Tumgik
#Mavi Yeşil Yumurta
ekipsaglik · 5 days
Text
Göz Sağlığı İçin Önerilen Vitaminler
Tumblr media
Göz sağlığı, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Görme kaybını önlemek, göz yorgunluğunu azaltmak ve yaşa bağlı göz hastalıklarından korunmak için doğru vitaminler almak büyük bir öneme sahiptir. Doğru besinlerle desteklenen bir diyet, göz sağlığını güçlendirebilir ve görme yetisini uzun yıllar korumaya yardımcı olur. Bu yazıda, göz sağlığı için önerilen Vitaminler hakkında bilgiler paylaşacağız.
Göz Sağlığı İçin Vitaminler
Tumblr media
Göz Sağlığı İçin Vitaminler 1. A Vitamini: Göz Sağlığının Temel Taşı A vitamini, karanlıkta görmemize ve düşük ışık koşullarına uyum sağlamamıza yardımcı olur. Dr. Yalçın'a göre, bu vitaminin eksikliği, gözün üç bölümünü etkileyerek retinadaki rod hücrelerini zayıflatabilir ve gözde kuruluğa neden olabilir. Bu da gece körlüğü, katarakt ve makuladejenerasyon gibi sorunlara yol açabilir. A vitamini eksikliğini önlemek için karaciğer, balık yağı, yumurta, havuç, domates, fıstık ve ceviz gibi besinler tüketilmelidir. İlginizi Çekebilir; Kolajen Üretimini Destekleyen Vitaminler 2. C Vitamini: Yaşa Bağlı Göz Hastalıklarına Karşı Koruyucu C vitamini, göz sağlığı için vazgeçilmezdir ve güçlü bir antioksidan olarak göz dokularını serbest radikallerden korur. Özellikle yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) ve katarakt gibi göz hastalıklarının oluşumunu engellemede kilit rol oynar. C vitamini, gözlerdeki kan damarlarını güçlendirir ve gözde meydana gelebilecek iltihaplanmaları önler. C vitamini alımını artırmak için portakal, çilek, brokoli gibi C vitamini bakımından zengin gıdalar diyetinize eklenmelidir. 3. E Vitamini: Göz Hücrelerini Koruyan Güçlü Antioksidan E vitamini, göz hücrelerini oksidatif stresten korur. Oksidatif stres, göz hücrelerinin zarar görmesine neden olan bir süreçtir ve yaşa bağlı katarakt ve makula dejenerasyonu gibi sorunların temel sebeplerinden biridir. E vitamini, bu zararlı süreçlerin önüne geçerek göz hücrelerinin korunmasını sağlar. Badem, fındık, ay çekirdeği gibi E vitamini açısından zengin gıdalar tüketilmelidir. Düzenli E vitamini alımı, göz hücrelerinin uzun vadeli sağlığını koruyarak yaşlanmanın etkilerini geciktirir. 4. Lutein ve Zeaksantin: Doğal Göz Filtreleri Lutein ve zeaksantin, göz sağlığını korumak için gerekli olan karotenoidlerdir. Bu iki bileşik, özellikle gözlerin mavi ışığa karşı korunmasına yardımcı olur ve retinada doğal bir filtre görevi görür. Yaşa bağlı göz hastalıklarını önler ve göz yorgunluğunu azaltır. Lutein ve zeaksantin, özellikle yeşil yapraklı sebzelerde (ıspanak, lahana, brokoli) bulunur. Günlük lutein ve zeaksantin ihtiyacını karşılamak, göz sağlığının korunmasında büyük önem taşır. 5. Omega-3 Yağ Asitleri: Göz Kuruluğunu Önler Omega-3 yağ asitleri, göz sağlığı için son derece önemlidir ve özellikle göz kuruluğunu önlemekte etkilidir. Gözyaşı üretimini artırarak göz yüzeyinin nemli kalmasını sağlar ve göz kuruluğu sorununu ortadan kaldırır. Ayrıca omega-3 yağ asitleri, retina sağlığını korur ve gözdeki iltihaplanmaları azaltır. Omega-3 bakımından zengin besinler arasında somon, ton balığı, chia tohumu gibi gıdalar yer alır. Düzenli omega-3 alımı, göz sağlığını güçlendirir ve görme kalitesini artırır. 6. Çinko: Retinanın Temel Yardımcısı Çinko, retinanın sağlıklı bir şekilde çalışması için gereklidir. Özellikle A vitamininin aktif formuna dönüştürülmesinde önemli bir rol oynar. Çinko eksikliği, gece körlüğü ve diğer göz hastalıklarına yol açabilir. Bu nedenle yeterli çinko alımı, göz sağlığının korunmasında kritik bir faktördür. Çinko bakımından zengin besinler arasında istiridye, kırmızı et, kabak çekirdeği bulunur. Çinko, retina fonksiyonlarını destekleyerek gözdeki görme mekanizmasını güçlendirir. İlginizi Çekebilir; Vitamin ve Minerallerin Hormon Dengesindeki Rolü 7. B Vitaminleri: Göz Hastalıklarına Karşı Koruma Kalkanı B vitaminleri, göz sağlığını koruma ve göz hastalıklarının önlenmesinde büyük bir rol oynar. Özellikle B6, B12 ve folik asit, homosistein seviyelerini düzenleyerek retina ve optik sinir üzerinde koruyucu etki sağlar. Yüksek homosistein seviyeleri, makula dejenerasyonu gibi göz hastalıklarına yol açabilir. B vitaminleri açısından zengin besinler arasında tam tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri bulunur. B vitaminlerinin düzenli alımı, göz sağlığını koruma ve yaşa bağlı göz hastalıklarını önleme açısından gereklidir. 8. D Vitamini: Göz Enfeksiyonlarına Karşı Güçlü Savunma D vitamini, göz sağlığı açısından genellikle göz ardı edilen bir vitamindir, ancak yeterli D vitamini alımı göz enfeksiyonlarına karşı güçlü bir koruma sağlar. Ayrıca, D vitamini eksikliği, gözlerde kuruluk ve iltihaplanma gibi sorunlara yol açabilir. D vitamini, güneş ışığı ve yağlı balıklar gibi kaynaklardan alınabilir. Göz sağlığını korumak için düzenli D vitamini alımı oldukça önemlidir. 9. B2 Vitamini: Göz Yorgunluğunu Azaltır Enerji üretimi ve göz sağlığı açısından önemli olan B2 vitamini, gözlerin yorgunluğunu giderir. Dr. Yalçın, bu vitaminin eksikliğinde gözlerde yanma, kaşıntı ve ışığa karşı hassasiyetin arttığını söylüyor. Karaciğer, yeşil yapraklı sebzeler, süt ürünleri ve tahıllarda bolca bulunan B2 vitamini, katarakt riskini de azaltır. Göz Sağlığı İçin Doğru Takviyeleri Seçin Göz sağlığını korumak için en önemli adımlardan biri, doğru vitamin ve mineralleri içeren takviyeleri kullanmaktır. Göz sağlığına yönelik özel formüller, gözlerdeki yaşlanma belirtilerini geciktirebilir ve görme yetisini güçlendirebilir. Ancak doğal besin kaynaklarından alınan vitaminler, her zaman en etkili ve güvenli yöntemdir. Göz sağlığınızı korumak için dengeli bir beslenme düzeni oluşturmalı ve bu vitaminlerin yeterli miktarda alındığından emin olmalısınız. Göz sağlığı, yaşam boyu korunması gereken bir hazinedir. A vitamini, C vitamini, E vitamini, lutein, zeaksantin, omega-3 yağ asitleri, çinko ve B vitaminleri, gözlerinizi güçlendiren ve yaşa bağlı göz hastalıklarını önleyen temel bileşenlerdir. Bu vitamin ve mineralleri düzenli olarak alarak göz sağlığınızı koruyabilir ve uzun yıllar boyunca net ve keskin bir görüşe sahip olabilirsiniz. Unutmayın, göz sağlığınızı korumak için doğru besinleri tüketmek en etkili yoldur. İlginizi Çekebilir; Multivitaminlerin Kardiyovasküler Sağlık Üzerindeki Etkileri Enerji Veren Vitamin ve Mineraller Bağışıklık Güçlendiren Doğal Yöntemler ve Multivitaminler Read the full article
0 notes
gelmemeyegidentilki · 3 months
Text
En sevdiğim renk mavi, kahverengi ve beyaz. Her kırıldığımda yada kendimi değiştirmek istediğimde saçlarımı boyarım yada keserim. Yıldızları izlemeyi çok severim. Hayal kurmak benim tek sığındığım şey. Üşengeçliğimden hiç bir şeyi yapmam. En sevdiğim şarkı elyas tahanın Nisan şarkısı. En sevdiğim meyve çilek ve erik. Üzüldüğümde bir şeylerden kaçmayı çözüm olarak görüyorüm. Karanlıktan korkuyorum. Korku filmi izlediğim zaman kolay kolay etkisinden çıkamıyorum. İzlemekten en çok zevk aldığım şey cgh. En sevdiğim çiçek lavanta. Takıları, bileklikleri çok seviyorum. Alınan her hediyeyi yada herhangi bir anda alınmış olan her şeyi saklıyorum. Şiddetten nefret ediyorum. En çok fıstığım ve güzel kızım gibi lakapları seviyorum. Deniz kabuklu her türlü şeyi, kolyeyi, bilekliği gördüğüm gibi alıyorum. Kitap hediye edilmesini çok seviyorum. En sevdiğim kitap Sarah jionun Mart menekşeleri ve küçük prens. Arabaları ve motorları çok seviyorum. Charm toplamayı çok seviyorum. Denizi izlemeyi, kokusunu içime çekmeyi, yüzmeyi çok seviyorum. İleride kızım yada oğlum farketmeksizin ismini Deniz ve Yağmur koymak istiyorum. Yağmurda islanmayi, dans etmeyi çok seviyorum. Geceyi seviyorum. Tam böyle güneş batarken ki kızıllığı çok seviyorum. Yeşil rengin bana hissettirdiği o canlılığı çok seviyorum. Kış mevsimini ve sonbahar mevsimini çok seviyorum. Değer verdiğim biriyle konuşurken çabuk geri dönülmezse kendimi kötü hissediyorum ve düşüncelere dalıyorum. Olur olmadık olaylarda özür diliyorum. Herhangi bir olayda teşekkür etmesem kötü hissediyorum. Hayır demek benim için çok zor. Sabah belediye çalışanı abilere günaydın kolay gelsin demezsem günüm kötü geçicek gibi hissediyorum. Otobüste yaşlılara yer vermezsem anneme de kimse yer vermez diye düşünüyorum. En sevdiğim kişi annem. Bana herkesten yakın olan kişi lülü. Ailem tek varlığım. Cansu, efe gibi isimler bana itici geliyor. Suçsuz olsamda üstüme gelindiğinde hemen ağlarım. Konusmadigim yada bir şekilde arkadaşlığımızın bittiği beni kötü gosteren ezikleyen arkadaşlarimi bazen özlüyorum. Herkesi kendim gibi sandığım için kafamda çok kurarım. Kedileri köpekleri çok seviyorum. Cebimde 10 TL param olsa da o metro da oturan ve eve gitmek için peçete satan çocuğa veririm. Harry Potter en sevdiğim seri. Yaşlılara kalbim dayanmaz. Otobüs şoförlerine sabahları istisnasiz Günaydın şoför abi diyorum. Müzik kutularını çok seviyorum. Sürpriz yumurta alıp açılış videosu çekmeyi çok seviyorum. Resim çizmek en sevdiğim şey. Çok kararsız dalgın ve tutarsızım. Renkli ve şekilli çorapların hepsi benim olsun istiyorum. Yıldızlı olan her şey benim olsun istiyorum. İnsanları düşündüğüm kadar beni de düşünsünler istiyorum. Bazen salak gibi hissediyorum. Hayatımı romantize ederek yaşamayı çok seviyorum. Yaşamayı seviyorum.
0 notes
astrafizik · 10 months
Text
1 note · View note
brownitutkusu · 1 year
Text
Tumblr media
çok cümlem var içimde biriktirdiğim,
bunca konuşmama rağmen hala ne çoklar,
sahi onlar nereye kayboldular!
zihnim ansiklopedi gibi kelimeler birbirine çarpar dururdu.
söylediklerim, söylemediklerim,
içerlediklerim, içselleştirdiklerim,
keşkelerim, sevip nefret ettiklerim,
inanmak ne güçtü tekrardan
bu kadar devrilmişken hem de,
gözünü açıp hiç uyumadan uyanmak,
kaybolmak nasıldı bilir misin?
hoş.
zaten kendi içinde kayıpsın.
kalbimdeki izler yeşil, yumurta sarısı,
mavi, mor,
biraz eflatun biraz da mosmor,
çocukluğumu özledim bugün ilk defa,
büyümenin en büyük sancısıydın galiba,
bazı şeyleri unutmak hatırlamaktan daha harika.
Gülsüm Sarı
1 note · View note
fiyatinedir · 1 year
Text
İBB Florya Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları
Tumblr media
İstanbul’un huzura açılan kapısı Florya Sosyal Tesisleri; 121 dönümlük araziye yayılan kafe ve restoranlarıyla ailece dingin ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenlere kucak açıyor. Denizin hemen yanı başında mavi ile yeşilin kucak kucağa olduğu Yeşilköy Sahili’ndeki İBB Sosyal Tesisleri, 121 dönümlük oldukça geniş bir korulukta yer alıyor. Restoranın yanı sıra Şahin Tepesi, Sahil Kafe ve Bahar Kafe olmak üzere üç ayrı kafeterya bölümünden oluşan İBB Florya Sosyal Tesisleri, denizden gelen esintisi, yemyeşil dokusu ve temiz havasıyla İstanbullulara keyifli vakit geçirme imkanı sunar.
