2019 Komedi Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülleri
Komedi Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülleri, dünyanın her yerinden hem amatör hem de profesyonel doğa fotoğrafçılarının en komik hayvan fotoğraflarını sunduğu yıllık bir fotoğraf yarışmasıdır. Organizatörler çok fazla başvuru arasından finalistleri seçebildi. Gelin 2019 Komedi Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülleri fotoğraflarına bakalım.
1) “Aile Kavgası”
Görsel:…
TÜRKİYE’de, sayıları azalan çengel boynuzlu dağ keçileri GPS (Küresel Yer Belirleme Sistemi) ile takip edilmeye başlandı. GPS ile izlenen ve ‘Fırtına’ adı verilen 4 yaşındaki keçiden elde edilen verilerle çengel boynuzlu keçilerin yaşam alanları, besin tercihi ve aktivite desenleri belirlenecek, buna göre koruma programları geliştirilecek.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli…
yırtarak geçiyor kalbimizden
hayatı da törpüleyen zaman
şuramızda bir şey var
acıya benzer
umuda benzer
böyle günlerde hayat
hem acıya, hem acıya benzer
gün ölümle başlatıyor hayatı
her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor
her sabah ölümü anlatıyor gazeteler
sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf
yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor gövdeme
beynim sabırla keskin
iğdişliyor haber bültenlerini, yorumları, sahte ölüm ilanlarını
bizim ilanlarımız çoktan verilmiştir
gelirse de bilinir nerden ve nasıl
böyle ölümün yücedir adı
ha kanağacı canım, ha gelincik tarlası
çünki ölümün kanıdır besleyen
bir başka baharın tohumlarını
şuramızda bir şey var
bizi onduran şey
acıya saran
umudu kuşatan
kalbim: kalbim mi desem
var kalbim: yaşayan ben
hayatla ölümle cinayetle
gazetelerde, radyolarda, eski üniversitelilerde
eski prof hocalarla. o yaşayan ben: geç mi kaldık/kabul edemem
ah benim sevgili annem
oğlun da elbet yurtseverden
bir gün bırakırda sizi yüzüstü
yüzüstü değil: elbette bizüstü
bırakır da: kötü sarmaşıkları, yaban güllerini
bırakır da: sekizyüzlük hırtları, şunları, bunları
giriverir senin sıcacık kucağına
yani hem sana karşı, hem senin için
giriverir o yanılmaz tarihçinin yaprağına
ölüm mü dedim annem
ölüm senin gibi güzel annelerin
senin gibi güzel çocuklar feda etmiş
o tarih atlasında
bir kırmızı gül olur ancak
koksun diye çocukların bahçesi
şuramızda, tam şuramızda
kanserli bir virüs gibi kanımıza karışsa da bizi yaşatan günler perişan
işte bir bir kırıyorlar dalıylan
yeryüzünün olgunlaşan meyvelerini
çünki biliyorlar vakit dar
oysa dalları kırılmayan ölür mü sonsuz ağaç
hayatı pekiştiren kökümüz var
dünyayı emeğe kazandırmak için
hayata ve ölüme sonsuz bir anlam veren
kanağacına sözümüz mü var
biz şimdi gidiyoruz gibi ya dostlar
bir gün döneriz elbet
acısız, adsız
ölümsuyu sürünün
sürünün ölüm suyu
bir ölü bir dirinin kanıdır
besler hayatsuyu
AKP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunduğu sokak köpekleriyle ilgili yasal düzenlemede yine büyük bir algı operasyonu yapılıyor.
Medyaya sızdırdıkları bilgilere göre bir ay içinde sahiplenilmeyen tüm köpeklerin öldürülmesinden vazgeçilmiş ancak bu süre içinde “kuduz” ile “salgın hastalık” riski olan ve “rehabilite edilemeyen” köpekler öldürülecekmiş! Yani topluma önce ölümü gösterdiler, şimdi sıtmaya razı etmek istiyorlar!
Demek ki sokak hayvanlarının belediyeler tarafından kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra bulunduğu yere bırakılmasını hükme bağlayan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi değiştiriliyor!
ÖLDÜRMEYE YASAL KILIF!
