Tumgik
#şifalı bitkiler ve isimleri
dogruolan · 10 months
Text
FAYDASİ - GOLD
Tumblr media
Faydasi.net: Doğanın Şifasını Keşfedin - Bitkisel Çay Çeşitleri ve Şifalı Bitkiler!
Faydasi.net, doğadan gelen şifayı keşfetmeniz için bir kapı aralar. Bitkisel çay çeşitleri, bitki çayları isimleri, karışık bitki çayı, tüm şifalı bitkiler ve faydaları, şifalı bitkiler gibi anahtar kelimelerle dolu bu platform, sizlere doğal yaşamın getirdiği zenginlikleri sunar.
Bitkisel Çay Çeşitleri: Doğadan Gelen Lezzet!
Faydasi.net, bitkisel çay dünyasında bir yolculuğa çıkmanıza olanak tanır. Her damak zevkine hitap eden zengin bitkisel çay çeşitlerimiz, lezzetin yanı sıra sağlık dolu bir içim deneyimi sunar. Kışın ısınmak, yazın serinlemek veya sadece keyif almak için ideal seçeneklerle tanışın.
Bitki Çayları İsimleri: Şifalı Bitkilerin Adıyla Tanışın!
Faydasi.net, bitki çayları isimleri konusunda detaylı bilgiler sunar. Her bir bitkinin adını ve sağlık üzerindeki olumlu etkilerini öğrenerek, kendi ihtiyaçlarınıza uygun çayları seçebilirsiniz. Adaçayı, ıhlamur, nane gibi popüler bitki çaylarını yakından keşfedin.
Karışık Bitki Çayı: Doğanın Şifalı Karışımı!
Karışık bitki çayı, farklı bitkilerin özenle seçilmiş kombinasyonlarıyla hem lezzetli hem de besleyici bir içecek sunar. Faydasi.net, size özel karışımların yanı sıra, karışık bitki çaylarının sağlık üzerindeki olumlu etkilerini detaylı bir şekilde açıklar.
Şifalı Bitkiler: Doğal Tedavinin Anahtarı!
Faydasi.net, şifalı bitkilerin faydalarını sizinle paylaşır. Her bitkinin sağlık üzerindeki etkilerini ve doğru kullanımını öğrenerek, şifalı bitkilerin gücünden en iyi şekilde yararlanabilirsiniz.
Faydasi.net ile Doğanın Şifasına Ulaşın!
Faydasi.net, bitkisel çay çeşitleri, bitki çayları isimleri, karışık bitki çayı, tüm şifalı bitkiler ve faydaları gibi konularda doğanın şifasını size getirir. Sağlıklı yaşam için Faydasi.net adresini ziyaret edin, doğanın nimetlerini keşfedin!
668 notes · View notes
gulumbaharat · 2 years
Text
AKTARLIK ÜZERİNE
                      AKTARLIK ÜZERİNE
Baharat ve şifalı bitkilerin tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir.  Baharat ve şifalı bitkilerle ilgili bilgilerin kaynakları çok eski tarihlere dayanmaktadır. Tarih öncesi ve sonrası medeniyetlerden günümüze kadar bitkilerle tedavi süregelmektedir. Halen günümüzde de bu konu giderek artan bir şekilde insanların bilgi alanına girmektedir. Bilimin ve tıbbın gelişmediği dönemlerde insanlar deneme-yanılma metodu ile dertlerine çare bulmaya çalışmışlardır. Halen doktor ve hastanelerden yoksun yerlerde geleneksel tedavilerle şifa aranmaktadır. Bu nedenle baharat ve şifalı bitkiler ve bunların tedavi alanlarındaki kullanışları ile ilgili pek çok eser yayınlanmıştır.
Hititler döneminde Anadolu'da yetiştirilen bazı baharat ve şifalı bitkileri (haşhaş, mazı, safran, çörekotu) günümüze kadar saklanan bilgilerden öğrenmekteyiz. Ancak bitkiler ile tedavi yöntemi daha ziyade Çin, Hindistan ve Mısır uygarlıkları zamanında dünyaya yayılmıştır. Kutsal kitapların birçok yerinde baharat ve şifalı bitkilerle tedaviler yazılmış olup bitki ve baharat isimleri belirtilmiş, tedavi amaçlı kullanılmaları öğütlenmiştir.
Eski uygarlıklarda baharat ve şifalı bitkilerin çeşitli amaçlarla ve çok sayıda kullanıldıkları bilinmektedir. Türk ve İslam tarihindeki Lokman Hekim, İbni Sina, İbni Baytar ve Dioscoridos gibi ünlülerin Anadolu'da yetişen baharat ve şifalı bitkiler hakkında çeşitli eserleri vardır. Ayrıca İsviçreli botanik bilgini E. Boissier'in eserlerinde Anadolu'da bulunan bitkiler hakkında gözlemlere dayanan ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Anadolu'da baharat ve şifalı bitkiler üzerine ilk araştırmalar 19. Yüzyılda Mektebi-i Tıbbiye-i Şahane adı altında bilimsel çalışmalarla başlamıştır. İnsanlığın tarihi boyunca çeşitli hastalıklar ortaya çıkmış ve bu hastalıklara karşı muhtelif tedavi şekilleri uygulanmıştır. İlk çağlardan beri bu tedavi şekillerinde birçok baharat, şifalı bitki, su ve toprak gibi doğal kaynaklardan yararlanılmıştır.
Günümüzde şifalı bitkilerle çeşitli hastalıkların tedavi yöntemleri alternatif tıp olarak değer kazanmakta olup üzerinde daha da uzmanlaşılıp ileriye taşınmıştır. Lokman Hekim'in şifalı bitkilerle ölüme bile çare bulduğu bir rivayet olarak halen söylenegelmektedir. Ülkemizin bulunduğu coğrafya itibariyle neredeyse her şeye şifa olacak bitkiler çok rahat yetişmektedir. Anadolu irfanı bu bitkilerin kullanım şekilleri ne kadar kullanılması gerektiği nerede ve ne kadar kullanması gerektiğini deneme yanılma yöntemi ile öğrenmiştir. Bunu kuşaktan kuşağa aktarmıştır. Hangi bitkinin neye şifa olduğunu isimleri gibi bilmeleri yanında neredelerde yetiştiği ne kadar sürede kuruduğunu da bilmektedirler. Hemen hepimiz şahit olmuşuzdur, özellikle kış aylarında soğuk algınlığı, grip vb hastalıklarda kullanılan ilaçların bunun yanında şeker, tansiyon, migren veya karaciğerinde ya da başka bir bölgesinde şikayeti olan kişilere anında çözüm sunan bir sözlü gelenektir.
İşte Tam da burada Aktarcılık devreye giriyor, onlar büyük bir birikimin muhafızları ve taşıyıcılarıdırlar. Bilgilerinin kendileri ile gitmemesi için ardında hep birilerini bıraktılar. Onlarca ürünün bilinmesi bir büyük deniz iken nelere şifa olduğunu bilmek daha kişiyi görmeden şikayetini duymadan neyinin olduğunu ona neyin iyi geleceğini bilmek ise sanırım bir okyanus. Aktarcıların toplumda yeterli itibarı görmesi artık bir zarurettir. Kimyasal ilaçlarla tüm biyolojisi alt üst edilmiş insanların bitkiye yönelmesi vakti gelmiştir.
Siz de onlarca çeşit ürün için sitemizi ziyaret edebilir. Avcılar Parseller de olan Gülüm Baharat’a bir çay içmeye gelebilirsiniz. 
2 notes · View notes
falcibaba · 2 years
Text
Şamanizm
Şamanizm Nedir?
