Tumgik
#Fatih Murat Belli
bauerntanz · 10 months
Text
Fatih Murat Belli
#Lingen Fatih Murat Belli. 87. Hauskonzert bei Familie Löning mit Fatih Murat Belli, Emsphilharmonie  Falkenstraße 17 Samstag, 16.12.2023 - 19 Uhr Kein Eintritt - Spende erbeten
87. Hauskonzert bei Familie Löning Fatih Murat Belli Lingen (Ems) – Emsphilharmonie  Falkenstraße 17 Samstag, 16.12.023 – 19 Uhr Kein Eintritt – Spende erbeten Anmeldung notwendig via hauskonzerte(at)emsphilharmonie#de Auch Gitarrist Fatih Murat Belli kommt zum zweiten Male zum Hauskonzert in der Emsphilharmonie Familie KLöning. Sein letzter Besuch ist noch gut und super angenehm in Erinnerung.…
View On WordPress
0 notes
haber-euro-turk · 13 days
Text
Narin'i kim, nasıl öldürdü? Narin'in katili belli oldu mu? Narin Güran olayında bugüne kadar yaşananlar
NARİN NASIL BULUNDU? Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya ve İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım ile birlikte Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolan Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunmasıyla ilgili açıklama yaptı. Vali Zorluoğlu,, “İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran’ın, öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisinde konup dere kenarına getirildiği, burada…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
Çalı'da başpehlivan Enes Doğan  oldu
https://pazaryerigundem.com/haber/176383/calida-baspehlivan-enes-dogan-oldu/
Çalı'da başpehlivan Enes Doğan  oldu
Tumblr media
Nilüfer Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl birlikte düzenlediği 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri, 800’ü aşkın pehlivanın kıyasıya mücadelesine sahne oldu. Gün boyu süren ve halkın büyük ilgi gösterdiği güreşlerde çekişmeli geçen mücadelelerin sonunda Enes Doğan başpehlivan oldu.
BURSA (İGFA) – Nilüfer Belediyesi’nin, Bursa Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde bu yıl 62’ncisini düzenlediği Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri güreşseverlere unutulmaz anlar yaşattı. 14 kategoride 800’ü aşkın pehlivan, hünerlerini sergilemek için bu yıl Çalı er meydanına çıktı.
Tumblr media
62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri, Çalı Meydanı’ndan kortej yürüyüşüyle başladı. Koca Mestan’ın mezarlıktaki kabrini ziyaret eden kortej, alana kutlamalar eşliğinde girdi. Şenlik havasında geçen etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in yanı sıra, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Karakoyun, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, CHP Orhaneli İlçe Başkanı Yaşar Aslan, İYİ Parti Nilüfer İlçe Başkanı Osman Uçar, geçmiş dönem Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan, Susurluk Kaymakamı Muammer Köken Bursa Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı Muhammet Aydın, Nilüfer Belediyespor Kulübü  Başkanı Muharrem Or, Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri Ağası Seyfettin Selim ve Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez ile çok sayıda siyasi, iş insanı, Türkiye’nin farklı bölgelerinde düzenlenen güreşlerin ağaları ve güreşseverler katıldı.
Antalya, Balıkesir, Ankara, Çorum, Samsun gibi Türkiye’nin dört bir yanından pehlivanın dereceye girmek için ter döktüğü 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nde, İsmail Balaban, Orhan Okulu, Mustafa Taş, Fatih Atlı, Osman Aynur, Yusuf Can Zeybek ve Mehmet Yeşil Yeşil’in de aralarında bulunduğu 36 başpehlivan, şampiyonluk için yarıştı.
700 YILLIK GELENEK
Güreşleri ilgiyle takip eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir yaptığı konuşmada Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin 700 yıllık geçmişine dikkat çekti. Türklerin tarihi boyunca ata sporu güreşin var olduğunu dile getiren Başkan Şadi Özdemir, “Bu yıl 62’ncisini düzenlediğimiz Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin gelişip, yaşatılması için Nilüfer Belediyesi olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise 62 yıldır devam eden bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Başkan Bozbey, önümüzdeki dönemde Nilüfer Belediyesi ile iş birliklerini artırarak Çalı’yı, 2’nci bir Kırkpınar haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Ata sporu güreşin gelecek nesillere aktarılmasının sorumluluğuyla hareket ettiklerini ifade eden Tarihi Geleneksel Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez de destekleri için Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e teşekkür etti.
Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nde gelecek yılın ağası da yapılan açık artırmada belli oldu. Bursalı iş insanları Hakan Söğünmez, Zafer Ok ve Zeki Acar’ın katıldığı ağalık ihalesini 2 milyon 216 bin TL ile mevcut ağa Hakan Söğünmez aldı. Söğünmez’e altın kemerini Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey vererek, birlikte seyircileri selamladı.
KAZANANLAR MADALYALARINI ALDI
Gün boyu süren müsabakaların sonunda Enes Doğan ve Mustafa Taş altın kemer için Çalı er meydanına çıktı. Kıyasıya geçen mücadelenin sonunda rakibini mağlup eden Enes Doğan, 62. Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri’nin başpehlivanı oldu. Dereceye başpehlivanlara madalyalarını ve ödüllerini Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin ve Geleneksel Tarihi Çalı Güreşleri Ağası Hakan Söğünmez verdi. Gün sonunda farklı kategorilerde dereceye giren pehlivanlar da madalya ve ödüllerini aldı.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundembuca · 5 months
Text
Buca Belediyesinde komisyonlar belli oldu kim hangi komisyonda ?
Tumblr media
GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ BELLİ OLDU CHP Grup Başkanvekili Hüseyin Benzer ve CHP Grup Sözcüsü Uğur Aydın, AK Parti’nin Grup Başkanvekili Burçin Kevser Sevil, AK Parti Grup Sözcüsü Fatih Polatoğlu oldu. Mecliste 1’nci Başkan Vekili Hüseyin Benzer seçilirken, 2’inci Başkan Vekili Ulaş Koç oldu. İki isim 29 oy alırken 45 meclis üyesinin bulunduğu oturumda AK Parti Meclis üyeleri ise boş oy kullandı Divan Katipleri Sedef Cem, Tolga Avcı, Zülfiye Kula Encümen Üyeleri Eşref Dinçtürk, Hakan Dedebal, Mesut Karaboğa İmar ve Bayındırlık Komisyonu: Mustafa Genç, Murat Sinat, Sadık Bahattin Kızıldağ, Fatih Polatoğlu, Murat Polat, Plan ve Bütçe Komisyonu: Turan Düzen, Çetin Dur, Tolga Avcı, Ercan Geçcel, Bahadır Altınkeser Hukuk Komisyonu Uğur Aydın, Burcu Er Durmaz Ulaş Koç, Burçin Kevser Sevil, Hakan Kalfaoğlu Çevre ve Sağlık Komisyonu: Ulaş Koç, Yılmaz Yıldız, Mustafa Yıldız, Veli Balyemez, Mustafa Kartal Esnaf Komisyonu Eşref Dinçtürk, Volkan Karabıyık, Semih Güğük, Zülfiye Kula, Kemal Altın Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu: Emre Yaman, Doğan Sarıkaya, Mesut Karaboğa, Okan Güngör, Halil Gündoğdu Sosyal Hizmetler, Yaşlılar ve Engelliler Komisyonu: Taner Yıldız, Mustafa Yıldız, Hacer Meşekoparan, Murat Nazlı, Mustafa Kartal Kültür, Sanat, Spor Komisyonu: Semih Güğük, Hacer Meşekoparan, Çetin Ur, Hüseyin Oygur, Mustafa Eser Tarım Komisyonu: Yılmaz Yıldız, Veysi Daştan, Fevzi Aksünger, Murat Nazlı, Necmi Dinç Doğal Afetler ve İklim Değişiklikleri Komisyonu: Doğan Sarıkaya, Murat Sinat, İsmail Yüzer, İsa Nezir, Necmi Dinç Kentsel Yenileme ve Kentsel Dönüşüm Komisyonu: Fevzi Aksünger, Hüseyin Benzer, Taner Yıldız, İsa Nezir, Şükrü Parmaksızoğlu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu: Hacer Taş Gültepe, Sedef Cem, Burcu Er Durmaz, Burçin Kevser Sevil, Züfliye Kula Kent Tarihi ve Turizmi Komisyonu: Eşref Çakır, Eşref Dinçtürk, Sadık Bahattin Kızıldağ, Ercan Geçgel, Veli Balyemez Çocuk ve Gençlik Komisyonu: Tolga Avcı, Emre Yaman, Volkan Karabıyık, Okan Güngör, Hüseyin Oygur Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı İle Mücadele Komisyonu: Mustafa Yıldız, Veysi Daştan, Turan Düzen, Hakan Kalfaoğlu, Halil Gündoğdu   Read the full article
0 notes
ankara-rehberi · 11 months
Text
Süper Lig'de 12. hafta hakemleri belli oldu
Tumblr media
Süper Lig'de 12. hafta hakemleri belli oldu
Süper Lig'de 12. hafta hakemleri belli oldu Trendyol Süper Lig'in 12. haftasında yapılacak maçları yönetecek hakemler belli oldu. Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulundan yapılan açıklamaya göre, ligde 12. haftanın maçlarını yönetecek hakemler şunlar: Yarın: 20.00 Trabzonspor-TÜMOSAN Konyaspor: Cihan Aydın 20.00 MKE Ankaragücü-Bitexen Antalyaspor: Direnç Tonusluoğlu 11 Kasım Cumartesi: 13.30 Kasımpaşa-Mondihome Kayserispor: Çağdaş Altay 16.00 Corendon Alanyaspor-Gaziantep FK: Turgut Doman 16.00 VavaCars Fatih Karagümrük-EMS Yapı Sivasspor: Murat Erdoğan 19.00 Atakaş Hatayspor-Galatasaray: Bahattin Şimşek 12 Kasım Pazar: 13.30 Siltaş Yapı Pendikspor-Yılport Samsunspor: Burak Pakkan 16.00 Beşiktaş-RAMS Başakşehir: Arda Kardeşler 16.00 Çaykur Rizespor-İstanbulspor: Sarper Barış Saka 19.00 Yukatel Adana Demirspor-Fenerbahçe: Halil Umut Meler Read the full article
0 notes
gokhanerturkey · 11 months
Text
Hackerler ve Her Müslüman’a…
Hackerler, kendilerini, en iyi bilgisayar kullanıcısı olarak tanıtırlar.
