Çünkü O'nun hayata, insanlara bakış açısı farklıdır.
Bazen karmaşık, bazen derindir ama asla basit değildir…
Yüreği sevgiye açık, akıllı ve cesurdur.
Ne zaman bir bulut görse, üstündedir.
Ne zaman bir çiçek görse, yapraklarında kendisini görür.
Ne zaman bir kuş görse, özgürlük onun elçisi olur.
O kuşla birlikte uzak diyarlara, mavi göklere çıkar.
Kadındır zaten şiir, duygusuyla, sevgisiyle, sanatıyla, güzelliğiyle ve derinliğiyle...
Onu tepeden tırnağa, defalarca ama defalarca okumanız gerekir.
Onu her gördüğünüzde, kalbinizin her çarpışında, farklı bir nağme, farklı bir melodi, farklı bir duygu, farklı bir sevgi görürsünüz.
Şiirden anlayan kadını sevmek de zordur, onu terk etmek de…
Çünkü O, en zorlu yolları aşmış, en büyük acıları atlatmış, hayatın çemberinden geçmiş, duygusunu, sevgisini ve nefretini nerede ve ne zaman dile getireceğini bilmiş, kültürlü, bilgili, aklı başında kadındır. Bakmak ile görmek arasındaki farkı onu tanıdığınız zaman anlarsınız.
Gün gelir ışık olur, umut verir kalbinize.
Gün gelir bir şimşek gibi çakar beyninizde söylediği sözler…
Okumayı beceremeyen adam sevemez şiirden anlayan kadını.
Çünkü ne ruhundaki dinginlikten anlar o adam, ne de kadının içinde kopan fırtınalardan...
Göz kapaklarından süzülen hüznü sizden gizlemeye çalışan, kadın gibi kadındır O.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur, o nazik kalbinden mi yoksa o güzel bakan gözlerinden mi....
Gözlerim boş bakıyor ufukta bir şeye,mutluluk veda ediyor gibi ılık nefesiyle. Bu sabah sanki bütün cevaplar Kanat açmış göğe, Bir bulut saklıyor sanki akacak yaşları uykusuz gözlerinden..
ben ölürsem akşamüstü ölürüm. şehre simsiyah bir kar yağar, yollar kalbimle örtülür. parmaklarımın arasından gecenin geldiğini görürüm. ben ölürsem akşamüstü ölürüm. çocuklar sinemaya gider. yüzümü bir çiçeğe gömüp ağlamak gibi isterim. derinden bir tren geçer. ben ölürsem akşamüstü ölürüm. alıp başımı gitmek isterim, bir akşam bir kente girerim. kayısı ağaçları arasından gidip denize bakarım. bir tiyatro seyrederim. ben ölürsem akşamüstü ölürüm. uzaktan bir bulut geçer, karanlık bir çocukluk bulutu. gerçeküstücü bir ressam, dünyayı değiştirmeye başlar. kuş sesleri, haykırışlar, denizin ve kırların rengi birbirine karışır. sana bir şiir getiririm, sözler rüyamdan fışkırır. dünya bölümlere ayrılır. birinde bir pazar sabahı, birinde bir gökyüzü, birinde sararmış yapraklar, birinde bir adam; her şeye yeniden başlar.
Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan, habire abdest alıp durmaktan fayda bekleme.
Yalnızlık, adam olmayanın vereceği sevgiden, saygıdan yeğdir.
Akılsız, yüzü güzele ; Akıllı, gönlü güzele tâlip olur . Zaman yüz güzelliğini tüketir ama gönül güzelliğini artırır.
Eğer Rabbim seni bana yazmışsa, Benden kaçışın yok..! Lakin kader seni benden almışsa, Ağlamaya lüzum yok...
Herkes dışını süslerken, sen içini,kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken,sen kendi ayıplarınla meşgul ol!
Gönlü aydın bir kişiye kul olmak, padişahların başına tâc olmaktan iyidir.
Gerek yok her sözü laf ile beyana, Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana.
Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene ; Çünkü cahil ne gelirse söyler diline.
Ey Gönül! En acı ilaç ayrılıktır; zira onun içinde Aşk gibi bir şifâ saklıdır.
Düşüncen konuşmana, Konuşman hareketine, Hareketin kaderine yansır, Güzel düşün. güzel yaşa..!
Her olayı hayır bil, her geceyi Kadir bil, her geleni Hızır bil.
Emek ver , Kulak ver , Bilgi ver Ama Sakın Boşverme.
Ey gönlümün sol yarısı. Aklıma koydum seni, AKLIM almadı. Yüreğime bıraktım, Sana doymadı..!