Şamanizm, yeryüzündeki en kadim inanışlardan biridir. Bu inanışın şifreleriyle manevi anlamda birçok şeyi başarmak da mümkündür. Şamanizm Şamanizm her ne kadar sistemli bir din olarak tanımlansa da, onu bu şekilde tanımlamak yanlış olacaktır. Şamanizm'in bir dinden çok metot olduğunu söylemek mümkün. Nitekim Türkler de İslamiyet'i kabullenmeden önce şaman inancına göre hayatlarını sürdürüyorlardı. Bugün Altay dağlarından Afrika'nın kabilelerine kadar şamanizm pratiğini benimsemiş birçok kabile ve topluluğun bulunduğunu da belirtmek gerekir. Şamanizm, taş devrine kadar uzanan bir inanç ve pratiktir. Temelinde ruhlar ile iletişim hâlinde olmak vardır. Şamanlar insanların ve doğanın ruhlarıyla iletişim hâlinde bulunarak onlardan edindikleri bilgileri gündelik hayatta kullanırlar. Belirtildiği gibi şamanizm kutsal kitabı, öğretisi, kuralları olan bir din değildir. Daha çok insanın kendi doğasını ve yaşadığı manevi âlemi keşfetmek için çıkmış olduğu bir yolculuktur. Şaman, Tunguzca kökenli bir kelimedir. Ruhani alem ile fiziksel dünya arasında aracılık eden kişiler şaman olarak adlandırılır. Türkler bu kişilere kam, baksı ya da ozan derlerdi. Şaman hem şifalı bitkilerin sırlarını öğrenip insanlar için kullanmakla hem de ruhlar ile insanlar arasında aracılık etmekle görevlidir. Bugün gündelik hayatta karşımıza çıkan birçok inanç ve pratik şamanizme dayanmaktadır. Çaput bağlamak, türbe ziyaretinde bulunmak gibi adetlerin tamamı şamanlardan gelmektedir. Bu tür adetlerin manevi yaşamamıza katkı sağladığı da deneyimler ile sabittir. Dolayısıyla şamanizmi yalnızca kadim bir inanış olarak değil, gündelik hayatta yardımcı olacak, manevi ya da fiziksel birçok alanda kullanılabilecek bir pratikler bütünü olarak görmek faydalı olacaktır.
Şaman Ayini
Şaman ayinleri kültürlere göre farklılık gösterse de temelde aynı mantığa dayandığını söylemek mümkündür. Ayinlerin ve ritüellerin temelindeki bu benzerlik şüphesiz ki insanın doğaüstünü keşfederken benzer sonuçlara varmasından kaynaklıdır. Şaman sembolleri toplumlara ve kültürlere göre değişiklik gösterir. Ancak yapılan araştırmalar bu sembollerin aynı anlamda olduklarını açığa çıkarmaktadır. Şaman ayini temel olarak transa dayanır. Şamanlar trans hâline girerek maddi dünyadan ayrılırlar ve ruhlar alemiyle iletişime geçerler. Bu iletişim esnasında ruhlardan gelecekle ilgili bilgiler alabilirler. Ayrıca bu ayinler hastalara şifa bulma, kötü kaderi def etme gibi amaçlarla da yapılmaktadır. Ateş de şaman ayini için önemli bir unsurdur. Öyle ki Şamanizm inancının yaygın olduğu Turki cumhuriyetlerde demirciler şamanlar kadar kutsaldır. Bunun sebebi demircilerin de ateşle uğraşmasıdır. Şamanlar genellikle ateş etrafında dans ederek ve çeşitli ritüeller düzenleyerek ayin yaparlar. Bunun amacı ateşin ruhlar alemine geçişi kolaylaştırması ve kutsal bir enerjiye sahip olmasıdır. Yeryüzünde nasıl iyi ve kötü insanlar, doğada yararlı ve zararlı hayvanlar/bitkiler varsa manevi dünyada da buna benzer bir denge vardır. İyi ruhlar ve kötü ruhlar devamlı insanların etrafında dolaşırlar. İnsanlar kötü ruh ve enerjilerin uğraması sebebiyle zarar görebilir. Şaman ayinlerinin temel amaçlarından biri insanları kötü ruh ve enerjilerden korumaktır.
Şaman İsimleri
Şaman ayinlerinin bir nevi "canlandırma/yerine geçme" olduğunu söylemek doğru olacaktır. Manevi dünyadaki unsurlar ancak maddi hayattakilere benzetilerek anlaşılabilir. Örneğin manevi alemde karga benzeri bir varlığın mevcut olduğuna dair elimizde bir kanıt yoktur ancak kötü enerjili bir varlığı buna benzeterek tanımlayabilir ve anlayabiliriz. Bu sembolizmin şaman isimleri konulurken de önemli olduğunu belirtmek gerekir. Şamanlar ayin sırasında çeşitli hayvanların ve enerjilerin yerini alırlar. Kartal, ayı, kurt gibi güçlü ve kudretli hayvanlar gibi güvercin gibi zararsız hayvanların da kılığına bürünebilirler. Kendilerini de bu şekilde isimlendirirler. Şamanlığın babadan oğula geçtiği toplumlarda her şamanın ayrıca bir sembolik ismi bulunmaktadır. Kızılderili isimlerinde bunun açıkça örneği görünebilir. Türk şamanları ayrıca Kayra, Umay gibi tanrı ve tanrıça figürlerine dair isimleri de alabilmektedirler. Bilindiği gibi, her tanrı ve tanrıça aslında doğadaki bir unsuru sembolize eder. Yeryüzünün ruhları ile iletişime girmek isteyen şamanlar kendilerini Kayra ya da Umay olarak isimlendirebilirler. Şaman isimleri tamamen yapılmak istenen ayine ve ulaşılmak istenen sonuca göre değişir.
Şamanizm Dini
Tumblr media
Şamanizm nedir Belirtildiği gibi, şamanizmden sistemli ve kurallı bir din olarak bahsetmek yanlış olacaktır. Nitekim şamanizm birçok farklı inanışta görülen bir pratiktir. Ancak bu pratiğin yer yer bir din hâlini aldığını görmek mümkündür. Nitekim şamanizm genellikle çok tanrılı toplumlarda rastlanır ve bazen bu pratik din olarak kozmolojinin merkezine yerleşebilir. Şamanizm dininde tanrı ve tanrıçalar evrendeki maddi ve manevi unsurları sembolize eder. Örneğin "Toprak Ana" olarak da bilinen Umay, yeryüzünün tanrıçasıdır ve doğanın döngüsünden sorumludur. Ay Ata ise Ay'ın ruhudur ve geceden sorumludur. Erlik Han, şamanizmde şeytan figürüdür ve kötülüğün yeryüzüne yayılmasından sorumludur. Şamanizm dininde tanrılar arasında hiyerarşik bir düzen olduğu söylenebilir. Türk şamanizminde panteonun en üst kısmında Gök Tanrı bulunmaktadır. Gök Tanrı, Kuzey Yıldızı'ndaki sarayında oturur. Evreni ve tanrıları yarattıktan sonra kendi işleyişine bırakmıştır. Şamanlar yaratıcıdan çok tabiatın ruhlarıyla ilgilenir ve onlarla iletişime geçerler. Dolayısıyla ritüeller ve ayinler mutlak yaratıcıya ulaşmak için değil, ruhlar ile iletişime geçerek fayda sağlamak içindir.