Bilgisayar eğitimini en iyi veren okullardan mezunların uzmanlığından bahsederken mezun olduğu okulun adını da söyleyerek gücüne güç katar.
Babası ve annesi, “Oğlumuz veya kızımız filan üniversitenin bilgisayar mühendisliğinde okur” diye gururlar anlatır.
Buyurun, bilgisayar mühendisliğinde iyi olduğunuzu gösterin.
İsrail’in savunma kubbesinin şifrelerini çözün ve çalışmaz hale getirin.
Savaş uçaklarının hedefini Gazze’ye kilitleyen şifrelerini işgalcilerin savaş karargâhına çevirin.
Bahane ileri sürmeyiniz...
Aşılmaz dağ, geçilmez nehir yoktur.
Everest tepesine bayrak diken dağcılar, Manş’ı yüzerek geçen yüzücüler var.
Amerika’nın, İngiltere’nin, Rusya’nın, Avrupa Birliği’nin en gizli sırlarından doksan binin üzerinde belgesini açığa çıkaran WikiLeaks internet sitesinin kurucusu, Avustralya doğumlu Julian Assange, bütün internet sitelerine girerek yaptı bu işi.
Sizler sızlanmaya, meydanlarda miting yapmaya, işgalcileri yuhalamaya değil, milyonlarca Müslüman’ı yok etme emri verenlerin karargâhını çökertmeye yönelmelisiniz.
Herkes işini yapmalı.
Fatih Sultan Mehmet, Edirne’de Kostantıniyye’nin fethinin planlarını yaparken Ayasofya’nın tamiri için çağrılan Mimar Ali Neccar, hem tamiri yapmış hem de Ayasofya’nın güneybatı köşesine minarenin kaidesini yapmış ve Edirne’ye varınca Fatih’e, “Sultanım, minarenin kaidesini yaptım, fethetmek de size düşer” der.
Hani Selahaddin-i Eyyubi, Kudüs’ün fethinin planlarını yaparken Halep’teki marangoz, minberini yapıp bitirdiği, Diyarbakırlı annelerin ürettiği gül yağlarını biriktirip bir cam kavanoza koyup, Hıristiyanların kirlettiği Mescid-i Aksa’nın gül yağıyla temizlenmesini Selahaddin’den istedikleri gibi, birbirini tanımayan bu İslam ümmetinin her birinin kendi iş, kabiliyeti, servet, şöhret, siyaset, sanat, ticaret, ithalat, ihracat… gücünü kullanması gerekir.
Halk, meyanlarda tarafını belli etmek için miting yapıyor.
Meydanlara gelemeyen ihtiyar dede ve ninelerimiz duasını ediyor.
Sanatçı Murat Kekilli, hançeresini yırtarcasına, saçının telinden ayak parmağının tırnağına kadar bütün hücreleriyle:
“Yıkılasın İsrail
Enkazını göreyim
Sana ülke diyenin
Yüzüne tüküreyim!” diye bağırıyor, feryat ediyor.
Sanatçı Yıldız Tilbe, televizyon ekranından bedduasını ediyor.
Halk ne ise yönetici odur.
Yönetici ne ise halk da odur.
Halifelerin, kralların, şahların, padişahların, cumhurbaşkanlarının, kabile şeflerinin, aşiret beylerinin iki eli, iki ayağı ve bir başı vardır.
Onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca başlar ve eller, baş eğerek, oy vererek, alkış tutarak iki ele güç katarlar.
Yöneticiler adil olurlarsa, sizin ellerinizle adalet dağıtıyor demektir.
Eğer zulmediyorlarsa, sizin ellerinizle zulmediyorlar demektir.
Onlar bizim iç dünyamızın dışta görülen halidir.
Onun için Sevgili Peygamberimizin hadisi veya Hasan-i Basri’nin sözü olarak rivayet edilen:
“A’malüküm ummaliküm/Amelleriniz (yani işleriniz) sizin yöneticilerinizdir” buyurmuş.
Bir başka hadisinde ise:
 “Nasılsanız öyle idare olunursunuz” buyurmuş. (Beyhaki, Şuabu’l İman, 6/22, Hadis No: 7391, Taberani’den naklen Keşf-ül hafa 2/127)
Bu iki hadisi bize rivayet eden Hasan-ı Basri’dir.
Bir adamın Haccac-ı Zalim’in aleyhinde dua ettiğini görünce, Hasan-ı Basri: “Öyle dua yapma.
Siz, birbirinizin aynısınız. Birbirinizden geldiniz. Eğer Haccac, görevden alınır veya ölürse maymunlar veya hınzırlar yöneticiniz olur” dedikten sonra yukarıdaki hadisleri rivayet eder.
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz:
“Allah'ın (her insanı) önünden ve ardından takip edip, Allah­'ın emrinden/emriyle onu koruyan (melekleri) vardır.
Bir toplum kendi­sini değiştirme­dikçe Allah onları değiştirmez.
Bir topluma (kötü­lükleri sebe­biyle) azap istedi mi onu geri çevirecek yoktur.
Onlar için Allah'tan başka yardımcı dost da yoktur.” (Ra’d Sûresi, ayet 13/11) (Ayrıca bakınız Enfal 53, En’am 129)
Bu ayetlerin tefsirini “Şifa Tefsiri”nden bir okuyuverin.
