Tumgik
#birliktelik
ilmiyyat1453 · 5 months
Text
.الشافعي يقول: ليس سُرُورٌ يَعْدِلُ صحبةَ الإخوان، ولا غمّ يعدل فراقهم
İmâm Şafii Hazretleri diyor ki: ''İhvânın sohbeti ve onlarla birlikteliğe denk bir sürur, onlardan ayrılık kadar büyük bir gam yoktur.''
34 notes · View notes
derdiderun · 6 months
Text
Yüce Allah, İsrailoğullarına hitaben:
"Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimetimi hatırlayın" (Bakara 2/47.) buyururken, müminlere hitaben: "Öyleyse yalnız beni anın" (Bakara 2/152.) buyurmuştur. Çünkü İsrailoğulları maddeci bir zihniyete sahiptir ve bundan dolayı Cenâb-ı Hakk onlara dünya nimetlerini hatırlatmıştır.
(Kur'ân'dan İncelikler - 1)
#boykotaDevam
21 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
missicardi · 8 months
Photo
Tumblr media
Gelen Kadın Benim Karım (on Wattpad) https://www.wattpad.com/story/345954993-gelen-kad%C4%B1n-benim-kar%C4%B1m?utm_source=web&utm_medium=tumblr&utm_content=share_myworks&wp_uname=ElifCylnnn2&wp_originator=D3%2BdFAelprlrgKdYDk%2BXPO%2FbZFT12lHeoQDY7wKNf6EJCD6jegXJiq6uItPYAqd6%2Fz6mJqlZbXwuBgRAKeQ7SKJKe71vF6qPHrSaLAO8Hh11%2Bm%2FrMQ0BbuQNYUkIf1Gn Ben Ayaz ama bana genelde ''aylak, zibidi, manyak'' derlerdi ancak benim favorim her zaman karım Ayla'nın ''korkusuz korkak,'' ya da ''başıboş dublör,'' deyişiydi. Ben bir dublördüm o ise güzel alıcı ve seksi bir doktordu. Karşılaştığımızdan beri onun hastasıyım. Büyük oynayarak yirmi metreden atlayacağım tır bagajını gözüme kestirmiştim kestirmesine ancak bu bedenime ağır geldiği için beni tek solukta hastaneye götürdüler. Gözlerimi açtım ve karım karşımda! Ne olur Ayla'dan sürekli karım diye bahsetmemle alay etmeyin zira onun karım olması bence doktorluk kariyerinden daha mühim bir işti. Onunla evlendiğim için gururluydum. Ayla silah kullanabiliyordu ve ağır bir kadındı. Uzun boyu uzun saçları ve kıvrımlı beli başımı döndürüyordu. Ah Ayaz ne yapsın ki başka? Benden kaçıp durdu ama sürekli de bana tosladı. Sinirliyken bile tatlıydı benim karım. (Allah aşkına sen mükemmelsin Ayla!) Mesleğimden şikayet edip dururdu ama ben bu işi seviyordum, kendi yağında kavrulan bir adamdım ben anlarsınız ya. Çoğu zaman vazgeçmemi söyledi ama- akıllı kadının hali bir başka oluyor- hiç işimle kendisi arasında bir seçim yapmamı istemedi. Onunla tanışana dek aşka inanmaz biriydim. Ayla da aşka inanmıyordu o yüzden beni tekmeleyip durdu. İlk ben aşık oldum sonra da onu aşık etmeye çabaladım ve beraber aşık olduk. Eğlenceli bir ilişkimiz vardı çünkü karımın kalbi de yüzü de güzeldi. Cebimiz ortak olsa da parasız kaldığımızı anımsamam. Çünkü karım hastaneden eve dahi gelmiyor! Onu tavlamam nasıl zor oldu bilmiyorsunuz ancak öğreneceksiniz ve bundan sonra olanların sorumlusu ben ve güzeller güzeli karım Asya Yakar değildir!
1 note · View note
louisa00 · 1 year
Text
25.12.2022
Mavi gökyüzüdür, gökyüzü ise sonsuzluk. Biz o sonsuzluk kadar sonsuz olalım. Eğer sonsuzluğun da bir sonu varsa biz orada da birlikte olalım...
1 note · View note
lofibull · 2 years
Photo
Tumblr media
#birliktelik Yalnızlığın. https://www.instagram.com/p/CjilzM0tREF/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
kanalmalatya · 2 years
Text
Tolga Akış'tan Zeynep Bastık-Seren Dal yorumu!
Tolga Akış’tan Zeynep Bastık-Seren Dal yorumu!
Son dönemin popüler isimlerinden şarkıcı Zeynep Bastık ile Tolga Akış, üç yıllık birlikteliğin ardından geçtiğimiz yıl temmuz ayında nikah masasına oturmuştu. Ancak ikili, sürpriz bir kararla boşanacaklarını duyurmuştu. Bastık, ayrılık açıklamasında, “Tolga benim için bir sevgiliden veya eşten çok daha fazlası oldu hep. O yüzden bu evliliği sonlandırma kararı alırken çok dramatize etmedik”…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mehmetulubey · 2 years
Photo
Tumblr media
Bence herseyi anlatıyor bu cümle… Tüm yanlışları düzeltebilecek, tüm çabaların kutsallaştırabilecek…. #evlilik #aşk #sevgi #sevgili #yolarkadaşım #yolarkadaşın #yolarkadaşı #birliktelik #evlenmek #çift #çiftterapisi #çiftterapisti #çiftterapi #yolalmak #mutluolmak #aileolmak #aileolmakiçin #aileolmakgüzeldir #aileherşeydir #çiftproblemleri #ailepsikolojisi #aileproblemleri #ailedanışmanı #ailepsikologu #aileterapisi #azerbaycan #almanya #almanyadakitürkler https://www.instagram.com/p/CghsHuSov4j/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
seslimeram · 2 years
Text
Bozuk
Tumblr media
Bir zamanların televizyon gösterisi, sirklerinden birisinde yayınlanmış bir skeçte anıldığı gibi her şey bozuldu. Bozdu, bozdu, bozdu öyle bir bozdu ki biz daha fazla bozamaz artık dediğimiz yerde daha da bozdu diye süre giden bir tekerleme bugünün hakikati oldu, iyice sabitlendi. Bozulmanın çürümeyle alakalı yüzeyi var edildi. Hiçbir biçimde iyileşeme yok bu yeni ülke düzleminde. Her günü öncesinden ağır sınav kılınması da söz konusu olundu işte. Yerleşik kural / nizam / kaide, hürriyet tanımlarının çürütülmesinin de çıkageldiği bir zemini sundu bozulma. Hakkaniyet kavramı zehirlenirken, tüm bu ahval bir biçimde nihai bozulmanın deney sahnesi kılınırken madun siyasetin aktörleri ülke denileni çukur kılmaktan geri adım atmaz. Laf ola demokrasisi çok anılınca var olmayan ifade özgürlüğü dahası her yurttaş eşittir / hakları tamdır gibi boş çene karşılığı kalmamış söylemlerin açık refakatinde çürüme evreleri aşılır. Memleketin ehven ile olan yolunun kesintisiz bir biçim ile tarumar edilmesi gerçeğimizdir. Bozulan şey hayat mefhumunun savunulmasının artık imkansız konulmasıdır. Yıkıma, çürüme, aralıksız her günün sınav kılındığı bir menzilde normalin yitimi ile çıkagelen her şey bu bozulmayı işaret eder, doğrudan.
