Tumgik
#fakirlerin
judasizm1 · 2 years
Text
Her iklim afetzedeler için zordur. En iyisi afetzede olmamak!
Bu ülkede ne kadar felaket varsa farkirlerin üzerine kimi zaman ince ince kar olup yağar kimi zaman ölüm olarak.. Bu kader değil! Sadece ayakları baş etmeyin...
.
youtube
.
Feryatları duymayanlar feryat ede ede giderler...
6 notes · View notes
mcanylm34 · 6 months
Text
İKİ GENÇ İKİ DÖRTLÜK!
Dün iş çıkışında 15.00 civarında, Mecidiyeköy metro istasyonunda raylara atlayarak yaşamına son veren 25 yaşındaki genç kadının ardından telefonuna yazdığı notla gözyaşlarımı serbest bıraktım:
"Ailemin sırtında bir kambur olup asalak gibi yaşamaya çalıştım. Hayallerimden vazgeçmeye zorladım. Ailemden özür dilerim!”
Ve dün başka bir feryat daha okudum.
Fakirlerin cennette 7 kat yüksekte olacağından habersiz, lüks aracının anahtarına şiir yazan Diyaneti İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kızı Feyza Erbaş.
Yazdığı dörtlükte Allah’ı küçük harfle belirtmesini kınıyor, “giyinik” olmasını tebrik ediyorum!
Yazıklar olsun hak ve hakikatten uzaklaşan sahte imanlara😢
Tumblr media
Tumblr media
155 notes · View notes
nebez · 7 months
Text
Eğer bir gün darda kalırsan zenginlerin değil, fakirlerin kapısını çal.. İçten paylaşmanın ne demek olduğunu orada göreceksin.
Tumblr media
161 notes · View notes
kadir01sblog · 24 hours
Text
Tumblr media
Ünlü bir giyim firmasında çalıştığım yıllarda, firmanın satılmayan kıyafetleri çöpe attığını fark ettim.
Hemen patrona gidip; bu ürünleri çöpe atmak
yerine neden ihtiyaç sahiplerine dağıtmıyoruz? diye sordum.
Bana şöyle dedi; bizim ürünlerimizi sadece zengin insanlar satın alabiliyor. Eğer bu kıyafetleri fakirlerin üzerinde görürlerse rahatsız olurlar. Ayrıca marka değerimiz düşer ve zarar ederiz.
“O gün anlamıştım ki; yoksulluk fakirleri
doyuramadığımız için değil, zenginleri
doyuramadığımız için bitmiyor."
CHARLES BUKOWSKİ
31 notes · View notes
kur-an-ve-risalei-nur · 2 months
Text
Tumblr media
⭐⭐⭐⭐⭐
Ey yalnızların kendi başına kalmışların arkadaşı,
Ey mutsuzluğa düşmüşlerin yardımcısı,
Ey yoksulların zenginliği,
Ey zayıfların gücü,
Ey fakirlerin hazinesi gariplerin sığınağı
Ey tek güç ve kudret sahibi
Ey ihsanıyla tanınan keremi sonsuz Rabbimiz,
Efendimiz ve yakınları hürmetine sıkıntılarımızı gider.
Ey Rabbimiz
Sen sıkıntılarımıza karşı hazırlığımız,
Musibet anında ümidimiz,
Yalnızlığımızda arkadaşımızsın.
Gurbetimizde dostumuz, kederli anımızda bizi ferahlatansın.