Şaman Büyüleri
Şaman büyülerinde temel amaç ruhlar ile iletişime geçmek ve evrenin enerjisini kullanmaktır. Gündelik hayattaki detaylar bu büyülerde büyük önem taşır. Hangi renk giydiğinizden odanızda nasıl bir düzen kullandığınıza kadar birçok detay şaman büyülerinde önemlidir. Bu detaylar büyünün gidişatını etkiler ve etkisinin ne kadar büyük olacağını belirler. Anadolu'nun birçok yerinde hâlâ şaman büyüleri yapıldığı bilinmektedir. Şaman büyüleri aşık etme, para kazanma, başarı elde etme, kötü enerjilerden kurtarma, şifa verme gibi birçok amaçla yapabilir. Bitkisel ve hayvansal ürünler kullanılabileceği gibi bazı durumlarda tılsım yazmak da gerekebilir. Birçoğunun oldukça basit ve kolay uygulanabilecek ritüelleri bulunmaktadır. Şaman toplumlarında at, geyik, domuz gibi hayvanların kemiklerinin evlere asıldığı görülebilir. Bunun sebebi hayvan kemiklerinin pozitif etki getireceğine inanılmasıdır. Ayrıca domuz yağı, inek tüyü gibi malzemeler de büyüde kullanılabilir. Bununla birlikte at nalının uğur getirdiğine dair inanış da şaman kökenli bir inanıştır.
Şaman Sembolleri
Sembolizm, şamanizm inancında önemli bir yere sahiptir. Şaman davullarında ve kıyafetlerinde çeşitli sembollerin çizili olduğunu görmek zor olmayacaktır. Bu semboller maddi ve manevi âlemler arasında iletişimin sağlanmasına yardımcı olur. Söz konusu semboller evin çeşitli yerlerinde bulunduğunda manevi bir rahatlama sağlanacak ve kötü enerjiler büyük ölçüde uzak tutulacaktır. Semboller genellikle yeryüzü, gökyüzü, yıldız, ruh gibi ögeleri simgeleyen çizimlerden seçilir.
Şaman Falı
Şamanizmde fal bakmanın iki yolu vardır. Birinde şamanlar transa geçerek ruhlarla konuşurlar ve fal baktıran kişiye geleceğini söylerler. Bunun daha garanti bir yol olduğu söylenebilir. Ancak bu işlemi yapacak bir şaman bulmak oldukça zordur. Bu yüzden ikinci yol tercih edilebilir ve şaman sembolleriyle tarot benzeri bir fal bakılabilir. Ayinde kullanılan belirli semboller vardır. Yeryüzü, gökyüzü, yıldızlar, ruhlar gibi semboller şaman inancında oldukça sık kullanılır. Bu sembollerin çizilmiş olduğu kartlarla fal bakılabilir. Ayrıca falda çeşitli tılsımlar kullanılabilir. Tüm bunların yanında şaman falından önce meditasyon yapmak sonucun daha garanti olmasını sağlayacaktır. Sembollerle fal bakabilmek için sembollerin anlamını derinlemesine öğrenmek de gerekecektir. Read the full article
2 notes · View notes
sifaliyasam · 3 years
Text
Şifalı Bitkiler Her Derde Deva 10 Yararlı Bitki
Şifalı Bitkiler Her Derde Deva 10 Yararlı Bitki
Tabiatın Mucizelerle Dolu Eczanesi: Şifalı Bitkiler İçeriğindeki herhangi bir kimyasal bileşen, vitamin ya da mineraller yardımıyla insan yaşamı için yararları olan bitkiler, şifalı bitkiler olarak tanımlanır. Bu bitkilerin hastalıklara karşı yarar sağlayabilmeleri için tüketim miktarları ve tüketilme şekilleri büyük ehemmiyet taşır. Şifalı bitkilerin hastalıkların tedavisinde kullanılması,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Sağlıklı Yaşam İçin En İyi 15 Tıbbi Şifalı Yapraklar
Şifalı yapraklar, etkili tedavi için Hint Ayurveda tıbbında en sık kullanılan bileşenlerdir. Bu makalede, Ayurveda tıbbında bitkisel ilaç olarak kullanılan veya daha önce kullanılmış geleneksel ilaçlar ile mutfak amaçlı kullanılan bitkilerin ve yaprakların bir listesini içerir.
Şifalı Yapraklar Nelerdir? Nasıl Kullanılmalılar?
Tulsi / Fesleğen Yaprakları
Fesleğen yaprakları Hindu kültürünün bir parçasıdır ve astım tedavisinde çok faydalıdır. Ocimum tenuiflorum bilimsel adlı Fesleğen bitkisine ait şifalı yapraklar aromatik çok yıllık bitki sınıfındandır ve yaygın olarak Ayurveda’da kullanılan bir bitki çayıdır.
Nane yaprağı
Nane yaprağı Ayurveda tıbbında kullanılan popüler bir bitkidir ve yaz aylarında vücudunuzu serinlettiği bilinmektedir. Nane yaprakları, kanı arındırır, sindirim ve ağız sağlığını destekler. Ayrıca bu şifalı yapraklar bitkisel çay olarak tüketilmektedir.
Bael Yaprağı
Bael ağacı veya Aegle marmelos, Hindistan alt kıtasına özgü olan Hindular için kutsal bir ağaçtır. Yaprak Ayurveda tıbbında önemli bir bitkidir, sindirim sistemine yardımcı olur, kan şekeri, Astım ve kabızlığı yönetir. Aktarlardan temin edilebilir.
Giloy yaprakları
Giloy Yaprakları genel olarak sağlıklı vücut için ayurveda dahil birçok alternatif tıp ilminde bileşik olarak kullanılır ve giloy kökünün suyu sağlık sorunlarının çoğunu tedavi edebilir. Tinospora cordifolia ayrıca Ayurveda’daki en kutsal bitkilerden biri olarak kabul edilir.
Baget Yaprakları
Baget ağacı yaprakları geleneksel bitkisel ilaçlarda kullanılır. Genç yapraklar bitkinin en besleyici kısmıdır ve hastalıklarını tedavi etmek için potansiyel özellikleri barındırdığı bilinmektedir.
Nirgundi yaprakları
Nirgundi veya Beş yapraklı iffet, soğuk algınlığı için en iyi doğal çözümlerden birisidir ve aynı zamanda sivrisinekleri kontrol etmek için kullanılır. Şifalı yapraklar, bronşiyal astımı, zihinsel bozuklukları, sindirim gücünü ve kadın sağlığı sorunlarını tedavi etmek için geleneksel Ayurveda bitkisel ilaçlarında kullanılmaktadır.
Papaya Yaprağı
Papaya yaprağı, Hindistan’da Dang humması tedavisinde doğal ilaç olarak kullanılmaktadır. Yaprak suyu karaciğer için faydalıdır, şeker hastalığında kullanılır ve sindirimi destekler.
Neem yaprağı
Neem Yaprakları, cilt ülserleri, bağırsak solucanları, ateş ve diyabet gibi sağlık sorunları ile cilt yararlarının tedavisinde alternatif tedavi olarak kullanılmaktadır. Neem meyveleri ve tohumları, çeşitli terapötik amaçlar için geleneksel olarak kullanılan neem yağı kaynağıdır.
Defne yaprağı
Defne Yaprağı, Hint mutfağının en yaygın bileşenidir ve birçok doğal vitamin ve mineral içerir. Şifalı yapraklar; sindirimi destekler, cilt bakımında kullanılır, saçları kuvvetlendirir ve düzenli ve rahat uykuyu destekler.
Stevia Yaprağı
Stevia Yaprağı, kan şekeri seviyelerini, böbrek hasarını ve vücut şeker oranını düzenlemeye yardımcı olan doğal tatlandırıcıdır. Bitkiye ait şifalı yapraklar geleneksel olarak Brezilya’da doğal şeker veya tatlandırıcı bitki olarak kullanılır.
