Şu oturus ve yan dönüş ve ellerin konumu şey demektir "iki laflaşak önemli seyler anlatacam"
Çok güneş vurmazsa balkonda oturuyoruz. Balkon kapalı olmasına ragmen anneannem cok gunese gelemiyor. Vitiligo hastası orijinal rengi esmer yıllar icinde bembeyaz oldu. Güneş çok fazla değerse cildi kabarıyor. Neyse anneannem geldi kitabıma baktı. Okuma yazması yok geri kapattı. Ama islem ve hesap kitapta bir numaradır.Sonra sağdaki gibi oturup Erzurumlu, ailesini öldüren babayı anlattı. Ona bir sürü kızdı. Sonra kanıt dizisinin yıllardan beri izleyicisi 🤝🏻 sıkı takipcisi onun bir bölümünü anlattı. Anlatma nedeni ise Erzurumlu babayı anlatınca ben de lcw'da mobbing nedenli intihar eden babayı anlattım dur sana bir şey anlatim dedi. Dinledim sonra nerden bu olay dedim kanıttan dedi :D Müge Anlı sandım ilk başta. Ondan sonra bana şu teyemmümü bir daha göster hele dedi. Göstereyim hele dedim. Doktor teyemmüm ile namazlarını eda etsin dedi. Teyemmümü gösterirken kol ve yüz bitti olunca bu kadar mı diyor evet bu kadar diyince şaşırıyor. Sjjsjdjd daha uzun bekliyordu. İslam kolaylık dinidir, zorlama yoktur bugün de anladık
-Nedir o fazladan kıldığın namaz? Biliyorsun ikindi namazından sonra kılınan nafile bir namaz yoktur? Delikanlı bir müddet cevap vermedi, daha sonra sakin bir sesle:
-Kaza namazı, dedi.
-Ne zaman kazaya bırakmıştın? dedi yaşlı adam. -Gözaltındayken, dedi. Çok yavaş bir şekilde söyledi bunu, daha sonra da gözleri uzaklara dalıp gitti. Yaşlı adam onu konuşturarak ve bir şeyleri hatırlatarak üzmek istemiyordu. Fakat yine de kendine hâkim olamadı.
-Ne kadar tuttular göz altında?
-Yirmi dokuz gün.
-Allah Allah, yirmi dokuz gün öyle mi? -Evet, yirmi dokuz gün. O yirmi dokuz günlük namazımı kaza edeceğim.
-Kılamamışsındır, kıldırmamışlardır herhalde? Delikanlı bir müddet sustu ve sonra yaşlı adama döndü:
-Aslında namazlarımı kıldım, bir tek vaktimi bile kaçırmadım fakat…
-Fakat ne?
-Fakat namazın şartlarını yerine getiremedim, hep eksikti. Çoğu zaman abdest alamadım, teyemmüm ettim.
-Olsun, teyemmümle olsun, kabul değil mi?
-Fakat toprak bulamadım teyemmüm edecek, bazen beton duvara, bazen de demir kapıya ellerimi sürerek teyemmüm ettim, kabul olur mu?
-Ne demek kabul olmaz, elbette olur.
-Kıbleyi de bilmiyordum, rica ettim söylemediler. Hem bu arada namazın diğer rükünlerini de yerine getiremiyordum, askıdaydım, hem ellerim hem ayaklarım bağlıydı, çoğu zaman zorla rükua gidebiliyordum, hele hiç secde yapamıyordum.
-Olsun, olsun yine de kabuldür senin kıldığın bu namaz, dedi yaşlı adam. Fakat ses tonu gittikçe değişiyor, ağlamaklı bir hal alıyordu.
-Sen öyle hep kabul kabul diyorsun ama… dedi ve bir müddet sustu genç adam. Daha sonra değişik bir ses tonuyla devam etti.
-Biliyor musun, gözaltında bulunduğum o yirmi dokuz günün on beş günü anadan üryandım, çırılçıplaktım, soymuşlardı beni. Yalvarıyordum onlara, ne olur Allah için bir tek iç çamaşırımı bana verin, hiç olmazsa namaz kılacağım vakit verin diyordum fakat vermiyorlardı. İşte o şekilde kıldım namazlarımı. Mümkün olduğu kadar toparlanıp avret yerlerimi örtmeye çalışıyordum. Fakat bazen onu da yapamıyordum, bu şekilde namaz kılıyordum…
Ortalığı epeyce bir müddet sessizlik kaplamıştı, delikanlı yaşlı adamdan cevap bekliyordu, bu namazları kaza etmesi gerekmiyor muydu? Yaşlı adam kafasını kaldırdığında göz yaşlarının baştan sona yüzünü ıslattığını gördü, ağlıyordu, ağlıyordu. Sonra birden doğruldu, delikanlının omuzlarından kuvvetlice tuttu ve kendine çekti:
-Bana bak delikanlı! Anlıyor musun, o namazları asla kaza etmeyeceksin. O namazları alıp Allah’ın huzuruna varacaksın. “Allah’ım, sana bunları getirdim” diyeceksin. Biliyor musun, belki hayatında kıldığın en önemli namazlar, senin bu namazların olacak.
Yaşlı adam sordu adın ne? Nerelisin? Ne iş yaparsın? Suçun ne delikanlı ?
Abdestte tertibe riayet etmek Hanefi mezhebinde sünnet Şafi mezhebinde farzdır.
Ağızı ve burnu yıkamak şafilerde guslün sünnetleri arasında yer alır iken Hanefilerde farzdır.
Şafilerde kişinin ebediyen nikahlanması haram olan annesi kızı vs gibi kişilere dokunmakla abdesti bozulmaz, ama onun haricinde hanımlara dokunması abdestini bozar, bunun ile birlikte kan abdesti bozmaz. Hanefilerde ise kan abdesti bozar iken herhangi bir hanıma dokunmak abdesti bozmaz.
(burada Şafiiler Nisa sr. 43. Ayetindeki مستم lafına dokunmak olarak mana verdikleri için)
Özürlü kişi Hanefilerde vakit içinde tek abdest ile dilediği kadar namaz kalabiliyor iken şafiilerde her namaz içim abdest alması gerekir.
Şafilere göre teyemmüm sadece Topraktan olur iken Hanefilere göre temiz olan toprak cinsi hatta toz birikintisinden bile teyemmüm oluyor.
(burada Şafiiler Nisa sr. 43. Âyette طيبا lafzına ممبة olarak mana verdikleri için)
İmamı şafiye göre hasta olmak korkusundan teyemmüm ancak helaka sürükleyecek derecede ise caizdir.
Hanefilere göre hayızın en azı 3 en çoğu 10 gün iken İmamı şafi en azını 1 en çoğunu 15 olarak kabul eder.
Sen, sevgilim... Sevdanın en absürt keşmekeşinde hasreti başa sarıp sarıp deli gibi istediğim... Güneşin yağmur ile dansında kalbime seni Sevdanın en çetin hâli gibi işlediğim...
Yoksun. Özde yağmurlar, közde şemsiyeler yıkanıyor sensiz ve her yeni gün, bir önceki sensizliği aratır gibi daha çok sensiz...
Kaderin zaruri hallerde misafir kıyametine beni giydirip hüzün tıraşlarında rol değişip seni damat tıraşı ettiği sersefilliği biçare duvarlarımı dövüyor, canım kaç yerden çıkıyor sensiz...
Kabul etmeyi kabul ediyorum; teslimiyette soykırımlı bir hançer vuku buluyor, kalbime saplı. Gel de kurtar beni diyemiyorum. Gelmezsin ki, mutluluğu izler gibi izlersin sensizlikte ölüşümü; çekirdek çitleyip her masala bir yanlış diye beni anlatırsın üstelik.
Boğum boğum ve düğüm düğüm sana àşığım. Senden başka sen yok bende. İsmine nakışladığım bereketli haziran çaresizliklerim de ölüm döşeğinde. Kalbine yerleşip orada can bulamadım bir türlü. Şikayetimi Cimer'e iletsem her hakta ve her hukukta seni bana verirler mi? E-devletimin bile aşk bünyesi şaştı; beni sende göremediğim yazlarda havuzun denize; denizin havuza ölesi geliyor.
Seni, delinin delisi kere seven bendim. Namusum ve şerefimin soyka cesareti adına yemin ederim. Benden başkası bu şiddette sevemezdi seni. Şimdi güller soluyor tenimin haziran yapraklarında, seni beklediğim günler kadar özde bir ölmek yeşeriyor bahçemde. Gel, kurtar beni sevgilim. Hiçbir yaşamak, bu aşktan daha gerçek değil. Gözlerinin baharında ve sesinin yazında yaşarken mevsimlerim seninle bir olsun. Tanrımın seni bana yazmadığı yerden ölüyorum.
Bir gün ben olmadığımda bu aşk da olmayacak. Toprağımın en koyu mutsuzluğuna imzanı atmanı isterim. Senden yadigar en azından toprağımda bir yaşamak olsun. Seni çok, tendeki yazda baharı ve bahardaki umutta yazı yaşatacak kadar çok seviyorum.
Bir başkasında açtın gönül falını; güneşlendin şezlongunda aşkın... Halbuki seni en gerçek ve en deli seven bendim.
Özletiyor seni her gün, yaşamak fidanında tohuma trenler çarpıyor. Seni çok ama çok her şeyden çok seviyorum.
Bir yanım varsa kalbinin ufak bir metrekaresinde; evim orası olsun. Yemeğim sevdan, suyum göz yağmurun olursa ne ala. Seni seviyorum sevgilim. Hak etmek ölmek ise bu aşk için, merdivenleri bana getirin. Gökyüzündeki yıldızları takıp gözlerine, öyle gideyim. Seni özgürce sevmesi ne güzel olur şimdi...
Teninin açtığı o yapraklarda piknik yapmak gibi ve yer sofrasında gönlünün, aşka teyemmüm etmek gibi... Seni seviyorum; her şeyim, canımdan öte yollarda bir bilet kestim bu sevdaya. Gidiş ve dönüş hep kalbimin sen yuvalarına. Kader, seni çok görmese bari...
Ezan vakti yaklaştı.Prensim temizleniyor.[Teyemmüm yeterli galiba]
🌸🌸🌸
Sözün en güzeli Allah (c.c.)’ın kitabıdır. Rehberliğin en güzeli ise Muhammed (s.a.s.)’in rehberliğidir.
🌸🌸🌸
Allah’ın adıyla… O’nun adıyla (hareket edildiğinde) yerde ve gökte hiçbir şeyin zararı dokunmaz. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
🌸🌸🌸
Selam ve duaile.
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (müslüman) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir...
Teyemmüm alırken niyet şarttır çünkü toprak aslında temizleyici değildir ve su bulunmadığı zaman emredilmiştir. Lügat manası kast etmek olduğundan teyemmüm emrinde niyet de şarttır.
Abdestte ise yıkanmak emredildiğinden yıkamak niyet olmasa da su ile hasıl olmaktadır.
43. ...Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.
43 - bu ayetteki لَا مَسْتُمُ kelimesinin anlamı hakkında 2 görüş vardır, 1. ilişkiden kinaye olması 2. El ile dokunmak manası.
Mezhepler arasındaki kadınlara dokunmanın abdesti bozup bozmadığı ihtilafı buradan kaynaklanır.
88. Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbûki Allah onları kendi ettikleri yüzünden baş aşağı etmiştir (küfürlerine döndürmüştür). Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz
88 - Ahmed b. Hanbel'in Zeyd b. Sabit'ten riayet ettiğine göre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Uhud savaşı için yola çıktı. Ancak onunla beraber yola çıkanlardan bazıları geri döndü. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı onlar hakkında iki gruba ayrıldılar. Bir grup "onları öldürelim" derken diğeri grup ise "Hayır öldürmeyelim. Onlar mümindir" diyordu. Bunun üzerine Allah (Celle Celalühü) " bu ayeti indirdi.
176 - Hz. Ebû Bekir'in hükmü ; kelâle geride ne çocuk ne de baba bırakan kimsedir.
Yavaş yavaş azaltıyorum gönül kuşağımda seni; bir kerede çok sevmek yanılgısına düşmüşken kalbim, artık azaltmak aşaması gıdım gıdım büyüyor içimde. Daha az merak ediyorum, daha az özlüyorum, daha az sevmeyi seviyorum seni. Çünkü sen, bu kadarsın; bu kadarla sınırlı kalansın, kalmalısın.
Yavaş yavaş çekiyorum sana bahşettiğim anlamları; sen ve diğerleri; aranızda sadece bin yalan fark var. Skor sende... Başkasına müsait bir yaşamın yirmi dört saate gömülen gerçeği olmuşsun; dürüstlüğün bile yalnızca ona soyunmuş. Bende kaç kilometre daha yürüyebilirsin bu aşkı?
Ağlamıyorum mesela. Kahkaha atabiliyorum; zaman, yine sensiz işliyor; bu kez, tamamen ebediyen... Sen benim, gönül yaramda asılı kalmış ve okunmamış dileğimdin. Kabul olmadın. Bir kez, sadece bir kez gözlerinde kendimi aşkla görmekti dileğim; okunmadın, kabul olmadın. Dualarım terk etti bu aşkı; ateist oldular sevdalara... Taptıkları umutların abdestini gökyüzüne doğru aldılar; teyemmüm cinayetinde 'Düz' bir gidişle imtihan edildi yok oluşun...
Bir kez, son nefesini verirken bendeki gerçek aşkta; sana, "Sevgilim" diyebilir miyim? Diyemem. Lal, ölümün kokusuyla kolonya olur, bayılırız ayrılıklara. Haydi, başkasının sevdiği; azalırken, nefesin asil bir vedayla kalır bende, yokluğunun bile hatıralarıyla...
Hoş öl, başkasının yâri; bu aşka yavaş ölümler yakışır.
Kilometrelerce sen biriktirmişim aklımda; aklım bende, kalbim o şehrin senli gülümseyişinde... Ver bana, kalbimi...