Tumgik
#taşınıyoruz
dilolou · 3 months
Text
Bugün taşınmaya gerçekten başladık kışlık kıyafetlerimi topladım götürmeye hazırlar öyle bir psikolojik boşluktayım ki noluyor bilmiyorum insanlar çok iki yüzlü tanıdığım beş insandan birinin tek yüzü var
Taşınma
0 notes
billkill · 1 year
Text
Evet, tezimiz basit. Türkiye'de idol olabilecek kadın popçulardan benim adayım Atiye...
Atiye, sadece ismiyle var olabilen bir popçu. Gurbetçi, sesi güzel sayılabilir. Collab'lere açık birisi (en bilinen collab'i Teoman ileydi) ki bi' popçu olarak, rock'çı ile düet yapabilmek, güzel bi' fikir.
Tip olarak da skandallara imza atan bi' imaj çizmiyor, saçma sapan giyinmiyor. Saçma sapan hareketleri de yok. Tam tersi, renkli, cıvıl cıvıl bi' görüntü çiziyor. Çocuğum olsa seve seve Atiye'yi idol aldırtırdım.
Müzikal anlamda iddialı, müzik yarışmalarına jüri olmayı tercih ediyor, neredeyse çırılçıplak soyunarak kendini seksi göstermeye kasmaya. Ki bu kombo artı puan olarak düşülüyor hanesine.
Tarzına baktığımızda, kimseden alıntı çalıntı peşinde değil..... Özgün. Beyoncé, Jennifer Lopez, Britney Spears, Şakire gibi dünya "star"larının tarzlarını taklit etmiyor. Orijinal.
Yabancı şarkıları var. Bu tabi, gurbetçi olmasından kaynaklı. EuroVision'a yarın göndersek yarına şarkı hazır edebilir, öyle "worldwide" bir görüntüsü var ama çok seçici bir kişilik olduğunu tahmin ediyorum ki, bugüne kadar EuroVision'a katılmadı, zaten ülkemiz de bu maceradan vazgeçti. (Bu ayrı bir makalenin konusu. :D)
Kimseyle polemiğe girmiyor. Kimseyle bir kavgasına şahit olmadım. Kendi yağında kavruluyor . Bu zamanda böylesini bulmak zor. Çoğu Türk kadın popçu, kendisini rezil ettiği tartışmalara giriyor ancak Atiye bunlardan kaçınıyor. Burnu havada değil, kendisini Kaf dağında görmüyor.
Sahnesi iyi, sahnede hem dans ediyor, hem de üretken. Sıkça albüm çıkartıyor, tembel biri değil.
Yüzü, tespit edebildiğim kadarıyla estetiksiz. Yani kendiyle barışık, örnek olduğu kitleye kötü bir etkide bulunmuyor.
Bu kadar övgüme mazhar olan kadını, bir tek noktada eleştireceğim. Oyunculuk yapmasın. Biliyorum, onun jenerasyonu, her işi yapabileceğine dair bir özgüven geliştirmiş. Ancak şarkıcıdan oyuncu olmaz, bu kanaatteyim. Bence oyuncu insan, zaten konservatuvarlı olmalıdır - Aras Bulut İynemli gibi ekstrem bir yeteneğiniz yoksa. Oyunculuğu illa deneyeceğim, diyorsa aman, yan roller filan. BaşRole hacet yok. Gurbetçilik iyidir, yukar'da da belirttiğim gibi, pop dünyasına olumlu etkileri vardır ancak oyunculukta çok eğreti durur. Çünkü oyuncuların sahip olması gereken güzel bir diksiyon ve İstanbul Türkçesidir. Maalesef oyunun kuralı bu.
Atiye, sadece bilgisayar efektlerine güvenen bir popçu da değil. Piyano çalabildiğini biliyorum. Usta olmasına gerek yok, ama bir şarkıcı, kendisine "şarkıcı" diyebilmek için bir-iki enstrümana el atmalı, "iyi" değilse bile "orta" düzeyde öğrenmeli onları...