Bir biçimde hayatın ehveninden çekilip çıkartılması, anormalin normatif ilan edilmesinin o katran karası yolunu bildirendir bozulma. Bozuk kılınmış düzende sağlam çark olmazın kesintisiz hakikate taşınmasının evreleri son yirmi yılda var edilenlerle beraber her günün her anın biraz daha denetim, gözetim ve tahakkümle ilintili kılınmasıyla var edilendir işte. İçinde kalakaldığımız güncellik dahilinde muktedirin ekonomik çökertmesinin yanında bir biçimde pandemiye dönüşmüş olan nefret siyasetinin / ırkçılık pratiklerinin de önünün açılmasıyla o bozulma kesintisiz kılınır. Mütemadiyen erkanın var ettiği pragmatik sözler, eylemler ve kanun görünümlü ön almalar / hiza çekmeler / kırmızı çizgi bina etmelerin ol ortak istikametinde bir de bu kesintisiz nefretle birlikte sunulanlar sayesinde hayatın bariz ehven olandan ayrıştırılması söz konusu edilir. Normalini epeydir kaybetmiş bir sahnede, hayat hakkının hiçe sayılması, her günün biraz daha azaba dönüşümü, nihayetinde insani olanın erdeminin zayi edilmesiyle mümkün kılınır. Başkaları konuşurken ak parti yapar mefhumunun doğrudan karşılığı bu yaşatılanlardadır.
Genel geçer değil, bir düğmeye basılmış gibi mot-a-mot aynı noktalardan ses verebilmeyi var eden, perinçekgiller, özdağlar, sonuçlar (cahreyn), ki sonuncusu zaten başlı başına bir reyting şebeği olduğunu biraz daha afaki bir biçimde suna gelir o hakikatin eğilip bükülen bir mesele dönüşümünü imler. Kimliklere, sığınan insanlara, kafa kağıtsızlara, buralı da olmuş olsa öteki addedilen Kürd ve Ermenilere, illa ki bir biçimde Suriyelilere, Afgan ya da herhangi bir başka üçüncü dünya ülkesinden yolu buraya düşmüş herhangi birisine ya da birilerine doğrudan yönlendirilen nefret / ayrımcılık halleriyle o iktidarın saman altından yürüttüğü sinsi siyasetin de tamamlandığını görebilmek mümkündür. Kamusal ol alanın yeniden biçimlendirilmesi, kurucu önderin şu şerefli topraklarda Ermeni’nin bir karış hakkı yoktur bahsinden, 1921 anayasasında atfedilmiş olagelen Kürd / Kürdistan bahsilerinin bugün inkar olunmasına, konser engellemelerinden, bir siyasetçinin medz yeghern’e dair mecliste konuşulsun bahsinin lince dönüşümüne kadar pek çok katmanla o nefretin boyutunu bildirir. Niteliği en başından bu yana Türk kimliğinin ta kendisinden salt ona ait bir yerin imalinin aldığı boyut, ötekisine karşıtlığın her türlüsünün normalin ta kendisine dönüşümüyle bir kere daha bina olunurken bu bozulma değilse her nedir ki sahi ama sahiden? Bir asırdır kendi yerinde saymaya devam diyen bir cüretin kıyısında hayatın o ehvenden alıkonulmasının / önünün tıkanmasının akıbeti her neyi var edecektir büsbütün acılar dışında.
Bir menzildeki topyekun dışlamanın, ötekisi ilan edip, sınırlandırmanın, linç ettirme çaba ve uğraşının kıyısında her neresi bozulmamıştır ki sistemin. Anlatılanlar ile hakiki olanın arasındaki uçurumlar dehşet değil midir? Ezber edilmiş anlamlar, ön yargılar, ithamlar ve ya tutarsa denilerek atfedilmiş denemeler arasında kaybettirilen hayat hakkı her ne olacak, bu menzilde hayat her nereye varacaktır. Misal, ırkçılığı sahiplenmiyor görünen iktidarın o elinin altında besleyip büyüttüğü bir taşeron yapının başındaki temsilin şu bahsini her nereye koyabiliriz. “Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz.” Biteviye arz edilmiş olagelen demokrasi var bu memlekette, darbecilik ve ilgili tüm kurumlarıyla yüzleşildi, geçti gitti o günler falan denilirken, bir kere daha sistemin ta kendisinin dönüştüğü / muktedir eliyle de onandığı bir zeminde hayatın istikametine bu kadar çok müdahale bir bozgun değil midir? Sandık mefhumunun laf kılındığı, göreceliliği bir yana demokrasi deneyiminin zaten kerhen var edilebildiği bir uzamda, belli bir düzlemde bu ön almalar, o aba altından gösterilen sopalar gibi nicesinin varlığı bozulan ülkeyi anlatmıyor mudur, hala?