Kına Yaprakları
Kına Yaprakları, saç, cilt ve tırnak bakımında kullanılır. Ayurveda tıbbında kullanılan şifalı yapraklar: sarılık tedavisinde ve cilt hastalıklarında en iyi doğal reçete olarak bilinir.
Patharchatta Yaprağı
Bryophyllum pinnatum; böbrek taşları, hipertansiyon, baş ağrısı ve yaraların geleneksel tedavisi için kullanılır.
Kişniş yaprakları
Kişniş Yaprağı çok zengin su, mineral, vitamin, karbonhidrat ve protein kaynağıdır ve ayrıca antioksidan görevi görür. Taze şifalı yapraklar iyi bir A, C ve K vitamini kaynağıdır.
Köri yaprakları
Hint mutfağında körilerde baharat olarak kullanılmasının yanı sıra sağlık yararlarına da ev sahipliği yapar. Koyu yeşil yapraklar kan şekeri seviyesini düşürmeye ve sindirimi arttırmaya yardımcı olan C vitamini, lif ve diğer minerallerle doludur.
Sağlıklı Yaşam İçin En İyi 15 Tıbbi Şifalı Yapraklar
0 notes
ogaste · 5 years
Text
Kızılcığın Faydaları ve Kızılcık hakkında yanlış bilinenler
Tumblr media
Genellikle kızılcık meyvesi Türkçeye çevirisinde cranberry yani vaccinium macrocarpon türkçesi Turna yemişi meyvesi ile karıştırılır , bu yüzdende genel olarak kızılcığın faydalarını anlatan  web sitelerin de turna yemişinin  faydaları nı anlatan kızılcık için doğru olmayan bilgiler verilmektedir. Aslında kızılcık Cornelian Cherry yani Latincesi Cornus mas dır.  Cornaceae ( kızılcık ağacı ) ailesinin bu üyesi Cornus mas olarak belirlenmiştir 
Kızılcık Künyesi
Latince isimleri: Cornus officinalis Fructus corni officinalis Cortex / Ramulus Çince adı: shan zhu yu Diğer adı: cornus berry Kızılcık( Cornus mas), Orta ve Güney Avrupa'dan Kafkasya ya kadar  geniş bir bantta yetişir ve geleneksel bir bitkisel ilaç olarak kullanılır.
Kızılcığın Faydaları
Dizanteri ve diyare ilacı Kızılcık geleneksel olarak, yüksek tanen içeriğinin bir sonucu olan güçlü büzücü etki nedeniyle dizanteri ve ishali tedavi etmek için kullanılmıştır. Kuru ağız hissi , ayva yerken , Trabzon hurması , sapodilla veya Cornelian Cherry yerken büzücü tanenlerin dokuları büzüşmesi veya büzülmesi sonucu oluşur. Bu, sıvı tahliyesini sınırlandırır ve ishal veya dizanteriden iyileşmeye doğru ilk adımı gösterir. Böbrek fonksiyonunu destekler Geleneksel Çin tıbbına göre, kızılcık  verimli bir diüretiktir ( söktürücü). Normal böbrek fonksiyonlarını destekleyen, yüksek tansiyonun (hipertansiyon) azaltılmasına yardımcı olan ve detoksifikasyonunu destekleyen bir işlem olan idrar üretimini uyarabildiği anlamına gelir. Etkileyici antibakteriyel ve antiviral özellikler Kızılcığın faydalarından biride , güçlü bir doğal antienflamatuar, antiviral ve antibakteriyel madde olan yüksek miktarda C vitamini içermesi nedeniyle soğuk algınlığı ve grip önleme için idealdir. Bir kişinin bu sağlık yararlarından yararlanabilmesi için, kızılcık  çiğ tüketilmesi gerekir (pişirme ısısı C vitamini yok eder). Diğer bir c vitamini deposu olan domatesin faydaları için Domatesle Sivilce Tedavisi inceleyebilirsiniz. Zengin antioksidan içeriği Çoğu meyvede olduğu gibi, kızılcık meyvesi, serbest radikal moleküllerden serbest radikal hasarına karşı koruma sağlayan ve kronik hastalıklara karşı koruyan çok miktarda antioksidan içerir. Doğal hepato (karaciğer pankreas safra kesesi )koruyucu Kızılcık  özellikleri ve sağlık yararları üzerine yapılan araştırmalar, meyvelerin düzenli tüketilmesinin, güçlü bir hepato-koruyucu eylem uygulayarak karaciğer fonksiyonunu iyileştirir. Mükemmel tonik Kızılcık meyveleri, yüksek mineral içeriğinden dolayı mükemmel restoratif özelliklere sahiptir. Kalsiyum, potasyum, bakır, demir, manganez, çinko ve iyi bir sodyum kaynağı bakımından zengin olan kızılcık, hastalıktan sonra iyileşmeyi teşvik eder (örneğin, kızılcık meyve suyu içmek, daha şiddetli bir ishal olayından sonra iyileşmeyi hızlandırabilir). Kızılcığın Ateroskleroz (Damar Sertliği) Üzerine Etkileri  Kızılcığın faydalarından biride Diğer nutrasötiklere benzer olan kızılcık damar sertliğine ( ateroskleroz ) karşı olumlu etkilere sahiptir. Kızılcığın geleneksel kullanımları ve faydaları Meyve aşırı kanama durumunda vücut kaslarının veya dokularının kasılmasına neden olan bir büzücüdür.Ayrıca ateşin etkisini azaltmada yardımcı olan ve vücut ısısını normale düşüren bir febrifüttür (ateş düşürücü).Kabuk ve meyveler de besleyicidir ve vücudun kaybolan besinlerinin geri kazanılmasına yardımcı olur .Meyvenin büzücü özelliği, aynı zamanda kolera tedavisinde de kullanıldığı gibi bağırsak şikayetleri ve ateş için iyi bir tedavi işlevi görür.Kızılcık çiçekleri, ishal tedavisinde kullanılır.Kızılcık meyvesinden çıkarılan meyve suyunun içilmesi de şiddetli ishal krizinden sonra iyileşmeyi artırabilir.Kızılcık yemek de böbreklerin çalışmasını teşvik eder.Bu meyvenin tüketimi idrar üretimini desteklemeye yardımcı olarak böbreklerin normal çalışmasını desteklemektedir. Kızılcığın Faydaları devamı Kızılcık ayrıca yüksek tansiyonun düşürülmesine yardımcı olur ve hipertansiyondan muzdarip insanlar için faydalıdır.Dahası, bu meyveye benzer meyveler ayrıca tüm vücudun detoksifikasyonunu da teşvik eder.Bu meyveye benzer meyvenin, çok güçlü bir doğal antiviral, antibakteriyel ve anti-enflamatuar (iltihap giiderici) madde olan yüksek C vitamini seviyelerini içerdiği için, soğuk algınlığı ve gripten korunmak için mükemmel olduğuna inanılmaktadır.Bu meyveler ayrıca kolera tedavisi için de kullanılır.Geleneksel tıp pratisyenleri sıklıkla düzenli olarak Kızılcık tüketilmesini önermektedir, çünkü bunlar ayrıca antihistamin ve anti-diyabetik ajan olarak kabul edilmektedir.Kızılcık çiçekleri özellikle sırt ve diz ağrıları, baş dönmesi, menstrüel (adetsel) kramplar ve nevrasteni tedavisinde iyidir.Bedensel sıvıları baskılayan bütün şifalı bitkiler (hatta aşırı miktarda olanlar) gibi, tonik veya detoksifiye edici şifalı otlar kullanılmadan kullanıldığında semptomların kötüleşmesine yol açar veya uzatır.Meyve antibakteriyel, antifungal, hipotansif, antitümör, büzücü, idrar söktürücü, hepatik ve toniktir. Kızılcığın Faydaları üzerine genel bilgiler Geleneksel bitkisel tıp uygulaması olarak , hazımsızlık ve şeker hastalığı , romatizmalı ağrı, spesifik olmayan cilt ve idrar yolu enfeksiyonları ve karaciğer hastalıklarının reçetesiz (OTC) bitkisel tıbbi formundaki tedavisinde,  şişlik iltihap önleyici ( anti-enflamatuar) ve diyabet ( hipoglisemik) karşıtı  özelliklerini kullanır.Kızılcık geleneksel Çin tıbbında uzun bir kullanım geçmişine sahiptir, direnç sağlayıp vucudu korumak, böbrekleri tonlandırmak ve sperm kalitesini arttırmak için kullanılır Kızılcığın faydaları olumlu özelliklerinden kaynaklanmaktadır, temel olarak taze kızılcık meyvesi , portakalların iki katı kadar askorbik asit yani C vitmini içerir;  Erik, armut ve elmadan elde edilen diğer meyve suları ile karşılaştırıldığında, kızılcık suyu, diğer meyve sularından 10 kat daha yüksek seviyelerde kalsiyum içerir; Kızılcığın  potasyum ve magnezyum içeriği yüksektir, ancak sodyum ve bakır, demir gibi diğer gerekli minerallerde düşüktür; kızılcıkta  organik asitler, tanen, yani tannik asit , antosiyaninler, ve diğer antioksidanlar açısından aşırı zengindir
Kızılcık Üzerine Araştırmalar
Yeni anti-enflamatuar (iltihap önleyici) ve antioksidan bileşik kaynaklarına ilgi son zamanlarda önemli bir araştırma konusu haline geldi. Çok çeşitli biyolojik ve farmakolojik özellikler sergileyen önemli miktarlarda fenolik bileşikleri ve vitaminleri içeren kızılcık meyvesi , damar sertliğine (ateroskleroza) karşı savaşabilecek umut verici bir kaynağı temsil edebilir.
