Tumgik
#okul sonrasi
gundemarsivi · 4 months
Text
Tumblr media
İktidarın Travma Sonrası Stresinde İnkar Ve Öfke Aşaması
✍🏻 Sinan Kemal
https://www.gundemarsivi.com/iktidarin-travma-sonrasi-stresinde-inkar-ve-ofke-asamasi/
Travma Sonrası Stres bozukluğu yada Posttravmatik Stres bozukluğu, insan dahil tüm canlıların, büyük felaketler sonrasında (gerçi her felaket büyüktür) yaşadığı psikoloji durumudur. Bu durumun aşamaları, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul olarak sıralanır. Bunun geri kalanını psikologlara sorarsınız. Ben inkar ve öfke aşamasından bahsedeceğim, o da siyasi olarak.
Birebir diyemeyeceğim ama kitleler, partiler, devletler ve benzeri toplumsal oluşumlarda şoklara benzer tepkiler veriyor. Önce inkar ve öfke aşamasında oluyorlar ve cahil bir topluluksalar, uzun süre o aşamada kalıyorlar. Sürekli bir inkar, sürekli bir kendini büyük görme çabasında oluyorlar. Yer yer depresyon da uzun sürüyor. Biz adam olmayız, böyle gelmiş, böyle gider söylemleri sürüp, gidiyor.
Osmanlı tarihini ele alalım. İlk büyük yenilgisi olan 1571, İnebahtı(Avrupalılar Lepanto)’dan sonra, dönemin kudretli sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, gerçek bir devlet adamı tepkisiyle, yakılan donanmanın yenisini yaptırmış, bunun içinde hem devlet hazinesini, hem de devlet kademesini seferber etmiştir. Tüm şehzadeler, hanedan üyeleri, şehzadeler, vezirler, valiler, kısaca tüm has ve zeamet denen büyük tımar sahipleri, büyük servet sahiplerini, devlete en az birer gemi vermesini istemiştir. Sonrasında o meşhur sözünü söylemiştir.
Biz onların kolunu (Kıbrıs’ın fethini kastediyor) kestik, onlar bizim sakalımızı tıraş etti. Kesilen sakalın yerine, yenisi daha gür çıkar ama kesilen kolun yenisi çıkmaz.
Oysa asıl kolu kesilen, Osmanlı’ydı. Osmanlı, ölü ve esir olarak kaybettiği on binlerce denizcinin yerine yenisini yetiştiremedi. Ticaret rotalarının değişmesi, mini buzul çağının ürettiği kuraklık ve seller, Celali isyanları ve benzeri olaylar yüzünden ekonomi krizde olan Osmanlı; Hint okyanusu donanması ve Tuna- İdil gibi nehirlerde savaşacak ince donanmasına önem veremedi. Yani aslında kolu kesilen Osmanlı oldu. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/04/inebahtida-kesilen-kolumuz.html
Oysa bu zafer, Haçlı ittifakı açısından da pahalı olmuş, hatta bir ara Osmanlı kazanıyor gibi olmuştu. Osmanlı, Uluç Ali Reis önderliğinde donanmasının bir kısmını kurtarmıştı. Fakat Osmanlı, denizci bir millet olamamıştı. Tüccar bir millet de değildi Osmanlı. Ticaret büyük ölçüde gayrı Müslümlerin, çoğu kez de Yunan ve Yahudilerin işiydi. Osmanlı, dini hukuk gereği Müslüman olmayanlardan daha fazla vergi alıyor, Hristiyanların da (devşirilmesi elzem olan kalifiye kişiler dışında) Müslüman olmasını engelliyordu. Kanuni, sırf bu yüzden Balkanlarda, Millet sistemi denen düzeni kurmuştu. Sokullu Mehmet Paşa ise, istersek direklerini altından, iplerini sırımdan, yelkenlerini atlastan yaparız bu gemilerin diyerek, inkar tepkisi göstermiştir.
Oysa İnebahtı yüzünden Osmanlı, Hint filosuna önem verememiş, Endonezya’daki Açe sultanlığına gerekli yardımı gönderememiştir. İleride Rus imparatorluğu olacak Moskova knezliği ile mücadele eden Kazan ve Astargan hanlıklarına ince donanmayla (nehir donanması) yardım da gönderemedi. Yani bu yenilgi, Moskova’dan, Jakarta’ya, geniş bir dünyayı doğrudan etkiledi.
Osmanlı, bu inkar ve öfke durumunu hep sürdürdü. Uzun duraklama yılları boyunca, okul tarih kitaplarında anlatılmayan veya pek az anlatılan yenilgiler yaşadı. Girit adasının fethi ise 24 yıl sürdü. Yayla İmamı tarihi tarihi diye döneminde yazılmış bir kitap vardır. Birkaç yerde bu savaşa da değinir. Savaşa, Kalenderoğlu başta olmak üzere pek çok Celali elebaşı asker olarak gönderilir. Onlar da savaştan kaçarlar, askersiz kalan gemiler, kolayca Venediklilerin eline geçer. Böyle nice olaylar olur. Savaş daha ziyade adanı merkezindeki Kandiye şehrinin kalesinin kuşatması merkezli de olsa, Adriyatit ve Ege kıyıları da çatışma alanı olmuştur. 1939-40, Fin Sovyet savaşından sonra, rivayet odur ki Fin delegesinden bir kişi Rus delegesine, Umarım aldığınız topraklar, ölülerinizi gömmeye yeter demiştir. (Rus kayıplarını internetten siz araştırın) Aynısını Venedikliler, Osmanlı için de söyleyebilirdi. Karlofça antlaşmasına bir günde gelinmedi. Osmanlı, duraklama dönemi streslerinde (özellikle zafer gibi görünen bir yenilgi olan Haçova savaşına) inkar ve öfkeden öteye gidemedi. Sonuçta Karolfça antlaşması gümbür gümbür geldi.
Karlofça’dan sonra da Lale devri ile inkar dönemi başladı. Bu dönemim boş vermişliği ve yaşanan lüks de inkarın başka bir türüydü. Sonra bir öfke eylemi olan Patrona Halil isyanı ile sona erdi. Bu inkar dönemi, Rusların, Kafkasya’ya girmesi ve bugün adı Azerbaycan olan, İran’ın Kuzey Hazar kıyılarını ele geçirmesine sebep oldu.
İşin doğrusu Lale devrimde kabullenme de vardır. İlk defa müziğin notalara alınması, batı tarzı kesimde elbiselerin yavaş yavaş yaygınlaşması, Türk rokokosu ile mimaride batılılaşma gibi inceden pazarlık ve kabullenme başlamıştı. Ancak bu kabulleniş çok yavaş oldu. Sadece devlette değil, aydınlarda da vardı bu inkar ve öfke. Şinasi’nin tüm eserlerini içeren bir kitap elime geçti.
Şinasi, ülkemizde bugün herkesin bildiği bir isimdir çünkü ülkemizdeki ilk Türkçe tiyatro oyununu yazmış, Tazminat döneminin ilk ciddi sözlük yapıcısıdır. Bu kişinin şiirlerinde aydınlanma bekleriz. Oysa kendisi bir Skolastik ve Tasavvuf meraklısı. Şiirlerinde Newton, Farabi, Eflatın (Platon) ve El Kındi’ye laf atıyor, bunlar sırra eremez diye. Belki de Newton’dan bahseden ilk Türk ve Osmanlıdır zira daha öncesine rastlamadım. O da Newton’u hor görüyor. Birincisi o övdüğü sufilerin hepsini topla, dünyaya bu üç kişi,den herhangi birinin tırnağı kadar faydaları yoktur. Newton’u bilmem anlatmama gerek var mı? Mühendislik eğitiminde halen Newton fiziği okutulur. Akışkanlar mekaniği, statik, mekanik, aerodinamik gibi fizik alt dallarında halen Einstein fiziği yada kuantum fiziğinden çok, Newton fiziği geçerlidir (hesaplaması daha pratik diye.) Newton ayrıca son genelgeye müfredattan kaldrıılan integral dahil, pek çok matematiksel buluşun da sahibidir. Farabi, mantık ve kelamda o kadar önemli bir isimdir ki, Gazali gibi onu tekfir edenler (din dışı ilan edenler) bile, kelam ve mantıkta onun izinden gitmiştir. Mantık bilimine katkılarınan dolayı Muallim-i Sani (ikinci öğretmen, Muallim-i Evvel, yani birinci öğretmen, mantık biliminin kurucusu Aristo’dur) ünvanını almıştır. Descartes’e kadar mantık, onun izinden gitmiştir. Türk halkının adını pek bilmediği El Kındi ise, meşhur Beyt-ül Hikme’nin kucularından, ilk Arap ve İlk Müslüman filozoftur. Meşailik diye bilinen İslam Aristoculuğunun kurucularındandır. İbni Sina ve Farabi dahil tüm Meşailerin hocası sayılır ve İslam orta çağındaki önemli fizik-kimya-tıb ve matematik alanındaki tüm önemli buluş ve icatlar, meşailerin eseridir. Tasavvufçuların pozitif bilmlere katkıları sıfırdı. El kındi, tıpta İbni Sina, kelamda Farabi, matematikte Harezmi kadar önemli bir kişidir. https://onbinkitap.blogspot.com/2023/07/farabi-tipi-baskanlik-sistemine-gazali.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/06/ibni-sinanin-muslumandir.html
O sırra eren sufiler, tasavvufçular ne yapmıştır? Medrese müfredatından mantık dahil müfredattan kaldırmıştır. (oysa Gazali, mantık olmadan hiç bir şey olmaz demiştir. Tasavvufçu medreselerin Gazali’yi okuduklarından da şüpheliyim. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/08/gazalinin-omuzundan-atilan-tufekler.html
Gerçi bence Gazali, filozoftan çok, Şia kültürüne saldıran ve insanlara devlete itaati emreden bir propagandacıdır. https://onbinkitap.blogspot.com/2018/12/dini-inanclarimi-kaybetmem-3-imam-gazali.html
Osmanlı, meleklerin eteklerinin atlından delikli borularla bakılıyor gerekçesiyle rasathaneyi top atışlarıyla yıkmıştır. Humbaracı (havan topu) Ahmet Paşa bile bu cahilliğe hayret etmiştir. (Aslında kendisi bir Fransız soylusuydu. Müslüman olup, Osmanlı hizmetine girmişti) Medrese müderrislerine, bir üçgenin iç açılarının toplamını sormuş, üçgenine göre değişir cevabı almıştır. Bu ve benzeri cahillikler, tasavvuf sayesinde ülkede kökleşmiştir.
