Tumgik
#yabancılık
jupiterliyazar · 7 months
Text
İnsan bazen durduğu yeri seçemez. Bazen hiçbir şey göremez. Yok olur zamansızlıkta ve içindeki en derin yabancılıkta. Kaybettikleriyle beraber kimliksiz kalır. Gidemediği yerler ve yaşamadığı hatıralara bakar durur.
M.
113 notes · View notes
denizeyuruyen · 6 months
Text
Tumblr media
https://tr.pinterest.com/pin/64176363431256164/
22 notes · View notes
Text
Kocamı Eski Sevgilimle Aldattım! (Ayla 36 Y., İstanbul)
Merhaba ben Ayla, şu an 36 yaşındayım ve evliyim. 22 yaşındayken severek evlendim. Kocamla her yönden güzel anlaşıyorduk ve seks hayatımız da iyi gidiyordu. Elbette herkes gibi fantazilerimiz vardı, ama değişik heyecanları başka erkek ve kadınlarda aramıyorduk. Yani sıradan insanların sıradan hayatlarını yaşıyorduk. Tabii ben de, kocam da dışarıda başka erkek ve kadınlara kaçamak bakışlar atıyorduk. Ama bunlar masumane kaçamaklardı ve bu konuda birbirimizi sıkıştırmıyorduk.
Evlenmeden önce bakireydim ve fazla seks yaşamamıştım. Lisedeyken erkeklerle arkadaşlıklarım oldu, onlarla öpüştüm ve soyunmadan seviştim. Sadece birisi (Esat) göğüslerimi yalamış ve amımı külot içinden okşamıştı. Ben de Esat'ın yarağını külot içinden avuçlamıştım. O zamanlar Esat'ın yarağı bana epey büyük gelmişti. Ama ötesi yoktu, seks konusunda tüm yaşadığım buydu. Okul dönemleri bittiğinde, Esat'la lişkimiz de bitmişti. Ben de arkasından ağlayıp, gözyaşı dökmedim, çünkü ona aşık değildim ve onunla evlemeyeceğimi biliyordum. Ama ilişkimiz sürerken bana hep, "Benden başka biriyle evlenirsen, bu okşadığım, ama sikemediğim amını sikmek isterim!" derdi. Ben de o zamanlar onu kırmamak için, "Olur!" derdim.
Evlenmeden birkaç yıl öncesi ve evliliğim boyunca Esat'ı ne gördüm, ne de ondan bir haber aldım, ta ki geçenlerde bir kız arkadaşımla kafenin birinde akşam kahvesi içene kadar. Kafede Esat'la göz göze geldik ve ikimiz de tutuk kaldık, önce o cesaretini toplayıp bana, "Merhaba!" diyene kadar. Nasıl davranacağımı bilmiyordum, yine de nezaketen, "Merhaba!" dedim. Ayaküstü bir konuşmadan sonra benden telefon numaramı istedi, ben de art niyet düşünmeden verdim. O gittikten sonra, eskiden söyledikleri aklıma geldi ve panikledim. Ya gerçekten beni sikmek isterse ne yapacaktım? Sonuçta onunla sikişmediysem de bir ilişki yaşamıştım. Aklımdan türlü şeyler geçiyordu, acaba numaramı mı değiştirsem gibi. Ama kocama gerekçesini nasıl anlatacaktım? Esat beni kocama anlatmakla da tehdit edebilirdi. Bu karışık duygularla evin yolunu tuttum...
Daha eve varmadan beni aradı ve yarın buluşmayı teklif etti. Bu arada o da evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmıştı. Bunları duymak beni biraz rahatlattı ve teklifini kabul ettim. Lisede yaşananlar geçmişte kalmış ve artık unutulmuş olmalıydı. Bu karışık duygularla onunla buluşmaya karar verdim.
Ertesi gün tenha bir yerde, tenha bir restoranda buluştuk. İkimiz de biraz çekingen halde sohbet etmeye başladık, ama sohbet ilerledikçe yabancılık ve çekingenlik kayboldu. Birbirimize aile ve iş yaşantımızı anlatırken, elbette eski günlerden bahsetmemek olmazdı. O günleri andıkça, onunla birlikteyken birbirimizi nasıl arzuladığımızı, ama bekaret nedeniyle yaşamak istediklerimizi ertelemek zorunda kaldığımız düşünceleri aklımdan geçiyor, ama bunu ona anlatmıyordum. Lafı dolaştırıp konuyu açan o oldu, gençlikte arzulara gem vurmanın ne kadar zor olduğunu ve düşüncelerimizin ne kadar sığ olduğundan bahsetti. Sonrasında can alıcı soru geliyordu ve bana, 'sözümü hatırlayıp hatırlamadığımı' sordu. Hatırladığımı, ama bunun masumane gençlik düşleri olduğunu ve gerçekleşmeyeceğini söyledim. O da bu saatten sonra aramızda duygusal bir şeyin zaten gelişemeyeceğini ve yaşlarımızın epey ilerlediğini söyledi. Bundan sonra yaşayacaklarımız gençlik günlerinden ilham almak, şu sıradan ilerlemiş yaşantımızda kısa bir heyecan yaratmak olabileceğinden bahsetti.
Aslında doğru söylüyordu. Bundan sonra hayatımızda böylesi heyecanları yaşamak ve sıradanlıktan sıyrılmak olanaksız gibiydi, ama ona bunu belli etmedim. Esat, evlendikten sonra seks konusunda birkaç kaçamağın ötesine gitmediğini anlatıyordu. Kafamdan neden olmasın diye geçirirken, bir taraftan da aldatmanın kötü olduğu duvarına çarpıyordum. Öte taraftan bu tür ahlaki değerlerle kendimizi boşuna sınırladığımızı, hayattan zevki almamız gerektiğini düşünüyordum. Esat bu konularda konuştukça, ben aklımdaki çelişkiyle bir yandan da ıslanıyordum. Esat'ın daha önce okşadığım ama tadına bakamadığım yarağının amıma girişini düşünmek beni azdırıyordu.
Esat, "İstediğin bir gün buluşur, yarım kalan işimizi bitiririz ve konu orada kapanır!" diyor, aklımı çeliyor ve beni tava getiriyordu. Birden ağzımdan nasıl çıktı anlamadım, "Tamam o zaman!" deyiverdim. O da bana Kumburgaz'da bir yazlıklarının olduğunu ve bu mevsimde rahatsız edilmeden yaşayamadıklarımızı yaşayabileceğimizi söyledi. "Peki tamam, haftaya orada işimizi görür, bir daha da bu konuyu açmayız!" dedim. Çok mutlu olmuştu ve "Elbette sen istemezsen bir daha olmaz!" dedi.
Bir hafta sonra buluşup yola koyulduk. Yazlığın bulunduğu siteye geldiğimizde in cin top oynuyordu. Bu da beni çok rahatlatmıştı, çünkü sonunda rezil olmak ta vardı. Yazlığa girdiğimizde kendimizi önce koltuklara bıraktık. Sonra Esat hafif alkollü birşeyler hazırlayıp geldi ve içmeye başladık. Yanımda oturuyordu, nefesini boynumda hissediyordum. Hafifçe öpmeye başlamıştı. Sanki vücuduma elektrik veriliyordu. Bu öpücükleri eskiden tanımama rağmen, kocamdan sonra tuhaf geliyordu. Benim karışık duygularımı anlamış olacak ki, elleri hızlı bir sonuca ulaşmak için bacaklarıma ve oradan amıma doğru hareketlendi. O okşadıkça ben de gevşiyordum, bacaklarım kendiliğinden aralanarak elinin amıma daha kolay ulaşmasını sağlıyordu. Dudakları dudaklarıma değiyor ve öpücüklerine karşılık bekliyordu. Ben de artık onun dudaklarını emiyor ve istediği karşılığı veriyordum.
Birden beni kucaklayarak yatak odasına doğru hareketlendi. Yatağın üstüne bırakınca ellerim amıma doğru gitti ve ıslanan, dudakları şişen amımı okşamaya başladım. O da beni seyrediyor, bir yandan da soyunuyordu. Yatakta yanıma uzanınca benim de üzerimi soymaya başladı ve sütyen külotla kaldım. Yarağı göbeğime değiyor ve büyüklüğü konusunda yanılmadığımı, kocamın sikiniden sonra daha iyi anlıyordum. Sütyenimi adeta törenle çıkarttıktan sonra memelerimi yalamaya ve bir yandan da amımı kendi elimden devraldı. Sonrasında bütün vücudumu diliyle keşfetmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi, göbeğimi yalıyor ve amımı külottan kurtararak ortaya çıkarıyordu. Şimdi çırılçıplaktım ve yalayarak en sonunda amıma ulaştı. Daha yeni traş olmuş amımı diliyle kudurtmaya başladı. Yarağının sıcaklığını yumuşaklığını göbeğimde hissetmek ve amımın yalanması, benim ilk orgazmımı yaşamama yetmişti bile. Sular seller gibi orgazm oluyordum, o ise yalamaya devam ediyordu.
Sonra 69 olduk, yarağını ağzıma almak bana acayip zevk veriyordu. Artık zamanı geldiğini düşünerek, "Hadi sik beni! Amımı kudurttun, şimdi yar onu, emziğini ver, sok içime!" diyerek hazır olduğum mesajını verdim. "Bu kadar aceleci olma, anın tadını çıkar, o amını sikebilmek için çok bekledim ve doyurabilmek için bir haftadır kimseyi sikmedim. Meraklanma en az üç posta sikeceğim seni!" dedi. Beni dört ayak pozisyonuna getirdi ve arkadan sikini amıma sürtmeye başladı. Siki amımın ağzına geldikçe kendimi arkaya atıyor ve sikini içime almaya çalışıyordum. O ise kafası giren sikini çıkartıyor ve amımın dudaklarına sürtmeye devam ediyordu. Sonra birden kafasını soktu ve ben de yine kendimi geriye esnettim. Artık yarağının yarısı içimdeydi ve kalınlığı nedeniyle müthiş zevk veriyordu. "Hadi kalanını da sok, dışarıda bir şey kalmasın, kanırtarak sik beni!" diye inliyordum.
"Harika bir amın var, içi ateş gibi yanıyor ve bu yaşına rağmen halen dar. Amını yarağıma doyuracağım, tadını unutamayacak!" diyordu. Bu arada yavaş yavaş sikinin kalanını da sokuyor, bazen kısa aralıkla çekerek fazlasını tekrar amıma yerleştiriyordu. Taşaklarını hissettiğimde amımın içinde sanki soba borusu varmış ve amım yırtılmış gibi hissediyordum. Aynı zamanda kendime bu tadı daha önce niye yaşamadım diye kızıyordum. Evlendikten sonra ne çıkarsa bahtına oluyor, başka yarakların tadına bakılamıyordu. Ohhh işte buydu, zinciri kırmıştım ve tadını çıkarmalıydım.
Esat sikini kökledikten sonra bir müddet öyle kaldı. Siki sanki rahmime dayanmıştı. "Biraz amın alışsın güzelim, anlaşılan kocanın siki yeterince büyük değilmiş, yoksa almakta bu kadar zorlanmazdın!" diyerek hafif hafif girip çıkmaya başladı. Ben de, "Hadi erkeğim, yarım kalan işini bitir, artık bu am senin, onu evire çevire sik! Amım sikilmek neymiş görsün!" diyordum. Arada da, "Ohhhh geçir, amımı del!" diye onu ateşliyordum. Konuşmalarım karşısında hareketlerini hızlandırmıştı. Ben ise, "Evet, işte böyle kökle, sertçe, hoyratça sik amımı, geçir yarağını!" diyerek daha da hızlanmasını sağlıyordum. Yarağı içime motor pistonu gibi girip çıkıyor, beni hızlı bir orgazma yaklaştırıyordu. Amımı sikerken memelerimi avuçluyor, her tarafımı mıncıklıyordu. Ve inleyerek hiç olmadığım kadar şiddetli bir orgazm oldum.
"Ben bittim!" dediğimde, bana, "Bu daha başlangıç, bu amı bir kerelik sikmeyle bırakır mıyım hiç? Ama önce bir de götünün tadına bakalım!" diyerek amımdan çıkardı götümün deliğine sürtmeye başladı. İtiraz eder gibi göründüm, ama kocama bile iki seferden fazla vermediğim götümün de bu güzel yarak tarafından sikilmesini istiyordum. Esat götümün deliğine tükürüp, yavaş yavaş parmağı ile göt deliğime masaj yapmaya başladı. Biraz sonra bir parmağını içime itmeye başladı. Bir parmağı götüme girmişti ve acayip zevk almıştım, ama siki daha kalındı ve şimdi onu da tükürükleyip götüme değdirmeye başlamıştı. O hissi hiçbir zaman unutmayacağım, çok hoşuma gidiyordu. Ve bastırmaya başladı, bana devamlı kendimi serbest bırakmamı, yoksa canımın acıyacağını söylüyordu. Elimden geldiğince söylediklerine uyuyordum.
Götümün yanaklarını tutarak ikiye ayırdı ve iyice yüklenmeye başladı. Bir sızı ile içime girdiğini hissetim, bağırmamak için yastığı ısırdım. Çok nazik hareketlerle ilerlemeye başladı. Canım acıyordu, ama çok fazla değildi. İşini kesinlikle çok iyi biliyordu. Biraz daha, biraz daha derken, en sonunda taşaklarını amımda hissetmiştim. Canım halen acıyordu. Bir süre öyle bekledi, alışmam içindi herhalde. Sonra yavaş ve sakin hareketlerle ileri geri yapıyordu. Canımın acısı gittikçe azaldı ve yerini zevke bıraktı. Şimdi daha rahat girip çıkıyordu ve hızlanmıştı. Esat şu ana kadar daha boşalmamıştı. Arkamda hızını artırmaya başladı. Ben, "İçime boşal, götümü doldur döllerinle erkeğim!" diye inlerken, o daha da hızlanıyor ve benim daha çok hoşuma gidiyordu. Birden çok sert bir şekilde yüklendi ve boşalmaya başladı. Sanki götümün içinde bir yanardağ patlamıştı. Dölleri içime sıcak sıcak akarken, Esat öylece duruyor, titriyordu. Biraz içimde bekledi ve çıktı götümden.
