Tumgik
#aşk nedir
civcivwq21 · 1 month
Text
"Bakarken kıyamamak mı?
Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?"
24 notes · View notes
3391kilometre · 2 months
Text
Tumblr media
16 notes · View notes
unknown4928 · 2 months
Text
Tumblr media
8 notes · View notes
karanliginsesizligi · 5 months
Text
Benim beklediğim aşk başka! O bütün mantıkların dışında, tarifi imkansız ve mahiyeti bilinmeyen bir şey. Sevmek ve hoşlanmak başka; istemek bütün ruhuyla, bütün vücuduyla, her şeyiyle istemek başka… Aşk bence bu istemektir. Mukavemet edilmez bir istemek!.
- Sabahattin Ali -
18 notes · View notes
mecnun1cinar · 10 months
Text
Az kaldı sabrımı sınıyolar, bir kişiyle sevgiliyken gözünüz nasıl başkasına kayabiliyor cidden ne iğrenç varlıksınız siz amk 1 KİŞİ BAK O BİR KİŞİ dünyaları verse değişmezsiniz işte siz aşkın sevginin her şeyin içinden geçtiniz,sevgilisi varken başkasına gönlü kayıyolarmış cidden allah sizi sizin gibilere saklasın umarım hiçbirinizle yolumuz dahi kesişmez
Tumblr media Tumblr media
33 notes · View notes
Text
Aşk nedir?
81 notes · View notes
geceninisigi07 · 5 months
Text
Aşk…
"Aşk, denizin içindeki dalgalar gibidir; bazen hüzünlü gelir, kıyıya vuran her dalga bir anıyı hatırlatır, ancak bu hüzün, kumsala yazılmış güzel bir hikayenin parçasıdır."
Aşk gerçekten var mı acaba benim için yok çünkü öyle bir duyguyu tatmadım…
11 notes · View notes
bahariinyo · 4 months
Text
Kalbinizi kirlettiğiniz, aslında bomboş bir ego peşinde koşarken aşk sandığınız, sevginizi de kendinizi de tamamen kaybettiğiniz şu günlerde çoğumuzun fikri dahi olmadığını bildiğim bir şeyler anlatacağım size.
sevgi nedir?
Hepimizin aklında farklı şeyler canlandı biliyorum ve en basit haliyle de anlatıyorum.
Bence aşkı anlayamazsınız, tanımlayamazsınız.
O deli aşkın insana bir kere uğradığına inananlardanım ben. Sevgi hep yaşanır, ölçütü sınırı yoktur. Ama aşk tek birinde yaşanır ve ona aittir. Sadece daha önce yaşamadığınız için bilemezsiniz. Aşk masalları dinleyerek büyürsünüz. Aklınızda hayaller kurarsınız. Düşünürsünüz; belki yıllarca neyi beklediğinizi bilmeden onu beklersiniz işte. Sonra bir gün birisi çıkar karşınıza. Anlayamazsınız. Farklı gelir. Acaba dersiniz, beklediğim o mu? Ne gariptir ki karşınıza çıksın diye yıllarınızı verdiğiniz şeyin karşınızda olma ihtimali bile ürkütür sizi. O an korkarsınız. Ama öyle farklı bir korkudur ki bu siz kaçmaya çalıştıkça daha da içinde bulursunuz kendinizi. Ayaklarınız size sormadan "ona" yürümeye başlar. Gözleriniz başkasına bakmadan yanlızca "onu" arar. Burnunuz o tanıdık kokuyu daha iyi alabilmek için hassaslaşır mesela.
En çok da kalbiniz..
Hükmünüzün sıfıra yaklaştığı, bazen elinizi koyup neden bu kadar hızlı atıyorsun diye bol bol kavga edip kızdığınız anlarda nolduğunu anlayamadan hemen sonrasında onun küçük detaylarını incelerken bulursunuz kendinizi. İlk önce kirpiklerini farkedersiniz. Sonra gözlerine uzun uzun bakmaya başlarsınız. Gözlerinin yansımasından kendinizi görmek, sizin bu hayattaki en büyük mutluluğunuz olur birden. Bazen konuşmazsınız, konuşmak istemezsiniz. Yanlızca oturup gözlerini izlersiniz. Keşke dersiniz,
Keşke orda yaşasam...
Bu hayatta kurulabilecek tüm cümlelerden ve verilebilecek tüm sözlerden daha özel, daha güzeldir.
Çıkartmazsınız aklınızdan. Yanınızda olsa da olmasa da gözünüzü kapattığınız an aynı yansımayı görürsünüz.
En canlı renk paletinden daha fazla rengi yaşatır size o kahverengi gözleri.
Sonra sağ gözünün üstündeki yara izini fark edersiniz. Kızarsınız kendinize, çok kızarsınız. Neden küçükken onu koruyamadım, diye düşünürsünüz. Üstünden yılların, geçtiği belli belirsiz olan o ize dokunamazsınız. İlk başta canınız yanar. Onun belki hatırlamadığı o acıyı içinizde yüzlerce kez hissedersiniz.
Zamanı geriye almak istersiniz ama yapamazsınız.