3. Kızılcık'daki Aktif Antiaterosklerotik Bileşikler
Kızılcık meyve içeriği bölgeye ve gen yapısına  bağlı olarak % 0.1-0.3 yağ ,% 0.4 protein,% 21.7 karbonhidrat,% 0.8 kül,% 0.5 diyet lifi,% 6.6–25.2 toplam şeker, (% 33.1-43.1) değişmiştir. fruktoz ve% 53.6-63.1 glukoz),% 4.22-223.01 indirgen şeker ve 14.96–38.87 mg / 100 g C vitamini ve ayrıca 15 amino asit kızılcık suyu, erik, armut veya elma sularında 10 kat fazla yüksek seviyede kalsiyum (323 mg / L) ve benzer miktarda potasyum, sodyum, çinko ve magnezyum içerirken, bakır seviyesi önemli ölçüde düşüktür . Buda kızılcığın faydalarını arttırır. Kızılcık meyvesinin, tanenleri (131.51-601.2 mg / L), organik asitleri (% 4.6-7.4), antosiyanini, yağ asitlerini, flavonoidleri ve en azından dahil olmak üzere biyolojik etkiye sahip çok çeşitli fitokimyasalları içerdiği bulunmuştur. 
Kaynaklar
Kızılcığın Faydaları konusunu yazarken faydalandığımız kaynaklar: 1. PMC Cornus mas  ve  Cornus Officinalis - Geleneksel Olarak Kullanılan İki Tıbbi Bitkinin Analizleri ve Farklılıkları . 2. Wolf PL. Biochemical diagnosis of liver disease. Indian J Clin Biochem. 1999;14(1):59–90. doi: 10.1007/BF02869152.     3. Poli G, Parola M. Oxidative damage and fibrogenesis. Free Radic Biol Med. 1997;22(1-2):287–305.  4. Sies H. Strategies of antioxidant defense. Eur J Biochem. 1993;215(2):213–9.   5. Valko M, Leibfritz D, Moncol J, Cronin MT, Mazur M, Telser J. Free radicals and antioxidants in normal physiological functions and human disease. Int J Biochem Cell Biol. 2007;39(1):44–84. doi: 10.1016/j.biocel.2006.07.001.    6. Brattin WJ, Glende EA, Jr., Recknagel RO. Pathological mechanisms in carbon tetrachloride hepatotoxicity. J Free Radic Biol Med. 1985;1(1):27–38.   7. Rechnagel RO, Glende EA., Jr. Karbon Read the full article
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gök��ek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
kadinsensin-blog · 8 years
Text
Epilepsi nöbetlerine ''beyin pili'' önlemi
Epilepsi nöbetlerine ''beyin pili'' önlemi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan, Türkiye'de uygulaması başlanan 'beyin pili' uygulaması sayesinde epilepsi nöbetleri engelleniyor. epilepsi hastalığı için şifalı bitkiler,epilepsi ilaçlarının zararları,epilepsi bitkisel tedavisi,epilepsi ilaçları isimleri,epilepsi hastası ünlüler http://www.kadinsensin.com/saglik/epilepsi-nobetlerine-beyin-pili-onlemi
0 notes
sifaliyasam · 3 years
Text
Şifalı Bitkiler Nelerdir? İsimleri Ve Faydaları İle Doğada Yetişen Faydalı Bitkiler - Milliyet
Şifalı Bitkiler Nelerdir? İsimleri Ve Faydaları İle Doğada Yetişen Faydalı Bitkiler – Milliyet
Şifalı bitkiler doğada sıklıkla yetişmektedir. Bu şifa bitkiler ülkemizde de bolca bulunmaktadır.Şifalı Bitkiler Nelerdir? – Ada Bitkisi – Bahçe Nanesi – Kuşburnu – Karabaş Otu – Altınçanak – Ananas – Enginar – Eşek Ot – Zencefil – Öksürük Ot – Kudret Narıİsimleri ve Faydaları İle Doğada Yetişen Faydalı Bitkiler 1) Ada BitkisiBallıbabagiller ailesinden olan ada bitkisi özellikle en faydalı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ekspresevim-blog · 5 years
Text
Az Bilinen Şifalı Bitkiler ...
New Post has been published on https://www.ekspresevim.com/az-bilinen-sifali-bitkiler/
Az Bilinen Şifalı Bitkiler ...
Tumblr media
Bugünkü yazımızda sizlerle her zaman ve her yerde duyamayacağınız ve isimleri kolay kolay bilinmeyen ancak çok önemli şifa gücüne sahip olan bitkilerden bahsetmek istiyoruz.
Ayı Kulağı Bitkisi …
Ayı kulağı bitkisinin iki farklı türü bulunmaktadır ancak şu anda bahsettiğimiz türünde yaprak ve çiçeklerinden faydalanılarak şifa elde edilir.
Mide rahatsızlıklarına iyi gelir.
Boğaz ağrılarını yatıştırır.
Bebeklerde gaz ile karın ağrılarına şifa verir.
Yakıtı hazırlanır ise vücuttaki şişlikleri alır.
Eğer istenirse kasık bölgesi göz ve diğer organlarda da yakısı hazırlanıp kullanılabilinir.
Bu bitkinin en büyük özelliği her tür sancıya iyi gelmesidir.
Meyhaneci Otu Bitkisi …
Meyhaneci otu bitkisi Kuzey Anadolu Bölgesi’nde yetişen bir bitkidir. Bitki bilhassa bahar’ın son aylarında erguvani ve siyahımtrak çiçekler açmaktadır. Bu bitki bir hassa orman kenarlarında bulunan gölgelikler de yetişmektedir. Bitki kurutulduktan sonra toz haline getirilerek ya da kaynatılarak şifa amaçlı kullanılır.
