#Hızlı resim

[hayatdenir]

RESİM - PRO+

Resim.Pro: Hızlı ve Güvenilir Resim Yükleme Platformu

Resim.Pro, kullanıcıların kolayca resim yükleyip paylaşabileceği güvenilir ve hızlı bir platformdur. İhtiyacınız olan her an, her yerden resimlerinizi yükleyebilir, paylaşabilir ve yönetebilirsiniz. Resim.Pro'nun sunduğu hızlı ve kullanıcı dostu arayüzüyle, resim yükleme deneyiminiz daha da keyifli hale gelir.

Kolay ve Hızlı Yükleme:

Resim.Pro, kullanıcılarına kolay ve hızlı bir resim yükle deneyimi sunar. Sadece birkaç adımda hızlı resim yükle işlemi yapabilir ve istediğiniz gibi paylaşabilirsiniz. Hızlı yükleme özelliği sayesinde, anlık olarak resimlerinizi paylaşabilir ve içeriğinizi hızla yayabilirsiniz.

Güvenilir ve Güvenli:

Resim.Pro, kullanıcıların güvenliğini ve gizliliğini ön planda tutar. Yüklediğiniz resimlerin gizliliğine önem verir ve kullanıcı verilerini korumak için güvenlik önlemleri alır. Güvenilir altyapısıyla, resimlerinizi güvenle yükleyebilir ve paylaşabilirsiniz.

Çeşitli Paylaşım Seçenekleri:

Resim.Pro, çeşitli paylaşım seçenekleri sunar. Yüklediğiniz resimleri istediğiniz sosyal medya platformlarında paylaşabilir, bağlantılarını arkadaşlarınızla veya iş arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz. Ayrıca, resimlerinizi özelleştirme seçenekleriyle istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz.

Mobil Uyumlu Arayüz:

Resim.Pro, mobil uyumlu arayüzüyle her zaman ve her yerde erişilebilirliği sağlar. Mobil cihazlarınızdan kolayca hızlı resim yükleyebilir, paylaşabilir ve yönetebilirsiniz. Hızlı ve kullanıcı dostu arayüzü sayesinde, mobil deneyiminiz de sorunsuz olur.

Resimlerinizi Hızla Yükleyin ve Paylaşın: Resim.Pro, kullanıcılarına hızlı ve güvenilir bir resim yükleme deneyimi sunar. İhtiyacınız olan her an, her yerden resim upload işlemi gerçekleştirebilir, paylaşabilir ve yönetebilirsiniz. Hızlı ve kullanıcı dostu arayüzüyle, Resim.pro resim yükleme deneyiminizi daha da keyifli hale getiriyor

[resim-pro]

Hızlı Resim

[dunruyamdasenigordum]

Sevdigim herkes telefonumun icinde yasiyor ...

Artık onlara sayılı dokunabiliyorum. Kendimi fazla alışmamak konusunda daha fazla eğitmeliyim. Bedenime kodlanmış olan sevgi, içmem gereken suyum damla damla akıyor; fotosentez yapan çiçekler kadar olamıyorum. Hissetmem gereken tüm duygulardan kendimi korumalı ve bir taş gibi olmalıyım.

Çok fazla uyuyorum, güneşten saklanıyorum; gecelerin sessizliği yaşadığım bu hayata paralel, kimsenin olmayışına alışmamı hızlandırıyor ve beni hizaya getiriyor. Gün aydınlandığında insanların oradan oraya gidişini izliyorum; yapacak ne çok şey var. Benim dünyam bunlara neden hizmet etmiyor peki? Neden yapacak hiçbir şey yok artık... Önceleri resim yapardım; çok sıkılıp bunaldığımda boyaların içine karışır bir fırça yardımıyla kendimi oradan oraya sürüklerdim. Rengarenk başladığım resim bazen simsiyah biterdi, bazen yine karanlığımı yenerek rengarenk bitirirdim.

Şimdi karanlığın tam kalbinde yaşıyorum. Korku filmlerinde görüp asla gitmek istemeyeceğiniz türden; bütün ormanın yandığı sislerden ve kurumuş ağaçlardan başka hiçbir şeyin olmadığı siyahın her tonunda yaşlanan o orman... Orada da kimse yok: kuşlar, çiçekler, akan suyun sesi, birbirine sarılan insanlar... Hiç kimse...

Sanırım kendimi bulmak ve gerçek benliğime dönmek için bu geniş dünyada kaybolmaktan kaçınmalıyım. Kendimi yeniden tanımlamak ve duygusal olarak özgür olmak için adım atmalıyım. Belki de bir gün, renkli resimlerimi tekrar boyayabilirim. Şimdilik ise karanlığın tam kalbinde yaşayan biri olarak var olmaya devam edeceğim.

Hayat genellikle dünyanın sonuna yürümüşüm ve yolu bitmiş gibi hissettiriyor ya da aklıma gelen her fikir daha iyi haliyle hayat bulmuş ve bana hiç ihtiyacı yokmuş gibi davranıyor. İç sesimin bile beni karşısına aldığı bir dünya bu, benden başka herkes her şeyi en iyi haliyle biliyor. Böyle bir dünya beni en ilkel halime götürüp saydamlaştırıyor; besleniyorum, uyuyorum ve tuvalete gidiyorum.

Bermuda şeytan üçgeninin tam açılımının bu olduğuna eminim çünkü böyle bir hayat zaten yaşanmamış kabul edilir.

Vazgeçişim çok hızlı olmamıştı aslında; dünyayı anlamaya çalıştım, hatta onu değiştirmek isteyecek kadar kalbimi kocaman hissettiğim zamanlarla da sınandım. Süreç beni aynı yere götürdü: 'Biz dünyayı değiştiremedik ama dünya da bizi değiştiremedi.' Ne büyük yalan değil mi? İnsan aynı suda bile iki kez yıkanamazken, her mili saniye defalarca kabuk değiştirirken böylesine büyük bir yalana kanmak? Olsun, yaşamak için insanın önce kendini yalanlarına inandırması gerekiyor sonra da yalan söylemediği için ödüllendirmesi.