Kısacası Atiye, insanda düzgün bir "popçu kadın" izlenimi bırakıyor. Gönül rahatlığıyla idol edinebilirsiniz. Amelie'nin yerli şubesi gibi zaten, bir bakanın içi pozitiflikle doluyor. Aman bu çizgini bozma Atiye. Biz çok kişiye nazar değdirdik, zıvanadan çıktılar... :( (Adı lazım değil başharfi Melisa Dön--)
Umarım, yıllar sonra dönüp bu yazıya baktığımda halen aynı elitlikte ve kalitede kalmış olacaksın... 8)
Not: Bu yazıyı kaleme aldırtan, Atiye'nin evine baykuş girmesi oldu. XD
0 notes
nedemeliyim · 9 months
Text
Tumblr media
Mahallemin eski,rutubetli ve temennili apartmanları.. Sahiden oturmayı ister miydik mutlu olacağımız garanti böyle bir meskende. Çok düşünmeyin, toplanın taşınıyoruz.
136 notes · View notes
loudsoulsuit · 3 months
Text
l hisse
Yeni adımlar
Odamda oturmuş,film izliyordum. Acıktığımı hiss ettim. Kalktım,odandan çıktım ve mutfağa girip atıştırmalık birşeyler aldım. Tam mutfaktan çıkıyordum ki,Babamın sesini duydum:"Biz çocuklara bunu nasıl söyleriz" diyodu. Neyi bize söyleyeceği için bu kadar tedirgindi açana?
Yeniden Babamın sesini duydum. "Azerbaycana taşınacağamızı onlara nasıl söylerdim?
Ne? Biz taşınıyor muyuz? Hemde Azerbaycan'a. Bunu duyduktan sonra elimdekiler yere düştü. Babam sesini duymuş olucak ki,hemen mutfağa geldi. Gene onun sesini duydum. "Gece nolub sana?" Birde soruyor muydu?
Kavga etmek istemediğim için oradan uzaklaşarak odama gittim.
"Baba biz Azerbaycan'a mı taşınıyoruz gerçekten?"
Baba'm sıkıntıyla karışık bir nefes verdi.
"Evet kızım,taşınıyoruz" dedi.
Nasıl yaparlardı,bana bize sormadan.
"Ya neden,baba benim tüm hayatım tüm düzenim burda,ben asla gelemem"
Baba'm bana:"İş teklifi aldım ve kabul ettim yarın yola çıkacağız" dedi sadece.
33 notes · View notes
moontos · 11 months
Text
Tumblr media
In this painting, we're transported to the wedding supper that celebrated the marriage of the heir to the Austrian throne, Joseph, to Isabella of Parma on 5 October 1760. Set in the Redoute Hall of the Vienna Hofburg, the table is elegantly prepared for dessert, adorned with fine porcelain. Martin van Meytens was a Swedish-Austrian portrait and miniature painter who was famous for his level of detail. In this large painting (300 x 400 cm), there must be at least 100 people and, I guess from looking at the second picture, he seems to have grown tired of painting faces as many of the wedding guests have disproportionate features. This lovely painting hangs in Schönbrunn Palace in Vienna. Martin van Meytens, Sweden/Austria (1695-1770)
Wedding Supper (1763)
———————————————————————————————
Bu tabloda, Avusturya tahtının varislerinden Joseph'in 5 Ekim 1760 tarihinde Isabella of Parma ile yaptığı evliliği kutlayan düğün ziyafetine taşınıyoruz. Viyana Hofburg'un Redoute Salonu'nda geçen bu sahnede, masanın üzerinde ince porselenlerle süslenmiş bir tatlı hazırlanmış şekilde görülüyor. Martin van Meytens, detay seviyesiyle ünlü olan İsveç-Avusturya portre ve minyatür ressamıdır. Bu büyük tabloda (300 x 400 cm), en az 100 kişi olmalı ve ikinci resme bakarak tahminimce yüzleri boyamaktan sıkılmış gibi görünüyor, çünkü düğün konuklarının birçoğunun orantısız özellikleri var. Bu güzel tablo, Viyana'daki Schönbrunn Sarayı'nda asılı duruyor.
