Tumgik
#şehirden köye göç
Text
<b>Şehirden Köye Kaçış:</b> Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
#AromatikBitkiler, #Avantajlar, #BelediyeRuhsatı, #Dezavantajlar, #Doğa, #EkonomikŞartlar, #EvdeÇalışma, #Gençlik, #InşaatIşleri, #Kırsal, #KöyYaşamı, #KöydeYaşamMaliyetleri, #Pandemi, #Podcast, #Sağlık, #ŞehirdeYaşamMaliyetleri, #ŞehirdenKöyeGöç, #Tarım, #TıbbiBitkiler, #Ziraat https://is.gd/VeRkpI https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-tanisma-karar-verme-ve-baslangic/
Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç başlıklı ilk podcastimizin metiniyle beraber de sizlere sunmak istedik, kimisi dinlemeyi kimizi izlemeyi kimisi de okumayı tercih ediyor. Biz sizlere ulaşmak için her türlü kolaylığı sağlamaya çalışacağız.
Herkese merhabalar, ben Selin. İlk podcastime hoş geldiniz. Keyifli dinlemeler dilerim, umarım beğenirsiniz.
İlk podcastimde ufak da olsa bir tanışma olsun. Konuya ilgisi olanlar, anlatacağım konuları ve bilgileri şimdiye kadar genellikle YouTube üzerinden izlemiş olabilirler, ben de sizler gibi evde izleyip yapabilir miyiz acaba, ya da insanlar neler yapmış helal olsun nidalarıyla izlerdim. Konumuz doğaya göç veya klasik herkesin dilinde olan şekilde şehirden köye kaçış. Bu kaçış kimileri için emin değilse yağmurdan kaçarken doluya tutulmakta olabilir.
Spotify’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç

Köyde yaşamanın avantajları ve dezavantajları gibi konularda yer alacak. Ayrıca, ziraat teknikeri olarak, tıbbi ve aromatik bitkiler hakkında bilgiler, bitkilerin bakımı gibi konuları içeren podcast’ler hazırlamayı düşünüyorum. Bazen mitolojik, bazen kadim bilgiler. İleride belki yeni konularda ekleriz, sizin tavsiyelerinizle, ne dersiniz?
Neden YouTube değil de podcast dediğinizi duyar gibiyim. Günlük vloglar şeklinde yönettiğim Instagram hesaplarım zaten mevcut. Açıklamaya bırakırım hesap isimlerini. Podcast çekmemdeki amaç, ekran başına bağımlı kalmadan evde iş yaparken, yolda yürürken, uykuya dalmadan, çocuğunuzu uyutmaya çalışırken, kısacası rahatlıkla dinleyeceğiniz zamanlarınıza sesimle ve anlatacağım konularla eşlik edebilmek.
Yapabilir miyim, nasıl olur derken eşimin hazırlıkları yapıp beni çağırmasıyla birden deneme kaydına oturdum. Dinleye dinleye, biraz da bana bu özgüveni kendimde bulmamı sağlayan Merve’ye de selam söylemiş olayım; hepimiz onu Ortamlarda Satılacak Bilgi olarak biliyoruz.
Youtube’da dinle: Şehirden Köye Kaçış: Tanışma, Karar Verme ve Başlangıç
youtube
Normalde sıkı bir podcast dinleyicisiyim. Dikkatimi bir yere vermem gerektiğinde izlemek yerine dinlemek bana daha çok keyif veriyor. Mesela kahvaltı hazırlarken dinlemek büyük zevklerim arasında. Hatta ses bombamı bağlayarak tüm ev ahalisine dinlettiğimde oluyor. Ses gittiğinde de ‘Sese ne oldu ya?’ diye serzenişler alıyorum. Aileye de biraz bulaştırdım sanırım 🙂
Şehirden köye göç, son birkaç yıldır ekonomik şartlardan dolayı olsa gerek daha da popüler hale gelen bir durum. Özellikle pandemiden sonra insanlar yaşamın, yaşamanın değerini anladı. Herkese bir aydınlanma geldi. Herkesin eve kapanması, kendi başına kalması, evden çalışmak zorunda olanlar. Kimine göre bu durumun daha güzel olması veya tümden bu durumları kafaya takıp şehirden kaçmak istenmesi mi desek?
Şehir yaşamının gürültüsü, kalabalığı ve stresi, çalıştığın işin, iş yerinin yani genel olarak yaşam stresi 🙂 Bazı insanları sessizliğe ve dinginliğin kaynağı olan doğaya daha yakın bir yaşam arayışına itiyor. Haliyle, her gün sabah gün aymadan işe gidip gün battıktan sonra eve dönen çalışanlar bana hak verecektir.
Köylerde daha sakin, huzurlu insanlardan uzak, kendine ayırdığın kaliteli vaktin olduğu, ekip biçebildiğin bir yaşam mümkün. Ama kolay değil! Yine de bunu başka bir podcaste ayıralım. Kısa da olsa yılımızı daha tamamlamamış olmamıza rağmen tecrübelerime dayanarak ilerleyen bölümlerde köy yaşamının dezavantajları ile ilgili bol bol konuşacağız gibi geliyor.
Köye göç etmeden önce, şehirde yaşamanın bir de ekonomik kısmı var. Şehirde yaşamının maliyetleri, son yıllarda giderek arttı. Barınma, gıda, sağlık gibi konular insanları zorlamaya başladı. Küçük bir ilçede devlet hastanesinde çok kısa sürelerde işinizi halledebiliyorken büyük şehirlerde randevu bulmanız bile düşük bir ihtimal. Ben kızımı şehirdeyken hep özel hastaneye götürüyordum ve ödenen sağlık ücretleri hiç de azımsanacak tutarlarda değildi, ki bu bahsettiğimiz sene 2021-2022. Köye yerleştikten sonra devlet hastanesine istediğim her an randevu bulabiliyorum ve çok da ilgili bir çocuk doktorumuz var.
Büyükşehirde yaşamanın karşılığı sağlanması gereken harcama durumu özellikle genç ve orta yaşlı kişileri daha düşük maliyetli bir yaşam arayışına yöneltiyor. Köye yerleşen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki köylerde yaşam maliyetleri, şehirlere göre daha düşük. Tüketici olarak gıda üzerinden ufak bir örnek vereyim; hafta sonu olmuş akşam yemeği yemişsiniz ama saat ilerlemiş bir şeyler mi atıştırsak? En kolay ne yapılır, ya da yapmayıp hemen bir uygulamadan sipariş versek. Bunları yaşıyorsunuz, değil mi 🙂
Gece canınız çiğ köfte istedi diyelim, biz bunu şehirde gece 1 de bile basitçe tek tuşla sipariş veriyorduk. Hatta haritadan kurye nerede şimdi acaba diye bakıyorduk. Şimdi düşünüyorum da tam bir kontrol çılgınlığı gibi geliyor. Köyde gece çiğ köfte yemek istiyorsan, ya kalkıp kendin yapman gerekiyor ya da en yakın çiğ köfteciye gidip alman gerekiyor ki o da eğer ilçede açıksa 🙂 Köyde böyle bir imkan yok 🙂 O yüzden canının istediği her şey her an olmuyor ve harcama yapacağın tutar cebinde kalıyor.