Gerçi bu algı artık biraz köreldi; kötülerin kazandığı varsayımını iliklerimize kadar hissedip gerçekliğinden hiçbir şüphe duymaz hale geldiğimiz yeni dünya düzenindeyiz. Düşene bir tekme de siz atmazsanız, yakında kıçı tekmelenecek olanın siz olduğunu gökyüzüne altın harflerle yazdı.

Yapılması gereken şey çok basit: omurganızı yani tabiatın size verdiği en hakiki elbisenizi çıkarıp önünüze koyacaksınız. Dünya bizi her yönden besler ve dönüştürebilir ama karakterimizi, davranışlarımızı bizi biz yapan şeyleri ancak bizleri manipule ederek değiştirebilir. Kimse elini kana bulandırmadan en değerli giysisiniz bir iş elbisesine dönüşür. Hiçbir yere gitmeden, karşılığında hiçbir ödeme almadan sadece bizlerin ruhunu emen ve ruhlarımıza aynı kıyafeti giydiren bir tarikatın avuçlarının arasında sırası geldiginde pişmeyi bekleyen şarküteri ürünleri gibi yaşar ve ölürüz.

Sevdiklerim telefonumun içinde yaşamaya devam ederken, kendimi 55 kiloluk bir sucuk gibi hissetmekten vazgeçmeliyim. 365 günün sadece 5 günü kız kardeşime dokunabildiğim için üzgün hissetmemeliydim. Dünya artık ananemin eteğinin altı kadar büyük değil, hacmi biraz daha genişlemiş olsa da bu genişlemiş dünya beni çok sıkıştırıyor. Ben çocukken dünya çok küçüktü, ama içinde aradığım her şeyi bulabileceğim geniş bir alanı vardı ve neşe doluydu. Şimdi ise gerçekten çok büyük ve her odası zapt edilmiş hepsi dolu.

Muhtemelen dünya, yazlık-kışlık ayrımı yapmıyor ve eskiyen şeyleri atmıyor; yani biraz da çöp ev, biraz da istifçi diyebiliriz ona. Gerçi kendi halinde dönüp duran bir disko topunu suçlamaktan da vazgeçmeliyim; insan türü bu kadar yayılmamış ve bu denli zehirli olmasaydı muhtemelen hiç tanımadığımız tonlarına kavuşabilirdi.

Hepimizi her gün yavaş yavaş öldürüyorlar: yediğimiz yemekler, içtiğimiz sular, soluduğumuz hava... Hepsi zehir dolu. Ağaçlar meyve veriyor, koparıyorlar ve zehirini katıp bize tutuşturuyorlar. Akıl almıyor, neden insan böyle büyük muammalarda kaybolur? Her şeyin bitmek için başladığını bilen tek ben olamam...

[se-a-ser]

yapay zeka kullanın. ne iş yapyorsanız yapın kullanın. bir iş yapmıyorsanız da kullanın

hem siz faydalanın hem de yapay zeka kendini geliştirmek için faydalansın. faydalansın ki gelişimi de bizim açımızdan daha doğru bilgilere dayalı olsun

verin koca bir metni özet çıkarsın, soru çıkarsın. ya da bir taslak metni uzattıkça uzatsın. resmi dil kullansın, tatlı dil kullansın

yapay zeka henüz abartıldığı kadar birilerini işinden edecek düzeyde değil. şu an tam da mükemmel bir yardımcı olarak kullanılabilir kıvamda. fakat hayatımıza bir anda girip öyle hızlı gelişti ki bu yıl nelere şaşıracağımızı kestiremiyoruz. onlarca yıldır konuşulup emare göstermeyen şeyin birden hortlaması bir yana bir çok farklı kaynaktan gelişim göstermesi de ilginç. bunca yıl birbirinizi mi kolluyordunuz arkadaş

mesela Tumblr paylaşımlarınıza resim oluşturarak başlayabilirsiniz. "prompt" denen şeyden korkmayın. direkt Tumblr paylaşımınızın metnini bile verseniz iş görür. sonra zamanla derdinizi daha iyi anlatırsınız. Windows 11'e Copilot uygulamasıyla entegre oldu. bunun dışında aşağıda birkaçını verdiğim AI'leri de kullanabilirsiniz

Bing

Bard

Canva

Capcut

ChatGPT

Recraft

[ekip]

Birtakım değişiklikler

🌟 Yenilikler

İngilizce konuşan topluluklarla başlayarak mobil uygulamaların 31.2 sürümü itibarıyla yeni Destekçi rozetleri için destek hattımızı açıyoruz. Dilersen masaüstünden TumblrMarket'e şimdiden göz atabilirsin!

Labs olarak "Koleksiyonlar" adını verdiğimiz yepyeni bir deneyimiz var ve yardımını rica ediyoruz! Gönüllü olarak katılmak istersen lütfen şu gönderiye göz at (İngilizce).

Masaüstünde: Parola korumalı grup blogu olanlar için aynı grupta yer alan diğer kullanıcılar yeni gönderi paylaştığında gezinti menüsünde yer alan Hesap kısmında bildirim rozeti göstermeye devam edeceğiz.

Pano sekme yapılandırmasına yönelik seçenekleri herkesin kullanımına açmış bulunuyoruz. "Takip edilenler" ve "Senin için" sekmelerinden hangisini varsayılan yapmak istediğini belirleyebilmen için de bir ekleme yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca deneye dahil olup "Popüler RB'ler" ve "Blog Abonelikleri" gibi bazı sekmeleri etkinleştirdiysen ufak bir hatırlatma: İlgili ayarlar, yeni yapılandırma ekranından kaldırılıp yeniden Tumblr Labs ayarları altına taşındı.

Sitede dolaşırkenki deneyimini güzelleştirecek bazı performans ve kararlılık iyileştirmeleri yaptık ve sonsuz kaydırmayı da hakikaten çalışır bir şekle soktuk. Takılıp duruyor diye sonsuz kaydırmayı pano ayarlarından kapattıysan, tekrar bi' dene! Ha yok, ben sayfa sayfa gezmeyi seviyorum diyorsan, tabii ki aynen devam! Diğer tüm iyileştirmeler senin deneyimini de etkileyecek.