Bitkinin kusturucu özelliği bulunmaktadır ve bu nedenle zehirli maddelerin vücuttan çıkarılması için kullanılmaktadır.
Bitki idrarı artırır ve müshil etkisi yapar.
Bitkinin ateş düşürücü özelliği bulunmaktadır.
Bayanlarda adet dönemini kolaylaştırmak için sıklıkla kullanılır.
  Ayak Otu Bitkisi …
Ayak otu bitkisinin boyu yaklaşık olarak 1 metredir ve bu bitki özellikle kumlu tepelerde yetişmektedir. Bitki bir hassa Avrupa ile Anadolu Bölgesi’nde çok miktarda yetişmektedir
Bu bitkinin en büyük özelliği romatizmal ağrılara iyi gelmesidir.
 Avcı Otu …
Avcı otu bitkisinin boyu 10 ila 30 santimetre arasındadır ve bu bitkinin tüylü yaprakları ile büyük sarı ve parlak çiçekleri bulunur.
Avcı otu bitkisi kalbi beslemekle görevli olan damarları genişletir bu özelliğinden dolayı bu bitki kalp hastalıkları için tavsiye edilmektedir.
Tavşan Kulağı Bitkisi …
Bu bitki dağlık arazilerde ve ormanlarda yetişmektedir ve bu bitkinin pembe ve güzel kokulu çiçekleri bulunmaktadır.
Bitki merhem haline getirilir ise basur tedavisine destek olur.
Şurubu hazırlanırsa gırtlak ve boğaz rahatsızlıklarında şifa verici özelliğe sahiptir.
Bu bitki zehirli bir bitkidir. Bu yüzden özellikle doktor tavsiyesi olmadan bu bitki kullanılmamalıdır.
Akasya …
Akasya tipik bir bahçe bitkisidir ve boyu ortalama 8 ila 10 metre arasında değişir. Bu bitkinin çiçekleri mayıs ayında açar ve çiçeklerinin rengi beyazdır.
Güzel kokusu sayesinde sinirleri rahatlatır.
İshali önler.
Yaprakları kurutulup kullanıldığında mikrop öldürücü bir sahip olur.
Altın Çiçeği …
Anadolu, Avrupa ve Güney Asya’da bol miktarda yetişen bitkinin boyu yaklaşık 10 ila 70 cm arasında değişmektedir. Bitkinin açan sarı çiçeklerinin dalları kurutulur ya da kaynatılır.
İdrar söktürür.
İdrar yolundaki taşları döker.
Amerikan Kaya Sarmaşığı …
Bu bitkinin tadı acıdır ancak güzel kokar ve bitkinin meyvesinden şifa amacı ile faydalanılır.
7 gramdan fazla yenmemelidir çünkü baş ağrısı yapar.
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Ülkemizde daha çok zehirli bitki olarak bilinen baldıran otu, ağı otu, kereviz otu, yılan otu isimleri ile de anılmaktadır. Zehirli olduğu kadar zehirli olmayan türleri de bulunmaktadır. Latince adı Laserpitium Glaucum olan bitki maydanozgiller ailesinden olup, boyu 2 metreyi bulmaktadır. Kökünden ve yapraklarından faydalanılan bitki, daha çok yol kenarlarında, nemli yerlerde ve duvar diplerinde yetişir. Bitkisel tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Ülkemizde bol miktarda yetişen baldıran otu, yaprakları ezildiğinde idrar kokusunu andıran bir koku verir. Bileşiminde bulunan baldıran zehiri çok etkili olup, 6-8 gram yaprağının tüketimi insanı öldürebilir. Zehirlenme belirtileri 2-3 saatte kendini gösterir. Çabuk müdahale edilmesi gereken bu durum, bilinç kaybı ve solunum durmasıyla neticelenir. Zehirin etkisini gidermek sadece kaynatılarak tüketilmesine bağlıdır. Aksi halde kötü sonuçlar doğurabilir. Şu ana kadar bilinen bir antidotu yoktur. Destekleyici tedavilerle zehirlenme vakaları iyileştirilmeye çalışılır. Anadolu’da uzun yıllar insanlar bu otu kaynatıp, limonlayarak salata tarzında tüketmişlerdir. Bu sebeple şifalı bitkiler alanında kullanılabilmesi için otun bilinçli olarak tüketilmesi gerekir. Kesinlikle bir uzmanın tavsiyesiyle kullanılması gereken baldıran otu, hassasiyetle tüketilmesi gereken bir bitkidir. Baldıran Otunun Faydaları
Çay gibi demlenip, içilirse nefes darlığı, astım ve öksürük nöbetlerine karşı faydalıdır.
İdrar yolları sorunlarının giderilmesinde kullanılır. Özellikle idrar yapamayan kişilerin en büyük yardımcısıdır.
Kaynatılarak merhem kıvamında, vücuttaki şiş bölgelere tatbik edilirse olumlu neticeler alınır.
Sinir hastalıklarının tedavisinde, sinirlerin yatıştırılmasında, özellikle siyatiğin görevini tam olarak yapmasında faydalıdır.
Sara hastalığı da, sinir hastalığı olduğu için kullanılmasında fayda vardır.
Kalp spazmında kullanılır.
Baldıran otu, özellikle kas kasılmalarında, kas spazmlarında oldukça faydalıdır. Dolayısıyla kas kasılması hastalığı olan, tetanos hastalığında kullanılır. Yine bir kas hastalığı olan kore hastalığının tedavisinde başarılıdır. Bu bitki uzun yıllar boyu ağrı kesici olarak kullanılmıştır. Baldıran otu, her ne kadar zehirli olsa da, uzman yardımıyla kullanıldığında oldukça faydası olan şifalı bir bitkidir. Diğer bitkiler de olduğu gibi bu bitkimizi de, doğru ve bilinçli kullanarak en yüksek faydayı sağlayabiliriz.   Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri ��zerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Ayçiçeği, Latince  adı ile Helianthus annuus olarak bilinmektedir. Halk arasında ise, gündöndü ve günebakan isimleri ile de anılmaktadır. Ayçiçeği, etkili bir yağ bitkisi olma özelliği sayesinde, bitkisel yağ üretiminde oldukça geniş bir yer edinmiştir. Sarı  renkte açan büyük çiçekleri ile besin değerleri açısından oldukça zengin bir içeriğe de sahiptir. Özellikle protein ve enerji açısından yüksek değerler taşıyan bir bitkidir. Ayçiçek yağı sindirimi kolay bir yağ olma özelliği ile dikkat çeker. Kuraklığa dayanıklı bir bitki olan ayçiçeği, çoğunlukla karasal iklim özelliği taşıyan yerlerde ve yağış alan ılıman iklime ait bölgelerde  yetişmektedir. Bunun yanı sıra, fazla miktarda asit içeren topraklar, ayçiçeği yetiştirmek için oldukça elverişsiz alanlardır. Ayçiçeği bitkisinin tohumları olarak kabul edilen ve bitkinin ortasında bulunan ayçekirdeği, oldukça sık tercih edilen bir çerez türü olarak tüketilmektedir. Ayrıca çoğu bitkide pek bulunmayan D vitaminine, ayçiçeğinde rastlamak mümkündür.   Ayçiçeğinin Faydaları 
Damar sertliğinin giderilmesinde ve önlenmesinde etkili bir şekilde kullanılır.
Ayçiçeği esansı, verem tedavisi esnasında kullanılmaktadır.
