Tumgik
#Sarışın Bomba
sertkiz · 8 months
Text
Gökhan Kandemir sarışın bomba
youtube
İyi Dinlemeler 🤗
Dostlarım👌💯👍
İstanbul dün gece🤗
Bursa'ya geldim doğa😁
Manzara süper ötesi 🤣
Değerli doslarimla da😄
Paylaşım Didim 😏
Bursa'dan tüm can😁
Doslara hayırlı akşamlar🙃
Gezmeri çok seven kız 😁
💯👍💯✌️💯👌💯
Tumblr media
🌿😏🌿😏🌿😏🌿
Tumblr media
141 notes · View notes
bahadirozer · 8 months
Text
berber berit abla
Estonya’da iyi berber bulmak zordu. Berberlerin çoğu kadındı. Karışık kestiklerinden bazıları erkek saçından hiç anlamıyordu. Geçen sefer Maria diye birine kestirmiştim ve harika kesmişti. Maria anaç bir karıydı, hafif balık etli, dolgun yanaklı. Songül teyzem gibi cana yakındı. Orta yaşlıydı. Aynada şüpheli bir şekilde kendime bakarken “Aklında bir şey varsa sorabilirsin” demişti, aklıma bir soru gelmeyince “Nerelisin” demiştim. “Saçla ilgli demiştim” diye güldü. Sonra ekledi “Tallin’liyim”, ardından biraz muhabbet ettik. Antalya, tatil, kebap. Berberlerin konuşması burada  pek adet değildi ama Maria konuşmaktan hoşlanıyordu. Kesimi de çok iyiydi. Tekrar mail atıp randevu aldım. 
Saat 12:25’de Kristiine Keskus’deki berber salonuna girdim. Kadın erkek karışık salona ne deniyordu acaba? Kuaför? Berberiye? Güçlü bir şekilde ışıklandırılmış, steril bir yerdi. Raflarda pahalı saç ürünleri vardı. Arabesk müzik çalmıyordu. Kül tablalarında tüten sigaralar yoktu. Kolonya kokusu yoktu. Estonya’daki çoğu yer gibi sessizlik ve feminenlik hakimdi. Biraz ilerleyince güzel bir kız taifesi ile karşılaştım. Yaşları 25 ile 40 arasında değişiyordu, sarışın, bomba ve bakımlılardı. Hoşgeldiniz dedi en baş berber, randevum vardı dedim. Tamam dedi, birisini çağırdı, gelen kişi Maria değildi. Bu durum biraz canımı sıktı.
Böyle kalbur üstü bir mekanda herkes ustadır diye kendimi avutmaya başladım. Montumu bıraktım, içinde laptop olduğu için çantamı yanıma almak istedim. Oturacağım yerin yanına bırakırken ilk azarımı yedim, “Buraya koy” dedi, “Sandaleyenin üstüne koy, yerde saç olur”. Dediğini yaptım. Maria beni böyle azarlamazdı. Cebimden telefonu çıkarıp istediğim saçı gösterecekken “Sonra gösterirsin, önce saçını yıkayalım” dedi. Berit 30’lu yaşların sonlarındaki berberimdi. Adını yaka kartından görmüştüm. Siyah saçlı, beyaz tenliydi. Zayıftı, gençliğinde çok güzel olduğu belliydi. Yüz hatları inceydi. Sol kolunda sivri şekilli bir tribal dövme vardı. Arada bir aynada kendisine bakıp güzel olup olmadığını kontrol ediyordu. Bilinç altım birkaç saniyede kararını vermiş, Berit’i tehlikeli bulmuştu. Beynim bütün ip uçlarını bir araya getirerek saçımın nasıl bir akıbete uğrayacağını çözmeye çalışıyordu. 
Oturup istediğim saçı anlattım, kaşlarını çatarak dinledi, arada bir gülümsemeye çalıştı ama gülümseme suratında pek durmuyordu. Makyajı özenle yapılmıştı. “Kaşlarını incelteyim mi” diye sordu. Ne saçma bir soruydu. Kaşlarımı inceltip ne yapcaktım? “Yoo böyle iyi” dedim. “İyi sadece sordum” dedi. Tam arkamızda ergen bir kızın uzun saçlarını fönleniyordu. Kızın gözlerinde hüzünlü ifade vardı. Yazık. Sevgilisinden mi ayrılmıştı acaba? Bugün kimse mutlu değildi anlaşılan. Genelde negatif ortamlarda yaptığım gibi ortamdaki sakin güç olmaya çalıştım.
Berit saçlarımı kesmeye başladığında ilk hamlesiyle saçı mahvetti. Önlerini çok kısa yapmıştı. Belliydi böyle olacağı. “Bu kadar kısalık yeterli” dedim, “tamam” dedi. Ama iş işten geçmişti. Ah Maria. Kesim devam ederken arkadaki berberin fönü yanlışlıkla bize geldi, kesilmiş saçlarımı havalandırdı. Berit sertçe kaşlarını çattı. Ama traşa devam etti, bir kez daha rüzgar bize gelince dönüp ciddi bir ifadeyle kadını uyardı. Diğer kadın cevap vermedi ama bozulmuştu. Berit ile aynı yerde çalışmak sabır taşlarına çok yük bindiriyor olmalıydı. Beritle evlenip çocuklarım olsa nasıl bir hayatım olurdu acaba? Bu düşünce beni mutlu etti. Peki Maria? Tombik Maria her haftasonu pişi yapıp çocuklarıyla güreşecek, kocası istedi diye 15 dakikada kısır yapacak biriydi.  
Aynada kendime bakıyordum, suratımı değiştirmediğimde aklımdan geçenleri kimse bilemezdi. İnsan ne değişikti. Traş bitti, ayna ile kafamın arkasını gösterdi, “nasıl olmuş?” diye sordu. Gülümsemeye çalıştım ve “iyi oldu, teşekkürler” dedim. Aynadaki yüzüm inandırıcıydı. Berit ile ters düşmek istemezdim. Dışarı çıktım ve yaralı bir hayvan gibi tuvalete sığındım, aynada kendime tekrar baktım. Zaten seyrek olan ön tarafı iyice açmıştı. En az 15 gün gerekiyordu saçın kendini toparlaması için. 42 euro gitmişti. Kimsenin umrunda olmayacaktı ama tatsız bir olaydı. Sonra toparladım kendimi, ucuz Asya restoranında 6,5 euroya bir tas acılı noodle yedim. Hoş bir mekandı, gösterişli hiçbir şey yoktu, ışıklandırma yetersizdi ama huzur veriyordu. Arada tavuk atomları da denk geliyordu. Yemek moralimi düzeltti. 
