Bil ki; kana karışan en güzel demdir çay,
Ve aşk, çayı tatlandıran en güzel şekerdir.
Lâkin, sigarayı da biten aşkın en keskin hançeri say.
Zira, dumanı bitik o aşkla beraber ciğeri deşipte geçendir...♠️♠️♠️
Tuvalete gidip aynaya bakmak ve kendimi sorgulamak
Sınıfa çık sahte insanlarla aynı ortamda 8 saat durmak
Tanımadığın insanların sana neden düşman olduklarını sorgulamak
İnsanların bana nasıl baktığına bakmak
Ara da bi hocanın azarlamalarını dinlemek
Rehberliğin hiç bir faydası olmadığını düşünmek
Derslerde yere dalıp hayatı sorgulamak
Uyumak
Otobuse binip ve paniklememeye çalışıp aklımdaki sesi susturmaya çalışmak
Eve gidip gereksiz bağrışmaları dinlemek
Tam yatağa yatıp günün nasıl boktan olduğunu sorgularken kalk ders çalış ödev vermedi mi diyen annenin cümlelerine sinirlenmek
Kafa dağıtmak için oyuna girmek
Gece muzik açıp telefonu kapatıp kulaklıkla son ses alıp hayatı sorgulayıp ben neler çekmişim ve nasıl hala ayaktayım diye sorgulamak
Aslıyla anılarımı gözümde canlandırmak ve ölümüne katlanamamak
Kendime acıdığım için ve aslıyı özlediğim için ağlıyorumdur fakat ailen ergen olduğun için ne zaman ağladığını görseler sana dalga geçilmiş bir tebessümle
“ne oldu sevgilinden mi ayrıldın”
“hayatın yükünü mü taşıyorsun da sanki” gibi boş boş şeyleri dinlememeye çalışmamak
Geceler dışarıda bizim içimizdeki sönmekte olan ışığı bulmamız için dışarıyı zifiri karanlığa bırakır. Belki bu yüzden geceler gündüzlerden karanlık aydınlıktan daha iyi gelir...
Her şey olması gerektiği yerde; Demlikte çay, fincanda kahve, sokakta köpekler karanlığın içinde kaybolmuş sarhoşlar. Her cismin bir dengi yeri var suyun kabı, toprağın güneşi havası çiçeklerin kokusu kainatta herşey dengiyle eşiyle, bir tek insan ne yerini buldu ne dengini nede yaşayacağı yüreği, kendi içine dünyasına sığamadı her gün gece birden daha bir çok kere savrulup durdu...
Saatler Yarınsızlıga Ayarlı, Kirvem Görüyor musun gece üşümüş Mum ışığı nasıl titriyor, kirvem Dilimde hece tiril tiril, Ayın şavkı oynaşır iken suda, İnsanın insana yaptığı seyler içe sinmiyorki.. "Her sey" Kundağa sarılmış bebeğin İç geçirmeleri gibi, Saatler yarınsızlığa ayarlı Rüzgar bile ezile ezile Nefesini katıyor karanlığa da Bebegin içindeki isyanı dindirmiyorki.. Duyuyor musun dalgaların sesini kirvem, Çaresiz bir bebenin kalbi gibi, Neylesin ki Ustaya, Eti senin; Kemiği benim demiş babası, Saatlerin yarın için durdugu o an Bu sözlerle percinlenir çocukların köleligi! Bu yoldan gayrı geri dönülmüyorki. Çaresizlik maraz doğurur derler.! Minarelerde titreyen kandiller gibi? İçinde ne kadar yıldız saklasanda Suya düşen umutlar eğilsede rüzgarlara Sen asla eğilme dikdur derdin kirvem, Unutma rüzgarlar ne kadar yıkıcı olsada, İçindeki deli sevdaları söndüremiyorki.. Şimdi hangi düşleri saklamalıki yarına Hangi umut yüreği nasırlaştırmaz Yada hangi rüzgar esip dururken Karanlığın gideceği sabahı bekler. Zaman tersine dönmüyorki hiç, Başını hangi yastığa koyacak Sırtını kime yaslaycaksın bilinmiyorki.. Ama sen asla unutma İçimde acılar hala umut biliyor, yarına, Bir sabah, İlk bahar düşer kapıya da Çıplak ağaçları okşar sıcak bir el. Sonra düğün taçları gibi çiçekler asılır dallara Uyanır avuçlarında saklı ümitler, Işık serperek yeryüzüne.! Hayat işte, Yarını bilinmeyen küçük pencere! Çaressizliğin yüzünü, görünmüyorki... Yeni cemreler düsüyor, gelen günlere Yeni hayatlara umut, İlk bahara sevda! Ellerinde ellerim üşüyor, kirvem.! Can bedende tükeniyor olsada! Yakındır ülkemin baharı kapıda, Gayrı kırklamalı kendini emekçiler Kimse günahından arınmıyorki.... Yine alanlara sözler dökülecek Şiir gülleri açar sokaklar Caddelerde ateş böcekleri Yıldız tozları, çiçek polenleri.! Toprak bizim icin uyanıyor, Güneş bizim için doğuyor! Yıldızları titreyen gecenin içinden geçerizde, İnsanlık hala rüyadan, ayılmıyorki. Bilirim bu sevda böyle bitmez kirvem, Elbet bir gün kar erir, çözülür buzlar Yürüyüp'de gelir dağlardan, Ülkemin baharını ayaklandırır sular.! Coşkun sularda pislik barınmıyorki... Abdullah Oral. Ozan Vurguni... https://www.instagram.com/p/CqATAkSMX3K/?igshid=NGJjMDIxMWI=