#elini uzat bana

[akhileuss]

Tıpkı senin gibi ben de katlanıyorum karanlığı bitmeyen ayrılığa. Neden ağlıyorsun? Ağlayacağına elini uzat bana, söz ver yeniden geleceğine bir düşte. Sen ve ben bir acılar dağıyız. Sen ve ben bir daha buluşamayacağız bu yeryüzünde. Ah, yıldızlarla geceyarısı bana bir selam gönderebilsen.

[aewol-ri]

“sen ve ben acıdan bir dağız. sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız.”

[kelebekpapatya-72]

Yine gel ne olur

Yarım bırakma beni

İçim, canım acıyor

Uzat bana elini...

[sillagen]

Anneannem kaç günden beri tırnak makasımı verin diye tuturuyor vermiyoruz bir yerinin kanamaması lazım. Elini fazla derin kesiyor her seferinde kanatıyor. Sabah anneme demiş ki yeni aldığınız tırnak makasımı verin Bennuse kessin. Benim haberim yok. Annem çocukluğumuzda bizim tırnağımızı kesemezdi bu işi ancak sen yapabilirsin dedi. Elini uzat bakalım diyince bana çocuk misali böyle şaşkın ve tedirgin bir bakış ile uzattı tırnağını kestim ve törpüledim. O sıra yaşlılık aslında küçük çocukluk hali oluyorsun. Katşımda minik yüzü ve bedeni kırışık çocuk var gibi hissettim

[shockwawe]

Elini uzat bana gökyüzümde ki en güzel yıldıza bakıyorum.

[dilhunbiri]

Neye elini uzatsan taşa mı döner. bırak dönsün. demek ki senin için hayırlı değilmiş onlar. elin kopmadı ya, yeni şeylere uzat. daha farklı şeyler bul. eskiyi bırak. geçmişe adımlama. önüne bak. yaran mı var, olsun. böyle de güzelsin. herkes gitti mi, gitsin. sen varsın. sen hâlâ sensin. seninlesin. çiçeklerin mi soldu, solsun. yenilerini ekeriz. daha güzellerini. düştün mü, düş. ölmedin ya, kalkarsın elbet. adım atmaya mecâlin mi kalmadı, otur bir köşeye. dinlen. tek başına direnmeye gücün mü yok, bana yaslan. umudun mu tükendi, benimkini al. korkuyor musun, arkama saklan. üşüyor musun, ceketimi giy. yine de neye elini uzatsan taşa mı döndü. öyleyse kanatlarını kıranları taşla. kendi geleceğini değil.

[alwayssaugts]

Kendine “iyiyim” demeyi bırak, itiraf et kötü hissettiğini. Sonra sağ elini sol koluna doğru uzat, kendi elinle tut kendi kolunu. “Ben burdayım, seni tutuyorum,” de kendine. Yalnız değilsin. Sen buradasın ve kendini tutuyorsun. Belki bana inanmazsın ama bu satırı da sen yazdın…Bazı yerlerinde evrenin ve bazı zamanlarında, birileri çok kötü çok kötü şeyler yaşadı ama hepsi geçip gitti. Hepsi her zaman geçip gider zaten. Mutluluk bile acı çektirebilir, kabullen bunu. Kabullenmediğin hiçbir şey kalmasın. O kadar hazırlıklı ol ki her şeye, evren bile şaşırsın seni yıktıkça nasıl da ayağa kalktığına. O kadar yorul ki dinlenmenin değerini anla. O kadar üzül ki mutluluğun değerini anla. Ve belki bana hak vermeyeceksin ama mutsuzluğun da değerini anla; çünkü mutsuzlukta da bir parçan senin ve ne olursa olsun her parçanın değerini bilmelisin. Sahip olduğun tek şey kendinsin.