Cantaş Yayınevi: (216) 344 98 87 veya 0530 258 60 58
https://www.milligazete.com.tr/makale/17061561/mahmut-toptas/hackerler-ve-her-muslumana
Tumblr media
0 notes
elazigsurmanset · 1 year
Text
Elazığspor’un Kamp Kadrosu Belli Oldu
Tumblr media
Ligde 3. Hafta maçında deplasmanda Manisa temsilcisi Turgutluspor ile karşılaşacak olan 3gen Holding Elazığspor’da kamp kadrosu belli oldu. Bugün öğlen uçağı ile İzmir’e, İzmir’den de karayolu ile Manisaya geçecek olan bordo beyazlıların kafilesinde şu isimler yer aldı. Mesut Saray, Hakan Canbazoğlu, Yusuf Aslanargun, Hasan Ekici, Hüseyin Turunç, Burak Yamaç, Metin Peker, Mehmet Eksik, Eren Türkkal, Berşan Yavuzay, Mikail Koçak, Mert Altınöz, Yağızcan Erdem, Soner Birinci, Fatih Kıran, Burhan Arman, Cengizhan Akgün, Beykan Şimşek, Çağrı Yağız Yasak, Bahattin Köse ve Murat Torun. Turgutluspor – 3gen Holding Elazığspor karşılaşması Cumartesi günü saat 16.00’da Turgutlu 7 Eylül Stadında oynanacak. Read the full article
0 notes
gulindede · 4 years
Link
25 Mart 2020 Gülin Dede Tekin
Yeni tip koronavirüsün Türkiye’de görülmesi ile beraber ilk kapanan yerler kültür-sanat mekanları oldu. Özellikle bağımsız sahne ve kumpanyaların bu süreci ne tür bir mekanizma ile atlatacakları sorusu henüz belirsizliğini koruyor. Geçtiğimiz yıl hayata geçirilen Tiyatro Kooperatifi konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşmeler yaptı. Detaylı bilgiye www.tiyatrokooperatifi.org/ sitesinden ilerleyen günlerde ulaşacağız.
Diğer taraftan birçok tiyatro da boş durmayarak kendi alternatif (yani dijital) sahne ve sahneleme biçimlerini devreye soktu. Sosyal medya aracılığıyla yayınlanan canlı performanslardan, sanal ortama taşınan arşiv kayıtlarına her geçen gün uzayan bir liste söz konusu. Bu aşamada yerli ve uluslararası toparlayabildiklerimizi iki haftada bir Açık Dergi’de yayınlanan tiyatro kuşağımız Tezahür’de sizlerle paylaşacağız.
TÜRKİYE’DEN ÖRNEKLER ÇOĞALIYOR
İlk haberlerden biri Türkiye’nin dans tiyatrosu konusunda en tanıdık isimlerinden Hareket Tasarım Atölyesi’nden geldi. Birçok gösterilerinin kaydını web sayfalarından izleme şansı bulabileceğiniz ekibe hareketatolyesitoplulugu.com sayfasından ulaşabilirsiniz. Sitelerindeki hakkımızda sayfasında ‘Şu bir gerçek ki bedenlerimizin hafızasını yeniden kurgulayabilmek için kendimize günlük hayatın dışında yaşama alanları yaratmamız gerek” yazan ekip bu dönemde de günlük hayatın dışında alan yaratmakta öncü oldu diyebiliriz.
Bu yıl 20. Yılını kutlayan ve yaptıkları birçok işle Türkiye tiyatrosu için öncü olan ekiplerden Kumbaracı50/Altıdan Sonra Tiyatro ekibi yine öncü bir hareketle hafta içi her akşam Yiğit Sertdemir sunumuyla canlı yayınlara başladı. “Kapı Açık Kalmış” mottosuyla her akşam farklı konuk ve konularla 20.30-22.00 arası izleyici ile buluşan ekip son yarım saatini ise bir oyun okumasına ayırıyor.
İstanbullu izleyiciler olarak düzenli takipçisi olamadığımız için hayıflandığımız Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu da eski ve devam eden oyunlarından 8 yetişkin ve 4 çocuk oyununu paylaşıma açtı. Bunların içerisinde, sahnelenmeye başlandığı günden bu yana oldukça ses getiren ‘III.Reich’in Korku ve Sefaleti’ ve benim en sevdiğim çocuk oyunlarının başında yer alan, bakış açısına hayran olduğum Güray Dinçol’un yönettiği, Pelin Temur’un yazdığı ‘Yeni Dünya-Bir Uzay Macerası’ oyunlarını mutlaka izlemenizi öneririm.
Bam İstanbul farklı bir yaklaşımla çıktı karşımıza. Her akşam evde kalınan bu süreçte yazılmış yepyeni bir metin, sevilen oyuncular tarafından okunuyor. #evde hashtagiyle yayınlanan okumaların ilk ikisi Murat Mahmutyazıcıoğlu tarafından kaleme alındı. “Ege Evde” Melis Öz tarafından okunurken, geçen Yaz Barış Gönenen ve Canan Atalay tarafından okundu. Emre Yüksel tarafındna yazılan “Tepeye Doğru” ise Başak Ertanoğlu tarafından seslendirildi.
Studyo 4, 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenen, Fatih Gençkal’ın ilk yönetmenlik denemesi olan “Olmamış mı?” performansını yayınladı.
Bir kısmı Berlin’de tiyatro hayatını sürdüren Mekan Artı ekibi, 2013-2018 yılları arasında sahnelenmiş en beğenilen işlerinden, en genci 50 yaşında olan 4 trans bireyin Türkiye’de lubunya olmanın genel ve özel tarihini anlattığı “80’lerde Lubunya Olmak”ın kaydını Youtube üzerinden yayınlıyor.
Türkiye’de çağdaş dansın hayranı olduğumuz isimlerinden İlyas Odman arşivininin büyük bir çoğunluğunu paylaşıma açtı. Özellikle yakın zamanda, Sabancı Müzesi’ndeki Marina Abromoviç sergisinde 10 gün boyunca 8 saat sergilediği “One for The Road” isimli performansını da canlı olarak yayınlaması kalbimizi çarptırmaya yetti.
Troas’larıyla tanışıp, Salto’larını  henüz izleyememiş olmanın üzüntüsünü yaşadığım Türk, Yunan ve Polonyalı sanatçılar arasında sanatsal ve yaratıcı bir diyalog oluşturmak adına kurulan Teatr Andra ise“Troas” performasını seyirciyle paylaştı. Üçer monologdan oluşan üç bölümün yer aldığı oyunda Kerem Karaboğa, Salih Usta ve Cem Yiğit Üzümoğlu’nu izleme şansı bulabilirsiniz.
Kalemine çok güvendiğim Firuze Engin’in yazdığı Selen Uçer’in tek kişilik performansı ile izlediğimiz ‘Güle Güle Diva’ Vodafone TV üzerinden yayınlandı. DasDas bünyesindeki diğer işler için tıklayın.
Kadro Pa, Shakespeare’in Macbeth’inden uyarlanmış bir obje tiyatrosu örneği olan oldukça keyifli bir iş olan ‘Macbeth Mutfakta’yı 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde canlı olarak sahneleyecek.
Tiyatro Alesta’nın Pınar Selek’in araştırmasından yola çıkarak 2015-2018 sezonları arası sahneye koyduğu ‘Sürüne Sürüne Erkek Olmak’ da sanal olarak izlenebilecek oyunlardan.
Gazete Müstehak da yine canlı yayın yapan ekiplerden biri olarak çıktı karşımıza. Onları da her akşam sosyal medya hesaplarından farklı konuklarla canlı olarak izleme şansı bulabiliyoruz
Ödenekli tiyatrolardan Devlet Tiyatroları ise 24 Mart-1 Mayıs arası her akşam bir canlı tiyatro oyunu yayınlayacak. Evde kalınmasının tembihlendiği/gerektiği bir dönemde insanları bir araya toplayarak canlı oyun sahnelemeyi kendi adıma çok mantıklı bulmasam da meraklısına TRT2 ekranlarında olacakları bilgisini verelim. Ayrıca opera ve bale severler için de gösterimler olacak.  
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları da 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde kayıtlı olan bir yetişkin ve bir çocuk oyununu paylaşıma açacağı bilgisini verdi.
İşsanat 'Evvel Zaman Dışından Masallar'ın müzik, dans ve eğlence dolu oyunu 'Orman Lokantası'nı Kumbara TV'de yayınladı.
YURTDIŞINDAN DA PEK ÇOK ÖRNEK VAR
Uluslararası yapımlarda şüphesiz en heyecanlandıran, Almanya’nın en büyük tiyatro topluluklarından biri olan Schaubühne’nin 21 Mart’tan 17 Nisan’a kadar her akşam 20.30’da bir oyununu paylaşıma açacak olmasıydı.