İyiydi iyi. İş saatinden önce saçımı kestirmiştim, 2-3 kız görmüştüm, noodle yemiştim. Hayat fena değildi.
Tumblr media
3 notes · View notes
dumduzyazi · 2 years
Text
23 şubat 23
8 gibi uyandım. bir perşembe günü. boş günüm.
mutlulukla dolu bir şekilde uyanmadım. kasvetli de değildi. 10 üzerinden 4-5 gibi bir uyanmaydı. uyku sersemi beynimde ilişki problemleri, yalnızlık ve biraz sıkışmışlık hisleriyle uyandım. gördüğüm nihilist ve yıkık rüyanın kalıntıları vardı.
odam yan yana iki tane tek kişilik yatağın sığacağı kadar. metrekare hesaplarını pek anlamıyorum. kutu gibi bir yer. bir yatak, bir dolap, bir masa ve sandalye. hepsi bu. siyah perdeyi açıp dışarı baktım, sadece aşırı soğuk havalarda ortaya çıkan pastel turuncu-pembe bir gökyüzü vardı. google'dan baktım, eksi sekiz dereceymiş.
ailemden ayrı, yalnız ve üzgün bir şekilde başka bir ülkede hayallerime koşuyorum. hayallerime doğru sürünüyorum demek daha doğru.
ailemden uzak olmama da çok fazla üzülmüyorum. zaten hiç yanımda olmadılar. var ama yoktular. istedikleri gibi olmamıştım. tuhaf komşudan gelen, sevilmeyen bir patlıcan musakka gibiydim. ama bu yıllar önceydi. herkes büyüdü ve yaşlandı. ben de bunları atlatmış gibi davrandım. şimdi, buradaki garip ve hüzünlü hayatımda rutinlerim var. beni depresyona girmekten koruyan minik yan görevler. işe gitmek, spora gitmek, markete gitmek, kızla görüşmek.
kız. bu kız nasıl benim kız arkadaşım oldu? bilmiyorum. sarışın, bomba gibi ama bozuk psikolojili öfkeli bir kız. baştan beri ilişki istemediğim söylemiştim ama ne o ne de ben de yalnız kalmak istemiyorduk. bir şekilde kabul ettirdi. ben zayıftım, o da bunu biliyordu. düşe kalka gidiyoruz işte. hayat her zaman mükemmel olmuyor.
hayatımı düzeltebilir miyim, düzelttiğimden daha hızlı bozulur mu, hayallerime sürüne sürüne varacak vaktim var mı? kim bilir? ama sürünmeye devam ediyorum. belki bir gün yürürüm, belki koşarım. bugün sürüngenlik günü.
görüşürüz
10 notes · View notes
selinderlergamerolan · 3 months
Text
Eskiler/Yeniler
Sıra sıra gidelim. Masa masa değil...
Jill ile başlıyoruz. İşte Jill'in evrimi..
Tumblr media
İlk oyundan Jill..
Tumblr media
Resident Evil 5'te de evrime kafa atarak birden sarışınlaştı bacımız..
Tumblr media
Ve Remake versiyonlarda öze dönülerek tekrardan Esmer bomba oldu.. Teşekkürler efendim..
Bir de Chris'in evrimine bakalım..
Tumblr media
Masum çömezimiz Chris..
Tumblr media
Resident Evil 5'te bir evrimleşti yakışıklı kaslı bir adama dönüştü. Gerçi önceden de öyleydi ama biraz fazla protein tozu basmış gibi.. Son sahnedeki koca kayayı itmesiyle ünlüdür..
Tumblr media
Resident Evil 6'da fazla bir evrime gidilmiyor. Ancak saç modeli ve kiloyla bir nevi oynanmış diyebiliriz.Kollar daha uygun hale getirilmiş. Ve artık koca koca kayaları itmiyor...
Tumblr media
Vee pek tabiii benim en sevdiğim hali.. Adamın hası olmuş. Sünepe bir karakterden adamın hası olmaya hey gidi yıllar nelere kadirsin..
Tumblr media
On piksellik kaliteyle tabiki de Leon'u unutmayacağız.. Evrime kafa atan başka bir karakter..
Tumblr media
Onu böyle görüyoruz.. 4'teki gariban ve Plagas'la mücadeleci tavrıyla... Çok gururlu.
Tumblr media
Eh sonra diyorlarki biz bunu çok süt çocuğu yaptık. Yüzüne biraz sertlik katalım.. RE6'da biraz daha karizma ekleniyor. Azıcıkta kas tabi..
Tumblr media
Hop sonra bir bakıyoruz. Gözleri renksiz Leon'umuz göz rengiyle öne çıkıyor. Kontakt lenslerin linki lütfen! Gerçi burda daha karizma ama Leon'un sarı saçları eksik... Bu karaktere saygısızlık!! Sarı demeyin. Gayet de kahverengi.
Tumblr media
Ve evet.. Adamın hası olduğu an.. RE4 Remake.. Ah durun. Kontakt lens değilmiş.. Hep maviymiş.. Sarışın mavi gözlü türkiyede olsaydı Kıvanç Tatlıtuğ olup aşkı-memnu'da oynardın Leon.. Kaderini iyi seç!! :D
Oyun dünyası evrimlerle dolu. Ben sadece bir kaçını inceledim.. Bir dahakine diğer karakterleride inceleriz. Clarie Redfield, Albert Wesker'ı sonraya saklıyorum. İii günler.
