Tumgik
#hissiz biri
suskunkaola · 9 months
Text
Şahıslar vedalaşır, hisseler degil...
5 notes · View notes
perfavor · 2 years
Text
icime sigmayan sevgilerden geldigim su hale bakin kendime yetecek kadar bile kalmadi
5 notes · View notes
ozgurkedi · 1 year
Text
Keşke... Bir şeyler için çabalamaktan ve hiçbir noktada öteye gidememekten yoruldum. Belki de hiç kalmamalıydım. Yalandan nefret ediyorum, nefret ediyorum çünkü benim kimseye inancım kalmıyor. Benim kimseye bir kapım açık kalmıyor, ben kendi içimde hapsolmak zorunda kalıyorum. Nefret bile edemiyorum bu günleri yaşamama sebep olanlardan. Duygusuz, umursamaz, kendi dünyasında yaşayan biri olabilirim. Ama hissiz değilim, beni yaşatan tek şey hislerim. Onların da yok olmaması için uğraşıyorum. Hep bir şeyler için çabaladım, çünkü ruhumu ayakta tutmam gerek. Ben yaşamaya çalışıyorum, yaşayamayanlar için. Ayakta duruyorum, duramayanlar için. Nefes almayı deniyorum, bir daha nefes alamayacaklar için. Hiçbir zaman bahanelerim olmadı, çünkü hayat bana bahanelerin yarın için geçerli olmadığını öğretti. Ben her şeyin farkında olan ama hiçbir şey bilmiyor gibi davranan o kişiyim. Çünkü yaşamak zorundayım, benim amacım bu. Acılarımı yok etmek. Ellerim acısa bile kemanıma tutunmak, içimdeki acının sesini duyurmaya çalışmak. Ben Eylül, biraz ölü, biraz gerçek. En fazla da ne biliyor musunuz? Bir daha canlanması mümkün olmayan bir... Neyse çok konuştum;)
179 notes · View notes
eskisokaklar · 2 months
Text
Yollar ve sevgiler. Bizi bu hayata bağlayan şeyin istemsiz bir nefes olduğunu söylediğimde bu iki kavramın bu kadar can yakacağını bilmiyordum. O zaman da canım yanıyordu, evet ben o zaman da sonu olmayan bir şeyin peşinden gidiyordum. Ama o zamanlar sesler fazlaydı. Annem bağırıyordu, babam susuyordu, arkadaşlarım yanımda oluyordu ve ben sabah hiçbir şey yokmuş gibi o kahvaltı masasına oturup gece olduğunda o masayı aklımda defalarca kez paramparça ediyordum. Evet o zaman karanlıktaydım ama o ölü karanlığın bir mezarı yoktu. Şimdi var mı? Emin değilim çocuk. Hayatımda onlarca mezar var. Ama ben hiçbirine beyaz lale götüremiyorum... Şimdi sesler yok çocuk. Bağırıyorum ses olsun diye, bizi duymazlar, duymadılar. Aynı yerdeyiz, aynı yerdesin. Ama artık dışarısı bir pencere uzağında değil. Artık kapıyı açtığında çıktığın yer bir sokak değil. O sokak senin değil. Bu ev senin deĝil. Bu şehir bizim değil. Hani eskiden bir acın vardı da kesiyordu nefesini ya çocuk. Artık bizim bir acımız bile yok. Hissiz ve kimsesiziz. Biri vardı sen yalnızlığın ne olduğunu bilmiyorsun, yalnız ölemezsin demişti. Onlar bizim dikenlerimizi görmediler çocuk. Zararlıyız biz değil mi? Kırarız, dökeriz, sevmeyiz, mahvederiz ama toplarız çocuk. Sen toplamaya çalıştıkça mahvettin bunu görmediler ve şimdi beni suçluyorlar. Nasıl anlatacağım onlara bizim hikayemizi? Anlatamam, anlamadılar. Belki dinleselerdi anlarlardı. Hayır onlar dinlemez. Ben suskunum çünkü değil mi? Ben anlatmadım onlar duymadı değil mi? Her şey yalanmış çocuk. Bir aile fotoğrafı kadar yalan ve sevgisiz.
