Tumgik
#muhteşem kadın
aluminyum-sovalye · 7 months
Text
İzninizle 1 dakika kadar bu abla kadını abartıcam. KADIN YA KADIN KADINNNN
Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
phleurie · 1 year
Text
Tumblr media
"Bunu öğren, kafana iyice sok, kızım," dedi Nana. "Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma, Meryem."
Khaled Hosseini - Bin Muhteşem Güneş
17 notes · View notes
guzortasi · 10 months
Text
1 haftada 4 kitap bitirdim çok mutluyum inşallah bu maratonumu bozmam amin
3 notes · View notes
sertsiken0606 · 4 months
Text
aslında başka biri
Başlıktan da anlamışsınızdır. Araba almak için 35 bin TL ye ihtiyacım vardı daha önce birlikte olduğumuz bir ailenin durumu çok iyiydi bunlardan borç para istedim adam bana karısının burnunu seks sırasında kırmam karşılığında 50 bin TL vereceğini söyledi o hafta cuma gecesi için anlaştık eşime haber verdim cuma akşamı olmuş iş çıkışı eşimi aldım Demir beylerin evlerine gittik Demir bey bizi eve aldı hoş beşten sonra yemek yedik masayı eşimle birlikte Sultan hanım kaldırdı bize viski getirmişler kendileri bira içiyorlardı Sultan benim kucağıma oturdu eşim Demir bey in yanına gitti birlikte sevişmeye başladık Sultan bu beni 3 haftadır sikmiyor hemen sikmeye başla amım yaraksızlıktan alev alev yanıyor sonra emeriz birbirimizi dedi soyunup domalttım sokmaya başladım dediği gibi alev alev yanıyordu kolunu tutup sırtından bastırdım arkadan yüklenince dengesini kaybederek düştü burnunu sehpaya çarptı öyle bir şekilde kanıyordu ki her yolu deniyor fakat durduramıyorduk bir taraftan giyinip bir taraftan arkadaşlarımızı aradık ambulans geldi tampon yaptık acile gittik burun estetiği ameliyatı olması gerekir dedi doktor hanım çünkü burnu göz çukuru nün oradan kırılmıştı biz eşimle birlikte müsaade istedik tam gidecekken Demir bey bir anahtar ve çanta uzattı çantanın içinde adres var orada sizi bir sürpriz beklemekte gidin zevkli bir gece yaşayın dedi eşimle birlikte adrese baktık konum girip yola çıktık gittiğimiz yer Ankara nın taşra diyeceğim bir yeri çubuk tu . Adrese gidip kapıyı çaldım 20 yaşlarında bir erkek açtı kapıyı bizi Demir bey gönderdi dedim içeri buyur etti içeride 20 yaşlarında türbanlı çok harika vücutlu bir kadın vardı tanıştık adam ve kadın 1 hafta önce evlenmiş erkeğin sikinin kalkmamasından dolayı halen gerdeğe girememişler erkek in ismi Ahmet kadın ın ismi Meral di Meral 170 boylarında esmer kapkara saçlı esmer güzeli muhteşem bir kadındı. Saat 12 olmak üzereydi eşim Demir bey sizi nereden tanıyor diye sordu Ahmet ben de eşim de Demir bey in elemanlarıyız aslında bu gece onları bekliyorduk ama son anda eşinin burnu kırıldığı için sizi gönderdiğini söyledi dedi bende o zaman başlayalım ne duruyorsunuz dedim ben Meral in yanına gittim soyunmasına yardım ettim eşimde Ahmet ile birlikte öpüşmeye başlamıştı Meral in soyunması bitince ben soyundum Baxter i çıkarttığımda Meral bu ne ben bunu nasıl alacağım olmaz alamam dedi eşim ben insan değilmiyim ben büyük bir iştahla alıyorum daha yokmu diye bağırıyorum birde merak etme çok mutlu olacaksınız dedi ben Meral in başörtüsünü çıkarttım saclarından kavrayıp kendime çektim öpüşmeye başladık elimle de memelerini okşuyor sıkıyordum aşağılara indikçe inliyordu o kadar inliyordu ki eşim ve Ahmet sevişmeyi bırakıp bizi izliyordu artık Meral in amına gelmiş klitoristininden amına inmeye başladım amı sırılsıklam olmuş muhteşem bir kokusu vardı göt deliği ile birlikte amını dilimle yalamaya başladım Meral başını kaldırıp yeter artık içime gir ne olur sok artık parçala beni erkeğim ol diyordu eşim Ahmet i kaldırdı eşin sikilecek git eşimin sikini karının amına sürterek sok dedi dediğini yaptı gelip sikimi eline aldı sikimi öptü karısının amına sürterek sokmam için uygun yere yerleştirdi Meral in kayması benim ittirmemle inleyerek komple içine aldı sikimi dudaklarını sıkıyordu bıraktırıp dudaklarını öpmeye başladım dudaklarımız ateşli ateşli birbirimizi yiyorduk Ahmet sızan kanları siliyordu bir çarşafa ben girip çıkmaya başladım her girip çıkan sikimi çardafla sildi Meral altımda inliyordu memelerini okşuyor sıkıyordum yatakta değildik kucağıma aldım yatak odasına götürdüm sikimi tuttu dili ile ucunu yalarken zevk buymuş demek daha önce hiç tatmamışım teşekkür ederim istediğin yerime girebilirsin senin için heryerim hazır sik beni koca yarraklı erkeğim sik beni hadi dedi ağzına almasını bekliyordum ama yalnızca baş kısmını diliyle yaladı eşim ve Ahmet biz devam 2 de
95 notes · View notes
Text
Çok Hızlı! (5) (Orhan 36 Y., Bursa)
O gece Sevgi'nin evinden çıktıktan sonra, binanın önünde arabama binerken Sevgi'nin alt dairesinin penceresinde bir silüetin bana baktığını gördüm. Ama kim olduğu belli olmuyordu...
Ertesi sabah uyandığımda telefonumda Whatsap ışığı yanıyordu. "Sanki hayatım zevk denizine döndü, iyi ki seni tanımışım!" yazan Sevgi'nin ilk mesajıydı. Hikmet'in sabah uyandığında amını yalıyor olduğunu, aşkım nasıl sikiştik akşam diyerek devam ettiğini, orgazm olup yataktan kalktığında kahvaltının hazır olduğunu, bunca yıllık evlilikte yaşadığı bunca ilki sindiremediğini yazıyordu.
O Cumartesi çalışacağımız için kalkıp işe gittim. Sevgi odamı temizlemeye geldiğinde anlattı. Kahvaltı sonrası Sevgi kocasının kucağına oturup, "Ya bundan sonra?" diye masum yüzüyle sorduğunda, Hikmet, "Gecenin her anından, yat uyu diye emrettiğin an dahil hepsinden hayatımda almadığım kadar zevk aldım, sen nasıl istersen öyle olacak aşkım!" demiş. Sevgi de, "Karının amı götü ağzı yaraksız kalmayacak kocacığım!" demiş. Sevgi'ye, "Alt katınızda kim oturuyor?" diye sordum. Meraklı ifade eşliğinde, "Ne oldu ki?" diye sordu. Ben de gece o saatte çıkınca alt katta gördüğüm silüeti söyledim. "Fatma abladır, kocası geçen yıl vefat etti, yalnız kadın, işi gücü yok, apartmana gireni çıkanı izler!" dedi.