0 notes
dakikamagazin · 3 months
Link
Bomba iddia! Çağatay Ulusoy yeni aşkıyla teknede görüntülendi
0 notes
aykutiltertr · 5 months
Video
youtube
Kaynanam - El Musto ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Rap)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/czKjZvL_YCA Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Kaynanam - El Musto ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Rap) Author: ElMusto Produced by: Yunus Tüncel (YNS) Mix&Mastering: Etki Yönetmen/Directed by: Mario Da Sanchez Görüntü Yönetmeni / DOP: Mario Da Sanchez, Kemal Çetinkaya DIT: Pacino Films Kurgu / Edit: Berke Küçük Management: Ahmet Karaduman ELMUSTO - KAYNANAM Ben laftan anlamam Manita 5 tane yok bi kaynanam Atla gezelim şehri durmadan Güzele basarım suratına bakmadan 5 sarışın barbie Üf yanıyoruz aga harbi Masayı hazırla geliyoruz abi Alemde dadiyorlar bize ferrari Tabi ya alayınız hayran Rahat ol babacık bigman Severim Adana ve şırdan Sokakta gezerim ağzımda kürdan hurra Tiki taka rumba Sarışınım bomba Gecelerim hızlı 12den sonra Gemileri yaktım Yenileri yolla Bi gecelik hakkın Hadi bebek oyna Sarsın baba sarsın Sigarayı döndür alev alsın Lüle lüle saçlar o yalan aşklar Bi gençlik verdim üstü kalsın Kara geceler canım isterse Şeytan beni yatırıyo terse Gelse bu gece bi kere bana verse Parçalarım onu aslanım derse Ben laftan anlamam Manita 5 tane yok bi kaynanam Atla gezelim şehri durmadan Güzele basarım suratına bakmadan Bi çanta para akıyo gecede Şehrin en güzel kızı bugün benimle İstemem bidaha unuttum senide Bakarım sadece işime gücüme Uçuyoruz her gece Roterdam Bizde yeşiller dalından Kısmet Çıkmadı falımdan Ben hiç vazgeçmedim yolumdan Ben laftan anlamam Manita 5 tane yok bi kaynanam Atla gezelim şehri durmadan Güzele basarım suratına bakmadan Namussuz isimli şarkısıyla viral listelerde yer almayı başaran ve merak edilen isimlerden olan Elmusto kimdir ? hakkında tüm bilinenleri paylaşıyoruz. Bebeğim Gel Locadayız isimli şarkısıyla TikTok üzerinde büyük bir çıkış yapmıştır. Namussuz, Hasbelkader, Bizi durduramazlar ve Agalar isimli teklileri vardır. Ellmusto instagram hesabını kullanmaktadır. Elmusto gerçek adı nedir ? Mustafa Murat Sarı’dır. İstanbul’un Çekmeköy semtinde ikamet etmektedir. Mustafa Murat Sarı İstanbul Çekmeköy’de yaşıyor Memleket’i merak edenler için Erzincan’lı olduğunu söyleyeyim 21 yaşındadır Taylan Kaya ve Melfete ile yakınlığı vardır Çalıştığı kişi tanınan bir isim olan Etki’dir Mustafa Murat Sarı Çekmeköy de yaşıyor Memleket’i merak edenler için Erzincan’lı olduğunu söyleyeyim 21 yaşındadır Taylan Kaya,Melfete ile yakınlığı vardır Çalıştığı kişi ise tanınmış bir isim olan Etki’dir Çekmeköy için Freestyle’ı vardır Gerçek adı Mustafa Murat Sarı’dır. İstanbulun Çekmeköy semtinde ikamet etmektedir. 20 yaşındadır. Mahallemizin gururu 2019 yılından Beri Rep ile Uğraşmaktadır Agalar Namussuz Şarkısı ile viral olmuştur bu Ne Farkeder Ve Seni Yazdım Şarkılarıyla Da Patlamayı Başarmıştır Elmusto Kimdir? Kaç Yaşında? El Musto Nerelidir? (Tüm Bilgiler) Sosyal medyada gerçek adı ve kaç yaşında olduğu merak edilen Elmusto kimdir, nerelidir, kaç yaşında, burcu ne, boyu kilosu kaç, gerçek adı ne, sevgilisi var mı? İşte Elmusto’nun hayatı ve hakkında merak edilen sorular.. Gerçek adı Mustafa Murat Sarı olan sahne adıyla Elmusto 2001 Erzincan doğumludur. Bebeğim Gel Locadayız, Çalkala, Hasbelkader ve Namussuz gibi şarkılarıyla ünlenmiştir. İstanbul Çekmeköy semtinde yaşayan 22 yaşındaki rapçi ilk olarak Bebeğim Gel Locadayız ile sosyal medyada dikkat çekmeyi başarmıştır. Elmustor gerçek adı ile Mustafa Murat Sarı, 22 yaşındadır. Kendisinin doğum tarihi ve burcu gibi bilgiler ise bilinmiyor. Ayrıca kendisinin sevgilisinin olmadığı bilinir. Elmusto YouTube Rapçi Elmusto’nun, ElMusto – Music adında YouTube kanalı mevcuttur. Ve YouTube kanalında 50 milyonu aşkın izlenmeyi (dinlenmeyi) geçmiştir. Gel bebeğim locadayız şarkısı ile TikTok üzerinde iyi bir çıkış yapan Elmusto’nun YouTube üzerinde ise en çok dinlenen şarkısı ise 21 milyon ile Agalar şarkısıdır. YouTube üzerinde en çok dinlenen ikinci şarkısı ise 14 milyon izlenme ile Namussuz şarkısıdır. Son şarkısı Aksiyon ise 15 Eylül 2022 tarihinde çıkmıştır. Aksiyon şarkısı Spotify Türkiye Hot Songs listesindeki 10. gününde +100k izlenerek 69. sıraya yükseldi. Elmusto İnstagram İnstagramda ellmusto kullanıcı adı ile 34k takipçisi bulunmaktadır. Elmusto instagram hesabını aktif bir şekilde kullanmaktadır. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Alttaki yorumlar kısmından fikirlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Elmusto Kimdir? Elmusto Bebeğim Gel Locadayız şarkısı ile sosyal medyada dikkatleri çekmeyi başardı. Şarkının söz ve müziği kendisine aittir. Kısa bir sürede 1 milyon kez dinlemeyi aşmıştır. Elmusto hakkında birçok detay merak edilmektedir. Kendisi ile fazla detay bulunmamaktadır. Ayrıca Agalar ve Hasbelkader gibi şarkıları vardır. Bu içerik KimdirKim.com ekibi tarafından hazırlanmıştır.
0 notes
darkyayincilik · 7 months
Text
Sarışın Bomba Seda Mete'den 'Yanıla Yanıla'
youtube
View On WordPress
0 notes
gundemarsivi · 8 months
Text
Tumblr media
Fıkralardan Seçmeler
✍🏻 Hayati Sarnık
https://www.gundemarsivi.com/fikralardan-secmeler/
Can kardeşlerim,
Dünyada sevilen bir fıkra aklıma geldi. Ben de bize adapte ettim.
Ülkemizde, (Sakıp Sabancı veya Vehbi Koç gibi zengin) biri ölmüş.
Mezarlığa aile efradı gidip, siyah gözlükler ile bakıyorlar yapılan ritüele. Bir adam kendini yırtıyor. “Ben ne yapacağım şimdi. Sen ölmemeliydin!” yerlerde debeleniyor. Bir gazeteci soruyor: “Siz merhumun neyi oluyorsunuz. Bütün sülalesi burada, kimse bu kadar yırtınmıyor. Neden”? Dediğinde adam cevap veriyor: “Hiçbir şeyi olmuyorum. Onun için böyle yırtınıyorummm.”
***
Lazlar taka (balıkçı teknesi) yapacaklar. Uygun ağaç bulmuşlar dağın tepesinde. Ağaçları kesip mükemmel bir taka yapmışlar. Takayı nasıl indirecekler dağdan? Yaşlı olan akıl vermiş. “Ha pu takayı ağaca pağlayacağuz. İçine girup ipleru kesecağuz. Hep beraber denuza ineceğuz daaa” deyince uygulamışlar. Taka dağa taşa çarparak deniz kenarına inmiş. Taka paramparça. Herkes savrulmuş etrafa. Akıllı yaşlı ayağa kalkmış. Etrafa bakmış hepsi ölmüş. Moruk sağ. Açmış ellerini sema ya “Eyyy yarabbiiim çok büyüksüüün. Az daha hepumuz öleyduk daaa…”
***
Bir Laz bara gitmiş. Yüksek tabureye oturup viskisini yudumlamaya başlamış. Yan tabureye sarışın bir bomba gelip oturmuş. Viski alıp içmeye başlamış. Laz devamlı ona bakmaya başlamış. Sarışın fark edip “Hiç bana boşuna bakma!” demiş. Laz merakla “Niçun da?” deyince sarışın “Ben Lezbiyenim.” deyince Laz “O nedur daa?” deyince sarışın bomba “Ben bayanlardan hoşlanırım.” der. Laz bir müddet düşünür ve cevabı patlatır “Uyyy pen de lezbuyanum daa, pen de bayanlardan hoşlanayruuuum…”
Bu fıkrayı İstanbul Ambarlı’daki tır deposunda anlattım. Baş şoför çok şamata bir Laz’dı. Her şoföre argo takılırdı. Bekleme salonunda anlatınca bana “Uyyyy Hayati abiiim. Burada kimse bana cevap veremiyordiii. Ha seen penum forsumu söndürdün daa!” deyip beni öptü. Diğer şoförlerde başladı “Lezbuyen Osmaaan” demeğe. Osman ayağa kalkıp “Pakun arkadaşlar. Penu kimse madara edemedu amaa, Hayati abim ağzıma sçtı” dedi. Kalkıp beni öptü.
***
Çocukluk arkadaşı iki laz yıllar sonra karşılaşıyorlar, 85-90 yaşındalar. Biri “Ulaa Tursuuun nasilsuun iyi misunn?” der. İkinci “Yok daaa. Ha bu ihtiyarluk rezulluk, rezulluk. Başımda saç yoktiir. Gözümde fer yoktiiir, ağzımda diş yoktiiir, aşağıda faaliyet yoktiiir, dizlerimde derman yoktiir. Altuma edeyrum haberum yoktiiir. Sen nasulsun daa?” İkinci: “Pen anamdan dün doğmuş cibiyuum daa!”deyince öteki sorar “Uyyy nasıl olayi bu daa?” deyince arkadaşı anlatır. “Başımda saç yoktiiir. Gözümde fer yoktiir, ağzımda diş yoktiir, aşağıda faaliyet yoktiiir, dizlerimde derman yoktiiir, altuma edeyrum haberum yoktiir.”
Dünya yuvarlaktır. Döner döner aynı konuma geliriz.
***
Bir Laz, Paris’e gezmeye gitmiş. Sokaklarda dolaşırken bakmış bir afiş -Ünlü piyanist Laz Henri konseri diye. Gece gitmiş. Sahnede piyano. Piyanist sahneye çıkmış. Gayet şık. Selâm vermiş. Piyanoyu kaldırıp taburesinin yanına koymuş. Laz bağırmış ona “Ulaa uşağuum dursuuun sen misun daaa?” Piyanist bakmış “Ulaa nereden tanudun daaa?” Seyirci: “Ulaa hiçbir piyanist piyanoyu taşımaz, tabureyi taşır piyanonun yanunaaa!…”
***
Bir genç kadın boğaz köprüsünde intihar etmek için demirlere tırmanır. Bunu gören bir adam arabasını durdurup engel olmak için durur ve kadına “Hanımefendi atlamayın. Daha çok zamanınız var. Ben denizciyim. Yarın gemi ile Amerika’ya gidiyorum. Seni de götüreyim.” deyince kadın razı olur. Gece Sarayburnu’ndan gemiye gizlice binerler. “Kamaradan hiç çıkma!” der adam. Çıkmaz. Bir kaç gün geçer. Yaklaşma olur aralarında. Kadın gemide sıkılır ve bir gün kamaradan çıkar. Gemi gitmektedir. Bir görevliye “Daha Amerika’ya gelmedik mi?'” deyince görevli “Ne Amerika’sı hanımefendi, bu gemi Kadıköy Eminönü vapuru” der.
***
Bu gece Allah’a bir gün daha yaklaştım. Rakımı açtım. Sağ ve sol elimle tokalaştım. “Doğum günün kutlu olsun” dedim. Ayna ile öpüştüm. Rakı yul alâyu ve alâsız olmaz. Zaten ne kadar vaktimiz var. Ayet: Biz sizlere binbir çeşit yiyecek ve içecek verdik. Hiç birinden vücudunuzu mahrum etmeyiniz-diyor. Mahrum edersek günaha girip cennete gidemeyiz. (21 Aralık’tan bir not.)
Hayati Sarnık
1 note · View note
pikselog · 10 months
Link
Yönetmen/Yapımcı: David Leitch Yapımcı: Kelly McCormick Yapımcı: Ryan Gosling Yapımcı: Guymon Casady İdari Yapımcı: Drew Pearce İdari Yapımcı: Geoff Shaevitz İdari Yapımcı: Glen A. Larson Oyuncular: Ryan Gosling, Emily Blunt, Winston Duke, Aaron Taylor-Johnson, Hannah Waddingham, Stephanie Hsu O bir dublör ve bu camiadaki her dublör gibi bizim eğlencemiz için, havaya uçurulup, vurulur, pencereden fırlatılıp, en yüksek yerlerden atılır. Ve şimdi, neredeyse kariyerini sona erdiren bir kaza sonrasında, bu emektar dublör hem işini yapmak hem de kayıp bir film yıldızını bulmak, bir komployu çözmek ve hayatının aşkını geri kazanmaya çalışmak zorundadır. Bu hikayede doğru giden ne olabilir ki? Suikast Treni, Deadpool 2, Sarışın Bomba ve Hızlı ve Öfkeli: Hobbs ve Shaw’ın başarılı yönetmeni ve John Wick, Önemsiz Biri ve Vahşi Gece’nin yapımcısı nam salan, kendisi de eski bir dublör olan yönetmen David Leitch’in, şimdiye kadarki en kişisel filmi. Komik, sürükleyici, yıldızlarla dolu heyecan verici bir film olan Dublör, aksiyon filmlerine ve onları yapan ama çoğu zaman değerleri yeterince anlaşılmayan çalışkan dublör ve kamera arkası ekibine adanmış bir aşk mektubu. Oscar® adayı Ryan Gosling (Barbie, Aşıklar Şehri, Sürücü) ile Altın Küre ödüllü Emily Blunt’ı (Oppenheimer, Sessiz Bir Yer filmleri, Sicario) başrole taşıyan filmde, fiziksel ve zihinsel sağlığına odaklanmak için bir yıl önce işi bırakmış, ancak eski sevgilisi Jody Moreno tarafından yönetilen yüksek bütçeli bir stüdyo filminin yıldızının kaybolmasıyla tekrar göreve çağrılan Colt Seavers’i izliyoruz. Filmde acımasız yapımcı Gale (Emmy ödüllü Hannah Waddingham; Ted Lasso), yıldız Tom Ryder'ın (Altın Küre ödüllü Aaron Taylor-Johnson; Bullet Train Suikast Treni) kaybolmasını stüdyo ve medyadan gizlemeye çalışırken, Colt, Jody'yi geri kazanmak için filmin en çılgın aksiyon sahnelerini gerçekleştirir. Ancak kayıp yıldızın etrafındaki gizem derinleştikçe, Colt kendini bir dublörün yüzleştiği herhangi bir tehlikeden çok daha karanlık bir suç komplosunun içinde bulacak. 1980'lerin popüler TV dizisinden ilham alınan Dublör filminde ayrıca Winston Duke (Black Panther serisi) ve Oscar Ödülü adayı Stephanie Hsu (Her Şey Her Yerde Aynı Anda) oynuyor. Hobbs & Shaw’un senaristi Drew Pearce tarafından kaleme alınan Dublör filminin yapımcılığını, 87North şirketi adına Kelly McCormick (Suikast Treni, Önemsiz Biri, Sarışın Bomba) ve David Leitch, Entertainment 360 adına ise Ryan Gosling ve Guymon Casady (Game of Thrones, Steve Jobs) üstleniyor. Filmin idari yapımcılığı, Drew Pearce, Entertainment 360'dan Geoff Shaevitz ve orijinal Fall Guy televizyon dizisinin yaratıcısı Glen A. Larson tarafından yapılıyor. DUBLÖR FİLMİ 2024’TE SİNEMALARDA
0 notes
tapinakdansozu · 6 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dolandırıcıyı dolandırmak hep daha zevklidir.
11 notes · View notes
perfavor · 3 years
Text
aaa en olmadı tümden saçımı sarı yaparım nedir yani benden kıymetli mi
8 notes · View notes
Text
Sarışın Güzelin Tek Derdi Sikilmekmiş! (Mert 26 Y., İzmir)
Merhaba ben İzmir'den Mert. 26 yaşındayım ve yakışıklı sayılabilecek biriyim. Bu olay bir sene önce yaşandı. Ben ve erkek kardeşim Emre, İzmir Karşıyaka'da bir apartmanda tek başımıza yaşıyoruz. Annem ve babam İstanbul'dalar. Ben genellikle geceleri evde olmam, dışarıda eğlenirim arkadaşlarla.
Yine bir gece arkadaşlarla gece vakti saat 23:00 gibi iskelede buluştuk. Benim bir arkadaşım vardır çok çapkındır. O gece yanında 3 tane hatun getirdi. Biz 4 erkek kızlara yavşamayı düşünürken çapkın arkadaşım dediğim Tayfun hatunları bırakıp başka yere gitti. Kızlar bize kaldı :). Kızlar içki almaya gidince, ben hemen arkadaşlara, "Sarışın benimdir, sakın sulanmayın!" dedim. Kızların adları Merve (bu benim bahsettiğim sarışın), Nazlı (bu tam bir esmer bomba), birde Ceren var, o da Kızıl saçlarıyla yakıyordu ortalığı. Benim Merve hiç abartısız 90-60-90 ölçülerindeydi. Nazlı ve Ceren de o civarlardaydı. Zaten Tayfun çürük mal getirmez yanında.
Hepsi yüzüne 1 ton boya sürmüştü. Neyse, içkileri alıp geldiler ve iskeledeki masalardan birine oturduk, başladık sohbete. Saat ilerledikçe konu aldı başını gitti. Kızlar artık konuyu sekse getirince, ben yanımda duran arkadaşa, "Bunlar yarrak istiyor!" diye fısıldadım. O da, "Aynen!" diyerek bastı kahkahayı. Kızlar ne olduğundan habersiz bizi izliyorlardı :). Artık herkesin kafası 1 milyondu. Yanımdaki arkadaşım Kerem hemen aldı Cereni, atladı arabasına bastı gitti. Amacın ne olduğunu anladığımızdan diğer arkadaşımda Nazlıyı aldı, onlarda binip gitti. Biz Merve ile başbaşa kaldık. Aslında benim amacım onunla birkaç gün çıkıp sonra işimi görmekti, ama kızın amacı başka. Neyse, ben de sıkılgan tavırlarından anladım ve direkt aldım kızı, hemen atladım arabaya.
Arabada ben Merve'ye bakmaktan yola bakamıyordum. Altında 'Süper Mini' denilen bir etek vardı. Ben o güzel bacaklara bakarken şeritten çıkmışım farkında değilim. Neyse, geldik benim eve, kardeşim de dışarıda olduğu için direk daldık içeri. Ben kapıdan girince ışığı yaktım ki, gecenin karanlığında pek belli olmayan sikim pantolonu yırtıyordu. Ben hiç saklamadım zaten kız istiyor :) Kızı iki elinden tutup yatak odasına götürdüm, dudaklarına yapıştım. O güzel dudakları ısırıyor, ağzının içinde dilimi gezdiriyordum. Deli gibi emiyordu dudağımı. Onu yatağa ittim ve bana bir bakış attı ki, bende film koptu. O an delirdim ve kızı resmen sikmekten öldürmek istedim.
Direk üstüne uzanıp göğüslerini mıncıklayarak yalamaya başladım. Memelerinin ucu semsert oldu. Bugüne kadar kaç kızı yatağa attım hatırlamam, ama bu kadar diri ve dik göğüsleri hiç görmedim. Dilimi göbek deliğinde gezdirirken, o deli gibi inliyordu. Eteğini aşağıya sıyırdım ve külodunu tek hamlede çıkardım. Kasıklarını yalamaya başladım. Amını tıraşlamıştı, süper görünüyordu. Dilimi amının kenarında gezdiriyorum, ama o zorla amını ağzıma itiyordu. Benim kafam yine attı, amının içine dilimi soktum. Deli gibi inliyordu. Direkt onu domalttım, arkadan o muhteşem kalçasını ısırıkladım. Birkaç dakika ısırıkladım onun kalçasını. Sonra ayağı kalktım onu da yatağın ucuna oturttum...
Pantolonumu çıkardı ve benimkini elinin arasına aldı. Gerçi tam olarak alamadı, benim yarrağım biraz iri ve bayağı kalındır, bu yüzden işaret parmağını ve baş parmağını birleştiremedi. Direkt ağzına verdim. Öyle iştahla yalıyordu ki, benimkisi taş gibi oldu. Ağzına boşalmamak için ağzından çıkarıp, onu yatağa sırtüstü yatırıp, bacaklarını omzuna kadar ittirdim ve bacak arasına girip sikimle amına fırçalamaya başladım. Am dudakları süper gözüküyordu. Beni delirten gözlerine birdaha baktım, "Hadi sok, bakire değilim!" deyince, birden gömdüm amına. Sıcacıktı içi. Girip çıktıkça deli gibi inliyordu. Artık memelerini sıkıp, amını çok hızlı pompalıyordum. O sırada telefon çaldı, ben hiç istifimi bozmadan elimi uzatıp telefonu açtım. Arayan Kerem'di ve arkadan, "Ahh, ohhh, evet canım!" gibisinden sesler geliyordu. "Nasıl gidiyor abicim?" dedim. Kerem de, "Süper!" deyince, ben Merve'ye bir hızla gömdüm ve "Ahhhh!" diye anırdı. Kerem telefonda kahkalar attı ve kapadı. Amından çıkarıp kasıklarına boşaldım.
Yanyana uzandık bir süre. Ben bu arada memelerini mıncırıyordum. Benim yarrak yine ayaklanınca, Merve'nin o hayran olduğum götünü sikmeyi aklıma koydum. Domalttım ve göt deliğini yalamaya başladım. Merve, "Sok götüme! Sik götümü!" diye inlemeye başlayınca, yarrağımı tükürükledim ve götüne dayadım ve bir hamlede gömdüm. Kız deli gibi bağırdı. Birkaç dakika sonra ise zevkten inlemeye başladı. "Geliyorum!" diyerek bunun götünün içine boşaldım ve sikimi çıkarıp doğru duşa gittim. O da arkamdan geldi ve yıkandık. Sonra Merve giyinip çıktı gitti ve ben de direkt uykuya daldım.
Ertesi gün arkadaşlarla buluştuk. Hepimiz halsizlikten yanıyorduk. Aralarında en az boşalan benmişim meğerse. 2 arkadaşım da kızlara 5 posta boşalmış bütün gece :) Daha sonra Merve'yi çok aradım ilişki başlatmak için, ama ulaşamadım, kendisi de beni aramadı birdaha. Meğersem orospunun tek derdi sadece sikilmekmiş!
Herkese iyi sikişmeler!
[Mert]
59 notes · View notes
burakurnaz · 4 years
Text
bok gibi günden sonra eve gelip türk kahvesi içerek çubuklu yaşar-sarışın bomba dinledim. dün gece aniden gelen bir 31in bütün günüme bu kadar cenabetlik katacağını düşünmemiştim: tezgahı sökerken telefonumun ekranı kırıldı, şirketteki en düşük zammı benim aldığımı öğrendim, akşam tam çıkacakken ustanın al şu takımı değiştir (evet ustaların getir-götür işlerini yapıyorum) demesi yüzünden servisi kaçırdım.
eve gelip güzel bir kahve demleyip, duşa girip yemek yedim. can yaman’ın oynadığı bir diziden sahne gibi canlandırabilirsiniz ama ben çok bitkindim.
2 notes · View notes
miyoov · 4 years
Text
Dilime dudağıma karış affetme yürü sarışın bomba
1 note · View note
multecibekes · 5 years
Text
Tumblr media
BIR ESIR ÉZIDİ KIZIN HIKAYESI Öşenmeyin okuyun lamia ve ezidi halkın çilesini
Sanık sandalyesinde baş eğmez bir tavırla ayakta dikiliyordu. Onu kaçıran İslam Devleti üyelerinin yumruk ve tekmelere ek olarak kablolar ve silahlar kullandığı bir başka acımasız dayağın ardından ağzı burnu kan içinde kalmış, vücudu morluklarla dolmuştu.
Lamiya Hacı Başar bir kez daha işkencecilerinden kaçmaya çalışmış ve Ezidi genç kadın, bir kez daha yakalanmıştı.
Musul şeriat mahkemesinde bir kadı ona bakıyordu. Lamiya’nın sürekli kaçmaya çalıştığı söylendikten sonra -bu kez terör grubunun kaçırdığı birçok başka kızla birlikte kaçmaya çalışırken yakalanmıştı- kadı kararını açıkladı.
‘Beni ya öldürmeleri ya da kaçmamı engellemek için ayağımı kesmeleri gerektiğini söyledi,’ diyor Lamiya.
Peki böylesine dehşet verici bir cümleye tepkisi ne olmuştu?
‘Tek ayağımı keserseniz ötekiyle gene kaçarım’ dedim. Kadıya asla vazgeçmeyeceğimi söyledim. Onlar da ‘Sen kaçmaya devam edersen, biz de işkence yapmaya devam ederiz,’ dediler.
Muazzam bir cesaret örneği sergilemişti ama bu onun karakterinde vardı. Sonunda hayatı ve ayakları, onu yeni ‘sahibe’ satacağını söyleyen üst düzey bir IŞİD üyesi sayesinde kurtuldu.
Lamiya, barbar fanatikler tarafından seks köleliğine maruz bırakılan, hayvanlar gibi pazar yerlerinde satılan, taciz edilen binlerce Ezidi kadından biriydi. Korku, ıstırap ve saldırılarla dolu bu hayat daha bir yıl devam edecekti. Yaralı cihatçıları tedavi etmediği zamanlarda kaçırılan kadın ve çocukları alıp satan zalim bir askerî doktorun elinde tutsaktı.
Lamiya, kaçışı da acı dolu ve trajik olmasına rağmen artık özgür. Yüzünde, ruhundaki derin psikolojik yaralara eşlik eden derin fiziksel yaralar bırakan bir patlamada yaralandı.
Onunla Almanya’daki sakin bir otelde buluştum. Orada bu sıra dışı, yumuşak sesli genç kadın bana kendi hikâyesini anlattı -insanın en kötü kâbuslarının bile ötesinde bir vahşet hikayesi.
Babası ve erkek kardeşlerinin kurşuna dizilmesine şahit oldu, zalim katiller tarafından köle yapıldı ve ardından neredeyse iki yıl boyunca bir dizi yaşlı adamın dayak ve tecavüzüne maruz kaldı.
IŞİD’in Suriye ve kuzey Irak’taki merkezinde sıkışıp kaldığı süre boyunca Lamiya çocukların seks kölesi olarak yaşlı adamlara satıldığını gördü ve intihar bombacılarının hazırlanmasına yardım etmeye zorlandı. Öyle bir an geldi ki Lamiya bir odaya atılıp 40 fanatik tarafından toplu tecavüze maruz bırakıldı. Yine de kırılmadı. ‘Bu adamlar canavardan da beter,’ diyor. ‘Bu yüzden güçlü kalmayı sürdürdüm, çünkü bana verdikleri hayatı değiştirmek istiyordum.’
Şimdi, gösterdiği bu muazzam cesaretin ardından, kendi cinsiyeti, bölgesi ve dini açısından alışılmadık bir şey yapıyor ve başına gelen korkunç şeyler konusunda çekinmeden konuşuyor.
Hâlâ sadece 18 yaşında olduğuna inanmak güç. Lamiya’nın duruşu geçtiğimiz ay AB’nin en üst düzeydeki insan hakları ödülü olan Saharov Ödülü ile taltif edildi. Seks kölesiyken kurtulan bir başka kadın olan Madya Murat da bu ödülü aldı.
Hikâyeleri tüm dünyaya onlar gibi daha nice Ezidi kadının, onları kadim inançları nedeniyle kâfir ilan eden yobazların elinde hala aynı dehşeti yaşadığını hatırlatıyor.
400.000 kişilik Ezidi toplumu, kadim Ortadoğu geleneklerini birleştiren dinleri, mavi bir tavus kuşu biçimini alan bir meleği kutsal saydığı için, şeytana taptıkları gerekçesiyle aşırı uç Müslümanlar tarafından zulme tabi tutuluyorlar. Dramları ilk kez 2014’te haberlere çıktı.
Lamiya, Kuzey Irak’ın Ezidi köyü Koço’dan geliyor. Köyün 1800 sakinine IŞİD tarafından İslam’a geçmeleri, yoksa öldürülecekleri söylenmiş. O zaman kadar mutlu bir çocukluk yaşıyormuş. Zengin bir ailenin sahip olduğu büyük ve güzel bir çiftlikte büyüyormuş. Okula gitmiş, çok çalışmış ve öğretmek olmak istiyormuş.
‘DAİŞ’i televizyonda ilk duyduğumda, bunun yeni bir hayvan olduğunu sanmıştım,’ diyor, ne kadar küçük olduğunu vurgulamak için. ‘Bir terör çetesi olduklarını bilmiyordum.’
IŞİD, Koço’nun 80 mil batısında bulunan Irak’ın ikinci büyük şehri Musul’u işgal ettiğinde, büyükler köylerinin iki ateş arasında kalabileceğini fark etmişler ama kendileri gibi barışçıl sivillerin hedef alınacağı akıllarına gelmemiş.
Ama Ağustos 2014 başında, yakındaki Sincar şehrini ele geçirdikten sonra IŞİD militanı dolu iki araç köylerine gelmiş.
‘Bize din değiştirmemizi söylediler ama zarar vermeyeceğiz dediler,’ diyor Lamiya. Köy kuşatılmış ama birkaç aile kaçmayı başarmış.
Ardından 15 Ağustos’ta, siyahlar içinde erkeklerden oluşan kalabalık bir grup köyü basmış, köy sakinleri bunlardan bazılarının komşu kasabalardan olduğunu tanımışlar.
Herkes okula götürülmüş, üzerlerinde ne varsa alınmış ve kadınlar birinci kata çıkarılmış.
‘Çok korkmuştum. Babamı, ailemi, canımı düşünüyordum,’ diyor Lamiya. ‘Sonra tüm erkeklerimizi götürdüler -babalar, oğullar, kardeşler.’
Babası ile iki erkek kardeşini son görüşü olmuş bu. IŞİD korku içindeki kadınlara erkeklerin birçok Ezidi’nin sığındığı Sincar Dağı’na götürüldüğünü söylemiş.’ On dakika sonra silah sesleri duyduk,’ diye hatırlıyor Lamiya.
Erkekler kasabanın sokaklarında katledildiler. Ardından kadınlar ikiye ayrıldı: evli kadınlar ve küçük çocuklar Tel Afer yakınına götürüldü. Bekâr kadınlar ile küçük kızlar ise Musul’a gönderildi. Yaşlı kadınlar ertesi gün kurşuna dizildi.
Lamiya, üç kız kardeşi ile birlikte kendilerini bekleyen kaderin ne olduğunu kısa süre içinde görmüşler. ‘Erkekler oramızı buramızı elleyip bizi öpmeye çalışarak saldırmaya başladılar.’
Musul’da tutsaklar benzer yaşlardaki yüzlerce Ezidi ile dolu büyük bir binaya dolduruldu. Burası militanların seks kölesi alıp satmaz için kullandıkları yer çıkacaktı. ‘Erkekler sürekli kızları seçmeye geliyorlardı. Biri gitmeyi reddederse kablolarla dövülüyordu,’ diyor Lamiya. ‘O yaşlı adamların, o canavarların kızlara saldırdığını görmek çok acı vericiydi. Dokuz on yaşlarında kız çocukları bile ağlıyor ve lütfen bize bir şey yapmayın diye yalvarıyorlardı. Dehşeti size anlatamam.’
Lamiya’yı ve kız kardeşlerinden birini 40’larındaki bir Suudi adam satın aldı, onları IŞİD’in merkezi Rakka’ya götürdü ve çoğu zaman elleri kelepçeli vaziyette bekletti. ‘Çok kötü bir adamdı,’ diyor Lamiya.
‘Onunla olduğumuz üç gün boyunca bizi dövdü. Bir keresinde, ona direndiğim için boğazımı sıkıp beni öldürmeye çalıştı.’
Kız kardeşleri yumuşatmak için adam onları bir IŞİD üssüne götürmüş ve bir odaya atmış. ‘Bize 40 kadar adam saldırdı. Aklınız almaz -bu kadar canavarın eline düşmüş iki küçük kız. Başımıza feci şeyler geldi.’
Daha sonra kızlar başka başka militanlara satılmış. Her birinden yaklaşık 100 pound alınmış. Lamiya sonunda Musul’dan gelen daha da zalim bir adamın eline düşmüş.
