Oksijen'in 2022'de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan (ÖİB) 165 milyon TL'ye almıştı. Bektur'un, 6 kat imar izniyle aldığı arsa için sözleşme imzaladığı Altun Yapı, Eski Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç döneminde 15 kata imkan veren yapı ruhsatı almıştı.
Tumblr media
Görkem Duman Ruhsat İptalı Mahkeme Kararı Olmadan Söz Konusu Değil Altun Yapı şirketinin aldığı ruhsat sonrası başlanan projede 442 daire ve 81 işyeri yapılması planlanıyordu. Buca Belediye Başkanı Görkem Duman da mahkeme kararı olmadan ruhsatı iptal etmelerinin söz konusu olmadığını bildirmişti. Altun Yapı yetkilileri de arsanın emsalinin 2.40 olduğunu hatırlatarak, “Burası 6 kattı, 15 kata çıkarıldı, diye bir şey yok. Böyle bir şeye hiç kimse müsaade etmez. Özelleştirme İdaresi burasını 2.40 emsalle sattı. Buca Belediyesi’nin plan notlarına göre 15 kata çıkma hakkı var” açıklamasında bulunmuşlardı.
Tumblr media
Read the full article
0 notes
Text
Başkan İlhan Ocaklı: 5 Yılda 220 Adet Ruhsatı İptal Ettirdik “Her Türlü Tehditi Aldım” Ama Hiç Birine Eyvallahım Olmadı!..
Şile Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı Belediye Başkan Adayı İlhan Ocaklı Kervansaray Gençlik Buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Ocaklı; “Şile Belediyesi olarak göreve geldiklerinden bu zamana Belediyenin ekonomik anlamda büyümesinin yanı sıra İlçeye kazandırdıkları yatırımları ve zor günlerde Şile Belediyesi olarak yaklaşık üç geride bıraktıklarını ama iki pandemi sürecinde…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
karaca2508-blog · 7 months
Text
Göz göre göre gelen facia: Sabıkalı Anagold Madencilik'te toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
Tumblr media
Anagold Madencilik tarafından işletilen Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde toprakların istiflendiği bölgede toprak kayması meydana geldi. Faciada 9 işçi toprak altında kaldı. Yüzde 80’i Kanadalı altın maden şirketi Alacer Gold’a (SSR Mining), yüzde 20’si ise Çalık Grubu bünyesinde bulunan Lidya Madencilik’e ait olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin 2008’den beri işlettiği madende siyanürlü solüsyonun çevreye yayıldığı belirtildi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “667 çalışandan 9 kişiye ulaşılamıyor, 400 kişiyle arama yapılıyor” açıklamasını yaptı. Olayla ilgili dört cumhuriyet savcısı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan dört müfettiş görevlendirildi.