Süreğen kılınmış bir hedef alma, birbirinin peşi sıra savunulduğu zannedilen en kısacası ile ötekileştirme, hiçbir türlü sonlanmayan had hudut bildirimleri olması gerekenlerin bir çırpıda yalan ilan edilmesi, edilebildiği bir düzlemde bütün bu hengamede hayat her neye dönüştürülür. Bildiğimiz tüm anlamlarıyla birlikte var edilmiş olanın gerçekliği eğilip bir yandan bükülürken, madun siyasetin tüm aktörlerinin / siyasetçi titri dışında kalakalmış o atanamamış güruhların / kastların / elit kesimlerin beraberliğinde zaten kaypaklık halinin, evresinin tamamlandığı bir zeminde günce tek başına yıkıma çıkar. Birlikteliğini apaçık bir biçimde düşmanlıklar imal edip, ötekilere karşıt / nefret söylemi / hakaretamiz bir hal ve birlikteliklerle kura gelen menzilde, bozulma kaçınılmazdır. Bozulan / işlevsizleştirilen ve daimi bir biçimde çürümeye terk edildiği sürekli unutturulan sıradan insanların hakları, var olma mücadeleleridir. Kesin bilgi.
Sansür yasası olarak görünen, gel gelelim dezenformasyon ile mücadele olarak zikredilip bir biçimde meclisten onama makamı, baş amire yollanmaya çalışılan yasanın suna geldiği her şey de bu bahse konu bozulmaya bir başka örnektir. Toplumsal muhalefetin, o sırça köşklerden yapılan, değerlendirme, atfetme, biçimlendirme çabalarının dışında kalan Gezi Başkaldırısı sırasında enikonu görünür kılınmış itiraz hakkının üzerinin çizilmesinin, pandemi sürecinden bu yana sürekli olarak güncellenen yok sayma, inkar etme, örtbas ve dahası yalan bunlar diye geçiştirmelere maruz bırakılan hakikatlerin artık ismen dahi var ya da yok diye bildirimini imkansız kılacak bir yönelim temellendirilir. Gazeteciliği salt, muktedir ve saray takımının onadığı kesimlere ait, propaganda faaliyeti sanmalarının ol nihai temsili bir kere daha sabitlenmek istenir. İddia, olayların akıbeti, var edilmiş bütün kötülüğe dair itiraz / sorgu mümkünatsız kılınmaya çalışılır. İktidar pratiğinin güncelliği, makamların yirmi koca yılda aldığı görünüm, hemen hemen herhangi bir konuda ortalıkta sadece biz ve onlar ayrımından başkasını bırakmayan, buna rağmen muhalif kalemlerin de sözünü / sesini kesemeyen bir iktidar için canhıraş bir uğraşa dönüşür, yeni kanun. Bu kadar afaki bozulmanın var edildiği yerde, hakikate kim nasıl ulaşacaktır, ne ara sahiden de sansürün farkına varılıp, itiraz hakkı yüksek sesle dillendirilecektir, meraktayız. Bunca her şeyin zıvanadan çıktığı, her yaranın, her itirazın, hemen her durumda hayatın bizatihi ta kendisinin maniple edildiği, hakir görüldüğü, insanların eksik kılındığı bir zeminde ne olacaktır gidişat bu ileri demokrasi dahilinde meraktayız.
Ruken Tuncel'in Bianet'teki haberidir: Tiyatro Mencel'nin 31 Mayıs'ta sahneleyeceği "Hay Lo Dîsa Tevlîhev Bû“ adlı tiyatro oyununun Tatvan Kaymakamlığı tarafından iptal edilmesi üzerine 21 dernek, kültür merkezi ve enstitü açıklama yaptı.
"Kürt dili ve kültürünün, Kürt halkının temel ortak paydası" olduğu belirtilen açıklamada, konser ve tiyatro oyunu gibi etkinliklerin iptallerine sunulan gerekçelerin "bahane" olduğu ifade edildi.
"Kürt halkı yasaklama ve saldırılarla dilinden vazgeçmeyecektir" denilen açıklama şöyle:
"Kürt diline yönelik yüzyıllardır devam eden sistematik düşmanlığın son dönemde tiyatro, konser ve etkinlik iptalleri şeklinde ivme kazandığını görmekteyiz. En son da dün, 27 Mayıs günü, Tatvan Kaymakamlığı tarafından Kürtçe bir tiyatro oyunu iptal edildi.
"İptallere yönelik öne sürülen gerekçelerin bahane olduğunun, asıl konunun Kürtlerin her yerde kendi diline ve kültürüne sahip çıkmasının yarattığı tedirginlik olduğunun farkındayız.
"Kürtçe her ne kadar resmi dil statüsünden mahrum bırakılmış olsa da ve her fırsatta doğrudan veya dolaylı olarak yasaklansa da ve insanlığın en asgari değerleri ayaklar altına alınıp sürekli saldırıya uğrasa da, her gün zenginleşmekte ve hak ettiği konuma daha fazla yaklaşmaktadır.
"15 Mayıs Kürt Dil Bayramında da tekrar görüldüğü gibi, Kürt dili ve kültürü Kürt halkının temel ortak paydasıdır ve hangi siyasi görüşe bağlı olursa olsun her Kürt aynı kaygılarla diline ve kültürüne sahip çıkmaktadır.
"Bu nedenle demokrasi ve eşitlikten yana olan, çok dilli ve çok kültürlü bir toplumun demokrasi ve eşitliğin temel gerekliliği olduğuna inanan herkesin ve her siyasi partinin bu yasaklama ve engellere karşı tavrını net olarak ortaya koyması gerekmektedir. Kürtlerin diline ve kültürüne saldıranlara ve tekçi zihniyete karşı ses çıkarmayanlar da Kürt halkı nezdinde bu saldırılara ortaktırlar.
"Dil ve kültürünü sahiplenme, Kürt halkının temel yasası ve en geniş paydasıdır. Devlet yıkıp devlet yaratan dünya savaşları dahi bu gerçekliği yok edememişken etkinlik iptaliyle Kürtçenin önüne set koymaya çalışmak müflis bir siyasetin son çırpınışlarıdır.
"Tüm bu yasaklama ve saldırılara karşı dilimizi her yerde konuşarak, her yerde anadilimiz Kürtçeyle şarkı söyleyip sanat icra ederek gerekli cevabı vereceğiz. Kürt halkı yasaklama ve saldırılarla dilinden vazgeçmeyecektir. Kürt dili ve kültürüne karşı yapılan bu yasaklamalara karşı hayatın her alanında dilimizi savunacağız."
