Tumgik
#türkiye türkmenleri
Text
Tumblr media
"Bridal costume from Muğla. Urban, 1925-1950. With goldwork embroidered silk ‘üçetek’ (robe with three panels) and önlük/peşkir (apron; ‘two-sided’ silk embroidery on linen). The round mirror on the hat is an amulet against the ‘evil eye’. Except for that monumental hat, this costume was also worn as a general festive dress."
105 notes · View notes
drakifakca · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
IRAK TÜRKLERİ KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BASIN BİLDİRİSİ:
Geçtiğimiz günlerde, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın hem merkezi hükümetle hem Irak’ın kuzey yönetimiyle hem de Türkmen siyasilerle bir araya geldiği ziyaretinin hemen ardından, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es- Sudani’nin ani kararıyla Kerkük’te, 33 karakol karargâhının KDP peşmergelerine teslim edileceği duyuruldu.
Söz konusu bu karar, Bağdat parlamentosunda gündeme alınmadan önce, Sünni ve Şii Araplar ile Kürt partileri arasında, Kerkük’ün asıl sahibi Türkmenler saf dışı bırakılarak alınmıştır. Gizli kapılar ardına alınan bu karar, aniden mecliste oylamaya sunulmuş; meclisteki tek Türkmen milletvekili Erşat Salihi’nin itirazları ve Kerkük konusunda Türkmensiz herhangi bir kararın alınmasının kaosa yol açacağı uyarılarına rağmen onaylanmıştır.
Kerkük’ün kaderi ne KDP ve KYP gibi Kürt partilerine ne de Sünni ya da Şii Arapların keyfi kararlarına bırakılmamalıdır. Kerkük için, Türkmenler olmadan alınacak her karar, batıldır ve geçersizdir.
Barışın ve huzurun sağlanması için, tarihin de kendisine yüklemiş olduğu misyonla, Türkiye’den arabuluculuk çabalarını artırmasını ve kötü senaryoları da göz önünde bulundurarak, olası bir çatışmada, Türkmenlerin zarar görmemesi için, garantörlük görevini üstlenmesini talep ediyoruz.
Aksi takdirde, çok açıktır ki, bölgede eşi benzeri görülmemiş bir kargaşa hakim olacaktır. Bölgeyle alakası olmayan devletler, Türkmenlerin ve dolayısıyla Türklerin kaderiyle oynayacaklardır. Unutulmamalıdır ki Kerkük’ten vazgeçmek, yalnızca Türkmeneli’den değil Kıbrıs’tan da vazgeçmektir. Şuşa’dan, Karabağ’dan da vazgeçmektir!
Etnik yapısı tümüyle zedelenmiş ve son bir darbe vurulmaya çalışılan Kerkük meselesi, çoktan beridir bölgesel bir sorun olmaktan ziyadesiyle uzaktır.
Burada yaşayan halkın selameti ve açıkça Türkmenleri ortadan kaldırma politikasına dönüşen bu fiillerin son bulması için dünya kamuoyunu, Birleşmiş Milletleri, Avrupa Birliği’ni ve tüm insan hakları örgütlerini Kerkük meselesiyle ilgilenmeye davet ediyoruz.
Onlardan da önce soydaşlarımızın, Türk dünyasının, Türk Devletleri Teşkilatının üzerine düşen en büyük ve en önemli görevlerden biri, Kerkük meselesine ciddi bir şekilde eğilmeleridir. Bu sebeple çağrımız önce yüce Türk devletlerinedir. 1959’da, 1980’de, 1991’de, 1996’da, 2003’te aynı zihniyetin Türkmenlere yaşattığı gaspların yaşanmaması için çağrımıza kulak verilmesi en büyük önceliğimiz ve temennimizdir.
0 notes
havahaber · 2 years
Text
THY Kerkük uçuşlarına başladı: İlk uçak saat 13.00'da indi
Tumblr media
Türk Hava Yolları (THY) daha önce askeri üs olarak kullanılan Irak'ın Kerkük kentindeki Kerkük Havalimanı'na, İstanbul'dan ilk doğrudan uçuşunu düzenledi. İstanbul Havalimanı'ndan kalkan THY'ye ait TK6890 sefer sayılı uçak, saat 10.30'da hareket etti. Uçak, Kerkük Havalimanı'na 13.00'te indi. Uçuşta, THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, Kerkük Valisi Rakan Said, Türkiye'den Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Irak Türkmenleri yetkilileri, DEİK Türkiye-Irak İş Konseyi Başkanı Halit Acar ve Kerkük Türkmen iş insanları da hazır bulundu. Kerkük Havalimanı'na inen uçak, havalimanında su takıyla karşılandı. THY; Bağdat, Basra, Necef, Erbil ve Süleymaniye'den sonra Kerkük Havalimanı'yla Irak'ta doğrudan sefer düzenlediği şehir sayısını 6'ya çıkardı. Aynı uçak akşam saat 16.40'ta Kerkük'ten İstanbul Havalimanı'na ilk tarifeli seferini icra edecek. Askeri üs olarak kullanılan Kerkük Havalimanı sivil uçuşlara açıldı Irak'ın Kerkük kentinde bulunan ve askeri üs olarak kullanılan Kerkük Havalimanı, 16 Ekim'de düzenlenen törenle resmen hizmete açılmış, 20 Ekim'den itibaren iç ve dış hat uçuşları başlamıştı. Irak Sivil Havacılık Kurumu yaptığı yazılı açıklamada, Kerkük Havalimanı'nın tüm uluslararası standartlara uygun ve sivil uçuşlara hazır olduğunu belirtmiş, Kerkük Havalimanı'nın ülkedeki yolcu ve kargo taşımacılığına ciddi anlamda katkı sağlayacağını kaydetmişti. Read the full article
0 notes
tp-siyaset · 3 years
Link
Eğer Esad iktidarda kalmayı başarırsa en büyük fatura Turkmenlera kesilecek gibi görünüyor. Zira Suriye'de olaylar patlamak vermeden dahi Türkmenler Esad'ın gözünde "Türk ajanıydı." Devamlı baskı görüyorlardı. Suriye´de Toplam 523 Türkmen köyü vardır , Suriye hükümeti, son yıllarda Türkmençe köy ve yer adlarını Arapça´ya çevirdi. Suriye´de Türkmençe eğitim yapan okullar olmadığı gibi. Türkmenleri bir arada tutan her hangi bir teşkilat da yoktur. Köy ve kasabalarda yaşayan Türkmenler kendi aralarında Türkmençe konuşmayı sürdürürler. Suriye Türkmenleri, şiveleri ve edebiyatları bakımından Türkiye´nin bir uzantısı gibidirler. Suriye´de konuşulan ağız da, Hatay bölgesinde konuşulan Türkmen ağızlarının bir devamı niteliğindedir. Hama ve Humus Türkmenlerinin şivesi eski Osmanlı diline daha yakındır.