Birçok şeyi bu şekilde biz kendimiz yapıyoruz aslında. İlk zamanlar sabah erkenden kalkıp simit falan yaptığımı biliyorum. Kimine göre de bu durum eziyet gibi duruyor ancak bu benim için bir negatif bir durum değil. Kısacası, şehirde zamanı satın alıyoruz. Köyde ise zamanın var, biraz malzeme biraz da emek şart. Emek olmadan ekmek olmuyor 🙂 Bu durum tam olarak konfor alanının dışına çıkmak. Bence tam olarak da bu :)) Konfor alanından çıkınca neler yapabiliyorsun. Şimdi kişisel gelişim uzmanları gibi de konuşmak istemem, potansiyelini keşfet falan ama köye yerleşmek tam olarak potansiyelini keşfetmek. Veyahut mevcut potansiyelini, arttırmak yada kendini geliştirmek tam tanımı bu olabilir.
Bizim hikayemize gelecek olursak, her şey tam olarak 2018 yılında Datça tatilimizde başladı. Tatil dönüşünden sonra yatırım yapabileceğimiz bir toprak arayışındaydık. Ancak şu anki gibi tamamen kırsalda yaşama hayalimiz açıkçası yoktu. Biraz da çekiniyorduk sanırım. Kurulu düzenimizi bozmayalım diye, adım adım ilerleme düşüncesindeydik. Herkes gibi Ege’nin bir sahil kasabasına yerleşmeyi düşünen romantiklerdendik.
Bu süre zarfında kızımız doğduğunda düşünceler askıya alındı. Ta ki 2022 yılında arkadaşlarımızın önerisiyle şuan ki bulunduğumuz bölgeden ailemizle birlikte arsa alana kadar. Düşünmeden hareket edince bazen kendini farklı yerlerde buluyor insan. Arsayı bile görmeden satın aldık. Yine arkadaşlarımızın anlaştığı çelik konstrüksiyon şirketi ile anlaşarak bir anda kendimizi tamamen şehir değiştirir bir pozisyonda bulduk. Babamın bile doğup büyüdüğü şehir olan İzmir’den Balıkesir kırsalına taşınma hikayemiz böyle başladı.
2022 Mart ayında başlayan serüvende proje, belediye ruhsat işlemleri ve tüm prosedür başlamış oldu. Mimar ile beraber hem taleplerimiz hem de mimarımızın fikirleri doğrultusunda, arsa ile alakalı metre karelerden dolayı iki katlı bir proje çizildi. Detay merak edenler için tüm bu ev sürecini ayrı bir podcastte anlatmak lazım; onun da iyi-kötü anıları var. Netice de Aralık ayında inşaat işlerinin hepsi bitti, yeni yıla 4 gün kala taşındık ve artık şehirli değil, resmi olarak Dağ köylüsü olduk.
Bulunduğumuz bölge ilçe merkezine 10 km, il merkezine ise 45 km uzaklıkta. Köyde yaklaşık 15-20 hane bulunuyor. Ne kötüdür ki köyde genç kimse kalmamış. Son gençliğimizi biz taşındıktan sonra evlendirerek şehre uğurladık. “Peki, ihtiyaçlarınızı nasıl karşılıyorsunuz?” dediğinizi duyar gibiyim. Tüm ihtiyaçlarımız için ilçe merkezine gidiyoruz. Market alışverişi ve ilaç-sağlık durumları için 10 km çok sürmüyor, İzmir’e kıyasla daha rahat bir sürüş keyfi trafiksiz, bol ağaçlı köy yollarından ilçeye inerek işlerimizi hallediyoruz.
Tarım yapmak için de 4 dönüme yakın tarla aldık. Biraz da şans diyelim, yürüme mesafesi olarak 350 metre; evin kapısından görebileceğimiz mesafeden hem hayvanlarımızı hem de toprakla haşır neşir olabileceğimiz bir alana sahip olduk. Ben tamamen şehirde büyümüş bir insan olarak ilkokul günlerimde arkadaşlarımın yaz tatilinde köye gitmelerine hayıflandığımı hala hatırlarım. Hiç bu köye gittik sohbetlerine dahil olamamanın verdiği bir durum biraz da sanırım. Babama, anneme sorardım, “Bizim neden köyümüz yok?” diye.:))
Köye taşınma kararını alma durumu ile ilgili bir şey daha eklemeden geçemeyeceğim. Her şeyin bu kadar hızlı olmasının sebepleri ise, hemen yan komşularımızın bizim gibi genç olması, sosyallik açısından, kafa dengi birileri olması, fikir birliği ve ortak noktaların fazla oluşu etken oldu. Belki ilerleyen bölümlerde onları da konuk alarak genç bir gözden onların kentten köye göç hikayesini de dinleriz. Bir diğer ve bence en önemli sebep de kızımın daha doğal bir ortamda hayvanları görerek ve severek, bir ekran aracılığıyla değil de kendi gözleri ile görüp dokunarak tanışması, toprağa basması, dokunması, öğrenmesi, en önemlisi de temiz havada büyümesini istememizdi.
Hemen ilk podcastten sizi çok sıkmak istemiyorum açıkçası, biraz da siz dinleyicilerimin yönlendirmeleri ile köy hakkında merak ettiklerinizle podcastlere devam etmeyi düşünüyorum. Tabii ki bu durum diğer konularımın dışında 🙂 Bir sonraki podcastte ise, köyde neler yaptık, neler yapacağız gibi bir başlık düşünüyorum. Umarım siz de bana sorularınızla destek olursunuz ve güzel konulara değiniriz. Beni sonuna kadar sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. Kanalımı takip ederek her podcastimden haberdar olmanız beni çok mutlu eder.