Kolesterol seviyesinin düşürülmesinde yardımcı olarak kullanılır.
Bedeni yorgunlukları gidermesinin yanı sıra, zihni yorgunlukları gidermeye de yardımcı olmaktadır. Bedene kuvvet ve zindelik veren bir bitki olma özelliğine de sahiptir.
Ayrıca ayçiçeğinin, kalp ve sinir hastalıklarını önleyen şifalı bitkiler arasında da yer aldığı bilinir.
Kurdeşen hastalığının neden olduğu kaşıntıların giderilmesinde etkili bir bitkisel tedavi yöntemidir.
İktidarsızlığı önleyici etkisi bulunmaktadır. Ayrıca cinsel gücü artırıcı etkiye de sahiptir.
Bağışıklık sistemi üzerinde çok olumlu etkileri gözlemlenebilir.
İçeriğinde bulunan çok sayıda protein, mineraller ve vitaminler sayesinde vücudun gelişimine destek olmaktadır. Bunun yanı sıra, kansızlık rahatsızlığının giderilmesinde ve kan şekeri düşüklüğünde de olumlu bir etkisi olduğu söylenebilir.
Cilt yaşlılığını geciktirdiği bilinmektedir. Ayrıca makul bir ölçüde tüketilmesi sonucunda, yaraların iyileşme safhasında yardımcı olmaktadır.
Prostat kanserini önlemek amacı ile kullanır.
Ayçiçeği, bileşenlerinden oluşan maddeler sayesinde kemik ve dişlerin oluşumuna yardımcı olmaktadır.
İçeriğinde bulunan fosfor, çinko, folik asit ve B vitaminleri sayesinde, tekrarlayan enfeksiyonlara karşı koruyucu niteliğe sahip bir bitkidir.
Posalı besinler grubunda bulunan bir bitki olma özelliği taşımaktadır.
Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years
Link
Bazı bilgileri sörfçülerimle paylaşmayı, uygun bulmaktayım bu benim şahsi meselemde olsa. Çünkü ben 13 sene fibromyalji (yumşak doku romatizması) yüzünden her yılın 9 ayı belime 3 m uzunluğunda kuşak bağlamak zorunda kaldım.  Yine askerde (1989) yakalandığım allerji nedeniyle 13 sene hayvansal besin (Et ve etmamülleri peynir vede yumurta) yiyemedim. Bu allerjide sonra (1994) bahar nezlesi ve alerjik astımla birlikte beni canımdan bıktırdı. Sizlerinde aynı şekilde acı çekmemeniz için bu bilgilere ulaşmanızı istiyorum. 13 yaşında iken köye (Kayseri/ Bünyan/ Taçın) gittim ve çocuklarla (1970 Mart sonu) ırmakta yüzdükten sonra çimenlere yattık. Teyzem üstümü değiştirmemde israr ettiysede kabul etmedim ve sabah kalktığımda yüzüm yara içinde, dudaklarım çatlamış ve titriyordum. Şehirde mahallenin yaşlı kadınları şunu yapın bunu yapın diyerek benim üzerimde aylarca deney yaptılar. Bütün eklemlerim kireçleşmişdi ve merdivenleri dahi çıkamıyordum. Sonunda doktorumun fizik ve iğne tedavisiyle eklem kireçlenmesinden kurtuldum, fakat fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtulamadım. Tabiki kimyasal ilaçların ileride çok tehlikeli neticeler doğuracağını o zamanlar bilmiyordum. Ekim 1978 Almanya’ya geldim ve tedavi olmak için, doktora gitmeye başadım, fakat nafile. Bunun üzerine kendim 1980′de şifalı bitkiler üzerine araştırmalara başladım. Türkçe yayınlanan kitaplardaki reçeteleri üç yıl denedim ve faydasını göremedim. Umutsuzluğa kapıldığım bir anda Avusturyalı M. T. Allahın Bahçesin…adlı kitabıyla tanıştım. Ordaki bilgilerden bir reçete geilştirdim ve uyguladım vede çok şükür fibromyalji’den (yumşak doku romatizması) kurtuldum. Bu kitapta derli toplu bir reçete mevcut değildir, bu nedenle okuduğunuzda pek istifade edemezsiniz. 1989′de askerlik yaparken tabak, kaşık, çatal, kazan vb., mutfak eşyasını sadece soğuk suyla çalkalıyorduk, tabiki bakteriler, viruslar ve mantarlar hemen devreye girer. Besin alerjisine böylece yakalandım. Doktorlar “Et ve Etmamürleri” yeme dediler. 1994′den ihhtibaren 15 Mart - 30 Mayısa kadar bahar alerjisi ve alerjik astıma yakalandım. 15 Mart 2002′e kadar bahar nezlesi, allerjik astım ve bronşite karşı çare bulamadım ve 5 hafta istirahate ayrıldım. Doktorlar kortizon ve kramplara karşı spray kulanmak zorunda olduğumu söylediler ve mecburen kulandım ve 15 gün içinde kortison’dan sersemledim, konsentrem yok oldu, okuduğumu anlamaz ve yazamaz oldum. 27 (1980) yıldır süren araştımalarımada kendi üzerimde 350 Bitki-, Mineral-, ve Hayvan drogları denedim. Her türlü hastalığa çare bulurken, allerjiye karşı bugüne kadar çare bulamamıştım. Şimdi bunuda çörekle kısmen tedaviettim. Kısmen diyorum, çünkü çöreği bıraktığım an rahatsızlıklarım yeniden başlıyordu. Bu nedenle korkumdan tam 7 ay çörek çayı içtim. Sonrada daha etkili olduğuna inandığım Aloe Vera ve Noni ile tanıştım bu iki ürünü birer sene kulandım bağışıklık sistemini güçlendiriyorlar. Ama noni ve aloe verayı bırakınca allerji yeniden ortaya çıktı. Araştırmalarıma devam ettim ve bu arada insanların çok kolay temin edebilecekleri ve uyguluyabilecekleri yeni bir buluşum oldu. Aloe Vera ve Tahitian Noni’den çok çok daha etkili Gökçek İksiri, çünkü curufu temizleyici özeliği var ve bu özeliği ile tedavi kesin tedavidir. 26.10.2005 tarihinde çok basit ve çok faydalı bir reçete, daha önce aloxi diye anılan ve üzerinde 10 yıldır çalıştığım, buluşumu yeniledim ve geliştirdim. Gökçek İksir, bu iksir 26 yıllık bir tecrübenin ve arştırmanın ürünüdür. Gökçek Tonik 2. önmeli doğal buluşumdur. Gökçek Diyet 3. önemli buluşumdur. Çay harmanları: bazı hastalıklarda ise şifalı bitkilerden ayrı bir çay harmanı hazırlamak gerekli olabilir. Yüksek Kimya Mühendisliği eğitimine devam ederken kimyasal ilaçların yantesirlerini 1983′de yaptığım deneylerle tesbitettim. Bundan sonra yaptığım araştırmaları unutmamak için aldığım notların bu alanda yazılan bir çok kitaptan’dan daha kaliteli olduğunu görünce bir kitap yazmaya karar verdim. Manuskiriptimimi 1994′de 1996′da 1998′de 2000′de ve nihayet 2002′de olmak üzere sürekli yeniliyerek yayınlanabilir hale getirdim. Yayınevleri 5-6 ciltlik bu eserin hem çok ilmi hemde çok geniş kapsamlı olduğunu bu nedenle ekonomik olmadığını söylemektedirler. Bu Eser için 12 yılda 1000 bitkinin 7000 Fotografını çektim, 2 yıl açık öğretime (Bitkisel tedavi uzmanlığı) devam ettim. Ben geniş bilgi