Tumgik
#nakil
ilmiyyat1453 · 1 year
Text
Tumblr media
“Kulağıyla dinleyen ‘nakilci’ olur. Kalbiyle dinleyen ‘anlayan’ olur. Davranışlarıyla nasihat eden ise ‘yol gösterici’ olur.”
İmam Şafii (rahimehullâh)
88 notes · View notes
belkidebirharfimben · 11 days
Text
Ya Ebu Cehil kablosunu doğru kullansaydı?
Hem bil ki, her yeni gün, sana, hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır. Eğer namaz kılmazsan, senin o günkü âlemin zulümatlı ve perişan bir halde gider, senin aleyhinde âlem-i misalde şehadet eder. Zira herkesin, her günde, şu âlemden bir mahsus âlemi var."
Birşeyin bizce 'bilinir' olması için aracılara ihtiyacımız var. 'Bilmek' sadece bizimle gerçekleşmiyor. Önümde bir klavye duruyor mesela. Onu görebilmem için ışığın, klavyenin kendi ziyası olmadığına göre, ona çarpıp gözüme ulaşması gerekiyor. Buna 'görmek' deniliyor. Demek ki görmek için sadece göz yetmiyor. Ben görmenin yalnız bir parçasıyım. Gözün, görülenin ve göstericinin bir(den) düşünülmesi lazım. Gözün 'görecek' gibi, görülenin 'gözükecek' gibi, göstericinin de 'bilgiyi taşıyacak şekilde' yaratılması gerekiyor. İşin içine 'bilgi'yi de kattığımıza göre son cümleyi şöyle genelleştirebiliriz belki: Bilmek için; 1) Bileceğin 'bilecek' şekilde, 2) Bilineceğin 'bilinecek' şekilde, 3) Aracının da 'bilgiyi taşıyacak şekilde' yaratılması şarttır. Bu üçü uyumla vücud bulmadığı takdirde bilmek hadisesi gerçekleşmez. Hatta bilmeyi bırakın 'farketme' dahi gerçekleşmeyebilir. Tıpkı taşlarda olduğu gibi. Taşlar bizi farketmez. Çünkü 'bilinecek' ve 'bilgiyi nakledecek' varolsa dahi taşlarda 'bilmek yeteneği' yoktur.
En azından şimdilik böyle kabul edelim. Zaten 'farketme' de bilmenin ilk basamağıdır. Ben sadece kulaklı bir canlı olsaydım renklerden bahsedemezdim. Bu tarz bir bilmeyi beceremezdim. Çünkü farketmezdim. Evet. Her şekilde tavazzuh ediyor ki, bilmek, bilenin de bilmeye göre ayarlanmasıyla bilmek oluyor. Anahtar kilitle beraber çalışıyor. Yoksa ne anahtar anahtar ne kilit kilit olabiliyor. Bu yüzden mürşidimin şöyle demesine şaşılmıyor artık:
"Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir."
Ama başta söylediğimizi de sakın unutmayalım: Bilmek, ancak bilgi araçlarla taşınırsa, gerçekleşebilen birşeydir. Karadelikleri göremeyişimiz ışıklarının bize ulaşamamasıyla ilgilidir. (Onların çekim kuvveti ziyayı bile yutar.) Bu yüzden bilmenin aydınlık yolları karadelikler için kapalıdır. Fakat, bir saniye, karadeliklerin asla bilinemeyeceği anlamına gelir mi bu? Elbette hayır. Karadeliği bilmenin ışıklı yolları kapalıdır sadece. Gerisi açıktır. Mesela: Herhangi bir yıldızın önünden geçtiğinde, karadelik, görünmezliğiyle görünür. Lekesi hemen farkedilir.