İmzacı Kurumlar: Kürt Dili ve Kültürü Ağı, Mezopotamya Kültür Merkezi, Mezopotamya Dilleri ve Kültürlerini Araştırma Derneği (MED-DER) İstanbul Kürt Enstitüsü (Kürt Araştırmaları Derneği), Amed Kürt Enstitüsü, ARSİSA Dil, Kültür ve Sanat Araştırmaları Merkezi Derneği, Kürt Edebiyatçıları Derneği, ARİ-DER Dil be Kültür Araştırmaları Derneği, Birca Belek Derneği, AVESTA – Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği, Ferat Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (FERAT-DER), Doğu Güneydoğu Dernekleri Platformu, Muş Dernekler Federasyonu, Şirvan Dernekler Federasyonu, Wan Dernekler Federasyonu, Iğdır Dernekler Federasyonu, Batman Dernekler Federasyonu, Elazığ Karakoçan Dernekler Federasyonu, İstanbul Patnoslular Platformu, Destar Dergisi, Ekoloji Derneği"
Bu ortak seslenişin var edildiği günlerde, suç işleri bakanı şu demeci verir: “Bugün herkes kendisini çok rahat ifade ediyor. Sadece ifade etmiyor, eşit vatandaşlık kavramı içinde bunu sağlamaya çalışıyor. Bugün Türkiye'nin 81 vilayetinde hiç kimse etnik kökeni, mezhebi dolayısıyla farklılaştırılmıyor. Bunu AKP kadrolarına borçluyuz!” Zaytung metni değil, yukarıdaki koca bir paragraf boyunca süre giden hengamenin ortasında bir biçimde zorbalıkla men edilmeye çalışılan Kürd sesi / sözünün kıyısında bu bildirim var ediliyor. Gram yalan söylendiği anlaşılmasın diye üstüne serpiştirilen milyonlarca yurttaş, eşitlik gibi kavramlar, yaparsa bunu hırt parti yapar gibi saptamalar maalesef görünen sabit sansürü aşmaya kafi gelmiyor. Yapılanların lafta değil doğrudan devamlılığı sağlama alınmak istenen bir düzen / biçim / yönlendirme olduğu her defasında bambaşka numunelik yasak icat olunarak var ediliyor. Bütünüyle dilin, vardığı eşikler, açtığı sınırlar ve bu toprakların kökünde yer bulana karşıtlık için her gün bir ucubelik makamdan çıka gelen tahayyüllerle hayat kuşatılıyor. Kürd sivil toplum kuruluşlarının var ettiği meram da buna karşı bir ses veriştir.
Bütünüyle döngü tamamlanmaya çalışılıyor. Birkaç hafta boyunca süre giden Aynur Doğan linç ettirme gayreti, konser vermesin çıkışının dibinde Mor ve ötesinin konserinde altı koca yıl sonra fark edilen içki yasağına bir dolu argümanla hayat hakkı sıradan olanın elinden gasp ediliyor. Misal kökenleri buraya ait olan, ailesinin geçmişindeki yarayı olur a sorgular diyerekten Kültür Bakanlığının desteklediği Başkent Kültür Yolu güncesinde sahne alması planlanan dünyaca ünlü keman virtüözlerinden Ara Malikian’ın konseri şıp diye iptal ediliyor. Sıradanlaştırılmış bir argüman kılınarak yasak hemşerimcilikle birlikte bir kere daha fabrika ayarlarına geri dönüşü, en olmadık icraatlar ile var ediyor bir ülke. Bu bahisler bir bozulmayı bildirmiyorsa her ne bildirecektir. Bozulmaya devam diyenin salt mecazi bir toplam değil gündelik yaşamın ta kendisi olduğu her müdahale ile biraz daha afaki kılınır. Cerahat güncellendikçe, dört bir yanı kuşatan tahakküm veçhelerine yenileri eklendikçe muktedir kendisine yeni ihtimaller var edebildiğini düşünür. Bozuk, bozulma, bozulan oradan başlayarak güncel kılınır. Bütünüyle memleket zapturapt altına alınabildikçe iktidar pratiğinin de soluk alması söz konusu edilir. Böyle bir toplam, bu kadar yalın bir cerahat sarmalının ortasında hakkaniyet yerle bir edilirken hangi gün iyi olabilir ki? Düşündüğümüz, tasalandığımız, müşterek bir yaşam hakkının toptan imhasını var edebilecek bir iktidar kliğinin eline rehineliğimizdir. Bozulan, bozuk kılınan, ezberden değil sahiden de bozgunlarla yol alan bir menzile alışıyor musunuz, emin misiniz! Düzen her defasında, yönetim katı hemen her faciada kendini kaçıp kurtarırken, binbir numara / riyayla yola devam ederken, bir fırsat yaratırken, sıradanın hali nice olacaktır bu bozulma halinin ortasında, düşünüyor musunuz?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Modernity and the Stateless: The Kurdish Question in Iran: v. 26 (Library of Modern Middle East Studies) – Abbas VALI v / Amazon
0 notes
dalaz3456 · 2 years
Link
Bir toplumun değişimi yöneldiği tarafın eğilimidir. Toplum, farklı olanı yaşam tarzı haline getirerek dağınıklığa doğru evrilir. Bunu toparlamak, yetki sahibi olanların büyük kararlılığı ve yetkisi ile gerçekleşebilir. İnsanlar toplumun mecburi parçalarıdır. Dayatılanı yaşamak ile yaşatılanı kabullenmek onu pasifliğe sürükler. Olması gereken durum, insanın, inancını veya toplumun değerlerini; dahası hayatın anlam yönünü gereksiz oyalamalardan arındırma iradesi ortaya koyabilmesidir; hakkın ve hukukun korunduğu bir mücadelenin parçası olmayı yeğlemesidir. Toplumun diri kalması ancak ilkelerin dik tutulması ile gerçekleşebilir.
0 notes
antalyatravesti21 · 1 year
Text
05359530586 Hayallerinin Ötesinde Birliktelik Sevgili Tadında Görüşüyorum #antalyagay #antalyapasif .maass
Tumblr media
3 notes · View notes
viptravesti · 9 days
Text
Tumblr media
🏳️‍🌈KISA SÜRELİĞİNE ANTALYA BADE 🏳️‍🌈
‼️Sadece Temiz Kaliteli Beyler Ve Çifter‼️
                    🦋 0552 081 37 33 🦋
KALİTELİ BİRLİKTELİK AKTIF(18 CM DAMARLI) VE PASIF OLUYORUM SEVGİLİ TADINDA
💥Ister Sanal İster Reel Satılık pornolarim var 💥
💋Kendi Yerimde Ve Otelde görüşme yapıyorum 
..