1 note · View note
barkoturktv · 7 months
Text
Şehirden İndim Köye -3-
Tumblr media
Her şeyden önce trafiğin olmadığı bir yerdesiniz. Yazının başlarında bahsettiğim gibi gideceğiniz yerler en fazla 15-20 dakika uzaklıktalar ve bu yolları uzun yol şeklinde sürerek yapmaktasınız. İstanbul’da yaşarken her hafta depoyu doldurduğumu hatırlıyorum. Buraya yerleştiğimizden beri ne zaman benzin aldığımı hatırlamıyorum. Ayda bir ya da bir buçuk ayda bir sanırım. Gittiğiniz yolların sağı solu ağaçlık-orman olmasının keyfine değinmeyeyim bile… Benzinden tasarruf ettik, sırada yine arabayla alakalı bir madde var… ‘Kuş pisliği’… Bir sene oluyor buraya taşınalı ve daha üç kere filan aracımda kuş pisliğine denk geldim. İstanbul’da yaşarken her hafta ya da en fazla iki haftada bir aracı temizletmem gerekiyordu. Burada bu dertten kurtuldum! Ufak bir hesap belki ama oto yıkamaya verdiğiniz parayı yıla vurduğunuzda başka bir şey çıkıyor… Gelelim ısınma ve soğutma olayına… Güney tarafı ülkenin üst taraflarından hep 10 derece kadar daha sıcak oluyor. Yani İstanbul’da hava 7 derece ise Muğla’da 17 derece oluyor. Geçen sene kışı geçirdik burada ve emin olun sadece bir saat kadar klimayı sıcak hava versin diye açmışızdır. Yatmadan yarım saat kadar önce elektrikli battaniyeyi açtık. Yatağa girince kapattık ve bütün kış böyle geçti… Burada doğalgaz hattı yok. Doğalgaza da zaten ihtiyaç yok… Yaz dönemi de klimayı açtığımızı bile hatırlamıyorum. Püfür püfür esen bir coğrafyada yaşıyorsunuz. Çok bunaldınız diyelim, deniz çok da uzak sayılmaz… Güncel bir veri vereyim. Bu sene bebeğimiz olduğundan klimayı ve elektrikli kaloriferi kullanmak durumunda kaldık. Sabahtan akşama kadar ev 22-24 derece arasında, akşamları da oda elektrikli kalorifer ile 22-24 derece arasında. Annemin de alt katta ısıtıcı açarak odasını ısıttığını varsayarsak evde 7-24 ısıtıcı açık. İki adet buzdolabı hep çalışıyor ve çamaşır-bulaşık-kurutma-fırın vs. hep kullanılıyor. Geçen ay 1700 lira elektrik faturası geldi rekor olarak. Büyük şehirlerde bu meblağ aslında sadece doğalgaz faturası diyebiliriz sanırsam… Ve gelelim sıcak su olayına. Burada neredeyse her evin çatısında güneş enerjisiyle çalışan su ısıtıcıları var. Tepenizde hep güneş olduğu için sıcak su ihtiyacınız bu panellerle sağlanıyor. Dolayısıyla büyük şehirlerde doğalgaz olarak ödediğiniz faturalarla, burada neredeyse iki evin tüm elektrik ve ısınma masrafları çıkıyor. Ve bir husus daha var, güneyde soğuk günleri toplasanız aslında iki ay kadar eder. İstanbul gibi bir yerde kış ayları da dahil yaklaşık olarak altı ay kalorifer çalıştırılıyor. Yani bizim bu ay ödediğimiz 1700 lira en fazla bir ay daha ödeyeceğimiz bir gider olacaktır. Sonraki ay yine normal bandına düşecektir… Bir diğer maddi artıya gelelim, her taraf bağ-bahçe olduğu için domates-patates-soğan-portakal-limon-sarımsak gibi günlük çok tüketilen meyve-sebzeler neredeyse bedavaya geliyor. Ya bahçenden topluyorsun ya da komşun sana hediye ediyor. Hem gerçekten organik, hem de bedava… Hadi bir şekilde bulamadın diyelim, buranın pazarları da hem uygun fiyata (yaz dönemini bunun dışında tutuyorum) hem de büyük şehirlerden çok daha organik ürünler satıyorlardır. Yaz-kış devamlı kaldığın için gittiğin kafelerle, lokantalarla ister istemez içli-dışlı olmaya başlıyorsun. Dolayısıyla zamanla kendiliğinden bir indirim uygulanmaya başlıyor. Ve bu indirime de aslında yaz-kış sahip oluyorsun. Yazın tatile gelip tonla hesap ödeyen kişilere nazaran çok daha uygun fiyata dışarıda yemek yiyip, kahveni yudumlayabiliyorsun… Pandemiden dolayı güneye göç artınca ev fiyatları ve kiralar da uçtu tabii ki ama hala yeterli doluluğa ulaştığına inanmıyorum. Yaz-kış kalan hala yeterli sayıda aile olmadığı için evlerin çoğu boş ve kiralanmayı bekliyor. Düzgün bir aileyseniz, kiranızı zamanında ödeyebileceğinize dair bir izleniminiz varsa, çok uygun fiyatlara ev kiralayabilirsiniz. Aynı şeyi büyük şehirler için söylemek pek doğru olmaz. Devamlı bir sirkülasyon var ve devamlı göç almakta büyük şehirler. On aile gidiyorsa yirmi aile geliyor. Kiralık ya da satılık evler bu talebi karşılayamadığından fiyatlar devamlı yükseliyor. Güneyde ise az nüfusa oranla her yer inşaat! Bir Muğla-İstanbul karşılaştırması yapalım : İstanbul nüfusu 16.000.000 İstanbul’da satılan sıfır ev sayısı 33.000 Muğla nüfusu 1.000.000 Muğla’da satılan sıfır ev sayısı 6000 Muğla nüfusunu ve sıfır ev sayısını İstanbul’a uyarlayarak 16 ile çarpalım. Muğla’daki sıfır ev sayısı 96.000 oldu. Yani İstanbul’a oranla, yaşamın daha yoğun yaşanmadığı Muğla’da üç katı fazla sıfır ev var diyebiliriz. Bu ilerleyen süreçte güneydeki ev fiyatlarını da aşağıya çekecektir. Yani İstanbul’dan evinizi satıp, güneyden iki ev alıp, birinde oturup birinden kira geliri elde edebilirsiniz demek… Maddiyat kısmının bir artısı daha var: ‘Tanıdık çokluğu’… Burada herkes birbirini tanıyor arkadaşlar. Çoğu kişi şehirden göç etmiş ve herkes kendi mesleğini icra ederken başka meslek dallarının yardımına da ihtiyaç duyuyor. Tanıdık kafe-lokantada misal garsona dişinizin ağrıdığını söylediniz. Hemen bir tanıdık çıkar ve sizi yönlendirir. Aracınızı yıkatacaksınızdır, tanıdık birinin oto yıkaması vardır. Spor yapmak istersiniz, Ali-Veli Hoca vardır. Aslında herkes birbirini tutmuş, kendi ağını kurmuş, siz de o sistemin içine kendinizi rahatça salıverirsiniz… Tanıdık olduğundan hem içiniz rahattır hem de daha uyguna işinizi halledersiniz. Sıra elbet sizin mesleki becerinize de denk gelir. Siz de işinizi layığıyla yerine getirip, indiriminizi yapar ve o ağın bir parçası olursunuz… (Diyeceksiniz ki İstanbul’da yok mu bu ağ? Var! Ama ulaşılması çok zaman alıyor! 