#yaz renkleri

[denizeyuruyen]

Yaz renkleri...

[medyaajaans]

Tesetturnagme

Tesettür giyimin zarafet ve şıklıkla buluştuğu adres: Tesettürnagme! Moda tutkunlarının gözdesi haline gelen bu platform, kullanıcılarına geniş bir eşarp ve tesettür giyim koleksiyonu sunuyor. La boutique eşarp markası ile zenginleşen ürün yelpazesi, her tarza uygun seçenekler barındırıyor. Hem günlük kullanıma uygun hem de özel günlere hitap eden şık tasarımlar sayesinde, Tesettürnagme, moda anlayışınızı desteklemeyi amaçlıyor. Kullanıcı dostu arayüzü ve özgün ürünleri ile alışveriş deneyiminizi keyifli hale getirirken, kaliteli malzemelerle üretilmiş eşarplar ve tesettür kıyafetleri ile şıklığınızı ön plana çıkarıyor.

La Boutique Eşarp

La boutique eşarp, Tesettürnagme'nin sunduğu özel bir koleksiyon ile şıklığı ve modernizmi bir araya getiriyor. Her biri özenle tasarlanan bu eşarplar, günlük kullanımdan özel günlere kadar her türlü etkinlikte sizi zarif gösterecek. Farklı renk ve desen seçenekleri ile herkesin zevkine hitap eden La boutique eşarp, stilinizi tamamlarken aynı zamanda konforu da sağlıyor.

Kaliteli kumaş dokusu sayesinde hem hafif hem de uzun süreli kullanıma uygun olan bu eşarplar, 365 gün boyunca tüm mevsimlerde rahatlıkla tercih edilebilir. Giyim stilinizi zenginleştirirken, aynı zamanda pratik bir kullanım sunuyor. Böylece, La boutique eşarp ile her ihtimâle karşı hazır olabilirsiniz.

Keşfedin, beğenin ve siz de La boutique eşarp'tan faydalanın. Hemen Tesettürnagme'yi ziyaret edin ve kendinize en uygun eşarpı seçin!

Tesettürnagme

La boutique eşarp Tesettürnagme, şıklığınızı ve zarafetinizi ön plana çıkaran bir koleksiyon sunuyor. Yalnızca kaliteli malzemeler kullanılarak tasarlanan bu eşarplar, her tarza ve her etkinliğe uyum sağlamak için mükemmel bir seçimdir. Moda dünyasının en trend renkleri ve desenleri ile tasarlanmış olan eşarplar, gardırobunuza taze bir soluk katacak.

Bu eşarpların en büyük avantajı, her mevsime uygun olmalarıdır. Yaz aylarında hafif ve serin tutan yapılarıyla, kış aylarında ise sıcak tutan kalın dokuları sayesinde her zaman konforlu hissetmenizi sağlar. La boutique eşarp Tesettürnagme, hem günlük kullanım hem de özel günler için ideal alternatifler sunarak, tüm ihtiyaçlarınıza yanıt verir.

Düzenlediğiniz özel davetlerde bir baş döndürücü olmak istiyorsanız, koleksiyonumuzdaki eşarplar sizi çok daha özel hissettirecek. Her biri özenle hazırlanmış olan tasarımlar, dikkat çekici detayları ile kombinlerinizi tamamlayarak tarzınızı ön plana çıkarır.

Unutmayın, La boutique eşarp Tesettürnagme seçiminizle sadece bir aksesuar değil, aynı zamanda kendinizi ifade etmenin

[slowlycoolturtle]

Dinlediğim müziğin melodileri kadar hoşsun, yağan karın beyazlığı kadar temizsin, sonbaharın soluk renkleri kadar bağımlı ediyorsun beni kendine. Seni düşündüğüm her an serin bir yaz akşamında beraber odamızdayız. Camımız açık ve içeri o güzel hafif rüzgar giriyor, beraber bir şeyler izliyoruz yada herhangi bir konudan konuşup duruyoruz. Günlük hayatta tek başıma iken ise sisli bir sonbahardayım ben. Havada küf ve toz kokusu olan rüzgarın sert estiği ve sislerin her yeri kapladığı bir sonbahar.

Beraberken geçirdiğimiz zamanlar, anılarımız, gülüştüğümüz günler ve sırf yakalanmayalım diye gecenin bir yarısı kulaklıkla yorganın altında izlediğimiz diziler. Renkli ipler alıp saçlarımızı örerdik ve örgülerin aralarına boncuklarda takardık, sahile gidip akşama kadar orada takılırdık. Denizi izlemeyi severdik ikimizde, sen denizi izlerken bazen gözlerini kapayıp sadece dinlerdin. Uzun kirpiklerin çok güzel görünürdü o zaman, dokunasım gelirdi hep. Güneş sanki bütün ışığını sana vururdu parlaktın, neşeliydin, mutluydun, umursamıyordun gelecekte ne olacak "şuan mutlu isem sorun değil gelecekte de bir şekilde mutlu olurum, şuana odaklanıyorum" derdin hep. Hep rahattın ve o kadar imrenirdim ki sana, benim ise obsesif beynim her konuyu kafasına takardı düşünmekten o kadar çok sabahlardım ki, sana takılıp rahatmış gibi davranırdım. İkimizinde uzun yamalı yeşil eteği vardı beraber dikmiştik sen bir şeyler dikmekte ustasındır, hatırlıyor musun onları giyip dışarı çıkardık, garip mi görünüyorduk? Sanmam, alışıldık değildik sadece. İki kız el ele nerede ağaç ve yeşillik varsa biz oradaydık. Etrafa bakıp kimse bakmıyor diye emin olunca kaçamak öpüşmelerimiz, city of stars açıp o yaprakların arasında dans edişlerimiz, kağıtlarımızı arada değiştirerek beraber çizmiş olduğumuz resimlerimiz, yanına güneş ve ay eklediğimiz fotoğraflarımız, sözlerimiz, kahkahalarımız, dokunuşlarımız,... Kahretsin, kahretsin hepsini yok eden bendim, acımasızca tüm mutluluğumuzu karalayan bendim. Daha ağır bir ceza çekmem gerekirken şimdi neden, neden beni tanıdığında gülümseyerek selam veriyorsun, neden yan yana geldiğimizde benimle havadan sudan konuşuyorsun, neden toplu fotoğraf çekilirken yanıma gelip kocaman gülüyorsun, neden beni yeni evine davet ediyorsun..? Sen bana iyi davranamazsın bunu hak etmedim, her şey daha kötü oluyor, 3 yılımızı heba ettim ama sen "haftasonu sinemaya ne dersin?" Diyorsun gerçekten anlayamıyorum. Aptal hissediyorum lütfen bunu yapmayı kes, ben seni içimdeki acı dolu pişmanlıklarımda uzaktan severken her şey daha kontrollüydü, olması gerektiği gibiydi. Şuan nasıl bilemiyorum..

