Tumgik
#katliamlar
yesilkelebek · 4 months
Text
Tumblr media
Rafah'da katliamlar devam ediyor.
Bunu paylaşmaktan vazgeçmeyin lütfen !!!
158 notes · View notes
s-serdal · 13 days
Text
Tumblr media
Ürdün-‘İsrail’ sınırında 3 işgalciyi öldüren Ürdünlü kamyon şoförü şehid Mahir El Cazi’nin şehit olmadan önce yazdığı son mektup:
“Selamün Aleyküm ve Rahmetullah ve Berekatuh
Sevgili anneme ve babama; hakkınızı helal edin ve benden razı olun, çünkü ben Allah'ın izniyle şehidim, Elhamdülillah.
Benden bahsetmenizi istemiyorum, fakat benim gösterdiğim tavırdan bahsedin, belki bu, ümmetimizin evlatları ve özellikle neşmi Ürdün evlatları için baki bir motivasyon olur. Gazze'de, Filistin'de kardeşlerimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza yönelik korkunç katliamlar işleyen Siyonist işgalcilere karşı bir duruş sergilemelerini istiyorum... Kardeşlerim İslam evlatları eğer dininiz yoksa en azından sizde kıskançlık ve izzet olsun.
Kardeşiniz Mahir Diyab El-Cazi”
32 notes · View notes
saidaslan1 · 11 months
Text
“Eğer düşman, halkımıza karşı korkunç katliamlar yaparak ve kirli yöntemler kullanarak bizi zayıflatacağını sanıyorsa bilsin ki; hayalperest ve aptaldır.”
Ebu Ubeyde
Tumblr media
67 notes · View notes
savasbitti · 4 months
Text
Tumblr media
"tarih değişir, zâlim değişmez."
katliam sözcüğü "toplu öldürme olayı; toptan katletme; toplu kıyım; kırım; soy kırımı, toplumun ya da halkın tamamının öldürülmesi" anlamlarına gelir. cahit zarifoğlu "mavi gök orada mı?" şiirinde "kim bilir her biri hangi dünyaya sağır?" diye sorar. ismet özel ise "içimden şu zalim şüpheyi kaldır ya sen gel ya beni oraya aldır" başlıklı şiirinde "insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır" diye yanıt verir. günümüzde yaşadığımız durum bu. geçmişten beri dünya üzerinde katliamlar yaşanmış ve katliamı yapan da bunlara hep (kendince) haklı sebepler bulmuş. geçmişten yakın tarihimize oradan da günümüze kadar uzanıyor bu. ne garip değil mi? insanlar uzayın derinliklerine kadar bakabiliyor. bunu da yüzyıllardır takip eden bilim ve teknoloji sayesinde yapıyor ama bu bilim ve teknoloji aynı zamanda kundaktaki bir bebeğin kafasının kopmasına, vücudunun parçalanmasına da sebep olabiliyor. aslında demek istediğim elimizde büyük bir güç var: akıl. insan aklını faydaya kullandığında birçok insanın yararına olabilecek metalar üretebiliyor. geçmişte kıyımlara neden olan hastalıklara çözüm üretebiliyor mesela. veya geçmişte günlerce hatta belki yıllarca süren yolları birkaç saate veya birkaç güne indirebiliyor. ama dünyaya gözlerini daha yeni açmış bir çocuğu öldürmek? teoman'ın "çoban yıldızı" adlı parçasında "yüzme bilmeden daha, deniz görmeden/hiç güneşte yanmadan/şimdi ölmek istemem bir kalbi sarmadan/aşkı tatmadan daha, onla sarhoş olmadan/hiç sevişmeden daha/şimdi ölmek istemem, daha hiç gülmeden" sözleri geçiyor. şimdi bir katliam yaşanırken, çocuklar daha "bir aşkı tatmadan, daha hiç gülmeden" neden ölüyor? peki, biz hangi dünyaya kulak kesildik de yaşanan katliamı görmezden geliyoruz? daha doğrusu neden görmezden geliyoruz? onlar bizden değil diye mi? bizim vicdanımız bu