Tumgik
#Hastalığın
karaca2508-blog · 1 year
Text
Siroz hastalığı neden olur, belirtileri nelerdir?
Karaciğer fonksiyon itibari ile diğer organlara nazaran vücutta oldukça hayati bir yere sahiptir. Kendini yenileyebilen tek organ olan karaciğer zararlı etkilere maruz bırakıldığında sağlıklı olan bu dokusu zedelenmekte ve kendini yenileyememektedir. Siroz hastalığı neden olur, belirtileri nelerdir? Tüm karaciğer rahatsızlıklarının son evresini temsil eden siroz, ilk aşamalarda hastada herhangi bir belirti göstermediği için kendini gizleyen sinsi hastalıklar içerisinde yerini alır. Siroz hastalığının belirtileri nelerdir?
Tumblr media
Karaciğer sirozu nedir? Kronik bir karaciğer hastalığı olarak da adlandırılan siroz, karaciğerde ileri boyutta hasar oluşumuna sebep olur. Çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle, bazense bilinmeyen sebeplerden dolayı karaciğerde farklı aşamalarda kalıcı hasar meydana gelebilir. Bunun sonucunda karaciğerin yapısındaki fonksiyonlar ve normal işlevlerini yerine getiremeyecek hale gelir. Bu durum, siroz sürecinin başlangıcını oluşturur. Süreç ve aşamalar ilerledikçe işlevine devam eden karaciğer hücrelerinin eksilmesi sonucunda karaciğer giderek sertleşmeye ve ufalmaya başlar. Sertleşen bu dokular kanın akışını zorlaştırır ve kanın dokuya ulaşamaması beraberinde yeni damar yolları oluşur. Tüm bu gidişat karaciğer fonksiyonlarını daha da olumsuz etkileyerek siroz tablosunu ağırlaştırır. Sonuç olarak karaciğer görevini yerine getirememeye başlar ve karaciğer yetmezliği ortaya çıkar. Karpal tünel sendromu nedir, neden olur?  
Tumblr media
Siroz Belirtileri Nelerdir? Siroz hastalığı, il aşamalarda genellikle kendini belli etmez. Fakat hastalığın aşamaları ilerledikçe ve karaciğerde oluşan hasar düzeyi arttıkça görülen belirtilerde ve şiddetinde ciddi bir artış gözlenir. En sık görülen siroz belirtileri şu şekilde sıralanabilir: - İştah ve kilo kaybı - Bulantı ve kusma - Sürekli halsizlik hissi - Bacaklarda şişme - ödem oluşumu - Karında asit birikimi nedeniyle şişme - Kas kaybı - Kansızlık - Kaşıntı - Sarılık - Kanın pıhtılaşmaması - Kadınlarda adet düzensizliği - Ciltte morarma ve kanamalar - Sinirlilik hali - Kabızlık ve gaz sorunu - Midede ağırlık hissi
Tumblr media
Siroz Hastalığı Neden Olur? Siroz bir anda oluşup birdenbire ortaya çıkmaz. Karaciğere uzun vadede verilen hasarların bir neticesi olarak gün yüzüne çıkar. Buna sebep olabilecek etkenler şu şekilde sıralanabilir: - Aşırı alkol tüketme - Obezite - Uzun süreli devam eden hepatit B ya da hepatit C enfeksiyonu - Kistik fibrozis - Vücudunuzun şeker işlemesini zorlaştıran rahatsızlıkların varlığı - Vücudunuzda çok fazla demir olması - Wilson hastalığı - Karaciğerde biriken yağ - Safra kanallarının sertleşmesi ve yaralanması - Vücudun karaciğer hücrelerine saldırmasına sebep olan otoimmün hastalıklar - Safra kanalının tıkanması - Bazı genetik sindirim bozuklukları - Frengi ve bruselloz dahil olmak üzere bazı enfeksiyonlar - Bazı ilaçlara gösterilen reaksiyonlar
Tumblr media