21 notes · View notes
alicabbarlaricin · 9 months
Text
O kadar hissiz biri oldum ki artık ölümler bile üzmüyor beni. Çünkü ben zaten içimde duygularla beraber kendimi de öldürdüm. Ölü biri hiç bir şey hissedemez.
21 notes · View notes
unutulanlars · 1 year
Text
İnsan bir kere yalnız kaldı gerisi geliyor. Yolun sonunda kimseye ihtiyacı olmayan, güçlü ama hissiz biri haline dönüşüyorsunuz. Yolun sonuna varmak üzereyiz.
43 notes · View notes
bitimsiz · 1 year
Text
Baksana, mahvolduk ama kazandık sahiden. Kutlamadık hiç ama kazandık biliyorum. Karşıdan bakıyorsun ya öyle, uzaklardan bakıyorsun ya. Hissiz hissiz. Anlıyorum. Anlıyoruz kazandığımızı. Bu yağmurları kim ağladı biliyoruz artık. Bu yarınları kim özgür bıraktı, biliyoruz. Onlarca mevsimi yalnız kucaklayınca anlıyorum kazandığımızı. Tek taraflı olmadığını. Bilemezdim hiç, hangi binaların boyunu aştığını. Nehirler denizler belki okyanuslar aştığını, ağaç dallarına dokunduğunu şüphesiz, irili ufaklı yapraklar gördüğünü. Kimisine dönüp kimisini öptüğünü, hafif rüzgârı çokça hissettiğini ve birkaç yaz gecesi benimle söndüğünü. Bilmiyorum hiç. Anlamıyorum da. Ben sadece. Bu duvarları yıkmaya kıyamadığımızı ama çok kez onardığımızı biliyorum. Sen de bilirsin, tebessüm edermiş insan bazen. Kayda geçermiş her biri meğer. Binlerce kare birikmiş görüyorum şimdi. Hiç göstermedik, birbirimize bahşetmedik o gülüşten. Ama böyle böyle kazandık, kabul ediyorum. Bir kere gülseydik, bir kere izin verseydik şu dünyanın sadece bizimle dönmesi için. Yenilirdik tabi, hem de ne biçim yenilirdik. Baksana, mahvolduk ama kazandık sahiden. O ince belli bardağı doldurunca, kenarlarından tutup da yanmayınca anlıyorum kazandığımızı. Hevesle daldığım balkonda saatlerce durabildiğimde, mahallenin ışıkları sönünceye kadar bekleyebildiğimde kazanıyorum hâlâ. Sırtıma dokunup, kalan üç beş hüznün de yok olacağına inandığımdan bu yana ağlıyorum hep. Dizlerime kapanıyorum usulca. Benimle kalsınlar istediğim için kazanıyorum bir şekil. Şu kalemi her elime aldığımda kelimeler yüzüme bakıyor ya, tamam diyorum hep. Kazanıyorum işte. Yanlış durakta beklemiyorum kimseyi. Yanmış gözlerimi siliyorum korkmadan, hiç solmayacakmış gibi alıyorum evime çiçekleri. Zehir şarkıları bağıra çağıra söyleyebildiğim banyonun fayanslarına takılmıyor artık bakışlarım. Kollarıma sadece bir küçük çocuğu sığdırabilirken üçüne de gel diyorum ya hep, anlıyorum kazandığımı. Parmaklarıma akıtıp durduğum mürekkebin biraz da kendime değdiğini fark edince ağlıyorum hep. Yastığa başımı koyar koymaz dalıyorum ya uykuya, kazanıyorum ben. Bazı günler neden hemen bitti anlamazken, hayıflanıyorum kendime. Ama dağa taşa çarpmıyorum ya kirli sözcüklerimi, nefretime gölge düşürüp sığınmıyorum ya ona. Ne gökten ne göğsümden kaldıramıyorum bu cenazeleri. Öyle hislerdi ki ölüler, onlar toprağa gömüldüğünde içim ferahlardı belki o zaman. Böyle böyle kazanıyorum, yutuyorum dudaklarımdan çıkan ne varsa. Kan gölünü unutuyorum, iki büklüm de olsa duruyorum. Beni bir başıma bırakmış hâyâllerin hatrından geçebildiğimde. Anlamsız gelen, bu zamana kadar yaşanan ne varsa hepsine teşekkür edebildiğimde, kendimi kapı dışarı ettiğim o günü sahiden affedebildiğimde. Ne çok kazanmışım diyorum.