•Kar Küresi•

[mnsrykt]

İbnu Şemase el Mehri diyor ki:

Ölüm döseğinde iken Amr bin As'ın radıyallahu anh yanına gittik. Uzunca ağladı. Yüzünü duvara çevirdi. Oğlu ona:

'Babacığım, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem seni müjdelememiş miydi? Şöyle şöyle demedi mi senin için?' Yüzüyle dönüp dedi ki: 'Allah' tan başka hiçbir ilah bulunmadığına ve Muhammed'in Resúlullah olduğuna şehadetimiz en iyi hazırlığımızdır. Benim üç durumum vardır:

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemden daha çok buğzettigim kimse yoktu. Onu elime geçirip öldürmek kadar arzu ettiğim bir şey de yoktu. Eğer o halde ölecek olsaydım, cehennemliktim. Allah, İslâm'ı kalbime koyunca, Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gittim.

'Uzat elini sana bey'at edeyim.' dedim. Sağ elini uzattı. Ben elimi çektim. 'Neyin var Amr?' dedi. 'Şart koşmak istiyorum.' dedim. 'Ne şart koşacaksın?' dedi. 'Günahlarım mağfiret edilecek!' dedim. Dedi ki: 'Bilmez misin, İslâm öncesini siler, hicret öncesini siler, hac öncesini siler!'

Ondan daha sevgili kimse olmadı gözümde. Gözümde ondan çok kimseyi büyütmedim. Saygıdan dolayı, doyasıya ona bakamadım. Onu bana anlat, deseniz anlatamam çünkü doyasıya bakamadım ona hiç. O hal üzere ölseydim, cennetlik olmayı umardım. Daha sonra öyle işler yaptık ki hâlimi bilemiyorum. Öldüğümde peşimden bağıran olmasın, ateş yakılmasın. Gömdükten sonra üzerime toprak atın. Bir hayvan kesilip, eti parçalanacak kadar başımda bekleyin ki sizin varlığınızla teselli bulayım. Bakayım ne diyeceğim Rabbimin elçilerine!"

[soyadimyorgun]

elini uzat ciğerime dokun al içimde ki ağrıyı, kalbime değdir sonra değdir ki acım geçsin. yüreğimi öp dudaklarını değdir, dudaklarında son bulsun acım. sensizliğin acısını em benden sonra kus o zehri. sar sonra bedenimi sar ki daha fazla ölmeyeyim. sen yapmazsan bu zehir benim her zerreme yayılır kanser eder, etmeden gel. gel ama gitme. kal yanımda dizin dizimde olsun ellerin ellerimde. avuçlarına al ısıt, üşüyorum. gözlerini gözlerime değdir kal. sensiz bırakma ki yarınları sevebileyim. öyle derdin bana yarınları sev diye. anne, ben yarınım var diyemiyorum.*

[bayanwalker]

Uzat bana elini anne Duramam ayakta sensiz

[sirrihafi]

“sen ve ben acıdan bir dağız, sen ve ben

bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız.”

• elini uzat bana | anna ahmetova

[menemennpastirma]

You May Kiss the Bride - Sen Yoksun (Official Lyric Video)

Sözleri: Aynada gördüğüm surat Boynumda hissettiğim nefes Kaybediyorum benliğimi Uzat elini, yardım et bana

Duvarlar geliyor üstüme Sıkıştım kaldım tek başıma Ve ben, hayatımda ilk defa Korkuyorum karanlıktan Korkuyorum karanlıktan

Isırıp kanattım dudaklarımı Unutmak için tüm bu olanları Koştum, kaçtım Kurtulmak için Bir yudum nefes alıp Olanları unutmak için Kaybettim kendimi girdap içinde Karardıkça karardım Karanlık çöktükçe Uzat elini yardım et bana

Sen yoksun aslında İşte tam karşımda Kurtulmak isterken Kaldım seninle Baş başa Yoksun işte karşımda Bu bir oyun Aslında Aklımı kaybediyorum Uzat elini yardım et bana

Sen yoksun aslında Şuan tam karşımda Sen yoksun aslında Şuan tam karşımda Hayaletin var

Sen yoksun Bu bir oyun aslında Sen yoksun Aklımı kaybediyorum galiba

Sen yoksun aslında İşte tam karşımda Kurtulmak isterken Kaldım seninle Baş başa Yoksun işte karşımda Bu bir oyun Aslında Aklımı kaybediyorum Uzat elini yardım et bana

