Karıncalanmış şakaklar, çatlamış beyazı gözlerin. Bir gecedir ki binini çağırır. Cepheler uykusuzlarla çoğalır. Ben bilirim, Hangi cesedin sürüklenmiş izidir bu! Ben bilirim, Çıkmaza rotalamış ordular hangi parmağın buyruğunda. Apansız bir şiir kopabilir! Silinen yüz, elde çamur bırakabilir. En iyi çıldırmayı bilirim ben… Sakin, vakur ve kartalı uyandırmadan çekerek tüyünü, Okuma süs yaparak çıldırmayı. En iyi sevişmeyi bilirim ben… Avucu sıkınca hiç yoktan, akacak kanın yürekte durmadığı, Kanıma ter katarak sevişmeyi. Şimdilerde gündüze sarkıyor çıldırmalar ve sevişmeler. Gözün bebeğinden yansıyor, ay ışığında patlamış tufanın köpükleri. Bırakın nöbeti tutulsun elde dağlanan çıplak demirin. Ben de bilirdim beninden icat edilen bir bomba patlatmayı, Kokundan öldüren, çaresiz bir güzellik yaratmayı. Ben de bilirdim hakikati yan yatırmayı dişine Ve boynundan cennetin Sabbah’ı olmayı.. Ritmini dinle arka bahçene ektiklerimin. Yenik düştüğün gün kök salacaklar. Ve senden harika elmaslar yaratacaklar. Ustası ben, karbonu sen.. Bu kaos düğünümüzdür! İspat edecek tanrı inandıklarımızdan kendini. İspat edecek tanrı kendini, inandıklarımızdan.