Siroz bulaşıcı mıdır? Diğer karaciğer hastalıklarından bağımsız olarak siroz tek başına herhangi bir bulaşıcılık durumu barındırmaz ancak diğer karaciğer hastalıklarının eşlik ettiği durumlarda bazı bulaşıcılık durumları görülebilir. Hepatit hastalığının siroza eşlik ettiği durumlarda hasta bireyden diğer bireylere siroz bulaşmayabilir ancak hepatit virüsü bulaşır. Bu noktada siroz hastası yakını olan bireyler mutlaka kişisel sağlığına dikkat etmelidir. Karaciğer Sirozu Tedavisi var mıdır? Hastalığın ilerleme seviyesine göre A, B ve C olarak hastalık 3 seviyeye ayrılır. Karaciğerin daha az hasar almış olduğu A ve B seviyesindeki hastalarda düzenli hekim kontrolü ve tedavi ile beraber hastalığın ilerleyişini minimuma indirerek uzun yıllar boyunca kaliteli bir yaşam sağlayabilir. Uzman hekimler tarafından yürütülen tedavilerde verilen öncelik karaciğerdeki sertleşmiş skar dokusunun artışının önüne geçmek ve hastalığın yol açmış olduğu komplikasyonları önlemek.
Tumblr media
Karaciğere ağır gelebilecek her türlü besinden, gereksiz ilaç kullanımından ve alkol tüketiminden kaçınmak siroz hastalarının tedavisini kolaylaştıracak kişisel önlemlerin başında yer alır. Siroz otoimmün kaynaklı ise bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar ile tedavi, viral hepatitlerden kaynaklanıyorsa antiviral ilaçlar ile tedavi uygulanır. İleri düzey karaciğer hastası olan C seviyesindeki sirozlarda ise hekim önerisi ile karaciğer nakli gerekebilmektedir. Eğer sizler de siroz hastalığına yakalandıysanız düzenli olarak kontrollerinizi yaptırarak ve hekim tarafından önerilen tedavi yöntemlerini uygulamanız en doğrusu olacaktır. Böylelikle hastalığın ilerleyişini önleyebilir, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz. Read the full article
0 notes
bunedycom · 2 years
Text
Sadece 6 kişi bu hastalıktan kurtulabildi, bugün bile hala ölümcül! Kuduz hastalığına dair neler biliyoruz?
Sadece 6 kişi bu hastalıktan kurtulabildi, bugün bile hala ölümcül! Kuduz hastalığına dair neler biliyoruz?
Evcil ve vahşi hayvanlarda tespit edilen zoonal virüs kategorisindeki kuduz, geçtiğimiz haftalarda yeniden gündeme geldi. Bitlis/Adilcevaz ilçesinde 2 çocuğun hastalığa yakalanmasının akabinde kuduzdan korunma yöntemleri araştırılıyor.  İnsanlık tarihinin en ölümcül hastalıkları arasında yer alan kuduz, her gün 160; her 10 dakikada 1 insanın hayatına mal olmaktadır. Öyle ki şimdiye dek sadece 6…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gozdehaber · 2 years
Text
Burcu Kara oğlunun hastalığı nedir? El, ayak ve ağız hastalığı belirtileri nelerdir?
Burcu Kara oğlunun hastalığı nedir? El, ayak ve ağız hastalığı belirtileri nelerdir?
Burcu Kara oğlunun hastalığı nedir? El, ayak ve ağız hastalığı belirtileri nelerdir? El, ayak ve ağız hastalığı, bağırsak virüslerinin neden olduğu bir çeşit rahatsızlıktır. Ekseriyetle çocukları ve bebekleri tesirler ve bulaşıcıdır. Yetişkinlerde de az olarak görülen bu hastalığın bir tedavisi bulunmamaktadır. Pekala, Burcu Kara oğlunun hastalığı nedir? El, ayak ve ağız hastalığı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
otuzsekizinciparalel · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
14 notes · View notes
b12eksikligi · 8 months
Text
Büyüklerimiz, Önce yemek yemeyi öğren, sonra marifetten bahset" derdi. Bugün herkes doğru beslenmeyi unuttuğu halde marifetten bahsetmektedir. Yemek yemeyi bilmeyen doğru ile yanlışı ayırt edemez, salih amel işleyemez, hayır işleri yapamaz, yani kendine faydası olmayanın başkasına faydası olamaz.