20 km ötedeki tanıdık cimnastik salonuna götürmüyorsun çocuğunu, evinin yakınındaki kursa veriyorsun. Sekiz sene İstanbul’da cimnastik salonu işlettim ve ücret almayacağım-alamayacağım bazı akrabalarım-yakın arkadaşlarım bile çocuklarını getiremediler mesafeden dolayı. Gece 4’te çıksalar yola 15 dakika ama gün içi 1 saat 15 dakika…) Maddiyat paragrafı uzun oldu, biz de uzun bir sözle bitirelim: İnsanların yapmış olduğu sahte paralardan ve paraların yapmış olduğu sahte insanlardan uzak durmalısın… (Sözün kime ait olduğunu bulamadım affola) Sekiz ana başlıkta toparladığımız ‘Şehirden indim köye’ yazımızın artılarına bir son söz ekleyelim… İstanbul’da yaşayanların güneşli bir Pazar gününü değerlendirmesinin birkaç yolu vardır. Şile-Polonezköy bunlardan biridir. Sahil kesimi boydan boya gezilebilir. Örnekler fazlasıyla arttırılabilir. Ama hep kalabalıktır buraları. Havanın güzel olduğu bir Pazar günü, İstanbul’da mangal dumanlarının kapladığı alan, gökyüzündeki bulutlardan fazladır! Sahilde oturulacak bankı geçtim, çimenlerde yer bulamazsınız. Dalgakıranların taş zeminleri bile kapılmıştır! Güneyde ise (mecazi anlamda) dağ-taş-bayır sizindir… Ama işte yaz geldi mi işin rengi burada da değişiyor. Biraz bencilce bir düşünce ama eskiden ‘Yaz gelse de güneye insek’ diyorduk. Şimdi ‘Yaz gelmesin, insanlar gelmesin’ diyoruz… Peki diyeceksiniz ki ‘Güneye yerleşmenin hiç mi eksisi yok?’ Var, bolca var o da! Onu da sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım… Ama şimdi izninizle sahile inip, indirimli kahvemi lüpletirken güneşi denizin içine batıracağım… Read the full article
0 notes
gunlukvloglar · 9 months
Video
youtube
KIRSAL DA TEK BAŞINA BİR KADIN. #şehirdenkaçanlar #şehirdenköyegö...
Kırsalda Tek Başına Bir Kadın: Doğanın İçindeki Özgürlük
Şehrin stresli ve karmaşık hayatından uzaklaşmak, sakinliği ve huzuru bulmak için birçok insan gibi ben de tercihimi kırsalda yaşamaktan yana kullanmış bir kadınım. Kendi başıma bir çadırda yaşamaya başladığım süreçten evimizi yapmaya kadar, kırsalda yaşayan bir kadının günlük hayatını ve deneyimlerini sizlere aktaracağım.
Videomuzda ilk olarak benim çadırda yaşadığım dönemi görüyorsunuz. Özellikle doğa severlerin tercih ettiği bu yaşam tarzında, içinde yalnızlık barındırsa da doğayla iç içe olmanın sonsuz huzurunu hissediyorsunuz. Çadırdan ev yapmaya karar verdiğimde ise kendi hayallerimin gerçekleşeceği bir yapı inşa ettim. Evim, doğayla uyumlu bir şekilde ve yerel malzemeler kullanılarak inşa edildi. Detaylarıyla özenle tasarladığım evimde, doğanın sunduğu tüm güzellikleri hissetmek mümkün.
Kırsal yaşamın bir diğer keyifli yanı, hayvanlarla iç içe olma fırsatıdır. Kendi hayvanlarımı besleyerek doğanın bana sunduğu nimetlere şahit oluyorum. Çiftliğimde, tavuklarım, ördeklerim ve keçilerimle birlikte yaşamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Onlara bakmak, onlarla ilgilenmek bana huzur veriyor ve doğal bir yaşam sürdürmek için gerekli olan temel ihtiyaçlarımı karşılıyor.
Bahçem ise benim bir diğer tutkum. Doğada yetişen organik ürünlerin tadına doyum olmaz. Kendi sebze ve meyvelerimi yetiştiriyor, hatta bu süreçte yetiştirdiğim ürünlerden ev yapımı reçeller, turşular ve konserve yaparak kışın da bu lezzetleri tatma fırsatı buluyorum. Tarlamda çalışmak, toprakla iç içe olmak hem bedensel hem de zihinsel olarak rahatlama sağlıyor.
Terasım ise evimin en özel köşesi. Burada doğanın güzelliklerini seyrederken, kitap okuyor, kahvemi yudumluyor ve dostlarımla keyifli sohbetler gerçekleştiriyorum. Kırsal hayatın getirdiği huzur ve sessizlik burada doyasıya yaşanıyor.
Elbette kırsalda yaşamak bazen zorluklarla da karşılaşmayı gerektiriyor. Özellikle evin yapım aşamasında yardıma ihtiyaç duyuyoruz. Ancak bu zorluklar, doğanın bize sunduğu özgürlük ve huzur karşısında sönük kalıyor. Kırsalda yaşamanın zorluklarına rağmen, bu yaşam tarzını seçtiğim için son derece mutluyum.
Eğer siz de şehir hayatının stresinden uzaklaşmak, doğada huzur bulmak isterseniz kırsal yaşam tarzını düşünebilirsiniz. Kırsalda yaşamak, doğayla uyum içinde olmayı, hayvanlarla dostça ilişkiler kurmayı ve organik ürünlerin tadına varmayı sağlayan bir alternatif yaşam tarzıdır. Şehirden köye göç eden birçok insan gibi, siz de doğanın kucağında bir yaşam sürdürmenin keyfini sürebilirsiniz.