Şinasi’nin tek tiyatro eseri de böyle bir softalığın, toplumdaki sonuçlarını anlatır. Oyunun tam adı, Kuyruklu Yıldız Altında, Bir Şair Evlenmesi‘dir. Oyunda hem yetmiş altı yılda bir dünyamızın yakınından geçen Halley kuyruklu yıldızı üzerinden dönen kıyamet iddaları ve dedikoduları, hem de vekil ile nikah kıyma hicvedilir. Bu vekil ile nikah kıymayı bilmiyor olabilirsiniz, neyse ki untulumuş bir Osmanlı adeti. Nikahta çiftler değil de, çiftleri temsilen başka birileri ile nikah kıyılıyor, üstelik de gelinin yüzü duvakla tamamen kapalıyken. Bu numara ile kim bilir kaç çift, başka başka kişilerle evlendirildi. Oyunda da şairimiz, kızın ablası ile evlendiriliyor. Bu geleneği ilk yıkan kişi Atatürk’tür. Latife hanımla meşhur evliliğinde vekil kullanmamış, ondan cesaretle bu adet kalkmıştır. Muhtemelen artık tamamen unutulan bu adet ve oyundaki diğer cahilce alışkanlıklar, o şiirleri ile övdüğü sufilerin işiydi.
Osmanlı aydını, batı karşısındaki yenilgi travmasını yavaş yavaş kabullenmiştir. Şinasi’ye hitaben, Ben Felatun’u beğenmez ne salaklar gördüm denmiştir. Atatürk, Türklerin travmasını tam olarak kabul edip, gerçek bir çağdaşlaşma ve devrimler yapma işine girmiştir. İzmir’in kurtarılmasından sonra önceliği Türkiye’yi güçlendirmeye ayırdı.
Yenilgi, en büyük travmadır. Bu yüzden yenilginin sebeplerini tahlil etmek zordur. İngilizleri, o devasa imparatorluklarını kurmalarının değil, yıkmalarının hayranı olmuşumdur. Dünya yüz ölçümünün üçte biri ve hatta daha fazlası olan o devasa imparatorluklarını, 1945’den itibaren sürdüremeyeceklerini anlayıp, 1980’e kadar adım adım tahliye etmişlerdir. İmparatorluklarını kurarken de, deniz savaşları hariç, çok fazla kan dökmemişlerdir. Napolyon savaşları ile, birinci dünya savaşı arasında, İngilizlerin en çok ölü verdiği savaş, Güney Afrika’daki Hollanda kökenli bezaların isyanı olan Boer savaşıdır. İngilizler koca Hindistan’ı (ki o zamanların Hindistan’ına, Pakistan, Bangladeş, Nepal, Maldiv adaları, hatta Myanmar bile dahildir), ki nüfusu 20. yüzyıl başında bile yüz milyon kadardır, İngilizler bu devasa ülkeyi, daha doğrusu kıtayı, yüz bin kadar subayla yönetir, birbirine düşman kabileleri kendisine asker yapar. Ancak ikinci dünya savaşı itibarıyla, küçük ada devletlerinin bu imparatorluğu taşıyamayacağını anlamışlardır.
İngilizlerin, Türkler yada diğer düşmanları ile ilgili anlatılara bakıldığında öyle kör bir nefret yoktur. Hatta bir parça sempati duyduklarını fark edersiniz. Gerçek düşmanlık, kör bir öfke ve nefretten ibaret değildir. Düşmanı gerçekten tanımak için, ona az da olsa sempati duymalısınız. Rakibini tartan sporcu gibi, düşmanı gerçek anlamda tanımalısınız. Meşhur İngiliz soğuk kanlılığı da buradan geliyor.
CHP’nin de, genel seçim yenilgisinden on ay sonra gelen yerel seçim zaferinin ardında yenilgiyi kabullenmesi ve travmayı atlatması yatıyor. İktidar partimiz ise halen biz bitti bitmeden, bitmez, yeni anayasa, yeni müfredat derdinde. İktidarların asıl muhalefeti, yaptıkları icraatlardan oluşan hoşnutsuzluktur. İktidarın mücadele etmesi gereken muhalefet partileri değil, halkın muhalefete yönelmesine sebep olan kendi kötü icraatlarıdır. Yapması gereken icraatlarını düzeltmek yada iktidarını kime devredeceklerini tespit etmektir.
Sinan Kemal
#birşairinevlenmesi, #chp, #akp, #iktidarneyapacak, #ingilizler, #Karolfçaantlaşması, #laledevri, #osmanlınınyenilgileri, #psikoloji, #Şinasi, #siyaset, #tarih, #travma, #öfke, #felsefe
0 notes
aykutilter · 8 months
Video
youtube
Test 8 1. Dünya Savaşı Sonrası Grafik Tasarımı Aykut ilter  Grafik Tasarım Tarihi8. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE SONRASI GRAFİK TASARIMYazdırTüm Cevapları GizleMateryal Listesine DönSoru 1:Suprematizmin kurucusu kimdir?(Çoktan Seçmeli)✔ Kazimir MalevichJan TschicholdTheo van DoesburgPiet MondrianVilmos HuszarCevap :Kazimir MalevichSoru 2:Vladimir Tatlin ve Alexander Rodschenko hangi akımın temsilcileri olmuşlardır?(Çoktan Seçmeli)BauhausSuprematizmYeni Tipografi✔ KonstrüktivizmDe StijlCevap :KonstrüktivizmSoru 3:Kontrüktivist ideali en iyi kavrayan hangi sanatçı olmuştur?(Çoktan Seçmeli)Walter Gropius✔ El LissitzkyTheo van DoesburgPiet MondrianVilmos HuszarCevap :El LissitzkySoru 4:Biçimlerin daima dik açılı, renklerin ise temel renklerden (kırmızı, mavi ve sarı) oluşması hangi akımın özelliğidir?(Çoktan Seçmeli)SuprematizmArt NouveauYeni TipografiKonstrüktivizm✔ De StijlCevap :De StijlSoru 5:Yaratıcı yeniliklerin çoğuna öncülük eden, “az çoktur” felsefesini benimseyen okul hangisidir?(Çoktan Seçmeli)WeimerDe Stijl✔ BauhausYeni TipografiArt NouveauCevap :BauhausSoru 6:El Lissitzky’nin geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği çalışmaları arasında hangisi yoktur?(Çoktan Seçmeli)FotomontajBaskıGrafik tasarımResim✔ SinemaCevap :SinemaSoru 7:Yeni Tipografi akımının öncüsü tasarımcı kimdir?(Çoktan Seçmeli)Vilmos HuszarKazimir Malevic✔ Jan TschicholdTheo van DoesburgPiet MondrianCevap :Jan TschicholdSoru 8:Grubunun aynı adı ile dergi çıkaran akım hangisidir?(Çoktan Seçmeli)✔ De StijlYeni TipografiBauhausSuprematizmKonstrüktivizmCevap :De StijlSoru 9:‘Sanat için sanat’ı reddetden ve endüstri tasarımı, görsel iletişim ve uygulamalı sanatlarda ürün vererek, kendilerini yeni komünist toplumun hizmetine adayan grup hangisine ait olabilir?(Çoktan Seçmeli)Yeni Tipografi öncüleri✔ KonstrüktivistlerDe Stijl grubuSuprematistlerBauhaus ekolüCevap :KonstrüktivistlerSoru 10:Aşağıdakilerden hangisi jan Tschichold’un eseridir?(Çoktan Seçmeli)Staatliches Bauhaus Weimar✔ Die Neue TypographieDe Stijl dergisiBeyazları Kırmızıyla VurunKonstrüktivist toplumCevap :Die Neue Typographie
0 notes
3-alora-aloha-alara · 11 months
Text
Tesekkurler
Bugun 26 Ekim 2023, Kreuzberg’de evimdeyim. 