"Çok güzel bir götün var, kütür kütür yarıldı ve artık yarağa alıştı. Kocana daha sık verirsin bundan sonra!" diyerek gülümsedi. "Sen de usta bir sikicisin. Amımın da, götümün de hakkını verdin. Kocamı aldattığıma değdi!" diye yanıtladım. İçimden de kendime bundan sonra ne olacağını soruyordum. Bu sikişin tadını unutmak zordu, ama kocamı da seviyordum. Sanki iç sesimi duymuş gibi, "İstersen bir daha olmaz, ama benim sikimin tadına bakan am döner dolaşır yeniden gelir. Madem kocan seni doyuramıyor, belki anlayış gösterir, seni birlikte bile sikebiliriz!" dedi.
Aslında fena fikir değildi. Kocam tutucu bir insan olmadığı gibi, ona da başka kadınlar bularak, karşılığında ben de başkalarıyla sikişebilirdim. Zaten bu saatten sonra, aşk meşk, bağlanmak gibi duygular bize uzaktı. "Olabilir, ama bir şartım var, karını da kocam sikecek, ne dersin?" diye cevap verdim. Esat biraz durakladı ve "Neden olmasın? Böylece ben de seni daha rahat sikebilirim!" dedi.
İşte asıl hikaye böyle başladı. Esat'ın karısını da kocama ayarladık. Şimdi hep beraber sikişiyor ve birbirimizi kıskanmıyoruz. Hatta bazen kocam Esat'ın karısını biz olmadan sikiyor, ben de Esat'la kocam olmadan sikişiyorum. Hayatın tadını çıkarıyoruz :)
[Ayla]
197 notes · View notes
noksanbiri · 4 days
Text
en dipte olduğumu hissetmek istemiyorum. beni öldürmeyen acı güçlendirsin de istemiyorum. sanki denizde boğuluyorum ama aynı zamanda da yaşıyormuşum gibi hissediyorum. nefes almak ama boğulmak. gülümsemek ama mutluluk hissetmemek gibi. içten içe ölüyorum gibi. zaten yaşlandığımı da şu sıralar çok fazlasıyla hissediyorum nedense. parkta oynayan bir çocuk gördüğüm de. insan büyüdüğünü hisseder herhalde bu yaşlarda ama gerçekten bunu hissetmiyorum. direkt yaşlanma boyutunda ilerliyorum gibi. insanların anlattıkları kadar aslında sustuklarıdır da. sanki batarken anlıyorsunuz batmak zorunda olduğunuzu. en dibe varıyorsunuz. işin tek iyi tarafı bir daha battığınızda her şey o kadar tanıdık gibi hiç yabancılık çekmiyorsunuz. korkmuyorsunuz. dedim ya öldürmeyen acı güçlendirsin istemiyorum diye aslında Nietzsche haklı bir taraftan öldürmeyen şey güçlendiriyor ama her kazanç farklı bir hayal kırıklığı ve kayıplarla geliyor. binevi her gün güneş alan bir evin önüne kocaman bir bina yapılıyor ve güneş alan kısım minimum düzeye düşüyormuş gibi düşünün. yani karanlık ışığınızın çoğu kısmını yutuyor. yaaani. uzun lafın kısası. düşerken en dibe çokta fazla efor sarf etmeyin. boğuşmayın. çırpınmayın. gücünüzü çıkışa saklayın. bir şarkıyla noktalıyorum bu yazımı. herkese sevgiyle ve hoşça.
76 notes · View notes
mevzum · 4 months
Text
yabancılık hissi.
92 notes · View notes
istekligurbetci · 9 months
Text
Kiralık Oda Verdiğimiz Genç Karımı Sikiyor! (Sedat 36 Y., İstanbul)
Merhaba fantazi ve seks hikayesi severler. Bu hikayemizi karımla birlikte yazıyoruz. Biz İstanbul'da mütevazi bir yaşantı süren, (karım 32 ve ben 36 yaşında) evli bir çiftiz. Karımla sınırsız bir seks yaşantımız var ve çok mutluyuz. Ancak kısa bir süre evvel ekonomik sıkıntılar yaşadık ve 3 oda bir salon olan evimizin bir odasını öğrenciye kiraya vermeyi kararlaştırıp internete ilan koyduk. Kısa sürede birçok kişi aradı. İçlerinden bir Üniversite öğrencisi ile eve yakın bir Cafede buluştuk. Delikanlı çok yakışıklı ve atletik yapılı bir gençti, ayrıca oldukça çekingendi, karımla beni görünce eli ayağına dolaştı. Karım mini bir etek giymiş, rahat tavırlarla yanımda oturuyordu. Oturunca eteği iyce sıyrılmış, baldırlarına kadar görünüyordu. Delikanlı titrek sesle adının Murat olduğunu ve bizi rahatsız etmeden evin bir odasını kullanacağını söyledi. Biz de kendisini temiz ve dürüst biri olarak gördüğümüzü söyleyip, şartlarımızı da belirterek anlaştık. "İstersen eve gidelim, evi de gör." dedik. Murat çok memnun oldu ve birlikte eve gittik.
