Tumgik
#yaşamak öldürür
buffy-buffy · 5 months
Text
4 notes · View notes
girifit · 7 months
Text
bir gece gelip vurur ansızın ölüm. yaşların hiç kurumamışçasına akar. gözlerin görmez, kulakların duymaz olur. elindeki jilet sana gülümser. bir yıkım, bin ölüm olur. sen artık kaldığın yerde nefes alamaz olursun. nefes almak yaşamaya yeter diyenlere kanıt olarak göster bunu. nefes alamaz oldun. sigaranı çekerken ciğerlerine artık vicdanın sızlamaz. bir yük eklenmez omuzlarına. bir gece omuz oldu sanırken o bir gece öldürür seni. kulaklarındaki çınlama dinmez. her sigara sonrası ciğerlerin biraz daha ağrır. gözlerin senin "güçlüyüm" söylemlerine inat dolar. bedenin titrer. bir şeyler seni hep ölüme sürükler. buz gibi havaya inat açık olan pencereden sızan rüzgar sana yaşadığını hissettirsin diye yalvarırcasına beklersin, pencerenin başında. ama olmaz. yaşamak artık sana yakışmaz. ölüm kucak açar ama yaşam seni kovar, yuvasından. bir acı vurur seni, hava karardığı ilk an. anlamazlar. görmezler. kalpsizler. yaşadığın ev sana cehennemi sunar, adım attığın yerlerde yangın çıkar. sen ölümü çekersin, ölüm de seni. öper saçlarından, koynunda uyutur. sen ölümü anne bellersin de o seni çocuğu misali korumaz. düştüğün ilk an yanında belirir ver canını diye bekler. sen artık çok güçsüzsün. düştün, kalkmak çok uzak. koştun, yakalanmak çok yakın. korku büyür içinde, yaşama inancın azalır. ellerini koyacak yer bulamazsın. kendini bir fazlalık gibi hissedersin. bu yük omuzlarını yere değdirir, başını öne eğdirir. şimdi, ölüm kapıda. yalnız bırakma onu.
30 notes · View notes
kitaplardangelen · 3 months
Text
Bir solukta buz gibi yaşamak isterim.
Beni öldürürse bu umut öldürür.
Kırmızı Karanfil / Gülten Akın
9 notes · View notes
visalilall · 2 years
Text
"bir solukta buz gibi yaşamak isterim, beni öldürürse bu umut öldürür... "
192 notes · View notes
sadecetugce · 1 year
Text
Hakan Günday’ın Kinyas ve Kayra romanı, şu Latince deyimle başlar. Omnes vulnerant ultima necat. “Hepsi yaralar, sonuncusu öldürür.” Hayat, devam ettiği sürece tüm yaralayan şeylere direnir, en sonuncusuyla ölürüz. Yaşamak, yaralarla mücadele etmek değil midir biraz da zaten?
38 notes · View notes
yalnizlikomurboyu · 6 months
Text
Yaşamak öldürür.
9 notes · View notes
elv2n · 2 years
Text
Tumblr media
59 notes · View notes
semiramist · 3 months
Text
Kırılganlık ve duyarlılık insanın yara alma kapasitesini gösteren kavramlardır. Genelde bu kavramlar negatif olarak nitelendirilse de, yara alabilen insan büyümeye devam eden insandır. Yara almaya açık olan insan daha derin ilişkiler kurabilir.
Özellikle çocukluk döneminde alınan yaralar ve kırgınlıklar, bireyin kendisi için katlanılması çok acı verici bir hale sebep olmuş olabilir. Bu noktada, insan kırılganlıklarını kapatmaya çalışır ve bu durum bireyin hep "haklı" olduğunu düşünmesine sebebiyet verir çünkü haklı olmak güçlü hissettirir. Ne yazık ki sürekli haklı hissetme durumu, kişinin büyümesini durdurur ve kendini sürekli haklı olmak zorunda hissettiği bir sarmalın içine sokar. Bir yengeç sert bir kabuğun içinde büyüyemez. Büyüyebilmek için kırılgan bir halin içinde bulunması gerekir. İnsanların acıdan korunmak için geliştirdiği her bir savunma mekanizması, aynı hayatların taklitlerini yaşamalarına sebebiyet verir.