Dr. Muhtar F. Beydili ___ Makalenin tümünü okumak için lütfen bağlantıyı tıklayın.
1 note · View note
dersaadet · 4 years
Text
KİMLİĞİMİZİN MAYASI
Kadim uygarlıkların beşiği Anadolu’nun Türkleşip İslamlaşmasındaki en büyük pay, kuşkusuz Horasan Erenleri’nindir. Moğol zulmünden kaçıp Diyar-ı Rum’a gelen göçebe Türkmen aşiretlerinin, Rumlar ve diğer gayrimüslim halkların arasında erimeden yaşayabilmeleri ve fütuhat yapabilmeleri Horasan Erenleri’nin sayesindedir. Gaza vakti geldiğinde at binip kılıç kuşanan ve birer “Alp” olanlar sulh vakti geldiğinde el emeğiyle geçinen ve toplumu bir arada tutan “Eren” dediğimiz örnek İslami kişiliklerdir. 
Milli ve dini duyguları harekete geçiren, kimliğimizin mayasını çalan “Alperenler” silsilesinin baş tacı ise Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevî’dir. Kendisi, yetiştirdiği öğrencilerine Anadolu’yu adres göstermiş ve Anadolu’yu manen fethetmiştir. Nevşehir’in Zülfazıl(Solfasol) köyündeki Hünkâr Hacı Bektaş Velî ve Ankara’daki Hacı Bayram Velî, bu silsilenin altın halkalarıdır. Bu yüce gönüllü insanlar, göçebe “Türkmenleri Gelin canlar, bir olalım!” diyerek etraflarına toplamışlardır. Göçebeleri toprağa bağlı çiftçiler, tüccarlar ve zanaatkârlar olarak örgütlemişlerdir. Anavatandan kopan bu insanlarla saf tutup gazaya katılmışlar “Eline, beline, diline sahip ol!”, diyerek onları ahlaki meziyetlerle donatmışlardır. 
Yüzleri insanları yanıltmayacak kişiler vardır ve korunmuş oldukları hemen anlaşılır. Üstat Necip Fazıl’ın 
“O yüz her hattı tevhid kaleminden bir satır/
O yüz ki göz değince Allah’ı hatırlatır.”
beyiti tam anlamıyla Alperenleri tanımlar. Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki kimliğimizin mayasına Alperenlerin duaları ile şehitler kanı karışmıştır. “Diyar-ı Rum” denen bu toprakların “Türkiye” olmasının sebebi budur.
Kuru cihangirlik davası, geçici heyecanlar veya istila amacıyla bu topraklara ayak basılmadı. Hilâli götürdüğümüz her yer berbat değil âbat olmuştur. Hoşgörümüz, dini hayatımız, ahlakımız, kurumlarımız ve ticaret anlayışımız bizi diğer kavimlerin sığlığından ve sıradanlığından ayırmış; bize manevi bir derinlik ile engin bir medeni anlayış kazandırmıştır. Niyazımız odur ki ecdadımızın gönül verdiği hikmetlerden biz de nasiplenelim.