Onun kalacağı odayı gösterdik, bakıp beğendi, sonra salona geçtik. Karım, "Birşeyler içer misiniz?" dedi. Murat meyve suyu istedi, ben bir bira istedim. Karım bizim içeceklerimizi verdikten sonra kendisine de bir bira alarak salona gelip karşımıza oturdu. Murat halen çekingen tavırlarla bir bana bir karıma bakıyor ve kendisini kabul ettiğimiz için teşekkürler ediyordu. Murat'a çok eşyasının olup olmadığını sordum. Sadece özel eşyalarının olduğunu söyledi. Karım, "Peki yatak falan yok mu?" dedi. Murat, "Memleketten isterim gönderirler, ancak ailemin yurttan ayrıldığımı bilmelerini istemiyorum..." dedi. Ben de, "O halde dert etme, bir süre salonda yatarsın, sonra da ikinci el birşeyler alırsın." dedim. Bu arada karım Murat'a, "Burası artık senin de evin, rahat ol ve hiç bir konuda yabancılık çekmene gerek yok!" dedi ve birasını bitirip, 3 adet bira ile tekrar geldi. Birini Murat'a verdi. Murat, "Ben pek içmem abla." deyince, karım, "Sıkılma rahat ol, içmek istersen iç, ancak alkol almıyorsan ısrar yok!" dedi. Murat biraz rahatlamış, "Bazen arkadaşlarla içiyoruz, sizin hatırınız için içeyim." dedi. Karım, "Hah şöyle! Rahat ol!" dedi.
Biralarımızı içerken karım Murat'a, "Bu akşam yurda gidecek misin?" dedi. Murat da, "Gitsem iyi olur, sizi rahatsız etmek istemiyorum. Hem eşyalarım da yok daha." dedi. Ben, "Yok canım gitmene ne gerek var, yarın gider eşyalarını getirirsin. Bu gece burda yatarsın artık." dedim. Murat sıkılarak, "Pijamam falan yok..." dedi. Bu sözler üzerine karım kalktı, "Ben üzerimi değiştirmeye gidiyorum, gelirken sana Sedat'ın giydiklerinden getiririm." dedi ve yatak odamıza gidip bir süre sonra içi tamamen görünen kırmızı mini geceliğini giymiş, elinde iki adet Boxer Pijama ile geldi. Birini Murat'a birini de bana verip, "Al değiştir üzerini ve rahat ol, karnın açsa dolapta yiyecek var, çekinme." dedi. Biz dışarda yediğimiz için toktuk, Murat da aç değilmiş, teşekkür etti. Ben hemen pantolonumu ve gömleğimi çıkardım ve Boxeri giydim. Fakat Murat üzerini değiştirmedi, karıma utangaç bir şekilde bakıp önünün kabarıklığını saklamaya çalışıyordu. Karım da bunu farkedip Murat'a, "Artık sen de bu evin ferdi oldun, kocam karşımda nasılsa, senin de karşımda öyle olman gerekiyor, yani kendi evindesin sonuçta, öyle değil mi?" dedi.
Murat, "Tabii ki..." deyince, karım Murat'a, "O halde gel bakalım benimle yatak odasına!" dedi. Ben gülerek, "Hayırdır aşkım, ne yapacaksın çocuğa?" :) dedim. Karım da gülerek, "Korkma aşkım, üstüme çekmeyeceğim, yastık yorgan çıkarmama yardımcı olacak sadece, yoksa bizimle aynı yatakta mı yatacak?" :) dedi. Ben de, "Neden olmasın ki? Nasılsa evimizin bir ferdi!" :) dedim. Bu sözler Murat'ı delirtmiş olmalı ki, pantolonunun önü çadır kurmuş durumda idi ve yerinden zor kalktı, karımın poposuna bakarak peşinden gitti. Sadece Murat değil, ben de felaket heyecanlanmıştım. Bazen karımla sevişirken aramıza bir başka erkeği aldığımızı hayal ederek fantazi kurardık, karım o zaman daha fazla azardı. Tabii ki odayı kiraya vermemiz bu amacı gütmüyordu. Yatak odasından Murat'ın sesi geliyordu, "Abla burda olmaz lütfen..." diye. Karım da, "Hadi ama, rahatlayacaksın!" diyordu. Merakımdan dayanamadım, ne oluyor diye bakmaya gittim. Karım Murat'a benim Boxerlardan birini vermiş, üzerini değiştirmesini, havanın çok sıcak olduğunu söylüyordu. Murat beni görünce titrek sesle, "Böyle rahatım abi..." dedi. Ben de, "Olur mu canım, değiştir üzerini, gömleğini de çıkar rahatla!" dedim.