14 notes · View notes
salpak · 1 year
Text
iki saniyeliğine içim umut doluyor sonra pat bitiyor hemen
0 notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Bir Hastalığın 'Endemik' Olması Ne Anlama Gelir?
Bir Hastalığın ‘Endemik’ Olması Ne Anlama Gelir? Bir hastalık bağlamında, “salgın”dan “endemik”e geçiş, bir patojenin artık salgınlara neden olmadığı, ancak yok olmadığı anlamına gelir. Hastalıkları tanımlamak için kullanılan “endemik” terimini, genellikle “salgın” ve ” pandemik ” terimleriyle karşılaştırarak duymuş olabilirsiniz . Birçok sağlık yetkilisi, COVID-19’un birçok ülkede muhtemelen…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
selin-n · 6 days
Text
Bu dua O'na____//🙏
Bu güne kadar yolunda gitmeyen bütün işin gücün rast gitsin__
Sağlık bedenini hiç terk etmesin__
Hastalığın varsa şifa olsun__
Rabbim senin önüne çıkabilecek bütün şerleri hayra çevirsin____
AMİN__!!
Selâm ve dua ile__!
86 notes · View notes
kimbuogii · 1 month
Text
bunu yine diyorum tabii ki hastalığın her hali kötü ama yazın hasta olmak ne illet bir şeymiş. Allah şifa versin bekleyen herkese.
30 notes · View notes
hicyokbisey · 10 months
Text
İnsanın sadece bilincinin kendisi hakkında bildikleri kadar olduğuna evrensel çapta inanıldığı için, kişi kendini zararsız zanneder ve kötülüğüne bir de aptallığı ekler. Korkunç şeylerin olduğunu ve olmaya devam ettiğini inkar etmez, ama bunları her zaman “ötekiler” yapar. Ve bu tür kötülükler yakın veya uzak geçmişte kaldıkları zaman, çabucak ve rahatça unutkanlık denizine gömülürler, arkasından “normallik” dediğimiz o kronik bulanık kafalılık geri gelir. Oysa çarpıcı gerçeğe göre hiçbir şey yok olmamış, hiçbir şey düzelmemiştir. Kötülük, suç, vicdanın derin rahatsızlığı ve karanlık kuşkular gözlerimizin önündedir, keşke görmeyi bilseydik.
Tumblr media Tumblr media
Bunları yapan insandır; ben de insan doğasından nasibini almış bir insanım; demek ki başkalarının yanısıra ben de suçluyum ve bu kötülükleri tekrar tekrar yapabilme kapasitesini ve eğilimini içimde hiç değişmez ve silinmez biçimde taşıyorum. Hukuken konuşursak, suçun ortağı olmasak bile, insan tabiatımız yüzünden her zaman potansiyel suçlularız. Sadece o cehennem gibi meydan kavgasına sürüklenecek uygun ortamı bulamadık şimdiye dek. Hiçbirimiz insanlığın o kolektif kara gölgesinin dışında değiliz. Suç, nesiller önce işlenmiş olsa da, bugün işleniyor olsa da, her zaman ve her yerde olan bir eğilimin semptomu olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla insan biraz ‘kötülüğü hayal etse’ iyi olurdu, zira ancak bir aptal kendi doğasının durumunu sürekli görmezden gelebilir. Gerçekten de, bu gaflet insanı kötülüğün aracı yapmanın en etkili yoludur. Zararsızlık ve naiflik, bir kolera hastası ile yakınlarının hastalığın bulaşıcılığından bihaber olmaları ne kadar işe yararsa, o kadar işe yarar. Aksine, zararsız ve naif olmak farkedilmeyen kötülüğün ‘ötekine’ yansıtılmasına yol açar. Bu da ötekinin pozisyonunu gayet etkin biçimde güçlendirir, çünkü yansıtma kendi içimizdeki kötülüğün gizlice ve gayri ihtiyari duyduğumuz korkuyu karşı tarafa taşır ve ondan gelecek tehlikenin boyutlarını arttırır. Daha da kötüsü, bu konudaki içgörü eksikliğimiz, kötülük ile başa çıkabilme kapasitemizi yok eder.