Mesut YILMAZ
Nilüfer, BURSA
2 notes · View notes
devrimcikadinlar · 4 years
Photo
Tumblr media
MUĞLA-ORTACA KATLİAMI (5-16 HAZİRAN 1966)
(Alevi Tahtacı Türkmen katliamı) “Cumhuriyet Döneminin karanlıkta bırakılmış Alevi katliamlarından birisidir Ortaca katliamı. Muğla'nın Ortaca ilçesinde 5-16 Haziran 1966 tarihleri arasında gerçekleşen Türkmen Alevilere yönelik 12 gün süren katliam/çatışmalarda ne kadar insan öldüğü tam olarak bilinmiyor. 7 Temmuz 1942 tarihinde Başbakan Refik Saydam’ın ani ölümü sonrası 9 Temmuz'da kurulan Şükrü Saraçoğlu hükümeti, bu kışkırtmalarla birlikte 11 Kasım 1942’de Mecliste oy çokluğu ile azınlıklar ve gayrı müslimler için Varlık Vergisi kanununu çıkarır. Gayrimüslimlere tahakkuk ettirilen vergiler ödenemeyecek kadar yüksektir ve birçoğu bu vergileri ödeyemezler. 27 Ocak 1943 tarihinde vergilerini ödeyemeyen gayrimüslimler için başta Eskişehir/Sivrihisar, Erzurum/Aşkale olmak üzere değişik yerlerde hazırlanan çalışma kamplarına gönderilirler. Aşkale’ye gönderilen 1229 mükelleften 21’i, Kötü hava koşulları ve yetersiz bakım (kayıtlara göre) yaşamını yitirir. O dönemdeki çalışma kamplarından birisi de Muğla/Dalaman'da kurulmuştu. Dalaman'da kurulan kamp yerinde Tahtacılar yaşamaktaydı. Kampın kurulması için bölgede yaşayan Tahtacılar önce yakında olan Fevziye köyüne gönderildi. Fevziye köyü de tahtacıların yerleşim bölgesiydi. Fevziye köyü küçüktü ve bu nüfusu kaldıramadı. Dalaman'dan Fevziye’ye gönderilen Tahtacılar buradan da şu anda “Ortaca” olarak bilinen eski adı “Oritenya” olan bölgeye gönderildiler/sürüldüler. Gönderildikleri bölge bataklıktı. Tahtacılar çalışarak bölgedeki bataklığı kurutup tarıma elverişli hale getirdi. Bölge zenginleşti, yerleşim/nüfus arttı. Bölge yeni bir yerleşim alanına dönüştü. Böylece bugünkü Ortaca ilçesinin temeli atılmış oldu. (Her ne kadar Fethiye ve Muğla’nın arasında ve tam ortada bulunduğu için “Ortaca” denildiği söylense de eski adı olan “Oritenya”nın dönüştürülmesiyle yeni adının oluşturulduğu söylenir.) 1943 tarihinde temeli atılan Ortaca’nın nüfus yoğunluğu Dalaman’dan sürgün gönderilen Alevi Türkmenlerden oluşmaktaydı. 1960 başlarında Fevziye köyünün çok yakınında bulunan ve o dönemdeki adı “Kızılyurt” olan Güzelyurt bölgesinde yaşayan Sunnilerin Ağasına Fevziye köyü ile Ortaca arasındaki büyük bir bölge/arazi devlet tarafından verilir. Karşılığında Fevziye köyünde bulunan bir bataklığın kurutulması gerekmektedir ve ağa bu işlemi yerine getirmez. Bataklığın kurutulma işlemi yapılmadığından Fevziye köyünde yaşayan Alevi Türkmenlerle ağanın aşireti Nurcu Sunniler arasında küçük çatışmalar başlar. Önceleri küçük kavgalar ve sataşmalarla başlayan bu çatışma gittikçe büyür. Ağa Nazmi Yavuz adamlarını toplayarak Fevziye köyünde yaşayan ve Dalaman çayı etrafında pamuk toplayan Alevi kadınlara ve çocuklara saldırır. Hasırlara sararak çaya atarlar. Sunnilerin ağası kendi çıkarları ve toprak için din kisvesi adı altında, “Aleviler camilerimizi yıkıyorlar” yalanıyla “Yeşil Bayrak” açarak 16 sunni köyü birleştirir. Amaç bölgede bulunan Alevi Türkmenleri kovmak ve bölgeye tamamen sahip olmaktır. “Bu topraklar bizimdir, tahtacılar dağlarınıza gidin” , “Bir tahtacı öldüren cennetliktir” , “Alevilerin namusu olmaz” sloganlarıyla 5 Haziran 1966 tarihinde Ortaca’ya doğru yola çıkan yaklaşık 1000 silahlı insan ilk önce bir sinemayı basar ve iki kadına tecavüz edilir. Sinema sahibi ve içerisinde bulunanlarla birlikte yakılır. Ortaca’nın ilk belediye başkanı Ziya Çavuş makamında grupça yakalanır, zorla saç ve sakalı kesilir, bir belge imzalattırılarak makamından alınır ve yerine saldırganlarca Sunni biri atanır. (Bugüne kadar Aleviler Belediye Başkanı olamamıştır) Hiçbir güvenlik görevlisi müdahalede bulunmaz. Alevi Türkmenler bu baskını beklemediği için şaşkındır ve kaçmaya çalışırlar. 12 Haziran’da odun toplamaya çıkan Alevi aileye dört kişi saldırır, erkeği ağaca bağlayıp eşine tecavüz ederler. Ertesi gün olayı öğrenen Aleviler Ağanın köyünü basarlar, çatışmada bir sunni ölür. Çatışmalar ve Alevilere karşı uygulanan baskı artarak devam etmektedir. Ne dönemin Muğla Valisi Hasan Basa, ne İçişleri Bakanı Mehmet Faruk Sükan ne de Başbakan Süleyman Demirel hiç bir müdahalede bulunmazlar. Aleviler elde silah nöbet tutmaktadır. 