Tumgik
#kenar
a-state-of-bliss · 1 year
Text
Tumblr media
Linda Evangelista for Kenar Spr/Sum 1991
73 notes · View notes
chictape · 1 year
Photo
Tumblr media
Linda Evangelista // Kenar
18 notes · View notes
dozydawn · 5 months
Text
Tumblr media
Kenar, 1989.
Model: Patty McHugh.
5 notes · View notes
Text
Tumblr media
4 notes · View notes
skyransketches · 1 year
Text
Tumblr media
Smaugust Day 29: Duality
had this concept in my head for ages, so here's a weird lil symbolic drawing. these two are brothers. they're not on good terms with each other.
2 notes · View notes
seslimeram · 5 months
Text
Müştereklerimiz Sıfırlanırken...
Tumblr media
Müştereklerimizin, devinimi yahut da dönüştürme nam evreler arasında hemen hemen hiç kılınmasına yahut da sıfırlamaya teşne olunmasının izleği hayatlarımızda var ediliyor. Bir biçimde madun siyasetin hemen her yengi sonrasında var edilmiş aldık mesajı çıkışının ol ardından geçen bunca sürede hak talanının yolu ile yönü güncelleniyor ne eksik, ne fazla. Tekrarlaya tekrarlaya bütünleşik bir hal alan mahvetme istemi o mesaj alındı cümleciğini müteakiben peyderpey yapılan her eylemde, düzenlenen her konuda, kanunda, nizamın ta kendisinde biraz daha sıradan insanı köşeye kıstıran bir ülkeyi imliyor, gösteriyor. Eşitlik, demokrasi, hürriyet, hakkaniyet gibi kavram ve edimlerin talan edildiği bir düzlemde tüm o mesaj alındı pratiği olarak günbegün her şey çözümsüzlüğe mahkum kılınıyor. Yalanlar bir yanda, talan diğer yanda, riya ile bütünleşik olagelen mesnetsiz masallar anlatılmaya devam olunurken çürüme öte yanda güncelleniyor. Cerahat icraat gibi eyleniyor. Cürüm o çürüme bir atılım addediliyor. Mahvetme hali bir soncun ta kendisi olarak olumlanmaya devam olunuyor. Gündelik yaşamın ekonomik pratiklerinin hiç edilmesinden gündelik ol hak ve taleplerin linç olunmasına bu izlek her an, her gün yeniden biçimlendiriliyor.
Biyopolitik bir deney sahnesi kılınmış olan by yeni ülke bütün bu tahakküm, tehdit, terör üçlemesi içinde müştereklerin kıyımına zemin edilir. Bir Mayıs, emek ve dayanışma günü var edilenler ardından çıkagelen devletlinin sinirlerimize hakim olduk, teslim olmadık vs. çıkışlarının yanında insanların işkence edilerek gözaltına alınmasından belki okunabilir bir ihtimal. Ev baskınlarını sanki gizli saklı varmış gibi kaçak kovalanıyormuş, terör ağı üyesi, şebeke elemanıymış gibi davranılan zorbalık hallerinde o tahakkümcü, tehditkar ve terörü esas var eden biyopolitik akımı sunan bir yönelim hakikat kılınır. Cerahat olduğu gibi muhafaza edilirken tüm sorumluluk birkaç on insanın gözaltına alınması, daha sonra birkaç onunun tutuklanması ile çözümlenebileceği var edilir. Hakkaniyet kavramı yerle bir edildiği için, gasp edilen hakların, talan edilmiş, kuşa dönüştürülmüş olagelen hemen tüm verili müşterek pratiklerin de köküne kibrit suyu dökülür. Devletli ve kolluğu bunları var ederken sermaye de tuvalet hakkını kısıtlamaktan, gündelik çalışma koşullarını alenen daha ağırlaştırmaya, asgari ücret tutarını matah bir şeymiş gibi göstermeye, yoksulluğu da bir kazanımmış gibi aksettirmeye devam eder. Bir gömleğin sayılı bir yerli firmada birkaç bine satıldığı, bir pantolonun ondan aşağı kalmadığı, bir kahvenin yüz, bir dilim kaşardan mülhem tostun yüz liradan başladığı bir zeminde kemer sıkma sadece sıradana bildirilir. O muktedir ve avenesinin gününü gün etmesi, bir günlük emek / dayanışma gününü dahi çok görüp yılın üç yüz altmış dört gününü kendi hesabına kar adına şekillendirmesi artık sorgulanmasın istenir. İyi de hal midir, gidişat gidişat mıdır?