Cenab-ı Hak, Nur sûresinde, "Allah göklerin ve yerin nurudur!" buyuruyor. Dikkat ediniz lütfen. "Allah göklerin ve yerin ziyasıdır!" denmiyor. Çünkü 'ziya' denilmiş olsa 'nur'daki anlam zenginliği oluşmayacaktı. Hem Celle Celaluhunun isimlerinden birisi de en-Nur'dur. 'Ziya' değildir. 'Nur' kelimesi 'ziya'dan başka olarak ışığın zatını kastetmez. Ya? Eşyadaki fonksiyonunu kasteder. Eylediğini anlatır. Yunus sûresindeki “O Allah, güneşi bir ziya, kameri bir nur kıldı!" beyanında da sezebiliriz bunu. Evet. Güneş bir ziyadır. Çünkü kendi ışığından hareketle bilinir. Ama ay bir nurdur. Çünkü kendi ışığıyla değil güneşin ışığıyla bilinir. O halde belki de 'nur'la kastedilen 'birşeyin başka birşey vasıtasıyla bilinmesi'dir. Bu eşikten bakınca Allah'ın 'göklerin ve yerin nuru' olması daha anlaşılır olur. Çünkü göklerde ve yerde ne varsa Hüda'nın onları 'bilinir' kılmasıyla bilinebilmişlerdir. Bilginin hakiki kaynağı Allah'tır. Onları bilinebilir, bizi bilebilir ve aracıları da 'bilgiyi taşıyabilir' yaratarak bilmenin vücuda gelmesini sağlayan Odur. Üstelik, Ona iman edildiğinde, bilineceklerin Esmaü'l-Hüsna sayısınca yeni boyutları da açılır. Bilgi zenginleşir. Ebedîleşir. Anlamlanır. Bilinecek şeyler sayısınca o Rabbü'l-Âlemîn'e hamd u senalar olsun.
Hem şu hususa da ayrıca dikkatinizi isterim: Ziya güneşte yaratılır. Ve güneşin zatının parçasıdır. Ondan ayrılan enerjisidir. Foton tanecikleridir vs. Ancak kainatta, üzerinden Allah'ın bilindiği hiçbirşey, Subhan'ın parçası değildir. Hâşâ. O parçalı-bütünlü olmaktan münezzehtir. Esbab ancak Onun perdesidir. Yaratığıdır. Mahlukudur.
Bediüzzaman Hazretleri, 33. Söz'ün 20. Penceresi'nde, şöyle birşey söylüyor:
"İşte ziyanın parlaması, sair hikmetli hidemâtının delâletiyle, yeryüzünde masnuat-ı İlâhiyeyi izn-i Rabbânî ile teşhir ve ilân etmektir. Demek bir Sâni-i Hakîm tarafından ziya istihdam ediliyor; çarşı-yı âlem sergilerindeki antika san'atlarını onunla irâe ediyor. Şimdi rüzgârlara bak ki: Sair hakîmâne, kerîmâne faidelerinin ve vazifelerinin şehadetiyle, gayet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak, bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür'atle çalışmaktır..."
Burada, mürşidim, eşyanın tümünü yekdiğerleri için bir 'bilgi nakil aracı' görmeyi teklif ediyor gibi. Yani herşey herşeyin bilgiye ulaşma aracı. Bir tür bilgi iletkeni... Işık yaratılmış. Ne maksadla? Çünkü bilginin bize öyle bir hızda nakledilmesi gerek. Yıldızlardan haberdar olmanın başka bir yolu yok. Ve gözlerimiz de o bilgiyi kabullenip beyne iletebilecek şekilde takdir edilmiş. Peki ya hava? Hava da daha dar bir dairede aynı fonksiyonu görmek için, yani bilgi taşımacılığına aracılık etmek için, istihdam ediliyor. O da bir tür bilgi iletkeni. Bu gözle temaşa edildiğinde cümle varlık ya bilginin kaynağı yahut da taşıyıcısı haline geliyor. Herşey ekilmiş ilmin iletkenine dönüşüyor. Peki böyle bir iletişim dünyasında gaye koltuğunda oturan kim olur? Elbette bilecekler. Yani şuurlu varlıklar. İnsanın merkeziyeti de burada. İnsan kainatın meyvesi. Zira onun vücuda gelmesiyle bilginin taşınma süreci tamamlanacak. Eğer insan işini yapmazsa kainatın üzerine kurulu olduğu bu biliş süreci aksayacak.
Kilim devasaysa da ortasındaki nakış biziz. Cismimize bakmayalım. Bizimle görülen işe bakalım.
Geçenlerde bir mecliste uçuk-kaçık bir misal söyledim. Şimdi tekrar etmek isterim. Dünya-ahiret ikilemini anlamada yardımcı bir mahiyeti var sanki. Misalim şöyle: Nasıl ki, bir yerden bir yere bilgi, ancak 'nakil araçlarıyla' nakledilebiliyor. Yani, mesela, ya bir seyyar hafızaya yahut bir internet kablosuna veyahut da başka bir usûlle yüklenerek bilgi taşınıyor. Böylece bu mekandaki bilgi başka yerlerde de bilinir oluyor. Aynen bunun gibi de, Allahu a'lem kaydıyla, diyorum ki: Cenab-ı Hak, bu âlem-i fenadaki oluşların bilgisini, insanlar üzerinden beka âlemlerine naklediyor. Bizim bu dünyadaki imtihanımız, haşir sabahındaki diriltilişimiz, mizanımız, hesabımız hep o netice için: Âlem-i şehadetin bizdeki imana/amele göre arşivlenmiş kısmı orada beka âlemlerine çevrilecek. Kabımızın çapı kadarı bizimle oraya aktarılacak. İman sahiplerinin arşivi karşılarına cennetleri olarak çıkacak-yaratılacak. (İnşaallah onlardan oluruz.) Küfür sahiplerinin arşivleri de cehennemleri sûretinde dikilecek-yaratılacak. (Öylelerinden olmaktan Hüda muhafaza buyursun bizi.) Tamam. Herşeyi bilen Allah'ın elbette böyle bir arşivlemeye muhtaciyeti yok. Zaten kaderde hepsi mahfuzdur. Ancak hikmeti böyle iktiza ediyor ve yapacak.
Dolayısıyla insanın da Allah'ına cenneti-cehennemi hakkında sorabileceği bir hesap, hâşâ, kalmıyor. Zaten yoktu ve hiç olamıyor. Zira, üzerinden yaratılacakların büyüklüğü düşünülünce, arşivcinin arşivciliği de elbette sonuçları gayet ciddi etkiliyor. Düşünsenize: Eğer, Ebu Cehil, Ebu Bekir radyallahu anh gibi bir müslüman olsaydı, kabiliyetlerini İslam yoluna kullansaydı, onunki kadar bir cennetin yaratılışına vesile olacaktı ahirette. Sonsuz şekilde varlığını sağlayacaktı biriktirdiği şahitlikler. Ancak o aksine hizmet etti. Kendisi üzerinden yaratılacak cenneti cehenneme kalbetti. Bu nedenle ebediyete yaptığı bu kem etkinin cezasını da biriktirdiklerinin içinde yaşayarak çekecek. Her neyse... Bu konuya neden girdim? Çünkü buradan bakınca insan da bir çeşit 'bilgi nakil vasıtasına' dönüşüyor. Yani; nasıl ışık gözlerimize, ses kulaklarımıza, koku burnumuza bilgi taşınmasına aracılık ediyorsa; insan da ahirete taşınacak olan bilginin aracılığını ediyor. Bu da kainatın Aleyhissalatuvesselam Efendimizin nurundan yaratıldığını hikmetine, yani Nur-u Muhammediyye sırrına, pek muvafık geliyor. O nasıl?
