Canla, başla, kanla, her türlü fedakârlıklarla alınmış zaferimizi öğrenmeye muhtacız.
Çanakkale, Avrupa'nın "Hasta Adam" damgasını vurduğu Türk Milleti'nin varlık mücadelesidir.
Sadece Türkler değil aynı zamanda Suriyeli, Filistinli, Azerbaycan, Kürt, Arnavut...
Din kardeşlerimiz kendi vatanlarında rahatlatlarını bırakıp tek bir amaç için -vatan savunması- Türklerle omuz omuza, baş başa, tüm imkanlarıyla savaştılar. Neticede bu savaşın zaferinde sadece Türkler değil savaşan kardeşlerimizin de payı vardır.
İtilaf donanması, 506 topla günde ortalama 25 bin mermi gönderiyor, top gülleleri adres sormuyordu. Neticede bir millet ateşle imtihan oluyordu.
Bizim mermimiz yok muydu?
Diye soracak olursanız eğer:
Evet vardı. Ammavelakin elimizde çoğu eski, eski olduğu için ateş gücü son derece düşük olan 150 top vardı.
Durumu düşmana çaktırmamak için bulunan tek yol, mevzilere soba boruları yerleştirip top görüntüsü verilmesinden ibaretti. Bazen ise bulunan çalı çırpılar soba borularının önünde ateşe veriliyor "Top atıldı" görüntüsünü güçleştirmeye çalışıyordu...
Çanakkale'de 15.700 Boşnaklı şehit oldu...
252.000 Türk şehit oldu...
Çanakkale'ye gelen 25.000 Arnavutlu'dan 15.000'i şehit oldu...
Çanakkale'ye gelen 900 Filistinli'den geri dönen olmadı, şehit oldu...
Çanakkale'ye gelen 30.000 Suriyeli'den 600'ü şehit oldu...
3000'den fazla Azerbaycanlı şehit oldu...
Ve Kürtler...
Laz...
Suudi Arabistan...
Afganistan...
İran...
Irak...
Yemen...
Ve Diğerleri...
Şuan hepsi Türklerle baş başa, omuz omuza uyuyorlar.
Vatan sağolsun...
Vatan için savaşanlar sağolsun...
Çanakkale'yi Geçilmez yapanlardan Allah razı olsun...
Bunun sebebi çok açık bence. Çünkü ülkemizde bir faşizm açlığı söz konusu.
Çevremdekilerden şunları fark ettim:
Hitler ve Mussolini gibi otoriter figürler bir gencin içindeki alevi ısıtabilecek insanlar. Mesela bir Türk, ülkesindeki azınlıklara karşı nefret veya kin besliyorsa Hitler'in bir azınlığa uyguladığı tarifeyi "havalı" bulmasını sağlıyor. Hitler'in bunu yapacak kadar cesur olmasını ve azınlıklara nefret beslemesini kendisine benzetiyor. Bu şekilde Hitler'e karşı bir sempati beslemeye başlıyor. Çünkü Hitler'in bu nefreti ona kendini hatırlattıkça egosu dahada okşanıyor.
Bir insan, içinde sakladığı gizli acımasız fantezilerini başkasının cesurca yapabildiğini görünce gaza gelir. O kişide kendini bulur, ve ona bir hayranlık beslemeye başlar.
İnsanlar böyledir, ama asıl faşizm açlığı "yaşamak için güçlü olan kişi olmak ve zayıfları ezmek gerekir" düşüncesine kendini ÇOK kaptıran insanlarla başlar.
Mesela ülkemizdeki bazı insanlar gibi. İlla bir şeylerde otorite olmak isterler, çünkü başkalarının kendisini ezebilme durumundan bile korkarlar. Her zaman ve hep en dominant, en yönetimi ele alabilen, en liderlik duyusu kuvvetli kişi olmak isterler.
Ve böyle birisi, bir diktatör ile karşılaşınca gaza gelir.
O diktatör, kişinin içindeki azgın yönetme isteğini ortaya çıkarır. Diktatörlerle tanışan birey, o diktatörün herkesi kontrol edebilme ve her şeyi yönetebilme yönünden etkilenir. Kendini onun yerine koyar.
Ya da bunun tam tersi. Mesela tam tersi, hiçbir şeyi yönetemeyen birisi içinde durum aynı olabilir. Baskın karakterli olmayan, gittiği her yerde söz dinlemek zorunda kalan, hiçbir zaman sözünü dinletemeyen, her işte ipin ucunu kaçıran birisi; kendisinde olan huyun tam tersine sahip olan bir lideri görünce etkilenir. Bu kişinin dominant karakterli "sıkıcı" biri olmak yerine, bütün dünyaya nam salmış korkutucu biri olduğunu görünce içindeki intikam duygusu kabarır. Çevresindekilere karşı, bir diktatörün nefretini besler ve kendini o diktatörün yerine koyar. Bu şekilde o diktatör, onun bir vazgeçilmezi olur.
Benim tartışma göt etme ve kavga boyutu uluslararasına ulaştı şimdi sizlere bir çöl faresiyle olan tartışmayi atacağım
Düşünsenize kadınların giyimine kuşamina karisip sözde inandıkları dinde herkesin dini kendisine diyen ve nerden biliyosun kalbini mi açıp baktın diyen bir peygamber varken kendileri giyimi kusamı farklı diye kadınlara or**pu damgası vuran kucucuk cocuklardan tut sakalsız erkeklere bile şehvetlenen iğrenç basit pilavı elle yiyip taharet musluğunu bile yeni öğrenmiş bok kokan ve ingiliz yalakası dalyarak bir bir tür olduğunu valla başkalari adına utandık ya
Artık İsraile beddua etmeyi bıraktım. Bu zulüm katliam ve vahşet karşısında kınamaktan öteye gidemeyen İslam ülkelerinin yöneticilerine BEDDUA ediyorum.