(Olanlara olacaklara sadece Filistin açısından bakmayalım
Bize ne boş ver diyenlere
Dünyada yapılan bütün kötülüklerden uzak değiliz maalesef gerçekliğe uyanmış da değiliz..)
99 notes · View notes
selcandy · 12 days
Text
“Şifayı kapmak” deyince, nasıl da değişik bir deyim olduğunu fark ettim birden ya. Levi-Strauss, Derrida ve Saussure kafa kafaya verip irdelese mest olurlardı. Şifa hastalığın çözümüyken hasta olana “şifayı kaptın” demek. “-di’li geçmiş zaman” ile geleceğe dilek sunuyorsun, ne hoş. “İyileştin bil, hallettin bile, bitti gitti” düşüncesini uyandırıyor bende. Derrida olsa ikili karşıtlıktan girer, kavram hiyerarşisinden çıkardı. Şifa varlığını hastalığa borçludur derdi, kara olmadan ak olmaz derdi.
42 notes · View notes
endergelisenataklar · 10 months
Text
o’ydu. büyük bir hüzünle bulaştığını anladığın kibirin. ince hastalığın. kendi kendinle konuştuğun anların. düşmekten yorulduğun boşlukların. hâlâ devam ettiğini sandığın sanrıların. bütün anıların. tanısı konulmamış olan şizofrenliğin. kendi kafanda oluşturduğun dinin. inancın. bütün karamsarlığın doruğunda kendi benliğine inanışın. sendin. yalanı olduğun bir hayalin. yananı olduğun bir gerçeğin. bir uçurumun başka bir uçurumdan atlamış olduğuna inancın. boğazındaki yumrudan sonra hiçbir şey söylemeyecek oluşun. bunlardı. bir kelebeğin güzel olduğuna inanmıştın fakat bunu sonsuz sanıyordun. hepsi buydu. buydun. özetle; göğsümü zorlayan o kuş artık içimi de delmeye başladı. bunu hatırlamayı unutma. hülasa; ben beni öldüremeyecek kadar alçak olan hiçbir uçurumu sevmiyorum artık. anla.
77 notes · View notes
granulomatozmastit · 24 days
Text
Tumblr media
Granülomatöz Mastit ve Yaşam Kalitesi
Granülomatöz Mastit, fiziksel belirtileriyle yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Ancak bu hastalığın psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Hastalık sürecinde yaşanan ağrılar ve rahatsızlıklar, kişiyi hem bedensel hem de zihinsel olarak zorlayabilir.
Bu noktada en önemli şey, hastalıkla tek başınıza mücadele etmediğinizi bilmek ve gerektiğinde profesyonel yardım almaktır. Granülomatöz Mastit, tedavi edilebilen bir durumdur ve çoğu zaman bu süreçte destek almak iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Unutmayın, hastalıkla başa çıkarken pozitif bir bakış açısına sahip olmak önemlidir. İyi bir tedavi ve psikolojik destekle bu süreci atlatabilirsiniz.