kadar küçük mü? geçmişte yapılan hatalardan dolayı mı? devlet büyüklerinin yaptığı hataları çocukların mı çekmesi gerekiyor? bizim vicdanımız sadece bir katliama karşı çıkacak kadar mı? aynı anda zulüm olan birçok yerdeki olaylara karşı duramaz mıyız? bu toprağın adının önemi var mı? biz hitlere de ukrayna'da yaşanan savaşa da hocalı, srebrenitsa, doğu türkistan, filistin, afrika… yani bütün bu yerlerde olan katliamlara karşı çıkamaz mıyız? çıkınca ne olur? karşı taraftan mı oluruz? onlar savunuyor diye biz de mi onların safına geçmiş oluruz? ideolojik fikirlerimiz mi bizi engelleyen ya da bana ne demek daha mı kolayımıza gidiyor? onlar zamanında şunu yaptı, onlar bize şöyle davrandı demek tartışılacak başka konular, dediğimiz gibi bu siyaset, o arenada tartışılacak konular. biz bugün binlerce çocuğun öldürülüşüne karşı çıkıyoruz. dünkü katliamlara da bugünkü katliamlara da yarınki katliamlara da karşı çıkmak elimizde. tartışmak ve ayrışmak yerine bir şekilde karşı çıkmak, elimizden geleni yapmak da elimizde.
20 notes · View notes
rasiha · 6 months
Text
6 aydır gündemden FİLİSTİN düşmedi.
Şimdi ise şifa hastanesi ve katliamlar gündemde ama ses çıkaran tek kişi yok!! İmkanı olan herkesin sokaklara çıkıp bağırması,İtrail konsolosluğunu basması gerekiyordu! İmkanı olan herkesin bir şey yapması gerekiyordu!! Kimse ses çıkarmıyor! Namuslar elden gidiyor! İnsanlar ölmüyor, direk infaz ediliyor! Çocuklar açlık ve susuzluktan ölüyor! Şehir tamamen alt üst olmuş durumda! Ama kimse ses çıkarmıyor!!! YETER! SUSMAYIN! Filistin; Müslümanları (Yani bizleri) suçlarken, imkanı olduğu halde bir şey yapamayanlar yüzünden kendimi çok kötü hissediyorum! Sadece çevremi ayağa kaldırmak ve medyada ses çıkarmak dışında elimden hiç bir şey gelmiyor ve bu beni mahvediyor!! LÜTFEN ARTIK BİR ŞEY YAPIN! MÜSLÜMANIZ, EN ÖNEMLİSİ DE İNSANIZ!! VİCDANLARINIZI ÖLDÜRMEYİN!!!
32 notes · View notes
humanistyazar · 11 months
Text
Arkadaşlar bilip bilmeden İsrail ile Filistin arasında gelişen savaş ve katliamlar hakkında olaya vicdani olarak yaklaşıp bir anda Türkiye'nin ve müslüman ülkelerin savaşa müdahil olmasını istemek tamamen ahmaklıktır otorite ve ülke duygular ile vicdani hareket ile yönetilmez realist olmalı ve bunun sonuçları hesaplanarak bir savaş durumuna gidilir. Soğuk kanlı ve sakin olmakta yarar var.
45 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 10 months
Text
Tumblr media
TECÂVÜZ ADASI
"Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi.
150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi.
Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi.
Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı" diye anlatan Seher'i...
Defalarca tecavüze uğrayan 7 yaşındaki Fatma ve 9 yaşındaki Güfaz'ı...
Zorla götürülürken kendilerini köprüden Mermit Çayı'na atan iki taze gelin; Zahide ve Fatma'yı...
Derviş Efendi'nin, gözleri önünde tecavüze uğrayan kızları Hayriye ve Şadiye'yi...
Ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakılan, dili koparılıp bu kazığın üstüne çivilenen 70 yaşındaki Gevaş müftüsünü...(tanık ifadelerinden)
AKDAMAR KİLİSESİ YANİ TECAVÜZ ADASI!