5 ay once bir kaza gecirdim ve kurtuldum, yasiyorum! 
Olume yaklasmak hayata daha da tutunmama sebep oldu. En son ne zaman bu kadar yasam enerjisi dolmustu icim hatirlamiyorum..Cok zor gunlerim oldu, her gun elimden geldigince ‘daha iyi’ oldum. Daha iyi olmak nedir peki? 
Yasadigim icin sukretmek yeter oncelikle, sevdigim insanlari gordugum zaman gulumseyebilmek onlara sarilabilmek onlarla vakit gecirebilmek, canim Rio’mla her gun en sevdigim yollarda yururken attigim her adimin degerini bilebilmek ve en onemlisi bu bedenle kesfetmek istedigim ne kadar cok seyin oldugunu fark edip gecmise takilmadan ama goz ardi da etmeden artik bana hizmet etmeyen seyleri birakabilmek ve ‘an’a teslim olabilmek, kendimi affedebilmek bence.. Ben iyi olursam sevdiklerim de iyi olur diye dusunebilmek belki de.. Benim yasam enerjim belki birilerine ilham olur diye dusunebilmek mi ya da? 
Iyi olmak ‘yaşamak’ bence. Yaşamak da her duyguyu yaşamak. Pozitif negatif her duyguyu. Aydinlik zamanlarin oldugu gibi karanlik zamanlarinin da olmasi. 
Ben duygularini her zaman rahatca yasayan biriydim, bu kazadan sonra degisen sey negatif duygulari tek basima yasamayi tercih ediyor olmam belki de. Paylasma ihtiyaci hissetmiyorum, tek basina olmayi yalnizlik gibi gormuyorum. Karanligi yasamayi kabul ediyorum ama karanliktan surekli bahsetmek istemiyorum. Konustukca o karanlik anlari daha fazla yasatiyormus gibi hissediyorum ama aslinda o ani yasadim ve bitti. Iyiyim. 
O zaman iyiyim demek kotu anlarin olmadigi anlamina gelmedigi gibi hicbir seyin zitti olmadan var olamayacagini kabul etmek de gerekiyor.  
Ben iyiyim evet ama bazi gunler 5 ay onceye dair cok travmatik anlar canlaniyor beynimde, bedenim dususume dair bir seyler hatirliyor, kendimi affettigimi sanarken bir yandan cezalandirdigim anlari da yasiyorum. Kendimi severken bir yandan nefrette ediyorum. 
19 Mayis 2023, o gun ve sonrasi benim icin bir cogunuzun bildigi ‘bir olaydan’ cok daha fazlasi. Cok ozel cok hassas.. 
Ama iyiyim, yasiyorum, huzurluyum.
Bunlari yazarken canim annemin 12 Aralik 2012 de attigi mail geldi aklima. 
“Belki birilerinin hayata bakisini degistirmisimdir, maddenin yerine sevgi, kiskancligin, sahip olmanin yerine sevkat, kabullenme duygularini yesertmisimdir kimbilir.. Bugune kadar ne basardin sorusunun cevabini degistirmisimdir belki zihinlerde, kalplerde.. Ev, para, araba, mevki, en iyi is, en iyi okul, mal, mulk vs.yerine bir arada huzurla yasamak, gulmek, bayram seyran bir araya gelebilmek, sicacik bir sarilis, sen onemlisin diyebilmek, birlikte aglayabilmek ve sevkati koyabilmenin onemini biraz olsun farkettirebilmis miyimdir acaba?
Bu 4 yil cok zor gecti, her turlu desteğe ragmen cok yalniz, caresiz ve kirilgan. Bugun 4 sene onceki ilk sabahim gibi ,yasama tutundugum o zor ameliyatin bir gun sonrasi sanki. Ve ben hayata merhaba diyorum.
Hosgeldim dunyaya!
Yeniden baslamak icin derin bir nefes aliyorum ve ellerimi sevdiklerime uzatiyorum beni birakmasinlar diye.. Cunku hicbir yere gitmeye niyetim yok!”
Bu yaziyi okuyan ozel insan,
Sen önemlisin,
Yasama tutunmaya devam et.
Kendime not : Ofke ve kirginlik duygularinin sakinlik ve sukure donusune sahit oldun. Seninle gurur duyuyorum. Seni seviyorum. Sen onemlisin. 
1 note · View note
aydinrehberi · 2 years
Text
Türkiye'de kişi başına düşen araç yoğunluğunun en fazla olduğu vilayetlerin başında gelen Aydın'da akaryakıt artırımları ile birlikte trafik yoğunluğu da düştü. Bir yıl orta ile tıpkı tarihte birebir noktada yapılan gözlemlerde trafik yoğunluğunun geçen yıla oranla önemli derecede azaldığı gözlemlendi. Aydın'da 888 okul ve kurumda toplam 15 bin 664 öğretmen, temel eğitimde 127 bin 554 ve orta öğretimde 58 bin 340 olmak üzere toplam 185 bin 894 öğrenci ile 2022-23 Eğitim Öğretim Yılı'na başlarken okul devirlerinde her yıl yaşanan trafik yoğunluğu bu yıl azaldı. Her geçen gün öğrenci sayısı ve nüfus artmasına karşın bu yıl trafik yoğunluğunun azalmasının aslında sevindirici bir gelişme olduğunu belirten Aydın Sürücüler Odası Lideri Semih Özmeriç, Aydın'da özel araç kullanma tutkusunun sona ermesi ile kentin en kıymetli problemlerinden biri olan trafik yoğunluğu sorunun da resen çözüleceğini belirtti."AVRUPA ÜLKELERİ BU SORUNU 1972'DE ÇÖZDÜ"Ülke ve kentlerde trafiğin de bir kültür olduğunu ve trafik sorunun yerleşen bu kültür ile çözüldüğünü belirten Aydın Sürücüler Odası Lideri Semih Özmeriç, trafikteki israfın da toplumsal şuur ile çözüleceğini kaydetti. Özmeriç mevzuyla ilgili açıklamasında "Hollanda Dünyanın en güçlü ülkelerinden biri, lakin 1972 yıllarındaki ekonomik krizde zarurî olarak özel araç kullanımından ayrılıp toplu taşıma ve bisiklet kullanımına başladılar. Daha sonra bunu alışkanlık haline getirdiler. Günümüzde gerek Hollanda gerekse Kuzey Avrupa ülkelerinde bisiklet ve toplu taşıma araçlarının kullanımın alışkanlık haline geldiğini görüyoruz. "VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLENMEYE BAŞLADI"Bunun sonucunda ülkenin refahı ve ekonomik düzeyleri yükseliyor. Buna bağlı olarak da trafik sorunu da yaşamıyorlar. Ülkemizde rastgele bir yasak yok ancak vatandaşlarımız akaryakıt artırımları ile birlikte özel araç kullanımı konusunda bilinçlenmeye başladı. Geçen yıllara oranla kıyasladığımızda ilimiz Aydın'da trafik yoğunluğu azalmaya başladı" diye konuştu."SEFER SAYILARINDA YİNE DÜZENLEME YAPILACAK"Aydın'da yaşayan bu gelişmeye paralel olarak ilgili kurum ve kuruluşlarca değerlendirmelerin yapıldığını ve bu çerçevede halkın mağduriyet yaşamaması için toplu taşıma araçlarının sefer sayısı sıklığı konusunda yeni düzenleme yapılacağını da belirten Lider Özmeriç, "Şu anda özel olarak görevlendirilen şahıslarca değerlendirmeler yapılıyor. Gerekli hallerde okulların giriş-çıkış s kent aydın haberleri tleri ve mesai başlangıç ve bitiş s kent aydın haberleri tlerinde ek seferler konularak mağduriyet yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapılacak. Halkımızın bu alışkanlığı devam ederse kentin en değerli sıkıntılarından biri olan trafik sorunu da resen çözülmüş olacak" diyerek imkanı olan herkesin toplu taşıma araçlarını kullanmaya davet etti.Kaynak: aydın haberleri / İktisat Trafik,Ülke,Araç,Aydın,Toplu,Sorunu ve daha fazla aydın haber yazıları okumak için Vilayet Haberleri > Aydın sayfasını ziyaret edebilirsiniz. https://rehberaydin.com/fotograf-1-yil-arayla-ayni-noktada-cekildi-akaryakit-zamlari-sonrasi-bir-ilimizde-yollar-bos-kaldi/
0 notes
makineyecanverin28 · 3 years
Text
okul sonrasi yorgunlugu cok kotu ya
9 notes · View notes
researcherrk · 4 years
Text
