Tumgik
#Sinema Büyüsü
bizleriz · 9 months
Text
Film İzleme Deneyimi: Sinema ve Full HD Film İzlemenin Keyfi
Günümüzde, film izleme deneyimi teknolojinin gelişimiyle büyük bir evrim geçirmiş durumda. Sinema izle ve evde Full HD film izle seçenekleri, izleyicilere görsel ve işitsel açıdan zengin, unutulmaz deneyimler sunuyor. Sinema, yüzyıllardır insanları büyüleyen ve heyecanlandıran bir deneyim sunar. Dev ekran, yüksek kaliteli ses sistemleri ve karanlık bir ortamın birleşimiyle, izleyicileri filmin içine çeken büyülü bir dünya yaratılır. Sinemanın büyüsü, sadece filmi izlemekle kalmaz, aynı zamanda kalabalıkla birlikte yaşanan duygusal paylaşım ve atmosferle de desteklenir.
Sinema deneyiminin ötesinde, evde Full HD film izle seçeneği de önemli bir alternatif sunar. Modern televizyonlar, yüksek çözünürlükleri ve gelişmiş renk teknolojileri sayesinde sinemaya yakın bir deneyimi evin rahatlığında yaşamanıza imkan tanır. Geniş ekranlar ve güçlü ses sistemleri, izlediğiniz filmi adeta evinize getirir.
Film izleme deneyiminin temel taşlarından biri, görsel kalitedir. Full HD çözünürlük, piksellerin daha net ve keskin görüntüler oluşturmasını sağlar. Bu da karakterlerin yüz ifadelerinden, arka plan detaylarına kadar her ayrıntının daha belirgin hale gelmesini sağlar. Görsel kalite, film yapımcısının anlatmak istediği hikayeyi tam anlamıyla iletebilmesi için kritik bir faktördür.
Film izlerken ses, deneyimi tamamlar. Güçlü ses sistemleri sayesinde filmdeki ses efektleri, müzik ve diyaloglar daha etkileyici hale gelir. Bu da izleyiciyi film dünyasına daha fazla dahil eder. Sinemada olduğu gibi evde de iyi bir ses sistemine sahip olmak, filmin atmosferini en üst düzeye çıkarır.
Sinema ve evde Full HD film izleme deneyimleri arasında tercih yapmak kişisel beğeni ve ihtiyaçlara dayanır. Sinema, sosyal bir etkileşim ve büyülü atmosfer sunarken, evde film izlemek konfor ve esneklik sağlar. Teknolojinin gelişimiyle, evde bile sinemaya yakın bir deneyim yaşamak mümkün hale gelmiştir.
Her iki deneyim de film tutkunlarına farklı fırsatlar sunar. Önemli olan, hangi seçeneğin sizin için en uygun olduğunu belirlemek ve her anı keyifli kılmaktır. Sinema ve Full HD film izleme deneyimlerinin her ikisi de, farklı şekillerde unutulmaz anılar yaratmanıza olanak sağlar.
0 notes
bizimhaberimiz · 9 months
Text
Film İzleme Deneyiminin Dijital Dönüşümü: Sinemayı Evlerinize Taşıyın
Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, pek çok alanda büyük değişimler yaşanmaktadır. Bu değişimlerden biri de film izleme deneyiminde meydana gelmiştir. Eskiden sinemaya gitmek, büyük beyaz perdede en yeni filmleri izlemek büyük bir heyecan kaynağıydı. Ancak dijital dönüşümle birlikte, film izleme alışkanlıkları da önemli bir değişim geçirdi. Artık sinemayı evlerimize taşıyan full HD film izleme deneyimi, insanların tercih ettiği bir yöntem haline geldi.
Full HD film izleme deneyimi, yüksek çözünürlük ve kaliteli ses teknolojileri sayesinde ev konforunda sinema izle atmosferini yaratmaktadır. İnternetin evlerimize girmesiyle birlikte, online platformlarda film izleme imkanı da oldukça yaygın hale geldi. İnsanlar istedikleri filmi istedikleri zaman izleme özgürlüğüne sahip oldular. Bu da sinemaseverlerin film keyfini daha esnek bir şekilde yaşamalarını sağladı.
Birkaç yıl öncesine kadar, film izlemek için DVD veya Blu-ray diskleri kiralamak veya satın almak gerekiyordu. Ancak günümüzde bu fiziksel medya formatları yerini dijital platformlara bıraktı. Popüler online streaming platformları sayesinde, geniş bir film ve dizi arşivine erişmek mümkün hale geldi. Full HD kalitesindeki içerikler, sadece birkaç tıklama uzaklığınızda, hızlı internet bağlantınız sayesinde anında izlenebiliyor.
Dijital dönüşümün film endüstrisine etkileri sadece izleme deneyimiyle sınırlı değil. Aynı zamanda yapımcılar ve yönetmenler de bu değişimden etkilenerek yeni yaratıcı yollar denemeye başladılar. Bağımsız filmlerden büyük bütçeli yapımlara kadar, çeşitli içerikler artık online platformlarda kendine yer bulabiliyor. Bu da film çeşitliliğini artırarak, izleyicilere daha geniş bir seçenek yelpazesi sunuyor.
Ancak, sinemanın büyülü atmosferini ve sosyal deneyimini tam anlamıyla evde yakalamak her zaman mümkün olmayabilir. Sinemada dev perdede film izlemenin ve kalabalıkla birlikte gelen heyecanın yeri ayrıdır. Ayrıca sinema salonlarında film izlerken cep telefonlarından uzaklaşmak ve tamamen filme odaklanmak da daha kolaydır. Evde film izlerken ise dikkatin dağılma ihtimali daha yüksektir.
Dijital dönüşümün etkisiyle film izleme deneyimi köklü bir değişim geçirdi. Full HD film izleme imkanı ve çeşitli online platformlar, izleyicilere esneklik ve geniş içerik seçenekleri sunuyor. Ancak sinema deneyiminin büyüsü ve sosyal yönü hala önemini koruyor. İzleyiciler, ihtiyaçlarına ve tercihlerine bağlı olarak, evde rahatlıkla film izlemeyi veya sinemada dev perdede keyfini çıkarmayı seçebilirler.
0 notes
dualarvebuyuler · 1 year
Text
Ayrılanları Barıştırma Büyüsü
Tumblr media
Ayrılık Acısını Dindirmek Canınızdan çok sevdiğiniz sevgiliniz size hoşça kal mı dedi? Canınız acıyor artık yaşamak istemiyor musunuz? Aklınıza çok kötü şeyler gelmesi normaldir. Bu dönemde insanlar dengelerini kaybedebilir. İntihar girişimleri ayrılık sonrası daha sık görülür. Kişi hayatının anlamı yaşam kaynağı olarak gördüğü sevdiğinden ayrılmıştır. Hayatta kalmanın bir anlamı kalmadığını düşünmeye başlar. Aşk kişiye derin ve yoğun acılar verir. Aşk acısından kurtulmak için şu tavsiyelere uymanız şiddetle tavsiye edilir: 1- Onu hatırlatacak her şeyden kurtulmaya bakın. Önce resimlerden kurtulun. Baş köşenizde resmi varsa onu kaldırın. Telefonunuzdan resimlerini silin. Size aldığı bir hediye varsa onu dolabınıza kitleyin. Onu çağrıştıracak tüm nesne, yer ve mekanlardan uzak durmalısınız. 2- Damar şarkılardan uzak durmalısınız. Damar şarkılar içinizdeki yarayı daha da derinleştirir. Sürekli onu düşünerek acı çekmenizi sağlar. Belli bir süre sonra artık acı çekmekten zevk alır hale gelirsiniz. Acı yüreğinize işler dengenizi ve şuurunuzu kaybedersiniz. Onu hatırlatacak şarkılardan uzak durmalısınız. Bu dönemde mümkünse müzik dinlemeyin. 3- Sosyal ortamlara akın. Partilere katılın. Pikniğe gidip hayata karışmalısınız. Yalnız kalmak size onu hatırlatacaktır. Halı saha maçları, kurslar, eğlence merkezleri size iyi gelecektir. Sosyalleşmeye çalışın. Gurup etkinliklerine katılın. Seyahat edip farklı bir şehre gidebilirsiniz. 4- Onunla ortak arkadaşlarınızdan uzak durmalısınız Ortak arkadaşlarla sohbet etmek sürekli onu anmak yüreğinizdeki yangına benzin dökecektir. Mümkünse lafını etmeyin ve görüşmeyin. 5- Kitap okumak kişiyi farklı alemlere götürür. Kitap okuyarak onu unutabilirsiniz. Okuduğunuz romanın kahramanı olur farklı diyarlara gidebilirsiniz. 6- Sinemaya giderek kendinizi farklı sinema filmlerinin içinde bulabilirsiniz. Hemcinslerinizle sinemaya gidip eğlenceli dakikalar geçirmeye çalışın. 7- Kendinizi psikolojik olarak rahatlatmaya çalışın. Değerli olduğunuzu hissedin. Bu ayrılıkla onun çok şey kaybettiğini düşünün. Ne kadar değerli ve kıymetli olduğunuzu düşünün. Elinizi sallasanız ellisinin geleceğini unutmayın. Dünyada tek kızın karşı taraf olmadığını daha güzel huylu kızların karşınıza çıkabileceğini düşünerek kendinizi motive edin. Dünyanın merkezinde sadece onun olmadığını anlamalısınız. Bir an önce kendinizi psikolojik olarak toplamaya çalışın. Bu süreçte kendinizi bırakıp dağılmayın. Güçlü olmaya çalışın. Süreci kabullenmelisiniz. 8- İlişkinizi gözden geçirmelisiniz. İlişkinizin negatif boyutlarını düşünerek ayrılık kararını anlamaya çalışın. Bu dünyada ayrılan tek çiftin siz olmadığınızı aklınızdan çıkarmayın. Anlaşamadığınız için ayrıldığınızı düşünün. İleride evlenmiş çoluk çocuğa karışmış bir şekilde ayrılsaydınız daha kötü durumda olacağınızı düşünerek kendinizi psikolojik olarak rahatlatmaya çalışın. 9 Süreci kabullenip bir an önce önünüze bakmalısınız. Kendinizi dağıtmadan bir an önce toparlanıp yeni limanlara yelken açmalısınız. Çektiğiniz acı sizi kesinlikle küçük düşürmemeli bilakis sizi güçlendirmelidir. Saçma sapan hareketler yapıp düşmanlarınızı güldürüp dostlarınızı ağlatmayın. Bu süreci en az zararla atlatmaya çalışın. Aşk acınızın doktoru olmaya çalışın. Read the full article
0 notes
falcibaba · 2 years
Text
Vampir Olma büyüsü
Vampir Olma Büyüsü Nasıl Yapılır
Vampir mi olmak istiyorsunuz? Vampir olma büyüsünden haberiniz var mı? Bu büyünün geçerliliğini ve daha önce yaşanan hadiseleri buradan okuyabilirsiniz. Vampir Olma büyüsü Vampir olma büyüsü adı altında karşımıza çıkan birkaç büyüden en fazla tepki alanı ve üzerinde konuşulanı aşağıda verilmiştir. Öncelikle bu büyüyü gerçekleştirmek için birkaç basit adım ve malzemeye ihtiyaç vardır. Bu malzemeler, - 2 tane kırmızı ve 2 tane siyah mum, - İğne ve göz damlatıcısıdır. Rivayete göre kırmızı mumları kuzey batı yönlerine siyah mumları ise doğu ve batı yönlerine göre ayarlayıp yaktık sonra sonra iğne yardımı ile yaklaşık 3-5 damla kanınızı akıtmanız gerekiyor. Bu kanı göz damlatıcısının içine çektikten sonra mumların her birine birer damla damlatmanız gerekiyor. Ardından ise aşağıdaki tılsımlı cümleyi söylemelisiniz. Salıverdim kanı, kaybettim aklımı, karanlıkta yaşıyorum, dünyayı keşfe çıkacağım yüce şeytan için ve daha fazla kan için. Sonrasında ise gece yarısı ay ışığı altında bir takım değişimlerin gözlenmesi gerekiyor. Ancak asıl mesele bu işin doğru olup olmadığı ile ilgilidir. Yine bir rivayette vampir olma büyüsü için akli dengesini kaybeden birçok insan olduğu bilinmektedir. Bu büyüyü yapmaya çalışıp da aynı pozisyona düşen çok fazla kişi vardır. Zaten vampir olma büyüsü ile ilgili doğruluğu kanıtlanmış bilimsel bir bulgu da yoktur.
Tumblr media
Peki Nedir Bu Vampirlik? Vampir Nasıl Çağrılır?
Özellikle de son zamanlarda ortaya çıkan gerek sinema filmleri gerekse de televizyon dizileri insanlarda vampirliğe karşı bir ilgi uyandırmış bulunmaktadır. Bu doğrultuda insanlar vampir olmanın ve bu özellikleri kazanmanın yollarını arama pozisyonuna girmiştir. Bu doğrultuda çok fazla yalan bilgi ve büyü adı altında insanların uydurduğu bilgiler bulunmasına karşın gerçekten vampirlikle ilgili bulgular da vardır. Hali ile bu ikilem içerisinde insanlar da tam olarak işin net boyutunu bir türlü bulamamaktadır. Bahsettiğimiz büyü, vampir çağırma büyüsü olarak da adlandırılmaktadır. düşüncesi ile de yapılan büyü ile doğaüstü olaylar yaşandığı duyulmuştur. Vampir olmanın büyüsü ya da vampir çağırma işinin gerçekliği için yapılan araştırmalardai tek bilimsel bulgu ise VC17 virüsüdür. Bu virüs, kime ait olduğu kesinleşmeyen bir cesette bulunmuş ve araştırıldığında virüsün vampirlik ile ilgisi ortaya çıkarılmıştır. Bu virüs hücrelerin daha yavaş bir şekilde bölünmesine ve hali ile daha uzun bir yaşam süresine tekabül etmektedir. Ayrıca bu virüsü taşıyan kişi daha hızlı hareket edip sezgilerini daha ne kullanabilirken güneş ışığına karşı da zaafiyet göstermektedir. Daha sonra katil de araştırılarak bulunmuş ve onda da aynı virüse rastlanılmıştır. Araştırmaların sonucunda ise hala gerçek vampirliğin olup olmayacağı ile ilgili net bir bilgi ortaya çıkarılamamıştır.
Vampir Olma büyüsü Etkileri ve Tehlikeleri
Ortaya çıkan en net bulgu ise vampir olma büyüsü ve hali ile ortaya çıkan isteğin psikolojik dayanaklarının olmasıdır. Günümüzde bundan etkilenen çok insan olması ve arayışa girmesi sonucu gerçekten vampir olduğuna inanan ya da vampir gördüğünü düşünen insanlar vardır. Yaklaşık 10 yıl önce de İngiltere'de bir insan kendisinin vampir olduğunu ve karısının da kendisine kan temin ettiğini söylemiştir. Bakıldığı zaman kişinin daha sonradan psikolojik sorunlarının olduğu ortaya çıkmış ve bu durum pek ciddiye alınmamıştır. Vampir olmak için büyü yapan kişi de hali ile akli dengesi bozuk olan kişiler olarak nitelendirilmektedir. işin daha kötü boyutu ise psikolojik olarak sorunları olmamasına karşın sırf denemek için bu büyüye yeltenen kişilerin daha sonradan bazı sıkıntılar çektiği gerçeğidir. Bu da vampir büyüleri ile ilgili ortaya tehlikeler çıkarmaktadır. Bu tehlikeyi hiçbir şekilde göz önüne alamıyorsanız bu tarz bir büyüye de bulaşmamanız sizin için sağlıklı olacaktır. Unutmayın ki vampir olma büyüsü yoktur ancak olsaydı bile kolayca bulunan ve herkesin uygulayacağı bir şekilde olmazdı. Read the full article
0 notes
medya-press · 2 years
Text
Müzik Vitrini: Taylor Swift ve yeni bir folk büyüsü
Müzik Vitrini: Taylor Swift ve yeni bir folk büyüsü
Country, pop yıldızı Swift, Amerikalı yazar Delia Owens’ın 2019 senesinde en çok satanlarda zirveye yerleşen “Where The Crawdads Sing” adlı ilk romanının (Bizdeki adıyla Kya’nın Şarkı Söylediği Yer) 15 Temmuz’da vizyona girecek olan sinema uyarlaması için kaydettiği yeni şarkısı “Carolina” ile bir kez daha büyüleyici bir melankoli yakalıyor. Ne var ki şarkıdaki siren büyüsü ve söyleyiş biçimi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
solankent · 2 years
Text
ahmetözbek #aydınlık #izlekler
BİR LEOS CARAX BÜYÜSÜ: "Köprü Üstü Aşıkları"
"Fransız Devrimi'nin 200. yıl kutlamaları için restore edilmeye başlanan Paris'in en eski köprüsü olan Pont-Neuf, sokağa düşmüş alkolik bir eski sirk cambazı Alex, Başarısız bir ilişkinin ardından çektiği üzüntünün giderek körleştirdiği güzel ressam Michèle ve yaşlı eski bir müze bekçisini buluşturur. Bu, yetenekli insanların içinde var olduğu tuhaf bir sokak trajedisidir"
/Çürüyen bir toplumda sanat, eğer dürüstse çürümeyi yansıtmalıdır ERNST FISCHER/
Leos Carax, her ne kadar "Fransız yeni dalgası"nın değişen dönemle birlikte, 'birkaç adım ileriye gitmiş' bir versiyonu olarak anılsa da, insan trajedisinin kapitalizmle olan bağlantısı konusunda dolaylı göndermeler yapan 'bağımsız' bir yönetmen. Sanat dünyasını ciddiye almayan, canı istedikçe film çeken, ama her çektiği filmle de geleneksel yapıyı darmadağın eden bir görüntü çiziyor.Aslında, bazen sanat yapıtı can acısı, yürek yarası olabiliyor. Hele kapitalist dünya, vicdan ve etik yasalarını kendi kurallarına göre düzenliyorsa. Bu, gelişmiş dediğimiz ülkeler için de böyle. Kurmaca eğer gerçek dünyanın bir yansıması ise, bir sanat yapıtı da dünya düzeni, sanat ve vicdan konularına dolaylı bir biçimde ışık tutabiliyor, insanın; kendi emeği/yaratıcılığı, psikolojisi ile yüzleşip yere serilişini, acı, karamsar ve katı gerçeklikle sert bir tokat gibi yüzümüze çarpabiliyor. Leos Carax, deneysel, kavramsal ve de kuralları alt üst eden; doğrusu da sinema dünyasını, ödülleri, ödül törenlerini takmayan, ama gösterişli parıltilıarı da utandıran bir sinemacı. Kanımca da bir dahi. Kendisine yakınlığı bilinen Triffaut'dan ve diğer yönetmenlerden sadece teknik ve anlatım dili konularında akademik bilgiler almış, ama kalbindeki ve beynindeki vurucu anlatımların basamak basamak yükselen seslerini, kendi bireysel yaratım sürecine saklamış.Bizdeki biçimcilik, yapısal anlamda Türk sinemasının en eksik yönü. Bundaki önemli etken bence tek sesli eğitim biçimlerinin kısıtlayıcı ögeleri. Bugün üzerinde durmak istediğim film, Les Amants Du Pont-neuf (Köprü Üstü Aşıkları) .Carax bu filmi 1991 yılında henüz 31 yaşındayken çekmiş. Kıskandırıcı bir iş başarmış ve de. Sözünü etmiştik, onarımdaki bir Paris köprüsünün sokakta sabahlayan müdavimlerinin hemen hepsinin freudyen problemlerle, sanatsal yaratımin acılarıyla tanışık olmaları bir can acıtıcı bir rastlantı…belki de değil. Bazı bilinmedik şeyler, birtakım insanları bazı tuhaf girdaplarda buluşturabiliyor. İçsel acıların dışa vurumunu siz Ravel ile de anlatabilirsiniz Orhan Gencebay'la da. Ancak, dolaylı bir üst sinema dilinin, yaratımın ve yeteneğin ya da derin düşünmenin acısının yaraladığı insanları anlatma ustalığı, Dostoyevski kahramanlarına benzeyen kişiliklerin, hep 'hastalıklı bir üst düzey yapı içeren görüntülerle anlatılması büyük bir saygı uyandırıyor insanda. Bu filme yoğunlaşmamın nedeni, kapitalizm, sanat, insan acısı ve insan ruhunu yok eden bir zulüm dünyasına bakışımızdaki paralellik yönetmenle. Michele, sosyal yapı anlamında belki üst sınıftan genç bir kız, ama kalbi de burjuvazi nimetlerini yutmaya engel bir duyarlıkla örülü. Kayıp bir aşk hikayesi, belki bütün dahilerde görülen uzlaşmazlık bilinci, onu durmadan görme yeteneğini yitirmekte olan gözlerine rağmen, sanatsal yaratımı da terk etmeksizin, bu sefalet mekanına taşımış. Kendisi bir ressam. Alex alkole de meyletmiş bir eski risk cambazı. Üçüncü kişi de eski bir müze bekçisi…Sanatla çok fena tanışmış ve dünyası alt üst olmuş. Öncelikle pek iyi anlaşamayan bu üçlü, sonunda aşkın, sefaletin ve özellikle farklı olmanın kayıp büyüsü ile birbirlerine bağlanacaktır. Ben buradaki anlatım dilindeki bir anlamda serseriliğin zaten dünyaya tanıklık etme cesareti taşıdığı düşüncesindeyim. Alanı resim olan bir insan olarak da her ne kadar resimsel görüntü ikinci planda da görünse, kahramanların giysi renklerinden çekim açılarının tutarlılığı konusuna kadar bu filmde resimsel bir görüntü eksikliği görmedim. Sonuçta dışa vurumculuğun görüntü ve renkleri, 'izm'lerden arınmış renkler çılgınlığına uzanıyorsa da, bu kontrastlardan rahatsızlık duymadım.İhtiras ihtirastır işte. Aşk da süslü salonlardan çıkmış, kanamalı yaralarını sarmaksızın üst bilinç, alt yaşama biçimiyle sarmaş dolaş olmuş ve acılı insanların dünyasına tuhaf bir biçimde gelip konmuş. Paris,eğlencenin karanlığın sefahat ve süslü mekanlar sergilerinin ortamı olabilir de, sanat işte tüm içselliğiyle, tekmelenmiş, yaralı, aç insanların kalbinde daha acı ama daha anlamlı yeşeriyor. Ben bu filmi yirmi yıl gecikmeli olarak izledim. Siz daha fazla geç kalmayın
Ahmet Özbek
0 notes
adimisenko · 7 years
Photo
Tumblr media
Practical Magic / aşkın büyüsü ( 1998 )
5 notes · View notes
tp-kultur-sanat · 3 years
Link
Bazı sinema filmleri vardır ki üzerlerinden yıllar geçse de unutulmamak için asla direnç göstermezler. Onlar ki hep o, ilk tozlanmamışlığın etkisini tıpkı güzel bir kitap misali bırakır, zamanın seyrini güncellenmiş hatıraların dinamikleri ve çekim etkisiyle sürdürürler. Beyaz Perde'nin sonu gelmez esrarıyla seyircinin gönlünde taht kurmaktır belki bunun adı. Olasılıklar ve mutlaklığın süzgecinden geçip kişileri, kişilikleri kavrayabilen; durumlara, olaylara vurgu yapabilen tesiri ile seyircide empatik bir örüntünün nüfuzunu oluşturabilen sinemanın büyüsü ki; yer yer insanla yer yer de insanın bir parçası olduğu toplumla yüzleşmesidir. Kanımca burada mühim olan şey; neyi, niçin ve nasıl almamız gerektiğidir! Sinemanın bize bir mesajı var mıdır, yok mudur? Alınması gereken mesaj nedir? O hâlde şöyle sorabilir miyiz?
Engin Yeşilyurt ___ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note · View note
magazinci2fan-blog · 4 years
Photo
Tumblr media
AKSİYON FİLMLERİ DÜNYASINI DEĞİŞTİRDİ
Küçük yaşlardan itibaren film ve sinema sektörüne olan tutku derecesindeki ilgisi Emir Silver’i video çekimlerinin renkli ve gizemli dünyasının ortasına sürükledi. Özellikle aksiyon sahneleri ile ön plana çıkan “Hızlı ve Öfkeli” film serisi başta olmak üzere çılgın sinematik araba videolarının büyüsü, Silver’in video çekimine olan ilgisini artırdı.
Kaynak: Genç yönetmen Emir Silver deneyimlerini anlattı Emir Silver kimdir?