Açayım: Bizim bilmemiz belki de bütün bilgi nakil şekillerinin piri. Bilgi naklinde öyle bir zirve ki taşıyan da artık ne taşıdığını bilebiliyor. Geliştirebiliyor. Çoğaltıyor. Ebedi ruhuna nakşediliyor. Silinmiyor. Sırrımız öyle harika birşey. Yine mürşidimin tabiriyle, insan, âlemden hususi bir âlem sahibi olabiliyor. Elbette bu bilme şekillerinin zirvesi de Aleyhissalatuvesselamla tezahür edenin ta kendisi. Yani onun nuru hem görüşü hem göstericiliği. Bilgiyi taşımadaki temeli. Faniyatın bakiye nakledilmesi sırrı. İşte, Fahr-i Kainatın tam liyakatle ifa ettiği biliştir ki, evrenin üzerine kurulduğu düzendir. Kainat öyle bir bilgiyi nakletmek içindir. Faniyat vesilesi kılınmıştır. İnsan bu bilginin kablosudur. Arşividir. Mektubudur. Taşınması gereken üzerinden taşınmaktadır. Allahu a'lem. Eh, evet. Sonlarda biraz uçtuğum için, taksiratım varsa, affımı dilerim. Siz de lütfen kardeşinizin tefekkürüne merhametle bakınız.
2 notes · View notes
werelycanthrope · 10 months
Text
Tumblr media
artfight21 attack on Nakil
2 notes · View notes
teneres · 2 years
Text
Tumblr media
İmam Abdurrahman ibn Batta el-Hanbeli kendi zamanındaki insanlarla olan durumunu şöyle tarif etmektedir:
"Seferde olsun hazarda olsun, bana en yakın olanlarla en uzak olanların, arif olanlarla münkir olanların bana karşı takındıkları tavra hayret ediyorum: Mekke'de, Horasan'da ve diğer yerlerde benimle aynı fikirde olan veya muhalif olan pek çok kişiyle karşılaştım. Bunlar beni kendi görüşlerine uymaya, onu onaylamaya ve şahitlik etmeye çağırıyorlar. Söylediklerini tasdik eder ve -bu zamandakilerin yaptığı gibi- onaylanmasına izin verirsem benim de onların görüşlerini kabul ettiğimi söylerler. Onların söylediklerinden bir harfe veya yaptıklarından (ufak) bir şeye karşı tereddüt göstersem beni muhalif diye isimlendirirler. Yaptıklarından ve söylediklerinden herhangi birisine karşı Kitab ve Sünnet'ten bir delil getirsem beni Hârici olarak damgalarlar. Tevhid konusunda onlara bir hadis okusam beni Müşebbihe olarak damgalarlar. Okuduğum hadis ru´yet konusunda olursa beni Sâlimî olarak damgalarlar. İman konusunda olursa beni Mürcie'ye nisbet ederler. Okuduğum hadis, ameller konusunda olursa beni Kaderiyyeci olarak isimlendirirler. Marifet konusunda olursa beni Kerrâmiye'ye nisbet ederler. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in faziletiyle ilgili bir hadis okursam beni Nasibi olarak damgalarlar. Ehl-i Beyt'in fazileti hakkında bir hadis okusam beni Rafizi olarak isimlendirirler. Bir ayetin veya hadisin tefsiri hakkında sükût etsem de onlar hakkında âyet veya hadisin dışında başka bir şeyle cevap vermesem beni Zahiri diye isimlendirirler. Başka şeylerle cevap versem Bâtini diye isimlendirirler. Teville cevap verirsem Eş'ari olarak isimlendirirler. İkisini de reddetsem Mu'tezili olarak isimlendirirler. Kıraat gibi sünnetler hakkında bir hadis okusam beni Şafii diye isimlendirirler. Kunut hakkında olursa Hanefi olarak isimlendirirler. Kur'an hakkında bir hadis okusam Hanbeli olarak isimlendirirler. Her birinin kabul ettikleri haberlerden kuvvetli olanı/tercih edileni zikretsem -çünkü hükümde ve hadiste iltimas/taraf tutma olamaz- o zaman da onların tezkiye ettiğine dil uzatıyor derler. Sonra bundan daha tuhaf olanı da şudur: Onlar Rasulullah ﷺ'in hadislerinden bana okudukları şeylerin içinden diledikleri şeyi bana isim olarak veriyorlar. Bu adamların bazılarına muvafakat gösterirsem diğerleri bana düşman kesilirler, hepsine de şirin görünmeye çalışırsam Allah Teala'yı kızdırmış olurum. Onlar Allah'a karşı benden hiçbir şeyi savamazlar. Ben Kitab'a ve Sünnet'e bağlıyım. Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a istiğfar ederim. O, affedicidir, merhametlidir."