32 notes · View notes
raya-00 · 1 year
Text
Hissiz biri oluram.
23 notes · View notes
yesiliris · 5 days
Text
Bir şarkıyı ilk kez dinliyormuş gibi. Seni tekrar yaşıyormuş gibi. Hayata yeniden doğmuşum gibi. Garip bir sancı.
Bataklıkta boğuluyorum ama lotus çiçeğini izliyorum. Yıldızlar güzel,orman karanlık.
Sonra biraz daha çekiliyorum. Daha zor nefes alıyorum. Yardım istiyorum. Herkes sırt çeviriyor. Bataklık kaynıyor,Yıldızlar düşüyor. Dibe batıyorum. Çabaladıkça çekiyor. Çektikçe çabalıyorum. Çünkü hâlâ yukarıda Yıldızlar var sanıyorum. Kurtulamıyorum.
Gece hapsediyor beni kendine,ölüm soğuk soğuk yakıyor. Hissiz kalbimin doruklara kadar hissediyor çaresizliği...Umut ediyorum. Biri beni kurtaracak. Hâlâ anlamamışım biri beni ittirmiş oraya.
Ağaçlar önüme siper daha da kayboluyorum. Kafamın içi kıyamet.
Düşünemiyorum. Her sahte gülüşe kanıyorum. Kırılıyorum ve unutuyorum. Oracıkta öleceğim biliyorum. Dibe indikçe tükeniyor nefesim. Fark ediyorum, ölüyorum. Ölmek böyle mi hissettirirmiş. Anlıyorum.
İndikçe alta su çekiyor. Kayboluyorum.
Ben ateşim,ateşten gelenim. Suyu kendime ev bilmişim. Yanlış yerlerde yüzmüşüm.
Yüz üstü bırakılınca görmüşüm.
Suyu görünce bağırdım. Öyle bağırdım ki bataklık duruldu. Çekmez oldu. Ve sonda suya bıraktı. Öldüm. Ölmeyi yaşadım. Su yanıkları,dost kazıkları,yorgun bir beden,yalanlar,doğrular,sahtelikler...
Tek tek çıktı benden. Kirim kirletti berrak Suyu. Onu da mahvettim. Bağırdım,bağırdılar. Bir kaşık suda boğdular.
Tekrar yıldızları hayal ettim. Parlaklar,bana geceden armağanlar. Parladım sonra. Simsiyah kalbim bütün denizi aydınlattı. Balıklar firar etti. Mercanların dikkatini bile çekmedi. Patladım sonra. Yokluğum denizlere,okyanuslara...
Gözlerimi kapattım ve düşündüm. Ben tek günlük olanım. Masmavi kelebek olanım. Ben papatyayım. Ormandayım. Ben gecenin en parlağı Ay'ım. Havadayım. Ben her yerdeyim. Bir çocuğun gülüşünde. Başka çocuğun elinden kayıp giden balon da. Ben ateşteyim. Ama en çok ateşte:)
2 notes · View notes
cemyafilmarsiv · 2 months
Text
Benden bir ruhsuz yaratmayı nasıl başardınız
Benden bir hissiz yaratmayı nasıl başardınız
Benden bir uyumsuz yaratmayı nasıl başardınız
Benden sizden biri yaratmayı nasıl başardınız
Yaşamak istemem artık aranızda....
2 notes · View notes
sonsuzseven · 2 months
Text
Duygusuz, hissiz biri oluyorum şu dönemler. Nasıl olucak bu halim bilmiyorum..
5 notes · View notes
mellsy · 1 year
Text
Özümü dünya aləm vecimə deyilmiş kimi aparıram, duyğusuz, hissiz. Ətrafımdakı insanları incitməkdən çəkinmirəm, biriylə bir münasibətim olanda harda qırılar-qırılar deyib keçirəm. O gün bir qızın xətrinə dəydim və ağlayaraq səs atdı, dedim ki, bu nə zəif qızdı. Sanki mən heç 35 dəqiqəlik səs atmamışammış kimi ağlayaraq özdə. Nə qədər vicdansız biri kimi davransam da, içimdə olan o uşaq hər şeyə inciyir, ağlayır, qırılır, bacara bilmir, gücü çatmır, həzm edə bilmir. Yaxşı ki, burdan heç kim realda məni tanımır. Və realdakılar özümü nə qədər güclü göstərsəm də, zəif olduğumu bilmirlər və məni əzə də bilmirlər. Mənsə onların boş eqolarını əzirəm, onları linçləyirəm. Bunları etməklə öz eqomu tətmin edirəm bəlkə də. Bilmirəm. Nəysə, yaxşı ki, heç kimdə uzun mesajları oxuyacaq səbr yoxdu.
13 notes · View notes
iamnightmare · 1 year
Text
bu yaşımda hələ indi indi özümü tanınmağa başlayıram. nə qədər boş və hissiz olduğumu, əslində həmişə bir heç olduğumu, gələcək və keçmiş olmadan sadəcə anı olan, nə çox istədiyi nə də çox sevdiyi nəyisə və ya kimsə olmayan biri olduğumun fərqinə varmağım üçün uzun müddət keçdi, çox şey yaşandı və çox insan gəlib, keçdi. bir duygudan ibarət olduğun. sadəcə gəlib keçən bir fikir. həmişəlik olmayan, yalnız müvəqqəti. heç nəyə bağlı qalmayan, hər şeyini itirən, sahib olduğu heç nə olmayan kimsə. hər nə qədər çalışsam da birinə bütünlüklə bağlanmağı və sevməyi olmadı bəlkə də elə buna görədi yaradılışıma ziddir əbədi ola biləcək nələrsə. amma istərdim.
7 notes · View notes
aytaan · 1 year
Text
nə qədər soyuq,hissiz biri kimi görünməyə çalışsamda,dərin hisslər yaşadığım hadisədən ,qəlbimə toxunan bir kitab ya filmdən danışanda səsimin titrəməsi,özümü ifadə edəcək söz tapa bilməməyim gizlətmək istədiyim hər şeyi sanki üzümə vurub ,həqiqətdən qaça bilmərsən deyir.
7 notes · View notes
Text
His(siz)
His(siz)
Düştüm, bu benim ilk akıllı düşüşüm... Düşündüm, kimde ne kadarım, kimde gerçeğim, kime ve neye sahibim? Cevap canımı acıttı, en kaliteli düşüşümdü bu. Kalktım mı? Hemen kalkmayacağım, hemen kalkmak demek; "ben güçlüyüm" imajı çizmektir insanoğluna. Oysaki güçlü olanın güçlü olduğunu kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. Bir süre düştüğüm yerdeyim. Sevdiğim her insanı düşündüm tek tek. Bende var oldukları kadar çok değildim onlarda, azaltmayı seçtim. Rehberime dokundum, herkesin adını sadeleştirdim, emojilerini yok ettim, sade ve oldukları gibi kalmalıydılar. Hep yakın mesafeden baktığım insanlardan uzaklaştırdım yüreğimi, ben düşerken tutmadıkları için değil; düşme nedenim olup bir gram, bir nohut tanesi kadar dahi olsa üzülmedikleri için. Dost durağından fos durağına geçiş yaptım, acılı helvamı yediğimde gerçekten neredelerdi? Acı çek ama acını gösterme, acını çek ama bilhassa acına sebep olan insanlara acını gösterme. Bir şarkı seç ve o sadece senin şarkın olsun, kimseyle paylaşma, kimseyle didişme, kimseden beklentileme. Yürek kalabalık olunca sığmaz herkes, herkesin yumruğu kadardır sevmek; çünkü yumruğumuz kadardır kalbimiz. Minicik yumruğuma çok sevmek sığdırmışım. Aşk durağından yalın alt geçidine yürüdüm, sade ve yakışıksız görünmemek için tek yürümeyi öğrenen yalnız kadınlardan biriydim işte. Kırıldıkça öğrenen, kalkanlarını kuşanan, mesafeyi öz evladı gibi bilen ve ağlasa da bir daha asla kimseye göstermeyen. Her yalnız kadının yalnızlığı sevmek hikayesi böyle başlardı. Benim hikayem de başlamıştı. Belki atan bir kalbe sahip olmayacaktım, belki gözlerimden hüzün bulutları geçecekti ama öğrenecektim insan sevmemenin o kadar da kötü olmadığını; kalbe duvar örüp iflah olmanın kanayan olmaktan daha evla olacağını.