Fabrikada o Cumartesi pek birbirimizi göremedik. Pazar günü öğlen bir mesaj geldi, "Aşkım Fatma ablaya kahve içmeye indim. Kadın çakal!" diye yazmış. İşlerim vardı yazamadım meraktan ölsem de. Pazar akşam yazdım, "Ne kadar çakal?" diye ama cevap gelmedi. Tam yatmaya hazırlanırken mesaj geldi. Fatma abla Sevgi'ye, "Dün akşam çok erken saatte çok ses geldi, ama nereden anlayamadım? Sonra gece yarısı binadan bir adam çıktı, yan daireye yeni taşınan kamyoncunun karısı eve adam mı aldı diye düşündüm, ama 2 erkek sesi, bir de azgın bir kadın sesi vardı!" diye yem atmış, "Ne konuştuklarını anlamadım, ama sevişiyorlardı, sesler öyleydi, sen duymadın mı?" diye sormuş. Sevgi, "Duymadım abla dedim, ama kadın kurnaz kurnaz gülümseyerek gözlerimin içine baktı!" dedi ve "Hikmet'le konuştum, boşver nasıl olsa bişey ispatlayamaz, dedikodusuna da kimse inanmaz!" diye ekledi.
Artık rahattık, Çarşamba akşamüzeri Sevgi'nin eve girmesinden 15 dakika sonra onlardaydım. Hikmet gelemiyordu, ama benim geleceğimden haberi vardı. O kadar rahattık ki, önce neredeyse yarım saate yakın birbirimizi okşayıp öpüşüp tüm vücutlarımızı yaladık sırayla, nasılsa yakalanma korkumuz yoktu. Uzun uzun birbirimizi emdikten sonra bir kez amından sikerek orgazm ettim, bir kez de götünden sikerek boşaldık.
Yaklaşık 1,5 saat sonra çıktım Sevgi'nin evinden. Gevşek ve rahat hareketlerle, Sevgi'nin kontrol edip boş dediği merdivenlerden inerken, aniden alt katın kapısı açıldı ve kalakaldım. Taş çatlasa 40 yaşında, simsiyah saçları omuzlarına dökülmüş, üzerinde askılı bir bady siyah ve daracık iri göğüslerini sımsıkı sarmış, altında da daracık yine siyah bir tayt ve dolgun çıkık kalçalarını ortaya çıkarmış bir hatun çıktı. Kadın kesinlikle 1.70'e yakın boyuna göre en fazla 60 kilo olan bir afetti.
"Merhaba, Sevgi'lerden mi?" dedi alçak sesle. O an aklım bilgisayardan hızlı çalışıyordu, hayır desem kimden diye sorarsa başka kimsenin ismini bilmiyordum. "Hı hı!" diyebildim onun gibi alçak sesle. "Geçen akşamki misafir de sizdiniz, değil mi, giderken görmüştüm! Muhteşem sesler işittim, sordum ama Sevgi söylemedi!" dedi yine duyulmasını istemediğini belli ettiği fısıltı benzeri bir sesle. Artık ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Sadece gülümsedim. "Ben de beklerim!" deyip elime bir kağıt tutuşturdu. Ve çıktığı gibi aniden kapıyı kapatıp içeri girdi.
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta, iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu. Arabama oturdum. Kağıdı açtım. "Fatma, 05** 420 ** **" yazan telefon numarası vardı. Arabayı biraz ileride yol kenarına çekip aradım ve "Selam, Orhan ben. Apartmanın merdiven boşluğundaki şaşkınlığım geçti de!" dedim. Karşılıklı gülüştük. Fatma biraz kendinden, ben biraz kendimden bahsettim. Ne zaman istersem beni seve seve misafir edebileceğini, yalnız olduğunu söylediğinde, ben daha kelime konuşamadan, Sevgi'erdeki gibi iyi bir misafir olacağıma emin olduğunu söyledi. Ve şuh bir kahkaha attı. Haber vereceğimi söyleyip eve gittim. Sevgi mesaj atmıştı. "Hikmet geldi, ama yetişemedim diye üzgün :)" yazıyordu. Ona Fatma'dan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdım.
Ertesi sabah Sevgi temizliğe geldiğinde, Fatma ile ilgili durumu anlattım. Fazla konuşamadık, temizliği yapıp gitti. Öğlen üzeri, yemekten sonra odasına uğramamı söyleyen bir mesaj attı. Kahveleri yapmıştı. Kahvelerimizi içerken, sanki Sevgi'nin haberi yokmuş gibi benm Fatma ile görüşmemi, durumu kontrol altına almamız gerektiğini, dedikodu yapmasını engelleyecek bir koz elde etmeyi kararlaştırdık.
Saat 15:00 gibi Fatma'ya mesaj attım, 16:30'da gelebileceğimi yazdım. Cevap birkaç dakika sonra geldi. Dışarıda olduğunu, ama o saate kadar eve döneceğini yazıyordu. İş çıkışı arabamla Fatma'ya giderken, Sevgi'den mesaj geldi. "Beline kuvvet :)" yazmıştı. Binaya 5 metre kala kapı otomatına basıldı. Merdivenleri çıktığımda kapı aralıktı. Usulca içeri süzüldüm. Fatma kapının arkasında kırmızı şeffaf bir baybdoll içinde gülümseyerek ellerini uzattı. Kapını arkasına dayayıp dudaklarına yumuldum. Beni biraz uzaklaştırıp, "Zamanımız bol yakışıklım, her ne kadar iki yıldır sevişmemiş olsam da, bunun tadını çıkarmak istiyorum!" dedi. Önümden kırıta kırıta yatak odasına yürüdü.
Beni tutup yatağa oturtarak, dans ede ede tüm giysilerimi çıkardı. Televizyonda bir müzik kanalı açıktı. Ve kadın sürekli kalçalarını çalkalaya çalkalaya yarağımı sıvazlayarak ağzına aldı ve muhteşem bir saksoya yelken açmamı sağladı. Kadın işini gerçekten iyi biliyordu. O ana dek onlarca sakso yaşamıştım, ama böylesi hiç olmamıştı. Haptan aldığıma sevinerek birkaç dakika sonra döllerimi ağzına saldım. "Hızlısın aşkım!" dedi tüm döllerimi yuttuktan sonra yalanarak. "Mmmm, bu tadı almayalı o kadar uzun süre oldu ki!" diye devam etti.
Uzanıp komodinden aldığı iki sigarayı yakıp birini uzattı, sırtıma bir yastık verip yatakta yanıma oturdu. Kocasıyla severek evlendiklerini, yıllarca süper bir seks hayatlarının olduğunu, kocasının iki yıl önce Kanser olup geçen yıl da vefat ettiğini, hem kocasına saygı, hem de çevredekilerden çekincesine onca zamandır kendini frenlediğini, ama geçen gece bizim yukarıda grup sikişimizin bardağı taşıran son damla olduğunu söyleyip, çekmeceye uzandı. En az 25 cm bir vibratörü eline aldı ve "Rahmetli ilk hastalandığında internetten almıştı, iki yıldır bunla idare etmeye çalışıyorum, ama gerçeğinin sıcaklığını istiyorum!" dedi.