8 notes · View notes
teknolojihaber · 19 days
Text
Domuzdan böbrek nakledilen hasta aylar sonra öldü
Tumblr media
62 yaşındaki adam, tıbbi bir dönüm noktası olarak kabul edilen, genetiği değiştirilmiş domuz böbreği naklinin dünyada yaşayan ilk alıcısı olduktan aylar sonra öldü. Rick Slayman, kendisine geçen yıl son dönem böbrek hastalığı teşhisi konulduktan sonra Mart ayında Massachusetts General'da nakil böbreği aldı. Hastane, ölümünün nakil sonucu olduğuna dair hiçbir belirti bulunmadığını vurguladı. Massachusetts Ulaştırma Bakanlığı yöneticisi Slayman, doktorlarının tavsiyesi üzerine dört saatlik bir ameliyat geçirdikten sonra Nisan ayında hastaneden taburcu edildi. Ameliyattan sonra doktorlar yeni böbreğin uzun yıllar dayanabileceğine inandıklarını ancak hayvandan insana nakil konusunda pek çok bilinmeyenin olduğunu da kabul etti. Massachusetts General, yaptığı açıklamada, Slayman'ın sonsuza kadar dünya çapındaki sayısız nakil hastası için bir umut ışığı olarak görüleceğini ve ksenotransplantasyon alanını ilerletme konusundaki güveni ve gönüllü olduğu için ona derinden minnettar olduğumuzu bilmeli. Demişti. Daha önce yaptığı açıklamada Slayman'ın 11 yıldır hastanenin nakil programında hasta olduğunu söylemişti. Uzun yıllar diyabet ve yüksek tansiyonla yaşadıktan sonra 2018 yılında insan donöründen böbreğini aldı. Beş yıl sonra böbrek yetmezliği belirtileri göstermeye başladı ve 2023'te diyalize yeniden başladı. Slayman, açıklamasında "Bunu sadece bana yardım etmenin bir yolu olarak değil, aynı zamanda organ nakline ihtiyaç duyan binlerce insanın hayatta kalması için umut sağlamanın bir yolu olarak gördüm" diye yazmıştı. Legorreta Klinik Organ Nakli Toleransı Merkezi direktörü Dr. Tatsuo Kawai, çığır açan operasyonu Mart ayında ameliyathanede alkışlarla gerçekleştirdi. Uzmanlar uzun süredir hayvan organlarının insanlara nasıl güvenli ve başarılı bir şekilde nakledileceğini araştırıyorlar ve bunun organ sıkıntısının çözümüne yardımcı olabileceğini söylüyorlar. Slayman'ın naklinden önce, domuz organları kullanılarak yapılan yalnızca iki nakil tamamlanmıştı; her iki kalp nakli de itinalı bir yöntemle gerçekleştirildi. Her iki hasta da kalpleri aldıktan haftalar sonra öldü. Genetiği değiştirilmiş domuz böbreğini sağlayan biyoteknoloji şirketi EGenesis, Cumartesi gecesi geç saatlerde yaptığı açıklamada Slayman'ı "gerçek bir öncü" olarak nitelendirdi. Read the full article
0 notes
avrupaliturkler · 1 year
Text
Hasta Nakil bayramda misyon başında
Büyükşehir’in hasta nakil ambulansları Ramazan Bayramında da vatandaşların hizmetinde olacakKocaeli Büyükşehir Belediyesine bağlı Hasta Nakil Ambulans Ünitesi yılın 365 günü 7/24 vatandaşın hizmetinde. Sıhhate inançlı ulaşım hizmeti sağlayan Büyükşehir, bu yıl Ramazan bayramında da misyon başında olacak. 30 Hasta Nakil Ambulansı ve 125 çalışanla Kocaelililere hizmet veren Büyükşehir, toplumsal…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
websitecim · 2 years
Photo
Tumblr media
Ameliyatlı KPSS adayı sınava hasta nakil aracıyla götürüldü #Hatay'ın #merkez #Antakya ilçesinde, kısa süre önce geçirdiği #ameliyat nedeniyle oturamayan kişi, #Kamu #Personel #Seçme #Sınavı'na (#KPSS) #hasta #nakil aracıyla götürülerek, sınav salonuna sedyeyle taşındı. (Hatay) https://www.instagram.com/p/Cip6Ye9KlV6/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
fotode · 2 years
Text
Gezi Parkı olaylarıyla tanınan Dolmabahçe Camisi müezzini Fuat Yıldırım'dan güzel haber var
Gezi Parkı olaylarıyla tanınan Dolmabahçe Camisi müezzini Fuat Yıldırım’dan güzel haber var
Gezi olayları sırasında Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nde içki içildiğini görmediğini açıklayarak dikkat çeken caminin eski müezzini  Fuat Yıldırım kronik böbrek rahatsızlığı nedeniyle haftanın üç günü diyaliz tedavisi görüyor ve organ nakli bekliyordu. Yıldırım’dan sevindiren haber bugün geldi. Mehmet Haberal böbrek nakli yaptıHaberi sosyal medyadan duyuran CHP Grup Başkanvekili…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
medya-press · 2 years
Text
Genetiği değiştirilmiş hayvan kalbi ölü bir insana takıldı!
Genetiği değiştirilmiş hayvan kalbi ölü bir insana takıldı!
New York Üniversitesi’nden (NYU) yapılan açıklamada, araştırmacıların genetiği değiştirilmiş domuz kalplerini solunum cihazına bağlı yakın zamanda ölen iki kişiye başarıyla naklettiklerini duyurdu. Ameliyatlar, bu yıl hayvandan insana nakil veya ksenotransplantasyon alanında atılmış en son adım olarak nitelendiriliyor. Organ nakline yönelik umutları arttırıyor. Domuz kalpleri insan vücudu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
videoetkisi · 9 months
Text
Türk Telekom İnternet Nakil İşlemi Nasıl Yapılır – E Devlet Abonelik Nakil Başvurusu
via IFTTT
youtube
View On WordPress
0 notes
ahmetgungor · 10 months
Text
https://atlantaproje.com
0 notes
ilmiyyat1453 · 1 year
Text
Tumblr media
Kerderî’nin Menâkıb’ında şöyle geçer:
"Ebû Yûsuf’un Ebû Hanîfe’den ayrılıp tek başına ders verme sebebi şudur: Bir gün Ebû Yûsuf şiddetli bir hastalığa yakalanır, Ebû Hanîfe onu ziyarete gider ve ona şöyle der: “Benden sonra müslümanlar için tüm umutlarımı sana bağlamıştım. Eğer sana bir şey olursa ilmin çoğu da ölür gider.”
Ebû Yûsuf iyileşince kendini beğenir ve kendisi için imlâ meclisi kurar. Ebû Yûsuf, Ebû Hanîfe’nin meclisine tekrar gelince Ebû Hanîfe ona şöyle der: “Seni buraya ancak çamaşırcı meselesi getirdi. Subhanallah! Bir adam ki Allah’ın dini konusunda konuşacak, bir meclis kuracak ama icâre ile ilgili bir meseleyi bilmeyecek öyle mi?” der ve sonra şunu ekler: “Kendisini ilim öğrenmekten müstağni gören kişi kendisine ağlasın.”
Alıntı.
15 notes · View notes
yesimkirman · 10 months
Text
LGS 2023 İzmir Yerleştirmeye Esas Nakil Dönemi Puan Değişimleri
LGS 2023 yerleştirmeye esas nakil dönemleri tamamlandı. 2 dönem şeklinde yapılan yerleştirmeye esas nakiller sonrasında son giren öğrencinin puanıyla okulların taban puanları da oluştu. Bu tarihten itibaren okullar açılana kadar nakiller kapalı. Okul açıldıktan sonra okulda boş kontenjan varsa ve sizin puanınız okulun taban puanına eşit ve büyükse nakil başvurusunda bulunabilirsiniz. Tüm…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
werelycanthrope · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Gift for Nakil
0 notes
uzaklarasavrulalim · 1 year
Text
Bu kız bana takıntılı sanırım
1 note · View note
teknolojihaber · 2 months
Text
Domuz'dan böbrek nakli yapılan hasta iyiye gidiyor
Tumblr media
Organın reddedilme riskini azaltmak için genetiği değiştirilmiş bir domuzdan yeni böbreğini alan 62 yaşındaki adamın, iyileştiği ve kısa sürede hastaneden ayrılması gerektiği belirtildi. ABD'li cerrahlar, çığır açan operasyona gönüllü olduğu için Rick Slayman'ın "gerçek bir kahraman" olduğunu söylüyor. Nihai umut, daha fazla nakil için hayvan organlarının kullanılmasıdır. Daha önce de beyin ölümü gerçekleşen insanlara test amacıyla domuz böbrekleri verilmişti . Massachusetts Genel Hastanesi'nden yapılan açıklamada, 16 Mart'ta gerçekleştirilen dört saatlik ameliyatın "hastalara daha kolay organ temini sağlama arayışında önemli bir dönüm noktasına işaret ettiği" belirtildi. Bay Slayman, kendi böbrekleri düzgün çalışmadığı için yedi yıl boyunca diyalize girdikten sonra 2018 yılında aynı hastanede insan böbreği nakli olmuştu.Beş yıl sonra nakil başarısız oldu ve Mayıs 2023'te tekrar diyalize girmek zorunda kaldı. Doktorları, durumunun pek iyi görünmediğini söylüyordu; kan damarları defalarca kullanıldığı için diyalizin işe yaraması zordu. Doktorları, hastanın tekrarlayan diyaliz damar yolu komplikasyonlarıyla karşılaştığını, pıhtı giderme ve cerrahi revizyonlar için iki haftada bir hastaneye gitmeyi gerektirdiğini ve bunun yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğini açıkladı. Bay Slayman, artıları ve eksileri tarttığını ve domuz böbreği nakline devam etmeye karar verdiğini söyledi: "Bunu sadece bana yardım etmenin bir yolu olarak değil, aynı zamanda nakil ihtiyacı olan binlerce insana umut sağlamanın bir yolu olarak gördüm. " Massachusetts Genel Hastanesi Cerrahları faaliyet gösteriyor. Ameliyat 4 saat sürdü İhtiyacı olan insanlar için insan donör organlarının kronik bir sıkıntısı var. Hayvan bağışçıları bu sorunu çözmeye yardımcı olabilir. Son zamanlarda domuzlardan insanlara kalp nakli de deneniyor . Boyut söz konusu olduğunda domuz organları insanlara iyi uyum sağlıyor. Özel domuz böbreği Cambridge, Massachusetts'teki eGenesis tarafından sağlandı. Hayvanın genetiği, alıcıya zararlı olabilecek genleri çıkarmak ve uyumluluğu artırmak için belirli insan genlerini eklemek üzere düzenlenmişti. Bay Slayman hala organın vucuttan reddilmesini önleyici ilaçlar kullanıyor ve yeni böbreğinin ne kadar süre çalışacağı belli değil.  Nakil ekibinden Dr Tatsuo Kawai şunları söyledi: "Umudumuz, bu nakil yaklaşımının dünya çapında böbrek yetmezliği çeken milyonlarca hastaya bir cankurtaran halatı sunmasıdır." kaynak:https://www.bbc.com/ Read the full article
0 notes