Sen yoksun Sen yoksun Sen yoksun Sen yoksun Bu bir oyun aslında

#müzik #şarkı #metal #posthardcore #metalcore #alptuğözdemir #korhanyıldırım #youmaykissthebride #ymktb #senyoksun

(Kaynak: https://youtu.be/5wvUIb8_73o)

[ucakmodundayim]

Kendimi zaman zaman bir kaplumbağa gibi hissediyorum. Onlar gibi kabuğuma kaçmak istiyorum. Bu isteğin bazı dönemlerde her kişide çıktığını biliyorum fakat ben en yakından kendiminkiyle ilgileniyorum. Bu dönemler, bence insanın değişmesini, kendine vakit ayırmasını ve kendini tanımasını sağlayan dönemler. Ben bu dönem de tüm insanlardan uzaklaşmak istiyorum. İnsanların bana negatiflik, kötü düşünceler ve ilgisizlik yaydığı bir dönem oluyor bu dönemlerde. Aslında bu yazının amacı insanlardan hiçbir şey beklememek. Kendime ve bu yazıyı okuyan her bir insana bunu hatırlatabilmek. Gerçekten iyi hissetmiyorum. Bu sıralar gülüşlerimin ardında sakladığım bir hüzün var. Kimse görmüyor, kimse bakmıyor. İnsan bastırdığı duyguların esiri olurmuş ya. Tamamen hüznün esiri altındayım. Sevdiğim insanların benimle ilgilendiğini hissetmiyorum. İlgi dediğim hep benle konuşsun yok bilmem gibi bir şeyler değil. İki kelam etmek istiyorum sadece. Fakat bazı insanlar kendinden başka kimsenin derdi olmadığını düşünüyor. Herkes bunu reddetse de ben bunun sonsuza dek böyle olduğunu düşüneceğim. Ben onlardan mıyım? Açıkçası bilmiyorum fakat öyleysem hala farkında olmadığım için üzgünüm. Sevdiğim insanlarla bile iletişimde olmamak beni kendi içime döndürüyor. Kendi kabuğuma çekiliyorum bir kaplumbağa gibi. İnsan kendini dinlemeye vakit ayırdığında çevresindeki her olan şey ona farklı anlamlar katıyor. Mesela ben yeni şeyler yapmaya başladım, ders çalışıyor, kitap okuyor, bolca uyuyor ve videolar izliyorum, dinime daha çok yöneliyorum ve yeni şeyler öğrenmeye çalışarak kafamı dağıtıyorum. Ve bu belki de önemsiz sayacağınız alışkanlıklar beni tekrardan hayata, pozitifliğe ve hayatın akışına yönlendiriyor. Bazı zamanları sabırla beklemeniz gerekir. Olmasını istediğiniz şey neyse onu bekleyin ve olacağına inanın. Asıl anlatmak istediğim şey ise, hayata olan bakışınız, içinizde olan şeylere bağlıdır. Kendinizi sevmek, insanları sevmenizi sağlar, gülümsemeniz, başkasının gülmesini sağlar, ve kendinize vakit harcamanız sizi daha özel biri olmanızı sağlar. Kötü enerjilerden uzaklaşıp, belki de kendinize dönme vaktidir. Her olaya bakışınız, sizde başlar.

"Hayata karşı bir yemek davetinde nasıl davranırsan öyle davranman gerektiğini unutma. Sana yemek mi sunuldu? Elini uzat, kibarca al ve ye. Yemek yanından mı geçti? Sakın uzanıp durdurmaya çalışma. Henüz yemek gelmedi mi? Sen onu arama, sana gelene kadar bekle."

- Kendisinin Efendisi Olmayan Hiç Kimse Özgür Değildir

[day-ofthenigt]

Herşey batıyordu bu bataklıkta lütfen bana elini uzat ve kurtar beni burdan ben hayatımın batışını izlemek istemiyorum ...

[iamec4]

Herşey batıyordu bu bataklıkta lütfen bana elini uzat ve kurtar beni burdan ben hayatımın batışını izlemek istemiyorum ...

[heyvasikesti]

Yine gel, ne olur yarım bırakma beni. İçim, canım acıyor, uzat bana elini.