Sabıkalı madendeki toprak kaymasında 9 işçi göçük altında
Çöpler Altın Madeni, sık sık kapasite artışlarıyla gündeme geldi. Geçen yıl da madende kapasite artışına gidildiği ve buna onayın AKP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Kurum’un çevre ve şehircilik bakanı olduğu dönemde verildiği öğrenildi. VERGİ BORCU SİLİNDİ Açılan davalara karşın proje iptal edilmedi. Aktif fay hattı üzerinde bulunan madende Haziran 2022’de içerisinde siyanür de bulunan karışımı taşıyan bir boruda kırık oluşmuş, 2 saat 15 dakika boyunca Fırat Nehri’ne 20 metreküp karışım akmıştı. Uzmanlar uzun süredir göçük tehlikesine karşı uyarı yapıyordu. Anagold Madencilik’in 7.2 milyon dolar vergi borcunun silindiği SSR Mining’in bilançosunda ortaya çıkmıştı. Daha önce madene karşı birçok kez dava açan ve Anayasa Mahkemesi’nce de haklı bulunan bölge sakinlerinden Eşref Demir Cumhuriyet’e konuştu. Demir, “Burada yaşanacak felaketi defalarca kez dile getirdik. Mahkemeye taşıdık. Yaşananlar tesadüf değil. Cevher döküm sahasının üçte ikisi kaydı. Siyanürlü toprak etrafa yayıldı” dedi. ‘KÂR HIRSI YÜZÜNDEN’ Dava açan yurttaşların avukatlarından Arif Ali Cangı ise şöyle konuştu: “Siyanürlenen altın rezerv alanı çöktü. Göçük altında kalan işçilerin yaşadığı felaketin yanı sıra bu siyanürün doğaya karışması, altın ayrıştırma için dökülen rezervin ağır metallerinin yayılması demek. Felaket ‘geliyorum’ demişti. 2022’de toprağa siyanür akmıştı. Bunun üzerine şirketin faaliyeti iki ay durduruldu. Daha sonra hiçbir şey yaşanmamış gibi faaliyete devam ettiler. Erzincan İliç Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi. Sembolik para cezasıyla üstü kapatıldı. Birileri kâr etsin diye memleketin her yerinde felaket meydana geliyor.” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ise İliç’te açtıkları iki ayrı davanın bilirkişi keşfini yaptıklarını belirterek, “İliç Çöpler Altın Madeni işletmesi kapatılmalıdır ve rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır dedik. Facia geliyor dedik... Facia geldi...” açıklaması yaptı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) açıklamasında da “Madenin ruhsatı iptal edilmediği gibi kâr hırsıyla kapasitesinin artırılması, hukuk mücadelelerine karşın şirkete yargı koruması sağlanması; yaşanan faciaya açıkça davetiye çıkarmıştır” dendi. Facianın ardından NASDAQ borsasında işlem gören SSR Mining hisseleri yüzde 50’ye yakın değer kaybetti. ‘FIRAT NEHRİ İÇİN ÖNLEM ALINDI’ Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan toprak kaymasına ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada “Toprak kaymasının hemen ardından bakanlığımız merkez ve İl müdürlüğümüz Denetim Ekiplerini bölgeye ivedilikle sevk ettik. Toprak kayması sırasında akan malzemenin Fırat Nehri’ne ulaşmasının engellenmesi amacıyla Sabırlı Deresi’nin Fırat Nehri’ne ulaştığı menfezin kapaklarını kapattırdık” ifadeleri kullanıldı. Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nde, 13 Şubat'ta saat 13.00 civarında geniş bir alanda toprak kayması yaşandı. Fırat Nehri'ne doğru, madene kuş uçuşu 300 metre mesafede kayan devasa toprak yığını, siyanür ve sülfürik asit ile işlem görmüş malzemeleri içerdiğine dair açıklamalar ortaya çıktı. Uzmanlar, bu yığınların nehire ulaşması halinde insanların ve hayvanların zehirleme riski ortaya çıkacağı için önlem alınması konusunda uyarılarda bulundu. Yer Bilimci Prof. Dr. Süleyman Pampal, Habertürk'te verdiği demeçte, Çöpler Altın Madeni'nde meydana gelen toprak kaymasının, altın çıkarımı sırasında kullanılan zehirli siyanür ve diğer kimyasallarla işlem görmüş topraktan oluştuğunu belirtti. İşlem görmüş toprağın, dağ gibi üst üste yığıldığını ve bu yığının Fırat Nehri'ne 700-800 metre gibi çok yakın bir mesafede olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Pampal, "Fırat'a karışması, bölgedeki tüm yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Fırat'a ulaşmasının acilen önlenmesi gerekiyor; o vadinin önü kapatılmalıdır" diyerek durumun ciddiyetini vurguladı. Halk TV'ye konuşan Metalürji Mühendisi Cemalettin Küçük ise, toplumu yanıltıcı bilgilendirmelere karşı çıkarak, mevcut durumun ciddiyetini vurguladı: "Artık halka yalan söylenmemesi gerektiğini belirtmek zorundayız. "Tedbirler alındı, hiçbir kimyasal tehlike yok" gibi yanıltıcı açıklamalar yapılmamalı. Şu an bir risk oluştuğunu kabul etmeliyiz. Bu risk nedir? Siyanürün buharlaşması ve rüzgarın yönüne bağlı olarak insanlar ile hayvanlar için zehirlenme tehlikesi bulunmaktadır. Halkı daha fazla yanıltmayın. Şu ana kadar yapılanlar yeter; kandırma ve para kazanma çabalarına son verin. Artık yalan konuşmayı bırakın, bu ve benzeri faaliyetleri durdurun ve Türkiye'de bu işe bir son verin." Göz Göre Göre Gelen Facia DEVA Partili Mustafa Yeneroğlu ise İliç'te göz göre göre gelen felaketi yıl yıl, aşama aşama aktardı. Daha önce "siyanür sızıntısı"nı TBMM’ye taşıyan DEVA Partisi, Erzincan İliç’te siyanürlü boruların patlamasını dönemin bakanı Murat Kurum’a sormuştu. Yeneroğlu, 2018 yılındaki "ÇED olumlu" kararından Danıştay kararına, Anayasa Mahkemesi kararından Meclis'e taşınmasına kadar 6 yılda neler yaşandığını, felaketin nasıl göz göre göre geldiğini şöyle aktardı: Son 6 yılda yaşananlar "İliç felaketi bağıra bağıra geldi. Nasıl mı? Yıl 2018: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Erzincan İliç’te maden işletmesi revizyon ve kapasite artırımı projesine ÇED olumlu kararı veriyor. Yıl 2019: Bölgede yaşayan vatandaşlarımızdan Eşref Demir’in, ÇED olumlu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Erzincan İdare Mahkemesinde açtığı dava, bilirkişi raporundaki eksiklere rağmen reddediliyor. Yıl 2020: Danıştay kararda bir hata olmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunu reddediyor. Yıl 2023: Anayasa Mahkemesi, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki eksikliklere dikkat çekerek başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmediyor. Ne yazık ki kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasının üzerinden bir ay geçmeden, bugün son zamanların en büyük çevresel felaketlerinden biri yaşandı… Anayasa Mahkemesinin haklı tespitleri ve daha fazlası çevre dernekleri, meslek kuruluşları, siyasetçiler ve gazeteciler tarafından ısrarla dile getirilmişti. Ben de geçmişte bu konuda Evrim Rızvanoğlu’nun hazırladığı soru önergesini Meclis gündemine taşımıştım. Bölge halkının 5 yıl önce başlattığı mücadele ve devamında gelen tepkiler dikkate alınsaydı bugün koskoca dağın çökmesine şahitlik etmez; acılı şekilde kaç canımızın göçük altında kaldığını merak etmezdik. Bağıra bağıra gelen bu felaketin sorumlularının hesap vermesi hukuk devletinin gereğidir ancak maalesef normali kaybedeli çok oluyor. Zaten iktidarın yok etmeye çalıştığı hukuk devleti işleseydi, bu felaketi yaşamayacaktır. Fakat artık ülkemizin normali, Anayasa Mahkemesi'nin maruz olduğu gibi bu hak ihlallerini tespit edenleri terörize etmek ve devlet mekanizmasında denge denetimi yok etmek." Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması | "Siyanürlü yığın kaydı" Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu geniş bir alanda, 13 Şubat saat 14.28'te toprak kayması meydana geldi. Madene kuş uçuşu 300 metre mesafede olan Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğuna yönelik açıklamalar yapıldı. Söz konusu madene 2022 yılında siyanür sızıntısı nedeniyle en üst sınırdan çevreyi kirletme cezası kesilmişti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayla ilgili 4 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göçük altında 9 işçi olduğunu söyledi. Anagold Maden'de (İliç'te) çalışan bir işçi, her vardiyada 400 işçi çalıştığını belirterek, "Gördüğünüz topraklar siyanürlü" dedi. Şirketin, tüm itirazlara rağmen Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde kapasite artırımına gittiği ve maden hakkında “ÇED raporuna gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı.  Eski CHP Milletvekili ve avukat İlhan Cihaner ise "toprak kaymasının" neden olduğuna ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı: "Toprak kayması derken sanki normal toprak kayması gibi anlaşılabilir. Orada liç yöntemiyle altın çıkarıldığı için siyanürlü yığın kaymış."   Read the full article
0 notes
pergolatentex · 8 months
Text
0 notes
gundemege · 9 months
Text
 Başkan Erhan Kılıç: “Benzinlikleri belediye işletsin istiyoruz”
Tumblr media
 Başkan Erhan Kılıç: “Benzinlikleri belediye işletsin istiyoruz” BUCA Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Bucalı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluşmasında borçla devraldıkları belediyeyi 5 yılın sonunda borçsuz hale getirdiklerini söyledi. Belediyeye ait benzinliklerle ilgili davayı da kazandıklarını müjdeleyen Başkan Kılıç, akaryakıt ruhsatı alarak istasyonları belediye olarak işletmek istediklerini belirterek, “Bu davayı Bucalı kazandı” dedi. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Buca’da faaliyet gösteren 50’den fazla sivil toplum kuruluşunun temsilcileriyle Mevlana Tesisleri’ndeki Neva Kafe’de buluştu. Başkan Erhan Kılıç, Buca’ya hizmet ile geçen 5 yılı ve hayata geçirdiği projeleri özetledi. Bundan 5 yıl önce borç yüküyle devraldıkları belediyenin bugün hiç borçsuz bir hale geldiğini söyleyen Başkan Kılıç, Yarının Buca’sı için hedeflerini de anlattı. BUCALININ MALINI BUCA’YA KAZANDIRDIK Öte yandan belediyeye ait benzinliklerle ilgili gelişmeleri de aktaran Başkan Erhan Kılıç, “Buca Belediyesi’ne ait üç benzinlik var; biri Kaynaklar’da, biri Demokrasi Meydanı’nda, biri de belediye karşısında. Maalesef Buca Belediyesi bu benzinliklerden 20 yıldır hiçbir şekilde faydalanamıyor. 2007 yılında Demokrasi Meydanı ile belediye karşısındaki benzinlikler bir akaryakıt şirketine önce 10 yıllığına tüm parası peşin alınmak suretiyle, bir de üzerine 5 yıl daha uzatmak kaydıyla 15 yıllığına kiralanıyor. 2007’den 2022ye kadar peşin alınıyor. Read the full article
0 notes
enveragahaydin · 11 months
Text
Bir Airbnb Hikayesi
Aşağıda yazacaklarım biraz olsun geçmiş de yaşadığım sorup soruşturduğum koşturduğum sonrasında kimsenin net cevap veremediği ve risk görerek çekildiğim şimdilerde çok büyük cezaların mevcut olduğu kısacası devletimizin kibarca yapmayın oteller para kazansın milleti taşlamayın dediği bir senaryonun sonucu ceza çözüm mü tartışılır. Son 2 senenin modası Airbnb şimdilerde Türk girişimcilerinde başladığı oda sistemi veya süreli ev kiralama
'' Kendi evin varsa kira sözleşmesi yaparak 1 yıllık kiralayabilir 7 gün sonra aaa çıkmış diyerek yeni kontrat yapabilirsin karşıdaki kişi yada sen itiraf etmediğin sürece herhangi bir ceza alamazsın
öte yandan kiracı isen konusuna gelirsek öncelikle orada çok fazla karanlık nokta var ;
paylaşımlı yapıyorsan yaparsın hiç bir sıkıntı olmaz biri geldiğinde arkadaşım misafirim dersin ama asayiş alanında adamın aranması suçu var ise veya ihbar üzerine eve geldiler evin araması yapıldı adamdan ekstra bir şey çıktı örnek kokain, aranan bir tarihi eser, sakıncalı bir evrak gibi durumlarda yardım ve yataklıktan başınızın belada olduğunu söyleyebiliriz.
öte yandan kira sözleşmesine alt kiraya verebilir ve iş yeri olarak kullanabilir maddesiyle kiralama yaptığınızda orayı kiralayabilir ve ev sahibi gibi olabilirsiniz. fakat bazı görevli insanlara derdinizi anlatmak zor oluyor alt kiralama suç ruhsat yoksa yasak diyor bildirim yapman gerekiyor diyor. Tamam diyorsun bildirim yapayım diyorsun burada karşına 2 yol çıkıyor. Ruhsat almak veya ruhsatı olan Tursab üyeliği olan bir firmadan destek almak. Öncelikle ruhsat almaya kalksanız kattaki bütün dairelerden ve site yönetiminden falan izin almanız lazım oda gayet zorlayıcı bir olay. Tursab üyeliği olan bir firmayla anlaşalım dediğinizde de emniyet sistemine gelen misafirin kaydını yapmış asayiş olarak hiç bir sorumluluğunuz olmuyor ama bunu yaptığınızı gören ekip ile alt kiralama ekibi aynı ekiptir ve o ekipde zabıtalarda mevcuttur bu seferde ruhsatı olmayan bir yerden para kazanıyor durumuna düşüyorsunuz ki belediye ruhsatı olmayan yeri kapatma yetkisi vardır işin sonunda kendi kendinizi ihbar ediyorsunuz.
işin özeti kendinize ait bir yeriniz yoksa çok riskli kendinize ait toplu bir yaşam alanında bir yer varsa zor ama kendinize ait bir müstakiliniz var ise yukarıda anlattığımdan biraz daha şanslısınız. '' sonuç olarak zor net cevap alamayacağınız işin özeti bu olan bir alan.
#airbnb
1 note · View note
mansetmalatya · 1 year
Text
Gürkan'dan Belediye Başkanlarına Gözdağı! 'Kimsenin Gözünün Yaşına Bakmam'
Tumblr media
Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısı’nda konuşan Selahattin Gürkan, son günlerde vatandaşların dilinden düşmeyen orta hasarlı yapıların durumu hakkında açıklama yaptı. Gürkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın yakında orta hasarlı yapılar için güçlendirme kriterleri açıklayacağını söyledi. Kriterlere uymayan orta hasarlı binalara ise güçlendirme ruhsatı verilmeyecek. Malatya Büyükşehir Belediye Meclisi Haziran ayı toplantısı Büyükşehir Meclis Salonunda yapıldı. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan başkanlığında yapılan toplantıda gündem ağırlıklı olarak ‘deprem’ oldu. Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, depremden en çok etkilenen illerden birisinin Malatya olduğunu söyledi. Gürkan, deprem noktasında örnek bir çaba gösterdiklerini söyleyerek, konteynerler ve çadırlarda alan vatandaşların bir an önce kalıcı konutlara yerleştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Tumblr media
MALATYA DÖRT BAŞLIK ALTINDA ŞEKİLLENECEK Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nda yapılan toplantıda bundan sonra Malatya’da nasıl bir süreç işleneceğini ve sahada karşılaşılan sorunların konuşulduğunu söyleyen Gürkan, Malatya için 4 başlık altında görüş belirttiklerini ifade etti. Gürkan, Malatya için o dört başlığın, şehrin bütüncül plan çerçevesinde ele alınması, yatay mimari, seyrekleştirme ve yerinde dönüşüm adı altında sıralandığını söyledi. “ESNEKLİK TANIMAYACAĞIZ” En çok merak edilen konunun orta hasarlı yapılar olduğunu söyleyen Gürkan şöyle devam etti: "Orta hasarlılarla ilgili sorumuza verilen cevap neticesinde güçlendirmeye dair yeni bir format oluşturulmuştur. O format ilçe belediyelerine gidecek. İlçe belediyelerinin bunu çok iyi dinlemesi lazım. Burada esneklik tanımayacağız. Bakanlığın verdiği örneği sizlerle paylaşacağım. Uçaklarda pilotlar vardır. Pilotlar kendisine verilenleri harfiyen noktasına kadar yapar. Onun için gökyüzünde binlerce uçak birbirine çarpışmadan yeryüzüne iner. Bunun gibi olacağız artık. Bundan sonra belediyelerin teftiş yetkisini kullanacağız. Belediye başkanlarımız seçilmiştir, gururları incinmesin diye denetim yapmadık. Kim olursa gözünün yaşına bakmam. Orta hasarlı yapı bakanlık formatındaki kriterlere uygunsa güçlendirme yapılacak. Nihayetinde 3 büyük depremden etkilenen bina stoku var karşımızda. Güçlendirme yaparken tabi ki milli serveti düşüneceğiz. O kadar emek çekilmiş ancak vatandaşımızın can ve mal güvenliği her şeyin önünde gelir. Bu kriterlere uymayan orta hasarlı binalarda güçlendirme ile ilgili ruhsat verme işine yanaşmayacağız. Büyükşehirde ekip kurulup takip edilmesini istedim.”
Tumblr media
“OY KAYGISINA DÜŞÜLMESİN” Açıklamalarının devamında yerinde dönüşüm konusuna da değinen Gürkan, “Hepimizin, vatandaş dahil olarak istediği yerinde dönüşüm konusu var. Yerinde dönüşüm ile ilgili vermiş olduğumuz raporda dedik ki ‘devletin uydu şehirler için sunduğu yüzde 50 devlet desteği kolaylığını sitelere de uygulayalım. Bakanlar Kurulu’nda bu konu görüşülür diye bekliyorum. Burada belediyelerimizin imar işlerine büyük görevler düşüyor. Oy kaygısına düşülmesin. Çünkü o bölgelerde insan hayatı söz konusu. Şu anki tablo zemin ile birlikte 5 kattır. Sitelerimizde mevcutta sağlam olanlara dokunmayacağız. Öbürlerinde seyrekleştirme yani yatay mimari ile Bostanbaşı bölgesinde ve diğer yerlerde bunu çözme durumumuz olabilir. Ama şehir merkezinde bitişik nizam olan yerlerde zorluk çekeceğiz.” ifadelerine yer verdi. Malatya’nın merkez çarşı planının hakkında da konuşan Gürkan, çarşının moda mod yerinde yapılarak kimseye zarar vermeden ihya edileceğini söyledi. Gürkan, Sağlık İl Müdürlüğü’nün, Ziraat Bankası’nın ve Adliye Binası’nın yerinin seyrek bir çarşıya dönüştürüleceğini söyledi. Çarşı merkezinin 2-3 metre derinlikte su zeminle karşılanmasından dolayı, çarşıda zemin artı 1 kat yapıların olacağını da konuşmasında Gürkan, ifade etti. Read the full article
0 notes
deliklicinar · 2 years
Text
CHP İl Başkanı belli oldu
Tumblr media
Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanlığına Ali Osman Horzum seçildi. Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun 26 Aralık’ta istifa etmesinin ardından boşalan CHP Denizli İl Başkanlığına, İlçe Başkanlarının tavsiyesi ile Yönetim Kurulu toplantısında oybirliği ile Merkezefendi İlçe Başkanlığı görevini yürüten Ali Osman Horzum seçildi. Bu görevi kendisine layık gören yönetim kurulu üyelerine teşekkür eden Ali Osman Horzum, “Denizli örgütü olarak, çalışmalarımıza hız vereceğiz. Önümüzde Türkiye’nin kaderinin belirleneceği bir seçim var ve örgüt olarak partimizi Denizli ve Türkiye’de zafere taşımak için tüm örgütümüzle birlik ve beraberlik içinde var gücümüzle çalışacağız. Önceki dönem il başkanımız Bülent Nuri Çavuşoğlu’na da partimize verdiği emeklerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Ali Osman Horzum Kimdir? 19 Mayıs 1972 tarihinden Başmakçı’da doğdu, *İlkokulu Hırka Köyü İlkokulunda, *Ortaokulu Gökçek Ortaokulunda,  *Denizli Ticaret Lisesini 1989 yılında birincilikle bitirerek Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümünü dereceyle kazandı. *1993 yılında Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümünü derece ile bitirdi. *1993 Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Maliye Teorisi Bölümünü birincilikle kazanarak Yüksek Lisansa başladı. *1995 yılında ailevi gerekçeler ile Eskişehir’den ayrılarak Denizli’ye yerleşerek özel sektörde yöneticilik yapmaya başladı. *2000 yılında Mali Müşavirlik ruhsatı alarak Mali Müşavirlik Ofisi açtı. *2015 yılında Bağımsız Denetçi ruhsatı alarak Bağımsız Denetim hizmeti vermeye başladı. *2017 yılında Pamukkale Üniversitesinde Vergi Sistemleri üzerine ikinci Yüksek Lisansıma başlayarak 2019 yılında tamamladı. Siyasi hayatına Lise yıllarımda 1989 Denizli Yerel Seçimleri ile başladı. Dönemin Denizli Belediye Başkan adayı Ali Marım ile siyasi çalışmalara başladı. Üniversite hayatı boyunca da siyasi oluşumların içinde bulundu. *Anadolu Üniversitesi Maliye Kulübü kurucuları arasında yer aldı. *1995 yılından itibaren de aktif olarak CHP üyesi oldu. *Denizli’de İl Gençlik Kolları Yöneticiliği *Kınıklı Belde Yöneticiliği *Denizli Merkez İlçe Saymanlığı ve Sekreterliği *Akkonakspor Yönetimi *Denizlispor Disiplin Kurulu üyeliği *Denizli Bağımsız Denetçi Derneği kurucusu ve Saymanlığı *Denizli Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığı *Türkiye Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği Meclis ve Yürütme Kurulu Üyesiyim *Denizli Anadolu Üniversitesi Mezunları Derneği Kurucusu ve Yönetim Kurulu Saymanlığı *Atatürkçü Düşünce Derneği *Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği *Denizli Yörükler Derneği *1999 yılından itibaren Partimizin Denizli’de Yerel ve Genel Seçimlerin tamamında Seçim Koordinasyon Merkezinde aktif görev aldı. *Mali Müşavirler Odası Başkanlığında da bütün seçim ve referandumlarda aktif görev aldım. *2019 yılında yapılan Merkezefendi İlçe Kongresinde İlçe Başkanı seçildi. Evli ve 2 çocuk babasıdır. Aktif olarak Mali Müşavirlik, Bağımsız Denetçilik ve tarım işi ile iştigal etmektedir. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 2 months
Text
Yenişehir'de haksız kazanca göz açtırılmıyor
https://pazaryerigundem.com/haber/185774/yenisehirde-haksiz-kazanca-goz-actirilmiyor/
Yenişehir'de haksız kazanca göz açtırılmıyor
Tumblr media
Yenişehir’de Suriyelilerin olduğu bilinen iş yerlerinde denetim yapıldı. Denetimlerin ardından ruhsatsız çalıştırılan ve ruhsatlarının süresi biten iş yerine karşı yasal işlem başlatıldı. Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, haksız kazanç sağlayanlara göz açtırmayacaklarını söyledi.
BURSA (İGFA) – Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel’in talimatlarıyla harekete geçen Yenişehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçede faaliyet gösteren Suriyelilerin iş yerlerine denetim yaptı. İş yeri açma ruhsatı, ruhsat sürelerinin kontrolü, tabelaların uygunluğu ve hijyenik koşullar kontrol edildi. Yenişehir Belediyesi’nin kontrollerinin ardından 3 iş yerinin ruhsatsız olduğu ve 3 iş yerinin de ruhsat sürelerinin bitmiş olduğu tespit edilerek yasal işlem başlatıldı.
Tumblr media
KİMSEYE GÖZ AÇTIRMAYIZ
Yapılan denetimler hakkında açıklama yapan Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, “Yenişehir’de kimse haksız kazanç elde edemez ve kimse halkımızın sağlığıyla oynayamaz. Bunu yapmaya kalkışanlara belediyemiz en sert şekilde cevap verecektir. Sığınmacı olarak ülkemize gelen ve burada kaçak olarak iş yeri açan, kaçak işçi çalıştıran, halkımızın hakkına giren, vatandaşlarımızın sağlığıyla oynayan kimseye göz açtırmayız, açtırmayacağız” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
afyonhaberleri · 2 years
Text
Sandıklı Mezarlıklar Müdürlüğü yeni yerinde
Sandıklı Mezarlıklar Müdürlüğü yeni yerinde
Sandıklı Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü, Şehir Mezarlığında bulunan yeni yerinde sandıklılara hizmet vermeye başladı. sandıklıların defin, yıkama, kabir ruhsatı, cenaze işlemleri, cenaze aracı gibi konuları tek yerden çözmelerini sağlamak için, Belediye Başkanı Dr. Mustafa Çöl’ün direktifleriyle, Mezarlıklar Müdürlüğü, İlçe Şehir Mezarlığında hizmet vermeye başlamıştır. Mezarlıklar Müdürlüğünün…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gundembuca · 3 months
Text
Şehir Plancıları Odasından Çok Sert Açıklama "Buca Belediyesi İşlediği Hukuksuzluktan Derhal Vazgeçmelidir."
Tumblr media
RUHSATIN İPTAL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ! Buca , Adatepe Mahallesinde 624 ada 10 numaralı parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde "en çok: 15 Kat" olacak şekilde inşaat izni oluşmasını sağlayan yapı ruhsatı, yasal dayanaktan yoksun bir şekilde düzenlenmiş olup açıkça yürürlükteki plan notlarına, mevzuata ve usule aykırılık taşımaktadır. 2019 yılında özelleştirilen Altun Yaşam Projesi’nin bulunduğu taşınmaza, Buca Belediye Başkanlığı tarafından planlara aykırı ruhsat verildiği iddia edildi. İzBB ruhsatın iptaliyle ilgili mahkemeye gitti.
Tumblr media
ODADAN BİR AÇIKLAMA Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nden, konuyla ilgili yeni bir açıklama yapıldı. Açıklamada, şöyle denildi: RUHSATIN İPTAL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ! “İzmir İli, Buca İlçesi, Adatepe Mahallesi 624 ada 10 numaralı parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde "Yençok:15 Kat" olacak şekilde inşaat izni oluşmasını sağlayan yapı ruhsatı, yasal dayanaktan yoksun bir şekilde düzenlenmiş olup açıkça yürürlükteki plan notlarına, mevzuata ve usule aykırılık taşımaktadır. Uyarıyoruz; Buca’da da kent suçlarına izin verilmemeli. Buca Belediyesi işlediği hukuksuzluktan derhal vazgeçmelidir. İdarelerin hukuka aykırılığını tespit etmiş oldukları işlemler için geri alma veya kaldırma yolunu işletmeleri hukuken mümkündür. Plan notlarına aykırı olarak düzenlenen ruhsatı dayanak haline alan inşaat derhal durdurulmalıdır”
Tumblr media
https://www.youtube.com/watch?v=ABubAktRHN4&t=64s Read the full article
0 notes