Kilitli bir odada tutulmalarına rağmen ilk beş kaçma girişimini apartmanda tek başınayken pencereden atlayarak yapmış. Musul’un yerel sakinlerinden biri ile karşılaşınca ondan yardım dilenmiş ve adam da onu üç gün evinde saklamış.
‘Aile bana beni gelip alabilecek akrabam var mı diye sordu ama akrabalarım da esir durumdaydı. Aile Daeş’ten korkuyordu, bu yüzden üç gün sonra adam iki militanı çağırdı ve bir kız buldum dedi.’
IŞİD’in kadın satışı için kullandığı bilgisayarlı bir kayıt sistemi sayesinde ‘sahibine’ hemen ulaşmışlar. Daha da beter dayak yiyeceği adama teslim edilmeden önce Lamiya altı adamdan işkence görmüş.
İkinci kaçma girişiminden sonra adam onu satmış. Lamiya’ya ‘Seninle başa çıkamamış’ dediğimde ilk kez çekingen bir şekilde gülümsüyor.
‘Her kaçmayı denediğimde bana işkence yaptı ama bu beni daha da güçlendirdi. Hiç vazgeçmedim. O kadar çok zulüm, o kadar suç gördüm ki… bu bana onlara direnmeye gücü verdi.’
Eşi ve oğlu ile yaşayan Musullu beyaz saçlı bir adam satın almış onu bu sefer. ‘Ona beni ailenin kölesi yapamazsın dedim,’ diyor Lamiya. ‘Lütfen bana orda bir şeyler yapma, dedim. Ama bana tecavüz etti.’
‘Bir keresinde karısından ve annesinden beni cinsel istismardan korumalarını istedim ama bana, ben kâfir olduğum için bunun onun hakkı olduğunu söylediler.’
Bu adam onu iki ay tutmuş. Sonrasında Lamiya adamın başka bir karısı olduğunu keşfetmiş. Almanca konuşan, sarışın, mavi gözlü, daha genç bir kadın. ‘Çok iyi biriydi ama onun bu adama razı olmuş olmasına inanamadım.’
Başka bir kaçma girişiminden sonra Lamiya bir IŞİD emirine devredilmiş. ‘Her adam bir öncekinden beter oluyordu,’ diyor. ‘Herkes baş belası olduğumu söylediği için daha baştan beni dövmeye başlıyorlardı. Sürekli dövüyor, sürekli taciz ediyorlardı.’
IŞİD lideri bomba yapımında uzmanmış. Musul’da araç, sıvı patlayıcı ve elektrik ekipmanı dolu büyük bir bodrumu varmış. Lamiya intihar yeleği üreten adamın yanında çalışmaya zorlanmış. Her gün 50 aracı donatacak kadar kablo bağlamayı öğretmiş adam Lamiya’ya.
Çalışırken hava saldırılarının ve civarda patlayan füzelerin seslerini duyabiliyormuş.
‘Bize de saldırsalar da ölsem diyordum,’ diyor Lamiya. ‘Çektiğim çile bitsin istiyordum. Bu korkunç yerin de yerle bir edilmesini istiyordum çünkü orada bomba yapılıyordu.’
Bodruma başka Ezidi kızlar da getirildiğinde, Lamiya onları kaçmaya ikna etmiş. Bu denemenin de başarısız olması üzerine gaddarca dayak yemiş ve şeriat mahkemesine çıkarılmış.
Sonrasında onu bir askerî doktor satın almış. Bu adam ona hastanesinde ayak işleri yaptırmış. Bu işleri yaparken onu denetleyebilmek için Lamiya’ya bir cep telefonu da vermiş ama Lamiya telefonu Kürdistan’daki amcasını aramak için kullanmış.
O vakit, bir Kürt cephesinin yakınında tutuluyormuş ve amcası onu oradan çıkarması için bir kaçakçıya 7500 dolar vermiş.
Gece boyunca Koço’dan getirilen bir başka genç kız olan Katherine ve dokuz yaşındaki Almas adlı bir kız ile birlikte yürümüşler. Ama sabah 4 civarı, Katherine bir mayına basmış ve kendisi ile birlikte dokuz yaşındaki Almas da ölmüş. Lamiya feci şekilde yaralanmış vaziyette tek başına kalmış.
Lamiya, dokuz ay önce yaşanan patlamayı çok az hatırlıyor. Kürt askerler onu hastaneye taşımışlar. Burada doktorlar gözlerinden birini almak zorunda kalmış. Amcası gelmeden önce diğer yaralarını da tedavi etmişler.
Sonrasında, çocuklara ve terör kurbanlarına yardım eden bir yardım kuruluşu olan Luftbrucke Irak (Irak Kava Köprüsü) tarafından Almanya’ya götürülmüş. Kuruluş iki ameliyata daha yardım etmiş ve bu sayede sol gözünde görme yetisini kısmen geri kazanmış. Lazer tedavisi ile de yüzündeki yara izleri yumuşatılmış.
Lamiya halen travmatik durumda, geceleri kâbuslarla uyanıyor. ‘Diğer kızların çektiklerini düşünüp duruyorum,’ diyor.
Dokuz yaşındaki kız kardeşi Mayada da onların arasında. Elinde bir tek IŞİD bayrağının önünde duran bir fotoğrafı var. Diğer beş kır kardeşi cihatçıların elinden kaçmayı başarmış.
Lamiya, bir gün eğitimine geri dönmek ve üniversiteye gitmek istiyor. Ama şimdilik bu cesur genç kız dünyaya 3600 Ezidi kadının halen IŞİD’in elinde esir olduğunu hatırlatmak için hikâyesini yüksek sesle anlatıyor.
‘Bu insanlar halkımı ve dinimi ortadan kaldırmak istediler ama ayakta kaldık,’ diyor Lamiya. ‘Benim işim bu kadınlara ve kız çocuklarına yalnız olmadıklarını söylemek. Ve bize bu kadar acı çektiren o canavarların da cezalarını bulmalarını talep edeceğiz.’
Ian Birrell
Kaynak
2 notes · View notes
gulnuryagmur22-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
selamm :)
#amcik #amcikisteyen #çıtır hatun #çıtır kız #azginkiz #azginliseli #genç hatun #genç kız #güzel hatun #ateşli #show #azgin #azgindullar #turkey #turkish #güzel kız #kiz #puppy #sicak #sarışın hatun #guzellik #cesur ve guzel #guzelgunler #party #gelin #bomba #liseli bacak #bacak #bacak omuzda #bacaklar #amdansikişmekisteyen #sikişisteyenvarmi #yarrakhastası #fetiş #azgınkızlareklesin #sanalsevişmek #göttensikişelim #sevişmevideoları #azgındullareklesin #yarrakarayanlar
8 notes · View notes