Mutluluklarını, acılarını, hatta minik kırgınlıklarınla büyük hastalıklarını dahi kimseyle paylaşma. Kimsenin kimse olmak görevi budur çünkü. Hiçbir insan bilmesin inceliklerini, ince de olma zaten. İyi niyet ne zaman cami avlusundan alınmaz olmuş ki?
Hissetmiyorum. Kalbime dokunuyorum, atsın istiyorum; bir yaşamak belirtisi göstersin coşkunlukla, o durdu çoktan. Sevemem artık ben.
İnceliklerimi döşeyemem, fedakarlık edemem; gözüm kapalı insan sevemem, insana güvenemem.
Düştüğüm yerden bambaşka kalkacak olmak eskiden olsa acı gelirdi. Duygu yoksunluğu yaşıyorum, ötenazinin en dip yerinden cevval adımlara attım düşlerimi. Gerçekler adeta bir manda yoğurdu beyazlığında. Başımı omuzlara yaslayamam; ellerden ellerime sıcaklık yayamam. Sevilmeyi bekleyemem. Alt geçite çoktan vardım.
Varmadan önce kurtarsaydınız, hepiniz mi sağırdınız? En yakınımdan en uzağıma kadar bir bardak su bile vermediniz. Sevgi ve aşkla atan incelikli kalbimi yordunuz. İnsanları bağrıma çocuk kalbi kadar basamam. Prensip taksisinde kısa mesafe tartışması yaşanmadan yolculuklar beni aldı. Gitmek istiyorum. Hiçbir insanın yaşamadığı yolculuklar çekiyor canım. Bir varlığa bile rastlamadan alabildiğine özgürce kendimle karşılaşmalıyım. Kırgın mıyım? Asla. Gücenme belirtisi dahi hissetmiyorum. Aramam, aranmadığıma da üzülmem. Hissiz rotalarda yankesicilere kaptırdım sevmek yetimi.
Tanıştığınıza memnun oldunuz, umarım. Bu kız, hiçbir masalın hiçbir kahramanına yel olamıyor. Sadece kendine sarılıyor. Kaybedip, düşen her yalnız kadın gibi.
Düştüm, en kaliteli düşüşümdü bu benim. Yara bere içinde kalıp yine de nefes aldım. Hakkımdır bundan sonra, sadece kendini sevmek. Ey dostlar ve ey aşk! Bu saatten sonra gelseniz ne, gelmeseniz ne...
Kalbimi kurtaramadık. Hiç de üzülmem. Uzak yolculuklar çekiyor ilk defa canım. Kimsenin olmadığı her yere, elini uzatan kimse olmasın. Zaten olmamıştı, alışkınım.
Her güçlü kadının yalnız olmak gayesi böyle başlar. Üzülmeyin, gülerim. Üzülmeniz gerektiği zaman neredeydiniz? Çok insan sevdim gönüllü ve çok değersiz kaldım. Şimdi hissedememek ötenazi damarlarımda kaldırım yosması. İster beğenin, ister görün, ister görmeyin; öldü çiçeklerimin gülücüklü yanları.
Karşıdan biri geliyor, karşıdan bir ben geliyor. Sanal değil, yapay değil; haydi ver elini güzel kızım, azmi kurtuluş, yarası saklı kızım; ellerimizde yalnızlığımızın koparılmamış orkideleri...
Sarılalım.
Dilara AKSOY
21 notes · View notes
cavidanbayram · 1 year
Text
Zaman getdikcə çox şeyin fərqinə varır insan. Hansı ki, artıq həyatda nədən necə zövq alacağını, baş verən hadisələrə necə reaksiya verəcəyini bilmirsən. Hissiz biri olduğunu qəbullanırsan və keçmişdə yaşadığın psixoloji travma azmış kimi bunlarda həyatında baş verən kiçik çaplı problemlərinlə birləşir. Nəticədə yalnızlığın sənə yaxşı gəldiyini düşünüb gəncliyimizin gözəl günlərini məhv edirik.
7 notes · View notes