Martin van Meytens, İsveç/Avusturya (1695-1770)
Düğün Ziyafeti (1763)
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
27 notes · View notes
yaralanma · 3 months
Text
size bir insana duyabileceğim en saf en masum sevgiden bahsetmek istiyorum yine yıl ikibinonüç hatta daha öncesinden başlayayım ikibinaltı yılındayız anasınıfına gidiyorum o zamanlar yeni bir siteye taşınmışız babam işe gidecek yolda askerdeyken uzman çavuşuyla karşılaşıyor yıllar sonra daha sonra ailelerini tanıştırıyorlar iki oğlu bir kızı var küçük oğlu kardeşimle yaşıt kızı da benden beş yaş büyük annelerimiz yakın arkadaş oluyor baya aile dostu oluyoruz hayatım boyunca en sevdiğim arkadaşım en sevdiğim ablam da onun kızı oluyor sürekli birbirimize gidip geliyoruz
ben dördüncü sınıftayım ablam sekizinci sınıftı o zamanlar çok net hatırlıyorum normalde tesettürlüydü ama o zamanlar okulda yasaktı girerken mecbur açıyor çıktığı gibi kapatıyordu başını o zamanlar her ay ayın öğrencisi seçiliyordu istiklal marşı okumadan önce isimleri okunuyor çağırılıyor belge veriyorlardı hep ablam da çıkıyordu hatırlıyorum böyle benim önümdeki en güzel örnek en tatlı insandı ailecek birbirimizin her sıkıntısında her sevincinde hep yanımızda olduk
ablam liseyi beypazarında kazanmıştı ilk zamanlar çok zorluk yaşıyordu ilk defa ailesinden uzaktaydı biz o zamanlar sincanda yaşıyorduk çok net hatırlıyorum hep annesiyle telefonda ağlaşıyorlardı sonra zamanla alışmıştı tabii haftasonları eve geldiğinde dünyalar benim oluyordu hemen birlikte dışarı çıkıyorduk pikniğe gidiyorduk
her şeyimi en rahatça paylaşabildiğim yanında en rahat ve en huzurlu olduğum kişiydi böyle küçükken resmen aşıktım hayranıydım her haline dışarıda tesettürlü görüyorum evde açık halini görüyorum diyorum allahım ne güzel yaratmışsın tam net hatırlamıyorum mezun olduğu yıldı galiba hep birlikte onun yurttan eşyalarını toplayalım hem de orada piknik yapalım dedik hep birlikte beypazarına gittik aslında küçük ve ankaranın belki de gelişmemiş semtlerinden ama benim oraya yüklediğim anlamdan dolayı bir kere gitmiş olmama rağmen bende yeri çok farklıydı yurdunu gezmiştik ilk defa yurt ortamı görmüştüm çok garip gelmişti daha sonra gezmiştik oraları bir yer vardı adını hatırlamıyorum ama nerede görsem burası orası derim yemmyeşil bir yer dere akıyor hamak kurmuşuz deli gibi sallanıyorum sonra çat diye kopmuştu gtümün üstüne düşmüştüm hdsbfbwnd o anı çok net hatırlıyorum kardeşi arkadaşı hep birlikte doğaya keşfe çıkıyoruz ilk defa orada kurbağa yumurtası görmüştüm kırmıştık hatta kxjwnfenf ilk defa kartal ilk defa sincabı orada görmüştüm sonra bir yere çıkmıştık oradan Beypazarı evleri gözüküyordu hatta iki tane dinozor sırtına benzeyen dağ vardı biri büyük biri küçük hikayesini şey diye anlatmışlardı annesine küsmüş taş olmuş diye jdsjfke bu kadar hatırlıyorum evdeki pc olsa o zamanlardan fotoğraf da eklemek isterdim çok tatlı anı olurdu