222 notes · View notes
Text
Kaynanamı Doya Doya Sikiyorum! (Kerem 25 Y., İstanbul)
Merhabalar, ben İstanbul Ataşehir'den Kerem. Size kaynanamı nasıl becerdiğimi anlatmak istiyorum. Bundan 4 yıl önce üniversitede Meltem ile tanıştım. Ben üçüncü sınıftım, o ise birinci sınıftı, ortak bir iki dersimiz vardı. Zamanla ben Meltem'den etkilendim ve çıkmaya başladık. Bir yıl kadar sonra bir gün Meltem annesiyle tanıştırmak için beni evlerine davet etti. Meltem'in annesi ile babası 8 yıl önce boşanmışlar, bu yüzden sadece annesi ile tanışacaktım.
Evlerine gittiğimde, kendi annem gibi şişman, yaşlı bir anne beklerken, henüz 38 yaşında, sarışın, muhteşem bir fiziğe sahip, müstakbel kayınvalidem Pınar teyze ile tanıştım. Meltem'in güzelliği annesinden geliyordu, belli. Bu ziyaretten sonra beni sevmiş olacak ki, annesi sık sık davet etmeye başladı. Bazen de Meltem evde yalnızken beni çağırıyordu rahatça sevişmek için...
Bir gün Pınar teyze beni aradı ve konuşmak istediğini söyledi. Ben de, "Tamam, akşam Meltem'le gelirim!" dedim. Pınar teyze, "Olmaz, yalnız konuşmamız lazım, hemen gelebilir misin?" dedi. "Olur..." dedim, ama çok merak etmiştim ne konuşacak diye. O dönem çalışmıyordum, Meltem de okuldaydı. Hemen gittim. Pınar teyze beni içeri aldı, çok güzel gözüküyordu ve güzel bir kokusu vardı. Çay falan demlemişti. Ben heyecanla ve endişeyle ne konuşacağımızı merak ediyordum. Bana, "Kerem, Meltem'le ciddi bir ilişki düşünüyor musun?" dedi. Ben de, "Tabii ki Pınar teyze, kısmet olursa evlenmeyi planlıyorum ileride!" dedim. "Peki cinsel birliktelik yaşadınız mı?" dedi. Ben şok olmuştum. "Hayır!" diyebildim kekeleyerek. "Doğru söyle!" dedi. "Yemin ederim!" dedim. "Ama geçen hafta ben sizi gördüm!" dedi. Donup kaldım, "Nasıl, nerede?" diyebildim. "Burada, Meltem'in odasında! O gün işim erken bitti, geldiğimde sizi Meltem'in odasında birlikte gördüm, yarı çıplaktınız!" dedi.
Doğru söylüyordu. Ne diyeceğimi bilemedim başta, "Pınar teyze özür dilerim, ama biz birlikte olmadık, yemin ederim sana, istersen Meltem'e de sorabilirsin!" dedim. "Neden yarı çıplaktınız o zaman?" dedi. "Yani birbirimize dokunduk sadece, ama bir birleşme olmadı, yemin ederim!" dedim. "Bak Kerem, sen kızımdan 4 yaş büyüksün, kızım bazı şeylere hazır olmayabilir. Daha onun için erken böyle şeyler, belki senin için de..." dedi, sonra bana yan yan baktı. "Biliyorum Pınar teyze! Onu incitecek bir şey yapmam, emin ol!" dedim. "Yani sakın ola zorlama onu. Bizim boşandığımız dönem zorlu bir süreçten geçti. O yüzden bazı konularda hassas olabilir. Seni de anlıyorum, hormonların bazı şeyleri istiyor olabilir, ama lütfen dikkatli ol!" dedi. "Olurum Pınar teyze, sen merak etme!" dedim. "Biz seni ailecek sevdik, her türlü sorununda, probleminde bana açılabilirsin!" dedi. "Olur, tabii ki!" dedim. "Hormonlarının seni yönlendirdiği dönemlerde Meltem'i zorlama olur mu? Cinsel bir birliktelik yaşamak istediğinde, bu işi yapan temiz bir kadın tanıyorum, istersen ona yönlendirebilirim seni!" dedi.
Çok şaşırmıştım, "Nasıl yani Pınar teyze?" dedim. "Bayağı işte, eskortluk yapan bir tanıdığım var. Onunla tanıştırabilirim seni istersen!" dedi. Kesin benim sadakatimi test ediyor diye düşündüm, "Olur mu öyle şey Pınar teyze, evlenene kadar kendime hakim olurum ben!" dedim. "Tamam, sen yine de düşünürsün oğlum, sonuçta erkeksin, bu da bir ihtiyaç!" dedi. O gün öyle ayrıldım ordan, böyle bir konuşmadan Meltem'in haberi yoktu ve olmamalıydı da.
Aradan bir hafta kadar geçtikten sonra yine beni akşam yemeğine davet ettiler. Gittim. Yemekten sonra Meltem bir ara tuvalete girince, Pınar teyze bana, "Teklifimi düşündün mü?" dedi. "Ne teklifi?" diyerek geçiştirmeye çalıştım. "İşte biliyorsun, haftaya Meltem yok, babasının yanına gidiyor İzmir'e!" dedi. "İlla beni biriyle birlikte olmaya zorluyorsun Pınar teyze!" dedim gülerek. "Oğlum ben seni aileden biri gibi görüyorum ve seni de düşünüyorum. Meltem'in problemli olduğunu biliyorum, sana da yardımcı olmak istiyorum!" dedi. O sırada Meltem geldi konuyu kapattık.
Bu teklif geri çevirilir mi, çevirilmez mi diye düşünerek geçirdim iki günü. En sonunda Pınar teyzenin doğru söylediğini kabul etmek zorunda kaldım. Meltem bu konuda ileri gitmeme izin vermediği gibi, çok da kıskançtı. Yaklaşık bir senedir cinsel birliktelik yaşamamıştım bu yüzden ve durumum iyi değildi.