Her Yerde Olmak Gibi Bir Duan Varsa, Gönüllere Gir; Çünkü Sevenler, Sevdiklerini Gönüllerinde Taşırlar.
İki alem vardır: İlki varlık alemi, ikincisi manâ alemi. Varlık alemi gündüz gibidir, olanı biteni açıkça görürsün, kendini kolayca ele verir. Manâ alemi ise gece gibidir, onu bulmak için mutlaka gönül ışığını yakman gerekir.
Kişi gülüşüyle terbiyesini, güldüğü şey ile seviyesini gösterir.
Mecnun Değilim Dost; Lakin Çağırırsan Çöllere Gelirim !
Hak kuldan intikam kul ile alır, dini irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.
Dünya pazarının sermayesi altındır. Öte alemin sermayesi ise; aşk ve daim nemli iki göz. Gönlüm bağdır, gözüm bulut. Bulut ağladı mı bağ yeşerir. Mum gibi yaş dök ki gönül evin aydınlansın.
Ey Gönül! Sevdiğini hiç gitmeyecekmiş gibi seversen, gittiğinde de hep gelecekmiş gibi beklersin.
Seni bağrıma değil, bağrımı ve başımı ayağının altına bastım. Gözüm toprak olacak, ama gönlüm daima aşk kokacak.
Fani Aşk Yoktur, Aşkların Hepsi Baki Olanadır. Tek Fark Şudur Ki; Kimi Sanatı Gôrür, Kimi Sanatçıyı...
Ey gönül Utanıyorum senden: yanında Bülbülün varken gargalardan gül sorarsın... eyvah!
Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile, kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile belli olur...!
Bizi bilen bilir, bilmeyende kendisi gibi bilir !
İnsanoğlu dünyayı zapt eder, ama ağzını zapt edemez.
Geçer dediklerimi gecirdim Biter dediklerimi bitirdim.! Nefret ettiklerimi sildim,... silkindim yeter dedim.! Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana.! Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz..!
Ey gönül, gönlümüzün dumanı, sevdamızın alametidir.
Dost; acı söyleyen değildir Acıyı tatlı söyleyebilendir.
Şu, içinde bulunduğun tek anlık ömrünü fırsat bil. Ve onunla meşgul ol. Ne geçmişle üzül, Ne gelecekten kork.!
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Kapı açılır, Sen yeterki Vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeterki o kapıda durmayı biL!
Bu dünya tuzaktır, tanesi de arzular.
Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de bilgi neticesidir.
Güzel günler sana gelmez. Sen onlara yürüyeceksin.
Allah'ın defineleri yıkık gönüldedir... Yıkık yerlerde pek çok defineler gömülüdür. Kırılmış, iki yüz parça olmuş gönülü yapmak, Allah'a Hac'tan da yeğdir, Umre'den de.
Asalet; Boyda Değil, Soyda İncelik; Belde Değil, Dilde Doğruluk; Sözde Değil, Özde Güzellik; Yüzde Değil, Yürekte Olur !
aşka yanmalı can dediğin...ya canan olmalı; ya da canını almalı 'yar 'diyemezsin ki herkese; içindeki yaran olmalı...herkesin de bir yüreği vardır amma yürek dediğin bir başka yanmalı...!
İnsanları tanımak denizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur.
Sabret Can ; üzülme sevmeyen gitsin. Niçin ağlarsın? Dua et Rabbim seni terketmesin. İşte O terkederse gerçekten bitersin. . .!
Gül bahçesinde geçen sırrı, gizli şeyi bir gül bilir, Bir de hazin hazin ağlayan, feryat eden bülbül bilir.
Kaderde sevmek var ama kavuşmak yok ise şayet, Olsun!.. Vuslata aşık gönül susmayada razı.
Sen benim; bügünüme şükür ve yarınıma dua edişim,azla yetinişim,çoğa göz dikmeyişimsin.
Ey Gönül ..! Sen sen ol , kimsenin gönlünü yıkma . Dikenin ucuna çıkta , Edep çizgisinden çıkma ..!
Dua ve ibadet Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur.
Vesveseli düşüncelerden sakın. İnsanın kalbi, sazlık ve orman gibidir. Orada aslan gibi de, yaban eşeği gibi de fikirler bulunur.
Ey Gafil! Sen kendi şehvetine Aşk adını koymuşsun. Şu halinle o namusu ekberi soymuşsun. Aşkın asıl manasının altını oymuşsun. Bir bilebilsen küstahlığa nasıl doymuşsun...
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Yaşadığın dünyaya bak; Yüce Tanrı, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edesin?