Birinci Dünya Savaşı sırasında Van’ın Zeve Köyü’nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştü.
Bununla yetinmeyen Ermeniler kentte, kadınlara toplu halde ahlaksızca tecavüzde bulunmuş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuştu.
Rusya, savaştan çekilirken, elindeki bütün silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı.
Silahlanan Ermeni çeteler, Doğu Anadolu’yu adeta kan gölüne çevirmişti.
İşte bu katliamlardan Van da nasibini almıştı.
GÖL KIRMIZIYA BOYANDI!
Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti.
Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü’ne doğru kaçmaya başlamıştı.
İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti.
Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu.
Asıl katliam da burada yaşanmıştı.
Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip cesetlerini suya atmıştı.
Kadınlar ise Akdamar’a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı.
İşte bu sebeple Akdamar Adasının adı tarihe tecavüz adası olarak geçmiştir ...
Ermeni Soykırımı yoktur aksine Ermenilerin yaptığı katliamlar ve tecavüzler vardır.
جزيرة الاغتصاب
"في المساء، كان الأرمن يأتون إلى منزلنا.
سيختارون 10-11 امرأة من حوالي 150 ويأخذوهن بعيدًا.
كانوا يغتصبون هؤلاء النساء حتى الصباح.
تشرح سحر: "ستكون هؤلاء النساء ملطخات بالدماء لدرجة أنهن يستلقين وأرجلهن ممدودة ولا يتمكنون من الجلوس عندما يُتركون".
فاطمة البالغة من العمر 7 سنوات وكوفاز البالغة من العمر 9 سنوات، اللتان تعرضتا للاغتصاب عدة مرات...
عروستان جديدتان ألقتا نفسيهما من الجسر إلى نهر ميرميت أثناء اقتيادهما بالقوة؛ زاهدة وفاطمة...
ابنتا درويش أفندي خيرية وشادية اللتين اغتصبتا أمام عينيه...
مفتي جيفاش البالغ من العمر 70 عامًا، والذي كان لديه وتد بحجم مقبض الفأس مدفوعًا في فمه، ولسانه ممزق ومسمّر على هذا الوتد... (أقوال الشهود)
كنيسة أكدامار، هذه هي جزيرة الاغتصاب!
خلال الحرب العالمية الأولى، قُتل جميع سكان قرية فان زيفي، بما في ذلك النساء والأطفال وكبار السن، على يد الأرمن.
ولم يكتف الأرمن بذلك، بل اغتصبوا النساء بشكل غير أخلاقي بشكل جماعي في المدينة وصادروا ممتلكاتهن ومجوهراتهن.
وعندما انسحبت روسيا من الحرب، تركت كل الأسلحة والذخائر التي كانت بحوزتها للأرمن.
وحولت العصابات الأرمنية المسلحة شرق الأناضول إلى حمام دم.
كما كان لفان نصيبه من هذه المجازر.
تم طلاء البحيرة باللون الأحمر!
أطلق الأرمن الذين دخلوا المدينة النار على كل من واجهوه.
وبدأ القرويون العزل بالفرار باتجاه بحيرة فان خوفا على حياتهم.
في تلك اللحظة، جاءت العبارات التي تنقلهم بين جزيرة فان وجزيرة أكدامار لإنقاذهم.
احتشد الناس اليائسون في هذه العبارات التابعة للأرمن الأثرياء.
حدثت المذبحة الحقيقية هنا.
وعندما وصلت العبارة إلى وسط البحيرة، قتل الأرمن الرجال الأتراك بوحشية وألقوا جثثهم في الماء.
تم نقل النساء إلى أكدامار واغتصبهن الأرمن حتى نهاية حياتهم.
ولهذا السبب دخل اسم جزيرة أكدامار في التاريخ باسم جزيرة الاغتصاب...
لا توجد إبادة جماعية للأرمن، بل على العكس، هناك مجازر واغتصابات يرتكبها الأرمن.فان، تركيا
RAPE ISLAND
"In the evening, Armenians would come to our house.
They would choose 10-11 women out of about 150 and take them away.