Sabah yatağımda, Pınar teyzeyi arayıp aramamayı düşünürken telefonun çaldı. Bir baktım Pınar teyze arıyordu. İnternet bankacılığı ile ilgili bir şeyler sordu, anlattım. Bir şeyler yapıp konuyu açmam gerekiyordu. Pınar teyze kelimeleri ağzımda gevelemeye başladığımı farkedince, "Teklifimle ilgili bir karar verdin mi?" dedi. "Pınar teyze yanlış anlamazsın umarım... Sanırım anlattıklarında haklısın. Meltem bu konuda hassas ve aynı zamanda da kıskanç. İki yıla yakındır bir birliktelik yaşamadım..." diye yalan söyledim. Oysa ki Meltem'le çıkarken iki kere eski bir kız arkadaşımla birlikte olmuştum. Ben öyle deyince, Pınar teyze, "Yapma yaaaa!" dedi uzatarak ve halime acır gibi, sonra da, "Tamam o zaman, ben ayarlıyorum o kadını, sen canını sıkma!" dedi, benim başka bir şey dememe fırsat vermeden kapadı telefonu.
Ben şaşkınlığı üzerimden atamadan 10 dakika sonra telefonum tekrar çaldı. Pınar teyze, "Ayarladım, bu gün öğleden sonra ne yapıyorsun?" diye sordu. Saate baktım 11:30'du. Hemen duş alsam, etek traşı falan yarım saat sürerdi. En fazla bir saate hazır olurdum. "Saat 13:00 gibi müsait olurum Pınar teyze!" dedim. "Tamam, sen 13:30'da bizim evde ol" dedi ve telefonu kapattı. Bizim evde mi demişti, ben mi yanlış duymuştum? Elin eskortuyla kendi evinde mi buluşturacaktı beni anlamadım. Belki de oradan gönderecekti beni diye düşündüm.
Banyoya girip iyice temizlendim, güzelce giyindim, parfüm sürdüm ve yola düştüm. Saat 13:15'te oradaydım. Kapıyı Pınar teyze açtı. Yine çok güzeldi bu gün. Altında siyah bir tayt, üzerinde kalçasını kapatmayan sarı bir tişört vardı. "Oooo erkencisin!" dedi. "Yollar fazla kalabalık değildi..." dedim. İçeri davet etti. "Bu hanımefendi buraya mı gelecek Pınar teyze?" dedim. "Aaa evet, biraz sonra burada olur!" dedi. Şaşırmıştım, ama başka da bir şey soramadım. Saat 13:30 oldu kimse gelmedi. 13:45 oldu, halen kimse yok. Pınar teyze de sürekli bir şeylerle uğraşıyordu. En son saat 14:00 olunca, "Gecikti sanırım bu bayan?" diyebildim. "Dur bir arayayım Şule'yi!" dedi telefonunu aldı öbür odaya gitti. Telefonda kouşurken duyabiliyordum, "Nerde kaldın?" falan diyordu.
Telefon görüşmesini bitirip yanıma geldi ve "Gelecekmiş yarım saate kalmadan!" dedi. Sabırsızlıkla beklemeye başladım. Ama saat 14:30 oldu ve halen kimse gelmeyince, "Pınar teyze ben umudu kestim, gelmeyecek bu hatun!" dedim. Öbür odaya gitti tekrar aradı. İçeriden bu sefer sesi daha yüksek geliyordu, "Neden, ne oldu?" falan diye soruyordu. Bir aksilik olduğunu anladım. İçeri gelince, "Gelmeyecek değil mi?" dedim. "Yaa kusura bakma Keremciğim. Acil bir işi çıkmış, gelemeyecekmiş, tüh yaaa!" dedi.
Moralim gerçekten bozulmuştu. Bunu anlamış olacak ki, "Ya üzüldün değil mi Kerem, o kadar da hazırlandın!" dedi. "Evet ama ne yapalım... Neyse ben kalkayım o zaman!" diyebildim umutsuzca. "Dur bir dakika, sana bir söz verdim, tutacağım. Benim yüzümden bu duruma düştün, lütfen biraz daha oturur musun?" dedi. Başka birini arayacak herhalde diye düşünerek, "İyi peki!" dedim, içimden de (Bu kadar hazırlık boşa gitmesin!) diye geçirdim. Pınar teyze yine öbür odaya gitti. Ama bu sefer kapıyı kapatmıştı, birşey duyamıyordum.
Televizyondaki programa dalmıştım ki, birden gözlerimin önünü karardı. Birisi gözlerimi eşarp gibi birşeyle bağlıyordu. "Ne oluyor?" dememe kalmadan, "Şşşşttt!" diye bir ses omuzlarıma yüklendi, sonra kulağıma, "Kendini sal, seni rahatlatacak kadın geldi!" dedi ve beni sırtüstü yatırdı. Pınar teyzeydi bu konuşan. Ne zaman gelmişti diğer kadın, dışkapının sesini bile duymamıştım. Sonra yüzüme yumuşak birşey yaklaştı, burnuma ve ağzıma sürtünüyordu. Bu sürtünmeden dolayı gözümdeki eşarp açılmıştı. Aman Tanrım! Jartiyerli ve tangalı bir göt yüzüme sürtünüyordu. Dilimi göte ve küloda sürtmeye başladım. Bu arada kadın iyice yüzüme oturmuştu, pantolonumun kemerini ve fermuarımı çözüyordu. Pantolonumu boxerımla birlikte sıyırdı. Yarağım istemdışı olarak sertleşmişti. Kadın yüzüme amını bastırırken biryandan da yarağımı emmeye başladı. O kadar güzel bir duyguydu ki, sanki iliklerimi çekiyordu.
Zevk sarhoşu bir şekilde kafamı bacak arasından çıkarıp yarağıma bu güzel muameleyi yapan kadına baktığımda hayatımın en büyük şokunu geçirdim: Pınar teyzeydi bana sakso çeken kadın. "Pınar teyzeee!" diyebildim. Pınar teyze, "Şşşşşttt... Rahat ol, kendini bana bırak!" dedi ve yarağımı tekrar ağzına aldı. "Olmaz Pınar teyze!" diyerek kendimi çektim ve doğruldum, kotuğa oturdum. "Ne oldu Kerem?" dedi. "Olmaz yapamam!" dedim. "Neden? İhtiyacın vardı işte, ben de ihtiyacını gideriyorum!" dedi. "Ben böyle düşünmemiştim!" dedim. "Ne olmuş yani, ayarladığım orospu gelseydi rahat rahat sikecektin onu ama!" dedi. "Ama sen benim kayınvalidem sayılırsın!" dedim. "Bana bak!" dedi kızgın bir sesle, "Senin ihtiyacın oluyor da benim olamaz mı, ne kadar egoistsin!" dedi bağırarak.