O fark etmez ama elinizden tek gelen şey her seferinde ufacık öpmektir. Onun için değil kendi kalbinizdeki acıyı almak için öpersiniz orayı,
Geçicekmiş gibi
Dokunmaya kıyamadığınız dudakları vardır mesela. Dokunmayı geç, ne kadar zaman geçerse geçsin bakmadığınız, utandığınız, mimiklerini ezbere bildiğiniz yüzü, sinirlendiğinde sakinleşmek için aldığı nefes olmak istersiniz.
Belli etmeden gülümsemeye çalıştığı anlarda hemen yukarı doğru kıvrılan dudak kenarlarını görüp saatlerce öyle kalasınız gelir.
Güneş vurduğunda gözünüze çarpan o kahverengi saçlarıyla oynarsınız. Misler gibi kokar.
Öyle gariptir ki ona sarılmak; dışarıda kıyamet kopsa siz yine beşiğinde uyuyan bir bebek gibi hissedersiniz. Korur, kollar. Öyle büyük bir güç, öyle büyük bir güvendir ki o yıkılmazsınız, yıkamazlar sizi.
Bazen arkanızda durur, size cesaret verir. Bazen yanınıza gelir, sizin elinizi tutar ve destek olur. Bazen de sizden önce yola koyulur, sizi korur. Yorulmaz. Yorulsa da size belli etmez.
Ama en sonunda bir an gelir.
O her şeyi, herkesi karşısına alan insanın biraz dinlenmeye ihtiyacı olur. Küçük bir bebekten farksız bakışlarıyla gelir yanınıza. Bazen mahçup, bazen tedirgin. Anlamak istersiniz ama konuşturamazsınız onu. Açarsınız kollarınızı yanınıza, kafasını göğsünüze saklar. Orda biraz ağlar belki. Sımsıkı sarılır size. Her an gidecekmişsiniz gibi dakikalarca.
Anlaşmak için konuşmaya ihtiyaç duymamak, hissetmek..
Kalbiniz artık "onunla" öyle bir bütündür ki, kederi de sevinci de o hissedince hissedersiniz.
Beraber büyürsünüz.
Çok kırarsınız.
Çok da kırılırsınız.
Ama günün sonunda yarayı açan da kapatan da aynıdır.
Sayamayacağınız kadar anı biriktirirsiniz beraber. Şarap gibi anılar; zaman geçtikçe tatlanan, değerlenen.
Arada şöyle bir oturur konuşursunuz. Gözleriniz dolar. Hatta, neler yaşamışız, dersiniz. Tam o sırada elinizde olan eli görürsünüz. İyiki yaşamışız, der.
...
Gözlerinizi kapatırsınız.
Bazı geceler uyuyo numarası yaparsınız. Kalkıp üstünüzü örtüp uyandırmaktan korkarak başınızdan öpüp kaçar. Hiçbir örtünün ısıtamayacağı kadar içinizi ısıtan tek şeydir o uyku. Bazen uyanır gibi olur ve gözünüzü kısarak bakarsınız. Sizi izlediğini görürsünüz.
İlk günkü bakışınızı onun gözlerinde, tam aynısını görürsünüz işte tam o an.
5 notes · View notes
Text
"İnsanlar neden birbirlerine öfke ile bağırır?"
"Çünkü iki insan birbirine öfkelendiği zaman kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerinin seslerini duyabilmek için bağırmak mecburiyetinde kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir."
9 notes · View notes
ulduzlaradogruu · 8 months
Text
Tumblr media
" Mövzu bəsitti: bənzər, bənzəri çəkər. Hamısı budur... "
11 notes · View notes
bigelsendiyorum · 8 months
Note
Aşk nedir?
Eskiden aşka inanırdım da artık inanmıyorum sanırım. Aslında ne düşündüğümü kendim de bilmiyorum. Eskiden aşkın asla bitmediğini düşünürdüm. Sonsuza kadar süren bir şey olduğunu sanardım. Her şey çok toz pembe geliyordu. Öyle değilmiş tabi ama nasıl olduğunu da bilmiyorum ve bilmek de istemem açıkçası:)))
8 notes · View notes
skystufs · 3 months
Text
O kadar çaresizim ki arama motorunda “aşk nedir?”adlı soru var
2 notes · View notes
3391kilometre · 2 months
Text
Tumblr media
Aşk neydi?
19 notes · View notes
unknown4928 · 6 months
Text
Tumblr media
Anne ben bir suçluya aşıktım.
7 notes · View notes
susturunbeynimi · 3 months
Text
Öyle kötü bir anda geldin ki
Ne kadar ihtiyacım varmış güzelliğine.
2 notes · View notes
sisifosunmetaforu · 7 months
Text
Aşk bazen mesafeye rağmen sevmektir. Kokusunu bilmeden sevmektir. Yan yana geldiğinizde boylarınızın nasıl durduğunu bilmeden sevmektir. Aşk, engelleri gördüğünde onları aşabileceğini bilerek sevmektir. Bazen de umutsuzluğa kapılmak. Ama umutsuzluk dediysem de her insanın zaman zaman kapıldığı o umutsuzluk değil. Aşk umutsuzluğun sonunda görünen o ışığı bilmektir. Aşk güvenmektir. Aşk onunla gelecek kurmaktır. Aşk korumaktır. Aşk korkmaktır. Ya da sadece 3 harfli bir kelimedir.
3 notes · View notes