Dünyaca ünlü yönetmenleri izleme imkânı veren oldukça yoğun programda Peter Stein’in 10, Thomas Ostermeier’in ise 8  oyunu yer alıyor. 2017 yılında İstanbul Tiyatro Festival’ine güvenlik kaygılarıyla gelmekten vazgeçildiği için izleyemediğimiz Ostermeier’in III.Richard’ı da listedeki oyunlardan yalnızca biri. Her oyun öncesi oyuncuların evlerinden yapacağı okumalar ve doğaçlamalar da bonusu. Buradan takip edebilirsiniz.
Bu yıl İstanbul Tiyatro Festivali’nin en başarılı işlerinden, bir belgesel tiyatro örneği olan “Temiz Şehir”in methini duyanlardan sık sık duyduğum sorulardan biri, “belgesel tiyatro nedir?” olmuştu. Bunun cevabı bulmak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat olarak belgesel tiyatro denince aklı ilk gelen ekip olan Rimini Protokol tüm arşivini erişime açtı.
Boş Alan kitabıyla geniş kitlelere ulaşan, dünya tiyatro tarihinin önemli isimlerinden Peter Brook’un Paris’teki tiyatrosu Les Bouffes Du Nord da bir tiyatro oyununu ve Samuel Beckett üzerine bir belgeseli erişime açtı.
Benim de Aylin Alıveren sayesinde keşfettiğim fiziksel tiyatro konusunda hatırı sayılır ekiplerden olan ‘Gecko’ya da sanal olarak ulaşabiliyoruz artık.
Polonya’nın en bilinen tiyatro topluluklarından TR Warszawa da Macar yönetmen Kornel Mundruczo rejisi ile bir prömiyer yapıyor. Aynı zamanda her Cumartesi 21:00'de yeni bir oyun kaydını da erişime açacaklar.
Berlin’in avangard gösteri sanatları merkezi HAU 19-29 Mart tarihleri arasında ikincisini düzenleyecekleri ve detayları çok önceden belli olan “Spy on me” başlıklı festivalini webe taşıma kararı aldı.
İKİ ÖNEMLİ KAYNAK DAHA
Uluslararası işlerde liste aslında çok daha uzun. Yerli ekiplerden de her gün listeye bir yenisi ekleniyor. Biz de bu listeyi hazırlarken özellikle uluslararası işler için, kendisi üniversiteden de hocam olan Mehmet Kerem Özel’in danzon2008.blogspot.com/ sayfasından çokça yararlandım. Kendisine çok teşekkür ederim. Yurtdışında sıklıkla oyun izleyen ve uluslararası tiyatro cenahına oldukça hakim olan Özel’in paylaşımları ve eleştirileri tiyatro adına yepyeni keşifler yapmanıza fırsat verecektir. Bir diğer tavsiyem de sevgili arkadaşlarım Melike Saba Akım ve Noyan Ayturan’ın tiyatro kuramı, eleştirisi ve dedikoduları hedefiyle yola çıkarak açtıkları sosyal medya hesabı Haus Bühne olacak. Burası da yine bu dönemde sanal etkinlikleri keşfetmenize ve Türkiye tiyatro çevresindeki tartışmalara eşlik etmenizi sağlayacaktır.
2 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Vatandaş geçim sıkıntısıyla mücadele ederken, başkanlığını AKP'li Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek'in yaptığı ve yönetiminde de 4 AKP'li ilçe belediye başkanın yer aldığı Çevre Hizmetleri Birliği, “Teknik Gezi” adı altında 67 kişiyle yurtdışı gezisine çıkacağı belirtildi. "Teknik Gezi" isimli ziyaret 4-9 Mayıs tarihinde yapılacak. 6 günlük gezinin 1 milyon 21 bin liraya mal olacağı belirtildi. Gezilecek ülkeler arasında; Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti olmak üzere 5 ülke var.  Gezi programının içeriği ise şimdiden belli. İlk gün 67 kişilik heyet İstanbul'dan Münih'e uçacak.  Programın tanıtım metninde ilk gün için “Panaromik şehir turu” ifadesi yer aldı. İkinci gün ise “Leipzig'e hareket” planı yapıldı.  3. günün programı ise şu tanıtımla konuklara bildirildi: "Prag'a dönüyoruz. Akşam arzu eden misafirlerimizin katılımıyla Orta Çağ Gecesi Etkinliği yer alıyor." “ORTA ÇAĞ GECESİ” Programa göre turun 4. günü ise Viyana'da geçecek. 5. gün de gezi grubunun “Macarların geleneksel Çigan eğlencesine” katılacağı öğrenildi.  6. gün program bitiyor. Budapeşte turundan sonra İstanbul'a dönülüyor. 5 YILDIZLI OTELLERDE KONAKLAMA 6 gün sürecek gezide grup 4 ve 5 yıldızlı otellerde konaklayacak. Katılanlara Türkçe rehberlik hizmeti de verilecek. Geziyi düzenleyen Afyonkarahisar Çevre Hizmetleri Birliği yaşanabilir bir çevre oluşturmak, çevresel projeler yapmak ve çevre sağlığını bozucu faaliyetlerin önüne geçmek amacıyla kuruldu. 66 belediyenin üye olduğu birliğin yönetimini oluşturan encümen heyetinde, AKP'li Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Başkan yardımcısı Murat Öner, İl Genel Meclisi Başkanı Burhanettin Çoban ile AKP'li Sandıklı, Bolvadin, Susuz ve Dinar İlçe Belediye Başkanları, Mustafa Çöl, Fatih Kayacan, Mehmet Selek ve Nihat Sarı bulunuyor. https://www.instagram.com/p/CcSNZ26OO2I/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
leyl-ay · 6 years
Text
Sultan 3. Murat o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?
Akşam garip bir rüya gördüm.
Hayırdır inşallah.
Hayır, mı, şer mi öğreneceğiz.
Nasıl yani?
Hazırlan dışarı çıkıyoruz.
Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri ve kararlı adımlarla Beyazıd’a çıkar, döner Vefa’ya. Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarlarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatli bakınır. İşte tam o sıra, orta yerde yatan bir ceset gözlerine batar. 
Sorarlar ‘Kimdir bu?’ Ahali ‘Aman hocam hiç bulaşma.’ derler, ‘Ayyaşın, meyhur’un biri işte!’
Nereden biliyorsunuz?
Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz. Bir başkası tafsilata girer. ‘Biliyor musunuz?’ der, ‘Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır, nalının hasını yapar. Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem nerede namlı mimli kadın varsa takar peşine.’ Hele yaşlının biri çok öfkelidir:
‘İsterseniz komşulara sorun.’ der, ‘Sorun bakalım, onu bir kere olsun cemaatte gören olmuş mu?’
Hâsılı mahalleli döner ardını gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar mı ortada. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah önünü keser.
Nereye?
Bilmem. Bu adamdan uzak durmayı yeğlersiniz sanırım.
Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem. Ama biz gidemeyiz. Öyle veya böyle tebaamızdır. Defnini tamamlasak gerek.
İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.
Olmaz. Rüyadaki hikmeti çözemedik daha.
Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz?
Mollalığa devam. Naaşı kaldırmalıyız en azından.
Aman efendim. Nasıl kaldırırız?
Basbayağı kaldırırız işte.
Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini...
Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasılhane bulmalıyız.
Şurada bir mahalle mescidi var ama...
Olmaz. Vefat eden sen olaydın nereden kalkmak isterdin?
Ne bileyim Ayasofya’dan, Süleymaniye’den. En azından Fatih Camii’nden.
Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkanı çoktur. Tanınmak istemem. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Haydi yüklenelim.
Ve gelirler camiye. Siyavuş Paşa sağa sola koşturur kefen, tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa. Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzü şakilere benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında.
Padişahın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin ona keza. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine hayli vardır daha. Bir ara vezir sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ‘Sultanım’ der, ‘Yanlış yapıyoruz galiba’.
Nasıl yani?
Heyecana kapıldık, cenazeyi sorup araştırmadan getirdik buraya, Kimbilir hanımı vardı belki, belki de yetimleri?
Doğru. Öyle ya. Neyse, sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim.
Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur, nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler, sanki bu vefatı bekler gibidir. ‘Hakkını helal et evladım.’ der, ‘Belli ki çok yorulmuşsun.’ Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar.
Ağlar mı? Hayır. Ama gözleri kısılır, belki hatıralara dalar. Neden sonra silkinip çıkar hayal dünyasından. 