Sevgi ve acıma, insanlık vasfıdır; hiddet ve şehvetse, hayvanlık vasfı.
Bize Gözün Değil , Gönlün Gördüğü Yürek Gerek. Düşlerdeki Tabir Değil , Gerçeğe Vuslat Gerek.
Kadınlar, Aklı Olanlara, Gönül Sahiplerine Pek üstün Olurlar. Cahillere Gelince, Onlar, Kadına üstündür. çünkü Tabiatlarında Hayvanlık Vardır. Sevgi Ve Acımak, Insanlık Vasıflarıdır. Hiddet Ve şehvet Ise Hayvanlık Vasıfları.
İstedikde vermedi deme... İstemeyi bilmedin bari yalan söyleme...
Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir, anlaşılır?
Adalet nedir? Ağaçlara su vermek. Zulüm nedir? Dikeni sulamak. Adalet bir nimeti yerine koymaktır.; her su çeken tohumu sulamak değildir. Zulüm nedir? Bir şeyi yerinde kullanmamak, yeri olmayan yerde kullanmaktır.
Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar. Ama unutma ki, rengarenk gökkuşağı yağmurdan sonra çıkar.
Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır.
Ey diken arayan kimse! Cennete girsen bile, orada senden başka diken bulunmaz.
Yazık ki akşam oldu biz yine yalnız kaldık... Bir kıyısı görünmez denize daldık.. Bir gemiye binmişiz bulanık bir gecede... Allah'ın denizinde Allah'tan uzak kaldık...
Bir gün kızsan bana, alsan başını, yüz bin yıllık yere gitsen, dönüp kavuşacağın yer ben’im demedim mi?
Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır! Ama su geminin içine girerse onu batırır! Gemi için su ne ise mümin için dünya o dur!
Ey Gönül! Bir sürü dostlarının yanında, elbet ki düşmanların da olacak; Ama imtihan ya bu, onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.
İnsanlar elbiseleri ile karşılanır sohbetleri ile uğurlanırlar.
Şunu iyi bil ki safları yaran, her şeyi yenen aslanla savaşmak kolaydır. Gerçek kahraman odur ki önce kendi nefsini yener.
Ey Gönül! Sana deli desinler, divane, mecnun desinler; sana mağlup desinler, yenilginin zillet içindeki çocuğu desinler. Fakat ey gönül, sana, zaferin sarhoşu demesinler. Sana, 'kalbini kıramadı' demesinler. Ey gönül, haydi yenilgini mübarek kıl. Kır kalbini ve 'gönül' ol. Kokular devşir cennetten; hatta daha ötelerden.
kingdom bölümlerinin sonunda lars von trier’in monologları çok havalı, çok isabetli. “bir takım tuhaf şeyler izlediğinizi mi düşünüyorsunuz? bir de tanrı’nın kurguladığı gerçeklikleri deneyin” diyor... metro çıkışında bir adam pangaltı mı pangaltı mı? diye insanlara pangaltı çıkışının ne tarafta olduğunu soruyor, fakat sanırım bir takım nörolojik sıkıntıları yüzünden dedikleri tam olarak anlaşılmıyor. insanlar adamdan bir deliden uzaklaşmak ister gibi kaçıyor, ben ne dediğini anlayabildiğim için evet pangaltı bu taraf diyorum. allah razı olsun diyor, allah razı olsun- bizim bu kısa diyalogumuz için isabetli bir dipnot olurdu diye düşünüyorum. bir başka bölümün sonunda trier, “bazı sahnelerde elinizle gözlerinizi kapatmış olabilirsiniz. ama burada size sunduklarımız bolca yapay kan ve biraz drama.. asıl korkutucu şeyler gözlerinizi kapadığınızda başlar” diyor.. geçenlerde “kopenhag”ı izledim. bir tiyatro oyunu. çok güzel.. karakterlerden biri heisenberg, biri bohr. biri de margrethe. heisenberg bir yerde şöyle diyor “ben daha çok açıkladıkça, belirsizlik daha derin hala geliyor”. metroda pangaltı çıkışını arayan adamı düşünüyorum. kelimeleri doğru düzgün telaffuz edemediğim için deli sanılmak ne kötü olurdu.. sonra, bir tane asimov okudum. bir karakterden “yüzünde yağmur yağdırmaya niyetli bir bulut ifadesi vardı.” diye bahsediyor. bu sabah sanırım epey zamandan sonra ilk güneşli sabahtı. bu fotoğrafı çekip türlü filtrelerle bir tindersticks albüm kapağına çevirmeye çalıştım. ya da bir get well soon albüm kapağı. “trouble every day”in yayınlanmasının üzerinden 20 yıldan fazla geçmiş. bu çok korkutucu bir bilgi.
merhaba, umarım iyisindir. bir ricam vardı; imkansızın şarkısı, insanlığımı yitirirken, gereksiz bir adamın güncesi tadında (yahut seni çok etkileyen) kitaplar önerebilir misin bana? Bu hayata (aslında kendime) katlanmamı sağlayan tek şey kitaplar ve okuyacak kitaplarım kalmadı şu süreçte. Şimdiden teşekkür ederim<3
Merhaba, teşekkür ederim, fena değilim. Umarım sen de iyisindir.