Murat ısrarlara karşı koyamayıp önce pantolonunu çıkardı, Boxeri giydi ve gömleğini çıkardı. Artık önünü saklayamıyordu, dimdik olmuştu. Ben çıktım yatak odasından kendime bir bira daha aldım. Karımın azdığını ve Murat'a kesin siktireceğini düşünüyordum. Meraktan yatak odasına doğru yaklaştım. Beni farketmiyorlardı. Karım yatağın üzerine çıkmış, dolaba uzanıp yastık yorgan çıkartıyor ve Murat'a uzatıyordu. Karım birden dengesini kaybedince, Murat karımın bacaklarına ve beline sarılıp kucağına aldı ve birlikte yatağa düştüler. Karım Murat'ın resmen sikinin üzerine oturmuştu. Karım poposunu Murat'ın kucağında (sikinin üzerinde) sağa sola oynatarak, "Bu hep böyle dik mi? Yoksa bana mı kalktı?" diye sordu. Murat cevap vermeden karımı kucağından kaldırmaya çalışsa da, karım kalkmayıp, "Beni beğendi de mi kalktı? Soruma cevap ver!" diyordu. Murat dayanamadı, "Abla belli olmuyor mu?" dedi. O sırada yatak odasına girdim. Murat'ın yüzü kızardı hemen. Karım da, "Kocacığım düştüm, Murat yakaladı beni!" :) dedi. Ben de, "O halde teşekkür etmelisin aşkım!" :) deyip salona geçtim...
Ben salonda bir sigara içerken yatak odasından sadece karımın sesi geliyordu. "Harika bir yarrağın var Murat!" diyordu. Sigaramı bitirip tekrar yanlarına gittim. Karım yerde Murat'ın önüne diz çökmüş Murat'ın yarrağını yalıyordu. "Kolay gelsin karıcığım!" :) dedim. Karım da, "Murat'a teşekkür ediyorum!" :) dedi. "Benim için de teşekkür et aşkım!" :) dedim. Gerçekten Murat'ın yarrağı benimkinin rahat iki katı vardı. Karım deli gibi yalarken Murat inleyerek kasılıp duruyordu. Sonunda dayanamadı ve karımın ağzına boşaldı. Karım hem yutuyor hem yalanıyordu. Murat'ın yarrağı halen dimdik idi. Karım Murat'ı çırılçıplak bıraktıktan sonra kendi de soyundu ve yatağa uzandı. Ben de soyunup yatağın kenarına oturdum. Karım elini amına şaplatarak Murat'a, "Teşekkür etme sırası sende!" deyince Murat karımın amını yalamaya başladı. Ben de doğrulup karımın ağzına verdim. Karım zevkten çıldırmış gibiydi, kasıla kasıla orgazm oluyordu. Baktım Murat'ın yarrak kalkmış, "Murat, şu orospuya yarrağınla teşekkür etsene!" :) dedim.
Murat karımın amını yalamayı bıraktı ve mırıldanarak, "Mahvettin beni oruspu, bak şimdi sana nasıl teşekkür ediyorum!" diyerek birden karımın üzerine uzanıp, ben karımın ağzını sikerken, o da karımın amına öyle bir koydu ki, karım sanki ilk defa yarrak yercesine böğürdü. O değil sikimi koparacak diye korktum. Ve Murat karımın amını yavaş yavaş, ama kanırta kanırta sikmeye başladı. Murat benden daha uzun boylu ve iri kıyımdı, karımın üzerinde gidip gelirken benim sikimle burun buruna geliyordu. Merak ediyordum, ne yapacak diye ve bir ara sikimi eşimin ağzından çıkarıp Murat'ın ağzına doğru uzattım. Murat hiç çekinmeden sikimi yalamaya başladı. Sikim iki ağız arasında eriyordu, ve dayanamadım birden boşaldım. Çoğu karımın ağzına giderken bir kısmı da Murat'ın yüzüne fışkırmıştı. Ama Murat hiç istifini bozmadan eşimi ritmik ve sert bir şekilde sikmeye devam etti. Ben yine yatağın kenarına oturmuş onları izliyordum...
Murat'ın götü harika görünüyordu, nasılsa sikimi yalamıştı, elimi attım götünü okşamaya başladım, o anda Murat karımın amına dehşetle boşaldı. Hemen akabinde karım da Murat'ın beline kollarını dolayarak sarıldı ve inleyerek orgazm oldu. Ancak karım Murat'a öyle sarılmıştı ki, Murat'ı bırakmıyordu. Murat karımın amından yarağını çıkaramadan yavaş yavaş sikmeye devam etti. Delikanlı karımı dinlenmeden ikinciye sikiyordu. Karım kollarını gevşetince Murat birden karımın üzerinden kalkıp doğruldu. Karım, "Ne oldu aşkım, yarıda bıraktın beni?" dedi.