[purgatoireau]

Bu karanlık odada güneş görmeyen çiçekler gibi günden güne soluyorum. Menekşeler de soluyor zaten. Son günlerde kahve içmiyorum, kahve olmayınca yazmak için bahane bulamıyor insan. Klavyeyi açıp ekranla bakıştığında saçma bir uğraş deyip yazdığı her şeyi siliyor. Yavaş yavaş yaz geliyor ama içten içe kışa dönüyormuşuz gibi hissediyorum. Zaman hızlıca akıp gidiyor ve ben bana ait bir zaman arıyorum sabahın erken saatlerinde. Şimdi her şey iyiymiş gibi geliyor ve birkaç saniye sonra tuhaf bir şekilde gözlerim doluyor. Son günlerde bu karmaşaya da sessiz ve uzun günlere de yetişemiyorum. Son günlerde en çok kendimi kaçırıyorum. Kalkıp perdeyi açsam her şey düzelecek gibi ama düzelmemesinden korkuyorum. Zaten hiçbir şeyin çözümü de bu kadar basit olmuyor. Karanlıkta kalmaya alışmış gibi yapıyorum. Bir gurur gösterisiymiş gibi karanlıktan korkmadığımı haykırıyorum. Ve karanlık gitgide beni boğuyor. Artık kaçmak da saklanmakta istemiyorum. Ama yüzleşmek de istemiyorum. Hiçbir şey istemiyor canım. Tüm bencilliğimle bir köşede durup zamanın geçmesini izlemeliyim belki de. Zaten bana da başka bir şey yakışmaz. Zaten senin gözünde hep böyleyim. Şimdilerde aynalara düşmanmış gibi hissediyorum. Beni korkutuyorlar. Zaten şu yaşıma dek korkmadığım hiçbir şey kalmadı. İnsanlardan, uzun yolculuklardan, çabalamaktan, başaramamaktan, yaşamaktan, ölmekten, bu hayatın gerçekliğine dair her şeyden korktum. Daha ne yapmam gerek. Daha nasıl hayata tutunmam gerek. Bunları bir soru gibi değil de minik bir yakarış gibi kabul et. Ne yapacağımı bilmediğimden hepsi. Ne yapacağımı bilmediğimden. Sanki herkes bu dünyaya alışmış da ben inatla anlamadığım bir şeyin yasını tutuyorum. Herkesin yapacak bir şeyleri var da benim yapacak tek şeyim bu yasla başa çıkmakmış gibi. Ve gittikçe boğuluyorum bunların içinde. Gittikçe hayat soluk cümlelerden ibaret gibi geliyor ve ben renkleri görmek için ışığı arayan bir menekşe. Umut etmeyi bırakamıyorum ama artık bir şeylere inanamıyorum da. Bu yazıyı hangi cümleyle bitirmem gerek onu da bilmiyorum. Sen bitti say. Sen her şey çözülmüş gibi yap. İnan, halledeceğim.

[camasirsepetiamakahverengiolan]

Gözlük takıp bıcır bıcır yaz renkleri ile kombin yaptım dısarı cıktım dısarda fırtına kopuyo simsek cakıyo şanssal olarak nasılsınız

[desert--daisy]

Zindanlarımı küften arındırmaya başladığım gün bugun, sadeleştim en güzel günler için , tuvalimde yeni rengime yer açtım, sarıldım siyahıma, korkmuyorum artık. Şimdi siyahımla tüm renklerim daha canlı, daha çarpıcı, daha özel , daha güzel , daha ben... Kabullendim geçmişimi şimdimi geleceğimi.Savaşmamız gerektiğini kim söylediki zaten ? Kazanmak ya da kaybetmek, neden sadece biri olmak zorunda? Kazandığımızı düşündüğümüzde nelerden vazgeçtik, nelerden taviz verdik ? Nereden geldik, nereye savruluyoruz ? Peki ya kaybettiğimizde ? Her mağlubiyetimizde umudumuzun bittiğini, yolların tükendiği , tüm köprülerin yıkıldığını sandığımızda başlayan bir kabullenişle birlikte yüklerinden kurtulmanın verdiği hafiflik , can ne istiyorsa onu yapabilmek , yeni açılan pencere var mı diye ufka bakmak bir kazanım değil mi ?

Bugün zindanlarımı prangalara vurduğum gün. Tüm hüzünleri kendimde denemeye ant içmiştim oysaki, çok matah bir şeymiş gibi. Kabullendik mi peki ya herşeyi, dertlerin her birini, Asıl kabullenmemiz gereken olguyu; hayatın dertlerle güzel olduğunu? Zaman geçiyor , kar kendini bu hayata ,kaçırma hiç bir anı, raftan alma vakti tüm yaz günlerini.

Aklımın hezeyanı ile kalbimin çığlıkları bir olmuş, gözümü kapatmış düşüncelerimi bağlamış bilmediği yolda virajlara aldırmadan gidiyordu son sürat. Kim yakalayacaktı kim durdurabilecekti. Ben rüzgara anlatırken tüm duygularımı, tüm düşüncelerimi nereden bilebilirdim esip seni bulacağını.Bir durup nefes almalı aklı başa toplamalı ,ateşten önce biraz dumanı solumalı, çünkü giymiştim kırmızı pelerinimi oturmuş kurdumu bekliyordum

Yıldız Kenter'in de dediği gibi "Nereden çıktı bu plastik çiçekler?" Bu, çağımız insanlarının savunma mekanizması mı? Başkası olmaya alışmış insanların hangi duygusu gerçek kaldı ? Oysa ben , tüm çiçeklerimi özenle seçmiş , kendi ellerimle tek tek ekmiştim , sevgi ile sulamıştım. Bahçemdeki en özel yerdeki en güzel gonca gülü bir sabah açılmış, ertesi sabah solmuş buldum, belki de bundandır gözlerimdeki hüzün.

Bugün özür diledim aynamdan, herkesin her şeyi kendine hak gördüğü bu dünyada sadece hak edene göster gülüşünün kutsallığını. sararıp solsada albümlerim, çocuk aklımı başımdan almayacağım, ruhumundaki halenin yok olmasına izin vermeyeceğim. Çık yataktan söyle şarkılarını avazın çıktığı kadar , Unutmamalı ki yıldızlar ölse bile ışık demetleri hep yaşar.

Bugün zindanlarımı bir bir yıktığım gün. Kaç balyoz darbesini bileklerim taşıyacak bilmiyorum ama hepsini yıkacağım. Bir kaşık suda boğulduğum sandığım içimdeki ummana yolu gösterdim, taşıp geçti akıp gitti ve buldu sakin huzurlu güvenli koyunu.Bir batan bir çıkan Gemi ile işimde yok artık, batmış mı çıkmış mı karaya mı vurmuş çapası mı kopmuş deniz fenerini mı bulamıyor umrunda değil artık. Çünkü ben koyunu bulan bir okyanus olmuştum. herkes ya güvenli limanı aradı ya da batmayacak gemisini.Sanırım asıl olayda buydu ; beraber okyanus olabilmek. Okyanus olup; tüm hücrelerinde ben'i unutup biz'i yaşatabilmek, tüm su damlacıklarının karışıp ayrışmanın imkansızlığında bir olabilmek.

Eski bir rüya uğruna ruhunu çölleştirmemeli insan. Karıştırmamalı renkleri, küsme dağa ,kabullen hayattaki yerini ,farkına var her güneşin doğuşunda ve batışında ay hep yerli yerinde ve kendi kendinin ışığı ol, kim bilebilir ki yaşadığın onca tebrübeyi. E bende Çıkardım kırmızı pelerinimi ne ben eski ben, ne de kurt kurttu artık.

Ve işte o gün bugun, günlerin en güzeli yıkılan zindanlarımdaki ilk çiçeğimin açtığı gün bugün, öylesine mutlu öylesine huzurlu ,umut dolu, ışık dolu.Güneş yerinde ve her şey yolunda. Viva la vida! Yeni başlangıçlara...

#desertdaisy #nobody

[boracakilkayadesign]

Ege Bölgesi, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü, Türkiye'nin en büyüleyici bölgelerinden biridir. Bu bölgenin mimarisi, doğal güzellikleri ve geleneksel yapılarıyla kendine hayran bırakır. Ege'nin taş evleri, bölgenin karakteristik özelliklerini ve tarihini yansıtan mimari harikalar arasında yer alır.

Ege Taş Ev Mimarisi: Doğayla İç İçe Bir Yaşam

Ege taş evleri, yerel malzemelerle inşa edilmiş olup doğayla bütünleşen bir estetiğe sahiptir. Genellikle kalker taşı, andezit ve mermer gibi yerel taşlar kullanılarak yapılan bu evler, dayanıklılıkları ve doğal görünümleriyle öne çıkar. Taşların doğal renkleri, evlerin çevresiyle uyum içinde olmasını sağlar.

Fonksiyonel ve Estetik Tasarım

Ege taş evlerinin en belirgin özelliklerinden biri, fonksiyonellik ve estetiği bir arada sunmalarıdır. Kalın taş duvarlar, yaz aylarında serin, kış aylarında ise sıcak bir yaşam alanı sağlar. Evlerin büyük pencereleri ve geniş verandaları, iç mekan ile dış mekan arasındaki geçişi yumuşatarak doğayla iç içe bir yaşam sunar.

Detaylardaki İncelik

Ege taş evlerinin her detayı, ustalık ve incelikle işlenmiştir. Taş duvarlarda kullanılan teknikler, yüzyıllar boyunca aktarılan bir zanaatkarlık geleneğinin ürünüdür. Ahşap kapı ve pencere çerçeveleri, ferforje balkon korkulukları ve taş kemerler, evlere ayrı bir zarafet katar.

Sürdürülebilir Mimari

Ege taş evleri, sürdürülebilir mimarinin en güzel örneklerindendir. Yerel malzemelerin kullanımı, çevre dostu bir yaklaşımı temsil eder. Ayrıca, bu evler doğal havalandırma ve izolasyon özellikleriyle enerji verimliliğini de sağlar.

Kültürel Mirasın Korunması

Ege Bölgesi'ndeki taş evler, sadece estetik ve fonksiyonel özellikleriyle değil, aynı zamanda kültürel mirası koruma açısından da büyük önem taşır. Bu evler, bölgenin tarihini ve kültürünü yaşatan yapılar olarak gelecek nesillere aktarılmaktadır.

Sonuç

Ege taş evleri, bölgenin doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla bütünleşen benzersiz yapılar olarak dikkat çeker. Bu evler, hem estetik hem de fonksiyonel açıdan üstün özelliklere sahip olup, doğayla uyum içinde sürdürülebilir bir yaşam sunar. Geleneksel zanaatkarlığın ve yerel malzemelerin kullanımıyla inşa edilen Ege taş evleri, bölgenin ruhunu yansıtan eşsiz mimari eserlerdir.