16 Haziran’a kadar devam eden çatışma ve baskılar sonucu birçok Alevi Tahtacı Türkmen bölgeyi terk etmek zorunda kalır. Kalanlar ise silahla nöbet tutarak her an korku içerisinde yaşamaya devam ederler. Günümüzde de bu sinmişlik ve korku kendisini belli etmektedir. 12 gün süren bu çatışmalarda ne kadar insan öldüğü tam olarak bilinmiyor. Dönemin karanlıkta kalmış/bırakılmış Alevi katliamlarından birisidir Ortaca katliamı. Bine yakın insanın bir günde nasıl silahlandığı, on kilometrelik yolda neden emniyet tedbirleri alınmadığı ve 12 gün süren olaylara neden müdahalede bulunulmadığı soru işaretleri olarak kalır! Ortaca olayları/katliamı için yetkililerin sözlerine bakınca asıl vahamet ortaya çıkmaktadır. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay; “Türkiye Laiktir. Sunnilik-Alevilik olmadığını, halkın itikatını kendisinin ayarlayabileceğini” söyler. Başbakan Süleyman Demirel; “Olaylar münferit vakalardır” diyerek bizi asla yanıltmaz! İçişleri Bakanı Mehmet Faruk Sükan; “Türkiyemizde sureti katiye de bir mezhep kavgası olamaz” diyerek bugünlerimize kadar yaşananların gelmekte olduğunu vurgular. Muğla Valisi Hasan Basa; “Mezhep çatışması yoktur. Irza geçme iddiasının da olayla ilgisi olmayan münferit bir hadisedir,” diyerek “olay nasıl kapatılır” konusunda gelecek nesil’e örnek teşkil eder... Bu olaylar sonras��nda ne kadar Tahtacı Türkmenin katledildiği, ne kadına tecavüz edildiği maalesef hiç bir kayıtta bulunamaz. Ortaca Katliamı hazırlanışı, uygulanması, neden sonuç ilişkileri bakımından diğer Alevi katliamlarının aynısı olarak gözükmektedir. Bu tarihten sonra gerçekleştirlen Malatya, Maraş, Çorum, Sivas katliam ve olaylarının da paralellik göstermesi tek bir merkezden plandığı duygusunu oluşturmaktadır. Bir daha bu gibi katliamların yaşanmaması dileklerimle. Bu katliam ile ilgili İnternet üzerinden bunları bulabildim. Eğer araştırma yapıp, değişik bilgiler elde eden arkadaşım olursa bilgileri paylaşmak isterim.” (İbrahim Kızıler’den..)
12 notes · View notes
cagdasyatirim · 4 years
Text
Balkanlara en kapsamlı ve en büyük Türk yerleşimi Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır. Karamanoğulları Beyliği ve Aydınoğulları Beyliği'nin Osmanlılar tarafından alınması sonrasında Karamanoğulları Türkmenleri ve Aydın Yörükleri Balkanlara iskan edildi.
Balkanlara yerleştirilen Türkmenler Osmanlı İlyazıcı Defterlerine obanın isimleri belirtilerek işlenmiş ve her obanın defteri ayrı ayrı tutulmuştur. Naldöken Yörükleri, Kocacık Yörükleri, Konyarlar gibi...
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'te Balkanlara yerleştirilen bu Türkmenlerdendir.
Atatürk'ün baba soyu Aydın'dan gelerek Manastır Vilayetine yerleştirilen Kocacık ya da Kocahamza Yörüklerindendir. Babası Ali Rıza Efendi, Manastır'ın Dabre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık Nahiyesinde doğmuştur. Aile sonradan Selanik'e göçmüştür. Ali Rıza Efendi'nin babası ilk okul öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi, amcası Kızıl Hafız Mehmet Efendi'dir. Kızıl lakabının konulması ve yerleştikleri yere Kocacık denmesi, Ali Rıza Efendi'nin soyunun Kızıloğuz Türkmenleri ya da Kıpçak Türklerinden olduğunu göstermektedir.
Anne tarafı Karaman'a bağlı Taşkale Kasabasından çıkıp Balkanlarda ki Sarıgöl'e yerleşen Türkmenlerdendir. Burası Osmanlı'nın Makedonya ve Teselya'yı almasından sonra kurulan Türkmen bölgeleriydi. Sarıgöl Nahiyesi tamamı Türkmen olan 16 köyden oluşuyordu. Zübeyde Hanımın ailesi 1800'lü yılların başında Sarıgöl'den Selanik yakınlarına göçmüştür. Zübeyde hanım burada doğdu. Zübeyde Hanım'ın ailesi Konya bölgesinden geldiği için Osmanlı İlyazıcı Defterlerine Konyarlar ismi ile geçmiş ve o yöreden gelenler bu isim ile anılmıştır.
Sonuç olarak Atatürk'ün baba tarafı Aydın Yörükleri, anne tarafı Konya Karaman Türkmenleridir.
1 note · View note
baybaykus · 5 years
Text
Servet Avcı'nın Yeniçağ Gazetesi’nde, kıvrak zeka ürünü yazısı, muhteşem...
"Lüksü şatafatı lânetleye lânetleye yola çıkanlara omuz verdin... Sonra lüksün ve israfın kitabını yazanlara sesini çıkarmadın, hatta onu 'büyüklük' zannettin... "Peygamber de devenin iyisine binerdi" diyerek, devletlûlerin ve kimi tarikat baronlarının saltanatlarına sözde İslâmî kılıf uyduran şaklabanlara itiraz etmedin... Şimdi kızmayacaksın!..
***
Senin nerene ne koyulacağını bilen büyük patronların vergi borçları sıfırlanırken görmezden geldin... Şimdi tuvalet kâğıdına, A4'e, elektriğe, doğal gaza, benzine, para eden ne varsa her şeye zam gelirken üzülmeyeceksin, keyif almaya bakacaksın!..
***
El alemin komünist belediye başkanı "Milleti ucuza taşıyayım, öğrenci okutayım" diye nohut yetiştirip satarken, sen Umre'ye gidenleri dolandıranlarla, 'metal yorgunları'yla, parayı ilâhlaştıranlarla yol yürüyordun!.. Şimdi ağlamayacaksın!..
***
Pek seversin 'İslâmî' görünümlü üç kâğıtçıları... Yollarını gözlersin siyasetçisini, finansçısını, müteahhidini, "Yeni bir projeyle gelseler de beni bir daha dolandırsalar" diye!.. Bu senin kaderin, yine imkân vereceksin, önlerini açacaksın!..
***
“Fındığım para etmiyor" diye az ağlamadın... Yolları bile kestin... Sonra her defasında yine yapacağını yaptın!.. İtalyan Ferrero senin bu saflığına kurban olsun!.. "Yine kazıklandım" diye üzülmeyeceksin, sebat edeceksin... Önümüzdeki yıl çok daha iyi kazıklanacağın için memnuniyet ve sabırsızlıkla bekleyeceksin!..
***
Vaktiyle 'tarımda kendi kendine yeten ülke' sıfatıyla az övünmedin... Ardından, buğdayı, pancarı, pirinci, tütünü ve diğerlerini kaybettin... Samanı bile ithal ediyorsun artık... İşe yaramayan büyük tarlaların hesabını sormak yerine, arkada bırakıp büyük şehire göçtün... Şimdi sen televizyonda Diriliş'i seyrederken, oğlun da bir şirkete temizlik elemanı olarak girdiği için çok mutlu... Kasmayacaksın kendini, daha çok gurur duyacaksın!..
İki yıl taahhütle aldığın telefonun taksitlerini ödeyebiliyorsan ve o telefondan sosyal medyaya girip nasıl da dünya lideri olduğumuzu hainlerin kafasına vurabiliyorsan senden iyisi yok!..
***
Paçaları sıvamıştın, abdest alıp Şam'da namaz kılacaktın... Suriye'ye girecektin, bir baktın ki 4 milyon Suriyeli bize girmiş... Olsun, ümidini hiç kesme... 'Büyük oyun'u gördün ya!.. Üç vakte kadar Osmanlı oluyoruz, sen sadece ellerini ovuşturup, bekleyeceksin!.. Arada bir İsrail'i kahret yeter!..
***
Bir ara Çanakkale'ye, Millî Mücadele'ye, Malazgirt'e ortak buluyordun... Elektriğimizi çaldırdığımız gibi zaferlerimizi de çaldırıyordun... Şehirlerden, dağlardan, taşlardan 'Türk' sökülürken hiç sesini çıkarmıyordun... Şimdi kimseye kızmayacaksın, darılmayacaksın!..
***
Son Cuma hutbesinde konu Hicret, ensar ve muhacir meselesiydi... Sana ensarlıktan söz edip, kendi evlerine bir tane bile muhacir almayanlara bunun sebebini hiç sormadın... Suriyeliler söz konusu olunca revaçta olan ensar edebiyatının Irak Türkmenleri için neden geçerli olmadığını hiç dert etmedin... Madem mesele ensarlık, Rusya'ya ve Çin'e iade edilmesi gündeme gelenlerle hiç ilgilenmedin... Son olarak da madem mesele ensarlık, Tebrizli Türk aydını Rahim Cavadbeyli'nin İran'a iadesi söz konusu olduğunda o ensarlık neden gündeme gelmedi? Onun için üfürmeyeceksin, çifte standardınla birlikte mutlu mesut yaşayacaksın!..
***
Eksen kaymaları canını sıkmasın... Senin işin ellerin çatlayıncaya kadar alkışlamaktı... "Gümrük Birliği'ne girdik" diye az alkışlamadın... Sonra AB'ye girerken!.. Sonra AB'ye girmediğimiz anlaşıldığında!.. Sonra Avrasya'ya kayarken!.. Sonra Şanghay Beşlisi'nden teğet geçerken!..
Habur'u alkışlayan da sendin, çözüm sürecini destekleyen de... Süleyman Şah'ın türbesi bir gecede apar topar kaçırılırken gurur duyan da, Diyarbakır'daki o meydandan Apo'nun mektubu okunurken gözleri dolan da... O yüzden ne olursa olsun öfkelenmeyeceksin, hatta mümkünse alkışlamaya devam edeceksin!..
***
Nasıl da ödemiştin, Irak'ın kuzeyinden Suriye'nin kuzeyine Türkiye sınırları içinden geçerek silah taşıyan teröristlerin yedikleri kebapların, lahmacunların, fasulyelerin, kadayıfların parasını... Alışıksın sen... Tıpkı 20 yıldan fazla ödeyeceğin, hazine garantili hastanelerin, köprülerin, havaalanlarının parasını öder gibi...
Kesinlikle kızmayacaksın, ağlamayacaksın, mümkünse o köprülerin bacakları görünür şeklide gurur pozu verecek, aileyle birlikte öz çekim yapacaksın!..
***
Sıradaki parça 'büyük oyun'u gerçekten görenlere gelsin: "Sen ağlama, dayanamam..."
Kaynak Yeniçağ: Sen ağlama, dayanamam! - Servet AVCI
4 notes · View notes
btloztrk14 · 6 years
Photo
Tumblr media
Her ne kadar benim düğünümmüs gibi giyinip poz versem de bi arkadaşımın daha başını yaktım pozuydu o. Üzgünüm kızlar hala özgürüm diyip devam ediyorum 😁 (bu paylaşımım 2 hafta boyunca bu elbiseyi giymem için başımın etini yiyen canım anama gelsin.) Bknz: Üç etek, Anadolu'ya özgü olup Türkiye Türkmenleri tarafından kullanılan bir kadın giysisi🤗 https://www.instagram.com/p/Bp0CJSUHcJi0SArjLfqNyCeV89hqi3wPlNlX-I0/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1aei4rm6ueae1
5 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Turkey Turcoman girls in traditional clothes
Geleneksel kıyafetleri içinde Türkiye Türkmen'i kızları
33 notes · View notes
malummedya · 3 years
Text
Gazeteci Salaz: Türkmenleri operasyonlarda görürsek şaşmayız
Gazeteci Salaz: Türkmenleri operasyonlarda görürsek şaşmayız
HABER MERKEZİ – Irak genel seçimlerinde Türkmen Cephesi’nin KDP’yi destekleyeceğini açıklamasını değerlendiren gazeteci Necmettin Salaz, “Türkiye, daha önce Türkmenler ve KDP ile ayrı ayrı çalışıyordu şimdi ise ikisini bir araya getirdi. Türkmenleri operasyonlarda görürsek şaşırmayız” dedi. Irak, yolsuzluk, işsizlik, ekonomik kriz ve iç karışıklıkların gölgesinde parlamentonun 329 üyesini…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
16 OCAK TÜRKMEN ŞEHİTLER GÜNÜ
16 OCAK TÜRKMEN ŞEHİTLER GÜNÜ
Şimdiye kadar Irak Türkmenleri üzerine elde ettiğim sayısız başlığı köşeme taşıdım… 19 Ekim 2020 tarihli “Türkiye Irak Türkmenlerine Önemli Bir Başlık Açmalı” başlıklı köşe yazımda şunları söylemiştim; “Konunun tam uzmanı olmamakla birlikte şunu söylemem gerekiyor; Türkiye, bu saatten sonra Irak’a, Irak Türkmenlerine, Irak politikalarına ayrı ve önemli bir başlık açmalı! Çünkü ne Suriye ne de…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
semdjonson · 4 years
Photo
Tumblr media
Türkiye, Suriye'nin kuzeyindeki yasadışı varlığını güçlendirmek için faaliyetlerine devam ediyor. Yerel sakinler, haseke'deki yetkililerin, Ankara'nın Kuzey SAR bölgelerini yabancılaştırmak için bir sonraki aşaması olan para birimlerinden biri olarak Türk lirasını girme girişimlerini kutluyorlar.
Erdoğan, yarattığı «barış kaynağı» güvenlik bölgesi topraklarına, Türkiye'nin topraklarında bulunan Suriyeli mültecilerin de taşınacağını söyledi. Ve bunlar Suriye hükümet ordusundan kaçanlar, muhalif silahlı grupları, Türkmenleri (Türkçe konuşan Suriyeliler) destekleyenler-yani, çoğunlukla Ankara'ya sadık insanlar. Ve Türk Cumhurbaşkanının planına göre, hepsi bu güvenlik bölgesinde yer almalıdır.
Bir yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçekten güneyden «terörist unsurların» penetrasyon ülkenin topraklarını koruyacak bir güvenlik bölgesi oluşturmak istiyor. Bununla birlikte, burada çoğu üçüncü taraf gözünden gizlenmiş daha büyük hedefler hakkında konuşmalıyız. Yani Ankara vergi mevzuatının yasallaştırılması ve Suriye'nin kuzeyindeki bireysel girişimcilere ve işçi mesleklerinin temsilcilerine Türk lisans verilmesi tanıtır.
0 notes
baknedio · 4 years
Text
“Ovaköy sınır kapısı açılsın”
18 Haziran 2020, Perşembe 11:17
İstanbul
Tumblr media
Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK’ya yönelik başlatılan Pençe-Kaplan Operasyonuna ilişkin konuşan Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz, bölgedeki terör bataklığını tamamen kurutmak gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Yılmaz, “Irak’ın kuzeyiyle Suriye arasındaki terör bağını koparmak ve Irak yönetimiyle ticari ilişkileri geliştirmek ve Ovaköy sınır kapısını açıp, Türkmenleri o bölgeye tekrar yerleştirmeliyiz” dedi.
Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) terör örgütü PKK’ya yönelik Irak’ın kuzeyinde başlattığı ‘Pençe-Kaplan Operasyonu’nu değerlendiren İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Sait Yılmaz, harekatın çok önemli olduğunu vurgulayarak, TSK’ya güvenin tam olduğunu ve harekatın başarıyla tamamlanacağından şüphe duyulmadığını söyledi.
“PKK BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU İLE SURİYE’DE”
Terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki varlığının zayıfladığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, “PKK büyük çoğunluğu ile Suriye’de ve ABD’nin desteği ile orada devlet kurmaya çalışıyordu. Irak’taki en kritik bölge Sincar’dır. Terör örgütü PKK, Irak ile Suriye arasındaki trafiğe hakim olmak için Sincar’ı kontrol ediyor ve değişik isimler altında faaliyet gösteriyor. Sincar’ı da kontrol altına almamız lazım ama öncelikli hedefimiz Suriye’dir. Çünkü PKK Suriye’deki niyetlerinden vazgeçmiş değildir” diye konuştu.
“IRAK’TAKİ BATAKLIĞI KURUTUN”
Terörist, terör örgütü ve terörizmle mücadelenin farklı şeyler olduğunu söyleyen Prof.Dr.Yılmaz, “terör örgütü PKK’nın eleman kazanmasının önlenmesi yanında teröre imkan sağlayan ortamın da yok edilmesi gerekir” dedi. Prof. Dr. Yılmaz, “Irak’ın kuzeyinde bir bataklık var terörü bitirmek için bizim o bataklığı kurutmamız gerekiyor. Terör örgütü PKK tamamen yok olana kadar TSK’nın bölgeden çıkmaması gerekiyor” diye konuştu. Prof.Yılmaz, “Terörle mücadelede etkili olmak için tüm teröristleri hedef almak yerine öncelikle terör örgütünün lider kadrosunu hedef almak gerekir” dedi.
“TÜRKMENLERİ BÖLGEYE TEKRAR YERLEŞTİRİN”
Suriye ile Irak arasında kalan bölgede 2003 yılına kadar çok güçlü bir Türkmen varlığı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yılmaz, “Terör örgütü PKK ve Amerikalılar Türkmenleri göç ettirdi. Irak’ın kuzeyindeki dengelerin değişmesi ve PKK’nın rahat hareket etmesi için bu bölgeyi boşalttılar. Türkiye, Irak’ın kuzeybatısında bulunan Telafer, Musul, Kerkük gibi şehirlerin bulunduğu bölgeye yerleşip hem Irak ve Suriye arasındaki terör örgütlerinin bağlantılarını kesmeli hem de  Türkmenleri bu bölgelere yerleştirerek demografiyi eski haline getirmelidir. Musul, Kerkük, Erbil gibi şehirler tarihi Osmanlı kentleridir. Türkmenlerin zorla gönderilmesi ile buralar terör örgütlerinin eline geçti” ifadelerini kullandı.
“OVAKÖY SINIR KAPISI IRAK İLE TİCARETİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Ovaköy sınır kapısının açılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sait Yılmaz, “Ovaköy sınır kapısı Suriye, Irak ve Türkiye’nin birleştiği yerdedir. Türkiye, sınır kapısını on yıllardır açmak için uğraşıyor fakat ABD açılmasını istemiyor. Çünkü Ovaköy sınır kapısı açılırsa Türkiye doğrudan Irak’taki Bağdat yönetimiyle ticaret yolunu açmış olur. Ticaret yolu açılırsa Irak’taki Kürt Yönetimi ve terör örgütleri aç kalır. ABD bu nedenle 30 yıldır Ovaköy sınır kapısının açılmasına engel oluyor. Türkiye bir an önce sınır kapısını açıp, Irak ile doğrudan ticaret yapmalıdır. Ovaköy’den Kerkük’e kadar olan bölgede Türkmen demografisini yeniden kurmalıdır. Terör ağının bu şekilde irtibatları kesilecektir. Ovaköy sınır kapısının açılması Türkiye, Irak ilişkilerini de olumlu etkileyecektir” dedi.
Kaynak: DHA
Bu Yazı “Ovaköy sınır kapısı açılsın” adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/ovakoy-sinir-kapisi-acilsin/
0 notes
Video
youtube
Irak Türkmen Federasyonları Başkanı Sn. Mehmet Tütüncü’nün Adnan Oktar ve A9 TV hakkında görüşleri: Sayın Hocamız ve A9 kanalıyla uzun zamandan beri biz Irak Türkmenleri ile ilgili, Türkmeneli bölgesi ile ilgili, Irak’ın geneliyle ilgili ve bütün bölgeyle ilgili çok ciddi, güzel çalışmaları olduğunu takip ediyoruz. Bizimle de ilgili daha önce belgesel ve CD’ler, toplantılar yapıldı. Bu anlamda da çok müteşekkiriz. Türkmenlerin içinde hem Şiiler var hem Sünniler var. Dolayısı ile Türkmenler hem Türkiye ile Irak arasında hem Irak ile İran arasında bir dostluk köprüsü olma görevini sürdürebilirler. Dolayısıyla bu yöndeki bütün bu politikaları destekleme mahiyetinde sürdürdükleri siyaseti destekliyoruz ve onların başarılı olmasını diliyoruz. Daha fazlası için www.a9.com.tr adresini ziyaret edebilir veya bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz. 💎 Facebook: http://ift.tt/2nob3qS 📸 Instagram: http://ift.tt/2mtlPr7 🌎 Twitter: https://twitter.com/a9televizyonu 📢 Tumblr: http://ift.tt/2nohKta by A9 TV
1 note · View note
yavuzbay-fan · 5 years
Text
Tumblr media
ANLAYANA​ (1/1)
LANET ÇUVAL!
HAİN, KALLEŞ OYUN !...
4. Temmuz. 2003… (LANET ÇUVAL ..! )
ESASI-ÖZÜ;
'1 MART 2003 TEZKERESİ'
BASKI VE GİRDABIYLA BAŞLAMIŞTIR...
Şanlı Ordumuzun..
"Üçü subay, sekiz astsubay ve
Onbir Güvenlik görevlimiz “
Büyük Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimize değin, bu kadar alçakça hatta haince cesareti dahi düşünülmemiş bir..
Haçlı, Ahtapot, Hain ve terörist saldırısıdır.
(CIA ajanı) HenriBarkey'in;
‘Biz AKP ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kafesledik’
Cüreti ve Gafilliğidir.
Şunu net bir şekilde bilmemiz lazımdır.
Ahtapot-Sopa-Mahlukatın Başı;
ABD'den Türkiye'ye dost olmaz.
ÜST AKIL+ PLAN
UYGULAMA PROJELERİNİN DİZAYNINDA
▪Irak Harekatı öncesinde yapılan,
Türk-Amerikan pazarlık (Mutabakat)
Görüşmelerinden sonuç çıkmayınca, sinsice düğmeye basılmıştır.
▪Bu görüşmelerden sonunda sonrasında; “Bay Barzani ..! Bay Talabani ..! “
Diye hitap edilmeye başlanmıştır.
▪Bu kalleş! Baskının tek amacı;
Türk Ordusunu resmen rencide etmek için
yapılmıştır.
▪Gizli ve sinsi amaç olarak da;
KDP-KYP oluşumlarına destek mesajı olarak verilmiştir.
▪Esası Açık amaç ta;
Haklı olan Türkmenlere, gözdağı mesajı verilmiştir.
▪Kerkük, Musul Türkmenlerine;
"Bakın sizin Türk Devletinizin ve ordunuzun gücü bu kadar.!" Denilmek istenmiştir.
▪PKK’ya da Şu Mesaj Verilmiştir;
“- Size hükmedecek olan Türk Devleti değil, ben ABD Devletiyim ...
Ben istemeden Türkler size bir şey yapamaz ...” Denilmiştir.
Böylece de;
▪Yarın Irak’ta sözde bir devlet teşekkülü olursa, Türkmenleri asimile etmek hakkını
savunacaklardır.
En Önemlisi de;
▪Türklere..
"Bundan sonra, Kürdistan, Kıbrıs, Ege’de
diğer bölgelerde oluşacak gelişmelerden tek söz sahibi.. - Ben ABD- Olacağım"
Demiştir.
▪Yine en önemli fark edilmeyen bir gerçeği ortaya koyacaktır.
Oda;
“Bundan böyle ülkenizde yaşayan ünlü sanatçı, işadamlarının ve cemaatlerin hamiliğini bizler yapacağız..“ Denilmiştir.
▪Esas ve Derin bir gerçek yaptırımlar daha içindir.
Oda;
Önümüzdeki zamanın siyasi, kurumların
denklemlerini tek taraflı..
- iktidara- yol açmak için,
Milli Kurum ve Milli Şuur özündeki
hareketlerin sindirme unsurlarının önünü açmaktır.
➔BU, KUDREDLİ TÜRK MİLLLETİNİN BAĞRINA BİR HANÇER GİBİ
BASTIRIP, GAFLETİN ACISINI UNUTAMADIĞI ÇOK ŞEYLER VARDIR.
➔GEÇMİŞTE DE OLDU ..
DÜN DE OLMUŞTU ..
BUGÜNLERDE DE OLUYOR ..
FAKAT GEÇMİŞTE HER YAPANIN YANINA KALMAMIŞTIR.
➔YOĞUN VE HAİNCE!
T.C. DEVLETİNİN YÜCE, ULU BEKAASINI ALT ETMEK İSTEYENLERE GEREKEN KARŞILIKLAR ZAMANINDA..!
YİNE​ VERİLECEKTİR.
Söz Konusu Olayla;
Türkiye’nin sınanmak istendiğidir.
“Ben böyle yaparsam.!
Türk toplumu ne yapacak, bunu görmek istemiştir.
Ne Yazıktır ki;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin
Siyasi evlatlarının duyarsızlığı olmuştur!
Biz Anadolu’ya geldiğimizden beridir..
Millî gücümüz hep sınanmış zaten.
ABD böyle bir hareketle..
Türk toplumu, aydınları, gazeteleri, kamuoyu ölçmek istemiştir.
Yarınlarda da..
Irak’ta Sözde demokrasi kurulursa Türkmen nüfusunu mümkün olduğu
kadar eliminize etmektir.
➔BU KALLEŞ OYUNU BİR YERLERE NOT.! EĞER ÇOK GEÇ KALINIRSA ..?
➔ BU (4 Temmuz 2003)
Tarih Kayıtları..
Bugün (10 Temmuz 2003)
Tarihi İtbabari İle Unutulmamalıdır.!!?.
ÇÜNKÜ,
BUNUN FATURASI;
K. IRAK- KERKÜK VE EN ÖNEMLİSİ;
KUZEY- GÜNEY DOĞU ANADOLU’NUN
'SÖZDE AYRIŞTIRMA VE BÖLEBİLME'
PLAN-PROJELERİNDE ÇIKACAKTIR. 1/2..
0 notes