Tumblr arama sonuçlarını da iyileştirmeye çalışıyoruz. Üzerinde çalıştığımız en son deneylerden birisi, resim tanıması yaparak arama sonucu getirmeye dayanıyor. Tumblr'da herhangi bir arama yaptığında sonuçlar arasında alakasız resimler görürsen ve resimleri neden gördüğünü açıklayacak bir metin ya da etiket bulamazsan, lütfen kullandığın terimi ve hangi sonuçların alakasız olduğunu bize Destek üzerinden bildir.

Masaüstü panonda kullandığın gönderi düzenleyicide bundan böyle dilersen bir bağlantı blokunu girintili metin bağlantısına dönüştürebileceksin. Bunun için bağlantıyı yapıştırdığında oluşturulan bağlantı bloku üzerinde yer alan üç nokta menüsünü kullan.

Soru düğmesinde kullanabileceğin maksimum karakter sayısını 26'ya indiriyoruz. Bu sınırı aştığında bundan böyle daha faydalı hata iletileri göndereceğiz.

Gönderi sahibinin engellediği ya da gönderi sahibini engelleyen bloglara ait yanıtlar/RB'ler/beğeniler bundan böyle her iki tarafın not görünümünden de çıkarılacak.

Alıcıyı engelleyen bloglardan gelen soru ve gönderimleri artık hiç göstermiyoruz.

🛠 Düzeltmeler

Nadiren de olsa "Senin için" sekmesinde gösterilen içerik akışının çok hızlı biçimde tükenmesine yol açan birkaç hatayı düzelttik.

Tarayıcı yakınlaştırma oranının (veya ekran büyütmenin) %100'den daha yüksek olduğu durumlarda gönderiler arasında geçiş yapmana yarayan kısayol tuşlarının (J ve K) masaüstünde çalışmamasına yol açan ufak gıcık bir sorunu düzelttik.

"Null" unicode karakterini bundan böyle anket seçeneği olarak kullanmak mümkün olmayacak. Ters eğik çizgi karakterini anket seçeneği olarak kullanınca oluşan bir hatayı da düzeltmeye çalışıyoruz.

Takip edilenler ve Senin için sekmelerinde kaydırma yaptığında bir sonraki sayfanın yüklenmesinde 10+ saniye kadar gecikme oluşmasına yol açan bir hatayı düzelttik.

Masaüstü panondaki gönderi düzenleyicide kopyalama, yapıştırma ve metin seçmeye ilişkin çeşitli sorunları düzelttik.

Oturumun kapalıyken bir gönderinin beğeni simgesine tıklayıp ardından oturum açtığında bundan böyle Keşfet sayfasına değil, ilgili gönderiye yönlendirileceksin.

Masaüstü panoda gönderi düzenleyiciye medya yüklerken, "Gönder" düğmesi artık medyanın yüklenmesi tamamlanana kadar devre dışı kalacak.

Gönderinin notlarından bir RB'yi ya da yanıtı kaldırdığında, ilgili etkinlik öğesi de kaldırılacak.

Artık engellediğin ya da seni engelleyen bloglardan bahsedemeyeceksin. Bu zaten birçok durumda beklenen şekilde işliyordu; birkaç farklı durumda buna alternatif yöntemler bulanlar olmuş. Bunları düzelttik.

🌱 Yakında sunulacaklar

Grup blogları da dahil olmak üzere ikincil bloglarınla yanıt vermene yarayan bir deneyi kullanıma sürmek üzereyiz. Bizi takibe devam et!

Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!

Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız  bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.

Bu gönderileri başka dillerde de takip etmek için diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!

[lesusu]

Bilmiyorum bir çok şey biliyorum aslında dünyaya yetmeyecek kadar az şey bildiğim kadar noktalamalar kullanmayacağım akısı kesermişçesine bilmiyorum hislerini adlandırmak garip gerekirmiş gibi ama istersin ne hiisettiğini bilmek dedim ya bilmiyorum bi hüzün hüzün de neyse sürekli bir yere yetişmem gerekiyormuş gibi hissedersin ya işte öyle histen dolu bu aralar, ara ara içim (virgülkullanıldı) hislerimen bahsetmek niye istedim bilmiyorum ama imden bir yer yazmak istedi içimde biri daha var ki benden içeri çok şey yazacaktım bitmek bilmeyen saliseler içerisinde bir sürü şey düşünürkeb her düğüncenin ardına gizlenmiş aralanmış düşünce perdeleri herkeste böyledir ya muhtemelen yani ara ara olur böyle sanki her hareketin son hareket yaptığın şey içtiğin su çektiğin duman sonmuş sondaymışsın hissi hisler... bunlaro yazarken ne kadar hızlı yazarsam sanki anlık nefesim kesilip duruyorum ama hayır durmuyo hep bir arkada bekleyen perdenin ucundan göz kırpan heyecanla bahsedilmeyi bekleyen şeyler var anlam karmasası bundandır yoksa azok türkçemiz var sükür yorgunluk var üzerimde saf bi yorgunluk bu omuzlarımdan çöküyor ve beni daha da soyutluyor dğnyada varlığım kadar soyutluyor merhaba balığım okuyorsan diye çok düşünme öyle saçmalıyorum yinebir şeyler aha yanlış anlama özgürlüğün bir kısmı gitti ama düşünmeyecepim ne düşüneceğini neyse neyse ne demekse zorunluluk zorunluluk zorunluluk.. yasama ayakata durma nefes alma beklentileri karsılama kendi kendinden beklentilerin insanların beklentileri annemin bir şeyler farkedip de bir sorun mu var dedikten sonra yok dememe ikna olmuş gibi yapıp komik bir video atması ama yine de bir şeyler yapmaması ne yapabilir gerçi beklentiler işte .. neyse beklemiyorum artık ama durakdayım taha demişt bi güm bi arkadası tahaya sen durak insanısın demiş düşündürdü bu beni çoğu zaman hepimiz bir duraktayız ne bekliyoruz neyi kimi sürekli birinin eksikliğini hissediypum sanki kim bu ne bu bilmiyorum aslında beklemiyorum bir yansan bir yandan sa bekliyorum neyse anladınız işte siz kimseniz apwidöksğa kendimle sohbet keyifli mi değil ama keyifli hep bi kararsızlık arada kalmışlık var sıkışmışlık hür olmak istiyorum ben dğşüncelerimden de dünyadan da nefes almaktan da zevklerden de isteklerimden de gündüzleri böyle daha doğruru uyanık oldupum her dakika böyle kosmam gerkiyormjş gibi herşeye yetişmem gerekmiş gibi o her şey neyse ona resim çizmek dersler seviyor muyum bilmiyorum artık çnceden seviyormuydhm onu da bilmiyorum düşünüyorum geçti bitti kazandım ilerledşm ne olacak bitecek sonuçlar değil süreçler sıkıyor artık uyuduğum zamanları da hatıröamıyorum ki zaten hatırlasam o da çekilmez olurdu herhalde bıkkınlık var ama umurumda olmayan bir bıkkınlık sadece kafamı bir yere koyup düşünmemek isitoyeum mümkünmüş gibi büyğk şeyler mi olmalı böyle hissetmek için bilmiyorum ama hissediyorsam demekki olmasa da oluyormuş büyğk bişiler neyse neyse ne olurdu benim olsan şu yaralarımı sarsann bıktım artık yol almaktan yol almak yol almak uyuyup uyanıyoruz ve bir gün uyanmayacğaımız bir güne doğru ne olacak sonra niye geldik neden varolduk her şey bir deney sonucu olmuş olamaz ben bunu istemiş olamam bu deneyin bir parçası kime sorsan istemezdi zaten gerçi bunu isteyip istememek de bir bilinç işi o bilinci de istemiyorum ben karar vermek de ama artık verilmiş bir şeyler var hepimizin adına doğup büyüyoruz 19 senedir nefes alıyorum dünya için ne büyük kayıp..