Bana bağırırken şöyle bir süzdüm Pınar teyzeyi, en son becerdiğim kızdan çok çok daha güzeldi. Muhteşem bir kalça, göğüsler dik, siyah bir jartiyer, üzerinde dantelli bir sütyen içinde bir afetti Pınar teyze. Bunları düşünürken inen aletim tekrar dikeldi. "Tamam, pes!" dedim. Bana tekrar yaklaştı, bacaklarımın arasına diz çöktü ve "Farzet ki ben Şule'yim!" dedi. "Hmmm... Neden gelmedi Şule peki?" dedim yarağımı tekrar ağzına alırken. Bir iki yalamadan sonra yarağımı ağzından çıkardı ve "Şule diye biri yoktu zaten!" dedi ve gözlerimin içine bakarak yarağımı tekrar emmeye devam etti. Müstakbel kayınvalidemin kurnazlığı karşısında şaşırmıştım, "Neden böyle bir oyuna giriştin?" diye sordum. "Benim de 8 yıldır kimseyle birlikte olduğum yok, birbirimize yardımcı oluyoruz diye düşün!" dedi ve yarağıma tükürerek emmeye devam etti. Müthiş zevk alıyordum.
Sonra yarağımı emmeyi bırakıp ayağa kalktı, külodunu çıkardı, yarağımı sıvazlayarak kucağıma çıktı ve hızlıca yarağımın üzerine oturdu, iki hamlede yerleştirdi amının içine. Sımsıcak, ıslak ve dardı deliği. Köküne kadar girince derinden bir 'Ooaaawww!' çekti ve oturup kalkmaya başladı. Yavaş yavaş oturup kalkmaları hızlandıkça hızlanıyordu. Ama çok fazla sürmeden ikimiz de aynı anda inleyerek boşaldık. Döllerim amına fışkırırken birbirimize kenetlenmiştik. Birkaç dakika o şekilde kaldık, yarağım amının içinde halen kalp gibi atıyordu...
Kucağımdan inip tekrar yarağımı yalamaya başladı. Amdan sikişmiştik, fakat benim aklım götünde kalmıştı. Kalkıp önümde domalttım müstakbel kayınvalidemi. Tıpkı benim gibi o da her yerini temizlemişti, amında ve götünde kıl tüy birşey yoktu, kaymak gibiydi. Götünün yanaklarını ayırıp göt deliğini koklayıp öptüm. Mis gibi kokuyordu. Yalamaya başladım. Göt deliğine dilimi sokabildiğim kadar sokup çıkarıyordum. "Ohhh Keremmm, harikasınnnn! Ohhhh, çokkk güzelll, mmmhhh!" diye inliyordu. Sonra doğrulup yarağımı göt deliğine dayadım. "Ohhh, evet, götüme gir erkeğimmm, ohhh!" dedi. Yavaşça götünün içine kaydırdım tükürüklediğim sikimi. Göt deliği amından çok daha da dardı. Tamamı içine girince bu sefer ben, "Ohhhh, Pınar teyzeee, göt deliğin çok güzel!" dedim. "Pınar teyze değil, Pınar de bana artık erkeğimmmm, sik beni götümden, kadının yap!" diye inlemeye başladı ben yavaş yavaş götüne girip çıkarken.
Az sonra hareketlerimi hızlandırdım. Göt deliği alışmıştı iyice. Götünden tamamen çıkıp tekrar köküne kadar giriyordum. Durmadan da tükürüklüyordum. "Ohh Pınarrr... Muhteşemsin, hiç böyle harika bir göt sikmemiştim!" dedim. Biraz önce amına boşaldığım için ikinciyi boşalmam uzun sürecekti. Rahat bir yarım saat siktim götünü. Boşalacağımı anlayınca, "Gelmek üzereyim Pınar!" dedim. Hemen önümden çekildi ve bana döndü, yarağımı ağzına aldı tekrar. İğrenmemesine şaşırmıştım, demek ki bu kadar azmıştı. Sikimi emiyordu yine. "Geliyorum!" dedim uyarma amaçlı, ama emmeye devam etti, gözlerini kapatıp açarak ağzına boşalmama onay verdi. Az sonra öyle bir boşaldım ki, hayatımda hiç böyle boşaldığımı hatırlamıyorum. Döllerim ağzının kenarından taştı...
Sonra birlikte banyoya girdik, duş alıp çıktık. Beni duvara dayadı ve "Sabaha kadar beni sikmeni istiyorum Kerem. Şuley'i sikmek için neler planladıysan kafanda, aynısını bende uygulayabilirsin, herşey serbest erkeğim!" dedi, önüme çömelip yarağımı emmeye başladı. Ben bunu duyunca iyice aşka geldim, kazık gibi olmuştu yarağım tekrar. Ayağa kaldırıp, ben ayaktayken kucağıma aldım Pınar teyzeyi ve sikime oturttum. O da ensemden tutunup sikimin üzerinde zıplamaya başladı. "Seni her pozisyonda sikeceğim Pınar!" dedim. "Sik aslanım, orospun yap beni!" dedi. Kucağımda biraz daha zıplattıktan sonra salonun ortasındaki masaya domalttım, götüne girdim tekrar. Pınar teyzenin inlemeleri artmıştı. Ben arkadan götüne koydukça memeleri ileri geri sallanıyordu. Terlemiştik. Ben vurdukça 'Şap, şap, şap!' ses çıkıyordu götünden.
Sonra tekrar kucakladım ve mutfağa götürüp mutfak tezgahına oturttum. Amını uzun uzun yaladıktan sonra amına girdim bu sefer yine. Biraz öyle amını siktikten sonra, tezgahtan indirdim. Dönderip tezgaha domalatacakken, "Hadi beni yakala!" diyerek mutfaktan kaçtı, kayboldu. "Nereye kaçtın bebeğim?" diye peşinden gittim. Odalara bakarken Meltem'in odasında buldum, Meltem'in yatağında domalmış beni bekliyordu. Hemen geçtim arkasına ve götüne yerleştirdim. Sevgilimin yatağında annesini sikiyordum. Meltem görse ikimizi de affetmezdi ömür boyu.