Burada ne de cok duygu yasamis suan da icimden gecen bir kac seyi yazmak istedim. Karantina boyunca cok bunaldim hep bisileri duzeltemeye calisfim dustum kalktim 1 gun iyi 3 gun kotu 1 hafta iyi 3 gun kotu olup durdu cunku farkinda olmasakta korkunc bir donem gecirdik bence.. kilomu dert ettim yeme bozuklugum icin bu surec hem iyi hem kotu oldu aldim minik verdim minik aldim arada korudum derken en azindan bi 5 kilo vermem gereken bir hale geldim bunu kafama taktim cok uyumami verilen doluuuu odevi okula gidememek heleki labda aktifken.. gercekten bana cok agir geldi. 45 kilo cok aktif spor okul ders sunumlar 4 saat uyku duzeni olan biri icin bu surec o kadar kisitlayici o kadar yikici olduki kotu oldukca duzelemeyecegine inancim artti ve nasilsa bi kere mahvoldu nasilsa soyle yapcam diye diye kendi kendime de hatalar yaptim bunlari da biliyor ve kabul ediyorum. Ama neden bunlari yaptim bana iyi gelmeyen seyleri neden tekrarladim buna bi cevap bulamiyorum biliyosunuz challenge baslamiatim ama onu da bozdum. Biraz ya hep ya hic bi insan oldugum icin sorun yasiyorum ama bu huyum bana olumlu seylerde katiyor biliyorum. Yarin haziran yeni bi ay ve pazartesi yani haftanin ilk gunu bunlar beni heycanlandiriyor. Dustugum hatalari kendi kendime verdigim abuk sabuk telkinlerle yaptigim yanlislari biliyor ve kabul ediyorum. Artik istedigim kendimden bekledigim seyler
Kalori açığı yarat
Duzenli spor yap
Paketli gida yeme
Haftada 1 kez kalorin dahilinde tatli tuket
En az 6 saat ders calis
Bol su ic
Pisman olacagin seyleri kendine istemeden verdigin tesellilere uyup yapma
Iste hepsi bu kadar. Daha once cok daha zorlarini cok daha kotu durumdayken basaran biriyim kendime hakszlik etmek istemiyorum kendimi suclamak assagilamakta istemiyorum tek istegim bu bir ay icinde yiktigim herseyi toparlamak. Laba okula basladigimda eskiden biraktigim yerde olmak ☁️
Hayat benim, hayatim sevgilimle benim, cok degerli olan sey sagligimiz ve ikimiz🧚🏻‍♀️ 2020nin 6. Ayi ve sonrasi bizim icin cok daha guzel olacak ❤
Tumblr media
life is short. we have to love and value ourselves. it is ourselves that sets our rules in this life. quarantine was very tiring for all of us, we should lose the weight we gained for the next process, correct our sleep patterns and complete the necessary studies. I hope our life will resume after a short while☁️
11 notes · View notes
Text
KAYIT İŞLEMLERİ
E DEVLET
e-Devlet'e giriyorsunuz, e-işlemler kısmından eğitimi, sonrasında da YÖK başkanlığı başlığı altında "Üniversite e-Kayıt" seçeneğine tıklıyorsunuz. Ardından birkaç uyarı veriyor (bölüm ve üniversitenizi kontrol etmeniz açısından, iki kez onay amaçlı EVET yazdırıyor) sonra "BAŞVUR" tuşuna tıklıyorsunuz.
"KAYIT İŞLEMİNİZ BAŞARIYLA TAMAMLANMIŞTIR" ibaresini gördükten sonra da kayıt belgenizi indiriyorsunuz (sağ üst tarafta indir tuşu oluyor) sonra sekmeyi kapatabilirsiniz.
YA DA YÜZYÜZE KAYIT YAPABİLİRSİNİZ
KAYIT SONRASI
portal.hacettepe.edu.tr adresinden yeni kayıt yaptırmak gerekiyor FAKAT, yaptığımız kaydın okul sistemine işlenmesi bir haftayı bulabiliyor. Bu nedenle, hacettepenin kendisine yaptıracağınız kaydı, 2-3-4 EYLÜL sularında yaptırmanızı tavsiye ederim. Yine de düzenli aralıklarla kontrol edip size haber vereceğim.
2 notes · View notes
yenihabergazetesi · 2 years
Text
TEKİRDAĞ ANADOLU LİSESİ 52 ÜNİVERSİTE İLE TÜRKİYENİN EN BÜYÜK KATILIMLI ÜNİVERSİTELERE MESLEK TANITIMI GÜNLERİ BAŞLADI.
TEKİRDAĞ ANADOLU LİSESİ 52 ÜNİVERSİTE İLE TÜRKİYENİN EN BÜYÜK KATILIMLI ÜNİVERSİTELERE MESLEK TANITIMI GÜNLERİ BAŞLADI.
TEKİRDAĞ ANADOLU LİSESİ 52 ÜNİVERSİTE İLE TÜRKİYENİN EN BÜYÜK KATILIMLI ÜNİVERSİTELERE MESLEK TANITIMI GÜNLERİ BAŞLADI..TEKİRDAĞ ANADOLU LİSESİ BAHÇESİNDE VE OKUL SINIFLARINDA ÜNİVERSİTEYE GİRECEK ÖĞRENCİLERE REHBERLİK VE TANITIM YAPILDI..KAPALI SALONDA YAPILAN PROGRAMDA SAYGI DURUŞU İSTİKLAL MARŞI SONRASI SÜLEYMAN PAŞA KAYMAKAMI HARUN KAYA SÜLEYMANPAŞA BELEDİYE BAŞKANI CÜNEYT YÜKSEL İLE OKUL…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
erttv · 3 years
Text
ARA TATİL SONRASI 1.170 OKULA YENİ KÜTÜPHANE
ARA TATİL SONRASI 1.170 OKULA YENİ KÜTÜPHANE
Millî Eğitim Bakanlığının okullar arası imkân farklılıklarını azaltmak için ekim ayı sonunda başlattığı “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” Projesi, tüm hızıyla devam ediyor. Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Proje kapsamında kurulan 1.170 yeni kütüphanenin bir haftalık ara tatil sonrasına yetiştirildiğini ifade eden Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, iki ay gibi kısa bir sürede projeyi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
zekiyuncuoglu · 3 years
Photo
Tumblr media
BEN (1.Kısım) Akıl, Proje, Strateji Adamıyım Ama Bir O Kadardan Çok Duygu Adamıyım. Bazı Tutarsızlıklarım, Bazı Zamanlar İpe Sapa Gelmez Hal ve Davranışlarımın; Özellikle Haksızlık-Adaletsizlik Karşısında Duruşum, Hele de Elimden Birşey Gelmiyor ve Onlar Gibi Kahpece Metodları Tercih Etmediğinden Oluşan Öfkem/Hezeyanlarım Sonucu Ortaya Çıktığını; Bunu da Birilerinin Utanmazca, Ahlaksızca Aleyhime Kullandığını, Bu Yüzden Çok Şey Kaybettiğimin Çok Farkındayım. 'Yalnız Kurt'luk Sanıyorum Benim Talebim veya Hedeflerime Samimiyetle Bağlılıkla Odaklanışımın Sonucu Olmalı?.. Oysa insan dünyaya gelirken birçok şeyi seçemiyor, doğduğun ev, kişileri, yaşadığın kent, mahalle okuduğun okullar vs. kaderinin temel taşlarını döşüyor, harçlarını döküp su basmanından öte kaba inşaatı örüyor zaten ömrünün ilk %10-15'inde... Hayatım boyunca hep çok insanlar içinde bulunan, lider, önder, yaratıcı ama en yakınımda kan bağlarına kadar Artı Farklılık - Eksik erim Nedeni İle Hiçbir Zaman Tatmin Olamayan Garip Bir Yalnızlığı Gizli Kodlarla Tarifsiz Yaşadım; Şu ana Kadar... Hiçbir şeyi, kişiyi basite almadım, basit işlemedim, basit harcamadım. Hep istenen, beklenen el oldum ve Sürekli kendi hayatının ihtiyaçlarına rağmen onlardan veren; çok azı istemeye istemeye ama çoğunluğu hep gönülden. Bu yüzden istemeyi öğrenemedim hiçbir şeyi hiç kimseden❗ Hep Güçlü Adam Modeli, Herkesin Gözünde "O, ihtiyacı olanı kendi temin eder, onun Bir şeye ihtiyacı olmaz, olsa bile sorunlarını kendi başına aşar zaten" diye aslında safa yatılan kurnazca bir tavrın tezahürü ile tarif bulurken aslında çok da yıpranıp tahrif oldum; herkesten gizli ama zaman geldi öyle bir tahrip oldum ki❗ HEP LİDER, HEP BAŞKAN; DAHA KÜÇÜK YAŞLARIMDAN İTİBAREN AİLE, SÜLALE, ARKADAŞ, OKUL VS. HER YER DE. ASLIN DA BEN Mİ İSTİYORDUM İÇTEN İçe, YOKSA YAZGIM MI İTİYOR DU? OYSA İLK DOĞAN ERKEK ÇOCUĞUN 20 KÜSÜR GÜNLÜKKEN ÖLÜMÜ SONRASI 2.DOĞAN VE ONUN DA YAŞAMI DAHA ÇOCUKLUKTAN İTİBAREN HAYATİ RİSKLER, SIRA DIŞI BADİRELER BARINDIRIRKEN, YAŞAMASI TANRI'NIN İSTEDİĞİ TEK ERKEK ÇOCUK OLUŞUM GİBİ; ENİYİ ŞARTLARDA HEP 2NCİ ADAM OLMAYI YEĞLERDİM (Bazı Konular Dışında?) ASLINDA BENİ LİDERLİĞE TAŞIYAN NE BİLİYORUM❓.. (Devam Edecek) https://www.instagram.com/p/CQ3oVUoLMTE/?utm_medium=tumblr
0 notes
haberkurulu · 4 years
Link
Okul servislerinde koronavirüs sonrası normalleşme ücretleri belli oldu!.