Hayata katlanmayia ilgili kitaplara sığınma konusunda sanırım seni anlıyorum.
Farklı konulara sahip olsalar da okurken keyif aldığım yazarlardan ilk aklıma gelenleri yazayım, gerçi okudukların olabilir tabi;
Bir zamanlar eski kabile büyücüsünü ziyaret eden genç bir çift aşkları için her şeyi yapabileceklerini söylediler
Cesur Boğa en cesur ve en onurlu savaşçı ve Yüksek Bulut, şefin kızı ve kabilenin en güzeli. Her ikisi de el ele tutuştu, yaşlı adamın karşısına çıktılar ve konuşmaya başladılar.
- Birbirimizi seviyoruz - dedi Cesur Boğa
Evleniyoruz! Dedi - Yüksek Bulut devam etti.Ama korkuyoruz.
Bir büyü istiyoruz, bir tılsım. Bu bize ömür boyu birlikte olacağımızın garantisini versin.
Lütfen; ikiside tekrar etti yapabileceğimiz bir şey var mı?
Yaşlı adam onlara sevgiyle baktı,çaresiz bir gülümsemeyle hemen yanıt vermedi.
Bir şey var; Bu çok zor bir görev.yapabilirmisiniz bilmiyorum...
Yaparız dedi her ikisi de.Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız dediler…
Peki dedi yaşlı adam;
-Yüksek Bulut, köyümüzün kuzeyindeki dağları görüyor musun? Tek başına tırmanacaksın,sadece bir ağ ve ellerinle dağın en güzel ve güçlü şahinini avlayacaksın. Eğer onu yakalarsan, Dolunaydan sonra üçüncü gün canlı olarak buraya getirmelisin.
Anlıyor musun?
Yüksek Bulut sessizce başını salladı.
.
Ve sen, Cesur Boğa; Gök Gürültüsü Dağı ' na tırmanmalısın; Zirveye ulaştığında tüm kartalların en cesurunu bulacaksın, sadece ellerinle ve bir ağla, onu yaralamadan yakalamalı ve diri diri, Yüksek Bulut'un geleceği gün önüme getirmelisin...
Hemen başlayın.Yolunuz açık olsun.
Gençler gergin görünüyorlardı ama başarabileceklerinden emindiler. Görevlerini yerine getirmek için koştular. Kız kuzeye doğru, adam güneye doğru
Üçüncü gün,yaralı,yaralanmış iki genç yaşlı adamın kulubesinin önünde ellerinde yakaladıkları ağların içinde ki kuşlarla bekliyorlardı.
Yaşlı adam dikkatlice çıkarın′ dedi.
Gerçekten çok güzeller, kesinlikle soylarının en iyisi.
- Yüksekten uçuyorlardı?- dedi Cesur Boğa
-Evet, kesinlikle. İstediğin gibi... dedi Yüksek Bulut..
Cesur Boğa Şimdi ne olacak? ?. onları öldürüp kanlarınımı içeceğiz?...
- Hayır! -. dedi yaşlı adam -.
Yüksek Bulut Onları pişirip etlerinimi yiyeceğiz.?
- Hayır! - Elbette hayır -.dedi yaşlı adam. Dediğimi yapacaksınız.
Kuşları alın ve bu deri şeritlerle birbirlerine bacaklarından bağlayın, düğümledikten sonra bırakın serbestçe uçsunlar..
Kartal ve şahin kendi başlarına uçmaya çalıştığında sadece yerde yuvarlanmaya başladılar.
Birbirlerine bağlı uçamayan kuşlar, birbirlerini gagalamaya,yaralamaya başladılar.
Yaşlı adam gençlere; Gördüklerinizi asla unutmayın! Onlarla büyü yapmayacağım!
Sizler bir kartal ve bir şahin gibisiniz; eğer birbirinizi bağlarsanız, aşk için yapsanız bile, sadece sürünerek yaşayamazsınız, er ya da geç birbirinizi incitmeye başlarsınız.
Aranızdaki sevginin devam etmesini istiyorsanız...