Sinopsis Sweet Home Season 2 (2023)
Sweet Home Season 2 (2023) adalah serial drama Korea yang dibintangi oleh Song Kang, Lee Si-young, Go Min-si, Lee Jin-wook, Yoo Oh-sung, Oh Jung-se, Park Jin-young, Park Gyu-young, dan Kim Mu-yeol. Serial sepanjang 8 episode ini ditayankan Netflix. Berikut review dan sinopsis drama Korea Sweet Home Season 2 (2023).
Plot sinopsis
Sweet Home Season 2 (2023) adalah sekuel dari drama seri Sweet Home…
View On WordPress
0 notes
Park Gyu-young in this k drama show is so good.
The ego, self entitlement, free stuff, brands & money can make anyone sell their soul for social media status.
Finished episode 3, look forward to seeing the rest later in the week.
K show: Celebrity
platform: Netflix
0 notes
IT’S OKAY TO NOT BE OKAY // KDRAMA DİZİ YORUMU
UYARI : Yazılar genel olarak spoiler içerebilir. İçermeyedebilir.
İmdb puanı: 8,6
Benim puanım: 10
Drama: It’s Okay to Not Be Okay / Psycho But It's Okay
Hangul: 사이코지만 괜찮아
Director: Park Shin-Woo
Writer: Jo Yong
Episodes: 16
Date: 2020
Language: Korean
Country: South Korea
Cast : Kim Soo-Hyun , Seo Ye-Ji, Oh Jung-Se , Park Gyu-Young, Kim Ju-Hun, Jang Young-Nam, Kim Mi-Kyung, Kim Chang-Wan, Kang Ki-Doong
2021 (57th) BaekSang Arts Awards - May 13, 2021
Best Supporting Actor (Oh Jung-Se)
Art Award
Uzun zamandır listemde olmasına rağmen sığ ve bunalım bir aşk hikayesini anlattığını düşündüğüm için izlemeye elim gitmiyordu. Oylanma oranı ve puanı yüksek olduğu için listemden çıkartmaya da kıyamıyordum. Diğer yandan başroldeki Kim Soo Hyun 'un Kore sinemasında bu kadar ünlü bir oyuncu olmasına da pek anlam veremiyordum. Sonuç olarak bir şekilde diziye başladım.
İtiraf etmeliyim ki kelimenin tam anlamı ile büyülendim. 1. bölümün sonunda, neden olduğunu bilmediğim şekilde dizinin hikayesine kolumu, bacağımı, kendimi kaptırmış gibi hissettim. Sanki bir masal dünyasına izinsiz adım atmış gibiydim. Karakterlerin her biri Tim Burton'a el sallayarak sahneye çıkıyorlardı. Her birinde coşkulu ve ölçülü bir aura vardı. Asla nedenini anlayamadığım bir heyecanla izlemeye devam ettim.
Dizide üç yalnız insanın yollarının kesişmesi masal gibi anlatılıyor. Ko Mun Yeong (Seo Yea Ji); İnsanlardan bağımsız yaşayan, gotik havası ile herkesin çekindiği bir çocuk kitabı yazarı. Moon Kang Tae (Kim Soo Hyun), 10 yıl içerisinde 15 hastane değiştirmiş psikiyatri kliniğinde hasta bakıcı. Moon Sang Tae (Oh Jung Se), Kang tae'nin zihinsel engelli abisi. Bu üçünün bir arada olduğu sahnelerin birçoğu tablo gibiydi. Çekimler ve hikâye anlatımı ise o kadar lezzetliydi ki, diziyi izlerken doyduğumu hissettim.
Her bölüm klasik olarak bildiğimiz peri masalları ile başlayıp, farklı yorumlanması ile tamamlandı. Bir masal dünyasının kapısından içeri adımımı attım ve kendimi Charlie'nin çikolata fabrikasına ilk kez adım atan bir çocuk gibi hissettim. Masalların ve hikayelerin dizinin içinde yorumlanışları, karakterlerin hikayelerden çıkarımları ve izleyiciye yansıtma şekilleri muazzamdı. İlk başta dizinin sığ ve bunalım olduğunu düşündüğüm için kendime çok kızdım. Bütün romantik detaylar bile o kadar incelikle işlenmiş ki, klasik Kore dizilerinden fersah fersah sıyrılıyor.
Sadece ana karakterler değil dizideki bütün karakterler için hikayeler incelikle yazılmış. Her karakterin kendi travması ile yüzleşmesi ve üzerinden gelme çabasını çok başarılı anlatıyor. Hiçbir oyuncu ve karakter diziye fazla ya da abartı değildi. Oyuncuların içtenliği ve profesyonelliği su götürmezdi. Oyuncuların yanı sıra, yönetmenden senariste bütün ekip çok başarılıydı. Dizinin çekimleri, kullanılan mekanlar, kıyafet seçimleri, diyaloglar gerçekten beni büyüledi.
Dizinin konusu için bir iyileşme yolculuğu diyebiliriz. Karakterlerin birbirlerinin yaralarını sarmasını, kendi travmalarını fark etmelerini izleyiciye çok doğal aktarmışlar. Özellikle Moon Sang Tae karakterini canlandıran Oh Jung Se, inanılmaz bir performans sergiledi. Kesinlikle önünde eğiliyorum. Ko Mun Yeong karakterinin insan hislerini hiç öğrenmemiş bir çocuk olması ve her yeni duyguda teyit etmek istemesi çok tatlı bir detaydı. Onunla; birini sevmenin ne demek olduğunu öğrenmesini gözlerim dolarak izledim.
Hikaye boyunca karakter gelişimlerini parmakla gösterebilirim. Hiçbir tutarsızlık yoktu. İlk saniyede izleyiciye verdikleri dark hava ve grotesk atmosfer son bölüme kadar havasını hiç bozmadı. Sezon boyunca dizi yalnızlıktan beslenerek ve doyarak noktayı koydu. Benim en çok hoşuma giden şeylerden biri de Moon Mang Tae ismini verdikleri bez bebek oldu. Yükledikleri anlam gerçekten güzeldi.
Eleştirmem gerekiyor ise, beni rahatsız eden yalnızca iki nokta oldu. Birincisi, Ko Mun Yeong karakterinin bütün sezon boyunca makyajının bozulmamış olmasıydı. Yağmurda, çamurda, uyurken, ağlarken hep porselen bebek gibiydi. En azından 1-2 kere de olsa keşke makyajsız görseydik. İkincisi ise, Ko Mun Yeong'un annesinin hikayesi. Ölmediğini ve hikayeye bir yerinden dahil olacağını bekliyorduk ama gösterdikleri o ölüm sahnesinden nasıl kurtulduğunu hiç anlatmadı. O durumdan kurtulabilmesi çok mantıklı değildi.
Yine de sonuç olarak, izlediğim şeyden o kadar memnun kaldım ve beni o kadar tatmin etti ki, mantıksız bulduğum bu iki noktanın da üzerinde hiç durmadım. Dizi bittiği için resmen içim burkuldu. Ama söylemeden de geçemeyeceğim, izlediğim onca Kore dizisi arasında gerçekten tatmin edici sona sahip tek dizi olabilir. Başından sonuna kadar hikayesinin arkasında durup gereksiz detaylar ile izleyiciyi hiç boğmadı.
İmza etkinliğinde Ko Moon-Young'un korumacı tavrı, abinin karavan almak isteme sebebi, birbirlerini hatırladıklarını itiraf ettikleri sahne, Ko Moon-Young'un kabus görüp ağlaması, Moon Mang Tae için kavga ettikleri sahne, Ko Moon-Young'un doğum gününde dizilerin kadrolu annesi Kang Soon-Duk'tan yosun çorbası istemesi, Ko Moon-Young'un Moon Sang Tae'den onunda abisi olmasını istemesi diziden sonra uzunca bir süre aklımdan çıkmayacak sahneler arasında olacak. Abi her ne kadar otizmli olsa da kardeşinin ve Ko Moon-Young’un ona gerçekten bir abiye ihtiyaç duyarak yaklaşmaları çok derin düşünülmüş detaylardı. Engelli olmasından dolayı onu eylemiyor, gerçekten içlerindeki abi ihtiyacını onunla dolduruyorlardı.
Ayrıca dizi içinde geçen masallar ve hikayeler hem konuyu hem karakterleri çok güzel tamamlıyordu. Bence en güzeli Yalancı Çoban hikayesini anlatma sahnesiydi. Bütün herkesin sımsıkı sarıldığı yalnızlıklarını nokta atışı özetliyordu.
Sonuç olarak; oyuncuların birbirine çok yakıştığı, hikayesi doldu dolu, anlatmak istediğini izleyiciye geçiren bir dizi olmuş. Bu kadar övgüyü ve puanı kesinlikle sonuna kadar hakkediyor.
OST:
Janet Suhh - In Silence
Janet Suhh - Lighting up your world
Raven Melus
BAŞKA NELER VAR ?
FOTOĞRAFLAR
1 note
·
View note