O kadar sert sikmeye başladım ki, artık çığlık atmaya başladı Pınar teyze. Bir amına, bir götüne sokuyordum. Az sonra "Geliyorum!" diye uyardım yine. "İçime boşal Kerem, hepsini içime istiyorum!" dedi inleyerek. Ellerini belinde kelepçe yapıp yüzünü yatağa dayamasını sağladım. Göt deliğine kökleye kökleye saçından çekerek içine akıttım bütün döllerimi tekrar. Çok yorulmuştuk, bir süre ara verip dinlendik. Ama o gece üç posta daha siktim müstakbel kayınvalidemi.
Bu olaydan sonra artık iki günde bir gidip Pınar teyzeyi sikmeye başladım. Meltem okulda olduğu her gün, gidip annesini amından götünden sikiyordum. Daha sonra Meltem'le evlendik. Evlenmemize rağmen kayınvalidemle sikişmekten vazgeçemedim. Onun götünden vazgeçemiyorum bir türlü. O da her fırsatta kendine çaktırmak istiyor, sık sık bize geliyor. Her fırsatını bulduğumda kaynanamı sikiyorum. Zaten Meltem'in cinsel korkuları var, fazla sikip daha da korkutmak istemiyorum onu. Ne de olsa anasını doya doya sikiyorum :)
[Kerem]
165 notes · View notes
dilaveerdem · 3 months
Text
Bizimle sohbet ederken dikkat etmeniz gereken konular. Rahatsız olduğumuz bazı konular ve merak ettiğiniz sorulara cevaplar. Okursanız daha iyi iletişim kurarız.
*Evliyiz. Kaç yıldır evli olduğumuz nasıl tanıştığımız kimseyi ilgilendirmez. Gerek olmayan kişisel bilgileri vermiyoruz. Zaman içinde samimi olduğumuz kişiler bunları zaten öğrenir.
*İsimlerimiz, yaşlarımız ve cinsel eğilimimiz blog girişinde yazılı.
*Selam yazıp ardından çıplak resim atan kişilerin hiç şansı yok.
*Blogumuzu takip etme zahmetinde bile bulunmayıp bizimle seksting yapmaya kalkanların hiç şansı yok. Takip yoksa sekste yok.
*Bizim birlikteliğimizi eleştirip kocan nasıl kabul ediyor, sen nasıl kadınsın niye izin veriyorsun gibi eleştirilerde bulunanları engelliyoruz.
*Fotograf atarız diye bizle sohbet edecekseniz hiç şansınız yok. Biz canımız isterse samimi olup güvendiğimiz kişi ya da kişilere atarız. Fotograf için gelmeyin. Avucunuzu yalarsınız.
*Vardiyalı çalışıyoruz. Bazen bir hafta denk gelmiyoruz. İkimizinde işi yoğun ve yorucu. Sürekli online olamıyoruz. Selam yazıp üç dakika sonra cevap vermiyoruz diye tribe girmeyin. Zaten müsait olunca tüm yazanlara cevap vermeye çalışıyoruz.
*Bir iki cümle yazıp Tumblr dan çıktığımız zamanlar oluyor. Sanki sizi memnun etmek için burda hesap açmışız gibi cümleler yazmayın. (Bazı mallar, bizimde müsait olmadığımız zamanlar olabileceğini anlamıyor.)
*Sürekli günün her saati Tumblr da değiliz. Elimiz cinsel organımızda dolaşmıyoruz. Her yazanla seksting yapacağız diye bir garanti yok.
*Sanal sohbeti ve sekstingi seviyoruz. Reel arayışımız elbette ki var. Ama öncelikle çok aşırı güven gerekir.
*Reelde yapmak istediğimiz şeyler; Öncelik tek bayan. Sonra eş değiştirme. Sonra bir çiftle aynı anda birliktelik. Son olarak tek erkek. Hepsi için zaman ve güven şart.
*Bizim evliliğimizin tabanı özgür seks üzerine kurulu. Dilersek reelde Dila istediği kişi ya da kişilerle, aynı şekilde Erdem dilediği kişi ya da kişilerle seks yapabilir. Bir birimize bu konuda kısıtlama getirmiyoruz.
*Kimseden maddi bir beklentimiz yok. Kimseden hediye istemiyoruz. Kimseye maddi bir karşılık vermeyiz.
*Sohbetlerin yüzde doksanını Dila yapıyor.
*Tumblr kullanmayı bilmeyen arkadaşlara hatırlatma. Tumblr da gönderileri sıraya koyabiliyorsunuz. Biz online değilken otomatik olarak paylaşım yapıyoruz. Paylaşım yapıyoruz diye aktif olduğumuzu düşünmeyin. Paylaşım yaptın burdasın neden yazmıyorsun diye mal mal cümleler yazmayın.
72 notes · View notes
fikret-i · 8 months
Text
Tumblr media
Yoldaş dediğin cesur olur, dirayetli olur, sabırlı olur, vefalı olur... olur da olur. Ama zayıf olmaz, güvensizlik vermez, su koyuveren bir karakter kesinlikle olmaz. Birliktelik varken de birliktelik yok iken de hayatında değişiklik olmamalı insanın. Yıllarca denk gelemeyip de daha sonra karşılaşıldığında aynı şekilde yoldaşlığa devam edilebilinmeli. Kendi zarar görüyor diye dostunu da zor durumda bırakmamalı insan. Off! Malesef ki ne böyle bir dost çıktı karşıma, ne de bir yoldaş. Dünya böyle demek ki. Yolun ennn iyisi, kendi kabuğumuza çekilip, kendimizle başbaşa kalmak galiba. Harici irtibattan yoruldum ben yaaaaa!
63 notes · View notes
korkutkalkan · 2 years
Text
Uraz Kaygılaroğlu siyah ojeleriyle gündeme geldi
Uraz Kaygılaroğlu siyah ojeleriyle gündeme geldi
Pis Yedili dizisi ile ekranlardaki asıl çıkışını yakalayan Uraz Kaygılaroğlu, kariyerini hızla yükselterek Sefirin Kızı ve Üç Kuruş dizileriyle hafızalara kazındı. Dijitalde de boy gösteren yetenekli oyuncu, Cem Yılmaz’ın Erşan Kuneri yapımında “Tumtum” karakterine hayat verdi. 2014 yılında nikah masasına oturduğu Melis İşiten ile 2019’da boşanan Uraz Kaygılaroğlu, özel hayatındaki gelişmelerle…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes