Tumgik
#sancare
talitaangel · 2 years
Photo
Tumblr media
Good mornig excelente quinta feira meus amores(as). Lembram dos recebidos da @sanfarmaoficial pois usei e super aprovei os curativos com Hidrocoloide combate a acne . Eles agem na acne ajudando nas cicatrização e secreção, pode utilizar por debaixo da make também. Super aprovei e vocês já usaram este produto ou outro produto da @sanfarmaoficial ??? Tem problemas com acne ??? Bora se hidratar e fazer um belo skin care lindezas. Quintouuuu 💁‍♀️ 🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️🧖‍♀️ #sanfarma #peleacneica #skincare #influenciadoradolar #blogueirinhadolar #influencerdigital #carnaval #sancare https://www.instagram.com/p/CougJC5OI6b/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note
guilt-and-rod · 6 months
Text
Emir.
203 notes · View notes
whumpookies · 2 years
Text
Sefirin kızı bölüm 26
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sancar awakens in pain, Nare attempts to keep Sancar calm whilst the medical care is coming..
Part one - part two -- part three --- part four ---- part five
49 notes · View notes
islamiyet · 2 years
Text
Tumblr media
35 notes · View notes
turkishdizicz · 7 months
Text
Tumblr media
Mavi & Sancar • Vida Nueva
2 notes · View notes
captainmortuem · 10 months
Note
Hello there! I am you swtor secret Santa come to ask some questions! I have found your oc blog and read through it. I would love to know who your fav swtor oc is? (Or if you have multiple fav’s). Second I would love to know more about your ocs partners/lover interests if possible :D
You ever get an ask that makes your realize you're going to sit down and write more than you want to on a phone, so you jump on a computer instead?
Apologies in advance to anybody who doesn't give a shit about Star Wars, that's literally all this (short) post is.
Favorite SWTOR OC:
Good question, at least out of the list I've got probably four who each hold a special place in my heart. Shesali; this gal here is my Jedi Consular who is tied with my JK for most loved and least shown off, sister of my Sith Inquisitor and wife of my Jedi Knight. Her love interest really only ends up being Shim whenever I talk about her. Shim Leedes; this gentleman is the aforementioned Jedi Knight, like I said, tied with Shesali for the most love and the least "screentime." They're kind of a package deal because neither of them have canon love interests, I figured their story was tragic enough to leave it at that. Although Shim did have a thing with Ranna Tao'ven when he was in the Jedi Academy. Kairous Sancar; seen here is my Agent, his main love interest is Raina Temple. I love him dearly, probably just above the previous two because the Agent story line is so good to me, even if the main antagonist has a very unfortunate name for me.
And the classic, my baby boy who I'm always so open to loving with all my heart, Dahay Dunbor. He's the classic, he's my first SWTOR toon, the one I've gotten the furthest in the story with, and he's been oh so dear to my heart since the beginning. His main love interest is Lana Beniko, because my main love interest (in SWTOR) is Lana Beniko.
3 notes · View notes
noovva · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
- Engin Akyürek / Tahir Lekesiz -
4 notes · View notes
dipnotski · 8 months
Text
Serpil Sancar – Siyasetin Cinsiyeti (2024)
Türkiye’de kadınları siyasal alana sokmayan, onları araçsallaştıran, “başkanın kadınları” ya da vitrin mankeni konumuna indiren eril siyasetin ötesine nasıl geçilebilir? ‘Siyasetin Cinsiyeti’, kadınların siyasal hayata katılımının önündeki engelleri, cinsiyet eşitliği mücadelesinde kadınların yapabileceklerini, dünyada ve Türkiye’de birikmiş tecrübeleri, farklı kadın hareketlerinin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kyreniacommentator · 10 months
Text
Girne Heavy Vehicle Restrictions On Semih Sancar Street
As of Monday, December 4th, new regulations will ban heavy vehicles going East-West on Semih Sancar Street between 16.30 and 19.00 hours. This will affect all trucks, trailers work machines, and similar heavy vehicles. Drivers who do not comply with the law will be fined 18,103 TL (eighteen thousand one hundred three Turkish Liras) and 15 penalty points. Continue reading Untitled
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mehmetkali · 1 year
Text
Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı, Haziran Ayında Yolcu Sayısını Artırdı
Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı, Haziran Ayında Yolcu Sayısını Artırdı
Mardin’de bulunan Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı, haziran ayında 69 bin 304 yolcuya hizmet vererek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 artış gösterdi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin resmi internet sitesinde yer alan bilgilere göre, havalimanına haziran ayında 2 bin 157 uçak iniş-kalkış yaptı. Havalimanından iç hatlarda 66 bin 600, dış hatlarda ise 2 bin 704 yolcu seyahat etti. Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı, 1999 yılında hizmete başlamış olup, yurt içi ve yurt dışı uçuşlara açıktır. Havalimanının ismi, Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın onuruna verilmiştir.
 Havalimanları 2022 HAZİRAN SONU 2023 HAZİRAN SONU (Kesin Olmayan)  2023/2022 (%) İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam İç Hat Dış Hat Toplam  Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar 306.539 183 306.722 346.639 2.471 349.110 13 1.250 14
Tablodaki verilere göre, “2022 Haziran Sonu” ve “2023 Haziran Sonu” için Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı’ndaki iç hat ve dış hat yolcu trafiği karşılaştırılmıştır. İç hat trafiğinde “2023 Haziran Sonu”nda 2022’ye göre %13’lük bir artış yaşanmıştır. Dış hat trafiği ise “2023 Haziran Sonu”nda 2022’ye göre %1.250’lik büyük bir artış göstermiştir. Toplam yolcu trafiği iç hat ve dış hat toplamı olarak hesaplanmıştır. Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı’nın toplam yolcu trafiğinde de “2023 Haziran Sonu”nda %14’lük büyük bir artış olduğu görülmektedir. Bu, havalimanının yolcu trafiğinde önemli bir büyüme yaşadığına işaret etmektedir.
The post Mardin Prof. Dr. Aziz Sancar Havalimanı, Haziran Ayında Yolcu Sayısını Artırdı first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/mardin-prof-dr-aziz-sancar-havalimani-haziran-ayinda-yolcu-sayisini-artirdi/
0 notes
turkudostu61 · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
guilt-and-rod · 7 months
Text
Emir.
114 notes · View notes
whumpookies · 1 year
Text
Sefirin kızı bölüm 27
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sancar and nare are saved help arrives, Sancar who has injured his spine admits to Nare he can't feel his legs, Nare comforts him saying it's only temporary ... it's going to get worse before better.
Part one--Part two---part three--- part four.
29 notes · View notes
seslimeram · 2 years
Text
Yarın Şimdiden Tüketilirken
Tumblr media
Yarının şimdiden tüketildiği bir güncellik içindeyiz. Şimdinin bariz belirgin bir tekrar, her anlamda yinelenen rutinlerle bariz bir devinim içinde dünün her dem yinelendiği bir halin ve güncenin rehinesiyiz. Ne ufak bir umut kırıntısı, ne umuda sahip çıkabilecek iradenin var edilmesi, yaşatılması. Her şekilde müşterek bahsin bütünüyle belirgin bir günce içinde istikrarla yıkıma terki var ediliyor. Dün yinelenirken, şu anın içinde yarının, geleceğin bir biçimde yerle yeksan edilmesine çabalanıyor. Ne eksik, ne fazla, ne boş laf, ne mübalağa kesin olagelen her şeyin aslında bu kısır döngünün yinelenmesinden ibaret olduğu bir kez daha afişe olur. Muhaliflerin belki de bir asır gibi gelen şu yirmi küsur yıllık süreç içinde, belki ilk defa ipi göğüslemeye bunca açık olduğu bir zeminde, madun siyaset aktörlerinin primitif tavırları her şeyin hemen her an tepe takla olabileceğini muştuluyor. Tümden, hiç kesintisiz bir cerahat sarmalının ortasında halen ben, ben, ben diyenlerin var ettiği tüm ol birbirinden beter tahayyüllerle biz elden kaçırılıyor bir kere daha.