BirGün Gazetesinden aktaralım: “AB Komisyonu’nun araştırmasında İstanbul, kira sorununda zirvede yer aldı. Gelir ve kiraya göre İstanbul, Münih’le birlikte Avrupa’nın en pahalı ikinci kenti oldu.
Münih’te küçük bir daire kirası 1770 Euro olurken İstanbul’da 650 Euro oldu. Bununla birlikte bir İstanbullunun maaşı, bir Münihlinin ortalama beşte biri.
Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa’nın bir çok şehrinde kiracılar için uygun daire bulmanın zorluğunu inceledi. Komisyon, 700 bin kişiye Avrupa kentlerindeki yaşam kalitesi ve konut kiralama konularını sordu.
AB Komisyonu’nun raporuna göre, Avrupa’nın kiracı için en pahalı kenti Cenevre. İsviçre’nin lüksle anılan şehrindeki kira ortalaması, ülke ortalamasının hayli üstünde ve bir dairenin metrekaresi 372 Frank’ı buluyor.
Yüzde 90’ı Uygun Fiyata Daire Bulamıyor
Sözcü’de yer alan habere göre onu İstanbul ve Münih izliyor. Bu iki şehirde yaşayanların yalnızca yüzde 10’u, kendi şehirlerinde uygun fiyata oturabilecekleri bir daire bulduğu görüşünde. Kiracıların yüzde 90’ı memnun değil. Münih’te iki odalı bir dairenin ortalama kirası 1770 Euro iken İstanbul’da ortalama 650 Euro oldu.
İstanbul’da kira Münih’in neredeyse üçte biri ama maaşlar da o orandan daha düşük. Bir İstanbullunun ortalama geliri, Münihlinin 4’te biri ile 6’da biri arasında değişiyor.
Münih ve İstanbul’un ardından en yüksek kiranın ödendiği kentler Hamburg, Zürih ve Stockholm oldu.
***
Kart borçları ödenemiyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) raporuna göre İstanbul’un gündemi ekonomi oldu. Kentte yaşayanların tamamına yakını ekonomiden kötü etkilenirken yurttaşlar kredi kartları borçlarını ödeyemedi.
İstanbul Barometresi Mart 2024 raporuna göre:
• Katılımcıların yüzde 42,7’si 31 Mart yerel seçimlerin, yüzde 32,5’i ekonomik sorunların, yüzde 2’si ise ailevi sorunların ev içerisinde konuşulduğunu belirtti.
• Katılımcıların yüzde 70,1’i bayramı genellikle İstanbul’da geçirdiğini belirtti. İstanbul dışında geçiren katılımcıların yüzde 2,1’i ekonomik sebeplerden dolayı İstanbul’da olduğunu belirtti.
• Katılımcıların yüzde 65,9’u 31 Mart yerel seçimleri mart ayında İstanbul’un gündemi olduğunu belirtti. İkinci sırada ise yüzde 20,4 ile ekonomik sorunlar yer aldı.
• Katılımcıların yüzde 67’si 31 yerel seçimlerinin konuşulduğundan bahsetti. İkinci sırada, yüzde 22,7 ile ekonomik sorunlar, üçüncü sırada ise yüzde 4,1 ile İsrail’in Gazze’yi İşgali yer aldı.
• Katılımcıların yüzde 33,9’u kredi kartı borcunun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. Kredi kartı kullananların yüzde 48’i aylık kredi kartı borcunun tamamını, yüzde 33,9’u ise borcun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. Yüzde 5,4’ü asgari tutar ile borcun tamamı arasında bir miktarda, yüzde 4,1’i asgariden az miktarda ödeme yapabildiğini belirtirken, yüzde 8,6’sı hiç ödeyemediğini ifade etti.
• Mart ayında katılımcıların yüzde 47,4’ü kıt kanaat geçinebildiğini belirtti. Mart ayında katılımcıların yüzde 17,9’u bazı ödemeleri yapamadığını ve borca girdiğini, yüzde 13,7’si aslında pek geçinemediğini, yüzde 47,4’ü kıt kanaat geçinebildiğini, yüzde 21’i ise geçinebildiğini ve kenara da para koyabildiğini belirtti.
• Katılımcıların yüzde 60,9’u satın aldığı gıda miktarının azaldığını belirtti. Katılımcıların yüzde 58,7’si indirime giren gıdaları tercih etme sıklığının arttığını belirtti. Katılımcıların yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidinin azalttığını belirtti. Yüzde 59,1’i geçen seneye göre satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.
• Katılımcıların yüzde 85,3’ü kırmızı et, yüzde 43,3’ü beyaz et, yüzde 33,7’si süt ve süt ürünü çeşitlerinde satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.
• Katılımcılara göre İstanbul’un ilk üç sorunu yüzde 57,9 ile ulaşım, yüzde 49,4 ile ekonomik sorunlar ve yüzde 47,3 ile sığınmacı ve mülteciler olarak belirlendi. Katılımcıların yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidini azalttığını belirtti.”
Her şeyden kısılan bir ülkenin sureti temsili karşımıza çıkartılıyor artık. Ekonomik krizin son raddeye kadar vurduğu, umutların hep ama her dem çalındığı bir menzil gerçekliğine bir kere daha varılıyor. Barınma asrın mucizesi kabilinden bir tahayyüle evriliyor. Ev sahi ve salt dört duvar bulunmuş olsa bu sefer bedeli yüzünden vazgeçiliyor. Kira, gelir düzeyi birbirinden zıt kutuplara doğru evrilirken yaşamak imkansızın kıyısına terk ediliyor. Tüm o yaygın medyada köpük gitti, evler artık rayicine yakın fiyatlara satılıp, kiralanıyor bir yer, bir ülke ki masallar diyarı tonlu güzellemeler var edilirken, haber bitmeden bu üstteki açıklama çıkageliyor. Avrupa Komisyonunun suna geldiği perspektif ol müştereklerimizi her nasıl çarçur etmeye devam ettiğini bir devletin, sermayenin, mülkiyeti tahakküme bir araç kılan eline kanla beraber para sahiplerinin oluşturduğu girdabı görünür kılar. İstanbul Planlama Ajansının veri setiyse tam anlamıyla çökertmenin yansılarının her nasıl insanları alt ettiğini bildirir. Ekonomik sorunların bir çığ gibi giderek daha da derinleşip, kalıcı kılınarak hayattan her neyi eksilttiği başlı başına rakamlarla ifade edilir.
Gündelik yaşam ihtimalinin köküne kibrit suyu dökülmeye devam ediliyor. Anbean tüm o muktedir takımının, yönetim katının var ettiği şey Uluslararası Para Fonunun ülkeye davet edilmeden buradaymış gibi, sıradanın hayatını alt üst eden kuralları var ederek imal edilir. Dibine kadar sömürülen yurttaşın, sermaye ya da elindeki imkanları daha da çoğaltıp servetine servet katanları değil, üç kuruşuyla kendini idame ettirmeye çaba sarf edenleri alt etme gayreti tümüyle ifşa olur. Temmuz ayına kadar dişini sıkması salık verilip durulan, emekliye bariz bir hiçin, asgari ücretliye de asrın liderinin asırlık zammı sonrasında hiçin ta kendisini reva görerek o müşterek tahayyülün çürütülmesi kesintisiz bir halde yoksunlukla çıkagelir. Tekrarlaya tekrarlaya bütünleşik bir hal alan mahvetme istemi o mesaj alındı cümleciğini müteakiben peyderpey yapılan her eylemde, kurucu özne olan İttihatçı akımla milli ve yerli olanın birleşimini göstere gelirken “ılımlılık” diye çıkagelen şey kalıcı bir yıkım hamlesidir. Bir izlek aralıksız yinelenirken tümüyle ve belki de en kestirmeden yıkımın yönü doğrudan sıradan insana yönlendiriliyor. İktidarı ve ana muhalefetin birbiri peşi sıra güncellenen normalleşme / yumuşama gündeminin satır aralarında hakkaniyetin zayi edilmesi var ediliyor. Dur durak bilmeyen bir cerahat iklimi, kesintisiz bir mahvetme şablonuna rehin kılınmış bir yer / yurt var ediliyor. Sosyal politik ya da ekonomik fark etmeksizin kah biri kah hepsini birden taarruzların esiri kılarak belli başlı müşterek bahsin yıkımına yön veriliyor. Kimseler işitmeyecek olsa da soralım. Bir asırlık demokrasi deneyimi vaaz edilirken, onca yıkım dört bir yanı kuşatma altında halen tutmaktayken yarın her neyi getirecektir, sahiden düşünüyor musunuz!...