Vibratörü elinden alıp, önce dudaklarından boynuna göğüslerine öpücükler kondururken amının dudaklarının arasına sürtmeye başladım. Göğüs uçlarını dişlerimin arasına aldığımda kıvranıyordu. Her iki göğsünü santim santim yaladım, emdim, çekiştirdim, uçlarını dudaklar��mın arasında ezdim, somurdum, morarması sorun değildi, kadın yalnızdı. Bu arada vibratörü halen amcığının dudakları arasında yukarıdan aşağı fırçalar gibi sürtüyordum. Vıcık vıcık sesler çıkıyordu amcığından, suları akıyordu. İçine almak için kalçasını oynattıkça aleti geri çekiyordum. Onun eli de boş durmuyor, avuçladığı yarağımı çekiştiriyordu. "Bunu amıma geçir!" dedi yarağımı çekiştirerek.
Yatağa yarı oturur halde onu kucağıma aldım. Yarağımın kafası amına girdiğinde sanki start almış at gibi üstünde zıplamaya kıvıra kıvıra içine almaya inlemeye başladı. Göğüslerine küçük ısırıklar atarken vibratörü arka deliğine bastırdım. "Ahhhh!" diye acıdan çok zevk içeren bir küçük çığlık attı. Vibratörün sadece ucu götünün içindeyken, yarağımla alttan amına pompalıyor, o da üzerinde zıplıyordu. İki eliyle çenemden tutmuş dudaklarımı kemiriyor, "Harikasın, harikasın!" deyip duruyordu. Yarağımı biraz daha geri çekip vibratörü götüne köküne kadar soktuğumda, klitorisini yarağıma sürte sürte üstüste orgazm sarsıntıları geçiriyordu.
Üstümden kalkıp yatağın kenarına ellerini dayayıp domaldı ve "O güzel yarağını götüme sok, hadi sok!" diye yalvarmaya başladı. Arkasına geçip yarağımı götüne gömdüm. Yaklaşık 10 dakika daha götünden sikerken, amcığına sürttüğüm vibratörün etkisiyle defalarca orgazm oldu. En sonunda dayanamadım saldım götüne döllerimi. Yatağa yığıldı, "Offf, sen harikasın!" deyip duruyordu. Yatağa uzanıp saçlarını okşayarak, "Harika olan sensin, beni müthiş azdırdın yavrum!" dedim.
"Sevgi'den de iyi miyim?" dedi gülümseyerek. "Evet, ama aramızda kalsın :)" dedim göz kırparak. "Beni bırakmazsın değil mi?" dedi. "Sen benden bıkana dek!" dedim. "Hiç bir zaman!" dedikten sonra, "Sevgi'yi ne yapacaksın?" diye sordu. "İkinize de yetmez miyim sence?" dedim. "Fazla bile gelirsin!" dedi. "O zaman ikinizi de sikerim!" dedim. "Beraber mi?" dedi elini ayıp der gibi ağzına koyup gülerek. Ben de, "Zamanı gelince!" dedim gülerek. Duşta beni yıkayıp temizlerken bir tur daha amlı götlü siktim. Öperek yolcu etti, "Arayı uzatma!" diyerek...
Binadan çıktığımda, altlı üstlü iki katta iki kadın tül perde arkasından bana bakıyordu, ama bu kez çıktığım daire dünkünün tersiydi :)
[Orhan]
65 notes · View notes
sillagen · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bizde annem maydonozun bütün saplarını en derinden keser ve yumuşak gibi olan dalları ayırır. Onları kullanmak için ya börek içi ya da poğaça hamuruna kullanırız. Maydonuzun sapının çöpe gidilmesini sevmiyorlar. Eskiden anneme biz bunlarla neden uğraşıyoruz derdim. Aynı şeyi ben yapıyorum 🦦 ileride çocuğum da bana " anne bu sapları neden atmıyoruz" dediğinde " 🌝 " soyle olacagiz. İnsan belli bir süreden sonra annesine benzeyen yönleri ile kavga etmiyor iyi ki böyle yetişmişim oluyor. Bu arada annen ile benzeyen huyların ile barışınca ve teşekkür edince sağ alt köşedeki kedi gibi oluyor insan. Hiçbir şey boşuna değilmiş falan. Bu arada hamur mayalansın diye beklerken bir baktım yüzüğün ile aynı renk kap. Dedim hemen fotoğraf çekeyim ✨️kadın olmak✨️ Poğaça yaparken Fuzûlî'nin usanmaz mı? redifli gazelini şarkı seklinde okuyan Şövket Hanım bana eslik etti. Dillerinden bal damlıyor. Gazeli hissederek okuyor her seferinde ilk bu gazelle tanıştığım âna gidiyorum. Duyguyu muhteşem vermiş
33 notes · View notes
duralp-99 · 2 months
Text
🇹🇷ES-SELÂM🇹🇷 EY YÜCE TÜRK MİLLETİM
Tumblr media
😊 ℂ̧𝕠𝕔𝕦𝕜𝕝𝕒𝕣ı𝕟ı𝕫𝕒 𝕥𝕒𝕣𝕚𝕙𝕚̂ 𝕒𝕟𝕝𝕒𝕥ı𝕣𝕜𝕖𝕟; ▪️Teoman'dan, ▪️Mete Han'dan başlayın, ▪️Bilge Kağan'ı anlatın.. ▪️Atilla'yı, ▪️Hülagu Hanı, ▪️Cengiz Hanı, ▪️ Alparslan'ı ▪️Timur'u öğretin. ▪️Kız çocuklarına dünyanın ilk kadın hükümdarı olan Tomris Katun'u ve onun kurduğu sadece kadınlardan oluşan orduları anlatın.. ♦Kudretli Osmanlı hükumdarlarını; ▪️Fatih Sultan Mehmet'i ▪️Yavuz Sultan Selim'i ▪️Muhteşem Süleyman'ı anlatın..
🗣️Anlatın ki kendisini sarayda Sultan ve cariye olarak değil, devletin başına ulu kağan olarak hayal etsinler..
⛳“Türk Çocuğu Atalarını Tanıdıkça Daha Büyük İşler Yapmak İçin Kendinde Kuvvet Bulacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
AŞKLA, GÜVENLE, DUAYLA.. 🌹💙🍀🌹💙🍀🌹💙🍀🌹
34 notes · View notes
japonyamesken · 2 months
Text
27 Temmuz. Hollanda'da ilk polis şikayetimi yaptığım tarih oldu.
Tren istasyonundaki bisiklet parkından çıktım, birkaç dakika sonra yanımdan bir bisikletli geçti ve üstüme bir sıvı sıçradı. Bir yerden geliyor sandım önce ama baya rahatsız edici miktardaydı. Sonra onun arkasından gelen bir motorlu geçerken tekrar daha fazla miktarda fışkırtıldı. O zaman onların yaptığını anladım. Beni geçip gittiler ve ışıkta bekleyen iki yayanın üstüne daha sıktıklarını görünce emin oldum. Arkalarından bağırdım ama çoktan gitmişlerdi.
Aşırı sinirlendim. O sıvı saçıma ve şakağıma yüzüme geldi. Ve içeriği ne bilmiyoruz, idrar mı su mu başka bir şey mi??? Benim bu ülkede güvende hissetme hakkıma en ufak bir ihlalde bulunanı çıplak ellerimle boğabilirim. Şakaymış gençlermiş vs hiçbir şey kabul etmiyorum.
Eve gelince hemen polisi aradım ama acil hattan aramadığım için telefonda bekledim bir sürü. Beklerken durumu anlatan mail de yazdım.
Sonra kadın bir yetkiliyle konuştuk. Uzun uzun anlattım. Arada ben yükseldikçe beni sakinleştirdi sağolsun.
THEY ATTACKED ME WITH LIQUID, AND THE SUBSTANCE IS UNKNOWN!!! IS IT URINE, WATER OR A HARMFUL CHEMICAL?? I DONT KNOWW. I URGE YOU NOT TO ALLOW THESE PEOPLE TO TAKE AWAY MY RIGT TO FEEL SAFE IN THIS CITY diye biraz abartmış olabilirim ama olsundkdlddlld
Almanya'da sokakta video kayıtlarına ulaşmanız neredeyse imkansız, privacy privacy diye saçmalıyorlar. O yüzden buradq da polisin istasyon kayıtlarına ulaşma yetkisini sordum', yok dedi. Belediyeninmiş kayıtlar... Hayy privacy kadar başınıza taş düşsün. Privacy over security diye bir mantık nasıl kurulabilir ya?
Kadın bütün Hollandalı netliğiyle sorularıma cevap verdi, kamera kayıtlarına bakamıyoruz ve bulunmaları çok zor dedi. Adresimi falan aldı. Sonuçtan da beni haberdar etmeyeceklermişfkffklf.
Neyse duş aldım, sakinleştim ve şimdi belediyeye mail göndereceğim. En ufak bir rahatsız edilmeye dahi tahammülüm yok, evet.
Tüm bunları yaparken bi anda aklıma Engin Günçe'nin şiiri geldi, edebiyat çok tuhaf bi şey gerçekten.
"Poliste kaydım varmış hohho,
Poliste kaydı olmanın çiçeği"
Hollanda polislerinin muhteşem ingilizce becerilerine de şapka çıkartıyorum. Hiç tereddüt etmedim İngilizce konuşurken. İnsanın anlaşılmak diye bi ihtiyacının olduğunu ay başında Almanya'da feci şekilde idrak etmiştim.
Neyse... 50 dakika içinde yaşadığım duygular, öfkeyle başlayıp şimdi elimden geleni yapmış olmanın rahatlığı ve telefondaki "bi de bayıl istersen feriha" dedirtecek yükselmelerimin komikliğiyle son buldu.
44 notes · View notes
olafkardanadam · 2 months
Text
Tumblr media
Çok sevdiğim bir kitabın son satırları gibiydi sana veda etmek. Bitsin istemiyorsun, kapağı kapatmak istemiyorsun. Her şeyi unutup en başına dönmek, o heyecanları tekrar tekrar yaşamak, ağlamak, merak etmek, özlemek, mutlu olmak istiyorsun. Bitirmek istemediğinden, kendi kendini kandırarak, anladığın halde başına dönüyorsun cümlenin. Hoşuna giden yeri tekrar tekrar okuyorsun. Devam etmek, sona gelmek istememen, bozuk bir saatin ileri gitme çabası gibi iki geri bir ileri yavaşlatıyorsun kendini. Takılı kalıyorsun. Biliyorsun, kapağı kapattığın an inanılmaz bir basınç hissedeceksin göğüs kafesinde. Muhteşem yalnızlık. Cesaret edemiyorsun ama önüne de geçemiyorsun.
"Ruhumu dansa kaldıran kadın... Hangi şiir dengindir senin? Sığmaz hiçbir dizeye adın. Ben o kitabı yine bitiririm de, silinmez yüreğimden şöhretin, şanın."
29 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 1 year
Text
HAYİRLİ AKŞAMLAR ARKADASLAR
Bir Kadını Anlamak
Hiçbir kadın bir ilişkiye biteceğini düşünerek başlamaz, son olmasını diler…
Erkek için tecrübeden ibaret olan bazı yaşanmışlıklar, kadın için büyük kayıplar demektir. Bu yüzden kolay bitiremezler yüreklerinde, biraz zaman gerekir.
Dünyanın neresine gidersen git bu böyle…
Yaşadığı ilişkinin etkisinden çıkmaya başlayan kadın daha da güzelleşir. İşte tüm güzellik ve ihtişamıyla evren o zaman kucak açar ona. Keşfedilmemiş bütün harikalarını sunar. Hayatın tadılmamış en muhteşem günlerinin kapıları aralanır. Etrafındaki insanların sayısı artar…
Bu yüzden kaybetmek istemediğin kadını sakın yokluğuna alışacak kadar yalnız bırakma. Seviyorsan eğer; basit tartışmalardan sonra onu aramamakla cezalandırmaya çalışma, gurur yapma… Bir kadın, bir erkeğin sesini duymamaya alışırsa daha sonradan duymaya tahammül bile edemez. Çünkü kadını bağlayan şey ne kadar sevildiği değil, ne kadar sevdiğidir. Sen ne kadar seversen sev, onun sevgisi bittiğinde her şey bitmiş demektir.
Bir kadın gitmeyi koymuşsa kafasına, buna engel olamazsın…
Sevse de gider…
Aklı sende olsa gider, gönlü sende kalsa da gider…
Kaybetmek istemediğin bir kadını asla incitme, çünkü bunu telafi edemezsin. Çünkü kadın vazgeçtiği kalbe yabancılaşır.
Bir kadın karşısında hiç tanımadığı sıradan bir erkek bile, beyninde bitmiş bir erkekten daha şanslıdır…
Bir kadını mutlu etmek o kadar da zor değil, çünkü çok şey istemez bir kadın.
Onu gülümsetebilmek için pahalı hediyelere ihtiyacın yok aslında. Ona kendini hediye et, ona ait olduğunu hissettir… Biraz ilgi göster, onu sevdiğini söyle, kendini değerli ve özel hissetmesini sağla yeter.
Çünkü bir kadını fethetmek, ona teslim olmaktan geçer...
Tumblr media
76 notes · View notes
arbrenu · 1 year
Note
Aclik oyunlari demisken sence de katniss asiri cekici degil mi
Tumblr media
Muhteşem ötesi bir kadın, bayılıyorum özellikle röportajlarını izlemeye aşırı komik djdjsksk
111 notes · View notes
gooldfingerr · 5 months
Text
Yaşlı Yahudi akşam yürüyüşü yaparken muhteşem göğüslü bir kadınla karşılaşır. Kendini tutamaz, yaklaşır ve kadına:
- "Bayan, 100 dolar karşılığında göğüslerinizi ısırmama izin verirmisiniz?"
- "Kaçıkmısınız!.." diye cevap verir kadın ve yürümeye devam eder.
Adam bir süre sonra kadına yeni bir teklifle yaklaşır.
- "1000 dolar, ısırmama izin verirmisiniz?"
- "Dinle beni! Ben senin bildiğin kadınlardan değilim. Anladınmı?"
Yaşlı Yahudi çok ısrarcıdır:
-"10 000 dolar ....?"
Kadın bir müddet düşünür ve cevap verir.
-"Hımmm 10 000 dolar! Tamam anlaştık. Burada olmaz ama, şuradaki karanlık, tenha yere gidelim."
Karanlık, tenha yere giderler. Adam başlar öpmeye, koklamaya, dokunmaya, yüzünü sürmeye... Kadın sonunda sorar;
-"Isıracak mısın, ısırmayacak mısın?"
-"Hayır!" der Yahudi,
-"Isırmak çok pahalı"
33 notes · View notes
kahrolasi · 2 months
Text
Tumblr media
Öl oğlum bu gece, en kıyağından dayak
yedin sen, ağzını burnunu, bütün
heveslerini kırıldı senin. Sen artık yolda
yürürken bile bir kişi eksiksin. Patlayan
dudağın değil lan, genişleyen damarlarını
tıka. Tıka ki akmasın damarlarındaki kadın. Düşün bir kere yapabilir misin, sen şimdi
aldığın hava ciğerlerine batıyorken, nefes
almak gırtlağını kanatıyorken
etrafındakiler gibi güle eğlene yaşayabilir
misin. Üzerinde bulunduğun yoldan değil,
senin üzerinden geçecek taksiler bundan sonra. Çiçeğe böceğe şiir yazma lan, kadın
sikti belanı. Ayakta duramıyorsun, yemek
yiyemiyorsun, su içemiyorsun,
Sevilmiyorsun oğlum sen, kamburun
kalbinde öleceksin. Ot iç, alkol al, kendini
dibe vur. Saf acı oğlum bu tadını çıkar, anneni arama, sesinden anlar. Kimseyle
konuşma, kötü şeyler yap aklını kır,
mantığını kır, kalbini. Kalbini, Denize at
alma da bir daha. Ne bok yediğinden
habersiz yaşa bir süre, bu bir süreyi kendi
tarihinde öldüğün anla bitir. Öyle "geçer, zaman ilaçtır" edebiyatına hiç girme,
kendini kandırmak o kadar ucuz değil. Bak
oğlum, insan, tercihleriyle yaşar da deme
artık, insan kendisini tercih edenle yaşar.
Sen bir tercih değilsin, sen Prens değilsin,
sen peder değilsin zaten bu da müzikal değil. Kendine gelme bir süre, şarap al iç
gizli gizli canını acıtan aklına gelirse
"pardon", yerine kalbime dön lütfen, de"
Bak oğlum senin mevzun devrime denk
geldi, senin olayın demokratik eylemlerin
ortasına isabet etti. Yani senden daha önemli şeyler var hayatta ve onun
hayatında senin önemsizliğinden bile
önemli şeyler var hayatta kendini bir sik
sanma. Şimdi düşün biraz, hatta
düşünme, yaşadığın güzel şeyleri unutma
onlar "siz"siniz zaten biliyorsun hayatta bir "yaşadıkların vardır bir de
yaşamadıkların" Sen şimdi yaşadıklarını
yanağından öp ve aklında sakla.
Yaşayacağın boktan şeyler onlara
değmesin, tamam mı?
Dinle lan beni, insan hayatında bir kere aşık olur.
Bu o'muydu. Tamam oydu.
Tamam, ellerini tutmak hayatında yaptığın
en romantik şeydi.
Tamam onu öpmek sadece öpmek değil,
bir yıldızı öpmekti. Tamam onunla dans etmek yer yüzündeki
en özgür eylemdi.
-o bir adamın kokusunda sonsuz olacağı
kadındı.
Tamam onun saçlarını bulutlar bir araya
gelerek ensesine dökmüştü. -dudağının kenarına yayılan o gülüşün
aynısı bir de yeni doğmuş bebeklerin
kokusunda vardı.
Tamam hiç bir şarkı onun sarhoş sesinden
daha güzel olamazdı.
Tamam hiç bir intihar onu özlemenden daha sükseli değildi.
Tamam onunla dans etmek ortaklaşa
İsrail'e savaş açıp kazanmak gibiydi.
Tamam lan tamam, boynu Prag
meydanlarındaki kuğulardan hediyeydi.
Tamam yeryüzünde sevilebilecek en muhteşem şeydi..
Tamam köprücük kemiği tarihin en
sanatsal eylemiydi..
- bütün sokaklara onun ismi verilmeliydi..
Tamam okyanus olmaya son derece
elverişliydi.. Tamam kalbin seni göğsünde onun avuç
içlerindeydi.
Tamam iki şişe şarap ile "belki" diye
beklemek bariz yenilgiydi..
Tamam, senin kaburgaların sevgiden kafes
onun kanatları özgürlük derdindeydi. Tamam, oğlum sen öl bu gece,
Bu sana en çok sevdiğin şeyden hediyeydi.
Unutma...
15 notes · View notes
sertsiken0606 · 4 months
Text
otelde seks
sizler beni az çok biliyorsunuz ambulans şoförü olduğum için sürekli doktor hemşire att bulup sikiyorum. Birgün ihbar üzerine Ankara da 4 yıldızlı bir otele gittik 314 numaralı odaya çıktık 2 kadın 1 erkek sevişirken vurulmuştu 3 üde ağır yaralı hemen ambulans a alıp hastaneye kaldırdık bizimle birlikte diğer yaralılarda ambulanslarla geldiler hastaneye biz işlemleri yapıp hastaneden ayrıldık kendi bekleme yerimize geçtik. O gün bizim için çok zor bir gün olmuştu aradan 2 aydan fazla geçmiş ben olayı ve kişileri hayal meyal hatırlıyorum . İzinli olduğum bir gün Kızılay'a gittim DeFacto dan hediye çeki vermişlerdi onun için gitmiştim . DeFacto da alacağım bir kaç elbise beğendim alıp kasaya gittim kasadaki kadın bana bakarak arkadaşına beni göstererek oydu dedi hediye çekini verdim diğer kasiyer o çeki cebinize koyun o aldıklarınız bizden olsun size hayatımızı borçluyuz dedi nasıl yani dedim benim arkamdakiler rahatsız olmasın diye kenara çekilip hediye çekini almayan kasiyerle kenarda konuşmaya başladım otelin ismini vermiş hatırlar gibi olmuştum 5 dakika sonra beni işaret eden kasiyer molaya çıktı birlikte aşağıya indik ismi Zuhal miş konuştuk telefon numarasını verdi bende Zuhal e verdim teşekkür ederim size hayatımızı borçluyuz dedi görevimiz ne demek her zaman emrinizdeyim dedim oradan ayrıldım saat 6 gibi mesaj geldi mesaj ı atan Zuhal di uygunsan aynı otelde bir kahve içelim yazmıştı ok diye mesaj attım saat 19 10 da otelde buluşalım diye tekrar mesaj attı dediği gibi 19 10 da otelde buluştuk ama diğer kasiyerde vardı içeri girdik resepsiyon daki kadın Zuhal hanım Hande hanım hoşgeldiniz dedi belli ki tanıyorlardı birbirlerini babam burada mı dedi belboy a çıktı Zuhal hanım dedi birlikte lobi ye giderken döndü müdür yazan odaya girdik bize 3 orta türk kahvesi getirin dedi belboy a masaya oturdu ben ve Hande koltuğa oturduk kahveler geldi bu otel Zuhal in babasına ait dedi Hande o erkek kimdi sizi o adamı kim vurdu babanız mı dedim adam DeFacto nun eski ceo suymuş ceo nün karısı vurmuş bunları,benim gittiğim DeFacto da babasının işletmesiymiş Hande birden pantolon un üzerinden sikimi okşamaya başladı ben dururmuyum hemen dudaklarına yapıştım Zuhal soyunarak yanımıza geldi üzerinde yalnızca kilot ve sütyen vardı Zuhal in Hande kalktı Zuhal oturdu yanıma öpüşerek koltuğa uzandık sütyeni ve kilotunu ben çıkarttım hemen soyunmaya başladım Hande de soyunup kapıyı kilitleyip yanımıza geldi bir Hande yi bir Zuhal i öpüyor yalıyordum ipler benim elimde değildi beni koltuğa uzattı Hande kafamın üzerine oturup amını ağzıma verdi Zuhal de benim sikimi eline almış 31 çeker gibi sıvazlamaya başladı arada bir öpüyor başını ağzına alıp tekrarlıyordu Hande ters dönüp 69 pozisyonuna geçti sikimin tamamını ağzına aldı belki 30 saniye hiç kımıldamadan ağzında tuttu sonra hızlı hızlı sikimi emmeye başladı Zuhal çantasından çıkardığı telefonu ile bizi çekiyordu sehpaya telefonu koydu video çekiyorum sorun olmaz değil değilmi dedi yok dedim Hande doğruldu sikimi tekrar Zuhal tuttu bacağını ayırıp sikimin üstüne oturdu offff muhteşem diyerek zıplamaya başladı ben o şekilde kaldım Zuhal ve Hande yer değistirerek beni köleleri yaptılar ben artık gelmek üzereydim başımda Zuhal amını yalamam için nefes almama izin dahi vermiyor resmen başıma oturuyordu bende sesim çıkmadığı için bütün döllerimi Hande nin amına boşalttım Hande kalktı Zuhal oturdu sikimin üstüne zıplamaya başladı Hande koltuğun sırt kısmına oturdu amını Zuhal in ağzına verdi biraz önce döllerimle suladığım Hande nin amını yalıyor muhteşem muhteşem diye inliyordu izlerken bu sefer Zuhal orgazm oldu yığıldı benim üzerime sonra kalkıp masanın üzerine oturdu boşta kalan sikime Hande oturdu elimi memelerine götürdü sık yoğur ısır ye hadi diyordu bir taraftan da sikimin üstünde zıplamaya devam ediyordu artık Hande de gelmek üzereydi inlemeleri çok fazlalaşmıştı üzerine yığıldı sikime kalçaları ile girip çıkmaya başladı bende Hande de aynı anda boşalmaya başladık Hande bütün döllerimi amına boşaltana kadar bekledi
56 notes · View notes
Text
Kaynanamı Doya Doya Sikiyorum! (Kerem 25 Y., İstanbul)
Merhabalar, ben İstanbul Ataşehir'den Kerem. Size kaynanamı nasıl becerdiğimi anlatmak istiyorum. Bundan 4 yıl önce üniversitede Meltem ile tanıştım. Ben üçüncü sınıftım, o ise birinci sınıftı, ortak bir iki dersimiz vardı. Zamanla ben Meltem'den etkilendim ve çıkmaya başladık. Bir yıl kadar sonra bir gün Meltem annesiyle tanıştırmak için beni evlerine davet etti. Meltem'in annesi ile babası 8 yıl önce boşanmışlar, bu yüzden sadece annesi ile tanışacaktım.
Evlerine gittiğimde, kendi annem gibi şişman, yaşlı bir anne beklerken, henüz 38 yaşında, sarışın, muhteşem bir fiziğe sahip, müstakbel kayınvalidem Pınar teyze ile tanıştım. Meltem'in güzelliği annesinden geliyordu, belli. Bu ziyaretten sonra beni sevmiş olacak ki, annesi sık sık davet etmeye başladı. Bazen de Meltem evde yalnızken beni çağırıyordu rahatça sevişmek için...
Bir gün Pınar teyze beni aradı ve konuşmak istediğini söyledi. Ben de, "Tamam, akşam Meltem'le gelirim!" dedim. Pınar teyze, "Olmaz, yalnız konuşmamız lazım, hemen gelebilir misin?" dedi. "Olur..." dedim, ama çok merak etmiştim ne konuşacak diye. O dönem çalışmıyordum, Meltem de okuldaydı. Hemen gittim. Pınar teyze beni içeri aldı, çok güzel gözüküyordu ve güzel bir kokusu vardı. Çay falan demlemişti. Ben heyecanla ve endişeyle ne konuşacağımızı merak ediyordum. Bana, "Kerem, Meltem'le ciddi bir ilişki düşünüyor musun?" dedi. Ben de, "Tabii ki Pınar teyze, kısmet olursa evlenmeyi planlıyorum ileride!" dedim. "Peki cinsel birliktelik yaşadınız mı?" dedi. Ben şok olmuştum. "Hayır!" diyebildim kekeleyerek. "Doğru söyle!" dedi. "Yemin ederim!" dedim. "Ama geçen hafta ben sizi gördüm!" dedi. Donup kaldım, "Nasıl, nerede?" diyebildim. "Burada, Meltem'in odasında! O gün işim erken bitti, geldiğimde sizi Meltem'in odasında birlikte gördüm, yarı çıplaktınız!" dedi.
Doğru söylüyordu. Ne diyeceğimi bilemedim başta, "Pınar teyze özür dilerim, ama biz birlikte olmadık, yemin ederim sana, istersen Meltem'e de sorabilirsin!" dedim. "Neden yarı çıplaktınız o zaman?" dedi. "Yani birbirimize dokunduk sadece, ama bir birleşme olmadı, yemin ederim!" dedim. "Bak Kerem, sen kızımdan 4 yaş büyüksün, kızım bazı şeylere hazır olmayabilir. Daha onun için erken böyle şeyler, belki senin için de..." dedi, sonra bana yan yan baktı. "Biliyorum Pınar teyze! Onu incitecek bir şey yapmam, emin ol!" dedim. "Yani sakın ola zorlama onu. Bizim boşandığımız dönem zorlu bir süreçten geçti. O yüzden bazı konularda hassas olabilir. Seni de anlıyorum, hormonların bazı şeyleri istiyor olabilir, ama lütfen dikkatli ol!" dedi. "Olurum Pınar teyze, sen merak etme!" dedim. "Biz seni ailecek sevdik, her türlü sorununda, probleminde bana açılabilirsin!" dedi. "Olur, tabii ki!" dedim. "Hormonlarının seni yönlendirdiği dönemlerde Meltem'i zorlama olur mu? Cinsel bir birliktelik yaşamak istediğinde, bu işi yapan temiz bir kadın tanıyorum, istersen ona yönlendirebilirim seni!" dedi.
Çok şaşırmıştım, "Nasıl yani Pınar teyze?" dedim. "Bayağı işte, eskortluk yapan bir tanıdığım var. Onunla tanıştırabilirim seni istersen!" dedi. Kesin benim sadakatimi test ediyor diye düşündüm, "Olur mu öyle şey Pınar teyze, evlenene kadar kendime hakim olurum ben!" dedim. "Tamam, sen yine de düşünürsün oğlum, sonuçta erkeksin, bu da bir ihtiyaç!" dedi. O gün öyle ayrıldım ordan, böyle bir konuşmadan Meltem'in haberi yoktu ve olmamalıydı da.
Aradan bir hafta kadar geçtikten sonra yine beni akşam yemeğine davet ettiler. Gittim. Yemekten sonra Meltem bir ara tuvalete girince, Pınar teyze bana, "Teklifimi düşündün mü?" dedi. "Ne teklifi?" diyerek geçiştirmeye çalıştım. "İşte biliyorsun, haftaya Meltem yok, babasının yanına gidiyor İzmir'e!" dedi. "İlla beni biriyle birlikte olmaya zorluyorsun Pınar teyze!" dedim gülerek. "Oğlum ben seni aileden biri gibi görüyorum ve seni de düşünüyorum. Meltem'in problemli olduğunu biliyorum, sana da yardımcı olmak istiyorum!" dedi. O sırada Meltem geldi konuyu kapattık.
Bu teklif geri çevirilir mi, çevirilmez mi diye düşünerek geçirdim iki günü. En sonunda Pınar teyzenin doğru söylediğini kabul etmek zorunda kaldım. Meltem bu konuda ileri gitmeme izin vermediği gibi, çok da kıskançtı. Yaklaşık bir senedir cinsel birliktelik yaşamamıştım bu yüzden ve durumum iyi değildi.
Sabah yatağımda, Pınar teyzeyi arayıp aramamayı düşünürken telefonun çaldı. Bir baktım Pınar teyze arıyordu. İnternet bankacılığı ile ilgili bir şeyler sordu, anlattım. Bir şeyler yapıp konuyu açmam gerekiyordu. Pınar teyze kelimeleri ağzımda gevelemeye başladığımı farkedince, "Teklifimle ilgili bir karar verdin mi?" dedi. "Pınar teyze yanlış anlamazsın umarım... Sanırım anlattıklarında haklısın. Meltem bu konuda hassas ve aynı zamanda da kıskanç. İki yıla yakındır bir birliktelik yaşamadım..." diye yalan söyledim. Oysa ki Meltem'le çıkarken iki kere eski bir kız arkadaşımla birlikte olmuştum. Ben öyle deyince, Pınar teyze, "Yapma yaaaa!" dedi uzatarak ve halime acır gibi, sonra da, "Tamam o zaman, ben ayarlıyorum o kadını, sen canını sıkma!" dedi, benim başka bir şey dememe fırsat vermeden kapadı telefonu.
Ben şaşkınlığı üzerimden atamadan 10 dakika sonra telefonum tekrar çaldı. Pınar teyze, "Ayarladım, bu gün öğleden sonra ne yapıyorsun?" diye sordu. Saate baktım 11:30'du. Hemen duş alsam, etek traşı falan yarım saat sürerdi. En fazla bir saate hazır olurdum. "Saat 13:00 gibi müsait olurum Pınar teyze!" dedim. "Tamam, sen 13:30'da bizim evde ol" dedi ve telefonu kapattı. Bizim evde mi demişti, ben mi yanlış duymuştum? Elin eskortuyla kendi evinde mi buluşturacaktı beni anlamadım. Belki de oradan gönderecekti beni diye düşündüm.
Banyoya girip iyice temizlendim, güzelce giyindim, parfüm sürdüm ve yola düştüm. Saat 13:15'te oradaydım. Kapıyı Pınar teyze açtı. Yine çok güzeldi bu gün. Altında siyah bir tayt, üzerinde kalçasını kapatmayan sarı bir tişört vardı. "Oooo erkencisin!" dedi. "Yollar fazla kalabalık değildi..." dedim. İçeri davet etti. "Bu hanımefendi buraya mı gelecek Pınar teyze?" dedim. "Aaa evet, biraz sonra burada olur!" dedi. Şaşırmıştım, ama başka da bir şey soramadım. Saat 13:30 oldu kimse gelmedi. 13:45 oldu, halen kimse yok. Pınar teyze de sürekli bir şeylerle uğraşıyordu. En son saat 14:00 olunca, "Gecikti sanırım bu bayan?" diyebildim. "Dur bir arayayım Şule'yi!" dedi telefonunu aldı öbür odaya gitti. Telefonda kouşurken duyabiliyordum, "Nerde kaldın?" falan diyordu.
Telefon görüşmesini bitirip yanıma geldi ve "Gelecekmiş yarım saate kalmadan!" dedi. Sabırsızlıkla beklemeye başladım. Ama saat 14:30 oldu ve halen kimse gelmeyince, "Pınar teyze ben umudu kestim, gelmeyecek bu hatun!" dedim. Öbür odaya gitti tekrar aradı. İçeriden bu sefer sesi daha yüksek geliyordu, "Neden, ne oldu?" falan diye soruyordu. Bir aksilik olduğunu anladım. İçeri gelince, "Gelmeyecek değil mi?" dedim. "Yaa kusura bakma Keremciğim. Acil bir işi çıkmış, gelemeyecekmiş, tüh yaaa!" dedi.
Moralim gerçekten bozulmuştu. Bunu anlamış olacak ki, "Ya üzüldün değil mi Kerem, o kadar da hazırlandın!" dedi. "Evet ama ne yapalım... Neyse ben kalkayım o zaman!" diyebildim umutsuzca. "Dur bir dakika, sana bir söz verdim, tutacağım. Benim yüzümden bu duruma düştün, lütfen biraz daha oturur musun?" dedi. Başka birini arayacak herhalde diye düşünerek, "İyi peki!" dedim, içimden de (Bu kadar hazırlık boşa gitmesin!) diye geçirdim. Pınar teyze yine öbür odaya gitti. Ama bu sefer kapıyı kapatmıştı, birşey duyamıyordum.
Televizyondaki programa dalmıştım ki, birden gözlerimin önünü karardı. Birisi gözlerimi eşarp gibi birşeyle bağlıyordu. "Ne oluyor?" dememe kalmadan, "Şşşşttt!" diye bir ses omuzlarıma yüklendi, sonra kulağıma, "Kendini sal, seni rahatlatacak kadın geldi!" dedi ve beni sırtüstü yatırdı. Pınar teyzeydi bu konuşan. Ne zaman gelmişti diğer kadın, dışkapının sesini bile duymamıştım. Sonra yüzüme yumuşak birşey yaklaştı, burnuma ve ağzıma sürtünüyordu. Bu sürtünmeden dolayı gözümdeki eşarp açılmıştı. Aman Tanrım! Jartiyerli ve tangalı bir göt yüzüme sürtünüyordu. Dilimi göte ve küloda sürtmeye başladım. Bu arada kadın iyice yüzüme oturmuştu, pantolonumun kemerini ve fermuarımı çözüyordu. Pantolonumu boxerımla birlikte sıyırdı. Yarağım istemdışı olarak sertleşmişti. Kadın yüzüme amını bastırırken biryandan da yarağımı emmeye başladı. O kadar güzel bir duyguydu ki, sanki iliklerimi çekiyordu.
Zevk sarhoşu bir şekilde kafamı bacak arasından çıkarıp yarağıma bu güzel muameleyi yapan kadına baktığımda hayatımın en büyük şokunu geçirdim: Pınar teyzeydi bana sakso çeken kadın. "Pınar teyzeee!" diyebildim. Pınar teyze, "Şşşşşttt... Rahat ol, kendini bana bırak!" dedi ve yarağımı tekrar ağzına aldı. "Olmaz Pınar teyze!" diyerek kendimi çektim ve doğruldum, kotuğa oturdum. "Ne oldu Kerem?" dedi. "Olmaz yapamam!" dedim. "Neden? İhtiyacın vardı işte, ben de ihtiyacını gideriyorum!" dedi. "Ben böyle düşünmemiştim!" dedim. "Ne olmuş yani, ayarladığım orospu gelseydi rahat rahat sikecektin onu ama!" dedi. "Ama sen benim kayınvalidem sayılırsın!" dedim. "Bana bak!" dedi kızgın bir sesle, "Senin ihtiyacın oluyor da benim olamaz mı, ne kadar egoistsin!" dedi bağırarak.
Bana bağırırken şöyle bir süzdüm Pınar teyzeyi, en son becerdiğim kızdan çok çok daha güzeldi. Muhteşem bir kalça, göğüsler dik, siyah bir jartiyer, üzerinde dantelli bir sütyen içinde bir afetti Pınar teyze. Bunları düşünürken inen aletim tekrar dikeldi. "Tamam, pes!" dedim. Bana tekrar yaklaştı, bacaklarımın arasına diz çöktü ve "Farzet ki ben Şule'yim!" dedi. "Hmmm... Neden gelmedi Şule peki?" dedim yarağımı tekrar ağzına alırken. Bir iki yalamadan sonra yarağımı ağzından çıkardı ve "Şule diye biri yoktu zaten!" dedi ve gözlerimin içine bakarak yarağımı tekrar emmeye devam etti. Müstakbel kayınvalidemin kurnazlığı karşısında şaşırmıştım, "Neden böyle bir oyuna giriştin?" diye sordum. "Benim de 8 yıldır kimseyle birlikte olduğum yok, birbirimize yardımcı oluyoruz diye düşün!" dedi ve yarağıma tükürerek emmeye devam etti. Müthiş zevk alıyordum.