[andreytarkosvky]

Bu şehirde ne büyük tutkular nede büyük arzular var. Neredeyse çoğunluğu memurlardan oluşan bir halk kafelerde pek hoşnut. Hafızalarına yük olmayan hatıralarıyla, balıkçılık gezileriyle, avcılıkla ve bilardoyla hayatlarından pek mutlular. Bu şehirde yaratıcılık ölmüş: Ne cilalı mezarlığa dönmüş müzesine bir resim kazandıracak ne de evlerine bir ev daha katacak bir şehir. Artık yeni tramvaylar da alamayacak. Burada yaşananlar yavaşça yaşlanacak ve bir çocuk şarkısının nakaratı gibi tıngırtıyla bu insanlar eğleyecek. Burada yeni bir şey yok, bir fikir bile. Ve tüm bu insanlar arasında, kafelerin terasında, genç kızlar onların aşka dair anıları olacak. Ve o kızlar kırıştıkça hatıraları da onlarla bir yaşlanacak. Bu yüzden hep genç olduklarını düşünceler çünkü anılarından daha hızlı asla yaşlanmayacaklar.

[aynodndr]

Çok sevdiğim bir şiirdir ne çok şey anlatıyor, tekrar paylaşmak istedim...

PUSLU KADINLAR

Hafiften “kısık” sesli kadınlar vardır hani.

Bakışları derin.

Kendine özgü aurasıyla, ortaya çıktığında.

Kalabalığın arasında kolayca seçilen.

“Dönüp baktıran” kadınlar.

Ağlamasını, gülmesini.

Oturup kalkmasını izlemek,

Herhangi bir konuda rastgele anlattıklarını dinlemek keyiflidir.

Çevrelerine yaydıkları enerji farklıdır onların.

Ruhları farklıdır.

Vücut dilleri özgüvenli,

Ahenkli, çekicidir.

Bazen zarafetin doruklarında.

Bazen yosmalığın sınırlarında dolaşırlar.

Tizleştiğinde çatallanır bu kadınların sesi,

“Hızlı” yaşamaktan mı,

Uykusuzluktan, yorgunluktan mı,

Neden böyle olduğu bilinmez;

Gizemlidirler.

“Puslu kadınlar” derim ben onlara.

İçlerinden bazıları, adeta “askeri” bir disiplin altında yaşar…

Bazıları, gününü gün eder.

Yaşam tarzı kendine özgüdür hepsinin.

Değişken ya da tutarlı olabilirler.

Ama sesleri tizleştiğinde mutlaka çatallanır.

Gözlerinde nedeni belirsiz bir buğulanma vardır hep.

Gülerken ağlamaları,

Ağlarken gülmeleri vardır.

Görünmeyen ufuklara dalıp gitmeleri vardır.

Duydukları bir şarkı,

Gördükleri yağlıboya resim,

Yerdeki yaprakları birbirine katıp telaşla uçuşturan esinti,

Yağmurun başlaması

Onları alıp, uzaklara götürür.

Eski sevgililerinin buruk hatırasına daldıkları sanılır çoğu zaman.

İlgisi yoktur aslında.

Düşündükleri hayatın kendisidir.

Zamanın nasıl geçtiği,

Beş yıl sonra, on beş yıl sonra, neleri yapıp neleri yapamayacaklarıdır.

Hataları, günahları ve sevaplarıdır.

“Puslu” kadınlar kendileriyle yüzleşmeye meraklıdır.

İroniyi çok severler;

Kendileriyle dalga geçmeyi,

Ve gülmeyi.

Şen şakrak kahkahaları kapalı mekanlardan sokaklara taşar sık sık.

Çünkü “gülebiliyor olmanın” kıymetini bilirler.

Sevmekte çok başarılıdırlar.

Nasıl “kadın” olunur,

Nasıl mutlu edilir,

Nasıl can yakılır,

Bir erkeğin yanındaki, hayatındaki boşluk nasıl doldurulur

Çok iyi bilirler.

Hem tecrübeleriyle,

Hem sezgileriyle,

Karşılarındakinin beynini okurlar.

Hayatta her duruma karşı hazırlıklıdırlar.

Kalpleri birden fazla kez kırılmıştır.

Ama kırılmaya alışamamış.

Kırılma korkusunu aşamamış.

Çocuksu ve naif bir ruhları vardır öte yandan

Olanca güçleriyle sahiplenmeleri,

Savunmaları,

Başkalarıyla (aslında kendileriyle) savaşmaları vardır.