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Her Şey Olur – Kesit – Cem DİNLENMİŞ – Bantmag
0 notes
archivistcookbook · 1 year
Text
Tumblr media
Naomi Campbell for Kenar, 1995
1 note · View note
doronjosama · 2 years
Photo
Tumblr media
Recent outfits from earlier this week. #ootd #fafafafafashionbeepbeep⚡ #EverydayFashion #CheapAssChic #ClearanceFinds #thriftscore #AllMyClothesFromTheKidsSection #ComfyClothes #leggings #phisockat #catandjack #glitter #sequins #vans #hellokitty #coldshoulder #nintendo #splatoon #kenar #oceanpacific #thebestsneakers #casualpunk #iwearblackontheoutsidebecauseblackishowifeelontheinside #blackwhiteandgrey #PunkRockGirl #over50style #agingdisgracefully #mystyle https://www.instagram.com/p/CmS5KwjDxYz/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
vesprynna · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
More Q&A stuff I wanted to share because I love drawing comics and I absolutely don't draw enough of them 💀
This time we got Izala and her friends Azvel and @unicornia93 's Kenar. The vibe of this gang is... Chaotic to say the least 🤣 Azvel was asked what he finds most charming about his boyfriend Kenar, and Izala was asked how life with them and her own boyfriend is like! I guess the comic speaks for itself 🤣🤭
You can read the full Q&A here and learn more about my OCs if you're curious! 💖
63 notes · View notes
Thurak I think you're hugging him a little too hard-
Tumblr media
Tis a little doodle I made of Thurak, mah boi, and Hyacinth Kenar, one of many of @haarleps 's wonderful characters!
I love them sm your honor-
11 notes · View notes
a-state-of-bliss · 1 year
Photo
Tumblr media
Kenar Fall/Wint 1993 - Helena Christensen by Rocco Laspata & Charles Decaro
45 notes · View notes
chictape · 1 year
Photo
Tumblr media
Linda Evangelista // Kenar
8 notes · View notes
Text
1510
5 notes · View notes
birharabe · 2 years
Text
Gidecekti biliyordum, gitmeliydi.
Yıkımlar art arda..
5 notes · View notes
seobloggerforwork · 1 month
Text
Halı Yıkama Makineleri: Çeşitleri ve Kullanım Alanları
Tumblr media
Halı çiti makinesi, halı etiket makinesi, konveyör taşıma bandı, halı kenar yapıştırma makinesi, halı shrink paketleme makinesi, Shrink Ambalaj Makineleri, Teleskopik Konveyör ve 90 derece dönüş konveyörü
Halı yıkama sektörü, müşteri taleplerine hızlı ve etkili bir şekilde yanıt vermek için gelişmiş teknolojilere ihtiyaç duyar. Halı yıkama makineleri, halıların derinlemesine temizlenmesini, hijyenik bir hale getirilmesini ve bu süreçlerin hızlı bir şekilde tamamlanmasını sağlar. Bu makineler, çeşitli özellik ve işlevlerle donatılmış olup, hem küçük çaplı işletmelerde hem de büyük ölçekli tesislerde kullanılmaktadır. Üretim ve paketleme sürecinde kullanılan ekipmanlar ise halı yıkama işleminin kalitesini ve verimliliğini doğrudan etkiler. Bu kapsamda, halı çiti makinesi, halı etiket makinesi, konveyör taşıma bandı, halı kenar yapıştırma makinesi, halı shrink paketleme makinesi, Shrink Ambalaj Makineleri, Teleskopik Konveyör ve 90 derece dönüş konveyörü gibi araçlar büyük önem taşır.
Halı Yıkama Makineleri Çeşitleri
Otomatik Halı Yıkama Makineleri: Bu makineler, halıların yüzeyini etkili bir şekilde temizlemek için kullanılır. Tam otomatik yapıları sayesinde, halının tüm yüzeyini eşit bir şekilde temizler ve yıkama sürecini hızlı bir şekilde tamamlar. Otomatik halı yıkama makineleri, büyük ölçekli halı yıkama işletmeleri için idealdir.
Rulo Tip Halı Yıkama Makineleri: Bu makineler, halının geniş alanlarını hızlı bir şekilde temizlemek için kullanılır. Halıların üzerine basınç uygulayarak derinlemesine temizlik sağlar. Bu tür makineler, yoğun kirlenmiş halılar için tercih edilir.
Sanayi Tipi Halı Yıkama Makineleri: Sanayi tipi makineler, büyük ve ağır halıların yıkanmasında kullanılır. Yüksek kapasiteli bu makineler, büyük ölçekli ticari tesislerde, otellerde ve endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılır.
Halı Yıkama Sürecinde Kullanılan Yardımcı Ekipmanlar
Halı Çiti Makinesi: Halıların istenilen ölçülerde kesilmesi için kullanılan halı çiti makinesi, yıkama sürecinden önce halıların düzgün bir şekilde hazırlanmasını sağlar.
Halı Etiket Makinesi: Yıkama sonrasında halıların etiketlenmesi için kullanılan halı etiket makinesi, halıların doğru bir şekilde tanımlanmasını ve karışıklıkların önlenmesini sağlar.
Konveyör Taşıma Bandı: Konveyör taşıma bandı, halıların yıkama makinesine sorunsuz bir şekilde taşınmasını sağlar. Bu ekipman, yıkama hattındaki iş akışını düzenler ve hızlandırır.
Halı Kenar Yapıştırma Makinesi: Halı yıkama sonrası halı kenarlarının düzgün bir şekilde yapıştırılmasını sağlayan halı kenar yapıştırma makinesi, halının dayanıklılığını artırır.
Halı Shrink Paketleme Makinesi ve Shrink Ambalaj Makineleri: Yıkanan halıların paketlenmesi ve korunması için kullanılan halı shrink paketleme makinesi ve Shrink Ambalaj Makineleri, halıları dış etkenlere karşı korur ve müşteriye teslimata hazır hale getirir.
Teleskopik Konveyör: Halıların taşınması ve yüklenmesi süreçlerinde kullanılan Teleskopik Konveyör, özellikle ağır ve büyük halıların taşınmasını kolaylaştırır.
90 Derece Dönüş Konveyörü: Üretim hattında halıların yönlendirilmesi için kullanılan 90 derece dönüş konveyörü, yıkama hattındaki akışın sorunsuz bir şekilde devam etmesini sağlar.
Sonuç
Halı yıkama makineleri ve yardımcı ekipmanlar, halı yıkama işleminin verimliliğini ve kalitesini artıran önemli unsurlardır. Halı çiti makinesi, halı etiket makinesi, konveyör taşıma bandı, halı kenar yapıştırma makinesi, halı shrink paketleme makinesi, Shrink Ambalaj Makineleri, Teleskopik Konveyör ve 90 derece dönüş konveyörü gibi makineler, halı yıkama sektöründe iş süreçlerinin hızlanmasına ve müşteri memnuniyetinin artmasına büyük katkı sağlar. Bu teknolojik ekipmanlar, halıların yıkama sürecini optimize ederken, aynı zamanda ürünlerin dayanıklılığını ve estetik görünümünü de korur.
0 notes
bernamegeh · 3 months
Text
“HAYATA DAİR” KENAR NOTLARI
TEMEL DEMİRER   “Hayatını gerçeğe ada.”[1]   Toprağın üzerinde yaşadığını sanan ölülerin giderek arttığı bir yabancılaşma kesitiyle yüz yüzeyiz ve parça parça ölüyor insan(lık)… Sormak gerek: Nasıl bir hayat bu? Ezilenlere dayatılan sefillikten, kölelikten başka ne ki? “Dünya, aç oldukları için uyuyamayanlarla açlardan korktukları için uyuyamayanlar arasında bölünmüş durumda”yken;[2] ya insan…
View On WordPress
0 notes