They would rape these women until the morning.
"These women would be so bloody that they would lie down with their legs stretched out and be unable to sit down when they were left," explains Seher...
7-year-old Fatma and 9-year-old Güfaz, who were raped many times...
Two fresh brides who threw themselves from the bridge into the Mermit Stream while being forcibly taken away; Zahide and Fatma...
Derviş Efendi's daughters Hayriye and Şadiye, who were raped in front of his eyes...
The 70-year-old Mufti of Gevaş, who had a stake the size of an ax handle driven into his mouth, his tongue torn out and nailed to this stake... (witness statements)
AKDAMAR CHURCH, THAT IS RAPE ISLAND!
During the First World War, all the people of Van's Zeve Village, including women, children and the elderly, were killed by the Armenians.
Not content with this, the Armenians immorally raped women en masse in the city and confiscated their property and jewelry.
When Russia withdrew from the war, it left all the weapons and ammunition it had to the Armenians.
Armed Armenian gangs turned Eastern Anatolia into a bloodbath.
Van also had its share of these massacres.
THE LAKE WAS PAINTED RED!
The Armenians who entered the city shot everyone they encountered.
Unarmed villagers, in fear of their lives, began to flee towards Lake Van.
At that moment, ferries transporting between Van and Akdamar Island came to their rescue.
Desperate people crowded into these ferries belonging to rich Armenians.
The real massacre took place here.
When the ferry arrived in the middle of the lake, Armenians brutally murdered the Turkish men and threw their corpses into the water.
The women were taken to Akdamar and raped by the Armenians until the end of their lives.
For this reason, the name of Akdamar Island has gone down in history as the rape island...
There is no Armenian Genocide, on the contrary, there are massacres and rapes committed by Armenians.
Van, Türkiye 🇹🇷
36 notes · View notes
veganlogicdinamo · 2 months
Text
KATLİAM YASASI HÜKÜMSÜZDÜR!
Türkiye’nin “Şahsım Devleti”ne dönüştürülmesinin, her şeyin bir kişinin ağzından çıkacak talimatlata bağlanmasının, AKP denilen örgütün aslında siyasi parti değil, bir KARŞIDEVRİM TARİKATI olmasının bedeli sonunda köpeklere de ödetildi.
Tarikatların kışkırtmasıyla ekilen nefret tohumları, son dört yılda sosyal medya operasyonuyla palazlandırıldı ve hep bir ağızdan haykırılan “Vur abalıya!” çığlıkları arasında dehşet verici bir histeri oluştu.
Ne bilim insanlarına kulak verdiler ne de aklın yolunu savunup gerçek çözümler öneren uzmanlara!
Cumhuriyetin yarattığı tüm kamusal birikimi yok edenler, Dipsiz Göl’ü, Salda Gölü’nü katledenler, nice doğal güzelliği yabancı sermayeye peşkeş çekenler, köpekleri de rant ve cehalete kurban etmek için seferber oldu.
CHP, ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURMALI!
30 Temmuz 2024, Türkiye’nin katliamlar tarihine geçecek en utanç verici günlerden biridir artık. İnsan türünün doğa ve insan dışı hayvanlar üzerindeki emperyalizminin ibret verici bir simgesidir.
Yasa görüşülürken TBMM kulislerinde bu katliam yasasını kutlarcasına baklava dağıtan, neşe içinde fotoğraf çektiren, yaşam hakkı savunucularının sokaklardan yükselen haykırışlarına kulaklarını tıkayan milletvekillerinin yürekleri kararmıştır. Onlardan merhamet dilenmenin değil, her şeye karşın bu kötülükle mücadele etmenin vaktidir.
CHP’li belediyelerin bu yasayı uygulamayacağını söyleyen CHP yönetiminin ana muhalefet partisi olarak konuyu Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi şarttır. Yaşam hakkını belirsiz, ucu açık ifadelerle çiğneyen, toplumun feryadını görmezden gelen, Meclis’te her türlü baskı kurularak çıkarılan ve asla çözüm oluşturmayacak bu yasa hayvan hakları savunucuları açısından hükümsüzdür!