Ey Rabbimiz, geçiriyor olduğumuz bu güzel gece hürmetine başımızdaki musibetten bizi kurtar. Bu gece yaptığımız ibadetleri tövbe ve duaları, okuduğumuz Kur'an'ı Kerimleri, çektiğimiz zikirleri kabul et. Rabbim bizleri affet. Biz ki her türlü günaha düşünmeden bilerek yada bilmeyerek bu ahir zaman bataklığında nefsimize uyup düşmüş insanlarız. Bu gece ve bu musibet ile her şeyin farkına vardık. Her şeyin kudretinin senin elinde olduğuna iman ettik. Gücümüzün yetmediği minicik bir virüsle senin iznin olmadan başedemeyeceğimizi idrak ettik. Rabbim acizliğimizi zerrelerimize kadar hissettik ve hissediyoruz. Bu zor zamanda bize ve memleketimize yardım et. Gece gündüz çalışıp fedakarlık yapan sağlık çalışanlarını koru, muhafaza et onlara yardım et. Bu musibetle hastalanmış olan ve diğer tüm hastalarımıza da hayırlı şifa ver. Rabbim başımıza gelen hadiselerden ders almayı nasip et.
Kâbemizi yeniden görmeyi, yeniden tavaf etmeyi nasip et. Camiilerimizi yeniden beş vakit cemaatle doldurmayı nasip et. Medreselerimizde derslerimize kalabalığımıza kavuştur.
Biz çok aciz, çok günahkâr, dünyaya dalmış, ölümü unutmuş, ibadetlerinde tembellik eden kulların senden istiyoruz, sana yalvarıyoruz. Sen istemezsen yaprak dahi kıpırdamaz ol dersen bizim aklımızın almadığı her şey gerçekleşir. Biz senin gücüne ve kudretine iman ettik.
Bizleri bağışla. Ailelerimizi bağışla. Yakında ve uzakta olan sevdiklerimizi bağışla onları koru, Ümmeti Muhammed'i ve tüm müslümanları affet. İslam beldelerini muzaffer kıl.
Ey Rabbimiz,
Ne olur senden uzak kalmış kalbimizi sana yakınlaştır. imanınla dirilt.
Sana açılan ellerimizi geri çevirme.
Kalbimizi aşkınla tecelli et ki senden başka hiçbir şey kalmasın o kalpte.
Senden başka hiçbir şeyi olmayacak kadar zengin eyle bizi.
Amin
Beratimiz Mübarek Olsun İnşaallah...🌺
________________°🌺💞🌸°_________________
🎀
22 notes · View notes
saklinotlarim · 7 months
Text
"Bu meseldir fukarâ kalbine her kim dokuna
Dokunanın dokunur sînesi Allah okuna "
* Fakirlerin kalbini her kim yıkarsa, onun gönlü
Allah'ın oklarının hedefi hâline gelir..
50 notes · View notes
nefss-blog · 5 months
Text
Din,fakirlerin zenginleri yok etmesini engelleyen sistemdir.
Napolyon Bonapart
33 notes · View notes
sahsinamunhasir26 · 7 months
Text
Sofralarımıza fakirlerin oturduğu, gösterişten uzak, bol sevaplı ve #Gazze'nin kurtulduğu bir ramazan olsun...
Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan...
39 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 7 months
Text
Tumblr media
Şeyhimiz için yorucu bir gündü. İnsanlara şükretmeyi öğretti. Fakirlerin Cennet’e zenginlerden 500 yıl daha erken gideceğini bildirdi. Fakirler Cennet’te Peygambere komşu olacak dedi.
Sonra VIP minibüsüne binip havuzlu villasına gitti.
İyi geceler fakirler
29 notes · View notes
mirzablogg · 8 months
Text
Tumblr media
FAKR (YOKSULLUK) HAKKINDA
Hak Teala şöyle buyurmaktadır:⚠️
''Allah zengindir, siz ise fakirsiniz.'' Muhammed suresi 47/37
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:🌹''Fakirlik benim iftiharımdır ve ben onunla övünürüm. Fakr benim fahrimdir.Yani benim diğer insanlara karşı üstünlük ve izzetim fakr iledir.'' Çünkü fakir olan dervişler, yoksullar Hak Sübhanehu ve Teala Hazretlerinin katında şükreden zenginlerden daha sevgilidir.
Nitekim Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Fakirlerin zenginler üzerine üstünlüğü Allah'ın bütün yarattıklarına benim üstünlüğüm gibidir.Her şeyi açmak için bir anahtar olduğu gibi Cennetin anahtarı da fakirleri sevmektir.''
Nitekim Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Her şeyin bir anahtarı vardır.Cennetin anahtarı da fakirleri ve miskinleri sevmektir.Bunun için yoksulları sevmek bütün peygamberlerin ahlaki özelliklerindendir.Yoksullarla oturup kalkmak salihlerin huylarındandır. Yoksullardan kaçmak münafıkların ahlakıdır.Yoksullara dil uzatmak peygamberlere dil uzatmak gibidir. Kim bir yoksulu ziyarete gitse her adımına Hak Celle ve Ala hazretleri kabul edilmiş bir hac sevabı verir.Çünkü Hak Celle ve Ala hazretleri yoksullara günde üç kere rahmet nazarıyla bakar. Allah için dünyayı terk etmek, hayır ve hasenat yapmak maksadıyla dünyalık biriktirmekten daha hayırlıdır.''
Nitekim Hz. İsa (a.s) şöyle buyurmuştur: '' Ey iyilik etmek için dünya malı peşinde koşan kişi! Onu terk etmek iyilik yapmandan daha iyidir.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz müminlerin annesi Hz. Aişe (r.anha)'ya hitaben şöyle buyurdular:
''Ey Aişe! Yoksullarla oturup kalk ki dünyada bunlarla oturmak ahirette onlarla birlikte olmaktır. Hiç şüphesiz yoksulların duası makbuldur. Onlar ahirette zenginlerden 500 yıl önce cennete gireceklerdir. Ey Aişe! Kıyamette benimle buluş zira ben ahirette yoksullarla birlikte olurum.''
Hz. Ebu Said (r.a) nakledildiğine göre o şöyle anlatır: '' Bir kişi gelerek Peygamber efendimize ''Ey Allah'ın elçisi! Bana öyle bir amel göster ki,ben onu işleyince hem Hak Celle ve Ala Hazretleri benden razı olsun, hem de halk beni sevsin.'' dedi.
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz cevaben şöyle buyurdular: ''Dünyayı terk edersen Allah Teala da insanlar da seni sever.''
Rasul-i Zişan (s.a.v) buyurdular ki:
''Sabreden bir yoksulun kıldığı iki rekat namaz, Hak Celle ve Ala Hazretlerinin katında şükreden zenginin kıldığı yetmiş rekat namazdan üstündür.''
Yine Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz buyurdular:
''Zengin ve yoksul olan iki kişi aynı ameli işleseler, zengin kimse amelinin yanında on bin dirhem de gümüş verirse ancak o yoksulun ameliyle aynı olur.''
ALLAHIN MELEKLERİNE ÖVÜNDÜĞÜ İNSANLAR
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Hak Teala hazretleri beş sınıf insanla meleklerine karşı övünür:
1. Yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızası için savaşan gaziler,
2. Allah için insanlara tevazuu gösteren gençler,
3. Hak Teala hazretlerinin korkusundan tenhalarda gözyaşı dökenler,
4. Yoksulları koruyup gözeten, onlara yardımda bulunan zenginler
5. Belalara sabreden halinden kimseye şikayet etmeyen yoksullar.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular:
''Sanatların, meşguliyetlerin en makbulü üçtür. Zühd, ilim ve dervişlik (yoksulluk).''
Birisi Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimize dervişlik, yoksulluk nedir? diye sordu. Efendimiz (s.a.v) saadetle şöyle buyurdular :'' Hak Celle ve Ala hazretlerinin hazinelerinden bir hazinedir. Hak Celle ve Ala hazretleri o hazineyi mürsel peygamberlere ve kerim kullarına verir.''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular: ''Hak Subhanehu ve Teala hazretleri zenginleri dünya toprağından yoksulları da cennet toprağından yaratmıştır. Kim Hak Celle ve Ala hazretlerinin ahdine sadık kalmak isterse yoksullara ikram etsin.''
Cenab-ı Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: ''Kim bir yoksulu haksız yere dövse veya incitse, on kere kabeyi ve beyti mamuru yıkmış, bin meleği öldürmüş gibi günahı vardır. ''
Rasul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurdular: ''Cennetin sekiz kapısı vardır. bunların yedisinden sabreden yoksullar,birinden de sabırsız yoksullar ve şükreden zenginler girer.''
ENVARÜ'L AŞIKİN / HAK AŞIKLARININ NURLARI
37 notes · View notes
felsefebilim · 9 months
Text
Kalvinizm Mezhebi ve Kapitalizme Etkileri
Tumblr media
John Calvin, Papa'nın otoritesini red ederek, kul ve Tanrı arasında hiçbir aracının bulunamayacağına inanmıştır. Ona göre kanunları koyan ve anlatan tek bir kaynak vardır; o da İncil'dir.
John Calvin'in bu temelle ortaya çıkan görüşleri, detayları ile Kalvinizm adı altında bir mezhep haline gelmiş; tüm Avrupa'ya yayılmış hatta farklı toplumsal-ekonomik süreçleri de etkilemiştir.
Peki Bu detaylar Nelerdir ?
Kalvinizm, tek kaynak olarak İncil'i aldığı için Hristiyanlığın özüne dönmeyi ve özündeki kural ve dogmaları benimsemeyi amaçlar. Toplumsal ve ahlaki açıdan insanların dürüst ve çalışkan olmasına çok önem verir. John Calvin, çalışkan ve dürüst insanların Tanrı'nın gözünde bir din adamı kadar değerli olduğunu söyler. Aynı zamanda bu dünyada mütevazi bir hayat sürmek gerekir der. Çünkü lüks mallar, lüks hayat, eğlence ve sarhoşluk insanı amacından saptırır ayrıca tembelleştirir. Tembellik de başlı başına bir günahtır.
Kalvinizm, ayrıca insanları ikiye ayırır. Seçilmişler ve seçilmemişler... Seçilmiş olanlar, yaşamlarında doğru kararlar alırlar, başarı olurlar. Bir diğer deyişle seçilmiş ya da seçilmemiş olduklarını hayatlarındaki başarılarına göre anlayabilirler. Seçilmiş olan insanlar hem dünyadaki yaşamlarında hem de ahlaki yönden sürekli gelişirler. Çünkü aynı zamanda çalışkan ve dürüst insanlardır. Seçilmemiş olanlar ise doğuştan lanetlenmiş, tembelliğe düşkün kişilerdir. (Özellikle inançsızlardan ve kutsal kitaba inanmayanlardan oluşurlardı.) Kalvinizm'e göre seçilmiş ya da seçilmemiş olmak doğuştan gelir çünkü Tanrı, var etmeden önce bazı insanları kurtulmak bazılarını da cezaya çarptırılmak üzere (Adem'in işlediği büyük günah için) seçmiştir. Bu durum zamanla değiştirilebilecek bir şey değildir... Yani bu insanın kaderidir ve kader de Tanrı tarafından belirlenmiştir, özgür iradeden bağımsızdır...
Kalvinizm Diğer Alanları Nasıl Etkilemiştir?
Max Weber'e göre Kalvinizm, iktisat ve ekonomi tarihini etkilemiş ve özellikle kapitalizmin doğuşunda önemli bir rol oynamıştır. Çünkü söylemleriyle; insanları son derece disiplinli ve tutarlı bir şekilde çalışmaya teşvik eder, zenginliği, eğlenceyi, lüksü neredeyse yasaklar ve günah olarak belirler. Bu durum da sömürü modelini güçlendirir; fakirlerin, dürüst ve çalışkanlıkla övünüp, zenginliği arzulamamasına neden olur. Hatta bu kişiler, dürüst ve çalışkanlıkları nedeniyle gerçek seçilmişlerin kendileri olduğuna inanır...
22 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 9 months
Text
Tumblr media
BİR DEVLET HANGİ HALDE ÇÖKER?
Kanuni Sultan Süleyman’ın aklına takılan ve onu yoran bir soru vardır.
"Çok güçlü bir duruma getirdiği Osmanlı Devleti’nin akıbetini hayâl eder, günün birinde Osmanoğulları da inişe geçer, çökmeye yüz tutar mı?" diye..
Bu sorunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi ve 'ağabey' dediği süt kardeşi Yahya Efendi’ye Sadrazamını gönderir.
Sadrazam gider, sorar ve döner.
Kanuni: "Ne dedi?" diye sorunca Sadrazam cevabı söyler: "Neme lazım dendiği zaman!"
“- Başka bir şey söylemedi mi?”
“- Hayır efendim. Bir tek cümle söyledi.”
Bu cevabı uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü alime mektup yazar, bunun ne anlama geldiğinin açıklanmasını ister:
“-Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz..” der.
Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp, Kanuni’ye gönderir. Mektup şöyle:
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık, adaletsizlik ve yolsuzluk sıradan bir hale gelirse, işitenler de “neme lazım” deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse…
Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse...
Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse...
İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve itimadı sarsılır. Asayişe itaat hissi kaybolur.
Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder ve kaçınılmaz hale gelir..”
KAYNAKÇA: Bu mektup, 500 sene önce yazılmış ve Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.
🇹🇷☝️🇵🇸
38 notes · View notes
sezginer35 · 1 year
Text
Tumblr media
youtube
Zenginlerin zevkleri fakirlerin gözyaşları ile satın alınır.
Thomas Faller
52 notes · View notes
saidaslan1 · 1 year
Text
Tumblr media
İmrenme görüp mîve-i bâğın ümerânın
Kim sular anı gözleri yaşı fukarânın
(Sen makam sahibi yöneticilerin bağına bahçesine [varlığına] bakıp da imrenme. Çünkü o bahçeler nice fakirlerin gözyaşları ile sulanır.)
28 notes · View notes
derdiderun · 7 months
Text
Tumblr media
"Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin" (Bakara 2/43.)
Bu ikisinin bir arada zikredilmesinin nedeni, namazın Allah Teâlâ'nın hakkı olması, zekâtın ise kulların (fakirlerin) hakkı olmasındandır. Kişiye vacip olan, her ikisinde de Allah Teâlâ'nın emrine itaat etmektir. Esasen bütün ibadetlerin mercii bu ikisidir. Namaz bedeni, zekât ise mali bir ibadettir. Bütün ibadetler bu ikisine taksim olunur.
İşte bu sebeple denilmiştir ki: İçinde iki emri ihtiva eden üç ayet nazil olmuştur; biri yapılmadığı müddetçe Allah Teâlâ diğerini kabul etmez.
Birincisi: "Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin" (Bakara 2/43.)
O halde herkim namazını kıldığı halde zekâtını vermezse, onun namazı kabul olmaz.
İkincisi: "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin!" (Nisa 4/59.)
Buna göre, bir kimse Allah Teâlâ'nın emirlerine uymasına rağmen Resûlullah'ın emirlerine uymasa, Allah'a itaat etmiş sayılmaz.
Üçüncüsü: "Bana, anana ve babana şükret»" (Lokmân 31/14.)
O halde bir kimse Allah'a şükretmesine rağmen anne babasına teşekkür etmese, onlara kötü davransa, Allah'a şükretmiş olmaz.
(Durretü'n Nâsihîn)
9 notes · View notes
yasamsallik · 2 years
Text
Tumblr media
Eğer ki fakirlerin dramı doğanın yasalarından değil de, bizim devletlerimizden kaynaklanıyorsa, günahın en büyüğü bizimdir...
Charles Darwin
51 notes · View notes