Kıskançlıkları,

Kaprisleri,

Ara sıra “arızaya bağlamaları” vardır.

Hem “kazanan” hem “kaybeden” sıfatını yakıştırabiliriz onlara.

Belki de bu yüzden

Puslu kadınlara saygı duyarım ben.

Yaşamışlıklarına,

Derinliklerine,

Sahip oldukları mutlak yeteneklerine,

Saygınlığı, kimseyi kandırmadan, göz boyamadan

“Kendileri gibi” davranarak avuçlarının içinde tutmalarına,

Toplumu eğitmelerine, erkekleri yontmalarına,

En güzel şarkıları sadece onların besteleyebiliyor olmasına,

Bu şekilde “kadınlık” kavramını onurlandırmalarına

Büyük saygı duyarım.

Puslu kadınların birçok ismi vardır benim için.

Kimi yerde Sezen’dir onun adı.

Kimi yerde Ayşe, Fatma…

Başka kültürlerde başka adları vardır.

“Amy” diye seslenenler çıkmıyor artık ama.

Bazen yıldızların ışığı erkenden sönüveriyor, üzülüyorum.

Mümkün olduğunca uzun yaşamalarını istiyorum.

Onları gözlemlemek, öğrenmek,

Onları yaşamak…

Bütün duyularımı onlara açıp, kana kana içmek için.

Puslu kadınları çok seviyorum ben.

Onlar hem çok özeldir, hem de…

En nihayetinde

Senin gibi biri.

Deniz Uğur

#Üfleyincegeçmiyorbazıyaralar

[resim-pro]

Hızlı Resim Yükle

Ücretsiz Hızlı Resim Yükleme Servisi Olan Resim.pro Sınırsız Ve Ücretsiz Resim Depolama Hizmeti Vermektedir.

[viorzyn]

Geceleri oturup, gündüzleri uyuyorum daha çok. Pek görmesem de insanların bu durumu yadırgadığına eminim. Kim bilir, şu ana kadar hakkımda neler konuşuldu, tanımadıkları birisini, sanki tanıyorlarmış gibi bir başkasına nasıl anlattılar? Kim bilebilir?.. İnsanların genellikle gece yaptıkları şeyi (Uyumayı; bu yüzden yapmadıkları da diyebiliriz) ben gündüzleri yapıyorum. Bu açıklamaya göre aslında yapmıyor bile sayılabilirim. İnsanlar sizi yargılarken, içinde bulunduğunuz durumun mantıklı olup olmadığını sorguluyorsunuz ve bir anda cevap bekleyen yüzlerce sorunuzun olduğunu ve bunlara cevap vermemek için çalışan binlerce egonuzun varlığını fark ediyorsunuz. Aslında kendimi sürüden ayrılmış bir koyun gibi hissediyorum bazen. Ya da içinde bulunduğum sistem yüzünden. Bilemiyorum ama sonuçta hissediyorum. Onlar için her zaman hayatı kaymış bir asalaksınız ve onlar gibi konuşmadığınız sürece de bir deli olarak kalacaksınız. "Çimlere basmayınız" diye sanki hep size sesleniyorlar ya da "Hızlı gitmeyin, yavaşlayın" derken eleştirdikleri hep sizmişsiniz gibi. Kendinize, ne kadar yalnız olduğunuzu anlatacak kadar yalnız olduğunuzu düşünün. Ağladıktan sonra gözyaşlarınızı hep kendinizin sildiğini ve onları kurtaracak bir güneşinizin doğmadığını. Karanlıktayım ve dibinde, sadece ayaklarımla hissedebildiğim kaygan bir zeminin üzerinde, kafamı yukarı bile kaldırmaya korkan bir karamsarlığa sarılmış bekliyorum. Bu durum, benim kısa geçmişimden çekilmiş, çok net olmayan bir resim sadece. İşin aslı ve içi çok daha farklı ve derin.

[judasizm1]

GPS vs VPS..

Kendimden utanıyorum, çok tembelim!..

Bundan 14-15 yıl önce ticari ürün haline getirdiğim Image Processing & Computer Vision ile birlikte Argumented Reality yazılımlarım olmuştu. O zamanlar GPS nasıl çalışıyor ve GPS teknolojilerini de araştırmıştım (bir kaç türü var; askeri amaçlı çok hassas gps teknolojisi, public gps; ki siz telefonlarınızda kullanıyorsunuz, ticari amaçlı ama yüksek hassasiyetli gps teknolojileri (genellikle inşaat ve tarım gibi alanlarda kullanılıyor)).

O dönem VPS (Visual Positioning System) gelmişti aklıma. Ama uygulaması imkansıza yakındı çünkü teknolojik olarak bugünden çok gerideydik. Ar-Ge amaçlı geliştirdiğim kodlarla gerçek masamın üzerinde sanal bir objeyi görmek bile beni mutlu ederken büyük verilerin olması gereken, kompleks sistemlere ihtiyacımın olduğu VPS'i hayata geçirmek imkansızdı.. Amaç şuydu; alternatif navigasyon sistemleri; olası bir felakette GPS uydularını kaybedersek yer yüzünde yaşayan insanlar bu sistemle yaşamlarına devam etsinler. GPS'in handikapı yer yüzündeki bir insan için en az 3-4 GPS uydusu ile iletişime ihtiyaç duymasıydı (matematiksel açıdan konum belirlemek için gerekliydi). Ve GPS uydularının anormal yüksek maliyeletleri (yörüngeye yerleştirmek yetmiyor, bir de işletme maliyetleri var)

Ama VPS görsellerle çalışıyor ve GPS uydularına ihtiyacı yok. Hani facebook'a yüklediğiniz resimlerdeki insanların üzerinde isimleri çıkıyor hatırlayın. Çünkü o resimdeki insanların onlarca resmi facebook'ta var. VPS'te yaklaşık böyle.. Resimlerden bir harita oluşturuyor ve siz telefonunuzun kamerasını açıp bir yere gitmek istediğinizde aynı mantıkla devasa resim deposundan eşleştirip önce sizin yerinizi sonra gideceğiniz yeri belirliyor.

Ve artık yapay zeka ve gpu sunucularla bu işler çok hızlı ve doğruluğu yüksek bir şekilde hizmet olarak size sunuluyor.. Ve bu yeni bir teknoloji olarak sunuluyor.. Geçtiğimiz bir kaç yılda yapay zeka ve VPS kullanacağım bir maden projesi üzerinde çalışmıştım. İş veren kurumun finansal handikapları yüzünden projeyi sonlandırdım. Ama beni çok heyecanladıran bu alanda ilelemeliydim.

Kendimden bir kez daha utandığımı ve tembelliğimi kabul ettiğimi ifade edeyim..

Not: Hoşuma giden konulardan bir nebze uzak olsa da yapay zekaya devam..

[sadecebilge]

Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,

Biraz kolonya sürünsem,

Ferahlasam, pencereyi açsam.

Şöyle bir şey yazdım sonra:

Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre

Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.

Berbattı,

Bir şiire böyle başlanmazdı.İç ses diye söylendim,

Ardından Yıldırım Gürses...

Aptal aptal güldüm bir de buna.

Ayşecik vazoyu kırıyor

Ve ‘tamir et bakalım’ diyordu babasına.

Yapıştırsam da parçalarını hayatımın

Su sızdırıyordu çatlaklarından.

Karnabahar kızartmıyordu asla

Başrolde kadınlar.Güçlü bir el silkeledi beni sonra

Sanırım Tanrı’nın eliydi.

Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.

Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,

Çok şey görmüşüm gibi,

Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,

Ah...dedim sonra

Ah! İç ses, diye söylendim

Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya:

Tanrım bana hiç erimeyen,

Kırmızı bir bonbon şekeri yolla.

Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik

Kardeşimle kendimize durmadan,

Olmayan çayları,

Olmayan fincanlardan içerdik.

Olmayan kapıları açardık,

Olmayan ziller çaldığında.

Siyah papyonlu olurdu mutlaka

Resim defterimizdeki damat.

Yedi günde yarattığımız dünya

Mutlu olurduk pastel koksa.Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya:

Olanlar oldu tanrım

Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla! Kaybolmak istemiştim bir zamanlar

Kapının arkasında yokum demiştim

Ve divanın altında da.

Bulamazsınız ki artık beni,

Hayatın ortasında.

Kaybolmak istemiştim bir zamanlar

Beni kimse bulamazdı

Tanrı’nın arkasına saklansam.

O Kocamandı, en kocamandı o.

Bir kız çocuğunun hayalleri kadar.Bir zamanlar kendimi

Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.

Kaç metredir benim yokluğum?

Benden daha çok var sanmıştım.

Benim yokluğumdan dünyaya

Bir elbise çıkar sanmıştım.

Dünyanın çıplaklığına bakmaya utanmadan

Sonunda ben de alıştım.

Ah...dedim sonra,

Ah! Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım,

İçim sıkılmasa o kadar

Tek bir satır bile okumazdım.

Taş bebeğim ters çevrilince ağlardı

Bir derdi var derdim.

Derdimi demeyi ben taşbebeğimden öğrendim.

Ninni derdim, ninni bebeğim!

Cam gözlerini kapardı, naylon kirpiklerini.

Plastik gözkapaklarının ardında,

Bilirdim rüyaları yoktu bebeğimin,

Gözyaşları da.

Ağladıkça tükürüğümden sürerdim gözaltlarına.

Bu kadar kolay harcamazdım rüyalarımı,

Kırmızı çantamda bayram harçlıklarım olmasa.İnsan çıtır ekmeği ısırdığında,

Kırıklar dolar kucağına,

İşte orası umudun tarlasıdır.

Ve orada başaklar ağırlaştığında,

Sayısız ah dökülür toprağa.İç ses, diye söylendim

Ve ah dedim sonra,

Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.Dallarına salıncak kurardı çocuklar,

Hızlı yaşanan bir hayatın şarkılarıydı salıncaklar.

Meyveleri tatsızdı

Eski bir lanetten dolayı

Herkes dişlerdi acı meyvelerini,

Ve herkes söverdi ona.

İsmini yazardı herkes onun bağrına,

Ah derdi o. Ah! Bıçağın ucundaydı insanların hafızası

‘İnsan unutandır

ve insan unutulmaya mahkum olandır.’

Tanrı şöyle derdi o zaman:

Ah!

Didem Madak

[ekipsaglik]

Aile İlişkilerini Güçlendiren Etkinlikler

Aile, hayatımızın en önemli yapı taşlarından biridir ve sağlıklı aile ilişkileri, bireylerin genel mutluluğu ve psikolojik sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahiptir. Aile ilişkilerini güçlendirmek, aile üyeleri arasındaki bağı kuvvetlendirir ve uzun vadede daha mutlu ve uyumlu bir aile ortamı sağlar. Bu yazıda, aile ilişkilerini güçlendiren etkinlikler konusunu detaylı bir şekilde ele alacak ve bunların ailenizin birliğini nasıl pekiştireceğini açıklayacağız.

Aile İlişkilerini Güçlendiren Etkinlikler

Aile İlişkilerini Güçlendiren Etkinlikler 1. Ortak Aile Etkinlikleri Düzenleyin Ortak aile etkinlikleri, aile üyeleri arasında etkileşimi artırmanın en etkili yollarından biridir. Her hafta veya ay belirli günlerde ailece yapılacak etkinlikler planlamak, aile bireylerinin birbirleriyle vakit geçirmelerini ve ortak anılar biriktirmelerini sağlar. Bu etkinlikler arasında sinema geceleri, piknikler, oyun geceleri veya basit bir akşam yemeği olabilir. Aile üyeleri bu tür etkinliklerde birbirlerinin ilgi alanlarını daha iyi tanır ve ortak zevkler oluşturur. 2. Aile İletişimini Güçlendirin Sağlıklı iletişim, aile içindeki ilişkileri güçlendirmenin temel taşlarından biridir. Aile üyeleri arasında açık ve dürüst bir iletişim kanalı oluşturmak, sorunları daha hızlı çözmeye ve karşılıklı anlayışı artırmaya yardımcı olur. Aile toplantıları düzenlemek, herkesin düşüncelerini ve duygularını rahatça paylaşabileceği bir ortam sağlar. Bu toplantılar sırasında herkesin söz hakkı olmalı ve tüm üyelerin görüşlerine değer verilmelidir. İlginizi Çekebilir; İlişkilerde Duygusal Zekanın Rolü 3. Ortak Hedefler Belirleyin Aile üyelerinin ortak hedefler belirlemesi, birliği ve dayanışmayı artırır. Bu hedefler, aile bütçesi oluşturmak, tatil planları yapmak veya evdeki projeleri yönetmek gibi çeşitli alanlarda olabilir. Ortak hedefler belirleyerek, aile üyeleri birlikte çalışmayı ve başarıya ulaşmayı öğrenir. Bu süreçte aile bireylerinin katkıda bulunması, birbirlerinin yeteneklerini ve güçlü yönlerini daha iyi anlamalarını sağlar. 4. Duygusal Destek Sağlayın Aile içindeki her birey, zaman zaman duygusal destek ihtiyaç duyabilir. Aile üyeleri arasında empati ve anlayış geliştirmek, duygusal bağları güçlendirir. Aile bireylerinin birbirlerinin zorluklarına karşı duyarlı olması ve destekleyici bir tutum sergilemesi, ilişkileri kuvvetlendirir. Duygusal destek sağlamak, sadece zor zamanlarda değil, aynı zamanda sevinçleri paylaşmak ve başarıları kutlamak için de önemlidir. 5. Birlikte Spor Yapın Fiziksel aktiviteler, aile üyeleri arasında bağ kurmanın ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmenin harika bir yoludur. Ailece yürüyüşe çıkmak, bisiklet sürmek veya spor salonuna gitmek, hem fiziksel hem de sosyal etkileşim sağlar. Spor yaparken aile üyeleri birlikte vakit geçirir, eğlenir ve sağlıklı alışkanlıklar geliştirir. Ayrıca, spor yapmak stresi azaltır ve aile üyeleri arasındaki iletişimi güçlendirir. 6. Sanatsal Faaliyetlere Katılın Sanatsal faaliyetler, aile üyeleri arasında yaratıcılığı teşvik eder ve birlikte zaman geçirmeyi daha eğlenceli hale getirir. Aileyle birlikte resim yapmak, müzik aleti çalmak veya el sanatlarıyla uğraşmak, ortak bir hobi oluşturur ve aile bireyleri arasındaki bağı kuvvetlendirir. Sanatsal faaliyetler aynı zamanda çocukların ve gençlerin kendilerini ifade etmelerine yardımcı olur ve aile içindeki yaratıcılığı artırır. 7. Aile Gelenekleri Oluşturun Aile gelenekleri, ailenizin kimliğini oluşturur ve birlikte vakit geçirme alışkanlıklarını destekler. Yılbaşı, doğum günleri veya özel günlerde düzenlenen geleneksel etkinlikler, aile üyeleri arasında bir bağ oluşturur. Gelenekler, ailenizin tarihini ve değerlerini yansıtır ve her yıl bu geleneklere sadık kalmak, ailenizin birliğini güçlendirir. Bu gelenekler, çocuklara ve gençlere ailelerinin kültürel mirasını öğretir. İlginizi Çekebilir; Aile Bireyleri Arasında Sağlıklı İletişim Kurma 8. Gönüllü Çalışmalara Katılın Toplum hizmeti projelerine ailece katılmak, hem aile üyeleri arasındaki bağı güçlendirir hem de topluma katkıda bulunma hissini artırır. Gönüllü çalışmalar sırasında aile üyeleri birlikte çalışır, empati geliştirir ve toplumsal sorumluluk bilincini artırır. Bu tür faaliyetler, aile bireylerine birlikte bir amaç için çalışma fırsatı sunar ve aile içindeki ilişkileri güçlendirir. 9. Eğlenceli Oyunlar ve Etkinlikler Düzenleyin Aile içindeki eğlenceli oyunlar ve etkinlikler, ailenin stres seviyesini düşürür ve birlikte vakit geçirmeyi daha keyifli hale getirir. Masa oyunları, bulmacalar veya eğlenceli yarışmalar düzenlemek, aile üyeleri arasında samimi bir rekabet oluşturur ve güçlü bir bağ kurar. Eğlenceli etkinlikler, ailenin birlikte gülmesini ve neşelenmesini sağlar. 10. Sürprizler ve Hediyeler Yapın Aile üyelerine sürprizler yapmak ve küçük hediyeler vermek, onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlar. Bu tür jestler, aile içindeki ilişkileri güçlendirir ve karşılıklı takdir duygusunu artırır. Sürprizler ve hediyeler, özel günler dışında da yapılabilir ve aile üyeleri arasında sevgi dolu bir atmosfer oluşturur.

Aile ve Çocuk İlişkilerini Güçlendiren Yöntemler

- Uygun Ortam Sağlayın: Çocuklarınızla önemli bir konuşma yapmadan önce, uygun bir ortam yaratmaya özen gösterin. Ayaküstü veya karşınızdaki kişi öfkeli veya yorgun olduğunda yapılan konuşmalar, verimli sonuçlar doğurmayabilir. Rahat ve sakin bir ortam, etkili iletişim için gereklidir. - Çocuğunuzun İletişim İsteğini Dikkate Alın: Çocuğunuz konuşmak istediğinde, iletişim kurmak daha kolaydır. Genellikle konuşma isteği anne ve babalardan geldiğinde yetişkinler bir dirençle karşılaşabilir. Eğer çocuğunuz sizin istediğiniz zamanda konuşmak istemiyorsa, onun belirleyeceği bir zamanda konuşmaktan memnuniyet duyacağınızı belirtin. - Olumlu Başlangıç Yapın: Önemli bir konuda çocuğunuzla konuşmanız gerekiyorsa, konuşmanıza çocuğunuzun olumlu yönlerini belirterek başlayın. Örneğin, “Sen her zaman düşünceli ve dikkatlisindir. Arkadaşına karşı davranışın beni şaşırttı; bu senin tarzın gibi görünmüyor,” diyebilirsiniz. Unutmayın ki her bireyin hem hataları hem de övgüye değer yönleri vardır. - Doğal ve Açık Olun: Çocuğunuzla konuşurken doğal davranmaya çalışın. Korkularınızı ve endişelerinizi açıkça ifade edin, ancak bunu onu incitmeden yapın. Örneğin, “Oraya gitmek istediğini anlıyorum, fakat oraya giderken tehlikeli bir sokaktan geçmen beni endişelendiriyor. Belki birlikte düşünerek nasıl hareket edebileceğimizi konuşabiliriz,” şeklinde bir yaklaşım, engelleyici olmaktan ziyade çocuğunuza değer verdiğinizi ve birlikte çözüm aradığınızı hissettirecektir. - Dürüst ve Açık İletişim: İletişimde dürüst olun ve görüşlerinizi açıkça ifade edin. Çocuğunuzun söylediği yanlışları “yanlışlıkla söylenmiş sözler” olarak tanımlamaktan kaçının. “Sen mi yaptın?” gibi belirsiz sorular sormak yerine, “Bu durumu senin yaptığını biliyorum ve bu konu hakkında konuşmak istiyorum,” gibi açık ve dürüst cümleler kullanın. Aile ilişkilerini güçlendirmek, sürekli bir çaba gerektirir. Yukarıda bahsedilen etkinlikler, ailenizin birliğini kuvvetlendirmek ve sağlıklı ilişkiler kurmak için etkili yöntemlerdir. Aile üyeleri arasında güçlü bir bağ kurmak, hem bireysel mutluluğunuzu hem de ailenizin genel sağlığını olumlu yönde etkiler. Aile içindeki ilişkilerinizi güçlendirmek için bu etkinlikleri düzenli olarak uygulayarak, sağlıklı ve mutlu bir aile ortamı oluşturabilirsiniz. İlginizi Çekebilir; Ebeveynler İçin Sağlıklı Beslenme ve Aktivite Önerileri Mutlu Bir Evlilik İçin Romantik İpuçları Aile İçi Sorunları Çözme Yöntemleri Read the full article

[ekip]

Birtakım değişiklikler

🌟 Yenilikler

Masaüstüne yeni bir TumblrMarket geldi! Sayfanın üst kısmındaki panelde seni bekliyor. Tumblr ürünleri mağazamız ile Yengeçler, Arkadaşım At gibi platform-içi satın almalar bu noktada birleşiyor. Değişiklik yakında ayrıca mobil uygulamalarda.

Gönderilere tüm platformlardan anket ekleyebilme özelliğini önümüzdeki hafta civarı kademeli olarak getiriyor olacağız. Belirli kullanıcılar yeni gönderi düzenleyiciden anket oluşturabilecek. Öte yandan, masaüstünden ve son sürüm mobil uygulamalardan giren herkes en azından anketleri görebilecek ve oy verebilecek. Anket oluşturma özelliği tüm kullanıcılara açık olduğu zaman buradan tekrar bildireceğiz.

Kademeli olarak yaptığımız bir başka şey de, popüler etiketlere ait etiket sayfalarına açıklamalar eklemek oldu.

Resmi Tumblr temasını kullanan blogların daha hızlı yüklenmesi için temamıza birtakım değişiklikler uyguladık. Görsel olarak dikkate çarpacak bir değişiklik yok.

Masaüstü yeni gönderi düzenleyicide artık resimlerden bağlantıları kaldırabilirsin. Bağlantıyı düzenleyip boş hâlde kaydetmen yeter.

Masaüstünde, yayımlamadığın soruların ve gönderimlerin üç nokta menüsünde (●●●) artık sana ne zaman yollandıkları yazacak.

Çok sayıda spam rapor etmekle meşgulsen artık etkinlik akışında "Yardımın için teşekkürler!" öğesinden en fazla 3 tane bulunacak. Eskiden ne kadar spam rapor etmişsen o kadar öğe çıkıyordu. Bol bol spam rapor ediyor olmanız bizce süper bir şey, o yüzden kusura bakmayın, niyetimiz sizleri teşekkür mesajına boğmak değildi.

🛠 Düzeltmeler

Mobil tarayıcılardan ileti bölümünü kullanırken, ekranın sol üstündeki geri okuna basınca artık geldiğin kısma geri döneceksin. Eskiden bir hata yüzünden nerede olursan ol seni panoya geri gönderiyordu.

Masaüstünde, özel cevaplara ait bildirimlerin bağlantılarında bir sorun vardı, bunu düzelttik.

Masaüstünde, küçük bir resim içeren gönderiler RB'lenince resim, bir hata sebebiyle düzenleyicinin maksimum genişliği kadar esniyordu. Bu düzeltildi.

Abone olduğun gönderilerde, seni bloklayan bloglarla ilgili konuşma bildirimleri, etkinlik akışına düşebiliyordu. Bu hatayı giderdik.

Geçen hafta kısa bir süre, resmi Tumblr temasını kullanan bloglar bir acayip yükleniyordu (özellikle CSS vs JS varlıkları eksikti). Neyse ki bunu çok geçmeden düzeltmeyi başardık.

Grup blogu üyeleri, blogun sıra ayarlarını düzenleyebiliyor ve Sırayı Rastgele Karıştır düğmesini kullanabiliyordu. Bu hatayı düzelttik, bu özellikleri artık sadece blog yöneticileri kullanabilecek. Bu arada bu sistem açığı bize HackerONE (İngilizce) üzerinden bildirildi. Şartlara uyan bir hata bulursan sen de aynı yerden bildir, para ödülü alma şansı yakala!

🚧 Üzerinde çalıştıklarımız

Sana takip göndererek sıkıntı veren spam robotlarını rapor etmeye devam etmeni rica ediyoruz. Spam'le mücadelemiz sürüyor! Yolladığınız raporların hepsi için teşekkürler, çok işimize yarıyor.

🌱 Yakında sunulacaklar

Keşfet sayfasına getireceğimiz "Bugün" adında yeni bir sekme üzerinde çalışıyoruz. Bu sekmede günlük olarak özel içerikler göze çarpacak.

Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!

Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız  bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.

Bu gönderileri başka dillerde de takip etmek için diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!

[poetgokhan]