0 notes
emlakhabercin · 4 years
Text
Azmi Sarıbay: ”Şehirden köye değil, sahile göç dönemi”
Azmi Sarıbay: ”Şehirden köye değil, sahile göç dönemi”
Turyap Yönetim Kurulu Başkanı Azmi Sarıbay, Turk Emlak Haber Ajansına yaptığı açıklamada, dünyada salgın sonrası insanların yeni bir yaşam biçimine yöneldiğini, eski alışkanlıklara artık kolay kolay geri dönülemeyeceğini ifade etti. Turk Emlak Haber Ajansı’na değerlendirmede bulunan Turyap Yönetim Kurulu Başkanı Azmi Sarıbay, pandemi dönemi yaşadığımız mekanların hayatımızda ne kadar önemli bir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
psikologrehber · 4 years
Text
Neden köy yerine büyük şehirlerde yaşamayı tercih ediyoruz?
Tumblr media
Karantina sürecinden sonra şehir yaşamından uzaklaşarak hayatına taşrada devam etmek isteyenlerin sayısında hızlı bir artış yaşanıyor. Son dönemde şehirden taşraya yaşanan göç oranındaki bu hızlı artışın sebebini merak ediyor musunuz? Pek çoğumuzun hayali olan küçük bir köye yerleşip doğayla iç içe bir yaşam sürme isteği salgından kaçma isteğinin bir sonucu mu yoksa pandemi, şehir hayatının beraberinde getirdiği yorgunluğu, bıkkınlığı ve bunalmışlığı taşıran son damla mı oldu? Neden köy yerine büyük şehirlerde yaşamayı tercih ediyoruz? Büyük bir çoğunluğumuzun şehirde yaşamasının ve geçmişte taşradan kentlere yaşanan göçün en önemli sebeplerinden biri tahmin edebileceğiniz üzere, kariyer fırsatlarının ve iş olanaklarının şehir yaşamında çok daha fazla olması. Ulaşım kolaylığı, sanatsal ve kültürel aktiviteler, iş fırsatlarının çokluğu ve teknolojik gelişmelerin merkezi olması sebebiyle pek çoğumuz şehir yaşamından vazgeçemiyor, ne kadar istersek isteyelim bir türlü o ilk adımı atıp, taşraya yerleşme düşüncemizi hayata geçiremiyoruz. Bu sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak da büyük şehirlerde artan nüfus yoğunluğu ve beraberinde getirdiği kaotik, yorucu ve sürekli olarak rekabetin varlığını sürdürdüğü şehir yaşamına adapte olmaya çalışıyoruz. Ancak insan doğası gereği doğayla bağlantı kurmaya, yavaşlamaya, bazen durmaya ve içine dönmeye ihtiyaç duyan bir varlık. Read the full article
0 notes
mkaand · 4 years
Video
undefined
tumblr
Şehirden Köye Göç - Şehirden Köye Göçte Dikkat Edilmesi Gerekenler - 2. Bölüm [2/3]
0 notes
captain-sema-love · 6 years
Link
Anlaşılıyor ki döndük dolaştık aynı noktaya geldik! Üstelik 'köy'leri mahalle yaptıktan, tarımı yok ettikten sonra! Elde kala kala bir tek turizm kaldı!
0 notes
Text
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir?
#Aile, #Bahçe, #Çalışma, #Çevre, #DijitalMedya, #Doğa, #DoğalYaşam, #Doğallık, #Erkek, #Eş, #EvIşleri, #Gelenek, #Göç, #GünlükYaşam, #Hayat, #Hayvancılık, #Ilişki, #Imkanlar, #IşBölümü, #Kadın, #Kayıt, #Konfor, #Köy, #KöyDeneyimi, #KöyEvi, #KöyHayatı, #KöyKültürü, #KöydeYaşam, #Kültür, #Mesai, #Modern, #Paylaşım, #Podcast, #Rahatlık, #Rutin, #Şehir, #ŞehirHayatı, #Şehirleşme, #SosyalMedya, #Tarım, #Taşınma, #Teknoloji, #Toprak, #Uyum, #Yaşam, #YaşamDeneyimi, #YaşamTarzı, #Yaşamak, #Yaşantı, #Yayın, #Yerleşme https://is.gd/GzIRIz https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/sehirden-koye-kacis-koy-evi-nedir/
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi nedir? Aslında bir çoğumuzun bildiği ama bu sıralar bir farklı gözle bakılan durumu ele alalım dedim. Köy evi detayları ile ilgili hazırlamış olduğumuz podcaste hoş geldiniz.
Spotify üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
Youtube üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
youtube
Herkese merhabalar ben Selin,
Baya uzun bir ara verdik, bu yeni salgın tam gittim derken geri geliyor. Ve tekrar bir döngüye giriyor ev içinde onunla uğraşmaktan sosyalmeyda paylaşımlarına ara vermesek de buralara vermek zorunda kaldık. Instagram üzerinden hem şahsi hesabım hem de köyde yaptığımız işleri paylaştığım @tibbivearomatik hesabımız üzerinden paylaşım sıklığı artınca keşfette haliyle ona uygun şeyler çıkmaya başladı.  Ben hangi platforma da olursa olsun bir şey izlerken daha çok yorumlarına bakan kişiyim. Son zamanla çıkan videoların çoğu da köye yerleşenler, atadan babadan  toprağı olup bunu devam ettiren genç çiftçiler, hayvancılık yapanlar ile dolu. Haliyle bende yorumlara bakıyorum. Ancak  genelde var olan linç kültürü burada da inanılmaz şekilde var. Hani bir yarışma var ünlüler gönüllüler kapışıyor, bu yarışmanın muadili köylüler şehirliler yapılsa dehşet bir kapışma olur.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi
Köy evinde hangi eşyanın olacağından tutunda, şehirden taşınmayı özendirerek bunun şehirleri boşaltmak için plan olarak  kullanıldığına kadar sayısız yorum okudum. Çok acımasız eleştiriler var köye yerleşenlere karşı. Olumlu yorum yapan güzel temennilerde bulunanlar da var tabii ki. Sosyal medya öyle bir yer ki bunu sıklıkla duymuşsunuzdur sokakta görse selam vermeyecek insanlar gayet dan dan yorum yapabiliyor size.
Bu köy evi öyle olmaz böyle olur şöyle olur konusundan yola çıkarak köy evi nasıl olur yada olmalı biraz bundan bahsedelim biraz. Normalde köy evi dediğiniz geniş bahçeli bulunduğunuz bölgenin mimarisine uygun ahşap, taş, kerpiç olabilen yapılardır. Köylere  göçün son dönemde yaşam şartlarından dolayı çoğalması ve sosyal medyanın daha da hayatımızın içinde oluşundan köylere yapılan evlerde öncesi sonrası videolar yada günlük  rutin videoları sıklıkla çekiliyor illaki sizin de karşınıza çıkmıştır.. Ben bu videoları izledikten sonra belki bu yorum biraz sert olacak ama insanımız şunu istiyor. Köy evi deyince çatısı aksın, yerler beton olsun, çalı süpürgesiyle süpürsünler, ocakta neymiş sobada pişirsinler her yemeklerini gibi gibi, bu örnekleri çoğaltabilirim ama genel istek köyde yaşayanlar şehirdeki gibi rahat olmasın kaba tabiriyle rezillik çektiğini görmek istiyor şehirde yaşayanlar köyde göçenlerin.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi ve daire 
Bizler şehirde yaşadığımız evimizde ne varsa aynı eşyaları buraya getirdik. Çamaşır kurutma makinemizde kullanıyoruz, robot süpürgemizi de. Ama köydeki imkanları da kullanıyoruz. Örnek vermek gerekirse bahçeye çamaşır asmak için ip yaptık yazın kurutma işini orada hallediyoruz. Şehirde son dönemde yapılan evlerde benim gördüğüm kadarıyla balkon kültürü de yavaş yavaş kalkarak Fransız balkon dediğimiz dışarıya taşmayan ev sadece ışık alsın diye yapılan süs balkonlarına evrildi. Buda haliyle evin içinde kurutma zor olduğu için herkesi kurutma almaya itti. Ama bu yaygınlaştığı için özellikle köyde yaşayanlarda artık kurutma makinesi  işine sıcak bakmaya başladı çünkü kışın o soğuğunda dışarı çık as zor işler.  Ekmek normalde şehirde evde kendi  fırınımızda yapardık hatta geçen gün Instagram hatırlattı ben zaten 6 yıl öncede kendi ekmeğimi evde yaparmışım yani. Şimdi yaptığımız zaman onu şuan komşunun taş fırınında yapıyoruz gibi. Yani bulunduğumuz bölgeye de uyum sağlıyoruz ama konfor sağlayan öğelerden de vazgeçmiyoruz. Ama elimizin altındaki imkanları da kullanıyoruz. Ama hayatımızı kolaylaştıran teknolojiden de vazgeçmiyoruz yeni dönem  köye göçenler olarak bence.
Şehirden Köye Kaçış: Köy evi sosyal medyadan bir göz
Bu söylediklerimde şöyle anlaşılmasın bazı yerlerde çok bu tarz şeyle karşılaşılmış daha önceki podcastlerde de anlatmıştım. Aman köye ev yapayım yüksek duvarla etrafını çevireyim önümden hayvanda geçmesin tezek kokmasın ama ben doğal yaşayım bu tayfada biz değiliz. Doğalı bozmadan konfor sağlayan imkanlardan faydalanalım. Bu bu arada hayvancılıkta da geçerli tarımda da geçerli. Köylerde geleneksel devam eden şeylerin yerine işlerimizi kolaylaştıracak imkanlar varsa onlardan da faydalanalım. Faydalandığımız şeyleri köyde de aktaralım. Buradayken hep diyorum. Yerel halk bize çok şey kattı illaki bizde onlara bir şeyler katıyoruzdur.
Köye yerleştikten sonra gözlemlediğim kadarıyla köydeki gençlerin şehre kaçma isteğinin altında da şehirde gösterilen konfor yatıyor bence. Televizyonlarda dizilerde gösterilen doğalgazlı evler. Her şeyin bir düzen içinde oluşu, robot süpürgeler falan şehri daha bir ışıklı gösteriyor. Ancak bunu imkanlar dahilinde köyde uyarlayabilirsiniz. Ancak az önce bahsettiğim köy evinde o mu olur bu mu olur algısı sanki köyde böyle şeylerin olmasının ayıp olması gibi bir anlam taşıyor. Yada uygun olmaması gibi anlaşılıyor. Şöyle bir kaç yorum gördüm, iyi bir marka süpürge var köy Vlogunda paylaşılmış, biri yazmış sen o süpürgeyle köy evi mi diyorsun oraya. Ne istiyorsun çalı süpürgesinden devam mı etsin. Yada sistemi kurmuş petekle ısınıyor ev, diyor ki soba olmadan köy evi mi olur. Şimdi internete bile köy evinin olmazsa olmazları yazınca soba çıkıyor en başta ama artık teknoloji gelişti sistemler değişti imkanı varsa, yapabiliyorsa petekle ısınsın sanane?! Bizim köyde zor bir ihtimal doğalgazın gelmesi ama yine de Allah’tan ümit kesilmez diyoruz biz bile köyde teyzelerle bir araya geldiğimizde açılan doğalgaz muhabbetinde önce teyzelerimiz bizde alırız diyor. Bir teknoloji varsa, bir rahatlık varsa, bu köy evinde de pekala kullanılabilir.
Az önce bir paylaşımda gördüm işte hiç kar kürememiş, hiç suyu soğuktan donmamışlar vs. vs. köy güzellemesi yapıyor. Dayanamadım yorum yaptım artık bu tarz sayfalar çok çıkmaya başladı karşıma bende duramıyorum. 😀 Her daim muhalefet yapan bir tipim. 😀 Dedim bu sıraladığınız her şeyi biz yaşadık şehrin bağrında kopup gelmiş taze köylüler olarak ama yine de köy güzellemesi yapmaktan vazgeçmiyorum. Çünkü ben halimden memnunum. Nedir bu köye taşınmışları linçlere anlamadım yazdım.   Ya siz şehrinizden memnunsunuz biz burada memnunuz siz orda yaşıyorsunuz biz burada bizi bi salın.
Bu arada bizde değil ama komşumuzda hakikaten dondu sular soğuktan. Bizde neden donmadı derseniz yalıtımlı su sayacı muhafaza kutuları var biz daha taşınmadan her ihtimali göz önünde bulundurarak alışveriş yaptık. Aslında tamda bundan bahsediyorum. Elimizde var olan imkanları kullanarak köyde yaşadığımız evleri de şehir konforuna taşıyabiliriz. Yeni şehre göçenler bu konforu sağlıyorlar kendilerine biz gibi, ama bir kesimde bundan rahatsız. Birde şu var sadece Instagram’da gösterdiğimiz hayatları yaşamıyoruz her zaman. Görmediğiniz bir çok şeyle hem beynen, hem ruhen, hem de fiziksel olarak mücadele ediyoruz. Konfor alanımı bırakıp gelmeyi biz tercih ettik, eskiden oturduğumuz şehirde tam teşekküllü devlet hastanelerinden tutunda özel kaç hastane vardı. Şimdi burada Biri rahatsızlandığında aklımızdan  geçiyor şimdi şehirde olsaydık, hemen giderdik şöyle olurdu böyle olurdu. Psikolojik olarak zaman zaman gelgitler yaşıyorum. 4 yaşında biz kızımız olduğu için yine tırnak içinde  Instagram’da gördüğümüz çocuk oyun alanları oyun grupları vs. vicdanımı bazen yokluyor. Sırf bu yüzden geçtiğimiz günlerde kızımı AVM’ye götürdük oyun alalına soktuk ve hiç bir oyuncakla oynamak istemedi büyük kaydıraklara bunlar hiç güvenli değil dedi. Şaşırdım. Oyuncak mağazalarına soktum. 2-3 dakikalık dolaşmadan sonra sıkıldım ben çıkalım dedi. ben kendimce kendimi rahatlatmak için ona imkan tanıdım ama gördüğüm tabloda o şuan ki durumundan memnun. Kendi aramızda gülüştük hatta  kaç kiloluk ineklere sarılmaya çalışan çocuk burada kaydıraktan korktu diye. Yani konuyu şuraya bağlayacağım her zaman her şey toz pembe değil köyde yaşayanlara da saldırmayın. Bu nasıl köy, bu nasıl ev böyle köy hayatımı olur diye. Herkes kendi doğrusunu yaşamaya çalışıyor. Bizde köyde bütün gün evimizde oturup robot süpürgeyi çalıştırıp, kahve keyfi yapmıyoruz. Neler üretebiliriz. Toprağı nasıl iyileştirebiliriz, diye düşünüyoruz.
Bizleri ziyarete gelen yakınlarımızın eşimizin dostumuzun da köy evi  ve köye göç algısını yıkıyoruz bence. Çünkü bizimde uzaktan izlediğimiz ya nasıl yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar, tam olarak içinden birilerini görmek adım atmak isteyen insanları da cesaretlendiriyor bir yerde. Yada ben öyle hissediyorum ziyaret edenlerin gözünde.  Modern yaşamla doğanın uyumu. Şehir hayatından tamamen kopmadan buraya da adapte olabilmek herkese bak oluyormuş dedirtiyor. Laf aramızda erkekler bu işlere bence daha geleneksel bakıyorlar onlar için  ev mi ev. Detaylarda çok önemli değil. Genelde kadınlar köye yerleşmekte tedirgin oluyorlar haklılarda. Çünkü ne kadar tarla işleri bahçe işleri erkeklerde gözükse de bence birazda hemcinslerimi kayırmak gibi olacak ama yükün çoğu kadınlarda. Detayları düşünmekte onlarda çok geniş pencereden bakıyoruz çünkü.
Daha ağır çalıştığın için erkekler sürekli acıkıyor yada aperatif kahve çay ihtiyaçları doğuyor. Evin işi zaten bahçeli olduğundan tozu toprağı hiç bitmiyor. Bizim için konuşacak olursak tarlanın kıyafetleri farklı ve hemen hemen her gün değişiyor daha fazla çamaşır yıkanması demek oluyor buda. Bazı günler hava güzelse tüm gün bahçede geçiyor, getir götür taşı bunların hepsi ek iş 😀
Normal şartlarda mesai de erkek sabah çıkar işe gider akşama kadar iştedir.  yemek yaparsınız  temizlik rutin işler. Ama bizde durum öyle değil. İşimizde burası olduğu için eşimle gün içinde sürekli beraberiz. Şehir yaşamı ile aralardaki farklar burada ortaya çıkıyor zaten.  Erkeğe göre tarla işi zor. Kadına göre ev işi zor tam da buradan yola çıkarak bir sonraki podcasti eşimle beraber onunda köy yaşamındaki görüşlerini alarak hazırlayacağım.
Beni sonuna kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim Tüm podcastlardan haberdar olmak ve dinlemek için kanalımıza abone olmayı unutmayın.
1 note · View note
sondakikadunyacomtr · 4 years
Text
Huzuru ormanda buldu... Tası tarağı toplayıp şehir hayatını terk etti
Huzuru ormanda buldu… Tası tarağı toplayıp şehir hayatını terk etti
Son zamanlarda şehirden kaçıp sessiz sakin bir yaşam sürmek herkesin hayallerinden bir tanesi. Çok fazla insan başka bir hayatın hayalini kuruyor. Kimileri hayalini kurduğu hayatı türlü nedenlerle ertelerken kimileri ise cesaret edip yeni hayatlarına merhaba diyor.
Yeni bir başlangıç yapan hatta kendi deyimiyle günün muhasebesini mutlu kapatmak için şehirden kaçıp ormana yerleşen Çağlar…
View On WordPress
0 notes
sonhaberim · 7 years
Text
Genç Çiftçi Projesi Şehirden Köye Göç Ettirdi
Genç Çiftçi Projesi Şehirden Köye Göç Ettirdi Son Haber
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI TARAFINDAN GEÇTİĞİMİZ YIL ‘HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM’ ADI ALTINDA BAŞLATILAN GENÇ ÇİFTÇİLERE DESTEK PROJESİ KAPSAMINDA ŞEHİRDEN KÖYE GÖÇLER DEVAM EDİYOR.
Genç Çiftçi Projesi Şehirden Köye Göç Ettirdi Son Haber
Devamını Gör http://ift.tt/2soZezD via SonHaber.im http://ift.tt/eA8V8J
0 notes
biviskiver · 4 years
Text
Şehirden köye organik tarım için göç ettiler
Şehirden köye organik tarım için göç ettiler
Burcu Özkaya Günaydın
HATAY –Büyükşehirlerde yaşayan herkes en az bir kere düşünmüştür ‘köye, kırsala yerleşip, tarım yapmayı���… Ama birçok insan için bu olay muhabbetten öteye de gitmez. Kimisi şikayet etse de büyükşehir nimetleri ağır basar, kimi kısa zamanda sıkılacağını düşünür. Sonuç; tarım yine bir sonraki arkadaş meclisinde konuşulmak üzere bir süreliğine rafa konur. Kendilerini Dersim…
View On WordPress
0 notes
sizekitap · 6 years
Text
Mutluluk Arayanlar
Mutluluk Arayanlar Yaşar Çiçekdemir İkinci Adam Yayınları
Son yüzyıl dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de göçler tarihi oldu. Huzurlu bir hayat, güvenli bir yer arayanlar köyden köye, şehirden şehire, sınırdan sınıra, ülkeden ülkeye göçtüler. Her göç var olduğun kültürel çevreden kopuş demektir. Türkiye’den Batı Avrupa’ya işçi göçü başlayalı 60 yıl kadar oluyor. Günümüzde Avrupa’da 5 milyon kadar Türkiye kökenli göçmen insan yaşıyor. Rakamlar acılarımızı, mutluluklarımızı, hasretlerimizi ifade edemez. Ancak tek tek göçmenlerin mikro tarihi hayatın gerçekliğini daha iyi ifade edebilir. Her göçmenin hayatı bir romandır. Bu romanda herkes kendinden bir yaşantı bulacaktır.
– Bochum, 5 Ocak 2018, Kemal Yalçın
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
devamı burada => https://goo.gl/dwtEXC
0 notes
Text
De başlamışlardır Kayseri haberleri bu..
Habercilikte önemli olan konu ulusal olduğu kadar bölgesel haberleri de yakından takip edebilmektir. Çünkü haber geniş olarak ele alınması gereken bir durumdur. Genelde ulusal yayın yapan siteler yerel haberlere çok fazla yer vermedikleri için bölgesel haber siteleri de bu durumu üstlenmişlerdir. Bölgesel habercilik denildiği zamanda akla gelen birkaç tane belli başlı şehir gelir. Bu şehirler büyükşehirlere nazaran biraz daha gündemi az işgal ediyormuş gibi görünse de aslında kendi içlerinde de oldukça hareketlidir. Örneğin kayseri şehrini ele alalım. Kayseri son dönemdeki atılımlarıyla Türkiye için oldukça büyük bir öneme sahip olmuştur. Şehrin genel yapısı orta kültürden insanlara sahip olsa da gelişmişliği de kendi içerisinde ciddi anlamda yakalamayı da başarmıştır. Kayseri eskiden çok göç vermiş olan bir şehirken bugün ciddi anlamda göçle de karşı karşıyadır. Şehirden ayrılan insanlar gerek köye dönüş projeleri kapsamında gerekse şehrin değişen yüzü kapsamında yeniden dönmeye de başlamışlardır. Kayseri haberleri bu konudaki gelişmişliği de sürekli olarak kendi bültenleri içerisinde takip eder.
Kayseri habercilik noktasında da büyükşehirleri aratmayacağını söyledik zira şehirde her gün değişen bir yapı mevcuttur gerek son dakika haberleri gerekse Talas Haberleri şehrin gündemini her daim diri tutmayı başarmıştır. Elbette ki şehrin dışında olan insanlarda buranın gündemini http://talasexpresshaber.com/ gibi son dakika bilgilerine ağırlık veren internet sitelerinden takip ederler.
0 notes
Text
Koye donuş projeleri kapsamında gerekse..
Habercilikte önemli olan konu ulusal olduğu kadar bölgesel haberleri de yakından takip edebilmektir. Çünkü haber geniş olarak ele alınması gereken bir durumdur. Genelde ulusal yayın yapan siteler yerel haberlere çok fazla yer vermedikleri için bölgesel haber siteleri de bu durumu üstlenmişlerdir. Bölgesel habercilik denildiği zamanda akla gelen birkaç tane belli başlı şehir gelir. Bu şehirler büyükşehirlere nazaran biraz daha gündemi az işgal ediyormuş gibi görünse de aslında kendi içlerinde de oldukça hareketlidir. Örneğin kayseri şehrini ele alalım. Kayseri son dönemdeki atılımlarıyla Türkiye için oldukça büyük bir öneme sahip olmuştur. Şehrin genel yapısı orta kültürden insanlara sahip olsa da gelişmişliği de kendi içerisinde ciddi anlamda yakalamayı da başarmıştır. Kayseri eskiden çok göç vermiş olan bir şehirken bugün ciddi anlamda göçle de karşı karşıyadır. Şehirden ayrılan insanlar gerek köye dönüş projeleri kapsamında gerekse şehrin değişen yüzü kapsamında yeniden dönmeye de başlamışlardır. Kayseri haberleri bu konudaki gelişmişliği de sürekli olarak kendi bültenleri içerisinde takip eder.
Kayseri habercilik noktasında da büyükşehirleri aratmayacağını söyledik zira şehirde her gün değişen bir yapı mevcuttur gerek son dakika haberleri gerekse Talas Haberleri şehrin gündemini her daim diri tutmayı başarmıştır. Elbette ki şehrin dışında olan insanlarda buranın gündemini http://talasexpresshaber.com/ gibi son dakika bilgilerine ağırlık veren internet sitelerinden takip ederler.
0 notes
mkaand · 4 years
Video
undefined
tumblr
Şehirden Köye Göç - Benim Göç Hikayem - 1. Bölüm [1/3]
0 notes
dagdelenmehmet-blog · 7 years
Text
Olarak ele alınması gereken bir..
Habercilikte önemli olan konu ulusal olduğu kadar bölgesel haberleri de yakından takip edebilmektir. Çünkü haber geniş olarak ele alınması gereken bir durumdur. Genelde ulusal yayın yapan siteler yerel haberlere çok fazla yer vermedikleri için bölgesel haber siteleri de bu durumu üstlenmişlerdir. Bölgesel habercilik denildiği zamanda akla gelen birkaç tane belli başlı şehir gelir. Bu şehirler büyükşehirlere nazaran biraz daha gündemi az işgal ediyormuş gibi görünse de aslında kendi içlerinde de oldukça hareketlidir. Örneğin kayseri şehrini ele alalım. Kayseri son dönemdeki atılımlarıyla Türkiye için oldukça büyük bir öneme sahip olmuştur. Şehrin genel yapısı orta kültürden insanlara sahip olsa da gelişmişliği de kendi içerisinde ciddi anlamda yakalamayı da başarmıştır. Kayseri eskiden çok göç vermiş olan bir şehirken bugün ciddi anlamda göçle de karşı karşıyadır. Şehirden ayrılan insanlar gerek köye dönüş projeleri kapsamında gerekse şehrin değişen yüzü kapsamında yeniden dönmeye de başlamışlardır. Kayseri haberleri bu konudaki gelişmişliği de sürekli olarak kendi bültenleri içerisinde takip eder.
Kayseri habercilik noktasında da büyükşehirleri aratmayacağını söyledik zira şehirde her gün değişen bir yapı mevcuttur gerek son dakika haberleri gerekse Talas Haberleri şehrin gündemini her daim diri tutmayı başarmıştır. Elbette ki şehrin dışında olan insanlarda buranın gündemini http://talasexpresshaber.com/ gibi son dakika bilgilerine ağırlık veren internet sitelerinden takip ederler.
0 notes