10 notes · View notes
kitaplardangelen · 1 month
Text
“Sonuçta hepimiz hayatta kalanların çocukları değil miydik?
Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar, işgaller, kavgalar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları.”
Hakan Günday - Daha
13 notes · View notes
etaali · 3 months
Text
Tumblr media
UNRWA: Gazze'deki durum tarif edilemez
BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), Gazze'deki yıkımın tarif edilemez olduğunu ve bu şeritteki binaların yarısının yıkıldığını duyurdu.
İRNA haber ajansının bildirdiğine göre BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) dün Gazze Şeridi'ndeki enkazı kaldırmanın yıllarca süreceğini, savaşın yarattığı psikolojik travmayı atlatmanın da uzun yıllar alabileceğini bildirdi.
BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı Filistinlilerin bu acısının sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından bu yana 248 gün sonuçsuz ve başarısız geçerken, bu rejim giderek daha fazla iç ve dış krize batıyor.
Bu dönemde Siyonist rejim bu bölgede katliamlar, yıkımlar, savaş suçları, uluslararası hukuk ihlalleri, yardım kuruluşlarının bombalanması ve kıtlıktan başka bir şey başaramadı.
9 notes · View notes
yesilkelebek · 1 month
Text
Bunu paylaştığım için özür dilemiyorum.
Bu katliamlar, her dakika GAZZE'de yaşanıyor.
Bu insanlar, evlâtlarını böyle kaybediyor !!!
🇵🇸 FREE GAZA 🇵🇸
61 notes · View notes
derdiderun · 9 months
Text
Tumblr media
Dünya sona sürükleniyor, sıranın sonuna da yaklaşmışken bizi kıtlık, açlık, susuzluk, teknolojinin yok oluşu, ilkel hayata dönüş bekliyor diye hayıflanıp durmak, endişeyi geçim gailesiyle sınırlamak; ahvali idrak edememekten ötürü.
Çünkü kuraklığı da çoraklığı da zaten yaşıyoruz.
İnsanlık manevi yönden her gün biraz daha kurak ve çorak bir sabaha uyanıyor.
Bosna burnunun dibindeydi yine de Batı’nın umurunda değildi; Doğu Türkistan, Irak, Suriye, Myanmar'da sürüp giden katliamlar ise coğrafi uzaklık sebebiyle dünya gündemini belirleyen Batı'nın kayıtsız şartsız umurunda olmadı.
Ancak Filistin için böyle bir bahane yok, çünkü dünyanın tam ortası. Çünkü Batı'nın sahiplendiği Siyonizmin işgalinde. Çünkü Siyonizmin uzak hedefine ulaşmak için yola çıktığı en önemli katliam beldesi.
Siyonizmin koruması Batı, yine duyarsız.
Ama bu bildiğimiz bir manzara. Biliyoruz ki oralar -yeşermek için gayretle çabalayan vicdanlara rağmen- çorak ve kurak. Ve zaten çoktan bozulmuş.
Peki bize ne oluyor? Medeniyet mirası Filistin topraklarındaki kan durduralamazken, hiçbir şey olmuyormuş gibi eğlenceliklere ara vermeden, tek endişesi gündelik konforundan ödün vermek olanlar bizim aramızda ne arıyor? Biz acının da katliamın da soykırımın da komşusuyken bu tokluk niye?
Demek ki biz de bir miktar çorak, kurak, bozuk ve çürük durumdayız.
Hâlbuki İyileşme çürümeden önce olmalı. Âlem zaten çorak ve kurak, iç âlemlerimiz kurtarılmaya, iyileşmeye muhtaç. Ama çürümeden önce...