0 notes
aydinrehberi · 3 years
Text
Lviv Belediye Lideri Andriy Sadoviy, Polonya sonuna yakın aralıkta bulunan Ukrayna'nın Lviv kentinin vurulmasının ABD Lideri Joe Biden'ın Polonya'da olduğu güne denk getirildiğini belirterek, "Rusya, Polonya'da bulunan Lider Biden'a selam gönderdi" dedi. Rusya Ukrayna'nın kentlerini vurmaya devam ediyor. Ukrayna'nın Polonya hududuna 70 kilometre kadar uzaklıkta bulunan Lviv kenti Rus ordusunun maksadı oldu. Lviv Belediye Lideri Andriy Sadoviy ve Lviv Valisi Maksim Kozitskiy kentteki siren sesleri devam ederken bir basın toplantısı düzenledi."ŞEHİRDE 2 FARKLI NOKTA 2'ŞER DEFA VURULDU"Lviv Valisi Maksim Kozitskiy kentte vurulan noktalara değinerek, "İyi akşamlar. Sirenler hala çalıyor süratli olalım. Bugün altyapı bakımından değerli olan 2 yer bombalandı. Yakıt deposu ve askeri fabrika vuruldu. Her iki noktaya da 2'şer roket atıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı, yangın söndürme çalışmaları sürüyor" sözlerini kullandı."TÜM KENTLER GÜÇ DURUMDA"Belediye Lideri Andriy Sadoviy, Polonya hududuna yakın uzaklıkta bulunan Lviv kentinin vurulmasının sebebinin Lider Biden'in Polonya'da olması nedeniyle gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu son bir hafta içindeki ikinci atak. Altyapı maksat alındı. Kentte önemli manada ziyan kelam gelimi edilen. Hücum sonucunda oluşan patlama dalgaları okul ve anaokulu üzere eğitim kurumlarına ziyan verdi. Camlar parçalandı lakin can kaybı yaşanmazken birtakım vatandaşlar yaralandı. Bugünkü ataklarla agresif ülke, Polonya'da bulunan Lider Biden'e selam gönderdi. Lviv Polonya'ya 70 kilometre kadar uzaklıkta. Tüm dünya anlamalı ki tehdit çok önemli. Kimse gelecekteki planlarını bilmiyor. Tüm kentler sıkıntı durumda. Umarım can kayıpları az yaşanır. Ne kadar silah elimizde olursa, ne kadar roket imha silahlarına sahip olursak o kadar süratli olacak bizim zaferimiz" biçiminde konuştu.Bir gazetecinin, "Yabancı ülke vatandaşı olan gazetecilerinin canlı yayında vurulan noktaları göstermesine nasıl bakıyorsunuz?" sorusuna Vali Kozitskiy, "Yabancı gazeteciler sıcak çatışma bölgelerinde fazlaca bulundular. Sizler bizim barış içinde bir kent olduğumuzu anlamalı ve gazetecilik kurallarına uymalısınız" formunda karşılık verdi."TEHLİKE ÇOK YÜKSEK"Belediye Lideri Sadoviy ise, "Şehirdeki güvenlik düzeyini artıracak mısınız?" sorusuna, "Biz 25 Şubat'tan evvel askeri noktaları Lviv'den çıkardık. Agresif ülke sivil yerleri vuruyor. Bundan ötürü kentimizde tehlike çok yüksek. Rus roketlerinin bir sonraki maksadını bilmiyoruz. Sivastopol'den fırlatılan füzeler yalnızca Lviv'i vurmadı. Biz hepimiz tıpkı durumdayız. Ne kadar süratli roket imha silahlarını alırsak kentimiz o kadar inançlı olacak. Sizden ricam sığınaklara gidin sizin sıhhatiniz bizim için kıymetli. Teşekkürler" biçiminde yanıt verdi.AKIN SONRASI GÖRÜNTÜLENDİÖte yandan Rusya tarafından akşam skent aydın haberleritlerinde Ukrayna'nın Lviv kentinde gerçekleştirilen hücumların akabinde yeni imgeler kaydedildi. Rus ordusunun 3 roket saldırısı düzenlediği kentte en son Lviv Valisi Maksim Kozitskiy 5 kişinin yaralandığını açıklamıştı.aydın haberleri / Dünya Lviv,Saldırı,Şehirde,Başkan,Roket,Nokta,Rus,Polonya ve daha fazla aydın haber yazıları okumak için Spor sayfasını ziyaret edebilirsiniz. https://rehberaydin.com/lviv-belediye-baskani-sadoviy-rusya-lvivi-vurarak-baskan-bidena-selam-gonderdi/?feed_id=16418&_unique_id=623fb8c8decf9
0 notes
kamuweb · 4 years
Photo
Tumblr media
Okullar 1 Mart'ta değil, Kabine toplantısı sonrası 2 Mart'ta açılacak Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, 1 Şubat 2021 Pazartesi günü gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nda, resmî ve özel tüm ana sınıflarında, ilkokullarda, 8 ve 12'nci sınıflar ile özel eğitim okul ve sınıflarında 1 Mart 2021 Pazartesi günü itibarıyla yüz yüze eğitime başlanılacağı; ayrıca illerin salgın koşullarındaki durumlarına bağlı olarak il ... Devamı ve Detaylar için https://www.kamuweb.com/egitim/okullar-1-martta-degil-kabine-toplantisi-sonrasi-2-martta-acilacak.html
0 notes
bugunguncel · 4 years
Link
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından her yıl Liseye Geçiş Sistemi kapsamında gerçekleştirilen LGS sınavının tarihleri belli oldu. MEB Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, başkanlığında gerçekleştirilen değerlendirme toplantısı sonrası kontenjanlar kayıt bölgeleri hakkında çalışma başlatıldı. Pandemi sebebiyle olağanüstü dönemden geçilen bu zamanlarda öğrenciler EBA TV ile uzaktan eğitimlerini sürdürüyor. Öğrencileri zorlu sınav yılında tek başına bırakmayan bakanlık her ay olduğu gibi soru paketleri ve Eğitim Bilişim Ağı’nda bulunan sınav özel yayınlarıyla kaynak desteğinde bulunuyor. İki oturumda gerçekleştirilen sınavın sözel bölümünde Türkçe, T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ile Yabancı Dil derslerinden toplam 50 soru yöneltiliyor. İkinci oturum olan sayısal bölümden ise Matematik ve Fen Bilimleri derslerinden toplam 40 soru soruluyor. Peki 2021 LGS sınavı başvuruları ne zaman, nasıl yapılacak? İşte LGS sınav takvimi!
    2021 LİSEYE GEÇİŞ SINAVI NE ZAMAN DÜZENLENECEK?
    Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan takvime göre 2021 yılında gerçekleştirilecek merkezi sınav 6 Haziran Pazar günü yapılacak. Pandemi şartları sebebiyle LGS sınavı başvuruları geçtiğimiz yıl sistem tarafından otomatik olarak gerçekleştirildi.
