Tumgik
#nefreti
beybisena · 1 year
Text
toprak grubu erkekleri cidden beni yoruyor ruhumu emiyor enerjimi sömürüyor
1 note · View note
alperen1emre · 1 year
Text
Tumblr media
klasik bir diyalog
31 notes · View notes
Text
Gücümü içimde büyüttüğüm nefretten alıyorum
1510
15 notes · View notes
garfiremld · 2 months
Text
stanford tıpa gidiyor kiz amina koyayim biz de mezuna birakiyoz ki adam olalim
3 notes · View notes
cokuntu · 8 months
Text
nerede bu takipten çık tuşu
2 notes · View notes
pativenk · 2 years
Text
bakugo dekuya aşık falan mı amk. bu nefretinin başka açıklamasını bulamıyorum. sadece kendinden üstün olabilme potansiyeli olduğu için bu kadar kurulmuş olamaz, çünkü kendisinden daha iyiler zaten var
9 notes · View notes
feminazist · 1 year
Note
artık ilişkilerin yüzde doksan beşi oradan oluyor niye garipsedin ki hoşlandığın bir arkadaş mı
boktan bir durumdu sanki arayışta olan iki kişi denk gelmiş de deneyelim demişler gibiydi neyse. görmüyor ama öpücükler buradan mutlu olsunlar
1 note · View note
pembebirkrizantem · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
HAYATA, DUYGULARA VE RENKLERE DAİR
Renk renk yaşayacaksın bu hayatı...
Mesela bulutlu havalar gibi gri tonunda suskunlukların olacak,
Pembe panjurlu hayallerin,
Buz mavisi gerçeklerin olacak,
Su gibi berrak, saf sevginin bile
Karanlık bir nefreti olacak
Kan kırmızısı acıyı da tadacaksın,
Soluk renkli hüzünleri de...
Kendi rengini bulmak için
Her şeyden ekleyeceksin biraz kendi kendine...
Kattıkça hayatın renklerini,
Dağıttıkça ruhunun parçalarına bir bir
Bazen kararacak,
Bazen solacaksın,
Ama en nihayetinde...
Git gide beyazlaşacaksın;
Sanki hiç yaşamamış gibi
Bembeyaz...
-PembeBirKrizantem
105 notes · View notes
girifit · 5 months
Text
dokunsalar ağlayacaktım bu yüzden izin vermedim kimseye, bana dokunmaları için. uzanan elleri bir bir yaktım. sarıp sarmalamak isteyen her bedenden kaçtım. çünkü dokunsalar ağlardım. çünkü ağlarsam ölürdüm. ben biliyorum, bak. bu yüzden gittim ben. her yerden ve herkesten. günlerimi dört duvar odaya ve bir balkona sığdırdım. çünkü korktum. ağlamaktan korktum. düşmekten korktum. ölmekten korktum. ama en acısı ben kendimden korktum. yapabileceklerimin bir sınırı yoktu. kendime yapabileceklerimin bir sınırı yoktu. cesetten farksız olduğum her günü en ufak ayrıntısına kadar hatırlıyorum. nefreti olduğum babam bile ağlamıştı o günlerde hâlime. günlerimin tümünü bir odada geçirip kendimi öldürecek cesaretin gelmesini beklemiştim. her gece ellerim arasında tuttuğum jilete bakmış ama yapmamıştım. bir şekilde bir yerden tutunurum ben diyerek inandırmıştım kendimi, bir yalana. tutunamadım ben hiçbir yere, hiçbir şekilde. ellerimde açtığım her yara kapanmaz bir izmiş gibi yüreğimi yaktı gecelerce. bir sigaranın son nefesinde bekleyip duruldum. bir uçurumun kenarında saatlerce oturdum. üç günde dokuz şişe devirdim. sorsan anneme, ne çok ağlar hâlime. ben kaçarken hep yakalandım, kendime. zehirli bir sarmaşık gibi dolandı ellerim boğazıma. bedenimi kanatan tırnaklarımın yarası görünmesin diye boyadım tırnaklarımı. yaralı dudaklarımdaki kan izlerini tanımasınlar diye boyadım dudaklarımı. ben saklanmak ve kaçmak uğruna yaptım her şeyi. savaşamadım hayır. hiçbir zaman savaşamadım. o savaş yerine adım bile atamadım. ben hep korkaktım. ben hep acizdim.
59 notes · View notes
saireyn · 1 year
Text
HAYAT KURALI No.19 "Öfke ya da nefreti kelimelerle ya da tavırlarla göstermek yararsızdır, tehlikelidir, akıllıca değildir, gülünçtür, bayağıdır."
Mutlu Olma Sanatı, Arthur Schopenhauer
169 notes · View notes
busybci · 2 months
Text
Dışarıdan iyi göründüğüm kadar içeride yanıyorum cayır cayır. Bitmeyen, asla sönmek bilmeyen bir ateşin içindeyim. Zihnimdeki karanlık düşünceler tarafından ele geçirilmek üzereyim. Mantıklı tarafım konuşmayı durdurdu. Sanki her şey kontrolüm altında ama bir o kadar benden uzak. Ne yaptığımı biliyor gibiyim. Kendime güveniyorum gibi. Aslında o kadar kaybolmuşum ki. Zamanı dahi kavrayamıyorum. Sakinim ama endişeli. Düşünceli ama aceleci. Sanki biraz daha mantıklı tarafım konuşsa vazgeçecekmişim gibi geliyor. Ki doğru da. Muhtemelen kendimle konuşmayı sürdürsem daha mantıklı kararlar alabilirim ama o kadar çok acı içindeyim ki. Düşünemiyorum. Düşünme eylemini gerçekleştiremiyorum. Damarlarıma kadar nefret doluyum. Kemiklerime kadar işleyen karanlık huzur vermeye başlıyor. Artık kaçışımın olmadığına eminim neredeyse. Aklım düşünmeyi reddediyor. Kalbim duygularımın yerine sadece nefreti seçti. Vücudum bu olanların aksine sapasağlam. Bana daha sağlam durman gerecek çok şey olacak der gibi… Korkuyorum. Hayır korkmuyorum. Sadece belirsizlik tedirgin ediyor. Biraz daha sabretmem gerek. Biraz daha… Aklımda duygularımda bu yazdıklarım kadar karmakarışık.
22 notes · View notes
rruya · 5 months
Text
akrep burçları bilir ki nefreti de sevgiyi de en derinde hissetmemiz lazım
34 notes · View notes
birtekhayalimsensin · 2 months
Text
Pazar günü nefreti sıkıcılığı iğrençliği diye bir şey var gerçekten uyanır uyanmaz güne tribe girerek başlıyorsun
21 notes · View notes
iyiolamiyorum · 2 years
Text
içimdeki hınç ve nefreti asla kelimelere dökemiyorum ama sana olan sevgim de bastırılmıyor. nasıl olacak bilmiyorum ama bu duygular beni boğuyor.
793 notes · View notes
duygusalintiharlar · 3 months
Text
Ben sadece mutlu olmak istemiştim, bu kadar nefreti ve hakareti hak edecek ne yaptım?
25 notes · View notes
girifit · 2 months
Text
ruhumun yüzüme karşı attığı çığlıklarla başbaşayım. aç karna içtiğim iki bira ve çokça sigarayla ile bir balkon köşesindeyim. açtığım şarkılar bir kulağımdan girip öbüründen çıkıyor. biraz ağrıyorum. ağrı oluyorum. annem gitmiş. abim var mıymış, yok muymuş. babam zaten hiç varmamış bana. yolun yarısını bile tamamlayamadan düştüm yerlere. kaldıran olunca düşmek güzelmiş. anladım, kaldıran olmayınca. gözyaşlarını silen olunca ağlamak güzelmiş. anladım, silen olmayınca. şimdi ben çok sızlıyorum. ama biliyorum ki yarın hiç ölmemişcesine bakacağım aynaya, güleceğim, kahkaha atacağım, yolda gördüğüm tüm kedileri seveceğim, sigara aldığım bakkal abiyle sohbet edeceğim, evden çıkarken kapıyı ardımdan üç kere kilitleyeceğim, sabah kahvemi yapıp yanında tek dal sigara içeceğim. her birini yapacağım. sanki hiç olmamış gibi, hiç ölmemişim gibi. ama şimdi, bana izin ver.
sığınacak tek limanı kendim belledim ama onu da kendi ellerimle yaktım. acımasızlığım kendime, ta evvelden bilirim bunu. ne ara bu nefreti koynuma aldım, bilmiyorum. ne ara öfkem bu denli büyüyüp bir yangına ev sahipliği yaptı, bilmiyorum. konuşmaya muhtacım, bir şeyler anlatmaya. tüm bunlar boğuyor beni. ve ben içince açılıyor dilim. yanıma gel. anlat, de. anlatacağım. yemin olsun. çok yoruldum artık. izin ver, dinleneyim.
30 notes · View notes