Murat hiç konuşmadan karımı kucaklayıp kaldırdığı gibi kucağına aldı, alttan yarrağını amına geçirdi ve yatağa oturdu, karımı Jokey gibi zıplatmaya başladı. Bir süre sonra karım, "Bittimmmm!" diye böğürmeye başladı. Murat güçlü kolları ile karımı belinden tutup kaldırdı, yarrağını karımın göt deliğine hizalayıp tekrar oturtunca, karım çığlık çığlığa bağırmaya başladı. Murat karımın feryadına hiç aldırış etmeden aynı hızla götünü sikmeye devam etti. Murat karımın götüne boşaldığında, karımın yarrağın üzerinden kalkacak hali kalmamıştı.
O gece Murat karımı yanımda sabaha kadar sikti. Tabii Murat'a verceğimiz kiralık odadan vazgeçtik, anlaştığımız aynı şartlarda artık bizim yatak odamızda, bizimle birlikte kalıyor :)
[Sedat]
159 notes · View notes
bencinayetoldum · 7 months
Text
- Biliyor musun? Hiç kolay biri değilsin.
• Kolay mı? Kimmiş kolay olan? Benim tanıdığım insanlardan hiçbiri kolay değil.
- Senin kaçtığın şeyler beni ilgilendirmiyor. Kaçtığın insanlar... Sorularla rahatını kaçıracak değilim. Yine de elinden bırakıvermek zor gelmiyor mu sana?
• Hayır, aslında zor olan tutunmaya çalışmak. Bunun imkansız olduğuna ikna oldum bu kez. Bu düşünce beni mutlu ediyor
Ya unutuş ve yabancılık gerçeğin kendisiyse? Hakikatin?
Ya insanın hayatı boyunca tanıdığını sandığı kişiler gerçekte tamamen yabancıysalar ve de bunaklık hali vaki olunca insan bunu apaçık görmeye başlıyorsa? Ya insan hayatı boyunca arkadaşı olmuş kişinin veya eşinin gözlerinin içine bakarak “sen kimsin?” diye sorduğunda aslında tamamen aklı başında ise?
Evet zihin üzerindeki kontrolü kaybetmek böyle bir şey olmalı. Sakin sakin oturup artık isimlerini bile bilmediği yabancılara dönüşmüş olan arkadaşlarının kendisiyle irtibatı koparmalarını beklemek.
Her şey kayboluyor gibi oluyor. Bir şeyi yakalamaya çalışıyorsun ama hep elinden kaçırıyorsun, gibi. Yapmak mecburiyetinde olduğun şeyi yapıyorsun. Ama bir şeye tutunmak imkansız. İşin ilginç olan tarafı intihar etmeyi hiç düşünmedim. Zaman zaman acaba ölüm denilen yerde miyim diye aklımdan geçirdiğim oldu. Ölümün kapsadığı odalardan birinde.
Ruh hali? Evet benim de bir ruh halim var. Öyle ki içimdeki bir güç benim dönem dönem tamamen hareketsiz olmamı, çoğu insanların genellikle birlikte olduğu aile ve arkadaşlar gibi çevrelerden uzak durmamı gerektiriyor. Zaman zaman ki buna sık sık da diyebilirim, tamamen tek başıma kalmak isterim.
Ben hiçbir şeyin oradan geliyor, hiçbir şeye doğru gidiyorum, çok fazla yer de kaplamıyorum aslında, birinin benim için hesaplar yapmasına değmeyecek kadar küçük bir alan, yeryüzünde bir gölge yalnızca; geniş perspektiften bakınca topu topu kendi ağırlığım kadar bir şey ve ben de geniş bir kapsamda ele alındığında bir gölge olmak istiyorum, yoksa dar kapsamda bir et parçası olmakta var.
Her şey çok acı verici.
Perişan edici.
Demek istiyorum ki, bütün kozmos, bu sonu gelmez ölüm ve bu...
Hayat denilen şey.
103 notes · View notes
jupiterliyazar · 8 months
Text
Gökyüzüne bakıp yalnız başıma ağlayacağım. Karanlık geceye saklayacağım ruhumu. İşte yıldızlar ve benim yüreğim kayboluyor ışıklar arasında. Issız sokaklar canlanıyor gibi buğulu gözlerimde hareket etmeye başlıyorlar. Her şeye karşı küskünlüğümü de affettim. Bağışladım kendime kızdığım vakitleri. Tek tek bıkmadan ayıklayarak taşlı yollardan geçiyorum. Bilmediğim, hiç tanımadığım yerler buralar. Tanıdıklığın yabancılığı gidiyor. Kimse ilişmesin bana. Kimse görmesin gücümü de güçsüzlüğümü de. Kimse duymasın sesimi. Çünkü gidenler hükümsüz artık.