MEB tarafından sınava girecek öğrencilerin sınav giriş yerleri e-Okul üzerinden sınav tarihinden en az 7 gün önce açıklanmaktadır. Sınav kuralları, sınavın düzenleneceği okul adres bilgileri detaylı olarak sınav giriş belgesinde yer almaktadır.
LGS SINAVINA KİMLER KATILABİLİR?
2020–2021 Öğretim yılında örgün ortaokulların 8’inci sınıfında öğrenim görüyor olmak.
Açık Öğretim Ortaokulu ve Geçici Eğitim Merkezi Öğrencileri için Örgün ortaöğretim kurumuna kayıt olma şartını taşımak ve öğrenim gördüğü okulun 8‘inci sınıfında öğrenimine devam ediyor olmak.
Yurt dışındaki Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim gören öğrenciler 8’inci sınıfta eğitim görmesi  ve e-Okul’da kayıtlı olduğu takdirde LGS sınavına başvurabilir.
2021 LGS SINAVINDA ÖĞRENCİLERE KAÇ SORU SORULACAK?
Pandemi süreci sebebiyle 2020 yılında gerçekleştirilen sınavlarda öğrenciler sadece yüz yüze eğitim aldıkları birinci dönem konularından sorumlu tutulmuştu. Milli Eğitim Bakanlığı 2021 yılında gerçekleştirilecek sınavda öğrencilerin tüm konu ve kazanımlardan sorumlu tutulacağını açıkladı. İşte bu yıl sınavda öğrencilere sorulacak soru sayısı;
Tumblr media Tumblr media
İŞTE ÖĞRENCİLERİN SORUMLU OLDUĞU KONULAR!
TÜRKÇE
CÜMLEDE ANLAM
SÖZCÜKTE ANLAM
SES BİLGİSİ
PARÇADA ANLAM
NOKTALAMA İŞARETLERİ
YAZIM KURALLARI
FİİLİMSİLER
CÜMLENİN ÖGELERİ
CÜMLE VURGUSU
FİİLDE ÇATI
YAZI (METİN) TÜRLERİ
ANLATIM BOZUKLUKLARI
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
SÖZ SANATLARI
SÖZEL MANTIK
MATEMATİK
ÇARPANLAR VE KATLAR
ÜSLÜ İFADELER
KAREKÖKLÜ İFADELER
VERİ ANALİZİ
BASİT OLAYLARIN OLMA OLASILIĞI
CEBİRSEL İFADELER VE ÖZDEŞLİK
DOĞRUSAL DENKLEMLER
EŞİTSİZLİKLER
ÜÇGENLER
EŞLİK VE BENZERLİK
DÖNÜŞÜM GEOMETRİSİ
GEOMETRİK CİSİMLER
FEN BİLİMLERİ
MEVSİMLER VE İKLİM
DNA VE GENETİK KOD
BASINÇ
MADDE VE ENDÜSTRİ
BASİT MAKİNELER
ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ VE ÇEVRE BİLİMLERİ
ELEKTRİK YÜKLERİ VE ELEKTİRİK ENERJİSİ
İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK
BİR KAHRAMAN DOĞUYOR
MİLLİ UYANIŞ:BAĞIMSIZLIK
YOLUNDA ATILAN ADIMLAR
MİLLİ BİR DESTAN: YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
ATATÜRKÇLÜK VE ÇAĞDAŞLAŞAN TÜRKİYE
DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI ATATÜRK DÖNEMİ DIŞ POLİTİKASI
ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ VE SONRASI
İNGİLİZCE 
FRIENDSHIP
TEEN LIFE
IN THE KITCHEN
ON THE PHONE
THE INTERNET
ADVENTURES
TOURİSM
CHORES
SCİENCE
NATURAL FORCES
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ
KADER İNANCI
ZEKAT VE SADAKA
DİN VE HAYAT
HZ. MUHAMMED’İN ÖRNEKLİĞİ
KURAN-I KERİM VE ÖZELLİKLERİ
2020 YILINDA LGSYE KAÇ ÖĞRENCİ KATILDI?
2020 yılında gerçekleştirilen Liseye Geçiş Sınavına 1 milyon 671 bin 337 öğrenci otomatik olarak başvurdu. 2019 yılına göre merkezi sınava katılan öğrenci sayısı yüzde 43 arttı. 2020 yılında uygulanan sınavın ilk oturumuna 1 milyon 472 bin 88, ikinci oturumuna ise 1 milyon 472 bin 303 öğrencinin katıldı.
OCAK AYI LGS ÖRNEK SORULARI YAYIMLANDI!
Milli Eğitim Bakanlığı 6 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Liseye Geçiş sınavı öncesi öğrencilere destek kaynak sağlamaya devam ediyor. 2021 yılının Ocak ayı  örnek sayısal ve sözel sorulara aşağıdan erişebilirsiniz.
Tumblr media
OCAK AYI LGS  SÖZEL ÖRNEK SORULAR İÇİN TIKLAYINIZ
OCAK LGS SAYISAL ÖRNEK SORULAR İÇİN TIKLAYINIZ
8. SINIF ÖĞRENCİLERİNE ÖZEL SINAV ÖZEL YAYINLARI!
Milli Eğitim Bakanlığı, LGS sınavına girecek öğrenciler için EBA Ortaokul programında hafta sonu sınav özel yayınları gerçekleştiriyor. Ocak ayı içerisinde gerçekleştirilecek LGS kuşağı yayınları takvimine aşağıdan ulaşabilirsiniz;
Tumblr media
Kaynak: Haber7
0 notes
baknedio · 4 years
Text
Virüs sonrası ‘uyum bozukluğuna’ dikkat
28 Mayıs 2020, Perşembe 11:01
İstanbul
Tumblr media
Koronavirüs normalleşme takvimi netleşirken, uzmanlar karantina döneminin ardından ortaya çıkabilecek psikolojik sorunlara işaret ediyor. Bu dönemde görülebilecek her belirtinin bir psikolojik soruna işaret etmediğinin altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, “Bu dönemde uyum bozukluğu gibi psikolojik sorunlar da görülebilir. Uyum bozukluğu, ilk 3 ay içinde yaşanan yoğun duygusal ve davranışsal sorunları içerebilir” dedi.
Uzmanlar, koronavirüs salgını nedeniyle uzun bir süredir evlerde geçirilen sürenin ardından, iş ve sosyal yaşantıya geri dönüşle birlikte bir takım psikolojik sorunların da ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor. Sürecin etkilerinin herkes için farklı olabileceğinin altını çizen Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, yaşanabilecek psikolojik sorunları işaret ederek sürecin nasıl daha sağlıklı bir şekilde atlatılacağı konusunda bilgiler verdi. Sevi, “Algı ve beklentilerimiz duygularımızı ve bu süreci nasıl yaşadığımızı etkileyecektir. Her şeyin birdenbire eskiye dönmesini beklemek hayal kırıklığı yaratabilir. Eskiye dönüş kademeli olacaktır. Bu durum can sıkıcı gibi görünse de ortaya çıkabilecek daha büyük sorunları önleme amacı içerdiği hatırlanmalı ve sabırlı davranılmalıdır. Eski hayatımıza ilişkin rutinler mümkün olduğunca bu normalleşme sürecinin bir parçası olmalıdır” diyerek önemli uyarılarda bulundu.