"Yaşamak dünyada en nadir rastlanan şeydir. Çoğu insan sadece var olur, hepsi bu" --- Oscar Wilde
En üzücü olan ise insanların ne yaşacaklarının, bu denli önceden belirlenmiş olmasıdır. Bu durumu kimi inanış kader olarak nitelendirse de aslında her şey nedensellikten ibarettir. İnsan, kendisini eleştirebilme yeteneğinden acizdir ve çoğu insan yaşadığı acıları haketmediğini düşünerek, sonraki davranışlarını buna göre şekillenir. Sanki, dünyanın bir adalet sistemi varmış da, acı ve zorluk yaşadıkça, başkalarının acılarını o kadar umursamama hakkı kazanıyormuşuz gibi hissederiz.
Her insan belirli bir derece değersizlik duygusu yaşar ve çoğu insan bu değersizlik hissini en az yaşayacağı ortamlarda bulunmayı tercih eder. Çocuklukta yaşanan ve bireyin kendisini diğerleriyle kıyaslamasına sebebiyet veren her durum, kişinin yetişkinlikteki motivasyonlarını direkt olarak etkiler. Birey, değersizlik duygusu ile baş etmek için yöntemler geliştirir. Bu yöntemler, kişinin hayatını ve karakterini şekillendirir.
Her motivasyonun altında bir eksiklik yatar ve her bir eksiklik motivasyon yaratır. Kişi, motivasyonlarını öldürmeden bu eksikliklerini fark edebildiği kadar özgür ve huzurlu olur.
"İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı." ---Sabahattin Ali
Derin farkındalıklar, motivasyonları öldürür çünkü hem farkında hem gülhane parkında olmak zordur. Farkında olan insan devam etmek için kendini gerçekçi yalanlara inandırmalıdır ya da çevresindeki insanların hayalleri doğrultusunda şekillenmelidir. Oyunu oynamamanın bedeli dışlanmaktır ve yaşlandıkça bu algı daha da kemikleşir.
2 notes · View notes
zifirdekiinin · 6 months
Text
Hastalıklı bir zihinden ne kadar sağlıklı düşünceler çıkar? İnsan düşüncelerinin katili olmak ister mi? Uyuşan beynini, karıncalanan gözlerini, susmayan düşüncelerini öldürmek ister ya insan, o uçurumdan döner mi?
Her günün ölmek için yaşayıp, hem de yaşamaya can atar mı? Daha da betimlenecek bu duygulara ama aynı zamanda betimlenmeye devam ederse daha da uçurumun ucuna atacak duygulara depresyon mu denir bipolar mı?
Beynini durdurabilir mi insan? Her günü mükemmel geçsin isteyip her sabaha lanet okuyarak kalkar mı insan? Kendini o uçurumdan hem kurtarmak isteyip hem de o beyninin içindeki ''at kendini bitsin her şey'' diyen sesle savaşır mı insan? Savaşsa da ne kadar işe yarar?
Savaş savaştır. Ne olursa olsun iki tarafta kayıplarla çıkar o savaştan, insan kendi içindeki savaşta hangi taraftan kayıp almayı tercih eder?
Canının çok tatlı olduğunu iddia edip sadece annesini tek bırakmamak için intihar etmemeye ne denir? İnsan mı insanın katilidir, yoksa kişi kendi elleriyle mi kendini öldürür?
İçimdeki sıkıntıyı söküp atmak isteyip, o sıkıntıyla yaşamaya mağlubiyet denir ama. O mağlubiyeti alıp atmak istemeye yada çabalamaya da yaşamak denir.
Ki bende olmayan o istektir kendileri...