2 notes · View notes
denizkabuguincisi · 4 years
Text
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne/allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Nazım Hikmet’in bu dizeleriyle başlamak istedim. Son zamanlarda izlediğim filmlerde çocuk teması bolca yer almış fark etmeden. Biriktirmeden yazacaktım daha önceki yazılarımda olduğu gibi(!) ama üşendim :D En beğendiklerimi sona saklayarak yazdım. Kendime küçük heyecanlar veriyorum böylece yazarken.
Klaus
Tumblr media Tumblr media
Uzun zamandır animasyon izlememiştim. Sıcacık yaptı içimi Klaus. Christmas zamanı Netflix' e geldiğinde heh demiştim teması belli olan saçma bir çocuk filmi. Fazla ön yargı iyi değil arkadaşlar. Pixar/ Disney yapımları kadar iyi. Çocuk olarak izlesem (tırsık bir çocuk olduğumu unutmayalım) korkardım, çok heyecanlanırdım büyük ihtimalle. Çoğu senaryo belli bir şablona göre yazılıyor. Animasyonlarda bu çok daha belli. Karakterin gelişimi, hikâyelerin sonu, kötü karakterlerin içindeki dönüşüm ve onların sonu aslında belli. Bu Klaus'ta belli olsa da beni rahatsız etmedi. İyi-kötü kavramlarını konu alan filmleri daha bi seviyorum. Sürükleyici geliyor. Çünkü altında yatan nedenleri incelemek, dönüşümünü görmek hoşuma gidiyor. Ve çocuklar... Lisede edebiyat hocam çocukların ne kadar bencil ve acımasız olduğunu söylemişti. Katılıyorum. Çünkü akıllarına gelen cümleyi tartmadan karşı tarafa söylüyorlar. Ama işte o kadar kolay şekilleniyorlar ki kötülük, kin beslersen onu biçiyorsun. Sevgi ve hayal gücü beslersen de bunları. İkisi de onların içinde var. Neresi yeşerirse oraya gidiyor. Son olarak diyeceğim şey ise dublaj. Evet, bu sefer değişiklik yaptım. Türkçe dublaj açıp alt yazıyı İngilizce yaptım. Çünkü iki ana karakteri Yekta Kopan ile Okan Bayülgen seslendirmiş. Çocukluğuma döndüm resmen o kadar mutlu etti ki beni. İzleyiniz.
Joker
Tumblr media
Joker’de bir Oscar adayı filmdi. Süper kahraman filmlerinin delisi değilim.
Sevdiğim insanlar izlediğinde izlerim. O nedenle belki bu filmi pek içselleştirmeden izledim. Ve neden bu kadar abartıldığını da anlamadım. Kötü karakterin ana rolde olduğu onun geçmiş hikayesini anlattığı bir film olduğu halde beni çıkmaza sürükleyecek bir kötülük dürtüsü bulamadım. Ailesel sorunlara psikolojik sorunlar da eklenip toplum tarafından kendini ezilmiş gören her birey çözüm olarak insan mı öldürmeli? Hikayenin izleyiciye verdiği mesaj karışık. Olumsuz yorumlara devam edebilirim ama beğenmem tamamen benim filmlere bakış açımla ilgili. Onun dışında gerçekten oyunculukları beğendim. Görüntüler ve filmin geçtiği zamanın renkleri hoşuma gitti. Evet. (resmen sonuç cümlesini yazamadım :D) 
Moonrise Kingdom
Tumblr media Tumblr media
Öhm... Wes Andersoncuğum biz neden seninle bu kadar geç tanıştık. Yaşamak istediğim dünyanın filmlerini yapmışsın. Benim de hayatımı çeker misin lütfen? Senaryoyu da yazman kaydıyla. Şu sıralar değişikliğe ihtiyacım var çünkü. Moonrise Kingdom çocukların bol olduğu bir büyük filmi. Ailelerinden yeteri kadar sevgi ve ilgi görmemiş iki çocuğun kendilerince sevgiyi yorumlamalarını ve ortak nokta oluşturmalarını anlatıyor. Büyüklerin karmaşık, sınırlı yaşamlarının yanında çocukların olayı saf ve basit algılamalarını görüntülerle, renklerle çok iyi anlatmış film. Müziklerini Alexandre Desplat yapmış ve harika olmuşlar. Yağmurlu günlerde soundtrack’ı çok güzel gidiyor.
Tumblr media
Büyük oyunculara zaten bir şey diyemiyorum harikalardı. Çocuklar da bir o kadar öyle. Filmde zaman zaman tempo düşse de görüntüler, müzikler, oyuncularla büyülenerek izlemeye devam ettim. Önümüzdeki günlerde Wes Anderson’un diğer filmleriyle burada olacağım.
Jojo Rabbit
Tumblr media Tumblr media
Son zamanlarda sinemada izlediğim en güzel filmdi. Sinemaya uzun süreden beri gitmiyordum. Jojo Rabbit’i de evde izlemeyi planlıyordum hatta. Fakat şehirdeki bağımsız sinema salonunda gösterime girdiğini görünce gideyim dedim. Gerçekten sinema büyüsü başka bir şey. Senaryonun her adımını anlamış olmama rağmen seyircide uyandırmak istediği tüm duyguları yaşadım. Kendime de kızdım sonra nasıl bu ağa düştüm diye. Evet arkadaşlar son 20 dakikasını bir daha izlemem lazım. Ağlamaktan sahneleri net hatırlamıyorum. Filmin son sahnesinde insanların yüzünde bir tebessüm varken ben “Heroes” çalıyor diye daha da ağlamaya başladım. Filmin başında da The Beatles çaldı. Oradan da bi yakaladı zaten. Film müzikleri önemlidir. Bunu daha önceki bir yazımda da yazmıştım. Aslında Jojo Rabbit’in öyle akılda kalıcı bir soundtrack’ı yok. Hatta Heroes gibi bi şarkı zaman olarak da tutarlı değil. Berlin Duvarı’nda gördüğü aşıklara yazmış Bowie. Öyle okumuştum. Ama işte ben de bir film yapsam sevdiğim şeyleri koyarım diye Taika Waititi ile baya empati kurdum.
Fazla öznel bir giriş oldu. İkinci Dünya Savaşı’nın son demlerinde Almanya’da yaşayan bir çocuğun gözüyle dünyaya bakıyoruz diye başlamak istemedim. Fazla derin de bir mesajı yoktu aslında zaten. Bakın diyordu film. Unutuyorsunuz. Savaşı, özgürlüğü, ırkçılığı… Bir çocuk aklının ne kadar değişebilir olduğunu unutuyorsunuz. Nefret ekerseniz, güç gösterirseniz onu seçebileceğini unutuyorsunuz. Savaş gerçek. Video oyunları gibi ya da siyasilerin ağzındaki kadar kolay değil. Masa üstündeki kuru yemişler değil.
Tumblr media
En başta dediğim gibi filmin tahmin edilebilir bir kurgusu olmasına rağmen oyunculuklarla ve görselliğiyle izletti kendini. İki çocuk oyuncu da harikaydılar. HA-Rİ-KA. Roman Griffin Davis o kadar iyi oynamış ki. Yüzündeki mimikleri, gözlerindeki duygular… Bu yorumu çok okudum ama doğru. Yolda görsem yanaklarını mıncırcam. Anneyi Scarlett Johannson oynamasa duygularımı belki daha kontrol edebilirdim çok yakışmış o role. Tüm kadroyu sayabilirim hepsini çok beğendim.
Mutlu eden, güldüren, ağlatan, korkutan, heyecanlandıran tam bir film izlemek istiyorsanız şu sıralar harika bir seçenek. Yeteri kadar iyi yazamadığımı düşündüğüm için şuraya bir enrty bırakıp gidiyorum.
Tumblr media
2 notes · View notes
karakedisiirleri · 2 years
Text
Aşkın Büyüsü
Tumblr media
Bir zamanlar izlediğim Aşkın Büyüsü diye bir filmde Bir cadı olan Sandra Bullock Mektup yazıyordu kız kardeşine Erkek yok, diyordu mektubunda Sadece şu Ay var... Hiç unutamadım bunu Bir zamanlar dinlediğim Hüzünlü bir Sinatra şarkısında Kendimi bulmuştum Ve banyoya gidip sessizce Saçlarımı kesmiştim Annemden kalan paslı bir Bahçe makasıyla Bir zamanlar âşık olduğum Melankolik bir adamın Bana hediye ettiği Mavi kahve termosunu Unutmuştum Bir sinema salonunda Aşkım bitmişti sonra Bir zamanlar gittiğim Kalabalık bir partide Hiç tanımadığım havalı bir oğlan Elimi tutmuştu kayıtsızca Bir süs köpeği gibi Hissetmiştim kendimi Konuşamamıştım onunla Bir zamanlar evli olduğum Adamın yanında Hep bir hayalet gibi görünmez Hissederdim kendimi Ve o uyurken Karanlıkta otururdum Bir viski bardağıyla Bir zamanlar kaldığım O ucuz Berlin otelinde Şiirler karalamıştım Kartpostalların arkasına Ama kimsem yoktu Onları gönderecek Tek bir arkadaşım bile Hep kötü mü geçti Hep mutsuz sonla mı bitti Hiç mi benzemedi hayat Bir Sandra Bullock filmine İnan, ben de bilmiyorum Ama bazen Ay’a baktığımda Anlar gibi oluyorum: Erkek yok Sadece şu Ay var
0 notes
hakansur · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kan büyüsü sinema filmimiz
0 notes
gallipolidaytours · 3 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/disneyland-paris-1-gunluk-bilet.html
Disneyland Paris 1 Günlük Bilet
Standart FASTPASS® hizmeti ile etkinlikleri seçerek Disneyland® Paris’te sihirli bir zaman geçirin. Walt Disney Studios® Park veya Disneyland® Park’a ya da ilgili seçeneğe tercih ederek her iki parka da erişim sağlayın.
Disneyland Paris 1 Günlük Bilet
Öne çıkanlar
Disneyland® Park ve Walt Disney Studios® Park’ta sonsuz eğlence deneyimi yaşayın
En sevdiğiniz Disney karakterleriyle tanışın ve imzalarını hatıra olarak alın
Ailecek eğlencenin tadını birçok gezintilerle, gösterilerle ve defilelerle çıkarın
Makinede FASTPASS® biletinizi kullanarak, biniş sırasındaki yerinizi garanti altına alın
Tam açıklama
Disneyland® Park:
Çok uzak olmayan bir hayal dünyasında, Disney kahramanları mutlu ve hiç bitmeyen masallarda yaşarlar. 5 büyülü mekanda sonsuz eğlenceyi tadın! En sevdiğiniz Disney hikayelerini klasik Disney filmlerinden hatırladığınız gibi deneyimleyin. Burası masalların sahiden gerçeğe dönüştüğü yerdir.
Disneyland® Park’ta yaşayacağınız heyecanlar çeşit çeşit! Big Thunder Mountain ve Star Wars® Hyperspace Mountain yetişkinler için büyük eğlence sunarken, minikler ‘It’s a Small World’ (Küçük Dünya) ile dünyanın etrafında deniz yolculuğuna çıkabilirler. Tabii ki, ‘Pirates of the Caribbean’dan (Karayip Korsanları) ‘Mad Hatter’s Tea Cups’a (Mad Hatter’ın Çay Fincanları) kadar parkın her yerinde aile boyu eğlenceye de yer vardır.
Disney karakterleriyle buluşun! Başlıca etkinliği kaçırmayın: en sevilen Disney karakterleriyle tanışma töreni. Kaleminizi ve fotoğraf makinenizi hazırlayın ve çok sevdiğiniz karakterlerle tanışın! Disneyland® Park’ta her gün ayrı bir parti! Tüm muhteşem etkinliklerin ve karakterlerin yanında, yıl boyunca aileler için birçok göz alıcı geçit töreni ve gösteri düzenlenir.
Aşağıdaki etkinliklerin girişinde, belli bir zaman aralığı için bir Fastpass bileti alabilirsiniz:
• Indiana Jones and the Temple of Peril • Adventureland Star Wars: Hyperspace Mountain • Discoveryland Buzz Lightyear Laser Blast • Discoveryland Big Thunder Mountain • Frontierland Peter Pan’s Flight • Fantasyland Star Tours
Walt Disney Studios® Park:
Walt Disney Studios® Park’ta sinema ve televizyonun sihirli dünyasını keşfedin. Heyecan verici etkinliklerin ve göz alıcı gösterilerin yer aldığı, sinema büyüsüyle dolu 4 stüdyo alanını keşfedin. Disneyland® Park’tan yalnızca birkaç adım ötedeki Studios’ta hayalleriniz ana sahnede gerçeğe dönüşecek.
Studios’u keşfedin. Burada şov dünyasını göreceksiniz! Production Courtyard, Toon Studio, Backlot ve Front Lot’a uğrayarak büyük ekranda ilk gösterinizi gerçekleştirin. Yıldızlarla dolu bir güzergahı takip edin – hangi yıldızla tanışacağınız hiç belli olmaz!
Film büyüsü etrafı sarıyor! Büyülü bir geçit töreni, turlar ve atraksiyonlarla sahne arkasına geçin. Studio Tram Tour: Behind the Magic tramvay turunu deneyin. Animagique ve CinéMagique’teki gösterileri izleyin. Harika bir Dublör Şovu olan Moteurs…Action! gösterisini izleyin. Günün sonunda, yıldız olmanın ne demek olduğunu çok iyi anlayacaksınız.
Aşağıdaki etkinliklerin girişinde, belli bir zaman aralığı için bir Fastpass bileti alabilirsiniz:
• Rock’n’Roller Coaster starring Aerosmith • Backlot The Twilight Zone Tower of Terror • Production Courtyard Ratatouille: The Adventure • Toon Studio
Neler dahil?
Disneyland® Paris standard FASTPASS®
Disneyland Park® girişi ve/veya Walt Disney Studios® Park girişi – rezerve edilen seçeneğe bağlı olarak
Hariç olanlar
Yiyecek ve içecekler
0 notes
magazinci2fan-blog · 4 years
Text
Emir Silver Kimdir ?
AKSİYON FİLMLERİ DÜNYASINI DEĞİŞTİRDİ
Küçük yaşlardan itibaren film ve sinema sektörüne olan tutku derecesindeki ilgisi Emir Silver’i video çekimlerinin renkli ve gizemli dünyasının ortasına sürükledi. Özellikle aksiyon sahneleri ile ön plana çıkan “Hızlı ve Öfkeli” film serisi başta olmak üzere çılgın sinematik araba videolarının büyüsü, Silver’in video çekimine olan ilgisini artırdı.
2015’TE BU İŞİ YAPAN İNSAN ÇOK AZDI
“2015’li yıllarda Türkiye’de araba videoları çeken kişi sayısının çok az olduğuna” dikkat çeken Silver iş hayatına nasıl başladığını şu sözlerle aktardı, “2015 senesinde Türkiye’de bu işi yapan insan yoktu; varsa bile ben bilmiyordum. Çok az yani sınırlı olduğunu tahmin ediyorum. Baktım bu iş olacak, kendime neden ekipman almamayayım diye bir soru sordum. Akabinde birçok farklı ekipman edinerek bu işe girmeye karar verdim. Bu ekipmanlarla farklı projelere imza atmaya başladım” dedi.
DENEYİM ÖNEMLİ
“Bir işe başlayarak para kazanmayı hedeflediğinde deneyime duyulan ihtiyacın önemine yönelik değerlendirmeler” yapan Silver, “İlk kazancını 2017 elde ettim. Yaklaşık bir gün boyunca çektiğimiz görüntülerin silinmesi ve silindikten sonra hiçbir şekilde geri getiremememden başlayabilirim. Tam ilk paramı kazandım diyordum ki hayatımın en büyük tecrübelerinden biri olan görüntüleri stoklamamam oldu. Üzücü bir durumdu işverene cebimize koyduğumuz parayı geri iade etmek zorunda kaldık. Bu da bana deneyim açısından güzel bir tecrübe oldu” diye konuştu.
4 YAŞINDA KAMERA İLE TANIŞTI
3 Temmuz 2000’de dünyaya gelen Emir Silver, otomobil sektöründe görüntü yönetmenliği yapıyor. Kamera ile ilk tanışması 4 yaşında olan Silver, “O yaşlarda eve alınan bir kamerayla siyah bir çarşafın önünde kendi yaptığım kitaptan tripodla kamera ile ilişkim başladı. İzlediğim araba konulu filmlerden çok etkilenirdim. Beni orda etkileyen arabaların drift yapması yerine o filmlerin nasıl çekildiğidir. Hızlı ve Öfkeli film serisini daha yakından incelemeye başladım. Nasıl drift yapılır değil de nasıl drift videosu çekilire yöneldim.  Çekim denemelerine başladım ve bir şeyleri başarabildiğimi gördüm” dedi.
TÜRKİYE’DE NEDEN BİR HIZLI VE ÖFKELİ ÇEKİLMESİN?
Silver, “Bu işe merakı olan gençler, başarılı insanlar ekipmanları olmasa da cep telefonu ile de çekim yapabilirler. Önemli olan aklınızdaki proje için bir adım atmaktır. Türkiye’de neden bir Hızlı ve Öfkeli çekilmesin? Bir filmin konusu, senaryosu dışında; O filmin en önemli noktası kamera arkasıdır, film ekibidir, görüntü yönetmenidir. Bizim ülkemizde bu işi başarabilecek yetenekler olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
EMİR SİLVER KİMDİR?
3 Temmuz 2000 doğumluyum. Otomobil sektöründe görüntü yönetmenliği yapıyorum. İstanbul’un Kartal İlçesi’nde başladı yaşam tecrübem. Her gününüzü doğum gününüz gibi Karşılayan ve elinizdekilerin her anın kıymetini bilmeyi size öğreten bir aileniz ve kız arkadaşınız varsa zaten siz hep güzel günlerin geleceğine inanırsınız.
Kaynak: Genç yönetmen Emir Silver deneyimlerini anlattı Emir Silver kimdir?
1 note · View note
kitapcafe · 6 years
Photo
Tumblr media
Hayat belki de gecikmiş karşılaşmaların büyüsü üzerine kuruludur. Bazen hiç tanımadığınız bir ses, bir kelime, beklentinin olmadığı, umutsuzlukların derinleştiği yerlerde çıkar karşınıza, değişik alanlara götürür sizi. Bazen yıllarca saklandığı bir kitabın içinden her şeyini kaybetmiş bir kahraman olarak ortaya çıkar; bazen de bir akordeon ve keman eşliğinde bir şarkı oluverir. Bütün mesele size ne diyeceği ya da ne sunacağıdır. Tabii sizin onu nasıl karşılayacağınız da önemlidir. -Bedrufi'nin Nefesi / Mehmet Güreli- 📚 #kitap #kitapçı #kitabevi #kitaplık #kütüphane #kitapkurdu #kitaptavsiyesi #kitapkokusu #edebiyat #sanat #felsefe #sinema #fotoğraf #kitapcafe #aşk
5 notes · View notes
barkoturktv · 4 years
Text
Usta sinemacı Andersson'un son filmi 'Sonsuzluk Üzerine sinemaseverlerle buluşacak
Tumblr media
Sinema salonlarında bu hafta 4'ü yerli 9 film vizyona girecek. Leigh Whannell'in yönettiği; Elisabeth Moss, Storm Reid, Oliver Jackson-Cohen ve Aldis Hodge'nin başrollerinde oynadığı "Görünmez Adam" izleyici ile buluşacak. H.G. Wells'in aynı adlı ünlü eserinin yeni bir uyarlaması olan film; zengin bir bilim insanı olan eşinden kendisine taciz ve şiddet uyguladığı için boşanan Cecilia Kass'in, eşinin intiharı sonrası kendisine yüklü bir miras bıraktığının bildirilmesiyle yaşadığı olayları çevresine kanıtlama ve bu durumdan kurtulma mücadelesini anlatıyor.
Tumblr media
"Kelly Çetesi'nin Gerçek Hikayesi" Justin Kurzel'in yönettiği "Kelly Çetesi'nin Gerçek Hikayesi", tarihin en ünlü kanun kaçağı ve haydutlarından Ned Kelly ile çetesinin hikayesini konu ediniyor. Avustralya'nın ünlü kanun kaçağı Ned Kelly'nin hayatını odağına alan biyografi türündeki film; bir ülkenin karanlık geçmişini, daha önce hiç anlatılmayan kısımlarıyla gözler önüne seriyor. Senaryosu Shaun Grant'a ait olan yapımda George MacKay, Essie Davis, Nicholas Hoult, Charlie Hunnam, Russell Crowe ve Orlando Schwerdt rol aldı.
Tumblr media
"Jexi" Adam Devine, Alexandra Shipp, Ron Funches, Charlyne Yi, Michael Pena, Wanda Sykes ve Justin Hartley'in oynadığı "Jexi"nin yönetmenliğini Scott Moore ve Jon Lucas üstlendi. Komedi türündeki film, bir adamın yeni aldığı akıllı telefonda bulunan işletim sistemi Jexi ile birlikte değişen hayatını beyaz perdeye yansıtıyor.
Tumblr media
"Sonsuzluk Üzerine" Usta sinemacı Roy Andersson'un yeni filmi "Sonsuzluk Üzerine"; hayatın hem hayallerde görülebilecek kadar güzel hem de bir o kadar acımasız tarafını anlatıyor. Roy Andersson'un Binbir Gece Masalları'nın anlatıcısı Şehrazad'ın öykü anlatımından ilham alarak çektiği film, seyirciyi insanlığın varoluş öyküsünde rüya gibi bir gezintiye çıkarmayı amaçlıyor. Dram ağırlıklı İsveç, Almanya ve Norveç ortak yapımın başrollerinde Bengt Bergius, Anja Broms, Tatiana Delaunay, Jan-Eje Ferling ve Lotta Forsberg gibi isimler yer alıyor. "Acı Kiraz" Serdar Akar'ın yönettiği "Acı Kiraz", birbirinden farklı zorlu hayatların bir noktada kesiştiği bir hikayeyi odağına alıyor. Film, kiraz yetiştiricisi yaşlı bir çiftçiyi, gırtlağına kadar borca batmış sahtekar bir nakliyeciyi, umuda yolculuklarında ihanete uğrayan göçmenleri ve lösemi hastası çocuğunu kurtarmak için çırpınan bir babanın hikayesini anlatıyor. Erdal Beşikçioğlu, Belçim Bilgin, Ertan Saban, Bülent Şakrak, Luran Ahmeti ve Halil Ergün'ün başrollerinde yer aldığı filmin senaryosu Oliver Romevski imzası taşıyor.
Tumblr media
"Geçerken Uğradım" Onur Bilgin'in yönettiği "Geçerken Uğradım", ülkenin görülmesi gereken yerlerini görmek adına bir tatile çıkan Cavit ile ailesinin, Afyon'da Cavit'in askerlik arkadaşı Cemil'e uğramalarıyla gelişen olaylar etrafında dönüyor. İstanbul'dan Antalya'ya uzanan komedi türündeki hikayenin başrollerinde Selahattin Taşdöğen, Mihriban Er, Emre Ertunç, Mustafa Ertunç Alıcı, Hilal Anay ve Ahmet Taşpınar yer alıyor. "Semur 2: Cinlerin Büyüsü" Burak Çelik'in yönettiği; Furkan Karaca, Bora Altınışık, Cansel Aydos ve Ülker Su Osmanoğlu'nun rol aldığı haftanın yerli korku filmi "Semur 2: Cinlerin Büyüsü", arkadaşlarıyla birlikte dedesinden gelen bir mektubun peşine düşen Alesia'nın, geçmişinde yaşadığı olaylarla yeniden yüzleşmesini konu ediniyor.
Tumblr media
"Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina’nın Günlüğü" TRT Çocuk kanalında yayınlanan Su Elçileri adlı çizgi dizinin sinema uyarlaması olan "Kaptan Pengu ve Arkadaşları: Mandalina'nın Günlüğü", sera gazları ve küresel ısınma yüzünden buzulların erimesi neticesinde kaybolan arkadaşlarını ararken türlü maceralara atılan Kaptan Pengu, Misket, Pelik ve Mandalina'nın hikayesini anlatıyor. Nurullah Yenihan ve Engin Baştürk'ün yönetmenliğini üstlendiği animasyonun seslendirmelerini Onur Orhan Akgülgil, Emin Yaraç, Ufuk Yüksel, Ezel Kalkan ve Başak Arslan yaptı.
Tumblr media
"L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede" Haftanın bir diğer animasyonu "L.O.L. Sürpriz! Beyazperdede", influencer Tahani ve Mykal-Michelle'in sinema maceralarını anlatıyor. Read the full article
0 notes