“BU SÜRECİ HERKES FARKLI ŞEKİLDE YAŞAYACAK”
Bu süreçte duygularda değişimler fark edebileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi, şöyle devam etti:
“Bu süreçte birbirimizden çok farklı duygular da yaşayabiliriz. Bu son derece doğal. İyi ki de duygusal tepkiler verebiliyoruz. Bu noktada bu duyguların yoğunluğu, şiddeti, süresi ve kişinin yaşamına etkisini dikkate almamız gerekir. Kişide belirgin sıkıntı yaratan ve süreğen mutsuzluk, karamsarlık, huzursuzluk, uyku sorunları, iştah sorunları, kaygı nöbetleri, ağlama nöbetleri, sinirlilik, saldırganlık, konsantrasyon güçlükleri, içe kapanma, iş, okul ve/veya aile ortamında işlevselliğin belirgin şekilde bozulması ile kendine zarar verme düşünceleri ya da davranışları gibi belirtiler yardım almayı gerektirebilir. Akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, uyum bozukluğu, depresyon ve anksiyete bozuklukları gibi psikolojik sorunlar bu dönemin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Örneğin, bu dönemde daha yoğun yaşanabileceğini düşündüğüm uyum bozukluğu belirgin psikolojik ve sosyal stresörlerin ortaya çıkmasından sonra ilk 3 ay içinde yaşanan yoğun duygusal ve davranışsal sorunları içerebilir. Depresif duygudurum, kaygılı duygudurum ya da davranış problemleriyle seyredebilir. Psikolojik ya da psikiyatrik destek almayı gerektirebilir. Yakını hastalanan ya da yakınını kaybeden kişiler akut stres bozukluğu ya da travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler. Bu sözü geçen durumlar da tedavi edilmediğinde depresyon veya kaygı bozukluklarına neden olabilir. Tüm bunlara ek olarak hepimiz bu süreçte değişiklikler yaşıyoruz, kendimizi bir miktar mutsuz ya da endişeli hissediyor olabiliriz, yaşadığımız her belirti bir psikiyatrik rahatsızlık yaşadığımız anlamına gelmez. Yukarıda bahsettiğim sorunlar işlevselliğimizi bozuyorsa ve kendi başımıza çözmekte zorlanıyorsak mutlaka uzman desteği almalıyız”
“DURUMUN PSİKOSOSYAL ETKİLERİNİ DEVAM EDEBİLİR”
Karantina döneminde yaşanan psikolojik sorunların normal yaşantıya dönüşte psikolojik sorunlar getirip getirmeyeceği hakkında bilgi veren Oya Mortan Sevi, “Üzerinde pek fazla kontrol gücümüzün olmadığı bir sürece tanıklık ediyoruz. Tüm dünyada milyonlarca insan ölüyor, kendi hayatlarımız ve yakınlarımızın hayatları ile ilgili endişeliyiz ve her şey bitse de bu durumun olası psikososyal etkilerinin süreceğini tahmin ediyoruz. Sürdürülen sorumluluklar nedeniyle çoğu insan duygularını baskılıyor ve sorunları düşünmeyi erteliyor olabilir, yaşam şartları da baş etme gücümüzü zorluyor olabilir, bunun sonucunda psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir ya da zaten var olan psikolojik sorunlar tetiklenebilir. Dahası normal yaşantıya dönüş ile birlikte bazı stresörler ortadan kalkarken yeni stresörler eklenebilir yaşamımıza. Fiziksel, ekonomik ve sosyal değişimler yaşanabilir ve bu değişimler de psikolojik olarak bizleri etkileyebilir. Ancak bu sürecin etkilerinin de herkes üzerinde birebir aynı olmasını bekleyemeyiz. Bununla birlikte, olayları yorumlama biçimimizin, yük kaldırabilme gücümüzün, ne kadar yükle başa çıkmaya çalışıyor olduğumuzun ve bu süreçteki sosyal desteğimizin bu dönemi nasıl atlatacağımız üzerinde bir etkiye sahip olacağını söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
“1 AYDAN UZUN SÜRÜYORSA DESTEK ALMAK ŞART”
Karantina öncesi iş yaşamına geri dönmenin konsantrasyon güçlükleri doğurabileceğini söyleyen Sevi, “Ancak bunun doğal olduğunu hatırlamalılar, insan mekanik bir varlık değil; zihnimizdeki düşünceler, duygularımız, bedenimiz birbirini ve iş ortamındaki performansımızı etkileyebiliyor. Kendilerini yargılamadan bu durumun zamanla düzeleceğini kendilerine söylemeliler. Önlem ve kısıtlamaların bir süre daha devam edebileceğini düşünürsek iş ortamındaki alışkanlıklarını eskisi gibi sürdürmeleri de zaman alabilir. Ancak yoğun şekilde devam eden, kişide belirgin sıkıntı yaratan ve günlük işlevselliği bozan belirtiler belki de yardım almayı gerektiren bir psikolojik sorunun işareti olabilir” dedi.
“ESKİ RUTİNLERDE ÇOK FAZLA DEĞİŞİKLİK YAPMAMAKTA FAYDA VAR”
Normalleşme döneminde yapılması gerekenler hakkında tavsiyeler veren Dr. Öğr. Üyesi Oya Mortan Sevi son olarak şunları söyledi:
“Aslında insanların evde kaldıkları ya da kısıtlı dışarı çıkma ile sürdürdükleri yaşamlarında günlük rutinlerinde çok fazla değişiklik yapmamış olmaları bundan sonra da işlerine yarayacaktır. Örneğin uyku ve beslenme alışkanlıklarını çok fazla değiştirmemiş olmak, önceden de uğraştıkları boş zaman aktivitelerine zaman ayırmış olmak, az da olsa kendine zaman ayırmış olmaktan bahsediyorum. Şimdiye dek yapılmadıysa bile mümkün olduğunca bunlara dikkat etmeye başlamalılar. Yeni iyi alışkanlıklar kazanmak için de iyi bir dönem. Fiziksel aktiviteler arttırılabilir, evde de uygulanabilecek olan yoga ve meditasyon gibi gevşeme yöntemlerine başvurulabilir. Sosyalleşme açısından kısıtlılık devam etse de sosyal medya aracılığıyla aile ve arkadaşlarla ilişkiler devam ettirilmelidir. Sorumlulukların paylaşımı için de yakın çevreden sosyal destek alınabilir. Tüm bunlara ek olarak kişinin kendi başa çıkma yöntemleri ve sosyal destek ağları sorunları çözmede yeterli olmuyor ise psikolojik destek arayışına girebilir.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı Virüs sonrası ‘uyum bozukluğuna’ dikkat adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/virus-sonrasi-uyum-bozukluguna-dikkat/
0 notes
egitimgazetesi · 4 years
Text
30 Nisan'da okullar açılacak mı?
Tumblr media
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk CNN Türk canlı yayınına katılarak Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı. 30 Nisan'da okulların açılmasıyla ilgili Ziya Selçuk "30 Nisan bizim A planımız şeklinde yürüyor, diyelim ki 30 Nisan'da okullar açılmazsa ne yapacağız? Uzaktan eğitimin alt yapısı güçlendiriliyor, gelecek seneki planlamaların standart bir yıl planlaması gibi değil de yeniden yapılandırıldığı bir planımız var." dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un açıklamaları şöyle; Yeni ve karşılaşılmadık durumlara uyum kabiliyeti yüksekse güven artmaya başlıyor. Bu bir problemin üstesinden gelme sürecidir, kişinin önce kendisiyle birlikte olması ve kendine güven duyması arkasından çocuklarına güven vermesi bir taraftan da çocukların o yakınlık ihtiyacı da duruyor eğer aile içindeki dayanışmayı yükseltirsek bunun çözebileceğimiz bir durum olduğunu devletin bu durumu her yönüyle ele aldığını tekrar tekrar söyleyelim. Bizim bu uzaktan eğitimle ilgili birkaç yerde istasyonumuz var, orada öğretmenlerimiz çalışıyorlar, TRT’nin içerisinde olanlar var çalışıyorlar bir iki okulumuzda da çalışanlarımız var İstanbul ve Ankara’da. NEDEN TV ODAKLI BİR ÇALIŞMA GERÇEKLEŞTİRİLDİ Biz hane halkı araştırmalarına baktık, kaç hanemizde internet var kaç hanemizde televizyon var sonra baktık ki eğer biz her şeyi internet tabanlı yaparsak topluma erişimimiz kısıtlanacak. Önceliği TV’ye verdik çünkü hemen her evde TV var, bunu yeterli görmedik aynı zamanda EBA’da internet desteği ile çocuklarımıza eğitim imkanı sağladık. Bir de sınav senesinde olan çocuklarımızı ayırdık onlara üçüncü bir alan kurduk. İnternetle ilgili yaklaşık olarak %20’lerde bir erişilemezlik durumu var, biz bunun önüne geçmek için 12. Sınıf öğrencilerine dedik ki biz size 8gb ücretsiz internet veriyoruz. Her öğrencimizin sırasına