böyle işte kısaca çok tatlı zamanlardı daha sonrasın gelelim ikibinonüç yılınaaa babamın işi yüzünden ankaradan taşınıyoruz maalesef ki Kütahyaya annemler evde eşyaları topluyor komşularla birlikte beni de ablamlara bırakıyorlar o zamanlar akıllı telefon yoktu galiba tabletimiz vardı ablamla birlikte böyle değişik değişik şeyler giyiyoruz komik videolar çekiyoruz mesela biri modelin bir şarkısıydı net hatırlamıyorum içinde kek geçen bir şarkıydı diğeri murat dalkılıçın bir hayli şarkısının klibiydi diğeri de şeydi hani iki kız video çekiyor hemen linkliyim https://youtu.be/1SjfTWFfH0w?feature=shared mis gibi mis kızartma kokuyor jfnsfndn videolardan biri için saçımı iki tanesi yandan bağlamıştı daha sonrasında öğrendik ki annemler eşyaları toplamış artık taşınıyoruz herkesle vedalaşıyoruz herkes çok ağlıyor orada kurduğumuz samimiyet o kadar farklıydı ki kendi memleketimizde kendi akrabalarımızla o kadar yakın hissedemiyoruz şu an o zamanlar çok tatlı aile ortamı vardı
neeyse geldik Kütahyaya ben naptım biliyor musun sırf ablam saçımı öyle yandan iki tane bağladı diye 1 hafta boyunca asla duş almadım ve saçımı bozmadım djsnfmsfn kimseye de dokundurtmadım benim ablam saçımı yaptı diye o kadar seviyordum ki onu hâlâ da o kadar çok seviyorum ki o evde 3 ay kaldık ama o kadar yalnız hissettik ki bir kişi bile kapımızı çalmadı eski şehrimizde o samimiyete aile ortamına o kadar alışmıştım ki kendi memleketimizde yabancılık çektik
şimdiii o ablam birkaç yıl önce sınıf öğretmeni olarak atandı iki yıl önce de okulundan beden eğitimi öğretmeniyle evlendi ve o kadar yakışıyorlar ki anlatamam maşallah maşallah maşallah veee en güzeli de şu an bir bebekleri oldu o kadar duygusalım ki onun düğününe gidememiştik çok üzülmüştüm kardeşinin düğününde görüştük benimle bak kocam diye bizi tanıştırdı böyle şaka gibi geldi çocukluğumds herr şeyim olan en sevdiğim insan olan ablamın evlenmesi ve beni kocasıyla tanıştırması hissi.. ben de şimdi öğretmen olacağım önümdeki en güzel en tatlı örnek insan o gerçekten çok seviyorum onu
11 notes · View notes
Text
السلام عليكم
Gençler ne olacak halimizzz,,
İşittik itaat ettik diyen bir sahabe efendimiz varken bize ne oluyorrr.. işitiyoruz düşünüyoruz taşınıyoruz ama diyoruz sonra diyoruz, nefsimize ağır geliyor yapmayı veriyoruz.
Sünneti ihya edebiliyormuyuzz?? Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirmek.. en basit sünneti bile yapabiliyormuyuzzz?..
İstemezmiyizzz peygamber efendimiz ayağını kaldırmış bizde basmış gibi benzesemek Rabbimizin demesinii istemezmiyiz resuluume ne kadar çok benziyor 😭
Düşünüyorum daa o dönemde olsakk kıbleye tüküren adamdan hadis almayan İmam buhari bizden hadis rivayet ederrmiydii?
Öyle güzel ahlakımız varmı..? Haramlardan ne kadar sakınıyoruzz? Her anımızz müslümancamı?
Ebud derdaya neyden şikayetçisinn diye sorulunca günahlarım diyorr Bize aynı soru sorulsa bir sürü dünyalık sıralarız da bi günahlarımızz aklımıza gelmeyiverir...
Aff afff Gençler
Müslüman olduğumuz için müslüman olalımm Orada şurada sosyal medyada olduğumuz için müslüman olmayalım.. Değiştirelim şu dünyayı..
Esma deyince Ebubekirin kızı gelmesin aklımızaa Musablar 6. Asırda kalmasın🥺🥺
Ölüm yakın.. Rabbim samimiyetimizi ihlasımızı artırsın. Kinden kibirden riyadan muhafaza eylesin. Nefsimizle baş başa bırakmasın. Haramlardan beri eylesin🤲🏻🤲🏻
السلام عليكم
175 notes · View notes
pepetheking · 6 months
Video
youtube
Yeni Eve Taşınıyoruz- Her Yer Inşaat- Toca Life Türkçe-Tini Mini Mina
BEĞENİ VE YORUMLARINIZI BEKLERİZ
7 notes · View notes
cicekbozugu · 1 year
Text
şaka gibi ama sonunda o gün geldi yarın ✨taşınıyoruz✨
24 notes · View notes
sadiatici · 1 year
Text
Bir yerden bir yere taşınıyoruz,
Ev arıyoruz,
Ev alıyoruz,
Kiraya çıkıyoruz,
Başka yerlerde yaşamayı düşünüyoruz,
Mekan değiştirmek istiyoruz.
Şu duayı unutmayalım:
"Rabbim! Beni bereketli bir yere indir,
Sen iskan edenlerin en hayırlısısın."
Mü'minûn-29
21 notes · View notes
yagmurbulutumm · 1 month
Note
Niye ki balim
Evi satacaklardı normalde o yüzden oraya gitmeyi planlıyordum, onlara; satın ben yurtta falan kalırım bir yer bulurum diye yalan söyledim. İzmir'deki eve gidicektim.
Bugün aradılar biz İzmir'e taşınıyoruz diye, şansa bak
Kalacak yerim yok
5 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 11 months
Text
Tumblr media
Kendimi yalnız hissettiğimde, senin varlığın daha da yoğunlaşıyor...✨
Gözlerime kapanmalarını emrediyorum ve ikimizi görüyorum...✨❤️
Sen ve ben bir çift olarak💕
Sadece saniyeler içinde başka bir dünyaya taşınıyoruz ,başka bir takım yıldızına...✨
Bunu açıklayamıyorum...
Seni gördüğüm zaman yakınıma gel, yanıma...
Birlikte olmamız için biz olabilmemiz için yan yana olmamıza ihtiyacımız (....)✨💕
Vücutlarımız bunca mesafeden saatlerce sonuna kadar konuşabiliyorlar...
Evet kelimeler olmadan sürekli konuşuyorlar
Birbirlerine delicesine bağlanıyorlar
Seni görmeme gerek yok
Sen zaten benim dünyamdasın en güzel yerdesin❤️
İşte bu yüzden nereye gidersem gideyim önemli değil
Sen her şeysin herşeyimsin
Her yerde her zaman
Seni yaşıyorum...💕❤️✨🌼
10 notes · View notes
billkill · 1 year
Text
Bir boy-band düşünün... bütün üyeleri birbirine kayıyor.
Given'i özetlemem gerekirse bu kelimeleri kullanırım. 1 Aralık'ta gelecek filmin Uenoyama X Mafuyu odaklı olacağını duyduğumda izleme listeme aldım. Ama tabii 1 Aralık gelir gelmez malum ortamlara düşecek değildi. Ben de bir günlüğüne filan Given fandom'larında takılınca karşıma live action versiyonu geldi. Bu versiyon o kadar birebirdi ki animeyle, yapacağım yorum animeyi anlatacak. Çünkü hiçbir şey katmamışlar kendilerinden!
Given'in içerdiği boy-band'in üyelerinden Uenoyama ve Mafuyu gay bir çift. "Geri kalanları da birbirleriyle eşleştiririz" MANTALİTESİ çok yanlış çünkü ikişer adet gay çiftin aynı gruba düşmesi gibi bir ihtimal gerçeklik dahilinde değil. :D Böyle bi' şey sadece Korecanların fantezilerinde yatıyor arkadaşlar..........Animesini izlerken de adını bile ezberlemeye tenezzül etmediğim o iki elemanın sahnelerini geçerdim. Düşünün yirmi dakikalık 11 bölümü nasıl atlaya zıplaya izledim... neyse ki live action versiyonu yirmi dakikalık 6 bölümdü yani gereksiz bi'çok şeyi geçerek iyi yapmışlar ama kendilerinden hiçbir şey katmamışlar. Gönül isterdi ki animede yenen eti bile et olarak uyarlamayıp, biraz orijinal olup; yerine brokoli koysaymışlar mesela... live action'ın franchise'a kattığı tek olumlu şey, altı bölümcük sayesinde animede ağda gibi uzatılan şeylerin bir nefeste işlenivermesi. Animede ilk 9 bölüm dümdüz "boş"tu. O kadar aksiyonsuzdu ki. Ay'ın üzerinde yürümek gibi bi' şeydi. Sanat filmi olsa anlayacağım. Sen aptal bir yaoi yapıyorsun ve her şeyi bu kadar kaplumbağa hızına takmak saçmalığın daniskası. İşte live action bu bomboş sahneleri kestiği için IMDb'de o kadar yüksek puan almış galiba.
Bütün bu negatif eleştirilerime rağmen benim için çıtanın Ateş ve Uzay olduğunu hatırlatmakta fayda var. Her çiftte Ateş ve Uzay'ın yaşadığı toksikliği arıyorum. Eğer Ateş ve Uzay kadar zor sınavlardan geçmemişse zaten benim idealim olamaz. Mesela o toksiklik Gallaviç çiftinde bile yok. Alt tarafı Mickey'nin Ian'ı "abuse" etmesi söz konusuydu. Ama zamanla Mickey'nin bu toksikliğini savunur hale geldik çünkü Uzay'la tanışmıştık. Aslı denen yaratık dışında herkesi abuse etmeye müsait bir "predator" idi çünkü.
Kısacası Given mevzusunu 3 ay erteledim, 1 Mart'ta malum ortamlara düşmüşse karalarım üzerine bi' şeyler...
PS, başlığa bu videoyu koydum çünkü bu şarkı, bütün Given franchise'ı içindeki en iyi şarkı. Mafuyu'nun meşhur olduğu şarkı bu olmalıydı. Live Action'da da o saçma sapan şarkıcının saçma sapan şarkısını kullanmamalı, Kizuato'yu kullanmalıydılar. Aman zaten sakalım yok ki sözüm dinlensin...
0 notes
manolllya0 · 7 months
Text
Bahar temizliğine başladık yer yerinden oynadıı 🤧
Evi tanıyamıyoruuuumm. Taşınıyoruz sanki yaa
Yorulduum...
6 notes · View notes
denizmandalinasi · 1 year
Text
Ben 7 yaşımda İstanbul'dan Ayvalık'a taşındım. Çok zorbalığa uğradım ilkokulda. Sonra ortaokula geçince rahatlamıştım. Tabii tam rahatladım derken pandemi çıktı. Ben 5. Sınıfı bile bitiremeden... Benim icin bir tane iyi yanı vardı pandeminin, o da köpeğimi sahiplenmemiz oldu. Sonra Dedemi kaybettim koronadan. 6. Sınıfa gidiyodum. 7. Sınıfa başlarken maskeler vardı ağızlarımızda. 8. Sınıf en zorlu dönemlerinden biri. Deprem. Ben etkilenmedim ama genede bu yaşadığımız ülke olarak hic kolay değildi. Bende etkilendim tabi. Aynı andan deli gibi LGS ye çalışıyorum. Kaç kere ağlama krizleri geçirdim. Amaçsız bir şekilde duvarı seyrettim bilmiyorum. 8. Sınıfta yine başıma gelen bi olay, 5 yıldır voleybol oynarken bırakmak zorunda kaldım. Hocalar yüzünden. Neyse. 8. Sınıfı da LGS ekonomi, berbat eğitim sistemi derken bitirdim. Sağ salim atlattım LGS yi de. Ama hemen LGS den sonra ailem dedi ki taşınıyoruz. Arjantine. Boşu boşuna çalışmış oldum LGS ye. Üzüldüm tabi. Ama olayın bilincinde değildim. Bide üstüne köpeğim Pafi mi Ayvalıkta bırakmam gerektiğini öğrenince... Ama biz düzenimizi kurduktan sonra alicaz Pafi'yi yanımıza. Şuan Arjantin'deyim. Yarın okula başlıyorum. Dil bilmiyorum. Hallederim ama ben. Burada ne okuyacağıma karar verdim. Hukuk okuyacağım. Mümkünse Amerika'da. Bunun için elimden ne geliyorsa yapıcam. Çok çalışıcam. Umarım bu yolda kendimle çelişmem. Şimdilik bu kadar 😘
6 notes · View notes
revnaktarblog · 1 year
Text
Taşınıyoruz. 10 seneyi aşkın bir süre sonra.. Hiç değişmeyeceğini sandığım bir şeydi bu. İmkansızlığı her nedense bu hadise üzerinden betimlerdim :) Amma gerçekten herşeyin bir vakti var. O vakit geldiğinde bir anda oldu dediğimiz şey oluyor.
Zaten vakti dolmayan bir şey var mıdır ki... sanmam. Hep mi gaflet revnaktar. Hep mi ¿
3 notes · View notes