"Biliyor musun oğlum?" diye dertli dertli söylenir, 
"Bizim efendi bir âlemdi vesselâm. Akşamlara kadar nalın yapar, ama birinin elinde şarap şişesi görmesin, elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya."
Niye?
Ümmet-i Muhammed içmesin, diye.
Hayret.
Sizin zamanınızı satın almadım mı?
Sonra malum kadınların ücretini öder eve getirirdi. ‘Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım.’ derdi. ‘Öyleyse şimdi dinleseniz gerek...’ O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara. Mızraklı İlmihal, Hüccet-ül İslâm okurdum.
Bak sen! Millet ne sanıyor hâlbuki.
Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescidlere giderdi. ‘"yle bir imamın arkasında durmalı ki...’ derdi, ‘Tekbir alırken Kâbe’yi görmeli."
Öyle imam kaç tane kaldı şimdi.
İşte bu yüzden Nişanca’ya, Sofular’a uzanırdı ya. Hatta bir gün ‘Bakasın Efendi!’ dedim,
‘Sen böyle böyle yapıyorsun; ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada’.
Doğru öyle ya?
Kimseye zahmetim olmasın!’ deyip mezarını kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. ‘İş mezarla bitiyor mu?’ dedim. ‘Seni kim yıkasın, kim kaldırsın?’
Peki, o ne dedi?
Önce uzun uzun güldü, sonra ‘Allah büyüktür hatun.’ dedi, ‘Hem padişahın işi ne?’
2 notes · View notes
veysel-karane-blog · 7 years
Text
Hem padişahın işi ne?
İşte o Nalıncı Baba’nın ibretlik kıssası;
Sultan Murat Han, o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşe ile üzüntü arasında gidip gelmektedir. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar:
– Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? – Akşam garip bir rüya gördüm. – Hayırdır inşallah? – İnşallah hayrolur, öğreneceğiz. – Nasıl yani? – Hazırlan, dışarı çıkıyoruz. Padişah ve vezir, derviş kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır.
MAHALLELİNİN ÖFKESİ
İşte tam o sırada gözüne yerde yatan bir ceset ilişir. Hemen sorar: – Kimdir bu? Ahali: – Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın, serhoşun biri işte!.. – Nerden biliyorsunuz? – Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz!
AYYAŞ VE MİMLİ KADIN DÜŞKÜNÜ Bir başkası tafsilata girer: – Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkârdır. Azaplar Çarşısı’nda çalışır. Nalının hasını yapar… Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine, hem de nerede mimli bir kadın varsa takar peşine. Hele yaşlının biri çok öfkelidir: – İsterseniz komşulara sorun, der. Sorun bakalım onu bir cemaatte gören olmuş mu? Hâsılı, mahalleli döner ardını gider. Tam vezir de toparlanıyordur ki padişah merakla sorar: – Hayırdır, sen nereye? – Bilmem, bu adamdan uzak durmak istersiniz sandım. – Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem… Ama biz gidemeyiz; adam ne olursa olsun bizim teb’amızdır. Defin işini halletmek gerek. Bir nurdur aydınlanır alnında CENAZEYİ BİZ KALDIRALIM
Vezir hemen bir çare önerir: – İyi ya, saraydan birkaç hoca yollar kurtuluruz vebalden. – Olmaz, rüyadaki hikmeti çözemedik daha. – Doğru ya! Peki, ne yapmamı emir buyurursunuz? – Dervişliğe devam edeceğiz bir süre daha! Naaşı kaldırmalıyız en azından. – Aman efendim, nasıl kaldırırız? – Basbayağı kaldırırız işte. – Yapmayın etmeyin sultanım, bunun yıkanması paklanması var. Tekfini, telkini… – Merak etme ben beceririm. Ama önce bir gasilhane bulmalıyız. – Şurada bir mahalle mescidi var, ama… – Olmaz, vefat eden sen olsaydın nereden kalkmak isterdin? – Ne bileyim, Ayasofya’dan, Süleymaniye’den, en azından Fatih Camii’nden… – Ayasofya ile Süleymaniye’de devlet erkânı çoktur. Orada bizi tanıyanlar çıkar. Ama Fatih Camii’ni iyi dedin. Hadi yüklenelim…
PADİŞAH NAAŞI YIKAR KEFENLER Ve gelirler camiye. Vezir sağa sola koşturur, kefen tabut bulur. Padişah, bakır kazanları vurur ocağa… Usulü erkânınca bir güzel yıkarlar ki naaş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur aydınlanır alnında. Yüzünde bir beşâşet hâsıl olur. Hem manalı bir tebessüm okunur dudaklarında. Padişahın da, vezirin de kanı ısınmıştır bu adama. Meçhul nalıncıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar. Ama namaz vaktine de bir hayli vardır. Bir ara vezir, sıkıntılı sıkıntılı yaklaşır ve: – Sultanım, der. Yanlış yapıyoruz galiba… – Neden, ne yaptık ki? – Heyecana kapıldık, sorup soruşturmadan buraya getirdik cenazeyi. Kim bilir belki hanımı vardır, belki de yetimleri? – Doğru dedin. Öyleyse sen başını bekle, ben mahalleyi dolanıp geleyim. Vezir cüzüne, tespihine döner, padişah garip maceranın başladığı noktaya koşar. Nitekim sorar soruşturur. Nalıncının evini bulur. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Hadiseyi metanetle dinler. Sanki bu vefatı bekler gibidir. – Hakkını helal et evladım, der. Belli ki çok yorulmuşsun. Sonra eşiğe çöker, ellerini yumruk yapar, şakaklarına dayar. Neden sonra silkinip konuşmaya başlar: – Biliyor musun oğlum? diye dertli dertli söylenir… Bizim efendi bir âlemdi, vesselam… Akşamlara kadar nalın yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip dökerdi helaya! – Niye? – Ümmet-i Muhammed içmesin diye… – Fesübhânallah!.. – Sonra, malum kadınların ücretlerini öder, eve getirirdi. Ben sizin zamanınızı satın aldım mı, aldım, derdi. Öyleyse şimdi dinleyin bakalım… O çeker gider, ben menkıbeler anlatırdım onlara.. Mızraklı İlmihal, Hüccet-i İslam okurdum… – Allah Allah! Millet ne sanıyor hâlbuki… Padişahın işi ne? – Milletin ne sandığı umurunda değildi. Hoş, o hep uzak mescitlere giderdi. Öyle bir imamın arkasında durmalı ki, derdi; tekbir alırken Kâbe’yi görmeli… – Öyle imam kaç tane kaldı şimdi? – İşte bu yüzden Nişancı’ya, Sofulara uzanırdı ya… Hatta bir gün: – Bak efendi, dedim. Sen böyle böyle yapıyorsun ama komşular kötü belleyecek. İnan cenazen kalacak ortada… – Ne dedi peki? – Kimseye zahmetim olmasın, deyip mezarını kendi kazdı bahçeye. Ama ben üsteledim. İş mezarla bitiyor mu, dedim. Seni kim yıkasın, kim kaldırsın? – Merak ettim şimdi cevabını! – Önce uzun uzun güldü, sonra; – Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?
173 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 months
Text
TBB Meclisinde Manisa’yı temsil edecek üyeler belli oldu
https://pazaryerigundem.com/haber/172620/tbb-meclisinde-manisayi-temsil-edecek-uyeler-belli-oldu/
TBB Meclisinde Manisa’yı temsil edecek üyeler belli oldu
Tumblr media
Yerel seçimlerin ardından yeni dönemde, Türkiye Belediyeler Birliği’nde (TBB) Manisa’yı temsil edecek üyelerin seçimi gerçekleştirildi. Divan başkanlığını yürüten Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Seçilen üyelerin, Manisa’mızı en güzel şekilde Türkiye Belediyeler Birliği’nde temsil edeceğine yürekten inanıyorum” dedi.
MANİSA (İGFA) – Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’yı temsil edecek üyelerin seçimi, Manisa Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda, Divan Başkanlığı’nı Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek yaparken, Yunusemre Belediye Başkanı Musa Semih Balaban ve Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu da kâtip üye olarak yer aldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda konuşan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Manisalı hemşerilerimizin büyük desteğiyle şehrimizin 1,5 milyona yaklaşan nüfusuna hizmet vermek için yoğun bir çalışma içindeyiz. Bugün de Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’mızı temsil edecek üyelerin belirlenmesi için bir aradayız. Tarihi bir zaferle hemşerilerimizin gönlünü kazandık. Bizlere büyük bir güven gösteren halkımıza karşı sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmek için çok büyük özveriyle çalışıyoruz” dedi.