okulun açıldığı gün bir çıkartma yapıştırdık, “Bu sana uyar mı?” diye bir soru var orada sonra bir adres var, bununla ilgili çok fazla iletişim çalışmaları da yaptık. Şu anda 8gb internet yeterlidir. Başından beri problemimiz varsa var diyorum yoksa yok diyorum bir şeyi saklayarak bir yere varamayız. Birinci hafta test yayınıydı, ilk kez kamera karşısına çıkan öğretmenler var. Gönüllü öğretmenler inanılmaz gayretliler, hata yapıyorlar kamera kolay bir şey değil. Bazı sorunlar yaşadık bunu da açıkça söylüyoruz, 20 dakikalık bir ders 8 dakikaya indi 10 dakikaya indi. Bu hafta ne oldu öğretmenlerimiz rahatladı. Biz çocuklar için bir şey yapıyoruz ve bir insanın emeğini, çabasını her şeyini çocuğa hizmetle ilgili bir şeye ayırması kadar güzel bir şey yok. Bu ölçekte bunu yapan internet tabanlı Çin var, Çin dışında ilk biz yaptık ayrıca ABD’de bazı eyaletlerde yeni yeni bunun çalışması var. İyi ki yaptık ve daha iyisini yapacağız emin olun. Önümüzdeki haftalar çok daha iyi olacak. OKUL EVE SIĞAR MI? ANNE BABALARA ÇAĞRINIZ VAR MI? Aslında okul eve sığmaz, çünkü biz uzaktan eğitimi eğitimin bir parçası olarak görüyoruz artı diyoruz internet tabanlı eğitim artı yüz yüze eğitim diyoruz. Okul hayat demektir, okul bahçeye taşınmalı, okul ormana taşınmalı, okul sokağa taşınmalı. Sürekli evin içinde olmak kolay bir şey değil, sokağa çıkamıyorsunuz, parka gidemiyorsunuz bu her bir engel de duygusal bir durgunluk oluşturuyor. Bu hafta şu geliyor bir günün programını saat saat her bir yaş grubu için bu tür günlük akış şemaları geliyor. Ben evde çocuğumla ne yapabiliriz? Diyelim ki çocuğunuzla bir şarkı yazmak da bir etkinliktir, fiziksel oyunlar oynamak da etkinliktir. Karşılıklı etkileşimli kitap okumak da bir etkinliktir, küçük evde yapılabilecek deneysel etkinlikler var. EBA’DA YAŞANAN SORUNLAR Bizim mevcut eş zamanlı olarak online olma kapasitemiz, yani aşırı yüklenme olunca bir sorun yaşadık. Fakat şunu yaptık her bir sınıfa saatler belirledik ve sistemi birkaç kat büyüttük. Herkes aynı anda yüklenmesin diye ikinci sınıflar şu saat yedinci sınıflar şu saat diye ayırdık. Şunu da yaptık, sınav senesinde olan çocukların internet altyapısını ayrı bir yerden verdik, diğerleriyle bir karışıklık olmasın diye. ÖĞRENCİLER VE ÖĞRETMENLER BULUŞABİLECEK Mİ Bizim canlı sınıf diye bir uygulamamız var, bunu sadece 12. Ve 8. Sınıf öğrencilerimize açıyoruz önümüzdeki hafta. Ama bir öğrenci TV programını kaçırdıysa öğleden sonra tekrarı var izleyebilir, EBA’da var oradan internetten izleyebilir. UZAKTAN EĞİTİME DENETİM MÜMKÜN MÜ? Bizim öğrenciler çalışıyor mu çalışmıyor mu konusunu aslında uzaktan eğitimin bir konusu ya da sorunu olarak görmüyoruz. Okullar açıkken de ödevini hemen yapanlar vardır bir de son güne bırakanlar vardır öğrencilik değişmez. Bazı öğrenciler gerçekten belli saatlerde çalışıyorlar ama anne baba sürekli yan yana olduğu için çocuklarla müdahale etme gereği duyuyor. Bu çocuğun sorumluluğu aslında öz sorumluluk geliştirmek için de bir fırsat. Yüzbinlerce çocuk evde anne babasıyla yemek yapmaya başladı, evin işine yardım etmeye başladılar. Çocuklar hamur açmaya başlamış, babasıyla musluk tamir edenler yani birlikte bir iş yapma. EĞİTİMİN YAVAŞ VERİLMESİ TALEBİ Buna hak veriyorum, özellikle ilkokuldaki çocuklarımız yetişemediler. Bu bir problem mi? Problem, çözebilir miyiz? Çözebiliriz. Önümüzdeki haftadan itibaren bunlar da çözülecek. Ayrıca içeriklerde bu haftadan itibaren 40 deney olacak. 30 NİSAN SONRASI İÇİN SENARYOLAR Biz başından beri şunu söyledik, bu küresel bir sorun ve bunun çözümü de bilimsel metotlarla ortaya çıkabilir. Biz de diyoruz ki MEB olarak, hem dünyadaki eğilimlere bakalım hem Bilim Kurulumuzun önerilerine bakalım. 30 Nisan kararı Bilim Kurulu’ndan mutabakatla çıktı, biz de 30 Nisan’a kadar neler yapabiliriz çalışıyoruz. Bu yepyeni bir durum biz de öğreniyoruz. Bütün mevzuat okullar açıkmış gibi ona göre düzenlendiği için o altyapının da bu çağa göre düzenlenmesi gerekiyor B planı ve C planlarımız da hazır. Yazın ne olacak? Eylül ayı geçtiğimiz Eylül aylarından nasıl farklı olacak? Biz bunların hepsi olabilecekmiş gibi davranarak bunların finansmanını bunların öğretmen ihtiyacını, hepsini yeniden organize ettik. Bizim bir finansman sorunumuz yok, bizim öğretmen sayımızda da sorun yok. Sadece öğretmenlerimizin bilişim becerilerini biraz daha geliştirmeye ihtiyacımız var. Biz şu anda 125 bin öğretmenimize bilişim becerilerini geliştirme konusunda, uluslararası internet altyapılarını kullanarak eğitim veriyoruz. 30 Nisan bizim A planımız şeklinde yürüyor, diyelim ki 30 Nisan’da okullar açılmazsa ne yapacağız? Uzaktan eğitimin altyapısı güçlendiriliyor, gelecek seneki planlamaların standart bir yıl planlaması gibi değil de yeniden yapılandırıldığı bir planımız var. SINIF GEÇME NASIL OLACAK VE BAŞARI NASIL ÖLÇÜLECEK Bütün dünyaya baktığımızda eğitimin sınıfların dışına taşması anlamında bir eğilim var, biz de geçtiğimiz sene ortaöğretim de önerilerimizi sunarken, bir öğrenci bir eğitimi illa sınıfta alacak diye bir şey yok. Dünya başka bir yere doğru gidiyor eğitimde ve bu kitlesel olarak ilk defa oluyor. Bu yeni standartların gelişmesine yardımcı olacak, farklı sistemler birbirine yaklaşacak artık sadece sınıf içinde değil sınıf dışında olan dijital programlar da karnelerde olacak notlandırılacak akredite olacak. Bizim elimizde öğrencilerimizin birinci dönem notları var, peki hiç okul açılmazsa ne olur? Bunu şu anda hukukçularımız çalışıyorlar. Sınıf geçme yönetmeliğiyle ilgili bir karara varılacak. Biz eğitsel olmasını önemseriz, pedagojik olmasına bakarız. Biz yaptık oldu olmaz, o yüzden de itirazın yapılması ihtimal kurumların da görüşünü alıyoruz DANI��TAY’ın mesela. YKS ERTELENDİ, LGS’DEKİ DURUM NEDİR LGS zamanında yapılacak, ertelenme söz konusu değil. Hafta başında hem YKS’de hem de LGS’de çıkacak soruların konu dağılımı nasıl olacak bunları da paylaşacağız. Benim ailelere söyleyeceğim şey şu, hiçbir öğrenciyi zorla bir yere götüremezler. Bir öğrencinin dıştan değil de içten motivasyonu önemli, bunu yapabilmek için de çocuğun dengeli bir hayata ihtiyacı var. Bu iş sadece zihinsel bir şey değil, aynı zamanda hareketsel bir şey. Üniversite sınavı için biz dünya çapında bir iş yaptık ben buna gönülden inanıyorum ki her öğrenciye kişisel deneme sınavı yapabilen, her öğrenciye göre tercih yapabilen yani ben seni ölçtüm diyor yazılım ve sana şu şu bölümleri öneriyorum diyor sonra aylık çalışma programı çıkarıyor çocuğa. Ona özgü sorular hazırlıyor, diyelim çocuk soruyu çözemedi, çözemediğinde yazılım diyor ki sen bu konuyu anlamamışsın ve o konuya dair sayfayı çocuğun önüne getiriyor. Diyorum da sıralarına çıkartma yapıştıracak kadar bunu anlattık. Özetlemek gerekirse, haftaya soru çözümü geliyor 12’lere canlı yayın geliyor. Bu çocuklarıma benim önerim Türkiye’nin en iyi video kütüphanesini hazırladık, nedir video kütüphane? Sınavda çıkacak konuların bazılarının videolarını çekerek yayınlıyoruz. İstediği hocadan istediği dersi defalarca izleyebilirler. ÖĞRENCİLER BU NUMARAN HER ŞEYİ SORABİLİR 444 0 632’ye telefon ederlerse bilmedikleri akıllarına takılan tüm sorulara canlı operastörlerle yanıt veriliyor. 13 Mart’tan 25 Mart’a kadar 72 bin başvuru olmuş bu hatta, 64 binine ilk kontakta cevap verilerek vatandaşlarımız bilgilendirilmiş. Meslek liseleri bu süreçte tarihsel bir dönüşüm yaşıyor. Read the full article
0 notes