Sonra yarağımı emmeyi bırakıp ayağa kalktı, külodunu çıkardı, yarağımı sıvazlayarak kucağıma çıktı ve hızlıca yarağımın üzerine oturdu, iki hamlede yerleştirdi amının içine. Sımsıcak, ıslak ve dardı deliği. Köküne kadar girince derinden bir 'Ooaaawww!' çekti ve oturup kalkmaya başladı. Yavaş yavaş oturup kalkmaları hızlandıkça hızlanıyordu. Ama çok fazla sürmeden ikimiz de aynı anda inleyerek boşaldık. Döllerim amına fışkırırken birbirimize kenetlenmiştik. Birkaç dakika o şekilde kaldık, yarağım amının içinde halen kalp gibi atıyordu...
Kucağımdan inip tekrar yarağımı yalamaya başladı. Amdan sikişmiştik, fakat benim aklım götünde kalmıştı. Kalkıp önümde domalttım müstakbel kayınvalidemi. Tıpkı benim gibi o da her yerini temizlemişti, amında ve götünde kıl tüy birşey yoktu, kaymak gibiydi. Götünün yanaklarını ayırıp göt deliğini koklayıp öptüm. Mis gibi kokuyordu. Yalamaya başladım. Göt deliğine dilimi sokabildiğim kadar sokup çıkarıyordum. "Ohhh Keremmm, harikasınnnn! Ohhhh, çokkk güzelll, mmmhhh!" diye inliyordu. Sonra doğrulup yarağımı göt deliğine dayadım. "Ohhh, evet, götüme gir erkeğimmm, ohhh!" dedi. Yavaşça götünün içine kaydırdım tükürüklediğim sikimi. Göt deliği amından çok daha da dardı. Tamamı içine girince bu sefer ben, "Ohhhh, Pınar teyzeee, göt deliğin çok güzel!" dedim. "Pınar teyze değil, Pınar de bana artık erkeğimmmm, sik beni götümden, kadının yap!" diye inlemeye başladı ben yavaş yavaş götüne girip çıkarken.
Az sonra hareketlerimi hızlandırdım. Göt deliği alışmıştı iyice. Götünden tamamen çıkıp tekrar köküne kadar giriyordum. Durmadan da tükürüklüyordum. "Ohh Pınarrr... Muhteşemsin, hiç böyle harika bir göt sikmemiştim!" dedim. Biraz önce amına boşaldığım için ikinciyi boşalmam uzun sürecekti. Rahat bir yarım saat siktim götünü. Boşalacağımı anlayınca, "Gelmek üzereyim Pınar!" dedim. Hemen önümden çekildi ve bana döndü, yarağımı ağzına aldı tekrar. İğrenmemesine şaşırmıştım, demek ki bu kadar azmıştı. Sikimi emiyordu yine. "Geliyorum!" dedim uyarma amaçlı, ama emmeye devam etti, gözlerini kapatıp açarak ağzına boşalmama onay verdi. Az sonra öyle bir boşaldım ki, hayatımda hiç böyle boşaldığımı hatırlamıyorum. Döllerim ağzının kenarından taştı...
Sonra birlikte banyoya girdik, duş alıp çıktık. Beni duvara dayadı ve "Sabaha kadar beni sikmeni istiyorum Kerem. Şuley'i sikmek için neler planladıysan kafanda, aynısını bende uygulayabilirsin, herşey serbest erkeğim!" dedi, önüme çömelip yarağımı emmeye başladı. Ben bunu duyunca iyice aşka geldim, kazık gibi olmuştu yarağım tekrar. Ayağa kaldırıp, ben ayaktayken kucağıma aldım Pınar teyzeyi ve sikime oturttum. O da ensemden tutunup sikimin üzerinde zıplamaya başladı. "Seni her pozisyonda sikeceğim Pınar!" dedim. "Sik aslanım, orospun yap beni!" dedi. Kucağımda biraz daha zıplattıktan sonra salonun ortasındaki masaya domalttım, götüne girdim tekrar. Pınar teyzenin inlemeleri artmıştı. Ben arkadan götüne koydukça memeleri ileri geri sallanıyordu. Terlemiştik. Ben vurdukça 'Şap, şap, şap!' ses çıkıyordu götünden.
Sonra tekrar kucakladım ve mutfağa götürüp mutfak tezgahına oturttum. Amını uzun uzun yaladıktan sonra amına girdim bu sefer yine. Biraz öyle amını siktikten sonra, tezgahtan indirdim. Dönderip tezgaha domalatacakken, "Hadi beni yakala!" diyerek mutfaktan kaçtı, kayboldu. "Nereye kaçtın bebeğim?" diye peşinden gittim. Odalara bakarken Meltem'in odasında buldum, Meltem'in yatağında domalmış beni bekliyordu. Hemen geçtim arkasına ve götüne yerleştirdim. Sevgilimin yatağında annesini sikiyordum. Meltem görse ikimizi de affetmezdi ömür boyu.
O kadar sert sikmeye başladım ki, artık çığlık atmaya başladı Pınar teyze. Bir amına, bir götüne sokuyordum. Az sonra "Geliyorum!" diye uyardım yine. "İçime boşal Kerem, hepsini içime istiyorum!" dedi inleyerek. Ellerini belinde kelepçe yapıp yüzünü yatağa dayamasını sağladım. Göt deliğine kökleye kökleye saçından çekerek içine akıttım bütün döllerimi tekrar. Çok yorulmuştuk, bir süre ara verip dinlendik. Ama o gece üç posta daha siktim müstakbel kayınvalidemi.
Bu olaydan sonra artık iki günde bir gidip Pınar teyzeyi sikmeye başladım. Meltem okulda olduğu her gün, gidip annesini amından götünden sikiyordum. Daha sonra Meltem'le evlendik. Evlenmemize rağmen kayınvalidemle sikişmekten vazgeçemedim. Onun götünden vazgeçemiyorum bir türlü. O da her fırsatta kendine çaktırmak istiyor, sık sık bize geliyor. Her fırsatını bulduğumda kaynanamı sikiyorum. Zaten Meltem'in cinsel korkuları var, fazla sikip daha da korkutmak istemiyorum onu. Ne de olsa anasını doya doya sikiyorum :)
[Kerem]
183 notes · View notes
spayki · 7 months
Text
Tumblr media
Kadınlara;
Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere ülkesinden ayrılacaktı. Hiç bir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona.
Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane görevlisine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi. Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı:
'Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.'
Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı ardına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı.
Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı.
'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti fakat resmi göndermedi.
'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi.
Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi.
Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu.
Kadın onun gözlerine baktı ve
'Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?' diye sordu.
Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu.
Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu.
Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı,
'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek.
'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi.
Sizi garın çıkışındaki cafe'de bekliyormuş...
Sevgili kadın arkadaşlarım
Kadınlar gününüz kutlu olsun.
Dileğim karşınıza adam gibi adamlar çıksın.
Tumblr media
31 notes · View notes