İşin tuhafı, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun “hayvan hastalıklarının kontrolü ve yükümlülükler” başlıklı 4. maddesinin b bendi, “ihbarı mecburi bir hastalığın ortaya çıkması veya ortaya çıkma şüphesinin varlığı halinde, hayvanların izole edilmesi veya itlaf ve imha edilmesi” yetkisini Tarım ve Orman Bakanlığı’na zaten veriyor.
Öyleyse şimdi ne yapılmak isteniyor? Şu anda ortada böyle bir hastalık ya da kuduz salgını olmadığı halde bu maddeyi sokaktan toplanan köpeklere uygulayabilmenin yasal kılıfı hazırlanıyor.
Uzun bir süredir kuduzun yayıldığına ilişkin yandaş medyada çıkan haberlerin aksine, kuduz salgını yok ve risk artmıyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği’nin açık kaynaklarında yer alan bilgiye göre yıl bazında kuduz pozitif evcil ve vahşi hayvan dağılımı gerçeği ortaya koyuyor.
2018’de 437 evcil hayvan vakası varken, bu rakam 2023’te 86’ya inmiş. Buna sığır, eşek, katır, koyun, keçi, at, kedi gibi hayvanlar da dahil, en yüksek oran sığırlarda ve bunun nedeni de köylerde hayvanların yaban hayatı ile temasının daha yoğun olması.
Bu gerçekler biliniyorken ve köpeklerde salgın bir hastalık yokken, toplumda infial yaratılıyor ve bu durum bakımevlerine alınan köpeklerin öldürülmesi için kullanılıyor.
“I read about this wonderful woman and decided it was important to tell her story”
Cathy Halaszi Kawell USA #collaborative post.
⭐️ Part of the Richard DiPilla #linkedin Storytelling series
🗣️ Your #comments help others understand that we need to take special care of our planet and all its life.
“Imagine how many foxes are alive today because of this woman feeding them for over a quarter of a century.”
⭐️Kawell USA cares for the #welfare of your animal. We developed a new line of products based on natural extracts for animal skin and oral care for your #horse, #dog, #cat or other furry friends #conservation #veterinarians
There are many reasons why we need to preserve the #wildlife on our planet. Here are some of the most important ones:
🔶Wildlife provides us with essential #ecosystem services. These services include #pollination, #pestcontrol, #waterpurification, and #climate regulation. Without wildlife, these services would be lost, which would have a devastating impact on our planet and our own survival.
▶️ Wildlife is a source of #food, #medicine, and materials for humans. Many people around the world rely on wildlife for their livelihoods. For example, bushmeat is a major source of #protein for millions of people in #Africa.
▶️ Wildlife is a source of #beauty and #inspiration. The natural world is full of amazing creatures that can bring us joy and wonder. Watching animals in their #naturalhabitat can be a truly magical experience.
▶️ Wildlife is a part of our shared heritage. The #diversity of life on Earth is a precious gift that we should all cherish. It is important to protect this diversity for future generations.
🔶 The current #extinction rate is estimated to be 1,000 times higher than the natural rate. This means that we are losing species at an alarming rate. If we do not take action to conserve wildlife, many species will be lost forever.
▶️ There are many things that we can do to help #conservewildlife. We can support organizations that are working to protect wildlife and their habitats. We can also make changes in our own lives to reduce our impact on the #environment. For example, we can eat less meat, #recycle, and conserve water. #sustainability
🌎By taking action to conserve wildlife, we can ensure that future generations will be able to enjoy the beauty and wonder of the natural world. We can also help to protect our own planet and our own future.
🗣️ All animals whether #domestic #pets or in the wild need our cooperation in assuring our future.
✏️ WHAT ANIMALS ARE IN YOUR LIFE ?
...........
Yaban hayatımızı korumaya neden yardım etmeliyiz?
"Bu harika kadın hakkında bir şeyler okudum ve onun hikayesini anlatmanın önemli olduğuna karar verdim" Cathy Halaszi Kawell USA #ortak gönderi.
⭐️ Richard DiPilla #linkedin Hikaye Anlatma serisinin bir parçası .
🗣️ Yorumlarınız, başkalarının gezegenimize ve tüm yaşamına özel bir özen göstermemiz gerektiğini anlamasına yardımcı oluyor.
"Çeyrek asrı aşkın süredir onları besleyen bu kadın sayesinde bugün kaç tilkinin hayatta olduğunu bir düşünün."
⭐️Kawell USA, hayvanınızın #refahını önemser. #at, #köpek, #kedi veya diğer tüylü dostlarınız #koruma #veterinerler için hayvan derisi ve ağız bakımı için doğal özlere dayalı yeni bir ürün serisi geliştirdik.
İşte en önemlilerinden bazıları:
🔶Vahşi yaşam bize temel #ekosistem hizmetlerini sağlıyor.
Bu hizmetler arasında #tozlaşma, #haşere kontrolü, #su arıtma ve #iklim düzenleme yer alıyor.
Yaban hayatı olmadan, bu hizmetler kaybolacak ve bu da gezegenimiz ve kendi hayatta kalmamız üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olacaktır.
▶️ Yaban hayatı, insanlar için #yiyecek, #ilaç ve malzeme kaynağıdır.
Dünyanın dört bir yanındaki birçok insan geçim kaynakları için yaban hayatına güveniyor.
Örneğin, yaban eti, #Afrika'daki milyonlarca insan için önemli bir #protein kaynağıdır.
▶️ Yaban hayatı bir #güzellik ve #ilham kaynağıdır.
Doğal dünya, bize neşe ve merak uyandırabilen harika yaratıklarla doludur.
Hayvanları #doğal yaşam alanlarında izlemek gerçekten büyülü bir deneyim olabilir.
▶️ Yaban hayatı, ortak mirasımızın bir parçasıdır.
Dünyadaki yaşamın #çeşitliliği, hepimizin değer vermesi gereken değerli bir armağandır.
Gelecek nesiller için bu çeşitliliğin korunması önemlidir.
🔶Mevcut #yok olma oranının doğal oranın 1.000 katı olduğu tahmin ediliyor.
Bu, türleri endişe verici bir oranda kaybettiğimiz anlamına geliyor.
Yaban hayatı korumak için harekete geçmezsek, birçok tür sonsuza dek yok olacak.
▶️ #yaban hayatını korumaya yardımcı olmak için yapabileceğimiz birçok şey var.
Yaban hayatı ve yaşam alanlarını korumak için çalışan kuruluşları destekleyebiliriz.
#çevre üzerindeki etkimizi azaltmak için kendi hayatımızda da değişiklikler yapabiliriz.
Örneğin daha az et yiyebilir, #geri dönüşüm yapabilir ve su tasarrufu yapabiliriz. #sürdürülebilirlik
🌎Vahşi hayatı korumak için harekete geçerek, gelecek nesillerin doğal dünyanın güzelliğini ve harikasını yaşayabilmesini sağlayabiliriz.
Kendi gezegenimizi ve kendi geleceğimizi korumaya da yardımcı olabiliriz.
🗣️ İster #evcil #evcil hayvanlar ister vahşi doğada tüm hayvanlar, geleceğimizi güvence altına almak için işbirliğimize ihtiyaç duyar.
Soru: Bir insan ne yaparsa yapsın üzerinden âtâleti atıp hayatı için çabalamaya başlayamıyorsa ne önerirsiniz?