42 notes · View notes
fikret-i · 1 month
Text
Tumblr media
Buraya geleli yıllar oldu. Çokları gözlerden bir bir kaybolup gitti. Derin bir sessizlik esiyor yerlerinde. Çaresiz bir hastalığın mı pençesindeler? Yoksa öldüler mi? Bi-haberiz. Bir zamanlar üniversitedeydik, bir zamanlar falanca şehirlerdeydik. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımız vardı. Gülüp kahkahaya boğulduğumuz ortamlarımız. Ne mekan baki kaldı ne dostlarla irtibat. Ahiret inancı da olmasa yokluğa gidiyor olmak düşüncesi nasıl da dehşet veriyor insana. Hiç bitmesini istemediğimiz zamanlar geçti gitti, ayrılmayı hiç aklımızdan dahi geçirmediğimiz sevdiğimiz insanlarla irtibatımız dahi kopup bitti. Bu çokça gitmeler canımı o kadar acıtıyor ki korkar oldum artık birilerine, bir yerlere alışmaya. Yeni tanıştıklarımla yüzeysel bir irtibat; yeni mekanlara da geçici bir yerleşme boyutunda kalmaya çalışıyorum. Çünkü alışmanın neticesindeki firak, çok ızdırap veriyor bana.
29 notes · View notes
azraetmoi · 2 months
Text
Binlerce yıl önce Tarsus'ta yedi katlı yeraltında yaşamış yılanlar varmış. Akıllı, şefkatli ve barış içinde yaşayan bu yılanlara Meran adı verilmiş. Meranların bir de Şahmeran adı verilen kraliçeleri varmış. Şahmeran genç ve çok güzel bir kadınmış. Fakir bir ailenin oğlu olan Cemşab, Şahmeranı ilk gören insanmış. Geçimini odun satarak sağlayan Cemşab bir gün arkadaşlarıyla birlikte bal dolu bir mağara keşfetmiş. Balı çıkartmak için aşağıya Cemşab'ı yollamışlar. Kendilerine daha çok pay düşsün isteyen arkadaşları Cemşab'ı orada bırakıp kaçmışlar. Cemşab, Mağarada ki bir delikten ışık sızdığını görmüş ve deliği büyütmüş. Karşısına ömründe hiç görmediği kadar güzel bir bahçe çıkmış. Bu bahçe de eşi benzeri olmayan havuzlar, çiçekler ve birçok yılan görmüş. Uzun yıllar burada güzel bir hayat yaşayan Cemşab, Şahmeran'ın güvenini kazanmış. Cemşab ailesini çok özlediğini söyleyince Şahmeran, kendisini salıvereceğini ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini İstemiş. Cemşab, Şahmerana söz vererek ailesinin yanına gitmiş. Uzun yıllar boyunca sözünü yerine getirmiş. Ancak bir gün ülkenin padişahı hastalanmış ve veziri hastalığın çaresinin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söylemiş. Cemşab bu kuyunun yerini söylemeye zorlanmış. Bunun üzerine Şahmeran bulunup dışarı çıkarılmış. Şahmeran çok üzülen Cemşab'a; 'Beni toprak çanakta kaynatıp suyumu Vezire içir, etimi de Padişaha yedir demiş. Böylece vezir ölmüş padişah da iyileşip Cemşab'ı vezir yapmış. Şahmeran öldüğü zaman vücudunu üç parçaya bölmüşler ve kaynatılarak suyu çıkarılmış. Bu üç farklı sudan biri tedavi edici, biri içen kişiyi öldürecek derecede bir zehir, üçüncüsü de içene tıp konusu hakkında bilgelik verecek bir sudur. Cemşab karakteri bu suyu içerek dünyaca tanınan bir tıp insanı olmuş.
Efsaneye göre yılanlar o günden beri Şahmeran'ın öldürüldüğünü bilmiyorlarmış. Bu yılanlar, Şahmeran'ın öldürüldüğünü öğrendikleri zaman Tarsus ilçesini istila edeceklerine inanılır.
20 notes · View notes
kosmazsankosamazsin · 5 months
Text
Anne biliyor musun bugün o kadar güzel uyandım ki baba beni yarım saat önceden uyandırmaya çalıştı babaya sen git ben kendim durağa kadar giderim dedim o gitti sonra ben yine uyudum böyle olunca geç kaldım tabi ama yinede çok güzeldi uyku. Okula gittim enerjim baya yerinde böyle şarkı söyleye söyleye herkese günaydın diyorum her zamanki Beyzanın "guluum yavrrım günaydın" diyişiyle daha bı enerjim yerine geldi. Sonra fizik dersine girdik tabi 3 haftadır ders işlemiyoruz bastık gaza konuları yetiştiricez. Hoca derste ay tutulmasını canlandırcaz dedi. Yüzü ay gibi bı öğrenci lazım bize dedi, benim kafa sıradaydı kafamı kaldırdım hoca dedi ahaa bembeyaz gel bakim sen tahtaya, tahtaya çıktım Ege mal mal hareketler yapıyor Emirhan desen orda kışkırtmaya çalışıyor gülmemek için zor tuttum kendimi. Sonra din dersine girdik hocaya o kadar çok üzüldüm ki düşün 34 kişilik sınıfta sadece 3 4 kişi ders dinliyor diğerleri uyuyor empati kurdum biraz sonra dedim bende derse katilicam, çok güzel geçti ders. Matematiğe girdik hoca sinirden çıldırdı kaş göz hareketi yapıyor bana çabuk uyandır şunları diye bide diyo o arka dörtlüyü dağıttım yine de kurtulamadım sizden baktım Mehmet horluyo uyandırdım Ege sakat gibi yatmış onu da uyandırdım Beyza kendi kendine uyandı. Sonra kimyaya girdik, hoca simsiyah giyinmişti işte birkaç kişi hocam azrail mı oldunuz, cenazeye mı gidiyonuz falan diyo ben onlar yerine utandım. İnşallah hoca duymamıştır. Nedense bi bu hocayı ve İngilizceciyi zorbaliyorlar. Hocalar utanmasalar aglayacaklar yani. Kadının boğazı yırtıldı susun demekten. Sorulara birkaç kişi kalktı. Ben 1. Ders uyudum çünkü konuyu biliyordum 2. Ders derse katıldım. Okuldan çıktık ben sağlık ocağına gittim sonra kargomu aldım sonra geri sağlık ocağına gittim. Gelirken hep aklımda biri vardı. Ona göndermek için o kadar büyük bı hevesle video çektim ki. Videoyu defalarca kez çektim. Yolları karıştırdım, şarkıyı karıştirdim, etraftaki insanlar ben şarkı söylüyorum onlar bakıyor falan ama gram umrumda değil. Çünkü o kişiye değer. Eve gelince abla dedi babayla anneye çay demle işte yolda geliyorlar, çay demledim, yemek yaptık sonra siz geldiniz eve. O sırada videoyu atmam gereken kişiye attım ama o görmedi, görmemesi gereken biri gördü o yüzden sildim. Tekrar göndermek istiyorum ama şuan o kadar hevessizim ki hani o kişi yanında olmasa bile onun enerjisini hissedersin ya benimki de öyle ,onun o enerjisi bendeki hevesi aldı. Buna ben sebep oldum farkındayım ama bende çok yoruldum ve nasıl düzelticem bilmiyorum. Hani günüm gerçekten çok güzel geçiyor ama tek bir değer verdiğim kişinin bana soğuk yapmasına bakıyor. Neşem yerle bir oluyor. Az önce babalar yemek yedi. Beni çağırdılar ama yok işte o iştah ta kaçıyor, 2 3 kaşık çorba içtim sofradan kalktım. Seninde başın ağrıyor yatıyorsun, çabuk iyileş anne. Hastalığın yeniden başlamış ama kendini çabuk toparla, baba sensiz yapamaz her ne olursa olsun bu aile sensiz yapamaz. Şimdi yataktayim bunları yazıyorum. Ders çalışmam gerek, motivasyonum tavan ama harekete geçemiyorum. Sırf seni utandırmak, bana söylediğin o lafları sana hatırlatmak için kalkıp çalışıcam. Ama sen bunları bilmesen de olur
22 notes · View notes