Design By Bora ÇAKILKAYA

İnstagram : @boracakilkaya

Email: boracakilkaya@gmail.com

[tferyal]

9 Kasım-5 Mayıs arası süren “Kış Faslı” bu gece bitiyor; güneşin Ülker burcuna girmesiyle "Yaz Faslı" başlıyor. Aynı zamanda Hızır ve İlyas isimlerinin kaynaştırılmasından türemiş Hıdırellez'de dilek dilemenin de zamanı geldi. Eski İstanbullular, hava muhalefeti olmazsa Hıdırellez'i mesire yerlerinde piknik yaparak kutlarlardı. R. Sertaç Kayserilioğlu Arşivi'nden çıkan bu fotoğrafta 1926'da Kağıthane'de Hıdırellez'i kutlayan iki aile görülüyor. Temeli Mezopotamya, Hitit, Uzakdoğu, Orta Asya inanışlarına kadar giden, semavi dinlerde de yer bulmuş bir gelenek Hıdırellez. Efsaneye göre İskender-i Zülkarneyn ve İdris (Hızır/Andreas), Âbıhayat'ı bulmak için birlikte Zulumât’a (Karanlıklar Ülkesi) giderlerken yemek molası vermişler. İdris, azık torbasındaki kurutulmuş balığı ırmakta yıkarken balık canlanıp kaybolmuş; sudan içen İdris de ölümsüzlüğe ulaşmış! Yaygın bir inanışa göre Hızır ve İlyas, her yıl Hıdırellez günü deniz kıyısında buluşur, ayaküstü bayramlaşırlarken birine “Ya Hızır yetiş!”, ötekine de denizlerden “Ya İlyas kurtar bizi!” çağrıları ulaşınca vedalaşırlarmış. Hızır karalarda, İlyas denizlerde insanların yardımına koşarmış. Kıtalara yayılan Hıdırellez’in gelenekleri saymakla bitmez. 5-6 Mayıs gecesi gül dallarına bağlanan kırmızı keselerdeki paraların kısmet-bereket akçesi olarak cüzdanlarda saklanması; ev sahibi olmak isteyenlerin hamurdan ev maketi yapıp gül dibine koymaları; eski hasırların kırda yakılıp üzerinden atlanması, o sabah Hızır Aleyhisselam uğrasın diye kapıların açık bırakılması bunlardandır. Yine, akşamdan gül dalına asılan gömleğin sabahleyin giyilmesi, bileğe bağlanan sarı ipliğin gül dibinde çözülmesi; kızlar gelin olsun diye bebeklere gelinlik giydirilmesi; koca bekleyen kızların içine yüzüklerini, küpelerini, düğmelerini koydukları çömlekleri geceden gül dibine bırakmaları; sabahleyin yüzü bürümcükle örtülü bir kız kısmet çekerken diğerlerinin sırayla mani okumaları; kısmeti çıkmayanın başında kilit açılması; mani çömleği boşalınca içindeki suyla yüz yıkanması gibi pek çok âdet Hıdırellez’in renkleri arasındadır.

Alıntı

[1sairbisikletle]

Meursault'la Konuşmalar 28

Bugün seansım vardı. Sabah uyanıp hazırlanıp çıkmam gerekti. Geçen giderken örttüğüm (ve aslında 1 aydır dışarı her çıkışımda örttüğüm) aynı şalı örtüp gidecektim. Sonra doktorun çabalamakla ilgili söylediklerini düşünüp yeni aldığım şalı ütüledim. Hava güzel diye feracemin üstüne sadece uygun bir yelek giydim, bir de çiçekli çantam var, şalla çok uyumlu renkleri, onu taktım gittim. Hava mis, randevuma tam vaktinde yetiştim. Seansta konuşmak istediklerimi bu sefer unutup dağılmadım, çalışmak istediğim şeyi söyledim, üstüne konuştuk. Sona doğru doktor "Şalınla çantanın uyumunu şimdi fark ettim, harika görünüyor. Hep abaya giyiyorsun ama mutlaka böyle küçük bir dokunuş yapıp bir zariflik ekliyorsun dikkatimi çekiyor" dedi. Aslında hiç zarif görünmüyorum çünkü yüzüm tabak gibi oldu yelek de düzgün olmuyor fazlalıklarımdan dolayı ama olsun, duymak iyi geldi. Bunu ara ara söylüyor. Kendime ait bir detayla görüntümü farklılaştırdığımı ve çok zevkli olduğumu. Önce beni iyi hissettirmek için söylediğini düşünmüştüm ama galiba gerçekten öyle düşünüyor. Neyse, sağ olsun.

Bahsettiğim çiçekli çanta bu. Plastik olduğu için annemle kardeşim aldığım günden beri dalga geçiyorlar ama ben seviyorum. Hem şık hem günlük bir havası var. Vizyonum ve zevklerim beni bağlar.

Çıkışta kültür merkezinde çini sergisi olduğunu gördüm, şöyle bir uğradım. Meslek sahipleri için spesifik çalışılmış tablolar vardı, doktor veya avukat olsam alırdım.

Beşten sonra öğrenci görüşmelerim olduğu için oyalanmadan eve döndüm. Bir akrabamızın yüklü bir kredi borcu var, geçen ramazandan beri onu çözmeye çalışıyoruz. Kullanılması caiz olmadığı için promosyonları topladık eşten dosttan ama üçte birini bile toplayamadık. Bu işle ben ilgilendiğim için teyzem bir konuşalım dedi, gelince onu aradım skypetan, oradan konu ihtiyaç sahibi öğrencilere geldi, oradan genel ahvale. Etrafımızda o kadar çok ihtiyaç sahibi insan var ki. Giderek fakirleşiyor alt ve orta sınıf. Geçen sene zekat veren kurban kesen bu sene yapamıyor. Bilmiyorum ne olacak.

Bu saate kadar da öğrenci görüşmelerini yaptım. Kendine güvenmeyen tez öğrencilerini şevklendiriyor, mükemmel olması gerekmiyor, böl parçala yaz bitir diye tavsiye veriyorum, seansta da doktor benim öğrencilerime söylediklerimi söylüyor. Komik, daha doğrusu trajikomik.

Yeni bir kitap okumaya başladım. At Sancısı. Modern sanmıştım ama dönem romanıymış. Sarıyor ama bir şeyler eksik. 2019 ilk kitap ödülü de almış ama değer mi emin değilim, bakacağız.

Şimdi kalkıp iftar sofrasını kurmam gerekiyor. Annemle yalnızız. Yarın kaçıp dışarıda yalnız iftar yapasım var. Belki yaparım, belli olmaz. Alana ihtiyacım var. İhtiyaçlarımı öncelemeye başladığım, başkalarının söylemlerini önemseme ve onları memnun etmek için aşırı çabalama problemimi yavaş yavaş aştığımı söylüyor doktor. Hatta tebrik etti beni bunun için. İyi bir şey mi emin değilim ama tebrik ederim canım kendim, boşa gitmesin.

[askolmazsameskolsunn]

Anılarımı sergilemeye karar verdim . Şehrin tüm kötü adamları davetli. En çok habersiz gidenler, bir kelime daha yazamadıklarım. Bunu da kabullendim ben kendi içimde sevdim, bu hissimi de bastım bağrıma, seviyor olmak bunu gerektirir. Sınırlandırmak ne kendimi bilmiyorum.

En beteri kandırılmak sanırım insan eskisi gibi devam edemiyor, etmeye çalışıyorum, renkleri mavi görsem yeşil diye bağıyorum her bir yanımla ama engel olamadıklarım var, hayatımdaki her şey hatta kaktüsüm bile beni güneşle aldatıyor gibi hissediyorum bazen. Bir kitabın arasında eski takvim yaprağı buluyorum, eski sevgilimin doğum gününe ait, yıllar geçmiş.

İçimdeki martı kanat çırpıyor bazen telaşla, kendinden büyük yükler getiriyor kanatlarında, kendinden büyük adamları seviyor.

Bir yaz akşamüstü yolculuğunda arabanın camından esen nemli serin rüzgar, günes hızla batarken yavaş giden ben. Yollar. 

[majidacomtr]

Kalıcı Oje Fiyatı

Kalıcı oje renkleri, güzellik severler için geniş bir yelpazede sunulmaktadır. Herkesin farklı zevkine ve tercihine uygun birçok seçenek bulunmaktadır. Üreticiler, her sezon yeni ve trend renkler sunmak için sürekli olarak koleksiyonlarını güncellemektedir. Bu sayede, her tarza ve duruma uygun kalıcı oje renkleri mevcuttur.

Bazı popüler kalıcı oje renkleri arasında klasik ve zarif tonlar bulunmaktadır. Örneğin, kırmızı ve nude renkler her zaman şık bir seçimdir. Bunun yanı sıra, pastel tonlar da hafif ve fresh bir görünüm elde etmek isteyenler için idealdir.

Sıradışı ve dikkat çekici renkler arayanlar için neon ve parlak renkler tercih edilebilir. Bu renkler, özellikle yaz aylarında bronzlaşma ile birleştiğinde harika bir etki yaratabilir. Ayrıca, metalik oje renkleri de son zamanlarda popülerlik kazanmıştır ve birçok farklı tonu bulunmaktadır.

Kalıcı oje renkleri aynı zamanda desen ve efektlerle de zenginleştirilebilir. Glitter, pullar, simler ve holografik yansımalar gibi çeşitli dekorasyonlarla ojeler daha ilgi çekici hale getirilebilir. Bu şekilde, tırnaklarda eşsiz ve göz alıcı bir görüntü elde etmek mümkündür.

Unutulmaması gereken bir nokta, kişisel tercih ve tarzın en önemli faktör olduğudur. Herkesin kendine özgü bir tarzı ve renk tercihi vardır. Kalıcı oje renkleri sayesinde, herkes kendi tarzına uygun bir renk bulabilir ve tırnaklarına kişisel bir dokunuş yapabilir.

Kalıcı Oje Seti

Kalıcı oje setlerimiz, tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Bir oje setinde bulunması gereken her şeyi sizlere sunmak için özenle seçilen ürünlerimiz, uygun fiyatlarla sizlere sunulmaktadır.

Bir kalıcı oje seti, tırnaklarınızı renklendirmek ve güzelleştirmek için ihtiyaç duyduğunuz her şeyi içerir. Setimiz, temel olarak şu öğeleri içerir:

Kalıcı oje bazı

Kalıcı oje üstüne

Tırnak törpüsü

Tırnak cilası

Tırnak kurutucusu

Tırnak temizleyici

Yüksek kaliteli ürünlerden oluşan bu set, tırnak bakımınızı kolaylaştırmak ve tamamlamak için ihtiyacınız olan tüm araçları içerir. Aynı zamanda setimizde geniş bir renk seçeneği bulunur, böylece her zevke ve tarza uygun bir kalıcı oje rengini keşfedebilirsiniz.

Kalıcı oje setimiz, kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla sunmayı hedefler. Amacımız, müşterilerimize en iyi ürünleri en ekonomik fiyatlarla sunarak, kalıcı oje deneyimlerini daha erişilebilir hale getirmektir.

Siz de tırnaklarınıza kalıcı bir renk ve parlaklık kazandırmak için kalıcı oje setimizi tercih edebilirsiniz. İhtiyaçlarınıza uygun olan seti seçerek, tırnaklarınızdaki güzellik ve dayanıklılığın keyfini çıkarabilirsiniz.

Kalıcı Oje Fiyatı

Kalıcı oje setlerimiz, uygun ve ekonomik fiyat seçenekleri sunarak tüm müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Majida Cosmetics Türkiye olarak, tüketicilerimize yüksek kaliteli ürünlerimizi en uygun fiyatlarla sunma stratejimizi sürdürüyoruz. Müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, kaliteli ve dayanıklı kalıcı oje setlerimizi her bütçeye uygun seçeneklerle sunmaktayız.

Oje setlerimizin fiyatları, müşterilerin beklentilerini karşılamak için ekonomik bir şekilde belirlenmektedir. Kalıcı oje setlerimizde mükemmel kalite ve dayanıklılık özelliklerini en uygun fiyatlarla sunmaya özen gösteriyoruz.

Müşterilerimize tercih ettikleri sete göre ayrıcalıklar sunarak, beğenilerine ve bütçelerine uygun seçenekler sunuyoruz. Kalıcı oje setlerimizi kullanarak tırnaklarınızı renklendirebilir ve uzun süre dayanıklı bir oje deneyimi yaşayabilirsiniz. Ekonomik fiyatlarımızla kaliteli bir ürüne sahip olmanın keyfini çıkarın!

[tumyerisaretleri]

Bazen sabah uyanınca perde aralığından içeri süzülen ışıkla başlar hatırlamak. Bir şey dokunur içten içe. Belki rüyadan kalma bir duygu, belki çoktan unutulmuş bir sesin yankısı. Çocukken yaşanan bir sabahı andırır her şey: Henüz dünya telaşlı değildir, ayakkabılar bir köşede bekler, pencereden sokağa bakıldığında hayat sade ve anlaşılır görünür.

O zamanlar zaman yavaştı. Bir dilim ekmek bile bazen bir oyunun parçası olurdu. Bir kalem, bir top, bir mendil… Yüzler gülümsüyordu. Küçük başarılar büyük zaferler gibiydi. Kimi zaman öğretmenin gözüne yakalanmadan fısıldaşmak, kimi zaman teneffüste düşen birini kaldırmak… Her şey o kadar yerindeydi ki, eksik olan hiçbir şeyin farkında olunmazdı.

Şimdi dönüp bakınca, en çok o fark edemediğin huzur özleniyor. Bir sınıfın tahtasında tebeşirle yazılmış bir tarih bile hatırlanır oluyor. Çünkü o tarihin ardında bir gülüş vardı, bir bakış, bir an… Dönemin adı bilinmese de içindeki his söylüyor: “Orası güzeldi.”

Sonra başka günler geldi. Daha çok şey öğrenildi. Defterlerin kenarları daha düzgün tutuldu, yazılar daha anlamlıydı artık ama içlerinde masumiyet daha kırılgandı. Sessizce yanına oturan bir arkadaşın varlığı yetiyordu. Göz göze gelip konuşmadan anlaşmak… Zamanın içinden geçen samimiyetlerdi bunlar.

Bir yaz akşamında, bankta otururken karşıdan yürüyen insanlara bakılırdı. Gülümseyen bir yüz gördüğünde nedensiz mutlu olurdun. Belki yanında biri olurdu, belki tek başına… Ama boş hissetmezdin. Her şey bir yerlere dokunurdu. Yaşanan her şeyin bir iz bırakacağına, hiçbir şeyin boşuna olmadığına inanırdın içten içe.

Zaman biraz daha geçti. Günler çoğaldı, yüzler değişti. Sokaklar kalabalıklaştı. Herkesin bir yere yetiştiği zamanlar başladı. Aynı kahkahalar atıldı belki ama içlerinde bir gölgeyle… Bazen konuşmalar çoğaldı ama kelimelerin ağırlığı azaldı. Göz göze gelmek zorlaştı. Gülümsemek sıradanlaştı. Ama bazı anlar vardı, suskunluğu güzelleştiren, durduğu yeri anlamlı kılan… İşte o anlarda, bir şeyin eskisi gibi olmadığını anlıyorsun.

Dışarıdan her şey güzel görünüyor. Yeni yerler, yeni insanlar, başka bir hayat. Özgürlük denilen şeyin içinde sınırsız olasılıklar. Ama bir şey eksik. Tanımı yok, şekli yok, sesi yok. Ama yeri belli. İçinde. Boşluk değil tam olarak, ama tamamlanmamışlık hissi. Günü geçiriyorsun, hatta mutlusun da çoğu zaman. Ama geceleri biraz daha sessiz… Bazen kahkaha atarken bir anlığına durup “Bir şeyler farklı” diyorsun.

Kimi zaman yalnız bir yürüyüşte, kimi zaman eski bir fotoğrafın köşesinde yakalıyorsun kendini. Bir şey dönüyor içerde, sanki yıllar önce başladığın bir cümleyi tamamlayamamışsın gibi. Ve belki de eksik olan bir nesne, bir kişi, ya da bir cevap değil. Sadece… bir his. O eski tanıdık his.

Ama yine de güzellik kalıyor. Çünkü her dönemin kendine ait renkleri var. Ve insan bazen eksiklikle tamamlanıyor. Her şey tam olsaydı, anılar bu kadar derin olmazdı. Büyümek, eksilen şeyleri anlamakla başlıyor belki de. Ve bu farkındalık, sessiz bir olgunluk getiriyor. Bir çocuğun gözünden bakmak istiyorsun yeniden. Her şeyi ilk kez gören o gözlerle. Ama artık başka birisin. Ve bu da güzel.

Zamanın içinden geçiyorsun. Her adımın bir izi var. Her gülüşün, her sessizliğin, her hatıranın. Ve belki de hayat, en çok onları hatırladığında anlam kazanıyor.

[semsiyeciler]

Akbrella Bahçe Şemsiyesi A.Ş

Güneşe Meydan Oku, Gölgenin Keyfini Sür: Bahçe Şemsiyeleriyle Hayat Daha Güzel!

Yaz geldi mi, içimizi bir kıpırtı sarar. Sıcak rüzgarlar, uzun günler ve tabii ki güneşin o yakıcı, bazen de yorucu ışıkları... Tam da bu noktada, bahçelerimizin, balkonlarımızın ve teraslarımızın gizli kahramanı devreye girer: bahçe şemsiyeleri! Sadece bir gölgelikten çok daha fazlası olan bu harika ürünler, dış mekan yaşamımızı bir üst seviyeye taşıyan sihirli değnek gibidir.

Sadece Güneşten Değil, Her Şeyden Korur!

Düşünsenize: En sevdiğiniz kitabınızla kendinizi bahçeye atmışsınız, kuş sesleri eşliğinde huzurla okurken bir anda yüzünüze vuran güneşin yakıcı ısısıyla irkiliyorsunuz. Ya da sevdiklerinizle keyifli bir mangal partisindesiniz, sohbetler kahkahalara karışırken tepeden inen kavurucu güneşin altında kimsenin keyfi kalmıyor. İşte tam da bu anlarda, dev bir dost gibi üzerinize gerilen bahçe şemsiyeniz, sizi sadece güneşin zararlı UV ışınlarından korumakla kalmaz, aynı zamanda sıcak havayı yumuşatarak altında serin bir vaha yaratır. Ne güneşe yanarsınız, ne de mobilyalarınızın renkleri solar. Orayı, sıcaktan kaçış noktanız, kişisel serinleme istasyonunuz yapar!

Bir Şemsiyeden Fazlası: Tarzınızın Yansıması!

Artık bahçe şemsiyeleri, sadece işlevsel olmaktan çıktı, adeta birer dış mekan aksesuarına dönüştü. Pazar yerlerindeki o tek düze, sıradan şemsiyeler çoktan geçmişte kaldı. Şimdi karşımızda modern, zarif, renkli ve her zevke hitap eden bir model çeşitliliği var. Minimalist çizgilerden canlı desenlere, ahşap dokulardan metalik parıltılara kadar aradığınız her şeyi bulmak mümkün. Bahçenizin, balkonunuzun veya terasınızın dekorasyonuna uyum sağlayacak, hatta ona yepyeni bir hava katacak bir şemsiye mutlaka var. Orta direkli klasiklerden, alan tasarrufu sağlayan yandan direklilere, hatta duvara monte edilen pratik çözümlere kadar, her metrekareye uygun bir "gölge mimarisi" yaratabilirsiniz. Şemsiyeniz, adeta dış mekanınızın imzası, tarzınızın bir yansıması haline gelecek.

Eğlenceli Anlara Eşlik Eden Sırdaşınız!

Bir bahçe şemsiyesi sadece gündüzleri değil, akşamları da yıldızınız olabilir! LED aydınlatmalı modellerle geceleri de altında keyifli sohbetlere, romantik akşam yemeklerine veya arkadaş toplantılarına ev sahipliği yapabilirsiniz. Ani bastıran yaz yağmurlarında, hızlıca altına sığınabileceğiniz güvenli bir liman da sunar. Düşünsenize, dışarıda hafif bir çiseleme varken, şemsiyenizin altında sıcacık bir çay veya kahveyle dinlenmek... Kulağa hoş geliyor, değil mi?

Unutmayın, iyi bir bahçe şemsiyesi, sadece bir satın alma değil, dış mekan konforunuza ve keyfinize yaptığınız bir yatırımdır. Güneşli günlerin tadını çıkarırken, kendinizi ve sevdiklerinizi korumanın en şık ve eğlenceli yolu! Haydi, bahçenizi gölgelendirmenin ve eğlenceyi artırmanın tam zamanı!

[babywerewolftidalwave]

Dumanın Renkleri: Farklı Tütünlerin Özellikleri

Giriş

Nargile, yüzyıllardır farklı kültürlerde keyifli bir sosyal etkinlik olarak yer alıyor. Nargile içimi sırasında çıkan dumanın rengi, kullanılan tütünün türüne ve kalitesine bağlı olarak değişiyor. Bu makalede, nargile kömürü "Dumanın Renkleri: Farklı Tütünlerin Özellikleri" başlığı altında nargile tütünlerinin çeşitlerini, özelliklerini ve nargile içimindeki dumanın renklerini derinlemesine inceleyeceğiz.

Dumanın Renkleri: Farklı Tütünlerin Özellikleri

Dumanın rengi, nargile içiminin en ilginç ve merak uyandıran yönlerinden biridir. Her tütün türü, kendine özgü bir aroma ve duman rengi sunar. Örneğin, meyve aromalı tütünler genellikle daha açık renkte duman üretirken, klasik tütünler daha koyu bir duman oluşturabilir. Dumanın rengi, sadece görsel zevkle kalmaz; aynı zamanda içtiğiniz nargilenin kalitesi hakkında da ipuçları verir.

Nargile Tütünü Nedir?

Nargile tütünü, özel olarak işlenmiş ve nemlendirilmiş tütün yapraklarından üretilir. Nargile için kullanılan tütün çeşitleri genellikle farklı aromalarla zenginleştirilir. Bu aromalar, kullanıcının damak zevkine göre geniş bir yelpazede sunulur.

Tütün Türleri ve Özellikleri Klasik Tütün Genellikle koyu renkli duman üretir. Yoğun bir tat profiline sahiptir. Geleneksel nargile deneyimini sevenler için idealdir. Meyve Aromalı Tütün Açık renkli ve hafif buharlaştırılmış duman üretir. Çeşitli tatlar arasında elma, nar veya şeftali bulunur. Genç kullanıcılar arasında popülerdir. Mentollü Tütün Ferahlatıcı bir etki yaratır. Dumanı serinletici özellik taşır. Özellikle yaz aylarında tercih edilir. Nargile Türleri ve Kullanım Alanları

Nargile çeşitleri de kullanıcıların deneyimini etkileyen önemli unsurlardan biridir. İşte bazı popüler nargile türleri:

Masif Ahşap Nargile

Geleneksel bir görünüm sunar.

Kaliteli malzemeden üretilmiştir.

Cam Nargile

Estetik açıdan hoş görünür.

Temizliği kolaydır.

Metal Nargile

Dayanıklıdır ve uzun ömürlüdür.

Genellikle modern tasarımlara sahiptir.

Nargile Kömürü Seçimi

Nargilenizin tadını etkileyen diğer bir unsur ise kömür seçimidir. Doğru kömür seçimi ile dumanın kalitesini artırabilirsiniz.

Kömür Çeşitleri Hızlı Yanıcı Kömürler Pratik kullanım sağlar. Hızla yanar ancak kısa süreli kullanım için uygundur. Doğal Kömürler Uzun süre yanma süresi sunar. Kimyasal madde içermez; dolayısıyla sağlık açısından daha güvenlidir. Duman Renklerinin Anlamı

Duman renginin anlamı hakkında pek çok efsane mevcut olsa da genel olarak geçerli olan bazı gerçekler vardır:

Açık Renkli Duman: Genellikle meyve aromalı tütünlerden gelir ve hafif bir içim deneyimi sunar. Koyu Renkli Duman: Klasik ya da yoğun aromalı tütünlerin belirtisidir; güçlü bir t

[suniyemler]

Suni Yemler ile Hedef Balıkları Avlama Yöntemleri ve Stratejileri

Balık avlamak, doğanın sunduğu en keyifli aktivitelerden biridir. Ancak, suni yemler doğru kullanımı, av deneyiminizi tamamen değiştirebilir. Peki, bu yemlerle hangi balıkları hedef almalı ve nasıl bir strateji izlemelisiniz? İşte, bu soruların cevabı!

Başarılı bir balık avı için öncelikle hedef balık türlerinizi belirlemeniz gerekiyor. Her balık türü, belirli yemlere karşı farklı tepkiler verir. Örneğin:

Sağlam ve hareketli yemler, avlanacak balık türlerine göre seçilmelidir.

Yüzey yemleri, özellikle yaz aylarında yüzeye yakın balıkları çekmek için idealdir.

Dip yemleri, derin sularda avlanmak isteyenler için en iyi tercihtir.

Bu türlerin her biri için uygun yem seçimi, avın başarısını artırır. Yemlerin renkleri, boyutları ve hareketleri de balıkların dikkatini çekmekte önemli rol oynar.

Avlama teknikleri, balıkların davranışlarını anlamakla başlar. Suni yemlerle balık avlarken, balıkların doğal hareketlerini taklit etmek kritik öneme sahiptir. Örneğin, yemlerinizi suya atarken doğal bir hareket sergilemek, balıkların dikkatini çekebilir. Ayrıca, yemlerinizi belirli aralıklarla çekmek, balıkların ilgisini artırır.

Unutmayın, balık avlamak sabır ve deneyim gerektirir. Her seferinde yeni stratejiler denemek, sizi daha başarılı bir avcı yapabilir. Başarılar!

Hedef Balık Türleri ve Uygun Yem Seçimi

Balık avlamanın en önemli unsurlarından biri, hedef balık türlerine uygun suni yemlerin doğru bir şekilde seçilmesidir. Her balık türü, belirli yem türlerine karşı farklı tepkiler verir. Örneğin, sazan balığı için kullanılacak yem, levrek için uygun olmayabilir. Peki, hangi yemler hangi balık türleri için idealdir?

Hedef balık türlerini belirlerken, onların doğal beslenme alışkanlıklarını göz önünde bulundurmalısınız. Örneğin:

Sazan: Mısır, boili ve ekmek gibi yemleri sever.

Levrek: Canlı yemler ve yapay yemler, en etkili seçeneklerdir.

Alabalık: Kurtlar ve küçük balıklar, alabalık avında popülerdir.

Bu türlerin her biri için yem seçerken, balığın yaşadığı su ortamını ve mevsim koşullarını da dikkate almak önemlidir. Örneğin, yaz aylarında daha canlı ve hareketli yemler tercih edilirken, kış aylarında daha ağır ve derinlere inebilen yemler kullanılmalıdır. Doğru yem seçimi, balıkların dikkatini çekmek ve avınızı artırmak için kritik bir faktördür.

Avlama Teknikleri ve Stratejileri

Suni yemlerle balık avlamak, sadece doğru yem seçimiyle değil, aynı zamanda etkili avlama teknikleri ile de mümkündür. Balıkların davranışlarını anlamak, onların hangi yemlere daha duyarlı olduğunu belirlemek açısından büyük önem taşır. Örneğin, yüzey avcılığı yapmak isteyenler için, su yüzeyine yakın hareket eden yemler tercih edilmelidir. Bu, balıkların doğal beslenme alışkanlıklarına uygun bir yaklaşım sağlar.

Bir diğer önemli strateji ise yem hareketleridir. Yemlerin su içinde nasıl hareket ettiğini gözlemlemek, balıkların ilgisini çekmek için kritik bir unsurdur. Balıklar, doğal avlarının hareketlerini taklit eden yemlere daha fazla ilgi gösterir. Bu nedenle, yemlerinizi su altında yavaşça çekmek veya aniden hareket ettirmek gibi teknikler deneyebilirsiniz.

Bunun yanı sıra, mevsimsel değişiklikler de avlama stratejilerinizi etkileyebilir. Örneğin, yaz aylarında balıklar daha aktif olabilirken, kış aylarında daha derin sularda bulunabilirler. Bu nedenle, avlanacağınız mevsime göre stratejinizi ayarlamak önemlidir. Aşağıdaki tabloda, mevsimlere göre balık davranışlarını ve önerilen yem türlerini görebilirsiniz:MevsimBalık DavranışıÖnerilen Yem TürleriYazAktif, yüzeyde dolaşanYüzey yemleri, popperSonbaharHazırlık, derinlere inmeDip yemleri, jiglerKışPasif, derin sulardaCanlı yem, ağır jiglerİlkbaharYavaş hareket, yumurtlama dönemiHafif yemler, doğal yemler

Son olarak, balık avlamada sabırlı olmak da oldukça önemlidir. Bazen balıklar, yemlerinize hemen tepki vermez. Bu durumda, yemlerinizi farklı şekillerde deneyerek ve sabırla bekleyerek en iyi sonucu elde edebilirsiniz. Unutmayın, balık avlamak bir sanattır ve her av tecrübesi, yeni bir şey öğrenmek için bir fırsattır!

Sıkça Sorulan Sorular

Suni yemler neden bu kadar popüler?Suni yemler, balıkların dikkatini çekmek için tasarlanmıştır. Renkleri, hareketleri ve şekilleri sayesinde, balıkların doğal avlanma içgüdülerini tetikler. Bu da onları avlamak için daha etkili hale getirir!

Hangi suni yemler hangi balık türleri için uygundur?Her balık türü için özel yemler vardır. Örneğin, levrek için yapay kurşunlar, sazan için ise silikon yemler idealdir. Doğru yem seçimi, avın başarısını artırır!

Avlama teknikleri nelerdir?Suni yemlerle avlama teknikleri arasında jigging, trolling ve yüzey avcılığı bulunur. Bu teknikler, balıkların davranışlarına göre değişiklik gösterir ve etkili sonuçlar elde etmenizi sağlar.