Ne yaşama isteği kaldı ne bişey herkesi herşeyi kendi halinde bıraktım savaşacak gücüm kalmadı eskisi gibi yaşama sevincim enerjimde yok. Bitsin istiyorum herşey yok olsun istiyorum herşey yok olsun zaman geriye dönsün doğmak üzereyken öleyim. Yıllar sonrasını görmek bile istmeiyorum bitsin sonra ersin gök gürlesin herşey yerle bir olsun yürüyecek konuşacak takatim kalmadı hayata dair planlarım, hayallerim ve ben kara deliğe sürüklenip kaybolmak istiyorum. ;
Hissettim gözyaşlarımın yanaklarımdan bir ateş gibi yakarak süzüldüğünü. Binlerce gözyaşımdan sadece bir kaç tanesiydi belki de ama hepsi birbirinden farklı bir acıyla doldurulmuş. Durduramadım bir tanesi daha kacıp gitti gözlerimden. Önce yanaklarıma bazıları dudaklarıma bazıları boynuma doğru yola koyuldu. Dudaklarıma gelenlerin tadına dilimle baktım. Acının tadı böyle bir şey olsa gerek, sevdim. Acıyı sevmem ama acının tadını sevmiştim. Sonra boynuma inenleri elimin tersiyle sildim. Elimin üstünde nasıl durduklarına baktım. Güneşinde carpmasıyla parlıyorlardı. Galiba acı o kadarda kötü bir şey değilmis. Tadı ve görüntüsü güzel olan bir şey nasıl kötü olabilirdi ki. Bende sahiplendim onu kalbimin en derinine, ruhuma gömdüm kısacası acıyı sevmek olur mu derler ya olurmuş.