biriktirdiğim onca intiharlarım var benim. sustuklarım. doyasıya bağıramadığım acılarım. alamadığım nefesler. boğulduğum hüzünlerim. ne yapayım işte elimde bir silah şakağımı okşuyor. fısıldıyorum. beni anla. beni sev. haykırsam boğazımda kalır bu yumru. elim kan. yüzüm kan. temizleyecek gücüm yok. eskiden korktuğum acılar şimdi bana zevk veriyor. deliriyorum. okuma bu yazdıklarımı. mahvolmuş bir kadınla karşılaşmanı istemem.
ben bu acıyla nasıl yaşanır bilemedim ama kimseyi kırmamak adına bir duvar ördüm önüme. kimse anlamadı görmedi, bu sen değilsin demedi. şimdi o duvar üstüme yıkılıyor. herkes susmuş izliyor. mahvoluyorum. bağıramıyorum, çağıramıyorum sadece susuyorum. oysa bende isterdim bağıra bağıra anlatmayı. 'çok canım yandı lan' demeyi. kırıldıysam kırıldım demeyi. sırf sizden nefret etmeyeyim diye kendimden nefret ettim. siz beni tekmelerken bir tekme de ben attım kendime. kendi canıma kast ettim. kendi hayatımı katlettim. sustuklarım bir dağ oldu içimde yine tek kelime edemedim. yine bir yerlerden kırılıyorum, parçalanıyorum gidip de soramıyorum 'bana bunu neden yapıyorsun' diye. kendimi kendi evimden kovup, o evin kapılarını ben size açmıştım. ben kendime bile ait olamazken bu hayata ait olurum sandım. sadece sandım işte. ben bulunduğum evde bile yabancıyım. ben bu hayatın hep kör noktasındayım. bu hayat bu yüzden sevmedi. bende beni sevmedim. sen de sevmedin. o da sevmedi. kimse sevmedi işte. ben bu hayatın hassiktir çektiği o kişiyim. çıkmaz sokaklarda duvarları dövüp dövüp duruyorum. beni sevme. beni sevme. beni sevmeyin olur mu. bu dünyadan veda edebilmem daha kolay olur. şiirlerim bittiği yerde vedam başlar. kamburum çıktığında değil kendimden vazgeçtiğimde ben de bu hayata bir hassiktir çekeceğim, şimdilik borcum olsun. benim kamburum da var zaten. yüreğimde koskoca bir kamburla yaşıyorum. yüreğimin kamburu. inanın yaşatmıyor da öldürmüyor da. çökmüş üstüme karabasan gibi nefes dahi alamıyorum. ama siz yine de beni iyi bilin olur mu? gittiğim an silin beni hafızanızdan. bunu dememe bile gerek yoktu aslında. siz beni zaten unutmuştunuz. daha çok şey yazardım da benim cümlelerim de buraya kadar işte. anlatmaktan yoruldum diyeyim siz yine anlamayın.
Bazen konuşamıyorum. Bazen sustuklarım konuştuklarimı geçiyor. Sizce insan konuşmalı mi yoksa susmalı mı? Susmak karşı taraf haklı olduğu için değil karşı tarafa anlatsada onu anlamayacağını bildiği için susar.
bağırmadan söylenen sözler vardır. fısıltı gibi gelir kulağa ama acısı tüm şehre haykırır. kimse duymasa da içimde sustuklarım cam kırığından daha gürültülüdür. "iyiyim" dediğim günlerde çocukluğum doğru harfleri bulamamış, kağıdına çizdiği adam asılmıştır. ellerimin kalem tutmadığı zamanlarda, zaman çizimlerimi almıştır. en yakın arkadaşımın yerini şarkılar dolduruyordur, anlatamadığım hisleri cümleler..