vermek zorundayım, zira Kekik deyince hangi Kekik akla geliyor. Türkiyede 52 tür Kekik yetişmektedir ve bunlardan sadece Hakiki Kekikotu (Thymus. v. ) sinüzit ve bronşite karşı kulanılır, diğerlerinin özelikleri ise henüz incelenmemiştir. Ak kekik (Toros kekiği) enaz hakiki kekik kadar etkili olmasına rağmen üzerinde her hangi bir araştırma yapılmamıstır. Türkiyede 83 tür Adaçayı yetişmektedir ve bunlardan sadece şifalı adaçayı (Salvia o.) şifa maksadıyla kulanılabilir ve bu bitki yazın en hararetli aylarında dahi harareti düşürür. Alıç’ın Türkiyede 90 türü yetişmektedir ve bunlardan sadece loplu veya dişli Alıç kalp ve kandolaşımı rahatsızlıklarına karşı kulanılır. Kılıçotunun bilinen 400 türü mevcuttur ve bunlardan sadece (Hypericum p.) sinirlilik, depresyon, korku ve içhuzursuzluğa karşı kulanılır.Türkiyede bu şifalı bitkilerin % 95′i yetişmektedir ve % 5′inide yetiştirmek mümkündür. Almanyada hastalar doktorlarından bitkisel ilaçlar isterler ve Almanların % 60′i bitkisel ilaçlar kullanırlar. Almanyada 200 büyük ilaç firması diğer ülkelerden getirtikleri bitki droglarından kapsül, damlama, merhem, ampül ve haplar imal ederler ve bir yıllık gelirleri 5 milyar dollardır. Ben 361 anabaşlıkta 551 bitkiyi ayrıntılı olarak inceledim ve öylede yayınlanmasını istiyorum, yani kuşa çevrilmesine karşıyım. Vatandaş şifalı bitki yerine faydası olmayan ve hatta zehirli bitkilerin çayını içerlerse sorumlusu kim olacaktır. Bugün Türkiyede yayınlanan bir çok kiktap yığınla yanlışlarla doludur ve bunların yeri Raflar değil çöplüklerdir ve hatta internetki Türkce metinler dahi çok ilkel, 1000 yıllık eski bilgileri olduğu gibi yayınlıyorlar. Artık Dünyaya şöyle bir bakmanın zamanı gelmedimi? Lütfen birazcıkda olsa ilim olsun! Bu eserin en önemli farkı başta ABD, Almanya, Fransa, Ingiltere, Rusya, Çin, Japonya, Hindistan, Israil gibi ülkelerde 1000 den fazla üniversite kliniğinde yapılan tedavidenemeleri, araştırmaları, değerlendirmeler ve sonuçları kaynakları ile verilmektedir yani bugüne kadar yazılan kitaplarda olduğu gibi mişli muşlu masalsı değildir. Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp İsimli kitabım çıktı Avrupalı; 15-16. Yüzyıl da, Türk (Osmanlı) ve Arap’tan (Endülüs) aldığı ilimle başlattığı Rönesans  ile bugünlere geldi. Türk Milletinin 500 yıllık gerilemesinin sebebini doğru teşhis eden Atatürk, Türk rönesansını (yeniden yapılanma veya Maturidi ye dönüş) başlattı, fakat “Milli Şef” tarafından bu hareket baltalandı ve milletimiz 80 yıl daha kaybetti.Ben İbrahim Gökçek, ”Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp” alanında 1000 yıldır geri sayımımıza dur! diyecek bu eseri yazdım. Evet! bu kitabı yazmak için 12 yılı pasif, 15 yılı çok yoğun, yani 27 yıl çalıştım.Bu kitapta şimdiye kadar diğer kitaplarda olmayan çok şey göreceksiniz. Özelliklede çeşitli hastalıklara karşı 1000′e yakın reçete bulacaksınız. Bu alandaki Türk rönesansını ben başlattığım için çok mutluyum. Bu kitap 3 cilt, 1860 sayfa olup şifalı bitkiler çok yönlü olarak ele alınmıştır, ayrıca hastalıklar ve tedavileri ve de genel bilgilerden oluşmaktadır. Bitkinin Türkçe, Almanca ve Latince isimleri ve halk arasındaki isimleri. Bitkinin drogları (şifalı kısmı), tarihçesi, botanik, yetiştirilmesi, hasat zamanı, birleşimindeki maddeler, birleşimindeki bazı önemli maddelerin açık formülü, tesir şekli, klinik araştırmalar ve sonuçları, klinik araştırmalarına göre kullanılış şekli, komisyon E’ ye göre kullanılış şekli, aroma terapideki yeri, homöpatideki yeri, çayı, çay harmanları, tentürü, posyon’u, eterik yağları, ekstresi, kremi vs. yan etkisi var mı? Bütün bunlar irdelenmektedir. Belgeler: Bazı kişiler şifalı bitkiler veya hastalıklar üyerine yazdıklarım veya bana ait Gökçek İksiri üzerine fikirlerini beyan edeceklerine, senin Kimya Mühendisliği okuduğuna inanmıyorum. Dört yüksek okul okudum ama bazı nedenlerle diploma almadan okuldan ayrıldım diyorsun. Bu doğru değil sana inamıyoruz gibi akıl mantık dışı sataşmalar karşısında Gazi Eğitimde Sosyalbilgiler, Almanyanın Krefeld Şehrindeki Fachhochschule’de (TOPLAM 7 yıl 12 gün artı bir yıl hazırlık okulu, artı bir yıl staj, artı bir yıl dil kursu) Endüstriel Organik Kimya Mühendisliği, Anadolu Ümiverisitesinde İşletmecilik bu açı öğretim ve 5 yıl süren Heilpraktiker açık öğretim okuduğuma dair belgeleri burda yayınlamak istemedim halde buna mecbur kaldım. Hamdolsun yalan söylemem buna ihtiyacım yok.  Lütfen beni bu tür sataşmalı yazılarla meşgul etmeyin. Bana göre dplomalı olamak diplomasız olamktan çok çok önemlidir. Yani bir mesleğin uzmanı olmak o konuda ve bu alanda bilgi sahibi olmak çok çok önemli, yıllarca okudum ama sonuca ulaşamadım. Ben bunun acısını çekiyorum. Fakat araştırma ve okumadan uzak kalmadım, hatta işçi olmak beni daha çok bu alana yitti. Çalıştığım günler 5-6, çalışmadığım günler 10-15 saat zamanımı araştırmaya ayırıyorum. Ama diplomaya güvenip yan yatan ve hiç araştırma yapmayan insanlarda çoktur. Edison, Hazerfen Ahmet Efendi, Uluğ bey ve Mimar Sinana gibi binlerce dahi Üniveriste görmedi. Üniveriste insana araştırmanın metodunu öğretir ve diplomasını verir, bu işin başlangıcıdır. Gerisi diplomayı alan zatın gayretine kalmıştır. Okumak elbette ço çok önmeli ve güzel ama ezberci eğitimle TEK ilim adamı yetiştiremezsiniz ve öylede. AB ve ABD’de okuyan Türk Öğrenciler bu ülklerde en önemli mevkilerde. Nasıl olduda allerjiye binlerce doktor çare bulamazken, ben buldum, çünkü 17 yıl bu acı ile mücadele ettim cilesini çetim, sahlara kadar uyuyamadım, ölmek için Allah dua ettiğim günler oldu. Hamdolsun şimdi 30 yaşındaki bir delikanlıdan daha iyiyim. Nasrettin hoca damdan düşmüş ve ayağı kırılmış, her kafadan bir ses gelince bana damadan düşen birini çağırın demiş. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes