Bir sürü acı hikaye dinleyip bir sürü hüzünlü göze baktım.Yeri geldi güldüğüm de güldürdüğüm de oldu.Burda nice güzel insan tanıdım.Farklı hayatlara şahit oldum.Bugün de geri dönüş yolundayım.Sana hoşça kal diyemiyorum Hatay,acımız çok büyük. Ama yine geleceğim.Söz.
📌Access to clean drinking water continues to be a severe problem in Turkey’s quake-hit province of Hatay. The hashtag #HataydaSuYok (NoWaterinHatay) moved to the top of the country’s trending Twitter topics on Friday.
📌Türkiye'nin depremin vurduğu Hatay ilinde temiz içme suyuna erişim ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. #HataydaSuYok hashtag'i Cuma günü Twitter'da trend olan konuların başında yer aldı.
Yarın tam bir sene olacak eski hayatımızın bittimi çileli yeni hayatın başlangıçı bir güne bir gün hiç unutmadım aynı dün günü gibi Rabbim kimseye böyle bir felaket daha yaşatmasın...
Ben depreme memleketim Hatay'da yakalandım. O gece on iki gibi balkona çıktım yağmur o kadar çok yağıyordu ki toprağın kokusunu içime çekip gökyüzüne baktım ve birden içim ürperdi gökyüzü o kadar karanlık göründü ki gözüme yağmur o kadar korkunç yağıyordu ki o gece balkonumdan son kez baktığımı bilmeden odama girdim yorganıma sımsıkı sarıldım her gün telefonumu uyumadan önce şarja takan ben çok üşüdüğüm için o gece takmaya üşendim içimden Allahım sen ailemi ve sevdiklerimi koru diyerek gözlerimi kapadım uykuya daldım.
Tekrardan gözlerimi sallantıyla açtığımda kalbim o kadar hızlı atıyordu ki hemen ailemle can havliyle salona çıktık koşarak kapıya geldik ama bitmek bilmiyordu deprem bizi oradan oraya savuruyordu bağırış sesleri geliyordu kulağıma öleceğimi hissettim kalbim yerinden çıkacak gibiydi ve gözlerimi sımsıkı kapattım ki o ân durdu hemen montları alıp çıkacakken tam aşağı inince ikinci bir deprem oldu on dakika sonra yola fırladım hemen ortalık can pazarı halinde o ân aklımda sadece sevdiklerim ve ailem vardı hemen aileme ve arkadaşlarıma ulaşmaya çalıştım ama şebeke yoktu yağmur o kadar çok yağıyordu ki o kadar çok titriyordum ki telefonu tutmakta güçlük çekiyordum. Sonra yakın arkadaşımdan biri bana ulaştı şebeke gidip geliyordu çok zor anlaşılıyordu dedikleri ağlıyordu sadece iyiyim ben sen iyi misin dediğini duydum hıçkırıklarla şokun etkisiyle konuşmaya çalıştım ama konuşamadım sadece iyiyim diyebildim sonrası zaten şebeke gitti kimseye ulaşamadım yakın arkadaşlarıma ulaşmaya o kadar çok çalıştım ki sonra gözümün önünde karşımdaki evden dumanlar çıkmaya başladı ambulans sesleri gelmeye başladı bir saat sonra bir sürü nereye gittiğini bilmediğim bir sürü ambulanslar...
Şarjım 20 idi bitirmemeye çalıştım ama yine de bitiyordu. İçimden sürekli sevdiklerime bir şey olmaması için dualar okuyordum tek tek isimlerini sayıyordum kimseye ulaşamıyordum sonra ailemden enkaz altında kalanları öğrendim kendi imkanları ile kurtarılanları ve vefat edenleri... Zor bela güvenli bir yere geçmeye çalıştık sonra telefonum kapanmıştı artık kimseden haber alamıyordum. Sonra yoldan geçenler arasında konuşurken can dostumun kardeşimin ve ailesinin enkaz altında kaldıklarını öğrendim ona en yakın diğer yakın arkadaşımın numarasını ezbere biliyordum sadece onu akrabalarımdan defalarca aramama rağmen şebeke çekmediği için ulaşamadım.Allahım nolur bir şey olmasın kardeşime dedim ailem yollar da tehlikeli olduğu için izin vermedi gitmeme... Sonra dışarıdan yardıma gelenler akrabaların arabasına şarja takarak telefonumu Çarşamba günü açabildim yine kimseye ulaşamadım mesajlar da en son arkadaşımın enkaz altında ama ses verdiğini kurtarılmak üzere olduğunu yazmış başka bir dostum. Tabii bunu pazartesi yazmış ben yeni görüyorum arkadaşlarıma ulaşamayınca babasını aradım o iyi mi dedim sonra onun iyi olduğunu ve güvenli bir yerde olduğunu söyledi babası ve sonra enkaz altında olan arkadaşımdan haberi olup olmadığını sordum o öldü dedi, onu kaybettik dün toprağa gömdük dedi... Tamam diyebildim sadece ve telefonu kapattım boğazım düğümlenmişti kurtarıldığını düşünmüştüm onu kaybetme ihtimalini hiç düşünmek bile istememiştim gözlerim doldu hıçkıra hıçkıra ağladım. Beynimin içinde sürekli öldü diyişleri yankılanmaya başladı sanki her şey bir kabustu ve sen gelip ellerimden tutup beni uyandıracaksın diye bekledim hep ama bak 38 gün oldu hâlâ uyandırmadın beni bu kabustan 9 yılım, kardeşim, can dostum birlikte o kadar güzel anılarımız var ki gülüşmelerimiz hep aklımda tam beni neden hâlâ bu kabustan uyandırmadın derken rüyama girdin güzelim yolda gidiyordun seslendim nereye gidiyorsun deprem oluyor dedim gülümsedin korkma bana bir şey olmaz dedin ben çok mutlu olacağım bir yere gidiyorum dedin sonra koşarak gittin sonra yürüdüm biraz sizin eve doğru babanı gördüm Zeynep dedi enkaz altında kaldı çıkaramadık kızımı hayır dedim ben onu gördüm şu tarafa doğru gitti çok mutluydu mutlu olacağım yere gidiyorum dedi amca dedim ve uyandım biliyorum ki güzel kızım sen cennette çok mutlu olacaksın sonunda ölümünü kabullenip bir ay sonra mezarına gittim güzel kızım annen mezarına çok güzel çiçekler ekmişti. Mezarının üzerine en sevdiğin yazmanı bağlamış kokladım sen kokuyordu ya da ben kokunu duymak istediğim için kendimi ona inandırdım mezarın daha bir güzeldi herkesinkinden parlıyordu konuştum orada seninle dakikalarca güldüm kendi kendime anılarımız aklıma gelince sonra dedim ki boyum kısa diye üzülürdün mezarını upuzun yapmışlar dedim hıçkırıklara boğuldum ben seni hiç unutmayacağım sen hep benim kalbimde olacaksın seni o kadar çok özleyeceğim ki sana veda etmeyeceğim çünkü vedalar sadece gözleri ile sevenler içindir gönülden sevenler hiç ayrılmaz...