Tumblr media
HAYIRLI OLMASINI TEMENNİ ETTİ Konuşmasının son bölümünde, yapılacak olan üye seçimlerinin hayırlı, uğurlu olmasını temenni eden Başkan Zeyrek, “Bildiğiniz gibi, Türkiye Belediyeler Birliği, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu’nun 20’nci maddesine göre ülke düzeyinde kurulmuş ve bütün belediyelerin doğal üye olduğu bir mahalli idare birliğidir. Bu kanunun aynı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca TBB Meclisi; büyükşehir il merkezi ve nüfusu 100.000 ve daha fazla olan yerlerin belediye başkanlarından oluşan doğal üyeler ile her ilden belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri arasından o ilin milletvekili sayısı kadar seçilecek diğer üyelerden oluşmakta. Birazdan gerçekleştireceğimiz seçimde, Türkiye Belediyeler Birliği Meclisine, ilimizin milletvekili sayısı kadar seçilecek üyelerin yüzde 80’i belediye başkanlarımızdan, yüzde 20’si ise belediye meclis üyelerimizden seçilecek. Asıl üyelerin yarısı kadar da yedek üye seçeceğiz. Ben şimdiden yapacak olduğumuz seçimlerin hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor; Manisa’mızı en güzel şekilde Türkiye Belediyeler Birliği’nde temsil edeceğimize yürekten inanıyorum” ifadelerinde bulundu.  
TBB MECLİSİ’NE SEÇİLEN 10 ÜYE Başkan Zeyrek’in konuşmasının ardından Divan Başkanlığı’na verilen tek liste oylamaya sunuldu. Kapalı zarf usulü yapılan oylamada, asil üyeliklere, Ahmetli Belediye Başkanı Fuat Mintaş, Gölmarmara Belediye Başkanı Cem Aykan, Gördes Belediye Başkanı İbrahim Büke, Kırkağaç Belediye Başkanı Üstün Dönmez, Köprübaşı Belediye Başkanı Fatih Taşlı, Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez, Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz, Selendi Belediye Başkanı Murat Daban, Belediye Meclis Üyeleri Gülden Erhun ve Erdinç Yavaşlı seçildi. Yedek üyeliklere ise, Demirci Belediye Başkanı Erkan Kara, Saruhanlı Belediye Başkanı Ekrem Cıllı, Belediye Meclis Üyeleri Lütfi Akdağ, Emine Koç ve Fırat Honaz seçildi. 
TBB MECLİSİNDE MANİSA’YI TEMSİL EDECEK DOĞAL ÜYELER Öte yandan nüfusu 100 binden fazla olan belediye başkanlarının doğal üye olması dolayısıyla, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu, Salihli Belediye Başkanı Mazlum Nurlu, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın ve Yunusemre Belediye Başkanı Musa Semih Balaban da, Türkiye Belediyeler Birliği’nde Manisa’yı temsil edecek üyeler arasında yer aldı. 
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundembuca · 11 months
Text
AK Parti Buca’da Yeni yönetim belli oldu
Tumblr media
AK Parti Buca İlçe yeni Yönetim Kurulu, İbrahim Şengöz başkanlığında şu isimlerden oluştu.: Şehmus Gündoğdu, İsa Nezir, Abdülcelil Laçin, Hüseyin Oygur, Rahmi Altun, Şerafettin Bural, Gürcan Tayfun, Müge Ölgeli, Yüksel Yılmaz, Süleyman Can Camkıran, Vedat Aksoy, Murat Can Demir, Celal Selik, Satılmış Çumak, Mustafa Avcı, Yasin Kavalcıoğlu, Serdal Gökgedikli, Aysun Önal Uyar, Ali Kaya, Aslı Berberoğlu, Nusret Gezici, Fatih Polatoğlu, Oktay Ay, Vesile Gönen, Halit Akgün, Havva Demir, Sevil Öncü Şahin, Aytekin Tekin, Şükrü Galipoğlu - Mustafa Çiçek, Mustafa Çetin, Bilal Aral, Ceyda Bahtiyar, Mustafa Ateş, Halit Erdinç, Veli Kınacı, Eyüp Daş, Halil Özcan, Gökmen Sapçı, Alaattin Karboğa, Bayram Özyayla, Fatma Şimşek, Yasemin Oy, Hüseyin Delibaş. https://www.gazeteyenigun.com.tr/ak-parti-buca-ilce-baskani-hakan-kalfaoglu-2024-secimlerine-hazirlaniyor https://www.youtube.com/watch?v=R_PUag4UiLY Read the full article
0 notes
yfs-t-t-2623 · 4 years
Link
Gençler yetişkinlerin aynasıdır
  YAŞLILARA BİR SORU , NE VERDİN DE , NE İSTİYORSUN ! Yazılarımızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarımız oluyor? Evet , bu gün iğneyi kendimize , çuvaldızı geçlere batıralım , Gençler nereye gidiyor da, yetişkinler nerede duruyor acaba , bir de ona bakalım ... Ülkenin başını belaya sokan olayların , toplumu yozlaştıran , ahlak ve adaleti unutturan , görmezden gelen başaktörler , genelde gençler mi, yoksa onlara örnek olması gereken yetişkinler mi? Sorunun cevabı aslında nerede durduğun , nereden baktığın ile de ilgili . Her zaman yerinde saymış .Bir yerlere varamamış kişilerin .Dinamik olan ve değişime ayak uydurabilen Türk gençliğine ( elbette hepsi değil ) sarf ettiği kıskançlık, anlayamamazlık, bağnazlık yüklü cümle de olabilir ..gençlik nereye gidiyor cümlesi .. Ben bu gün çuvaldızı gençlere değil , benim gibi orta yaşlı ve yaşlılara batıracağım . Bu ülkede yüz binlerce öğrenci tek bir soru fazla yapabilmek için dirsek çürütürken, birileri sınav sorularını ve sorularla birlikte gençlerin hayallerini çaldı ve geleceklerini çürüttü. Bu soruları çalanlar sizce lise öğrencileri miydi ? Ülkeyi terörize eden , darbeler yapan , 15 Temmuz’u planlayanlar ergenler mi idi ?Kaçıncı sınıfa gidiyordu ? Örnek olmaları gerekirken , Milletin yüzüne baka baka yalan söyleyen siyasetçiler , anneler , babalar , çoluk çocuk mu ? Sanatçı kimliğiyle , her türlü ahlaksızlığı yapanlar , tıfıl ergenler mi? Din adamı sıfatıyla ekranlara çıkıp , halkın milli ve manevi değerlerine hakaret edenler kundaktaki çocuklar mı ? Ahlaklı ve adil bir aile ortamında sevgi ile büyüyen bir genç , hiç evlendiğinde hayat arkadaşını döver mi ? Evinde bir kedisi , bahçesinde bir köpeği olan , hayvan sevgisi ile yetişen bir genç , değil insanlara , hayvanlara bile sevgi ile yaklaşmaz mı ? Televizyonlarda , Sinemada 7 yaş üstüne uygun olarak işaretlenmiş filmde , bel üstüne çıkamayan yapımcılar sizce kaç doğumlu? Yetişkinler , biz bu ülkenin bu günüyüz  ..Yetişkin olarak biz , bu günü kurtaramaz iken , Doğru dürüst örnek olamadığımız gençleri ne hakla eleştirecek , yarınları nasıl emanet edeceğiz ! Kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, çarpık ilişkilerle dolu dizilere reyting rekoru kırdıran filmleri çekenler , 15 yaşında mı ?Kan damlayan, şiddet kusan senaryoları yazanlar kundak bebeleri mi ? Kendileri fosur fosur sigara içerken , çocukların cebinde çakmak çıktı diye disipline gönderen , kendi yetersiz Türkçesi ile gençlere doğru dürüst ders anlatamayıp , anlayamayanlara da it sürüleri diye hitap edebilen , hele ki kıyafet serbestisinden sonra , bir kısmını tenzih ederim , hademe kılıklı öğretmenler kim , beş yaşında sabi mi , ve bunların atamasını yapanlar bebe mi ? Kendisi haramı helal görüp ,  çarpık ilişkiler içinde iken , diğer  bir yandan ailenin öneminden bahsedenler yeni yetmeler değil herhalde .. Yetişkinler olarak biz , ülkeyi beton yığınına çevirirken ...Gençlere yeşili doğayı nasıl sevdireceğiz ! Orta yaş ve yaşlı olarak , Alttan bir sürü dersimiz var, Gençlere üst perdeden nasıl ahlak dersi vereceğiz  ! Propaganda cinsi bir kaç Osmanlı dizisi , o da tarihi hatalar ile dolu , Son iki yılda kaç tane Türk filmi çekilmiş ve geçmişimizi anlatıyor , var mı ? Kitapçıların çok satanlar rafındaki kitaplardan kaç tanesi gençlere ecdadını sevdirmek için yazılmış acaba? Geçmişini unutturduğumuz nesil'e , Nasıl gelecekten ödev vereceğiz ! Toplumun temeli aileler Gençler ise bizim aynamızdır .. Onları eleştirmekten ziyade , kendimize bakmamız gerekiyor . Biz nerede hata yaptık Sorumlu kim ?Gençler mi ? Aileler mi , Öğretmenler mi ? Eğitim sistemi mi ?Yoksa toplum mu ? Bence sorumluyu bulmak için aynaya bakmamız yeterli .. Senin yaşında Fatih İstanbul’u fethetmişti!” diyerek demagoji de yapmayalım . Fatih 21 yaşında İstanbul'u fethetti Lakin Babası 2, Murat Han Hocası ise Akşemsettin idi Ya biz ... Ahmet Atam  
0 notes
kamu365 · 4 years
Text
Dünya futbolu son 50 yılını yaşıyor
Mehmet Bayer – Yurt Haberler – 3 Mayıs (HİBYA) – TRT'nin eski deneyimli maç spikerlerinden Akın Göksu, dünya futbolunun son 50 yılını yaşadığını söyledi.