Bir yıkım cenderesine rehin ediliyor ülke. Koca bir asırda varılan, ulaşılanın her nasıl da kör karanlık olduğu gözlerden kaçırılmak isteniyor. Daha henüz kırkı çıkmış olagelen ol depremden sonra var edilmiş her hamlede yarının her nasıl tüketildiğini de göstere geldi şu devlet. Kötülüğün arşı alaya nasıl yükseltildiğinin, cukka edilmeye devam olunmuş ol yardım paralarının akıbetinin karanlık kılınmasından dahi bu bahis örneklenebilir. Bir tek değil doğrudan her gün, depreme sahne olan kentlerdeki yıkım / moloz yığınlarının aleni bir biçimde temizlenmesi ( oysa içlerinde hala bekleyen naaşlar var) için verilen emirlerin karşısında yasına dahi başlayamamış insanların varlığından görülebilir yahut bir ihtimal. O bahsi aşan, ötekileştirmeyi her güne içkin bir mesele dönüştüren bir tek gün olsun bölge halkının çok kimlikli halini önemsememiş olagelen cerahatin ta kendisinden belki okuyabilirsiniz nasıl hala dünde kalındığının sebebini. Cerahati var edenlerin cürümlerini sahiplenmeye devam edenlerin onca gündür seçim heyulasını da araya sıkıştırıp, acıların hepsini birden toptan nadasa terk ettiği, muhaliflerin önemli bir kesiminin de ajitasyonun kralı yargılanacaksınız bahsine bel bağlayıp, kafasını kuma gömmeye devam olduğu yerde nedir ki zaten gelecek, değil mi?
Ruken Tuncel'in Bianet'teki haberidir: Deprem felakatinin yaşandığı 11 il arasında yer alan Adıyaman ve Urfa'da sel meydana geldi.
Urfa'da dün (14 Mart) akşam saatlerinden itibaren etkisini sürdüren sağanak nedeniyle merkez Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerinde çok sayıda sokak ve cadde su altında kaldı.
Urfa'da, 4 kişi sele kapılarak hayatını kaybetti. Tandoğan Mahallesi'nde bulunan Yavuzlar Apartmanı'nın bodrum katındaki bir dairede ise 5 kişinin cansız bedenlerine ulaşıldı. Öte yandan Abide Köprülü Kavşağı'nın alt geçidinden çıkarılan araçta yapılan incelemede 2 kişinin daha cansız bedeni bulundu.
İlerleyen saatlerde bir kişinin daha cenazesine ulaşıldı. Urfa'da ölü sayısı 12'e yükseldi.
Karaköprü ilçesinde bulunan Akpiyar Deresi'nin bazı yerlerde taşması sonucu yan tarafından geçen 35 Metre Yolu'nda su birikintileri oluştu.
Adıyaman'ın Tut ilçesinde ise; bir bahçeye kurulan konteynerin suya kapılması sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı, Adıyaman'da 1 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı.
Adıyaman kent merkezinden geçen Eğriçay'ın taşması sonucu Atatürk Bulvarı'nda trafikte aksamalar yaşandı, cadde ve sokaklarda su birikintileri oluştu.
AFAD, polis, jandarma ve belediye ekipleri, su baskını riski yaşanan çadırlarda tahliye çalışmalarını sürdürüyor.
Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde de derenin taşması sonucu sel meydana geldi. İlçe merkezindeki Vahap Küçük Meydanında bulunan çadırları ve ilçe merkezindeki evleri su bastı.
Maraş'ta sağanak yağış nedeniyle çadırkentleri su bastı.
Yağışların ardından sel yaşanan Urfa ve Adıyaman'daki rüzgar ve buzlanma nedeniyle uçak seferlerinde aksama yaşandı.
Soylu: Dere yataklarından uzak durun
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaşanan sel falaketine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Soylu, "Buradaki çalışmalar valilerimiz, jandarma komutamız, bölge müdürlerimiz burada. Yollar açık, elektrik, su var. Tedbirlerimiz ve uyarılarımız devam ediyor. Dere yataklarının etrafında bulunmamak gerekir. Tüm tedbirleri ilgili yerlerde arkadaşlarımızın uyarısı var" dedi.
Adıyaman Valisi Numan Hatipoğlu, sağanağın etkili olduğu Adıyaman'ın Tut ilçesinde bir bahçedeki konteynerin suya kapılması sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 4 kişinin kaybolduğunu açıkladı.
AFAD ise; yaptığı açıklamada, "Bölgede meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle Adıyaman ilimizin Tut ilçesinde sel ve su baskınları meydana gelmiştir. Adıyaman, Adana, Kahramanmaraş ve Diyarbakır AFAD ekiplerimiz olay bölgesinde görevlendirilmiştir" dedi.”
Kayıpların sayısı günbegün artar. En son bildirilen ise on sekiz insandır. Mamafih yarının şimdi, şu anda nasıl tüketildiğinin yönelimi / kanıtları zaten kendiliğinden dökülüverir bir kere daha. Kavşak yapılmasına uygun olmayan zeminde nedensiz / yok yere sündürülüp belli bir açıdan abide, eser kılınmak istenen meşum alt geçitten, barınma alanlarının kent çeperi içinde yok edilmenin kıyısına taşınmış olagelen dere yataklarının üstüne bina edilmesine, nicesine ve nice kent suçunun birlikteliğinde hayat un ufak edilir. Geleceğin her ne şekilde şimdiden tüketildiğinin yansısı her fecaatten sonra bir kere daha karşımıza çıkartılır. Bunca sınamanın her defasında zikredilen bu sefer sonuncu olsun seslenişleri ve ötesindeki yıkılmadık / ayaktayız, bir an evvel düzelteceğiz laflarının önünde, cerahatin her nasıl hayatı mahvettiği örneklenir.
Bianet’ten aktarmaya devam edelim: “Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına hekimlerin ve sağlık emekçilerinin 14 Mart Tıp Bayramını kutlayarak başlayan Sancar, şunları söyledi:
8 Mart, bu yıl kadın yoldaşlarımızın mücadelesiyle her yerde yükselen büyük bir dayanışmaya sahne oldu. Deprem bölgesinde yaşanan ağır felakete karşı dayanışma ağlarını en fazla örgütleyenler de kadınlar oldu. Başından bu yana yaraları sarmak için, acıları paylaşmak için, hayata tutunmak için canla başla çalışmaya devam ediyorlar. Bu enkaz düzenini hep birlikte değiştirme sözü verdi kadınlar.
Newroz’u bu yıl ağır bir yıkımın ve derin acıların gölgesinde karşılıyoruz. Milyonların Newroz buluşması, meydanların ortaya koyacağı halklar ittifakı aynı zamanda ortak bir gelecek için bir mücadele sözleşmesidir. Newroz da zalimlik, kötülük, adaletsizlik ve yıkım üreten bu çürümüş düzeni değiştirme kararlılığının günü olacaktır. Tüm renkleri, inançları, kadınları, gençleri ve emekçileri, halklarımız Newroz meydanlarında buluşmaya, dayanışmaya ve ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyorum. Newroz’da gerçekleşecek büyük buluşma 1 Mayıs’a akacak, 14 Mayıs’ta da en güçlü değişim ruhuna ve umuduna dönüşecektir. Her der Newroz, her dem Azadî!
Depremin üzerinden 37 gün geçti, geçmeyecek bir keder ve öfke ile hem dayanışmayı hem de hesap sorma iradesini büyütmeye devam ediyoruz. En tepeden en aşağıya kadar tek bir yönetici sorumluluk üstlenerek istifa etmedi. Tek bir istifanın dahi olmaması aynı yanlışları, aynı eksiklikleri, aynı beceriksizlikleri, aynı kötülükleri devam ettirme ısrarıdır. Milyarlarca lira bağış toplandı ama bu paralar yaraların sarılması için kullanılmıyor. Kullanılsaydı insanlar içme suyu, çadır, battaniye, kuru gıda, hijyen malzemesi diye seslerini duyurmaya çalışırlar mıydı?
Çadır ihtiyacı tam olarak karşılanmış değil. Konteyner evler çok acil ihtiyaç olarak durmaktadır. Gıdadan ilaca, su ihtiyacından hijyene ve ısınmaya varıncaya kadar karşılanması gereken temel ihtiyaçlar aciliyetini korumaya devam ediyor. Başka kentlere göç eden depremzedeler büyük bir kira kriziyle karşı karşıya bırakıldı.
Kira yardımı ile tek seferlik bir market alışverişi bile yapılamıyor. Şova dönüştürülen yardım kampanyasında toplanan 116 milyar lira nerede? Depremzedelerin kira giderlerini tamamını karşılayacak kaynak hem bütçede var hem de toplanan yardımlar bunun için kullanılabilir. Savaş harcamalarını durdurursanız, o kaynak depremzedelerin yaralarını fazlasıyla sarmaya yeter de artar bile.
Silah ihracatının, ticaretinin arttığına dair uluslararası raporlar yayımlandı. Evet, Türkiye silah ticaretinde ve ihracatında önemli ülkeler arasında yer alıyor. Silah var ama çadır yok. Mermi var ama konteyner yok. Bomba var ama gıda yok. İşte bu politika, kaynakları ve yaşamı yok ediyor. Buradan açıkça söylüyorum. Tüm depremzede yurttaşlarımız bilsin ki kaynak var! Var! Bu ülkenin kaynakları bütün yaraları sarmaya ve yeni bir inşaya yeter.
Depremzedelere evlerimizi açalım. Konutları yatırım aracına dönüştüren, rant alanına çeviren aç gözlülere karşı depremzedelerle dayanışma içinde olmaya devam edelim. Astronomik kira artışı yapan ev sahiplerini de bu çağrıya uymaya davet ediyoruz. Bu zor dönemde dara düşen çaresiz insanlarla dayanışmak ve paylaşmak insani ve vicdani bir sorumluluktur. Depremzedelerle dayanışmayı sürekli kılmak ve hayatı, işi, aşı ve gönlü paylaşmak için partimizin başlattığı memleketin en şeffaf kampanyası olan “Aileleri Buluşturuyoruz” kampanyasına katılalım. Birlikte barınalım, birlikte doyalım, birlikte güzel bir dünyanın düşünü büyütelim değerli yurttaşlarımız. Hep birlikte yapalım bunu.
14 Mayıs seçimlerine en geniş demokrasi ittifakı ile girmek için her türlü çabayı harcamaya devam ediyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı, Kürt İttifakı ve diğer bütün toplumsal demokrasi güçleriyle kuracağımız birliktelik bizim değişim gücümüzün temel kaynağıdır. Kendi gücümüze ve halkımızın sonsuz güvenine sonuna kadar inanıyoruz. Bu güçle seçimleri de yeni bir başlangıcın miladı haline getirmeye kararlıyız.”
Yarının şimdiden tüketildiği bir güncellik içindeyiz. Mithat Sancar’ın var ettiği tablonun da bu halin bir tezahürü olduğunu anlamak için alim olmaya gerek kalmıyor bu sahnede. Bir yaşam aksiyonunun derininden çürütülmesinin, her dem ötekileştirilecek, düşmanlığa teslim edilecek / rehin bilinecek birilerinin olabilmesinin, aralıksız güncesinde tahakkümü yinelemek tek istikamet bildirilir. Birkaç siyasal yapının direndiği, sonuna kadar bu kötücül, bencileyin umudu çürüten düzene karşı hemavaz merama koştuğu, lafını da eğip bükerek değil doğrudan bildirdiği bir zeminde Halkların Demokratik Partisinin neden mühim olduğu bir kere daha kayda geçmelidir. Bu kadar kısır döngüde, havanda su dövüp memleket kurtarılmaya çalışılırken yaraların sadece deprem, sadece sel, sadece ekonomik çöküş, sadece covid-19 salgınından ibaret değil aynı zamanda onları kalıcılaştıran bariz bir sistem problematiği olduğu bir kere daha bildirilir, duyan var mıdır ola?
Kayıpların henüz telafisinin mümkün olmadığı, dahası enkaz yığınlarında halen naaşların bekletildiği bir ülkedeyiz. Depremin yok ettiği, dümdüz çoraklaştırdığı memleket denilen sahnenin koca bir kesiminin çoraklaştırıldığı, betonla boğulduğuna tanıklık ettiğimiz halde bir güncellikteyiz. Resmi rakam elli bin dolaylarında sabitlenirken, ifade edilmiş olan göçük, ağır hasarlı, yıkılmış olanları hesaba kattığınızda birkaç yüz binlik rakamların, koskocaman hayatların birer rakama dönüştürüldüğü bir zemindeyiz. Kaç canımız gitti bunu bile bilemiyoruz? Bütünüyle insan eliyle kotarılmış bir cerahatli hal, cendereye rehin edilip katliama dönüşmüş olan sel felaketine dair tek bir yetkilinin dahi sorumluluk almadığı bir zeminden bildiriyoruz. Bu kaydı düşerken can kaybı sayısı on altıydı! Dönüp, dolaşıp, batıp çıkıp yarının anlık tükenişini seyrediyoruz. Bütün bu irini, bunca afaki can yakıcı hali, kötülüğü, dibine kadar yok etme siyasetini sonlandırmaya ol seçim tek başına yeterli gelecek midir? Dönüşümünü en olmayacak bet hallerden, fecaat dolu tahayyül ve deneyimlerden var etmiş, ismi yeni kendisi epeski bir ülke mizacının bu kırım halinin bir hesabı verilebilecek midir? Takvim yaprakları üçer beşer düşerken, yaşatılan yıkım / acı eşiklerinin her günü kapsadığı artık bir gerçekken, ömrü hayatımız boyunca bir kere olsun, bu devlet şu halka hesap verecek midir, sahiden! Her şey geriletilip, çürümeye, kokuşmaya teslim edilirken, onca yok etme siyasetinin, göz yumulan şiddet pratiklerinin, bunca bile isteye var edilmiş cinayetin bir dolu şeyin sahiden hesabını verdirebilecek midir, şu menzilin yurttaşları, bir kez olsun sahiden?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Urfa – AP Photos / The Independent
1 note · View note
turkishdizicz · 7 months
Text
Tumblr media
Mavi & Sancar • I'll Follow You
2 notes · View notes
captainmortuem · 9 months
Text
This is in response to an ask sent to me by my SWTOR Secret Santa, but tumblr burned the ask and the first draft, so I had to rewrite it all.
The gist of the ask being "What is Dahay and Lana's relationship like, and what is the relationship between Kairous and Dahay?"
Dahay and Lana's relationship initially started as a mutually beneficial workplace relationship, Dahay was openly willing to work with people other than Sith lords and didn't have the excessive greed of every other dark councilman/ high level Sith. Lana (and to a degree at that point, Darth Arlous) needed somebody capable and powerful who wasn't going to fuck everything up chasing glory and personal power. As time progressed and Arkous' betrayal came about, Rishi with the spy work and subterfuge to take out the Revanites, then eventually Ziost and that final battle against the Eternal Empire pre-KotXX, the mutually beneficial relationship turned to a respect/admiration/dedication on either side. Dahay always knew if he needed something more geared towards political maneuvering and secrecy then he could rely on Lana (even if she was working directly under Marr, if I remember correctly.) And Lana knew if she needed somebody with in-depth knowledge of rituals and secrets then Dahay was the person to go to. Marr's relationship with Dahay as them being the only two legitimately capable Sith on the Council also helped matters a fair bit since if one of them ever needed help from the other, it was a simple enough process to have Marr okay it.
As time passed and everything from Ziost to the final battle against the Eternal Fleet pre-KotXX, their relationship shifted to a mutual admiration and eventually an unspoken passion that neither of them truly knew how to/dared to talk about. Lana was in charge of Sith Intelligence and Dahay was a member of the Dark Council. Even RIshi and Yavin, where they actually expressed some sort of feelings for one another, it was more of an impassioned celebration that they had defeated their adversaries. When Dahay and Marr were both captured by the Eternal Empire, however, Lana had five years to reconcile with her emotions and could properly understand just how she felt about him. While Dahay was on ice (carbon) though, it dips more into headcanon territory. The visions of Vitiate/Valkorian/Tenebrae showing him all of his dead companions may have been one part of it, but the real kicker is what Valkorian was trying to get out of Dahay. He couldn’t use fanatical levels of nationalism or a lust for power like he might be able to with other Sith (or how he does with Dahay’s sister Shesali in the AU where Valkorian possesses her instead), because Dahay wasn’t quite the same. But one thing Valkorian knew all too well was the power that love for another person could have over somebody, and in five years of poking at Dahay’s brain trying to whittle him down to accept the deal, he eventually learns of Dahay’s feelings for Lana. Cue the next several years of Valkorian hammering in the point of being able to do all of this, use all of Valkorian’s power for Lana, where he thought he would be able to make some headway. Instead he gave Dahay several years to understand his feelings for Lana, strengthening his resolve against using Valkorian’s power because Dahay knew the kind of sway a force ghost in his head could have over his actions and his thoughts. (You know, like the Force Ghosts of ancient dead Sith that he stuffed in his brain a few years back during the class story.)
So when Dahay finally comes out of the Carbonite, he is able to express his love for Lana with confidence, if not probably a bad choice of location. They make it a point that once they take down Arcann and Vaylin, they can get married assuming both of them still live. From there they are very much two individuals in love with one another, understanding that each has their own responsibilities; Dahay as the Alliance Commander and Lana as head of Alliance Intelligence now. They don’t let their feelings get in the way of their duties, but there were arguably some times where they went a little further than they probably would for anybody else in order to keep one another alive. Following HK’s death during that battle with Arcann was one such situation where they tested themselves, Lana knowing she couldn’t just run in and start swinging on Arcann, and Dahay having to once again spurn Valkorian and his powers because he knew that he wouldn’t take the defeat lying down.
As for Dahay and Karious’ relationship, these two actually have one of the most fleshed out relationships between any two of my OCs.
Dahay, there’s been a lot of his story so far, so we’ll go from Kairous’ perspective. Kairous, Cipher Nine, was the posterboy of a loyal Imperial Citizen and a model Intelligence Agent. His attitude towards the Sith though was, less than favorable. Young, not as smart as he could have been, he was openly advocating against Sith intervention of Imperial Intelligence when Darth Jadus took over their operations. Never would he question the Empire’s orders, but he always had it in his head that individual Sith, or Sith acting not as part of the council, were exclusively in it for their own personal gain. This caused them to put him in under the Castellan Restraints. Through his story as he discovered the restraints (thanks to the help of Watcher X’s ghost thing that I headcanon as being a sort of engram of his personality stored in databanks in the spinal implant, knowing what was likely going to happen ahead of time when dealing with Intelligence’s rising star.) and eventually overcame them/reprogrammed himself to accept orders only from his own mind. He maintained that he despised working for the Empire, and would have defected to the Republic SIS before he even knew about the restraints, but thanks to the SIS overusing his restraints to try and control him even though he was very willing to jump ship to their side, he decided that he didn’t want to work with any major political faction. Thanks to the black box from Hunter and the Star Cabal, he got his wish and resigned from Imperial Intelligence/Sith Intelligence to become an information broker/crime lord instead.
Now during his time with the Empire, the SIS, and the travels of Kairous and Krew, he worked on occasion with an up and coming Sith named Lord Kallig, who then would go on to be Darth Occlus (Dahay Dunbor). They had crossed paths numerous times before, and what was initially respect from Kairous as Dahay seemed almost altruistic by Sith standards, Kairous could have faith that at least this one was out for the betterment of the Empire and not just himself. As Kairous fell away from the Empire, he started working with Dahay more regularly, and Ilum and Makeb were the two instances where Kairous realized Dahay was using the systems of the Empire against the injustices and shortcomings, not in favor of maintaining the status quo of oppression and corruption that had plagued it for goodness knows how long. Dahay’s understanding and acceptance of Malgus’ ideals, if not his methods, and Dahay’s aversion to slavery (I.E. Castellan Restraints) because of his own background as a slave to another Sith lord earlier in life, Kairous maintained a connection to the Empire as a contractor for Dahay exclusively.
Come post-KotXX and Kairous having worked privately apart from the Empire for five years, in service of several rebellions against the Eternal Empire, when he learned from Lana of Dahay’s escape from Zakuul he joined up with the Alliance on the condition that his direct superior would be Dahay alone, and his resources would belong to the Alliance. Dahay and Kairous are probably the closest thing to best friends that any of my OCs have with one another, everybody else being related by blood or marriage (Shesali and Shim respectively) or semi-likeminded individuals who despise the Eternal Empire more than they hate the respective “enemy” factions.
The only bit of notable friction between the two is when Dahay decides to bring the Alliance back to the Empire as the Emperor’s Hand, with Kairous initially grifting against the idea before a discussion with Dahay brought back the idea of trying to reform the Empire. (While Shim Leedes and a few of the other OCs maintain the leadership of Zakuul in Dahay’s absence, keeping the former Eternal Empire far away from the renewed Galactic War.) (Side note, Dahay also wanted his shit back that had been stolen from him while he was out for five years, and you bet your sweet ass he’s killed or at least attacked Darth Anathel several times because “I want my chair back.” When in reality it’s just that he doesn’t want his resources and his power base being misused by what he views as a “Self-Righteous sycophant, only in it for personal power instead of the betterment of the Empire and the galaxy at large.”)
1 note · View note