Tumblr media
İBB Florya Sosyal Tesisleri İBB Florya Sosyal Tesisleri bünyesinde ayrıca tüm özel günler, davet ve organizasyonlara ev sahipliği yapan, kuş seslerinin su seslerine karıştığı “Havuzlu Bahçe”, yeşille mavinin harmanlandığı göz alıcı güzelliğiyle özel günlerin tanığı “Kır Bahçesi” ve gösterişli mimarisiyle “İdeal Salon” olmak üzere üç ayrı mekan bulunmaktadır. Ne yapmak istiyorsanız size onu sunan Florya Sosyal Tesisleri’nde dilerseniz deniz manzarası eşliğinde mekanın spesiyallerinden Florya Kebabı, Patlıcan Beğendili Kuzu Kavurma, Kuzu Tandır, Kiremitte Fesleğen Soslu ve Barbekü Soslu Köfte, Bolonez ve Napoliten Soslu Makarna eşleğinde içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz. Şahin Tepesi’nde çayınızı yudumlarken İstanbul’un en güzel günbatımı manzaralarından birini seyre dalabilir; Sahil ya da Bahar Kafe’nin samimi atmosferinde kahve ve tatlınıza eşlik eden dost sohbetleri ile günün yorgunluğundan kurtulabilirsiniz. Geniş yürüyüş ve bisiklet yolları, spor sahaları ve oyun parkları ile adeta bir yaşam kompleksini andıran ve modern mimarisiyle göz dolduran Florya Sosyal Tesisleri’ne geldiğinizde bir daha buradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
Tumblr media
İBB Florya Sosyal Tesisleri 2023 Güncel Menü Fiyatları
İBB Florya Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları
Kahvaltı Çeşitleri - Kahvaltı Tabağı / Turkish Breakfast Spread 70 TL - Serpme Kahvaltı (Kişi Başı) / Mixed Breakfast (Per Person) 110 TL - Peynir Tabağı / Cheese platter 27 TL - Zeytin Tabağı / Olive platter 20 TL - Omlet / Omelette 20 TL - Kaşarlı Omlet / Omelette with Gorgonzola Cheese 25 TL - Karışık Omlet / Mixed omelette 30 TL - Menemen / Scrambled eggs with tomatoes and green pepper 25 TL - Sucuklu Yumurta / Scrambled eggs with garlic sausages 30 TL - Mıhlama / Mıhlama 32 TL - Pastırmalı Yumurta / Scrambled eggs with pastrami 28 TL - Sahanda Sucuk / Fried garlic sausage 26 TL - Patates Tava / French fries 15 TL - Mini Kalem Böreği / Rolled Pastry 15 TL - Bal & Kaymak / Honey & Clotted Cream 25 TL - Tereyağı Porsiyon / A serving of Butter 20 TL - Söğüş Tabağı / Tomato and cucumber 15 TL - Meyve Tabağı / Fruit platter 25 TL - (Serpme kahvaltı servisi en az iki kişilik açılmaktadır.)
Tumblr media
İBB Florya Sosyal Tesisleri Menü Çorba Çeşitleri - Günün Çorbası 22 TL - Balık Çorbası 30 TL Salata Çeşitleri - Çoban Salata 20 TL - Söğüş Salata 20 TL - Mevsim Salata 20 TL - Hellim Peynirli Salata 30 TL - Piliç Etli Salata 30 TL - Kırmızı Etli Salata 45 TL Zeytinyağlılar - Biber Dolma 25 TL - Enginar 25 TL - Soslu Patlıcan 25 TL - Taze Fasülye 25 TL - Yaprak Sarma 25 TL - Zeytinyağı Tabağı 30 TL Ara Sıcaklar - Patates Tava 15 TL - Paçanga Böreği 20 TL - Mantar Kavurma 25 TL - Mantar Graten 30 TL - Julyen Dil Balığı 80 TL Balık Çeşitleri - Çipura Izgara 600g 195 TL - Çipura Izgara 350g 125 TL - Mezgit Tava 105 TL - Fesleğen Soslu Somon Izgara 180 TL - Levrek Fileto 160 TL - Levrek Izgara 600g 290 TL - Levrek Izgara 350g 140 TL - Kiremitte Levrek 170 TL - Somon Izgara 175 TL - Dil Balığı Izgara 110 TL - Somon Kavurma 155 TL Izgaralar - Köfte 68 TL - Kaşarlı Köfte 75 TL - Piliç Izgara 60 TL - Piliç Kavurma 60 TL - Beğendili Julyen Piliç 55 TL - Bonfile 140 TL - Kaşarlı Bonfile 145 TL - Beğendili Julyen Bonfile 145 TL - Karışık Izgara 100 TL - Çoban Kavurma 90 TL Tatlı Çeşitleri - Sütlaç 25 TL - Triliçe 25 TL - Aşure 25 TL - Profiterol 25 TL - Volkanik 25 TL - Meyve Tatlıları 25 TL - Hamur Tatlıları 25 TL - Dondurma 20 TL - Meyve Tabağı 25 TL - Tahinli Sarma 30 TL İçecekler Kutu İçecekler 10 TL Ayran 6 TL Soda 6 TL Meyveli Soda 8 TL Sıkma Portaka/Nar Suyu 20 TL Nar Çiçeği Şerbeti 20 TL Fincan Çay 5 TL Hazır Kahve 15 TL Türk Kahvesi 15 TL Filtre Kahve 18 TL Su 2 TL https://www.youtube.com/watch?v=shWuXD5xkn0 İBB Florya Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları Buraya tıklayarak İBB Florya Sosyal Tesisleri web sitesine göz atabilirsiniz. Buraya tıklayarak diğer konularımıza göz atabilirsiniz. Çamlıca Kulesi Menü Fiyatları İBB Dragos Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları İBB Florya Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları İBB Haliç Sosyal Tesisleri Menü Fiyatları Fiyat araştırması üzerine hizmet veren Fiyat bilgilendirme sitemiz ürün fiyatlarından, hizmet fiyatlarına kadar geniş bir yelpazede hizmet vermektedir. Bu konumuzda hatalı fiyat var ise iletişim bilgilerimizden bize bildirebilirsiniz. Güncel fiyatları fiyatinedir.net sitemizden anlık olarak takip edebilir, Güncel ve detaylı fiyat listesine ulaşabilirsiniz. Web sitemiz güncel fiyat listelerini araştırarak sizlerle paylaşmaktadır. Sitemizi takip ederek güncel ve detaylı fiyat listelerine ulaşabilir, bilgi alabilirsiniz. Bizimle iletişime geçmek için İLETİŞİM sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Read the full article
0 notes
kumasci · 1 year
Text
Jarse Kumaş Denye Astar Denye Kumaş renkleri
Denye astar. Zeytinburnu jarse kumaş. Çerkezköy jarse kumaş. Çorlu jarse kumaş. Merter jarse kumaş. Tekstilkent jarse kumaş. Giyimkent jarse kumaş.
Polyester astar.  Adana jarse kumaş. Adıyaman jarse kumaş. Afyonkarahisar jarse kumaş. Adapazarı jarse kumaş. Ağrı jarse kumaş. Aksaray jarse kumaş. Amasya jarse kumaş. Ankara jarse kumaş. Antalya jarse kumaş. Ardahan jarse kumaş. Artvin jarse kumaş. Aydın jarse kumaş. Balıkesir jarse kumaş. Bartın jarse kumaş.
Tumblr media
Batman jarse kumaş. Bayburt jarse kumaş. Bilecik jarse kumaş. Bingöl jarse kumaş. Bitlis jarse kumaş. Bolu jarse kumaş. Burdur jarse kumaş. Bursa jarse kumaş. Çanakkale jarse kumaş. Çankırı jarse kumaş. Çorum jarse kumaş. Denizli jarse kumaş. Diyarbakır jarse kumaş. Düzce jarse kumaş. Edirne jarse kumaş.
KUMAŞ ALANLAR.
Elazığ jarse kumaş. Erzincan jarse kumaş. Erzurum jarse kumaş. Eskişehir jarse kumaş. Gaziantep jarse kumaş. Giresun jarse kumaş. Gümüşhane jarse kumaş. Hakkâri jarse kumaş. Hatay jarse kumaş. Iğdır jarse kumaş. Isparta jarse kumaş. İstanbul jarse kumaş.
 İzmir jarse kumaş. Kahramanmaraş jarse kumaş. Karabük jarse kumaş. Karaman jarse kumaş. Kars jarse kumaş. Kastamonu jarse kumaş. Kayseri jarse kumaş. Kilis jarse kumaş. Kırıkkale jarse kumaş. Kırklareli jarse kumaş. Kırşehir jarse kumaş. Kocaeli jarse kumaş. Konya jarse kumaş. Kütahya jarse kumaş. Malatya jarse kumaş.
Tumblr media
Manisa jarse kumaş. Mardin jarse kumaş. Mersin jarse kumaş. Muğla jarse kumaş. Muş jarse kumaş. Nevşehir jarse kumaş. Niğde jarse kumaş. Ordu jarse kumaş. Osmaniye jarse kumaş. Rize jarse kumaş. Sakarya jarse kumaş. Samsun jarse kumaş. Şanlıurfa jarse kumaş. Siirt jarse kumaş. Sinop jarse kumaş.
Sivas jarse kumaş. Şırnak jarse kumaş. Tekirdağ jarse kumaş. Tokat jarse kumaş. Trabzon jarse kumaş. Tunceli jarse kumaş. Uşak jarse kumaş. Van jarse kumaş. Yalova jarse kumaş. Yozgat jarse kumaş. Zonguldak jarse kumaş.
PARÇA KUMAŞ ALANLAR.
Tumblr media
Açık galibarda jarse kumaş.
Açık limon jarse kumaş.
Açık mavi jarse kumaş.
Açık mor jarse kumaş.
Açık turkuaz kumaş.
Açık yeşil kumaş.
Açık yeşil sarı kumaş.
Aşı boyası kumaş.
Alev kırmızısı kumaş.
Alev turuncusu kumaş.
Alice mavisi kumaş.
Alizarin rengi kumaş.
Altunî kumaş.
Altınımsı kumaş.
Ametist rengi kumaş.
Armut rengi kumaş.
Akuamarin rengi kumaş.
Asker yeşili kumaş.
Ayrık sarı kumaş.
Bakır rengi kumaş.
Barut rengi kumaş.
Bataklık yeşili kumaş.
Bebek mavisi kumaş.
Bej kumaş.
Berrak mavi kumaş.
Beyaz kumaş.
Bondi mavisi kumaş.
Bordo kumaş.
Bronz rengi kumaş.
Buğday rengi kumaş.
Burgonya kumaş.
Camgöbeği kumaş.
Camgöbeği mavisi kumaş.
Çam yeşili kumaş.
Çay yeşili kumaş.
Celadon kumaş.
Çelik mavisi kumaş.
Çikolata rengi kumaş.
Çivit rengi kumaş.
Deniz mavisi kumaş.
Deniz yeşili kumaş.
Devedikeni rengi kumaş.
Deniz kabuğu kumaş.
Donuk turuncu kumaş.
Dağ pembesi kumaş.
Eflatun kumaş.
Eğrelti yeşili kumaş.
Elektrik mavisi kumaş.
Elektrik yeşili kumaş.
Elektrik çivit rengi kumaş.
Elektrik lime rengi kumaş.
Elektrik mor rengi kumaş.
Enternasyonal turuncu kumaş.
Eski altın kumaş.
Eski iplik kumaş.
Eski Lavanta kumaş.
Eski gül kumaş.
Falu kırmızısı kumaş.
Fildişi rengi kumaş.
Fransız gül rengi kumaş.
Galibarda (parlak mor) kumaş.
Gece mavisi kumaş.
Gök mavisi kumaş.
Gri kumaş.
Gri-kuşkonmaz kumaş.
Gül rengi kumaş.
Gümüşi kumaş.
Haki kumaş.
Ham toprak kumaş.
Hardal rengi kumaş.
Havuç rengi kumaş.
Hile mavisi kumaş.
Horozibiği rengi kumaş.
Holivod kırmızısı kumaş.
İlkbahar yeşili kumaş.
İslam yeşili kumaş.
Kabak rengi kumaş.
Kahverengi kumaş.
Kahverengimsi gri kumaş.
Kamuflâj yeşili kumaş.
Karanfil pembesi kumaş.
Karanfil rengi kumaş.
Kardinal rengi kumaş.
Karolina mavisi kumaş.
Kayısı rengi kumaş.
Kehribar rengi kumaş.
Kestane rengi kumaş.
Keten rengi kumaş.
Kıpkırmızı kumaş.
Kırmızı kumaş.
Kırmızımsı kahverengi kumaş.
Kırmızı-menekşe kumaş.
Kiraz kırmızısı kumaş.
Kızıl yumurta mavisi kumaş.
Kraliyet mavisi kumaş.
Kobalt rengi kumaş.
Kobalt mavisi kumaş.
Koyu galibarda kumaş.
Koyu haki kumaş. kumaş.
Koyu kahverengi kumaş.
Koyu kestane kumaş.
Koyu kırmızı kumaş.
Koyu kızıl kahverengi kumaş.
Koyu leylak kumaş.
Koyu magenta kumaş.
Koyu mandalina kumaş.
Koyu mavi kumaş.
Koyu menekşe kumaş.
Koyu mercan kumaş.
Koyu mor kumaş.
Koyu pastel yeşil kumaş.
Koyu pembe kumaş.
Koyu şeftali kumaş.
Koyu toz mavi kumaş.
Koyu turkuaz kumaş.
Koyu yeşil kumaş.
Kösele rengi kumaş.
Kremrengi kumaş.
Kum kahverengisi kumaş.
Kuşkonmaz rengi kumaş.
Küçük kara kumaş.
Lacivert kumaş.
Lavanta rengi kumaş.
Lavanta mavisi kumaş.
Lavanta pembesi kumaş.
Lavanta grisi kumaş.
Lavanta galibarda kumaş.
Lavanta pembesi kumaş.
Lavanta mor kumaş.
Lavanta gül rengi kumaş.
Limoni kumaş.
Leylak rengi kumaş.
Lime rengi kumaş.
Mandalina rengi kumaş.
Malakit rengi kumaş.
Mavi kumaş.
Menekşe rengi kumaş.
Menekşe-patlıcan rengi kumaş.
Mercan kumaş.
Mercan Kırmızısı kumaş.
Mısır rengi kumaş.
Mor kumaş.
Morsalkım rengi kumaş.
Nane yeşili kumaş.
Nar rengi kumaş.
Navajo beyazı kumaş.
Okul otobüsü sarısı kumaş.
Orkide rengi kumaş.
Orman yeşili kumaş.
Orta Mor kumaş.
Papaya kumaş.
Parlak mor (galibarda) kumaş.
Pas rengi kumaş.
Pastel pembe kumaş.
Pastel yeşili kumaş.
Patlıcan rengi kumaş.
Pembe kumaş.
Pembe-turuncu kumaş.
Periwinkle kumaş.
Pers mavisi kumaş.
Pers yeşili kumaş.
Pers lacivert kumaş.
Pers pembesi kumaş.
Pers kırmızısı kumaş.
Pers gülü kumaş.
Peygamber çiçeği rengi kumaş.
Prusya mavisi kumaş.
Safran rengi kumaş.
Safir rengi kumaş.
Salamura grisi kumaş.
Sarımsı kahverengi kumaş.
Sarımsı pembe kumaş.
Sarı kumaş.
Siyah kumaş.
Siyahımsı koyu kahverengi kumaş.
Soluk sarı kumaş.
Soytarı kumaş.
Siğil otu kumaş.
Sıcak Magenta kumaş.
Sıcak pembe kumaş.
Şeftali rengi kumaş.
Şeftali-turuncu kumaş.
Şeftali-sarı kumaş.
Tarçın rengi kumaş.
Tenné (Tawny) kumaş.
Teal kumaş.
Toz mavi kumaş.
Turkuaz kumaş.
Turuncu kumaş.
Turuncumsu sarı kumaş.
Uluslararası Klein mavisi kumaş.
Viridian kumaş.
Vurgun pembe kumaş.
Yanık turuncu kumaş.
Yanık Toprak rengi kumaş.
Yeşil kumaş.
Yeşil-sarı kumaş.
Yeşim kumaş.
Yonca yeşili kumaş.
Yosun yeşili kumaş.
Zeytuni kumaş.
Zümrüt yeşili kumaş.
Zeytin Kahverengisi kumaş.
0 notes
erkantopuz · 2 years
Photo
Tumblr media
🔰Kahvaltıda yeşil biber yemek için 5 neden! 1️⃣GÖZ SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRİN Yeşil biber, lutein adı verilen kimyasal bir bileşikle paketlenir. Lutein, havuç, kavun ve yumurta da dahil olmak üzere belirli yiyeceklere kendine özgü sarı ve turuncu renklerini verir. Lutein, göz sağlığını iyileştirdiği gösterilen bir antioksidandır. Spesifik olarak, lutein gözün genellikle mavi ışıktan zarar gören kısmını güçlendirmeye yardımcı olur. 2️⃣ANEMİYİ ÖNLEYİN Yeşil biber sadece demir açısından zengin olmakla kalmaz, aynı zamanda vücudunuzun demiri daha verimli bir şekilde emmesine yardımcı olabilecek C Vitamini açısından da zengindir. 3️⃣YAŞA BAĞLI HAFIZA KAYBINI GECİKTİREBİLİR Hayvan çalışmalarından elde edilen ilginç bulgular, dolmalık biber tüketiminin Alzheimer hastalarında hafıza kaybını önlemede etkili olabileceğini düşündürmektedir. Olgun biberlerdeki bileşikler, amiloid proteinlerini serbest bırakan bir enzimi engelliyor gibi görünüyor. Bunlar sinir liflerinin etrafında birikmekten ve Alzheimer riskine katkıda bulunmaktan sorumlu proteinlerdir. 4️⃣KAN ŞEKERİNİ DÜŞÜRÜCÜ ETKİLERİ OLABİLİR Hayvan çalışmaları, dolmalık biberin kan şekeri yönetimine yardımcı olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, artan kanıtlar, kan şekeri üzerinde yararlı bir etkiye sahip olan ve diyabet riskini azaltmaya yardımcı olduğu görünen biber gibi bitkilerde bulunan polifenoller olduğunu desteklese de , daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır. 5️⃣SAĞLIKLI BİR KALBİ TEŞVİK EDER Dolaşım sistemine yardımcı olur ve kan serum kolesterolünü düşürerek kalp hastalıklarını önler ve lipid birikimlerini azaltır ve bu nedenle aşırı kan pıhtılaşmasını tersine çevirir. Ayrıca kan akışına yardımcı olmak için kan damarlarını genişletir. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #diyetlistesi #zayıflamakistiyorum #detoks #almanya #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflamak #lezzetliyemekler #kayseri #ankara #ciltbakımı #diyetyemekleri #diyet #saçdökülmesi #zayıflama #müzik #lezzet #botoks #saçbakımı #güzelliksırları #güzellik #magazin #türkkahvesi #ciltbakımı #yemektarifleri #komikvideolar #haber #güzelsözler (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/Ck0nvnYo2pT/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Mavi Yumurtanın Faydaları Nelerdir?
Tumblr media
Mavi yumurtanın diğer yumurtalara göre, daha da besleyici olan özellikleri son günler de oldukça çok araştırılıyor. Sıfır kolesterol ile insan sağlığında önemli rolü olan mavi yumurtanın faydalarını okuduğunuz da, favoriniz olacağından eminiz. Sağlıklı yumurtalar adı altında satılan mavi yumurtalar aynı zamanda birçok hastalığında önleyicisidir. Vitamin ve mineraller açısından oldukça zengindir
Mavi yumurtanın faydaları nelerdir? Nelere iyi gelir? Gelin hep birlikte inceleyelim.
Mavi yumurtanın faydaları oldukça merak ediliyor ve araştıran kişilerin vazgeçilmezi oluyor. Öyle çok faydası var ki…
Rengi ile dikkatleri üzerine çeken mavi yumurtanın adını, son günlerde oldukça sık duymuş olabilirsiniz. Kolestrol içermeyen yapısı ile rahatlıkla tercih edebileceğiniz mavi yumurta aynı zamanda, vücudunuzun ihtiyaç duyduğu minerallere kısa sürede kavuşmanızı sağladığı için, çok daha sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Anavatanı Şili olan Araucuana tavuğunun yumurtası olan mavi yumurtanın içinde bol miktarda Protein ve Selenyum yer alıyor. İçerisinde çok yüksek oranda A,B,D,E  vitaminleri ile çinko, folik asit, Omega-3, kalsiyum, protein ve demir içeren mavi yumurtanın faydaları saymak ile bitmiyor.
Normal yumurtaların içerisinde bulunan kolesterol oranı 200-220 mg değerleri arasındadır. Fakat mavi yumurta da kolesterol değerleri sıfır denilebilecek düzeyde azdır.
Mavi yumurtanın insan sağlığı üzerindeki faydaları nelerdir?
Renkleri ile dikkat çeken mavi yumurtalar, diğer yumurtalara göre 10 kat daha fazla kalori içermektedir.  Büyüklüğü, doğallığı ve sıfır kolestrol içeriği ile diğer yumurtalardan bir adım daha önde olan mavi yumurtanın faydaları ise şunlardır;
1-Kansızlığa İyi Geliyor
İçerdiği yüksek orandaki demir sayesinde kansızlık (anemi) hastalığına iyi geldiği bilinmektedir. Mavi yumurtayı hayatınıza dahil ettiğinizde, kansızlık hastalığının sebep olduğu uyku, yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi ve göz kararması gibi şikayetlerinizin zamanla azaldığını göreceksiniz.
2-Tam Bir Kalp Dostudur
Vücudunuzun tam anlamı ile sağlıklı bir şekilde işlevleri yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğu 13 besini içerisinde bulunduran mavi yumurta için tam bir kalp dostudur diyebiliriz.
3-Enerji Veriyor
Mavi yumurta tüketilmeye başlanıldığı zaman, gün içerisindeki çabuk biten enerjiniz daha da artacak yorgunluk hissiniz ortadan kalkacaktır. Bu sayede gün boyu zinde kalmanıza yardımcı olacaktır.
4-Diş ve Kemik Yapısını Koruyor
İçeriğinde yer alan yüksek kalsiyum değerleri ile kemiklerin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlıyor. Diş ve diş eti sorunlarına da çok iyi geldiği bilinen mavi yumurtanın tüketimi özellikle çocuklarda oldukça önemli bir yer alıyor. Mavi yumurtayı çocukların haftada 2-3 kez tüketmesine özen gösterilmelidir.
5-Damar Hastalıklarını Önlüyor
Damar tıkanıklığı gibi hastalıklara iyi gelen mavi yumurtanın aynı zamanda felç riskini de en aza indirdiği biliniyor.
6-Beyin Fonksiyonlarını Geliştiriyor
Mavi yumurtanın düzenli tüketildiğinde görülen başka bir faydası ise beyin zarını korumasıdır. Beyin zarı korunduğu takdirde, beyin işlevini sorunsuz bir şekilde yerine getirebilmektedir.
7-Alzheimer Riskini En Aza indiriyor
İleri yaş hastalıkları arasında yer alan Alzheimer hastalığı riskini oldukça azaltmaktadır.  Belli bir yaştan sonra düzenli olarak tüketilen mavi yumurta bu hastalık ile savaşabilecek en önemli besinler arasında yer almaktadır.
8- Hamilelik ve Emzirme Dönemlerinde Mutlaka Tüketilmesi Tavsiye Ediliyor
Hamilelik döneminde içerisindeki vitaminler birçok vitamin ihtiyacını ve günlük ihtiyaç duyulan besin miktarını karşılamaktadır. Bebeğin beyin ve kemik gelişimini olumlu yönde etkilediği için mutlaka tüketilmesi tavsiye edilir. Emzirme döneminde de hem anne hem bebek için gerekli olan besinleri karşılayabileceği gibi, aynı zamanda uzun süre tokluk hissi verecektir. Bu yüzden tercihleriniz arasında mavi yumurtaya mutlaka yer vermelisiniz.
Aynı zamanda mavi yumurta;
Günümüz hastalığı olan Kanserden korur
Göz sağlığında önemli rolü vardır
Hipertansiyonu (yüksek tansiyon) dengelemeye yardımcı olur
Yaşlılık hastalığı olan kas kaybını engeller
Vücut yağlarını yakarak yok eder
Besinler içerisinde en kaliteli proteine sahip olduğu bilinen mavi yumurtanın, zihinsel ve fiziksel açıdan tüketilmesi oldukça önemlidir. ABD’de bir Üniversitede 10 hafta boyunca süren araştırmalar sonucunda  kahvaltıda yumurta, az yağlı süt ürünleri ve yağsız et gibi losin amino asidince zengin protein tüketen kişilerin, kahvaltılarında karbonhidratı zengin bir diyetle beslenen kişilere kıyasla, iki kat daha fazla yağ kaybettikleri belirlendi ve böylece yumurtaların farklı bir faydası daha tespit edildi.
Mavi Yumurtanın Faydaları Nelerdir?
0 notes
mavi-usta-77 · 4 years
Text
Atatürk’ün hep “kahraman” olduğunu söylediler bize… Düşmanları nasıl yendiğini, ulusunu karanlıktan aydınlığa nasıl çıkardığını, yurdu nasıl kurtardığını, zaferden zafere nasıl koştuğunu, yurtsever biri olduğunu ve ulusu için neler yaptığını, her başarıyı kendisine değil de ulusuna mal ettiğini, dünyaya hükmeden kararlı bir devlet adamı olduğunu anlattılar. Her söyleyen, her söylediğinde gerçekten de haklıydı. O, bizim için hep ulaşılmaz, hep ayrıcalıklı biriydi.
Atatürk’ü bir “kahraman” olarak değil de bir “insan” olarak düşündünüz mü hiç? Oysa O, saydığımız tüm üstün niteliklerinin yanında bir “insandı”. O da bizim gibi banyo yapan, yemek yiyen, pijama giyen, ağlayan, üzülen, gülen, seven birisiydi. Herkes gibi O’nun yaşamında da hırslar, heyecanlar, öfkeler, iniş ve çıkışlar vardı.
Renkli bir kişiliği vardı… Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı, gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi.
Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız yürüyen, Lebon’a pasta yemeye, Rejans’a Borç çorbası, Vefa’ya boza içmeye giden, aklına eseni yapmayı seven, özgür ruhlu bir entelektüeldi.
Gramofonunu başucundan ayırmayan, vals ve tangoya bayılan, balolarda genç kızların en gözde kavalyesi olan bir salon adamıydı. Bir iğde ağacının kesilmesine üzülen, bir tayın ölmesine ağlayan, doğayı seven, ulu bir çınarın görkemiyle büyülenen ve bir dalının bile kesilmesine gönlü elvermeyen bu nedenle de o yılların teknolojik olanaklarıyla bir binayı yerinden 4. 80 metre kaydırtan bilinçli bir çevreci, insan sevgisiyle dolu bir askerdi.
Sık sık Sarayburnu’na giderek halkın arasına karışmayı ve onlarla birlikte müzik dinlemeyi çok severdi.
O’na Sarı Paşa derlerdi… Kararlı bir devlet adamı sertliğine ve cesur asker kişiliğine karşın, özel yaşamında çok duygusaldı.
Belki de küllenmemiş aşklarıyla geçmişe özlem duyan, sık sık gözleri dolan bir adamdı… Selanik’teki çocukluk aşkını ve Fikriye’yi hiçbir zaman unutamadı. Başka aşklar da yaşadı. O’na neredeyse dönemin bütün kadınları âşıktı. Kadınlar, gazeteden kestikleri fotoğrafını, göğüslerindeki madalyonlarda taşırdı. Eşi Latife Hanım da genç kızlığında, Paris’te yayımlanan bir dergiden Paşa’nın fotoğrafını kesip madalyonuna koymuştu. Bunu da ilk karşılaştıklarında Mustafa Kemal’e göstermişti. Bu durum, romantik Mustafa Kemal’i, fazlasıyla duygulandırmıştı. O, genç kızlar için düş kurup özledikleri ve bir türlü ulaşamadıkları beyaz atlı bir prens, mavi gözlü çok yakışıklı bir asker, düşlere giren bir masal kahramanıydı.
Atatürk, tüm insanlara değer verirdi; ama kadına ve kadın haklarına verdiği değer kuşkusuz tartışılamazdı. Kadını kadın olarak değil de Avrupalılar gibi insan olarak görürdü. Onların eğitimini önemli bulurdu. Kadınların erkeklerden daha bilgili, daha aydın, daha verimli olmaları gerektiğini söylerdi. Kadınları geri kalmış toplumların uygar olmadığını düşünürdü.
Cumhuriyetin ilanından sonra Tarsus’a gittiğinde O’nu karşılayanlar arasında Kurtuluş Savaşı kahramanlarından iri yapılı, yağız çehreli Adile Çavuş da vardı. Adile Çavuş saygı, sevgi ve coşkusundan Atatürk’ün önünde yere kapanır, ağlayarak toprağı öper. “Bastığın toprağa kurban olayım Paşa’m! ” der. Atatürk, Adile Çavuş’un elinden tutarak onu yerden kaldırır. “Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.” der ve toplumun anası olarak gördüğü kadını yerden kaldırır.
O, Türk kadınına örnek olsun diye seçtiği, Sorbon’da eğitim gören modern Latife Hanım’la olan evliliğinde çok mutsuz oldu. Bu evliliği sürdüremeyeceğini anlayınca çaresiz kalıp boşandı, kendini bekarlığa mahkum ederek bir daha evlenmemeye and içti. Eşinden ayrıldığı gün gramofonda Sadettin Kaynak’ın şu şarkısını dinleyip ağladı.
Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm.
Coştum, şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm.
Bak ayrılığın şimdi karanlık kucağında
Bir bağrı yanık, boynu bükük sünbüle döndüm.
Ömrü boyunca evlat özlemiyle yanıp tutuşarak manevi çocuklarıyla avundu… Cumhurbaşkanı oldu; ama mutlu bir aile reisi olamadı.
O’nu çoğu kez kahraman bir asker, başarılı bir devlet adamı, kararlı ve cesur bir devrimci, çağdaş bir halkçı, ender rastlanan bir deha; şık giyinen, yakışıklı bir lider fotoğrafı olarak tanıdık, sevdik ve anımsadık…
O, koyduğu eşyaların yerinin değişmesini sevmeyen, değişiklik yapılacaksa bunu yalnızca kendisinin yapması gerektiğini düşünen birisiydi. O’nun doğasında kendisi seçmek ve düzenlemek, kendi istediği yere koymak vardı.
Oysa O, bütün bu değerlerinin arkasında gizlenen, utangaç, ârif, duygulu, seçkin zevkleri ve sanat tutkusu olan, milyonların arasında yaşayan birisiydi.
Kimi zaman acı, kimi zaman özlem çeken, kimi zaman ağlayan, kimi zaman pişmanlıklarla sarsılan bir yalnız adamdı. Bazen bir çocukla gülen, köpeğiyle dertleşen, atıyla yalnızlığını paylaşan bir yalnız adam. O, gerçekten yalnız mıydı? Devrim yapan her lider biraz yalnız değil midir? Halkından hiç kopmayan, halkla arasında perde olmasın diye koruma bile kabul etmeyen bir yönetici nasıl yalnız olabilirdi? Çiftlik’ten tohum almaya gelen köylülerle konuşan, şakalaşan bir halk adamı yalnız olabilir miydi?
Değil yaşarken, öldükten sonra bile yalnız kalmadı. Norveçlilerin “Atatürk gibi olmak” diye bir deyimlerinin, tüm dünyada “Atatürk çiçeği” adıyla bilinen bir çiçeğin olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz? Yunan Başkomutanı Trikopis, her “Cumhuriyet Bayramı”nda Atina´daki Türk Büyükelçiliğine giderek Atatürk`ün resminin önüne geçip saygı duruşunda bulunurmuş. Düşmanlarının bile saygı gösterdikleri ulu bir devlet adamı yalnız olabilir mi hiç?
Haiti Cumhurbaşkanı, mezar taşının üzerine “Bütün ömrüm boyunca Türkiye´nin lideri Mustafa Kemal Atatürk´ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm.” cümlesinin yazılmasını vasiyet etmiş. Vasiyeti de yerine getirilmişti. Bu vasiyet bile Ata’mızın hâlâ yaşadığını ve yalnız olmadığını kanıtlamaya yetmez mi?
Ne yapmak istediğini çok iyi bilirdi O. Adaletliydi. Başkalarını dinlerdi. Gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanan ve bu yüzden de kendisine söven bir köylüyü tutuklayıp yargılayanlara, “Bırakın o adamı, onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin.” deyip köylüyü serbest bıraktırmıştı. Hoşgörülüydü. Bilet almadan yolculuk yapan ve bunu mebus ayrıcalığı olarak gören milletvekillerine kızar ve onları çok ayıplardı.
Toplantılarda sık sık görülmezdi; ama toplantıları kendi yaratırdı. Bir halk toplantıs��nda, kendisine “Paşa’m, size diktatör diyorlar, ne dersiniz?” sorusunu yönelten gence, “Ben diktatör olsaydım, sen bana şimdi bu soruyu soramazdın! “yanıtını veren Sarı Paşa akıllı, hazırcevap bir yöneticiydi.
Türk ulusunun Ata’sı, kurtarıcısı, kahramanı, Cumhuriyet’in mimarıydı. Milyonlarca seveni, uğruna öleni, yoluna baş koyanı vardı.
Ömrünü ulusuna adadı, yüreğinde hep acıyı taşıdı, özel yaşamında ıssızlığı yaşadı… Aşklarını içine gömdü, baba olamadığı için çok üzüldü.
Bedevi bir falcının kehanetini 26 yıl içinde sakladı ve ondan çok etkilendi. Cumhurbaşkanlığının 15 yıl süreceğini, ne zaman öleceğini çok iyi biliyordu…
Savaşta yüz binlerce düşmanla çarpışıp onları yok etti; ama ölmek üzere olan atını vuramadı. Köpeği Foksi ölünce, onun doldurulmuş bedenini görmeye dayanamadı. Yeşile ve maviye tutkundu, kesilen bir ağaç için yas tutardı. Çankaya’dan Meclis’e giden yolun üzerindeki iğde ağacına sanki âşıktı. Bu benim ağacım der, gelip geçerken o ağacı selamlardı. Yol yapımı nedeniyle kesilen o ağaca çok üzülmüştü. Onu, bozkır Ankara’yı yeşile dönüştürecek bir umut simgesi olarak görmüştü. Çankaya Köşkü’nün bahçesindeki ağacı kesen bahçıvanın işine son verilmesini; ama bahçıvana başka bir iş bulunmasını söylemişti.
Şarkılardan fal tutar, aşk ve özlem şarkıları çalınırken ağlardı. Özgür ruhuyla, bazen ortalardan kaybolmak ister, bir sade vatandaş gibi yaşamanın özlemi ve coşkusuyla, otomobilinden inip hareket etmek üzere olan trene atlar, tramvaya binip Beyoğlu’na çıkar; aklına esti mi türkü söyler, coştu mu zeybek oynar, erleriyle güreş tutar, gece yarısı mutfağa inip aşçısıyla omlet ya da yakınlarının pek sevdiği menemene benzer bir yumurta yemeği yapardı.
Sofrasında oturup da düşüncelerini söyleyen insanları cesaretli olarak görmez, üstelik söylemeyenlere çok kızardı. Bir şeye karar vermeden önce herkesin düşüncesini alırdı.
Ankara’nın değişik yerlerinden gelen konukları kabul eden Latife Hanım’ın kabul günlerine O da arkadaşlarıyla katılırdı.
Florya’da kaldığı günlerde, halkın arasında denize girerdi. Çocuklarla şakalaşır, gençlerle söyleşir, sandala binip saatlerce kürek çekerdi. O’na pencereden el sallayan tanımadığı yaşlı kadınların yalısına sandalını yanaştırıp kahve içmeye giderdi. Onlarla saatlerce söyleşirdi. Bir şenliğe rastlasa “Galiba burada bir düğün var.” deyip sünnet çocuklarını ya da gelinle damadı ziyaret eder, onlara armağanlar verirdi. Bazen de rastgele bir kapıyı çalıp Tanrı misafiri olur, onlarla birlikte sofralarında pilava kaşık sallar, dertlerini dinlerdi.
Bir Adanalı kadar sıcakkanlı; Karadenizli olmamasına karşın, bir Karadenizli kadar cana yakın, bir Aydınlı kadar oturaklıydı. Kısacası O, Anadolu insanının mayasından, onun kumaşındandı.
Kendisini Türk ulusunun öğretmeni olarak görürdü.
Yakın arkadaşı Behçet Kemal Çağlar’dan, kendisinde gördüğü nitelikleri anlatan bir şiir yazmasını istemişti. Yarım saat sonra şiiriyle dönen ve Atatürk’ün yiğitliği, zaferleri ve devrimlerini bir bir dile getiren ünlü ozana, “Olmamış. Sen benim asıl niteliğimi yazmamışsın. Benim asıl niteliğim, öğretmenliğim, ben ulusumun öğretmeniyim, bunu yazmamışsın. “demiş ve buna da çok üzülmüştü.
Atatürk aslında öğretmen değil, dünyada “Başöğretmen” olarak kabul gören tek liderdi. Bir geometri kitabı yazmıştı. “Üçgen, açı, dikdörtgen …” gibi tam 48 geometri teriminin Türkçe ad babasıydı. Bu yönüyle de Mustafa Kemal, gerçekten bir öğretmendi.
En büyük düşü bir dünya turuna çıkmak, Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmekti. Çok çalışkandı. Onun için çalışma saati diye bir şey yoktu. Yapacağı işi bitirinceye kadar uyumadan, dinlenmeden, yemek yemeden çalışırdı. Uykunun dostu değildi. Zaman zaman geçirdiği kısa hastalıklar bir yana, sabah güneşini görmeden yatağına girmez ve uyumazdı. Uykuda geçirdiği zamana acırdı. Başladığı kitabı çok sevmişse onu bitirmeden uyumazdı. Binlerce kitabı vardı; ama bunlardan birini, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanını cephede bile başucundan ayırmazdı.
Giyimiyle ve ev düzeniyle yakından ilgilenirdi. Gömleklerinin hepsi beyazdı, başka renk gömlek giymezdi. Lacivert kıyafeti hiç sevmezdi. Çok şık giyinirdi. Takım elbiselerinin modellerini hep kendisi çizerdi.
Sabah kahvaltısını yapmak istemez, yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurup oturur ve kahvesini içerdi. Eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.
Yufka yürekliydi. Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz, böyle durumlarda sırtını dönerdi.
Sportmen bir kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider, kürek çeker ve tavla oynardı. Kısacası spor yapmayı çok severdi.
Değişik bir insandı..
Alçakgönüllüydü; ama hiç de uysal değildi, sertti. Yaşamı zor olaylarla geçmişti.
Her şeyi kazanarak elde etmek ister, hak etmediği hiçbir koltuğa oturmazdı. İstanbul Üniversitesinin bir salonunda yapılan açılış törenine katılmıştı. Herkes tahta iskemlelere, O da kendisi için hazırlanan kırmızı renkli süslü koltuğa oturacaktı; ama oturmadı. Yanındaki profesörlere bakarak “Sizlerden öğrenecek o kadar çok şeyim olduğuna göre bu koltuk yalnızca sizlere layıktır.” dedi.
En kıdemli profesörü o koltuğa oturtup programı tahta iskemlede izledi. Böylece dünya lideri olmanın yolunu da herkese göstermiş oldu.
Yoğurda “yuğurt”, tabancaya “tapanca”, sarhoşa “sarfoş”, derdi. Kendini övenleri ve yağcıları hiç sevmezdi. Lafı uzatanların sözünü “yani” diyerek keser, anlamsız sorulara sinirlenirdi. İlk mecliste, bir oturum sırasında üyelerden birinin “Paşam, laikliğin ne anlama geldiğini anlamadım, anlatır mısınız?” sorusuna çok kızmıştı. Elini kürsüye vurmuş, soruyu soran din bilgini üyeye, “Adam olmak demektir hocam, adam olmak!” diye yanıt vermişti.
Herkese “çocuk” demeyi pek sever, armağan vermeye bayılırdı. Durup dururken odasına çıkar ve çok özel, seçkin, şık eşyalarını sofradaki dostlarına seve seve dağıtırdı. Eli çok açıktı. Kimine kravat, kimine gömlek, kimine kürk hediye ederdi. Sofradakiler bu özel armağanların değerinden çok, Atatürk’ten armağan aldıkları için sevinirlerdi.
Bazen de cimriliği tutardı… Gardırobundaki on beş – yirmi zarif kalpağı arkadaşlarının başına tek tek yerleştirir sonra da ” lıh… Veremeyeceğim…” der, kalpaklarını geri alarak yakın arkadaşlarına şakalar yapardı.
Her insan gibi düşleri ve aşkları vardı. Bursa’yı ziyaret ettiğinde onuruna bir akşam yemeği verilmiş. Kendisini neşeli ama düşünceli gören davet sahibi Laika Hanımefendi, cesaretini toplayarak Gazi’ye,” Paşam! Af buyurunuz, hiç âşık oldunuz mu? Sevdiniz mi?”diye bir soru yöneltmiş. “Sevmek!… Sevmeye acaba vakit bulabildik mi Hanımefendi? Ömrü, çeşitli mücadeleler içinde geçen, dağ, tepe, dere demeden dolaşan, çadırda, karargâhta ömür süren bir askerin sevmeye vakti kalır mı sizce?” diyerek soruya, soruyla yanıt vermiş. Ardından da “Biz de insanız Hanımefendi! Bizim de çarpan kalbimiz, bizim de his tarafımız var… Yoksa, askeriz diye, bu yönümüzden kuşku mu duyarsınız?” demiş. Bu yanıt da sevmiş, ama çok sevmiş; ancak sevgiyi dilediğince yaşayamayıp içine gömmüş Mustafa Kemal’in, Latife Hanımefendi ile evlenmesinden bir hafta önceki itirafı olmuştu.
Yaşamının her döneminde onurunu duygularından üstün tuttu. Birdirbir oynayan komşu çocuklarının oyun çağrısını kabul eder; ama onların üzerinden atlaması için eğilmezdi. Ama eğil ki atlayalım diyen arkadaşlarına başını sallayarak “Ben eğilmem, üstümden böyle atlayabiliyorsanız atlayın.” dedi.
Çok sık düş görür… Düşlerinin baş kahramanı Zübeyde Hanım’la, gelincik ve ayçiçeği tarlalarında buluşur, ömründe yalnızca bir kerecik giydiği mareşal üniformasıyla anasına kavuşmak için koşup durur, bir türlü ulaşamayıp ter içinde uyanırdı. Düşlerinde annesine ulaşıp onu kucaklayacağı gün, öleceğine inanırdı. Ölümü, Zübeyde Hanım’la randevu gibi düşünürdü. Bazı şeylerin olacağını önceden sezer, gördüğü kötü düşlere üzülürdü. Annesinin ölümünü de düşünde görmüş ve ardından da bu üzücü ölüm haberini almıştı.
Ankara’da, sıkça ve gizlice, Çiftlik arazisi içinde olan Söğütözü’nde bir kulübeye kapanır, ömründe en sevdiği kadın olan annesi için saatlerce Kur’an okurdu.
İnsanüstü değildi Atatürk; güzel insandı, tam insandı, büyük insandı. Onun büyüklüğünü yalnız biz değil, tüm dünya ulusları kabul etmişti. Kimi uluslar dünyanın tarihini değiştirdiğini, kimileri ise yüzyılın yetiştirdiği en büyük adam olduğunu belirtmişlerdi.
Her insan gibi O da ölümlüydü. Doğa O’nu da zamanı gelince alacaktı. Öyle de oldu, 1938 yılının 10 Kasım günü bu büyük insan, bu güzel insan aramızdan ayrıldı. Biz, bu ölüme hazır değildik kuşkusuz, o nedenle inanamadık. Bu ölüme bizim gibi başka uluslar da uzun süre inanamadı. Kimi uluslar bunu derinliği ölçülemez büyük bir kayıp büyük bir acı olarak gördü. Kimileri onun ölümünden sonra dünyayı eskisi kadar enteresan bulmadı. Kimileri ise Doğu’nun Ata’sının kaybolduğunu, bir güneşin battığını söyledi.
Yakasını ölümden kurtaramayan Ata’mızın o uğursuz ölüm haberi çok çabuk duyuldu. İstanbul’u taşa kesti, dondurdu. Dükkanlar kapandı, yaşam durdu. İnsanlar sustu, kendi içlerine çekiliverdi. İşte o gün İstanbul Üniversitesinde de saat dokuzu beş geçenin o uğursuz haberi duyuldu. Hukuk Fakültesinde çalışan bir Alman profesör ağlayan, üzülen öğrencilerin durumunu gördü ve çok şaşırdı.
Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremedi. Durumu anlatmak ve bilgi almak için rektörün yanına gitti. Ona:
-Efendim, ne yapacağımı bilemiyorum. Kararsızım. Derslere girmeli miyim acaba ? diye sordu.
Rektör:
-Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yapılıyorsa onu yapın, yanıtını verdi.
İşte o zaman Alman profesör, kollarını iki yana sarkıtarak:
-Efendim, bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki… dedi.
Sevgili Atatürk,
Bırakıp gittin bizi
Sen’i unuttuk sanma
Zaman alışmayı öğretir belki; ama
Unutmayı asla!
Bu muhteşem yazıyı Hazırlayanlara kucak dolusu selamlar sevgiler ve sonsuz saygılarımı sunuyorum/ÖZGÜRCE 💙🇹🇷❤
Özel Izmir Tevfik Fikret Okulu öğrencileri
9/B’den
Hüma Demirel
Ahmet Gümüş
Ege Dinler..
121 notes · View notes
nesrin-c · 5 years
Text
TÜRKİYE 9.SINIF ÖĞRENCİSİ 3 GENCİN YAZDIĞI YAZIYI KONUŞUYOR.
Atatürk’ün hep “kahraman” olduğunu söylediler bize… Düşmanları nasıl yendiğini, ulusunu karanlıktan aydınlığa nasıl çıkardığını, yurdu nasıl kurtardığını, zaferden zafere nasıl koştuğunu, yurtsever biri olduğunu ve ulusu için neler yaptığını, her başarıyı kendisine değil de ulusuna mal ettiğini, dünyaya hükmeden kararlı bir devlet adamı olduğunu anlattılar. Her söyleyen, her söylediğinde gerçekten de haklıydı. O, bizim için hep ulaşılmaz, hep ayrıcalıklı biriydi.
Atatürk’ü bir “kahraman” olarak değil de bir “insan” olarak düşündünüz mü hiç? Oysa O, saydığımız tüm üstün niteliklerinin yanında bir “insandı”. O da bizim gibi banyo yapan, yemek yiyen, pijama giyen, ağlayan, üzülen, gülen, seven birisiydi. Herkes gibi O’nun yaşamında da hırslar, heyecanlar, öfkeler, iniş ve çıkışlar vardı.
Renkli bir kişiliği vardı… Erleriyle sigara içip sohbet eden, köylüyle ayran bölüşen, şekerli kahve içen, fal baktıran, gecelik entarisi giyen, bağdaş kuran sade bir vatandaştı. Yemek seçmez, sofraya gelen her yemeği yerdi. Karnıyarığı, kuru fasulyeyle pilavı, gül reçelini ve kavrulmuş leblebiyi çok severdi.
Arkadaşlarıyla sokaklarda korumasız yürüyen, Lebon’a pasta yemeye, Rejans’a Borç çorbası, Vefa’ya boza içmeye giden, aklına eseni yapmayı seven, özgür ruhlu bir entelektüeldi.
Gramofonunu başucundan ayırmayan, vals ve tangoya bayılan, balolarda genç kızların en gözde kavalyesi olan bir salon adamıydı. Bir iğde ağacının kesilmesine üzülen, bir tayın ölmesine ağlayan, doğayı seven, ulu bir çınarın görkemiyle büyülenen ve bir dalının bile kesilmesine gönlü elvermeyen bu nedenle de o yılların teknolojik olanaklarıyla bir binayı yerinden 4. 80 metre kaydırtan bilinçli bir çevreci, insan sevgisiyle dolu bir askerdi.
Sık sık Sarayburnu’na giderek halkın arasına karışmayı ve onlarla birlikte müzik dinlemeyi çok severdi.
O’na Sarı Paşa derlerdi… Kararlı bir devlet adamı sertliğine ve cesur asker kişiliğine karşın, özel yaşamında çok duygusaldı.
Belki de küllenmemiş aşklarıyla geçmişe özlem duyan, sık sık gözleri dolan bir adamdı… Selanik’teki çocukluk aşkını ve Fikriye’yi hiçbir zaman unutamadı. Başka aşklar da yaşadı. O’na neredeyse dönemin bütün kadınları âşıktı. Kadınlar, gazeteden kestikleri fotoğrafını, göğüslerindeki madalyonlarda taşırdı. Eşi Latife Hanım da genç kızlığında, Paris’te yayımlanan bir dergiden Paşa’nın fotoğrafını kesip madalyonuna koymuştu. Bunu da ilk karşılaştıklarında Mustafa Kemal’e göstermişti. Bu durum, romantik Mustafa Kemal’i, fazlasıyla duygulandırmıştı. O, genç kızlar için düş kurup özledikleri ve bir türlü ulaşamadıkları beyaz atlı bir prens, mavi gözlü çok yakışıklı bir asker, düşlere giren bir masal kahramanıydı.
Atatürk, tüm insanlara değer verirdi; ama kadına ve kadın haklarına verdiği değer kuşkusuz tartışılamazdı. Kadını kadın olarak değil de Avrupalılar gibi insan olarak görürdü. Onların eğitimini önemli bulurdu. Kadınların erkeklerden daha bilgili, daha aydın, daha verimli olmaları gerektiğini söylerdi. Kadınları geri kalmış toplumların uygar olmadığını düşünürdü.
Cumhuriyetin ilanından sonra Tarsus’a gittiğinde O’nu karşılayanlar arasında Kurtuluş Savaşı kahramanlarından iri yapılı, yağız çehreli Adile Çavuş da vardı. Adile Çavuş saygı, sevgi ve coşkusundan Atatürk’ün önünde yere kapanır, ağlayarak toprağı öper. “Bastığın toprağa kurban olayım Paşa’m! ” der. Atatürk, Adile Çavuş’un elinden tutarak onu yerden kaldırır. “Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın.” der ve toplumun anası olarak gördüğü kadını yerden kaldırır.
O, Türk kadınına örnek olsun diye seçtiği, Sorbon’da eğitim gören modern Latife Hanım’la olan evliliğinde çok mutsuz oldu. Bu evliliği sürdüremeyeceğini anlayınca çaresiz kalıp boşandı, kendini bekarlığa mahkum ederek bir daha evlenmemeye and içti. Eşinden ayrıldığı gün gramofonda Sadettin Kaynak’ın şu şarkısını dinleyip ağladı.
Gördüm seni bir gün yeni açmış güle döndüm.
Coştum, şakıyıp aşk okuyan bülbüle döndüm.
Bak ayrılığın şimdi karanlık kucağında
Bir bağrı yanık, boynu bükük sünbüle döndüm.
Ömrü boyunca evlat özlemiyle yanıp tutuşarak manevi çocuklarıyla avundu… Cumhurbaşkanı oldu; ama mutlu bir aile reisi olamadı.
O’nu çoğu kez kahraman bir asker, başarılı bir devlet adamı, kararlı ve cesur bir devrimci, çağdaş bir halkçı, ender rastlanan bir deha; şık giyinen, yakışıklı bir lider fotoğrafı olarak tanıdık, sevdik ve anımsadık…
O, koyduğu eşyaların yerinin değişmesini sevmeyen, değişiklik yapılacaksa bunu yalnızca kendisinin yapması gerektiğini düşünen birisiydi. O’nun doğasında kendisi seçmek ve düzenlemek, kendi istediği yere koymak vardı.
Oysa O, bütün bu değerlerinin arkasında gizlenen, utangaç, ârif, duygulu, seçkin zevkleri ve sanat tutkusu olan, milyonların arasında yaşayan birisiydi.
Kimi zaman acı, kimi zaman özlem çeken, kimi zaman ağlayan, kimi zaman pişmanlıklarla sarsılan bir yalnız adamdı. Bazen bir çocukla gülen, köpeğiyle dertleşen, atıyla yalnızlığını paylaşan bir yalnız adam. O, gerçekten yalnız mıydı? Devrim yapan her lider biraz yalnız değil midir? Halkından hiç kopmayan, halkla arasında perde olmasın diye koruma bile kabul etmeyen bir yönetici nasıl yalnız olabilirdi? Çiftlik’ten tohum almaya gelen köylülerle konuşan, şakalaşan bir halk adamı yalnız olabilir miydi?
Değil yaşarken, öldükten sonra bile yalnız kalmadı. Norveçlilerin “Atatürk gibi olmak” diye bir deyimlerinin, tüm dünyada “Atatürk çiçeği” adıyla bilinen bir çiçeğin olduğunu hepimiz bilmiyor muyuz? Yunan Başkomutanı Trikopis, her “Cumhuriyet Bayramı”nda Atina´daki Türk Büyükelçiliğine giderek Atatürk`ün resminin önüne geçip saygı duruşunda bulunurmuş. Düşmanlarının bile saygı gösterdikleri ulu bir devlet adamı yalnız olabilir mi hiç?
Haiti Cumhurbaşkanı, mezar taşının üzerine “Bütün ömrüm boyunca Türkiye´nin lideri Mustafa Kemal Atatürk´ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm.” cümlesinin yazılmasını vasiyet etmiş. Vasiyeti de yerine getirilmişti. Bu vasiyet bile Ata’mızın hâlâ yaşadığını ve yalnız olmadığını kanıtlamaya yetmez mi?
Ne yapmak istediğini çok iyi bilirdi O. Adaletliydi. Başkalarını dinlerdi. Gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanan ve bu yüzden de kendisine söven bir köylüyü tutuklayıp yargılayanlara, “Bırakın o adamı, onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin.” deyip köylüyü serbest bıraktırmıştı. Hoşgörülüydü. Bilet almadan yolculuk yapan ve bunu mebus ayrıcalığı olarak gören milletvekillerine kızar ve onları çok ayıplardı.
Toplantılarda sık sık görülmezdi; ama toplantıları kendi yaratırdı. Bir halk toplantısında, kendisine “Paşa’m, size diktatör diyorlar, ne dersiniz?” sorusunu yönelten gence, “Ben diktatör olsaydım, sen bana şimdi bu soruyu soramazdın! “yanıtını veren Sarı Paşa akıllı, hazırcevap bir yöneticiydi.
Türk ulusunun Ata’sı, kurtarıcısı, kahramanı, Cumhuriyet’in mimarıydı. Milyonlarca seveni, uğruna öleni, yoluna baş koyanı vardı.
Ömrünü ulusuna adadı, yüreğinde hep acıyı taşıdı, özel yaşamında ıssızlığı yaşadı… Aşklarını içine gömdü, baba olamadığı için çok üzüldü.
Bedevi bir falcının kehanetini 26 yıl içinde sakladı ve ondan çok etkilendi. Cumhurbaşkanlığının 15 yıl süreceğini, ne zaman öleceğini çok iyi biliyordu…
Savaşta yüz binlerce düşmanla çarpışıp onları yok etti; ama ölmek üzere olan atını vuramadı. Köpeği Foksi ölünce, onun doldurulmuş bedenini görmeye dayanamadı. Yeşile ve maviye tutkundu, kesilen bir ağaç için yas tutardı. Çankaya’dan Meclis’e giden yolun üzerindeki iğde ağacına sanki âşıktı. Bu benim ağacım der, gelip geçerken o ağacı selamlardı. Yol yapımı nedeniyle kesilen o ağaca çok üzülmüştü. Onu, bozkır Ankara’yı yeşile dönüştürecek bir umut simgesi olarak görmüştü. Çankaya Köşkü’nün bahçesindeki ağacı kesen bahçıvanın işine son verilmesini; ama bahçıvana başka bir iş bulunmasını söylemişti.
Şarkılardan fal tutar, aşk ve özlem şarkıları çalınırken ağlardı. Özgür ruhuyla, bazen ortalardan kaybolmak ister, bir sade vatandaş gibi yaşamanın özlemi ve coşkusuyla, otomobilinden inip hareket etmek üzere olan trene atlar, tramvaya binip Beyoğlu’na çıkar; aklına esti mi türkü söyler, coştu mu zeybek oynar, erleriyle güreş tutar, gece yarısı mutfağa inip aşçısıyla omlet ya da yakınlarının pek sevdiği menemene benzer bir yumurta yemeği yapardı.
Sofrasında oturup da düşüncelerini söyleyen insanları cesaretli olarak görmez, üstelik söylemeyenlere çok kızardı. Bir şeye karar vermeden önce herkesin düşüncesini alırdı.
Ankara’nın değişik yerlerinden gelen konukları kabul eden Latife Hanım’ın kabul günlerine O da arkadaşlarıyla katılırdı.
Florya’da kaldığı günlerde, halkın arasında denize girerdi. Çocuklarla şakalaşır, gençlerle söyleşir, sandala binip saatlerce kürek çekerdi. O’na pencereden el sallayan tanımadığı yaşlı kadınların yalısına sandalını yanaştırıp kahve içmeye giderdi. Onlarla saatlerce söyleşirdi. Bir şenliğe rastlasa “Galiba burada bir düğün var.” deyip sünnet çocuklarını ya da gelinle damadı ziyaret eder, onlara armağanlar verirdi. Bazen de rastgele bir kapıyı çalıp Tanrı misafiri olur, onlarla birlikte sofralarında pilava kaşık sallar, dertlerini dinlerdi.
Bir Adanalı kadar sıcakkanlı; Karadenizli olmamasına karşın, bir Karadenizli kadar cana yakın, bir Aydınlı kadar oturaklıydı. Kısacası O, Anadolu insanının mayasından, onun kumaşındandı.
Kendisini Türk ulusunun öğretmeni olarak görürdü.
Yakın arkadaşı Behçet Kemal Çağlar’dan, kendisinde gördüğü nitelikleri anlatan bir şiir yazmasını istemişti. Yarım saat sonra şiiriyle dönen ve Atatürk’ün yiğitliği, zaferleri ve devrimlerini bir bir dile getiren ünlü ozana, “Olmamış. Sen benim asıl niteliğimi yazmamışsın. Benim asıl niteliğim, öğretmenliğim, ben ulusumun öğretmeniyim, bunu yazmamışsın. “demiş ve buna da çok üzülmüştü.
Atatürk aslında öğretmen değil, dünyada “Başöğretmen” olarak kabul gören tek liderdi. Bir geometri kitabı yazmıştı. “Üçgen, açı, dikdörtgen …” gibi tam 48 geometri teriminin Türkçe ad babasıydı. Bu yönüyle de Mustafa Kemal, gerçekten bir öğretmendi.
En büyük düşü bir dünya turuna çıkmak, Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmekti. Çok çalışkandı. Onun için çalışma saati diye bir şey yoktu. Yapacağı işi bitirinceye kadar uyumadan, dinlenmeden, yemek yemeden çalışırdı. Uykunun dostu değildi. Zaman zaman geçirdiği kısa hastalıklar bir yana, sabah güneşini görmeden yatağına girmez ve uyumazdı. Uykuda geçirdiği zamana acırdı. Başladığı kitabı çok sevmişse onu bitirmeden uyumazdı. Binlerce kitabı vardı; ama bunlardan birini, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanını cephede bile başucundan ayırmazdı.
Giyimiyle ve ev düzeniyle yakından ilgilenirdi. Gömleklerinin hepsi beyazdı, başka renk gömlek giymezdi. Lacivert kıyafeti hiç sevmezdi. Çok şık giyinirdi. Takım elbiselerinin modellerini hep kendisi çizerdi.
Sabah kahvaltısını yapmak istemez, yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurup oturur ve kahvesini içerdi. Eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.
Yufka yürekliydi. Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz, böyle durumlarda sırtını dönerdi.
Sportmen bir kişiliği vardı. Her gün at biner, yüzmeye gider, kürek çeker ve tavla oynardı. Kısacası spor yapmayı çok severdi.
Değişik bir insandı..
Alçakgönüllüydü; ama hiç de uysal değildi, sertti. Yaşamı zor olaylarla geçmişti.
Her şeyi kazanarak elde etmek ister, hak etmediği hiçbir koltuğa oturmazdı. İstanbul Üniversitesinin bir salonunda yapılan açılış törenine katılmıştı. Herkes tahta iskemlelere, O da kendisi için hazırlanan kırmızı renkli süslü koltuğa oturacaktı; ama oturmadı. Yanındaki profesörlere bakarak “Sizlerden öğrenecek o kadar çok şeyim olduğuna göre bu koltuk yalnızca sizlere layıktır.” dedi.
En kıdemli profesörü o koltuğa oturtup programı tahta iskemlede izledi. Böylece dünya lideri olmanın yolunu da herkese göstermiş oldu.
Yoğurda “yuğurt”, tabancaya “tapanca”, sarhoşa “sarfoş”, derdi. Kendini övenleri ve yağcıları hiç sevmezdi. Lafı uzatanların sözünü “yani” diyerek keser, anlamsız sorulara sinirlenirdi. İlk mecliste, bir oturum sırasında üyelerden birinin “Paşam, laikliğin ne anlama geldiğini anlamadım, anlatır mısınız?” sorusuna çok kızmıştı. Elini kürsüye vurmuş, soruyu soran din bilgini üyeye, “Adam olmak demektir hocam, adam olmak!” diye yanıt vermişti.
Herkese “çocuk” demeyi pek sever, armağan vermeye bayılırdı. Durup dururken odasına çıkar ve çok özel, seçkin, şık eşyalarını sofradaki dostlarına seve seve dağıtırdı. Eli çok açıktı. Kimine kravat, kimine gömlek, kimine kürk hediye ederdi. Sofradakiler bu özel armağanların değerinden çok, Atatürk’ten armağan aldıkları için sevinirlerdi.
Bazen de cimriliği tutardı… Gardırobundaki on beş – yirmi zarif kalpağı arkadaşlarının başına tek tek yerleştirir sonra da ” lıh… Veremeyeceğim…” der, kalpaklarını geri alarak yakın arkadaşlarına şakalar yapardı.
Her insan gibi düşleri ve aşkları vardı. Bursa’yı ziyaret ettiğinde onuruna bir akşam yemeği verilmiş. Kendisini neşeli ama düşünceli gören davet sahibi Laika Hanımefendi, cesaretini toplayarak Gazi’ye,” Paşam! Af buyurunuz, hiç âşık oldunuz mu? Sevdiniz mi?”diye bir soru yöneltmiş. “Sevmek!… Sevmeye acaba vakit bulabildik mi Hanımefendi? Ömrü, çeşitli mücadeleler içinde geçen, dağ, tepe, dere demeden dolaşan, çadırda, karargâhta ömür süren bir askerin sevmeye vakti kalır mı sizce?” diyerek soruya, soruyla yanıt vermiş. Ardından da “Biz de insanız Hanımefendi! Bizim de çarpan kalbimiz, bizim de his tarafımız var… Yoksa, askeriz diye, bu yönümüzden kuşku mu duyarsınız?” demiş. Bu yanıt da sevmiş, ama çok sevmiş; ancak sevgiyi dilediğince yaşayamayıp içine gömmüş Mustafa Kemal’in, Latife Hanımefendi ile evlenmesinden bir hafta önceki itirafı olmuştu.
Yaşamının her döneminde onurunu duygularından üstün tuttu. Birdirbir oynayan komşu çocuklarının oyun çağrısını kabul eder; ama onların üzerinden atlaması için eğilmezdi. Ama eğil ki atlayalım diyen arkadaşlarına başını sallayarak “Ben eğilmem, üstümden böyle atlayabiliyorsanız atlayın.” dedi.
Çok sık düş görür… Düşlerinin baş kahramanı Zübeyde Hanım’la, gelincik ve ayçiçeği tarlalarında buluşur, ömründe yalnızca bir kerecik giydiği mareşal üniformasıyla anasına kavuşmak için koşup durur, bir türlü ulaşamayıp ter içinde uyanırdı. Düşlerinde annesine ulaşıp onu kucaklayacağı gün, öleceğine inanırdı. Ölümü, Zübeyde Hanım’la randevu gibi düşünürdü. Bazı şeylerin olacağını önceden sezer, gördüğü kötü düşlere üzülürdü. Annesinin ölümünü de düşünde görmüş ve ardından da bu üzücü ölüm haberini almıştı.
Ankara’da, sıkça ve gizlice, Çiftlik arazisi içinde olan Söğütözü’nde bir kulübeye kapanır, ömründe en sevdiği kadın olan annesi için saatlerce Kur’an okurdu.
İnsanüstü değildi Atatürk; güzel insandı, tam insandı, büyük insandı. Onun büyüklüğünü yalnız biz değil, tüm dünya ulusları kabul etmişti. Kimi uluslar dünyanın tarihini değiştirdiğini, kimileri ise yüzyılın yetiştirdiği en büyük adam olduğunu belirtmişlerdi.
Her insan gibi O da ölümlüydü. Doğa O’nu da zamanı gelince alacaktı. Öyle de oldu, 1938 yılının 10 Kasım günü bu büyük insan, bu güzel insan aramızdan ayrıldı. Biz, bu ölüme hazır değildik kuşkusuz, o nedenle inanamadık. Bu ölüme bizim gibi başka uluslar da uzun süre inanamadı. Kimi uluslar bunu derinliği ölçülemez büyük bir kayıp büyük bir acı olarak gördü. Kimileri onun ölümünden sonra dünyayı eskisi kadar enteresan bulmadı. Kimileri ise Doğu’nun Ata’sının kaybolduğunu, bir güneşin battığını söyledi.
Yakasını ölümden kurtaramayan Ata’mızın o uğursuz ölüm haberi çok çabuk duyuldu. İstanbul’u taşa kesti, dondurdu. Dükkanlar kapandı, yaşam durdu. İnsanlar sustu, kendi içlerine çekiliverdi. İşte o gün İstanbul Üniversitesinde de saat dokuzu beş geçenin o uğursuz haberi duyuldu. Hukuk Fakültesinde çalışan bir Alman profesör ağlayan, üzülen öğrencilerin durumunu gördü ve çok şaşırdı.
Derse girsin mi, girmesin mi bir türlü karar veremedi. Durumu anlatmak ve bilgi almak için rektörün yanına gitti. Ona:
-Efendim, ne yapacağımı bilemiyorum. Kararsızım. Derslere girmeli miyim acaba ? diye sordu.
Rektör:
-Sizde böyle büyük bir adam ölünce ne yapılıyorsa onu yapın, yanıtını verdi.
İşte o zaman Alman profesör, kollarını iki yana sarkıtarak:
-Efendim, bizde bu kadar büyük bir adam ölmedi ki… dedi.
Sevgili Atatürk,
Bırakıp gittin bizi
Sen’i unuttuk sanma
Zaman alışmayı öğretir belki; ama
Unutmayı asla!
Hazırlayanlar:
Özel Izmir Tevfik Fikret Okulu öğrencileri
9/B’den
Hüma D
Ahmet G
Ege D….
ataturkiyehaber.com
14 Mart 2018
130 notes · View notes
ekipsaglik · 10 days
Text
Spirulina: Doğal Enerji ve Besin Deposu
Tumblr media
Spirulina, dünyanın en güçlü süper gıdalarından biri olarak tanınır ve besin açısından inanılmaz derecede zengindir. Mavi-yeşil alg türünden olan spirulina, sağlığa faydalarıyla uzun zamandır bilinen bir besindir. Antik çağlardan beri insanlar tarafından tüketilen spirulina, günümüzde enerji artırıcı ve besin değeri yüksek bir takviye olarak sıklıkla kullanılıyor. Yüksek protein içeriği, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bakımından zengin olan bu doğa harikası, sağlıklı yaşamı destekleyen önemli bir besin deposudur. Ben Tomris, bu yazıda, Spirulina: doğal enerji ve besin deposu hakkında detaylı bilgiler paylaşacağım.
Spirulina Nedir? Spirulina'nın Özellikleri Nelerdir?
Tumblr media
Spirulina Nedir Spirulina'nın Özellikleri Nelerdir Son yıllarda sağlıklı beslenme trendleri hızla artış gösterirken, bireyler doğal ve besleyici takviyelere yönelmektedir. Gıdaların organik, düşük yağlı veya tuzsuz gibi sınıflandırılmasının yanı sıra, spirulina gibi süper gıdalar da popüler hale gelmiştir. Doğada "mucize besin" arayışları, spirulinanın keşfiyle yeni bir boyut kazanmıştır. İlk olarak NASA, astronotlar için besin kaynağı olarak spirulina üzerinde araştırmalar yapmaya başlamıştır. Uzayda uzun süreli görevlerde astronotların ihtiyaç duyduğu yüksek besin değerine sahip, kompakt ve kolay tüketilebilir yiyecekler bulmak kritik öneme sahiptir. Alabama Üniversitesi ile birlikte yapılan bu çalışmalar, spirulinanın potansiyelini ortaya koymuştur. Spirulina Nedir? Spirulina, mineral açısından zengin sularda, genellikle tropik iklimlerde yetişen, mikroskobik bir mavi-yeşil algdir. Spiral şeklindeki yapısı nedeniyle bu adı alan spirulina, siyanobakteriler familyasındandır ve su yosunu olarak bilinir. Tatlı su ve okyanus ortamlarında yetişen farklı türleri bulunmaktadır. Spirulinanın kullanımı, Aztekler ve Mayalar dönemine kadar uzanır ve o dönemlerde de önemli bir besin kaynağı olarak tüketilmiştir. 1500'lü yıllardan itibaren insanlık tarihindeki yeri bilinmekle birlikte, spirulina aynı zamanda Çad Gölü kıyısında yaşayan Kanembu kabilesi tarafından da yüzyıllardır tüketilmektedir. Aborjinlerin dayanıklılıklarını artırmak için sıkça kullandıkları bu yosun, bilimsel çalışmalarla da etkisini kanıtlamıştır. 1963 yılında Fransız Petrol Araştırma Enstitüsü'nün yaptığı araştırmalarla spirulinanın ticari anlamda üretimi başlamış, daha sonra NASA'nın astronotlar için bu yosunu besin tableti olarak kullanmasıyla dikkat çekmiştir. 2000'li yıllarda ise Birleşmiş Milletler ve Dünya Tarım Örgütü, spirulinanın hem çocuklar hem de yetişkinler için çok faydalı bir besin kaynağı olduğunu kabul etmiştir. Spirulina'nın Özellikleri Nelerdir? Spirulina, içerdiği yüksek miktarda protein, vitamin ve minerallerle dikkat çeker. En önemli özelliklerinden biri, içeriğindeki besin öğelerinin vücut tarafından yüksek oranda emilebilmesidir. -70 oranında protein içererek, dünyadaki en zengin ve en kolay sindirilebilen tam protein kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir. İlginizi Çekebilir; Enerji Veren Doğal Takviyeler Karşılaştırmalı olarak bakıldığında, spirulina; balık eti (-20), soya fasulyesi (), süt tozu (), yer fıstığı (), taze yumurta () veya tahıllar (%8-14) gibi doğal besinlere kıyasla çok daha yüksek bir protein oranına sahiptir. Ayrıca, spirulina oranında karbonhidrat, %5 oranında yağ, %7 oranında mineraller ve %3-6 oranında su (nem) içerir. Bu özellikleriyle, et veya süt ürünlerinden elde edilen proteinlere göre daha düşük yağlı, düşük kalorili ve kolesterolsüz bir protein kaynağı sunar. Spirulina'nın bir diğer önemli özelliği, B12 vitamini açısından zengin olmasıdır. Vejetaryenler için büyük bir önem taşıyan spirulina, günlük B12 ihtiyacının 3'ünü karşılayabilir. B12 vitamini bakımından dünyanın en zengin doğal kaynağı olarak bilinir. Spirulina ve Dünya Genelinde Tüketimi Spirulina, Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’da uzun yıllardır yaygın olarak kullanılan bir besin takviyesidir. Günümüzde 20'den fazla ülkede üretimi yapılmakta ve 75'ten fazla ülkede tüketilmektedir. 2000’li yıllarda Birleşmiş Milletler ve Dünya Tarım Örgütü tarafından hem çocuklar hem de yetişkinler için faydalı olduğu kabul edilmiştir. Amerika, Japonya, İsrail, Tayvan ve Tayland gibi ülkelerde spirulina üretimi yoğun şekilde yapılmakta olup, bu değerli yosun artık Türkiye’de de üretilmektedir. Sonuç olarak, spirulina zengin besin içeriği ve yüksek protein oranıyla özellikle sağlıklı yaşam ve beslenme trendleriyle ilgilenenler için mükemmel bir takviyedir. Hem geçmişte hem de günümüzde spirulina, doğanın sunduğu en besleyici ve etkili gıdalardan biri olarak öne çıkmaktadır. Spirulina’nın Besin Değerleri Spirulina, besin içeriği bakımından eşsiz bir süper gıdadır. 100 gram spirulina tozu, yaklaşık 57 gram protein içerir. Ayrıca demir, kalsiyum, magnezyum, potasyum, B1, B2, B3 vitaminleri ve E vitamini gibi hayati öneme sahip vitamin ve mineraller açısından da oldukça zengindir. Spirulina, -70 oranında protein içerdiği için bitkisel protein kaynağı arayanlar için mükemmel bir alternatiftir. İlginizi Çekebilir; Doğal Enerji İçin En İyi Meyve ve Sebzeler Spirulina’nın Sağlığa Faydaları 1. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir Spirulina, bağışıklık sistemini destekleyen güçlü antioksidanlar içerir. İçerdiği fikosiyanin adlı pigment, hücreleri serbest radikallerden koruyarak bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Ayrıca bu pigment, antiinflamatuar özelliklere sahip olup, vücudun enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı direncini artırır. 2. Yüksek Protein İçeriği ile Kas Yapısını Destekler Spirulina, -70 oranında protein içermesiyle kas yapısını güçlendirir ve sporcular için ideal bir takviyedir. Esansiyel amino asitleri yüksek oranda barındırması sayesinde kas onarımı ve büyümesine katkı sağlar. Spirulina, özellikle vegan ve vejetaryenler için mükemmel bir protein kaynağıdır. 3. Sindirim Sistemini Destekler Spirulina, sindirim sağlığını iyileştiren prebiyotik özelliklere sahiptir. Bağırsak florasını düzenleyerek, faydalı bakterilerin çoğalmasını teşvik eder ve sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Bu da kabızlık gibi sindirim problemlerinin önlenmesine yardımcı olur. 4. Kilo Kontrolünü Destekler Spirulina, metabolizmayı hızlandırarak kilo kontrolüne yardımcı olur. Yüksek protein içeriği sayesinde tokluk hissini artırır ve gereksiz kalori alımını önler. Spirulina’nın içeriğinde bulunan antioksidanlar, yağ yakımını destekleyerek kilo verme sürecine katkı sağlar. 5. Kalp Sağlığını Destekler Spirulina, kan lipid düzeylerini düzenleyerek kalp sağlığını iyileştirir. Düzenli spirulina tüketimi, kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye ve iyi kolesterolü (HDL) artırmaya yardımcı olur. Ayrıca spirulina, kan basıncını dengeleyerek hipertansiyonu önlemeye destek olur. İlginizi Çekebilir; L-Carnitine ve Enerji Artışı Spirulina’nın İçeriğindeki Önemli Bileşenler Spirulina’nın içerdiği temel bileşenler, sağlığa olan katkıları açısından oldukça değerlidir. Bu süper gıda, vücudun ihtiyaç duyduğu pek çok vitamini ve minerali sağlar. - Fikosiyanin: Spirulina’ya mavi-yeşil rengini veren bu bileşen, güçlü bir antioksidan ve antiinflamatuardır. Hücre yenilenmesini destekler ve oksidatif stresi azaltır. - Gama-linolenik asit (GLA): Omega-6 yağ asidi olan GLA, iltihap önleyici özelliklere sahiptir ve cilt sağlığını iyileştirir. - Demir: Spirulina, demir açısından zengin bir besindir. Demir, kan hücrelerinin üretimini destekler ve anemiye karşı etkilidir. - Klorofil: Spirulina’nın yüksek klorofil içeriği, detoksifikasyon süreçlerini destekler ve toksinlerin vücuttan atılmasını hızlandırır. Spirulina Nasıl Tüketilir? Spirulina toz, tablet veya kapsül formunda piyasada bulunmaktadır. Günlük önerilen spirulina dozu, genellikle 3-5 gramdır. Spirulina tozu, suya, meyve suyuna, smoothielere veya yoğurda eklenerek tüketilebilir. Ayrıca çorba ve salatalara da spirulina ekleyerek besin değerini artırmak mümkündür. Kapsül veya tablet formunda ise doğrudan su ile yutularak kolayca alınabilir. Kimler Spirulina Tüketmelidir? Spirulina, enerji artırıcı ve besin değeri yüksek özellikleriyle herkesin diyetine eklenebilir. Özellikle enerji düşüklüğü yaşayanlar, yoğun spor yapanlar, vegan ve vejetaryen bireyler spirulina takviyesinden büyük fayda sağlarlar. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenler, sindirim problemleri yaşayanlar ve kilo kontrolü sağlamak isteyenler için ideal bir besindir. İlginizi Çekebilir; Doğal Enerji İçin Beslenme Programı Spirulina’nın Yan Etkileri
Tumblr media
Spirulina’nın Yan Etkileri Genel olarak spirulina güvenli bir gıda olarak kabul edilir ve yaygın olarak yan etki göstermez. Ancak nadir de olsa bazı bireylerde alerjik reaksiyonlar görülebilir. Spirulina kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak, özellikle kronik bir hastalığınız veya düzenli kullandığınız ilaçlar varsa önemlidir. Spirulina, enerji artırıcı, bağışıklık güçlendirici ve besin değeri yüksek bir süper gıdadır. Günlük diyetinize ekleyerek sağlığınıza büyük faydalar sağlayabilir ve kendinizi daha enerjik hissedebilirsiniz. Yüksek protein içeriği, vitaminler, mineraller ve antioksidanlarla dolu olan spirulina, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olabilir. Hem sporcular hem de sağlığına önem veren herkes için ideal bir besin desteğidir. İlginizi Çekebilir; Enerji Artıran Doğal Yöntemler B12 Vitamini: Enerji Üretiminde Rolü Read the full article
0 notes
deniz-ce · 5 years
Text
Tumblr media
Sene 1982.Sivaslı 'dayız o zamanlar.Ben 9 ,kardeşim Duygu 7 yaşında.Tek katlı ,dört tarafı bahçeli, kümesli ve mavi demir kapısı olan harika bir evde kirada oturuyoruz.Ceviz,erik,ayva,vişne,dut,leylak ağaçlarımız, sonbaharda kasımpatılarımız,ilkbaharda sümbüllerimiz var.Tavuklarımız ve evimize yabancıları yaklaştırmayan horozlarımız var.Acıkınca kümese girip yumurta kırıp içiyoruz.Karşı komşumuzun da inekleri var.Tenceremizi alıp geçiyoruz karşı eve ,süt sağılmasını beklerken evin çocuklarıyla beş taş oynayıveriyoruz hemen.Ama en sevdiğimiz oyun sek sek.Mahalleden kızlarla her gün bizim bahçeye toplanıp çiziyoruz çizgimizi. Ve Duygu'yla ben sürekli yeniliyoruz. Çünkü bize göre diğer kızların ayağında fotoğraftaki lastik ayakkabılardan var,bizim yok.Yani bizde bir eksiklik yok!Bütün suç ayakkabılarda.Annemize bu lastik ayakkabılardan aldırmak için eziyete başlayıp amacımıza da ulaşıyoruz. Artık birer çift yeşil lastik ayakkabımız var.Ve dünyanın en mutlu çocuklarıyız. Oyunların sonucunun değişip değişmediğini soracak olursanız işte onu hatırlamıyorum.😃😃
23 notes · View notes
bigatavukculuk · 7 years
Text
Organik yumurta satışı ve gezen tavuk yumurtası üretimi ve satışı yapan Biga Tavukçuluk yumurta üretim çiftliklerinde yaptığı yeniliklerin ardıdan toptan yumurta satışı ve yumurta sevkiyatı için araç filosuna kattığı yeni araçlar ile hizmet ve dağıtım ağını genişletiyor. Biga Tavukçuluk genç girişimcisi Umut İyigün tarafından yapılan açıklamaya göre; “Araç filosuna ekledikleri yeni dağıtım,…
View On WordPress
0 notes
maviyumurtaci · 7 years
Text
Mavi Yumurta Sipariş
Mavi yumurta ile ek gelir imkanı bulabilirsiniz. Mavi yumurta üreticileri arasına katılarak mavi yumurta siparişi alabilir ve ek gelir imkanı yaratabilirsiniz.
Mavi yumurta ülkemizde son zamanlarda satış fiyatları nedeniyle herkesin üretmek ve mavi yumurta siparişvermek istediği ürünler arasında yerini aldı. Sağlık açısından oldukça faydalı ve kalp rahatsızlıkları ile astıma iyi gelmesi nedeniyle…
View On WordPress
0 notes
kanaryavadisi · 5 years
Text
Kanarya nedir ve bakımı nasıl olmalıdır?
Tumblr media
Kanarya kuşu ispinozgiller türünden olan güzel sesli bir kuştur. Kanarya adaları ve Portekiz'e bağlı takımadalar olan Madeira ve Azorlar’da bulunur. Sömürgecilerin bu bölgeden ticari amaçla getirdikleri kanarya kuşu bu sayede dünyanın her bir yerine dağılmışlardır. ırmak kenarında ormanlarda ve bahçelerde yaşarlar. Dünyada en çok beslenilen hayvan türlerindendir.  
Kuşun en güzel özelliği saatlerce hoş sesler çıkartmak ve insanlara günlük yaşam stresini alır ve keyifli  dakikalar yaşa tır. Eğer evinizde kuş beslemek istiyorsanız kanarya kuşunu tercih ederiz.
Sayfamızda kanarya kuşu ile ilgili yazıları ve bu konuda sorularınıza cevap alabilirsiniz. Kanarya kuşu nasıl beslenir? kanarya kuşu özellikleri nelerdir?kanarya kuşu kaç çeşittir? gibi soruların cevabını sayfamızda sizler için derledik
Kanarya kuşu yaklaşık 12 ila 20 cm boyundadır. Tüyleri, beyaz, sarı, yeşil, kırmızı, mavi ve bir çok renklere sahiptir. Dişi kanarya yaş ömrü 4 ila 5 yıldır. Erkek kanarya yaş ömrü ise 10 yıldır. Kuş türüne göre sayılar değişiklik gösterebilir. 
Kanarya kuşunda cinsiyet nasıl anlaşılır?
Dişi ve erkek kanarya kuşları farklı özelliklere sahiptir. Kanarya kuşunda cinsiyeti öğrenmek için biraz sabırlı olmanız gerekir. Kuşta bulunan bazı özelliklerle cinsiyet tahmin etmek mümkündür ama bazen yanlış anlaşılabilir. Mesela genellikle erkek kanarya kuşu dişi kanarya kuşuna göre güzel melodili sesler çıkarır ancak bazen erkek kuşun sakin ve sessiz olduklarıda görülür. Tecrübeli kanarya yetiştiricisi kuşun yapısından, tüylerinden, çıkardıkları seslerden anlayabilir. cinsiyet tahmini 6 aydan sonra belli olur. Bahar mevsiminde erkek kanarya kuşları güneşin altında bir süre bekledikten sonra uzun süre ötmeye başlar. Ayrıca kanarya üreme sezonunda bazı farklılıklar bulunmaktadır ki buda uzman bir kişi tarafından tespit edilebilir.
Kuşun cinsiyetini kesin olarak öğrenmek için veteriner tarafından kan testi ile sonucu öğrenebilirsiniz. 
Kanarya çeşitleri
Kanarya kuşu Birçok farklı türe sahiptir. Kanarya çeşitleri 3 türe bölünür, renk kanaryaları, ses kanaryaları ve ırk kanaryaları dır. Enteresan bir şekilde gemi kazası sonucu binlerce kanarya Elba adalarına uçmuş ve orada serçegiller familyasından olan kuşlarla çiftleşerek farklı ırkta bir tür ortaya çıkarmıştır. Gloster, Yorkshire, Norwich, Taklacı, Lancashire, Roller, Border, Crest, Malinois kanarya türleri bulunmaktadır. Bu konu ile ilgili başka bir yazımızda detaylı olarak bahsedeceğiz. 
kanarya kafesi
Tumblr media
kanaryalar geniş ve ferah ortamlardan keyif alırlar. Yaşadıkları alan ne kadar ferah ve rahat olur ise bir o'kadar güzel şarkılar söylerler. Hijyenik ve kaliteli malzemelerden üretilen kanarya kafesi almanız gerekir. Tek bir kuş için kafes büyüklüğü en az 40 ile 50 cm olmalıdır. Kanarya kafesi olabildiğince güvenli ve gürültüsüz bir alana yerleştirmelisiniz. Olabildiğince kafesin içini dekoratif oyuncaklar ve ağaç dalları ile süsleyin. Kafesin içini kanarya sağlığı için mutlaka temiz ve kuru tutunuz.
Kanarya yemi ?
Tumblr media
Doğada yaşayan her canlı gibi beslenme ihtiyacı duyarlar. Narin ve küçük bir yapıya sahip olan canlı, beslenmesi çok önem ve dikkat gereken bir konudur. Taze tohumlar, meyveler, yeşil sebzeler gibi kaynaklardan beslenirler. Gün içinde en azından 1 öğün karışık tohumlarla kuşunuzu besleyiniz. Kanarya beslemesi için özel pelet yemlerde vitamin, mineral, protein gibi besin kaynakları bulunmaktadır. Kış aylarında kuşun yağlanması ve hasta olmaması için kenevir tohumu çok faydalı bir besin kaynağıdır. Kanarya yemi yanında her gün taze su vermeniz gerekmektedir. 
Kanaryanın en sevdiği besinler
Kanaryalar en çok keten tohumu, ay çekirdek tohumu, kenevir tohumu, sebze tohumları gibi tohumlar. sebzelerde ise, lahana, havuç, marul, ıspanak, salatalık vs gibi besinleri severler. Haftada ortalama olarak 4 kez meyve ile beslemek kuşun bağışıklık sistemini ve metabolizmasını güçlendirebilir. Örnek olarak, elma, armut, portakal, üzüm, muz vs gibi meyveler faydalıdır. Evde basit ve kolay mamalar yapabilirsiniz. Mesela süt, bisküvi ve yumurta sarısı karışımı zengin besin kaynağı içeren bir mama tarifidir. 
Kanarya çiftleşme dönemi
Kanaryalar ilkbahar mevsiminde çiftleşirler. Dişi kanarya en az 1 yaşında erkek kuş ise 4 yaşında olmalıdır. 4 ila 5 gün içerisinde yumurtlama yaparlar. Yumurta sayıları yaklaşık olarak 7 adettir. 2 hafta boyunca kanarya kuluçka dönemine girer. 
Ev kafesinde kanarya çiftleşme dönemi için kafesin üst bölümünde ip, kağıt mendil veya yumuşak dokulu maddelerle kase şeklinde bir yuva yapabilirsiniz. 
Kanarya bakımı nasıl olmalıdır?
Kanaryaların ince ve küçük bir bedene sahip olduğunu yukarıdaki yazıda belirttiğimiz üzere kuşun herhangi bir hastalık sorunu yaşamaması için kanarya bakımı önem taşır. 
Öncelik olarak her gün yapılması gereken bir takım programlar vardır. Örnek olarak günlük yem ve su kaplarını ılık su ile yıkamalısınız ve kafesin içinde biriken nem ve pisliği temizlemelisiniz. Kafesin tabanına gazete kağıdı sermek en iyi ve pratik yöntemdir. Yaz mevsiminde kuşun serinlemesi için su spreyleri ile nemlendirme yapabilirsiniz. 
Olabildiğince haftada bir kere kafesi ve içindeki aksesuarları yıkamalısınız. yine haftada 4 ila 6 kere kuşu yıkamanız, kuşun sağlığı için önemlidir. Kuş banyosunu sabahları yapmaya özen gösterin akşamları üşüyebilir. Çevre sıcaklığını 18 ila 20 derecede ayarlayınız. 
Beslediğiniz kanaryanın kontrolünü ihmal etmeyiniz ve aralıklı olarak veterinere sağlık kontrolü yaptırınız.   
2 notes · View notes
kumasci · 1 year
Text
Mor Renk Denye Astar Kırmızı Renk Denye Astar Siyah Renk Jarse Astar
Kumaş alanlar. Astarlık kumaşlar aşağıdaki özelliklere sahip olmalıdır:
Siyah Denye kumaş. Beyaz denye kumaş
Açık galibarda denye kumaş.
Açık limon denye kumaş.
Açık mavi denye kumaş.
Açık mor denye kumaş.
Açık turkuaz denye kumaş.
Açık yeşil denye kumaş.
Parça kumaş alanlar. Açık yeşil sarı denye kumaş.
Tumblr media
Aşı boyası denye kumaş.
Alev kırmızısı denye kumaş.
Alev turuncusu denye kumaş.
Alice mavisi denye kumaş.
Alizarin rengi denye kumaş.
Altunî denye kumaş.
Altınımsı denye kumaş.
Ametist rengi denye kumaş.
Armut rengi denye kumaş.
Kumaş alan firmalar. Akuamarin rengi denye kumaş.
Asker yeşili denye kumaş.
Ayrık sarı denye kumaş.
Bakır rengi denye kumaş.
Barut rengi denye kumaş.
Bataklık yeşili denye kumaş.
Bebek mavisi denye kumaş.
Bej denye kumaş.
Berrak mavi denye kumaş.
Beyaz denye kumaş.
Bondi mavisi denye kumaş.
Bordo denye kumaş.
Bronz rengi denye kumaş.
Buğday rengi denye kumaş.
Burgonya denye kumaş.
Camgöbeği denye kumaş.
Camgöbeği mavisi denye kumaş.
Çam yeşili denye kumaş.
Çay yeşili denye kumaş.
Celadon denye kumaş.
Tumblr media
Çelik mavisi denye kumaş.
Çikolata rengi denye kumaş.
Çivit rengi denye kumaş.
Deniz mavisi denye kumaş.
Deniz yeşili denye kumaş.
Devedikeni rengi denye kumaş.
Deniz kabuğu denye kumaş.
Donuk turuncu denye kumaş.
Dağ pembes denye kumaş.i
Eflatun denye kumaş.
Eğrelti yeşili denye kumaş.
Elektrik mavisi denye kumaş.
Elektrik yeşili denye kumaş.
Elektrik çivit rengi denye kumaş.
Elektrik lime rengi denye kumaş.
Elektrik mor rengi denye kumaş.
Enternasyonal turuncu denye kumaş.
Eski altın denye kumaş.
Eski iplik denye kumaş.
Eski Lavanta denye kumaş.
Eski gül denye kumaş.
Falu kırmızısı denye kumaş.
Fildişi rengi denye kumaş.
Fransız gül rengi denye kumaş.
Galibarda (parlak mor) denye kumaş.
Gece mavisi denye kumaş.
Gök mavisi denye kumaş.
Gri denye kumaş.
Gri-kuşkonmaz denye kumaş.
Gül rengi denye kumaş.
Gümüşi denye kumaş.
Haki denye kumaş.
Ham toprak denye kumaş.
Hardal rengi denye kumaş.
Havuç rengi denye kumaş.
Hile mavisi denye kumaş.
Horozibiği rengi denye kumaş.
Holivod kırmızısı denye kumaş.
İlkbahar yeşili denye kumaş.
İslam yeşili denye kumaş.
Kabak rengi denye kumaş.
Kahverengi denye kumaş.
Kahverengimsi gri denye kumaş.
Kamuflâj yeşili denye kumaş.
Karanfil pembesi denye kumaş.
Karanfil rengi denye kumaş.
Kardinal rengi denye kumaş.
Karolina mavisi denye kumaş.
Kayısı rengi denye kumaş.
Kehribar rengi denye kumaş.
Kestane rengi denye kumaş.
Keten rengi denye kumaş.
Kıpkırmızı denye kumaş.
Kırmızı denye kumaş.
Kırmızımsı kahverengi denye kumaş.
Kırmızı-menekşe denye kumaş.
Kiraz kırmızısı denye kumaş.
Kızıl yumurta mavisi denye kumaş.
Kraliyet mavisi denye kumaş.
Kobalt rengi denye kumaş.
Kobalt mavisi denye kumaş.
Koyu galibarda denye kumaş.
Koyu haki denye kumaş.
Koyu kahverengi denye kumaş.
Koyu kestane denye kumaş.
Koyu kırmızı denye kumaş.
Koyu kızıl kahverengi denye kumaş.
Koyu leylak denye kumaş.
Koyu magenta denye kumaş.
Koyu mandalina denye kumaş.
Koyu mavi denye kumaş.
Koyu menekşe denye kumaş.
Koyu mercan denye kumaş.
Koyu mor denye kumaş.
Koyu pastel yeşil denye kumaş.
Koyu pembe denye kumaş.
Koyu şeftali denye kumaş.
Koyu toz mavi denye kumaş.
Koyu turkuaz denye kumaş.
Koyu yeşil denye kumaş.
Kösele rengi denye kumaş.
Kremrengi denye kumaş.
Kum kahverengisi denye kumaş.
Kuşkonmaz rengi denye kumaş.
Küçük kara denye kumaş.
Lacivert denye kumaş.
Lavanta rengi denye kumaş.
Lavanta mavisi denye kumaş.
Lavanta pembesi denye kumaş.
Lavanta grisi denye kumaş.
Lavanta galibarda denye kumaş.
Lavanta pembesi denye kumaş.
Lavanta mor denye kumaş.
Lavanta gül rengi denye kumaş.
Limoni denye kumaş.
Leylak rengi denye kumaş.
Lime rengi denye kumaş.
Mandalina rengi denye kumaş.
Malakit rengi denye kumaş.
Mavi denye kumaş.
Menekşe rengi denye kumaş.
Menekşe-patlıcan rengi denye kumaş.
Mercan denye kumaş.
Mercan Kırmızısı denye kumaş.
Mısır rengi denye kumaş.
Mor denye kumaş.
Morsalkım rengi denye kumaş.
Nane yeşili denye kumaş.
Nar rengi denye kumaş.
Navajo beyazı denye kumaş.
Okul otobüsü sarısı denye kumaş.
Orkide rengi denye kumaş.
Orman yeşili denye kumaş.
Orta Mor denye kumaş.
Papaya denye kumaş.
Parlak mor (galibarda) denye kumaş.
Pas rengi denye kumaş.
Pastel pembe denye kumaş.
Pastel yeşili denye kumaş.
Patlıcan rengi denye kumaş.
Pembe denye kumaş.
Pembe-turuncu denye kumaş.
Periwinkle denye kumaş.
Pers mavisi denye kumaş.
Pers yeşili denye kumaş.
Pers lacivert denye kumaş.
Pers pembesi denye kumaş.
Pers kırmızısı denye kumaş.
Pers gülü denye kumaş.
Peygamber çiçeği rengi denye kumaş.
Prusya mavisi denye kumaş.
Safran rengi denye kumaş.
Safir rengi denye kumaş.
Salamura grisi denye kumaş.
Sarımsı kahverengi denye kumaş.
Sarımsı pembe denye kumaş.
Sarı denye kumaş.
Siyah denye kumaş.
Siyahımsı koyu kahverengi denye kumaş.
Soluk sarı denye kumaş.
Soytarı denye kumaş.
Siğil otu denye kumaş.
Sıcak Magenta denye kumaş.
Sıcak pembe denye kumaş.
Şeftali rengi denye kumaş.
Şeftali-turuncu denye kumaş.
Şeftali-sarı denye kumaş.
Tarçın rengi denye kumaş.
Tenné (Tawny) denye kumaş.
Teal denye kumaş.
Toz mavi denye kumaş.
Turkuaz denye kumaş.
Turuncu denye kumaş.
Turuncumsu sarı denye kumaş.
Uluslararası Klein mavisi denye kumaş.
Viridian denye kumaş.
Vurgun pembe denye kumaş.
Yanık turuncu denye kumaş.
Yanık Toprak rengi denye kumaş.
Yeşil denye kumaş.
Yeşil-sarı denye kumaş.
Yeşim denye kumaş.
Yonca yeşili denye kumaş.
Yosun yeşili denye kumaş.
Zeytuni denye kumaş.
Zümrüt yeşili denye kumaş.
Zinnwaldite denye kumaş.
Zeytin Kahverengisi denye kumaş.
Kumaş alan firmalar.
✔iyi hava geçirir;
✔yeterli yumuşaklığa, dayanıklılığa ve mekanik strese (sürtünme, çeşitli deformasyon türleri ve diğerleri) karşı dirence sahip olmak;
✔vücudun alerjik reaksiyonlarına neden olmaz;
✔ürünü giyerken aşırı yük oluşturmamak için hafif olmalıdır
Astar kumaş türleri:
- doğal kumaşlar: saten, flanel, çuha, dimi, ipek;
- sentetik malzemeler: tafta, örme ağ, saten, yün vb.
Parça kumaş alanlar. Polar, kışlık ve ilk sezonluk giysiler için en popüler astardır.
Polar iyi nefes alabilirliğe sahiptir, bu da çocuğun terlemeyeceği anlamına gelir.
Ve özellikle çocuk giyiminde önemli olan, yapağı alerjiye neden olmaz.
‼ Ancak unutmayın - polar iyi kaymaz, bu nedenle kollara ve bacaklara kayar astar malzemesi yerleştirilir.
Kumaş alanlar. Toptan denye astar. Toptan 70 denye kumaş. 50 denye kumaş. 70 Denye Jarse kumaş. 50 denye jarse kumaş. İstanbul denye kumaş. Zeytinburnu 70 denye astar toptan. Toptan 50 denye astar. Toptan 70 denye jarse kumaş. Zeytinburnu 50 denye jarse astar. 70 denye astar fiyatı. 50 denye astar kilo fiyatı.
0 notes