Göksu, HİBYA muhabirine yaptığı açıklamada, meslek yaşantısıyla ilgili bilgi verdi.
Önceden, ticari ve devlet radyoculuğu diye bir olayın varlığından bahseden, radyonun icadından sonra Amerika kıtasında özel, Avrupa'da ise devlete bağlı bir radyoculuk anlayışı bulunduğunu aktaran Göksu, bu ikisinin yayıncılık anlayışlarının da farklı olduğunu bildirdi.
  Göksu, bu ayrımın bilhassa savaş dönemlerinde kendisini belli ettiğine işaret ederek, ''Bunların gelir kaynağı da değişiyor. Amerika'da ticari anlayış ön planda olduğu için gelir reklama dayanıyor. Diğer tarafta ise devletin finansmanı söz konusu.'' dedi. 
Türkiye'de de radyoculuğun devlet desteğiyle geliştiğini anlatan Göksu, ''Biz spor spikerliği olarak devlete ait yayıncılık anlayışının son dönemlerini yaşadık. Sonra özel kanal ve radyoların açılmasıyla görev yapacak insanların nitelikleri de değişti. Bu açıdan bakıldığında biz çok şanslı bir dönemdeydik. Sadece az sayıdaki spor spikeri arkadaşla, TRT'nin yetiştirdiği yani devletin yetiştirdiği kimseler olduk.'' diye konuştu.
Göksu, Çanakkale Dardanelspor'un Fenerbahçe ile yaptığı maçta Fenerbahçe'yi tutmak gibi bir lüksleri olmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Tarafsızlığı, dengeyi kurma politikaları, bizim kuşağımızı bu sınırlar içinde tutmuş bir olgudur. Bu olgu doğrultusunda biz çok popüler olduk, çok güzel işler yaptık. Bunun karşılığında bizi dinleyen insanlar çok sempati duydu, moral verdi, zaman zaman hayliyle kızdıkları da oldu. Ama biz bu mesleği bu ortamda gerçekleştirmiş şanlı bir gruptuk. Bu grupta, Öztürk Pekin, Ümit Aktan, Murat Ünlü, Tansu Polatkan, Abidin Aydoğdu vardı. Mesela ben İstanbul radyosunda taş plaklardan maç anlatımlarını dinledim. Şöyle antılıyor, 'sayın Zeki Sporel' diyor futbolcuya. Çok yavaş ve saygılı bir anlatım şekli varmış.''
– Pele, Yaşin ve Puşkaş ile konuştum
Akın Göksu, meslek hayatında sohbet ettiği dünyanın en ünlü futbolcularının ayrı bir yer tuttuğunu söyledi.
Brezilyalı dünyaca ünlü futbolcu Pele ile Meksika'da oturup sohbet ettiklerini anlatan Göksu, ''1986 yılındaki Dünya Kupası'nda Fransa-Brezilya maçı oynanıyordu. Bu maç tarihte seyrettiğim en muhteşem maçtı. Maçı ben anlatmıştım. Devre arasında Pele ile tercüman aracılığıyla konuştuk. O da maçın çok müthiş, iki takımın futbocularının çok kaliteli, dünya kupasının en büyük maçı olduğunu söylüyordu. Bunları söylerken çok mütevazi bir insandı, kibar bir adamdı. Herkesle konuşabilen, önüne gelen herkese imza atabilen bunları ben yanında gördüğüm için söylüyorum. Hangi ülkeden geldiğimizi sormuş, Türkiye'nin ileride bu tür turnuvalarda yer alması gibi temennilerde bulunmuştu.'' ifadesini kullandı. 
Göksu, dönemin dünyaca ünlü Sovyetler Birliği kalecisi Yaşin ile de görüşme fırsatı bulduğuna işaret ederek, anılarıyla ilgili şunlardan bahsetti:
''İki kez karşılaştım onunla. Birincisinde yine TRT'deyken rahmetli Turgay Şeren'in jübile maçında karşılaşmıştık. O zaman dünyanın bir numaralı kalecisi Yaşin. Bu maçta onunla birlikte olma şansını yakaladım. Hatırladığım kadarıyla Türkiye'de futbola büyük ilgi olduğunu söylemişti. Bunun iyi bir şey olduğunu söylüyordu. Aynı Yaşin ile 1988 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda görevli, medya mensubu olarak, bacağının birinin kesilmiş olduğunu görerek, Münih'te yan yana oturma fırsatımız oldu, konuştuk.'' 
Macaristan'a karşı milli takımın efsane bir galibiyeti olduğunu, bu maçın 50 sene ''3-1 yendik'' diye konuşulduğunu aktaran Göksu, dönemin ünlü Macar oyuncusu Puşkaş ile ilgili anılarını şöyle anlattı:
''Onunla da bir röportaj yapmak istedim. İstanbul'a başka bir sebeple gelmişti. Konuştuktan sonra, bizim o anlı şanlı muhteşem 3-1'lik galibiyeti sorucağım. O maçı hatırlıyor musunuz? diye sordum. Adam şöyle duraksadı. 'Evet ya çok kötü bir saha vardı, çamur içindeydi' dedi. Adamın maçla ilgili hatırladığı tek şey bu. Biz yıllarca Macarları şöyle yendik, böyle yendik diyerek gelecek kuşakları motive edeceğiz diye anlattığımız olayı adam böyle hatırlıyor.''
  – Türkiye'deki maç anlatımları 
Akın Göksu, kendisi için Türkiye'de derbi maçı anlatmanın en kolayı olduğunu bildirdi.
''Çünkü bütün olayı biliyorsun, futbolcuları yakından tanıyorsun.'' ifadesini kullanan Göksu, ''Yeni lige çıkmış bir Kayserispor'un futbolcusunu tanımada zorlanabiliyorsun. Ama derbi maçlarda, sabah akşam bildiğin, merhaba dediğin, arkadaş olduğun insanlar var. Mesela 1983 yılında 4-4'lük Fenerbahçe-Galatasaray maçını anlatıyorum. O maçta demişim ki 'İki takım da şan ve şöhretlerine yakışır bir futbol bize sunuyor.' Geçen gün sosyal medyadan biri 'Akın bey, işte böyle böyle demiştiniz' diye 37 yıl sonra bana hatırlatıyor. O dönem 'Fenerbahçe iyiydi de Galatasaray'ı şansı götürdü' falan diyemezsin.'' dedi. 