Yaradan yeşertmek/iyileştirmek isterse diye gayretler bâki. Ölüyü diriltmek ve çorağı yeşertmek O’nun istemesiyle…
Dualar bâki.
| Elif Sönmezışık Aydın
17 notes · View notes
nefretim-kazand · 6 months
Text
Tumblr media
31 MART 1918 - Azerbaycan Soykırımı
31 Mart 1918 yılında Ermeniler başta Bakü olmak üzere Şamahı, Guba, Kürdemir, Salyan ve Lenkeran şehirlerinde büyük soykırımlar yapmıştır. Sadece bir gün içerisinde Bakü’de 12 bin Türk katledilmiştir. Bazı dış kaynaklara göre bu sayı 25 bin civarındadır. Şamahı şehrinde 7 bin Türk öldürülmüştür.
Azerbaycan’da Mart ayındaki katliam ve soykırımlar Eylül ayına kadar devam etmiş ve Nuri Paşa komutasındaki Kafkasya İslam Ordusu’nun duruma el koymasına kadar devam etmiştir.
Bu katliamlar sırasında toplam 50 bin Azerbaycan Türkü öldürülmüştür. Kafkasya İslam Ordusu ise 1.100 asker ve 30 subay Şehit vermiştir. Bugün Azerbaycan’ın çeşitli yerlerinde bu askerler anısına Şehitlikler yapılmıştır. Bu gün 31 Mart 1998 yılından itibaren Azerbaycan Türklerine karşı yapılan soykırım günü olarak anılmaktadır.
14 notes · View notes
sidaramed00 · 1 month
Text
"Karar vermeden önce çok düşündüm,çok okudum,çok araştırdım.Bütün isyan ve ayaklanmaların yaşı çok kısaydı.En uzun ayaklanma iki ay sürmüştü. Düşman ayaklanmayı iki ayda bastırdı, ayaklanmaların liderleri tutuklandı,bir kısmı idam edildi,bir kısmı da sürgüne gönderildi. Ayaklanmalar sonunda büyük katliamlar yaşandı,ancak ayaklanmalar sonunda bastırıldılar. Bu sefer bu olmamalıydı,uzun zaman aldı ama devrimci şiddetin önüne geçmek için bunu bir sistemle bir planla ve kontrolle gerçekleştireceğiz..Ancak toplumun kendi içinde yarattığı korkuyu ortadan kaldırmamız,ateş etmeye başlamamız gerekiyor ki halk düşmandan ayrılsın,devrimci güç geldiğinde korksun..."
🔥 Serok
3 notes · View notes
demolition-queen · 11 months
Text
Crazy Netanyahu : "You must remember what Amalek has done to you, says our Holy Bible"
"Now go and smite Amalek, and utterly destroy all that they have, and spare them not; but slay both man and woman, infant and suckling, ox and sheep, camel and ass" (1 Samuel 15:3)
Translation: Şimdi gidin ve Amalek'in halkıyla savaşın. Sahip oldukları her şeyi yakıp yıkın ve asla merhamet göstermeyin. Hem erkekleri hem kadınları, bebekleri ve o bebekleri emziren kadınları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanları, develeri ve eşekleri gözünüzü kırpmadan katledin." (1 Samuel 15:3)
Tumblr media
Netanyahu claims that he acted according to the Torah and committed massacres with this belief. He's a total freak. And The USA, the EU and the UK are acting with the mind of this lunatic. The responsibility for this massacre is not only Israel but also the countries that support it. YOU ARE ALL MURDERERS!
Translation: Netanyahu, Tevrat'a göre hareket ettiğini ve bu inançla katliamlar yaptığını iddia ediyor. O tam bir kaçık. Ve ABD, AB ve İngiltere bu delinin aklıyla hareket ediyor. Bu katliamın sorumlusu sadece İsrail değil, aynı zamanda onu destekleyen ülkelerdir. HEPİNİZ KATİLSİNİZ!
9 notes · View notes
pansehirim · 2 months
Text
üzülme, "hiroşima yeniden yeşerdi. ama zalimlere yeni katliamlar gerekiyor. bana ortadoğu gibi bakma, bakma bana utanıp kusabilirim,uzanaıp kusabilirim, kusarsam çocuk kalmam
bana bakma,geçecek hepsi,
çıkar şu mermiyi şakağımdan hadi çıkar da mantıklı düşün."
2 notes · View notes