Kendi Katilime
4 notes · View notes
yegopsykhe · 1 year
Text
Yaşamak öldürür dinlemeden gün geçirememkteyim bu sıralar
7 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Text
ZAMAN.............. GEÇEN ZAMAN Hiç olmazsa unutmamak isterdim. Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar. Az yanımda kal çocukluğum, Temiz yürekli uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim... -Doğduğum ev. Rahatlıyacak içim duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler. Güneş, getir bir bayram sabahını. Açılın açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar, Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm? Ah nasıldı yaşamak? ZİYA OSMAN SABA Bugün dediğimiz geçmiş ve gelecek içinde ki zamanı düşündüğümüzde bir hiç kadar... Önemli olan ise hiç kadar da olsa zamanı iyi değerlendirmek... Bunu zamanı ZAMANI KAZANMAK şeklinde adlandırırsak - KALİTELİ ZAMANI yakalarız... - Shakespeare: "Zamanın, kime dost, kime düşman olacağı bilinmez." derken saçlara düşmesi muhtemel aklardan bahsettiğini sanmıyorum, onu yazacak kelimeye ve duyguya sahipti 115. sone de ki gibi : ''Hey hat! Bende zaman denen zorbanın korkusuyla, 'En çok şimdi seviyorum seni', diyemez miyim; Aşkımdan kuşku duymadığım, en emin olduğumda, Geleceği unutup, o güne taç giydiremez miyim. Sana önceden yazdığım dizeler yalan söylüyordu; Seni bundan daha çok sevemem diyenler hani; Ama o zamanlar aklım bir türlü almıyordu, İçimdeki alevin daha da parlak yanabileceğini.'' şeklinde devam eder okumanızı tavsiye ederim.. Zamanın giden hayatla ters orantılı evet birde Clarion'un tarifine bakarsak başka bir şekle daha büründüğünü görürüz: "Zaman her şeyi kaybettirir, ama sadece aşkı ebedi kılar." Burada zamanın ömrü doğrayan bir testereye dönüşmez, zaman kendine uzak bir ufuk seçtiğinde -ki biz buna gelecek diyoruz OLANAKLAR İÇİNDEKİ GELECEĞİMİZ OLASILIKLAR İÇİNDEKİ GELECEĞE DÖNÜŞTÜĞÜNDE buna alacağımız pozisyonu nasıl belirleriz tamam bir CARPE DİEM dir gidiyor bende yazdım bu konu üzerine eminim hepinizde düşündünüz La Bohem bir tarzda... 😁 Zaman, birçok örtüleri kaldırabilir. Her saat yaralar, sonuncusu ise mutlaka öldürür. teorik olarak hepimiz ölüyüz zaten...Buna uygun bir Cowley sözü ile bitirelim: "Geçmiş veya gelecek yoktur. Sonsuz bir “şimdi” vardır." 20 li yaşlarımın başındaki bir görüntümü ( - ki artık onlar bir görüntü gibi geliyor herkes içinde öyledir ) paylaşmak isterim
Tumblr media
11 notes · View notes
bhgfryjbf · 1 year
Text
Gecenin şarkısı...
Joker - yaşamak öldürür
8 notes · View notes
golge-gezgin · 1 year
Text
Tumblr media
Birçok insan gelecek kaygılarından dolayı hayallerini yaşayamıyor. Benim için ne geçmiş ne de gelecek var. Sadece bulunduğum ânı yaşamaya odaklandım. Mutlu yaşayabilmek ve mutlu kalabilmek için en doğru yaşam tarzının bu olduğuna inanıyorum. Şu an bunu yapmaktan keyif alıyorum ve keyif aldığım sürece yapmaya devam edeceğim. Belki bir gün zevklerim değişir. Onu o zaman düşünürüm. Şu anda yaşadığım için, şu an geçimimi nasıl sağlayacağımı düşünüyorum. Kırkbeş yaşına gelince geçimini nasıl sağlayacağımı o zaman düşünürüm. Şimdi istediğim hayatı ve hayallerimi yaşamak beni mutlu ediyor. Benim güvencem, cesaretim ve kendime olan güvenim.  Hiçbir zaman açıkta kalmam, taşın suyunu çıkarır yine bir şekilde yolumu bulurum. Unutma, korku çok fazla hayal öldürür. ( Bali, Endonezya Günlükleri )
( Çağatay Özdemir, Uyanış Yolculuğu )
.
.
.
.
.
[ Ankara, Bala, Aydoğan, 28.02.2023 ]
10 notes · View notes
sehriminisiklarisondu · 9 months
Text
Yaşamak öldürür.
2 notes · View notes
jan-berk · 2 years
Text
36 notes · View notes
elv2n · 2 years
Text
Yarıda sönen sigaram gibi hep yaşamak öldürür..
57 notes · View notes