En çok Beşiktaş maçlarını anlattığını aktaran Göksu, ''Beşiktaş'ı tutuyorum ayrıca. Rıza, Metin, ama yıllardır görüşmüyoruz. Herkesin yolu ayrılıyor, gidiyor. Tanju Çolak mesela heyecanlı, her şeye gider, gelirdi. Fatih Terim hoca olsun, onun futbolculuğundan beri tanırım. Samet Aybaba, Ulvi Fenerbahçe'den Oğuz, İsmail Kartal, Cem gibi hepsinle aramız iyiydi. Herşey güzeldi. Bu tip ilişkilere girmek istemeyenler de vardı.'' diye konuştu. 
Tumblr media
Göksu, kendi kuşaklarından sonra yaşanan gelişmeler hakkındaki görüşlerini şöyle açıkladı:
''Bizim kuşağımızdan sonra özelleşen televizyonlarda spiker arkadaşlar, 'ben yaparım, iyi o zaman gel sen yap' zihniyetiyle oluştu. Bu arkadaşlarımız bugün hala öyle devam ediyor. Bunlar bir eğitim almadılar, bir yarışmadan geçmediler. Çünkü özel sektörün tek hedefi para kazanmaktır. Yani işi, gücü yok da spiker yetiştirmek gibi bir gayretleri de olmaz. Özel sektördeki yayıncılıkta patronun 'nasıl daha çok para kazanırız' düşüncesinden başka bir gayesi yoktur. Dolayısıyla maçı anlatacak adama demiştir ki 'heyecanlı anlat.' İşte bütün sihir, bizim dönemimizle şimdiki dönem arasındaki anlayış farkı budur. Patronların heyecanlı anlatım talebidir. Bu talepten sonra geçim sıkıntısı yaşayan bir genç spikerin maçı heyecanlı anlatmaktan başka hiçbir seçeneği yoktur. Eğer bağırıp, çağırma işi bugün futbola bir kalite getirdiyse diyecek hiçbir şeyim yok. Maç anlatma açısından söylüyorum. Hayır kalitesizlik getirmişse o zaman bunun vebali o televizyonların patronlarına aittir. Heyecan yaratmak için zengin bir dil bilmek gerekiyor. Bir pozisyonu farklı cümlelerle anlatabilme kabiliyeti gerekiyor. Bunların hiçbiri yok, 'ben anlatırım ağabey' diyor o da 'geç anlat' diyor, sonra bağırıyor, çağırıyor. Dolayısıyla bugün insanlar, maç anlatan insanları bizim kadar sevmedi. Ben bunu hissediyorum. Bizi sevdiler. Bunların ömrü devamlı da olmuyor. Bugün A, yarın B oluyor.'' 
Kendilerinden sonra TRT'de yetişen spor spikerlerinin uzun yıllar özel sektörde yer edinmeye çalıştığını dile getiren Göksu, ''Bizden sonra gelen Ercan Taner çok başarılı bir arkadaş. Ben çok seviyorum onun anlatım biçimini. Levent Özçelik, rahmetli Hüseyin Başaran, Yalçın Çetin, Erdoğan Arıkan bunlar hep başarılı arkadaşlarımız.'' ifadesini kullandı.  
Tumblr media
– Futbol son 50 yılını yaşıyor
Tecrübeli spiker, dünya futbolunun kendisine göre son 50 yılını yaşadığını söyledi.
Artık futbolun dünyada ömrünü tamamlamış bir spor aktivitesi olarak tarihe gömülmek üzere olduğunu savunan Göksu, sözlerini şöyle tamamladı:
''Çünkü işin içine video girdi. İki, taraftarın aidiyet yapısı hızla değişiyor. Amatör takımı kabullenmekle, acayip parasal imkanlara sahip takımları kabul etmek, taraftar üzerine değişik etkiler yaratan önemli bir olay. Kendiliğinden 'bu okul benim ilkokulum, bu mahalle benim mahallem, bu benim mahalle takımım' diyen insanların yerine şimdi bana daha büyük reklam yapan takım 'benim takımım' anlayışı geliyor. İşin ekonomisi değişti. Endüstrileşti futbol. Dolayısıyla futbolu var eden taraftardır ve taraftar üzerindeki biçimler değişmeye başladı. Futbol bu yüzden yıkılmak üzere. Bana göre bu olay bitmiştir, bunun çözümü yok artık.''
Hibya Haber Ajansı
Hibya Haber Ajansı
The post Dünya futbolu son 50 yılını yaşıyor appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/2KTxZIv via IFTTT
0 notes
silehaberleri · 5 years
Text
12 Dev Adam'ın 26 kişilik Dünya Kupası kadrosu belli oldu
Tumblr media
Çin'de organize edilecek olan 2019 FIBA Dünya Kupası'nda yer alacak olan A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın 26 kişilik geniş sporcu kadrosu belli oldu. Çin'de 31 Ağustos-15 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 2019 FIBA Dünya Kupası'nda mücadele edecek olan A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın, 26 kişilik geniş sporcu kadrosu belli oldu. Kadroda lig şampiyonu Anadolu Efes'ten 6, Galatasaray, Tofaş ve Banvit'ten 3, Fenerbahçe'den ise 2 oyuncu çağrıldı. 26 kişilik listede NBA'de oynayan Cedi Osman, Ersan İlyasova ve Furkan Korkmaz da davet edildi. Listede ayrıca 2 tane devşirme oyuncu olan Ali Muhammed ve Scott Jordan Wilbekin yer alıyor. Ay-yıldızlılar, 1 Temmuz Pazartesi günü itibariyle kampa katılan oyuncularla çalışmalarına başlayacak. Kampa bazı oyunculara daha sonra dahil olacak. Millilerin idari ve teknik kadrosu ile sporcu kadrosunda şu isimler bulunuyor: Oyuncu kadrosu  Doğuş Balbay - Anadolu Efes Sertaç Şanlı - Anadolu Efes A.Buğrahan Tuncer - Anadolu Efes J. Metecan Birsen - Anadolu Efes Yiğitcan Saybir - Anadolu Efes Tolga Geçim - Anadolu Efes Rıdvan Öncel - Banvit Şehmus Hazer - Banvit Ragıp Berke Atar - Banvit Kartal Özmızrak - Darüşşafaka Tekfen Mert Akay - Darüşşafaka Tekfen Ali Muhammed - Fenerbahçe Beko Melih Mahmutoğlu - Fenerbahçe Beko Hüseyin Göksenin Köksal - Galatasaray Doğa Sigorta Ege Arar - Galatasaray Doğa Sigorta Ayberk Olmaz - Galatasaray Doğa Sigorta Semih Erden - İstanbul BBSK Berk İbrahim Uğurlu - Pınar Karşıyaka Muhsin Yaşar - Tofaş Yiğit Arslan - Tofaş Berkan Durmaz - Tofaş Metin Türen - Türk Telekom Cedi Osman - Cleveland Cavaliers Ersan İlyasova - Milwaukee Bucks Furkan Korkmaz - Philadelphia 76ers Scott Jordan Wilbekin - Maccabi Tel Aviv İdari ve teknik kadro  Ufuk Sarıca - A Erkek Milli Takım Başantrenörü - TBF - Pınar Karşıyaka Kerem Tunçeri - A Erkek Milli Takım Menajeri - TBF Orhan Demirel - A Erkek Milli Takım İdarecisi - TBF Recep Şen - Yardımcı Antrenör - TBF S. Sedat Özyer - Yardımcı Antrenör - Tofaş Arda Demirbağ - Yardımcı Antrenör Kadir Korkmaz - İstatistik Barış Kocaoğlu - Doktor Burak Yağmur Öztürk - Doktor Ali Onur Duran - Diyetisyen İbrahim Ethem İraz - Diyetisyen Ertan Bedir - Kondisyoner Mustafa Fatih Çetintaş - Fizyoterapist Murat Erdem - Fizyoterapist - TBF Osman Seyhan Kesim - Masör - Beşiktaş JK Sompo Japan Mehmet Burak Kozan - Masör - İstanbul BBSK Miktat Güvendi - Malzeme Sorumlusu - TBF Read the full article
0 notes