Cevap: Bugün, kendimin de yer yer mustarip bulunduğu bu elem halini anlatmaya bir hayli istekliyim. Ben ataletin; asli kaynaklarının ve beslendiği pınar başlarının olduğunu düşünen biriyim. O kaynaklar ve pınar başları varken gücünü sürdürdüğünü, tesirini üzerimizde gördürttüğünü iyi bilirim. Senin başlangıç çizgisine geçemeyişin de muhtemelen bunları sönümlendiremeyişindendir. O kaynakların ve pınar başlarının suyunu kurutuverememendir. O yüzden benim tavsiyem ataletin gücünün ölçeğini tahayyül etmen ile bu güce güç geçiriş için birtakım düzenlemeler yapıvermen oluverecektir. Demiştim ya istekliyim; yapıtaşlarını nasıl inşa edeceğini de gösterebilirim. Savaşılacak biri varsa, o kişi bizi batağına çeken güç düşürümü oluşumuysa ve onunla mutlaka savaşılacaksa yetkinlerden biri olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Senin için ne kadar kolay olabilir bilmiyorum ama ben bir yol olduğunda o yolu yürümeyi oldukça kolay bulan biriyimdir. Yol isterse sarp olsun, isterse engebeye gebe, isterse de dikenler birliğiyle talan edilmiş halde; bunları hiç mühim görmemişimdir. Türlü araçlarla, edineceğim türlü donatılarla çıkan her engel basamağını aşacağımı düşünmekteyim. Neticede gidilecek bir yer var. Bir de ona doğru uzanan kollar. Bence ataleti bu kadar güçlü kılan şey önümüzde bir yol oluvermemesindendir. O yüzden deyimim şu ki, yol mühim. Önünde bir yol yoksa bunu kendin sermelisin. Benim yol deyimimden kastımın bir hedef, erişilecek bir menzil olduğunu elbette bilmektesin. Yolunu uzatıp, kendin kendi önüne serdiğin vakit tabii ki yol da kendini gül bahçesiyle beraber önünde sermeyecektir. Ama bu mühim değil. Arşınladığın ve ardında bıraktığın yeri gül bahçesine döndürmek senin elindedir. Yol serimine girdiğin vakit seni bekleyen budanmış bir sürü ağaç sürüsü, nereye çıktığı belli olmayan bir yaban oluverecektir. Büyük bir orman, geniş bir arazi. Buradan sonra sıra keşiftedir. Varılacak olan yere giden en iyi patikayı bulma işindedir. Bilinir ki keşif planlama gerektirir. Yoksa dediğim gibi büyük bir orman, geniş bir arazi var; kaybolmak işten bile değil. Muzaffer olarak çıkmak istiyorsak eğer kaybolmamız gerekir. Bu yüzden akla ve onun araçlarına güvenme sırası gelir. Ben az ya da çok varılacak olan menzile giden yolları bilen biri olduğumuzu düşünmekteyim. Zira öyle olmasaydı eğer her gördüğümüz bataklığı yol diye belleyip üstünden geçerdik. Sonrası malum. Dibe giderdik. Öyle bir aklı kaçkın olmadığımıza göre keşfin önderliğinde, aklın selametinde; belli rotalar ve planlar eşliğinde yürüyelim. O zaman göreceğiz ki atalet aslında güçsüz, biz gücün kendi efendisiyiz.
Saatler yine canhıraş... Umudumun dişlerini söktüm; sevgili kader... Ben, bana kalamadım. Hiç kimseyim. Ötelenmiş, örselenmiş, hatırlanmayan yaban arısıyım. Acılarıyla kendini sokan...
Ah be gönül... Olmadı. Şehirlerimizin tende kavruluş gerçeği değil de; yalnızlığın bana zulüm patenti oldu bu sevda. Çok acıyor canım ve onun umurunda değil. Anladım; o beni hiçbir zaman hiçbir an sevmedi.
Böylesi bir sevdanın en çetin sınavındayım. Kalbim, battı; namusuyla, hakkıyla kaybetti bu aşkı...
Ben... Başkasını çok seven ve beni zerre sevmeyen o kalbin bana kalmayacak olan her yanını bile sevmiştim. Çok kırgınım be gönül. Kabul edemiyorum. Biliyorsun, sen bir daha kimseyi böyle sevemezsin. Onunla da olamazsın... kalbinin sana açılmayan kapı tokmaklarında duvarlara çarpa çarpa öldün. Kurtarmadı. Hep bekledin. Gelmedi. Yine bekledin. Sevmedi, yine bekledin.
Ah be gönül ne alıp veremediğin vardı kendinle? Senden başka kanayan olmadı... Her gece ağlayan sen, her an özleyen sen, her şeye rağmen hep seven sen... Değmez bir aşkın namlunun ucuna seni aldığı izbeliktesin. Çok ibne bir savaş bu; hep kendinle...
Sensiz canı bile acımayan o kalbin sahibini hep severek en büyük yanlışı en başta kendine yaptın. Artık eminsin. Hiçbir zaman gelmeyecek. Seni sevmeyecek. Seni özlemeyecek. Seni düşünmeyecek. Bir yalanın içerisindeki en hakiki doğru sendin be gönül. Harcandın.
Gitsene, kendi yoluna. Neden hâlâ gidemiyorsun? Sen onun için hiç kimsenin hiç kimsesisin. Hayatı boyunca asla her şeyi olamayacaksın. Ağlayan sen, acıyan sen, bekleyen sen... Kanayan yine hep sen...
Haydi, gel avucuma kon be gönül. Bu hikayede biz en yanlış tarafız. Sen ve ben. Gönlüm benden ayrı, ayrık otlarda kendine sarmaşıklanan koskocaman bir yanlış artık...
Sensiz bir başkasıyla mutlu olan birini sığdırdın en özel en büyük yerine. Gerek yokmuş işte.
Sus gönül. Artık sen hiç konuşma, ses etme. Sana susmak, bana bu aşkı sende öldürmek yakışır. Boşuna bu bekleyişler, boşuna bu gözyaşları, boşuna bu sevişler... harcandık be gönül. Çok ve gerçekten çok severken. Haydi, gel gecemin avuçlarına; Ağlamak faydasız, şemsiye açılan yalnız kaderin kabulünde kuru kalmak gerek...
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Doğal Parkları - Yazar: Gedeon Smith Mpolesha
Demokratik Kongo Cumhuriyeti doğal güzelliklerİ bakımından Afrika’nın, hatta dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. 2.345.410 km2 yüzölçümü ile alan olarak Afrika’da ikinci büyük ülkedir.
Demokratik Kongo Cumhuriyetin’de önemli sektörlerinden birisi de turizm. Kongo, çeşitli turizm potansiyellerine sahip. Bütün bölgelerde ve illerde yaban hayatı, doğal bitki örtüsü ziyeretçiler için cazip…
Doğaseverlerin uğrak noktası: Botan Vadisi Milli Parkı
Botan Vadisi Vadisi Milli Parkı, doğal güzellikleri, yaban hayatı ve endemik türleri ile hayranlık uyandırıyor. Yamaç paraşütü ve doğa yürüyüşü gibi sporlara elverişli olması nedeniyle doğaseverlerden de büyük ilgi görüyor.
Cumhurbaşkanlığı kararıyla 15 Ağustos 2019’da milli park olarak ilan edilen, Akabe ve Asur gibi tarihi ticaret yollarını barındıran Botan Vadisi Vadisi Milli Parkı, doğal…
Vanilya - Ece Mumay ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 4/4 C Disko Beste Ec... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/XTI8dwNlO0E?list=PL4ZyVqsXtJRAUcCdphyMV5YuvPw0ITD2q ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Vanilya - Ece Mumay ✩ Ritim Karaoke (Nihavend Minör 4/4 C Disko Beste Ece Mumay) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI : VANİLYA SÖZ GÜFTE : ECE MUMAY BESTE - MÜZİK : ECE MUMAY USÜL : 4/4 C DİSKO MAKAM - DİZİ : NİHAVEND - MİNÖR https://www.instagram.com/ecemumay/?hl=tr Ece Mumay @angierecords.co İletişim; Işıl Ercan +905332834873 [email protected] Söz-Müzik: Ece Mumay Prodüktör & Aranjör: Serkan Balkan Mix: Utku Ünsal Mastering: Utku Ünsal Yapım: Angie Records By Ece Mumay Yapımcılık Ltd. Şti Menajerlik ve Booking: Akademi Organizasyon Dağıtıcı Firma: DMC Yönetmen: Ferit Çetinkaya Görüntü Yönetmeni: Caner Demircioğlu Prodüksiyon Ekibi: Gürsel Dilmaç Kamera Ekibix: Kemal Çetinkaya, Furkan Kahraman Işık Ekibix: Şehmus taşçı, Kenan şeker Set Ekibi: Kaya ceddi, Emir kahraman Drone: Çağrı Türkoğlu Kurgu/Montaj: Emrah tekin Saç: Erbil Çaylak Makyaj: Berk Şilka Styling: Ela Bahçeci Basın PR: Promo medya Dans ekibi: Nisa Nur Uğur, Defne Elmas, Batuhan Değirmencioğlu, Yunus Emre Öztürtk "Vanilya" şarkı sözleri ile Akoru Bm Ağlama, aman aşkım, A Bİ’ daha beni, yollama Yaban ellere beni, Bm G Hele bi dans et, bayram etsin, A F#m Gözlerim, sana pek bi hayran G Em Yok öyle olmasın, dur naz etsin, F#m Beklerim, olur mu samanlık seyran Bm Paralama gönlümü, şeytan uyma G Yazık etme ne olur, A Bakma kimseye de kalbimi, F#m Katık etme, ne olur. Bm Kusuruma bakma da, oldu mu şimdi, G Bi karar ver ne olur, A E bi de çalsam ra pam papam pam F#m Vanilya gibi aşk olur. Bu içerik için hata bildir Ece Mumay Doğum 12 Ağustos 1998 (25 yaşında) İstanbul, Türkiye Milliyet Türkiye Etnik köken Türk[1] Meslek Şarkıcı, söz yazarı Etkin yıllar 2018-günümüz Ece Mumay (d. 12 Ağustos 1998, İstanbul), Türk şarkıcı ve söz yazarıdır.[2] Hayatı ve kariyeri Ece Mumay, Siirtli bir ailenin çocuğu olarak 12 Ağustos 1998 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Seslendirmiş olduğu Vazgeç Gönül isimli şarkı ile tanınmaya başladı. Galaksi isimli şarkısı YouTube'da 300 milyonun üzerinde dinlendi.[3] 14 Şubat'ta Sevgililer Gününe özel İsmail YK ile Dokuz Mevsim isminde bir şarkı çıkardı. Diskografi Albümleri Odamdan (2018) EP'leri Vanilya (2022) Single'lar "Dark in the Night" (feat. Sadrican Sağdur) (2018) "Söyle" (2019) "Hırka" (2019) "Uçurtma" (Taladro ile) (2019) "Ansızın" (Akustik) (2020) "Senden Sonra" (2020) "Bir Vedayla Bir Ömür" (Akustik) (2020) "Sen Diye Diye" (Akustik) (2020) "Vurulmuşam" (Akustik) (2020) "Galaksi" (2020) "Ax Pişti Te Yar" (2020) "Sade Kahve" (2020) "Rüyalara Sor" (Akustik) (Mustafa Ceceli ile) (2021) "Hengame" (2020) "Dokuz Mevsim" (Akustik) (İsmail YK ile) (2021) "Peri" (2021) "Olmadı" (Velet ile) (2021) "Haja Te Min Tû Ne" (2021) "Heba" (2021) "Cataleya" (Umut Timur ile) (2022) "Lila" (2022) "Yeterince İstersek" (Ecrin Su Çoban ile) (2022) "Bal" (2022) "Yeniden Kavuşacağız" (2022) "Affetmem" (2023) "Tanrıça" (2023) "Bu Şehir" (Tefo ile) (2023) "Panda" (2023) "Padişah" (Serdar Ortaç Şarkıları Vol. 2) (2023) "Deniz Atı" (2023) "Tılsım" (Taladro ile) (2024) "Şahit" (İlyas Yalçıntaş ile) (2024) "Pansuman" (2024) "Katran" (2024) Ödülleri ve adaylıkları Yıl Ödül Töreni Kategori Sonuç 2018 9. KTÜ Medya Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Kadın Ses Sanatçısı Kazandı 2019 Altın Plak Ödülleri Dijital Satış Ödülü (Odamdan) Kazandı 2020 Türkiye Vizyon Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Kadın Pop Sanatçısı Kazandı Mood Ödülleri Yılın Şarkısı (Galaksi) Kazandı 2021 5. PowerTürk Müzik Ödülleri En Güçlü Çıkış Yapan Şarkıcı Adaylık Gelişen Türkiye Ödülleri Yılın En İyi Çıkış Yapan Pop Sanatçısı Kazandı 47. Pantene Altın Kelebek Ödülleri En İyi Çıkış Yapan İsim Adaylık 2022 BAU 5. Müzikonair Ödülleri Yazın En Hit Şarkısı (Peri) Kazandı 6. PowerTürk Müzik Ödülleri En Güçlü Kadın Şarkıcı Adaylık Best Of Europe Ödülleri Yılın En İyi Çıkış Yapan Pop Müzik Sanatçısı Kazandı https://www.youtube.com/channel/UCV-q0JZ4BQCloIRvVJkTxJA
SES İzmir Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nde yetkili sendika oldu
KESK'e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), İzmir Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yetkili sendika olduğunu Ankara 4. İş Mahkemesi kararıyla kesinleşmesinin ardından açıkladı.
Ankara 4. İş Mahkemesi tarafından verilen karar ile Sağlık Emekçileri Sendikası'nın (SES) Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yetkili sendika olduğu tescillendi. Konuyla ilgili yapılan açıklamada konuşan SES 1 Nolu Şube Mali Sekreteri Emre Ateş, şunları söyledi:
“Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Kanunu olarak bilinen 224 sayılı kanunun yürürlükte olduğu dönemlerde sağlık hizmet birimleri en ücra köylere kadar yaygınlaştırılmış ve koruyucu sağlık hizmetleri esas alınmıştı. Ana ve çocuk sağlığı, hamilelerin sağlığı, çevre, su ve gıda sağlığı, birinci basamak tedavi hizmetleri ilaç ve sarf malzemeleri ile tıbbi alet, araç ve gereçlerin tamamı devlet tarafından ücretsiz olarak sunuluyordu. Bu sistemde yalnızca kadrolu memur istihdamı vardı. Herkesin iş güvencesi olduğu gibi, herkes yeni artışlar yapılıncaya kadar alacağı maaşı bilirdi. Sağlık hizmeti gerçek anlamda kamu hizmetiydi ve bu hizmetten yararlanabilmek için canlı olarak doğmak yeterliydi. Hayvan sağlığı hizmetleri de aynı mantıkla sürdürülür, ormanlar ve yaban hayatı korunurdu. Bu sistemin kapitalizmin verimlilik anlayışına uymadığı gerekçesiyle bu sisteme ilk savaş 1979 yılında dönemin sağlık bakanı tarafından açıldı. Sağlıkta koruyucu hizmet anlayışının terk edilmesi, bu alanın özel teşebbüse açılması gerektiği, ilaç fabrikalarının ve tedavi hizmeti sunacak hastanelerin özel teşebbüs tarafından yapılacağı ve böylece kamunun sırtından yükün kalkacağı iddiasıyla Sağlık Bakanı tarafından başlatılan saldırılar sonucunda 12 Eylül askeri darbesi sonrasında göreve gelen bütün hükümetler, kamu hizmetlerinin ve özellikle de eğitim ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ile görevli saydılar, bunu gerçekleştirmek için tüm güçleriyle çalıştılar.
"KAMU HASTANELERİ İŞLETMEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
Gelinen noktada artık kamu sağlık hizmetlerinden söz edilemez hale geldi. Kamu hastaneleri de dahil tüm sağlık hizmetleri işletmeye dönüştürüldü. Kazanç sağlayarak personelinin ücretlerini ödemeye çabalayan, tıbbi alet, araç, gereç ve sarf malzemelerini nasıl tedarik edeceği kaygısı yaşayan, bu arada hatırlı kişilere ihaleler yoluyla kaynak aktarmaya zorlanan sağlık işletmeleri yöneticileri doğal olarak bu iş ve işlemler sırasında kendisine sorun çıkarabilecek çalışanların haklarını savunacak, usulsüz işlemlere tepki gösterecek, gereği halinde bu işlemleri teşhir edecek, adli ve idari soruşturmalar açılmasını sağlayabilecek sendikaları hastanede yetkili sendika yapmamak için her türlü usulsüzlüğü, suç işleme pahasına yapmaktan kaçınmamışlardır. Hastanemizde 15-17 Mayıs 2023 tarihinde yaşanan olay da bu anlayışın sonuçlarından sadece birisidir. İşçilerin, memurların ve diğer tüm emekçilerin çıkarları doğal olarak sağlık işletmesi yönetimlerinin çıkarlarıyla çatışacaktır. Çünkü çalışanların çalışma koşulları, ekonomik hakları, sosyal ve kültürel haklarının korunması ve geliştirilmesi ile görevli sendikalar ile daha çok kâr sağlama amacındaki işletme yöneticisi mutlak surette uyuşmazlıklar yaşayacaktır. Bu nedenle de işletme yöneticileri bu durumda kendilerine güçlük çıkarmayacak, işverenin isteğinin kabul edilmesi için çalışanlar üzerinde telkin, baskı ve hatta tehditler başvuracak adeta işverenin çalışanlarla ilişkiler birimi gibi çalışacak sendikaya ihtiyaç duymaktadır.
"HUKUKSAL YAPTIRIMLARI OLACAK"
İşte 2023 yılı yetki sürecinde bu oyun bozuldu. Sendikamızın üyemiz olsunlar ya da olmasınlar tüm sağlık emekçilerinin sorunlarıyla ilgili çözüm üretme çabaları, her türlü destek, eğitim vb. çalışmaları sonucunda Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözlşeme Kanunu gereğince 15 Mayıs tarihi itibarıyla sendika aidat kesintilerine göre yapılan tespitte en fazla üyeye sahip sendikanın SES olduğunun anlaşılması üzerine, hastane yönetimi yetkisi olmadığı halde bir soruşturma başlatarak sağlık çalışanlarının sendika seçme özgürlüklerini ihlal etme pahasına istifalarını keyfi şekilde geçersiz sayan ve onları istifa ettikleri sendikaların üyeleri sayma gafletine düşen usulsüz ve yetkisiz bir soruşturma raporunu esas almak suretiyle yetkili sendikanın Sağlık-Sen olduğuna dair açıklama yapmışlardır. Oysa olması gereken 4688 sayılı Kanunun emredici hükmü gereğince 15 Mayıs tarihindeki sendika aidat kesintilerine göre SES'in yetkili sendika olduğunun tespiti idi. Bu durumda bu sonuca itirazı olan sendika varsa o sendikanın yine kanun gereğince yetkilendirilen Ankara İş Mahkemelerinde itiraz davası açması idi. Hastane yönetimi tam tersinde ‘Ben yetkisiz sendikayı yetkili yaptım. Yetkili Sendika siz gidip itiraz davası açın’ dedi. Biz Sendika olarak bir yandan itiraz davası açtık, diğer yandan da suç işleyen yöneticileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Nihayet Ankara 4. İş Mahkemesi’nde görülen itiraz davası sonucunda SES'in yetkili sendika olduğu, tüm kayıtların ve tutanakların bu şekilde düzeltilmesi gerektiğine karar verildi. Ancak, maalesef mahkeme yasa gereği en geç 2 ayda sonuçlandırması gereken davayı bir yılda sonuçlandırdığı için bu karar elbette 2023'ten bu yana haksız ve hukuka aykırı olarak gasp edilen yetki hakkımızı geri getirmeyecek, ancak ilerleyen günlerde görüleceği üzere bazı hukuksal yaptırımları olacak.
"SENDİKALAR YETKİYİ YÖNETİMLERDEN DEĞİL EMEKÇİLERDEN ALIRLAR"
Peki bu mahkeme kararı ne söylemiş oldu? Bu karar ile her şeyden önce ehliyet ve liyakat bakımından yetersiz yöneticilerin yaptıkları işlemlerin tamamen kayırmacılık ve çıkarlar üzerine kurulu olduğunu, yöneticilerin sendikalar arasında taraf olduğunu, eşit davranma yükümlülüklerine uymadıklarını ortaya konuldu. İş yerimizde talimatla usulsüz soruşturmaların ve keyfi uygulamaların yapıldığı gün yüzüne çıktı. Sadece iş yerimizde değil tüm kamuda yıllardır dile getirdiğimiz atanmış değil liyakatlı yöneticilerle yönetilmek istiyoruz talebimizdeki haklılığımız gün yüzüne çıktı. Çalışanların iradesini görmezden gelerek yetki hakkını gasp eden yöneticiler aynı zamanda kamu zararına da sebep olmuşlardır. Biz SES olarak gerek genel merkez gerekse İzmir şubeler olarak ilgiler hakkında yaptığımız suç duyurumuzun / duyurularımızın en yakın takipçisi olacağımızı ve bu haklı mücadeleden vazgeçmeyeceğimizi bu haklı hukuksal kazanımdan doğan tüm haklarımızı alıncaya kadar fiili meşru mücadele başta olmak üzere hukuksal mücadelemizden de vazgeçmeyeceğimizi tüm kamuoyu, çalışanlar, tüm üyelerimizin bilmesini istiyoruz. Bitirirken bir kez daha ifade edelim ki, en baştan söylediğimiz gibi, sendikalar yetkiyi yönetimlerden değil emekçilerden alırlar. O nedenle de bu iş yerinde meşru yetkili sendika SES'tir.”
https://www.youtube.com/watch?v=7Ct9FPFwSq4&t=320s
Read the full article