M.
24.08.2023
00:50
74 notes · View notes
denizeyuruyen · 1 month
Text
"Kendimi yengeç gibi hissediyorum. Yengeçler denizde yaşarlar ama yüzemezler. Ben de nefes alıyorum ama dünya denilen bu cehenneme bir türlü ayak uyduramadım."
- Albert Camus - Yabancı
11 notes · View notes
allass990 · 1 month
Text
Tumblr media
Dilenciyim,
Gel, sana
Kaçak gülüşümü anlatayım
Geçmiş mutluluktan..
Ve ben,
Yabancılık beni evcilleştirdi
Canavarları evcilleştirdiği gibi..
Bu gece,
Sevgilisiz ne anlamı var?
Şiirin kapısında duruyorum
Dilenci gibi..
Buradayım diyeyim
Kalanları kurtarmaya çalışıyorum.
27 notes · View notes
no-463 · 1 year
Text
"Gittiğim hiçbir yere ait değilim gibi. Bazen tamam diyorum, burası. İyiyim burada. Sonra rahatsız edici bir yabancılık çöküyor üzerime. Yıllardır tanıdığım herkes yabancı gibi, çekiniyorum yaklaşmaya. Tedavisi yok. Yavaş yavaş tükendiğimi hissediyorum. Suyun içindeyim, çırpınıyorum. Sanki ölmüyorum ama sürekli boğuluyorum."
95 notes · View notes
imagineangel · 8 months
Text
Yabancılık duygusunun içinde boğuluyorum!
53 notes · View notes
dreehung · 6 months
Text
Bu dünyada artık hiç bir şey beni üzemez çünkü çoğuyla zaten önceden münasebetim olduğu için yabancılık çekmiyorum.
29 notes · View notes
etheromanie · 6 months
Text
''büyürken üstlendiğiniz roller her ne ise, sonrasında seçtiğiniz insanlar da bu rolleri tekrar uygulayabileceğiniz kişilerdir. tüm çocukluğunuz güçlü olmanızı gerektirmişse, mevcut ilişkiniz için de size aynı kaosu yaratacak kişiyle birlikte olursunuz ki yine güçlü olmanız gereksin. kendinizi hiç keşfedemediğiniz veya kendi değerlerinizden vazgeçmek zorunda kaldığınız bir aile ortamında büyüdüyseniz sonrasında kurduğunuz ilişki içinde de sizin yerinize hep ötekinin ihtiyaçları ön planda olmalı ki bu yeni 'yuva' size yabancılık hissettirmesin. sevilme çabaları uğruna bunları yaptığınızı fark etseniz, içinizdeki ürkek ses sevgi ihtiyacınızın aslında hiç karşılanmadığını söylese bile onu susturmak zorunda hissedersiniz. sevilmek, yıkıcı bir çaba gerektirdiği zaman bunun gerçek sevgi ile ilgili bir durum olmadığını inkar edersiniz. aslında böylece sevecek bir kendiniz olmadığını görmekle yüzleşmek zorunda kalmazsınız. tanıdığınız acıları tekrarlarsınız ve ne yapacağınızı hiç bilmediğiniz bir anda bile 'yaşamayı biliyor gibi yapmak' durumunda olursunuz. kendi acılarımıza bakmak çoğu zaman başka acılara bakmaktan daha zordur. başkalarının ihtiyaçlarını anlamak ise kendi ihtiyaçlarımızı anlamaktan daha kolaydır. kendinizi başkasına adayışınızın temelinde aslında kendi hayatınızı yaşama korkunuz vardır. kaybetmelere aldırmayarak uğraştığınız her sevilme çabanızın altında ise aslında sevilmeye layık olmadığınızı size inandırmış bir geçmiş.''
20 notes · View notes
whailen52 · 24 days
Text
sığamıyorum, bir yer edinemiyorum, boğuluyorum yabancılık çekiyorum, sevemiyorum, güçlü değilim, gitmek istiyorum, sevilemiyorum, nereye gideceğimi bilmiyorum, güvenemiyorum, ölümü düşlüyorum hayır ölümden korkuyorum.
8 notes · View notes
3391kilometre · 2 months
Text
Tumblr media
Aslı Arslan mı dedi biri? Mükemmel…
Konusu;
Çocukluk travmaları üzerine kurulan hayatların konu edildiği Sokak Nöbetçileri; yalanlar ve gerçeklerin artık ayırt edilemeyecek duruma gelmesini, karakterlerin kendilerine ve çevreye karşı duydukları yabancılık hissini ilginç hikâyelerle işliyor.
Düşüncem;
Yazarımız yani Aslı Arslan’ın dili yeterince akıcı ve anlaşılır. Diğer kitaplarında olduğu gibi bunuda mükemmel yazmış…
13 notes · View notes