HZ. Mevlana bir gün eve gelir, oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar. Oğlu: “Hiç...” der. Hz. Mevlana dışarı çıkar. Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer ve oğlunun yanına gelir. Ellerini havaya doğru açıp kurt gibi ulumaya başlar.
Oğlu babasının bu haline bakıp güler.
Hz. Mevlana:
“Evladım, gördün mü?” der. “Dünya dertleri de işte böyledir. Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün. İşte bütün dertlerin arkasında da Rabbinin bir hikmetinin olduğunu bil ve korkma, üzülme. Ona güven.”
Goethe diyor ki; “İnsan kalbinde ne taşırsa dünyayı da öyle görür.” İsmet Özel bunu; “Neyi bastırdıysan göğsüne, göğsünü soludukça büyüyen odur.” diye anlatmış. Bu böyledir. İnsan neyle beraberse o olur ona dönüşür. Neye sarıldıysa, dünyaya onun gözüyle bakmaya başlar ve değişir.
Ne acıdır ki iyi değiliz. Ne kadar uzak durmak istesek de olan bitenden, bütün bu hengâmenin tam içindeyiz. Tolstoy "Savaş ve Barış"ta, "Bu devirde duyguları olan birinin iyi olabilmesi mümkün mü?" diye sorarken gülümseriz. Güzel günler nasıl geçip gittiyse, kötü günler de gelip geçer sevgili dost . Hayat biraz da böyledir işte.
"Olmayacağını biliyordum ama oldurabilmeyi çok isterdim. Yılgın ve yıkık bir umutla yürüdüm tüm yolları. İçimde hiç susturamadığım o müzikle bir parlayıp, bir söndüm karanlıklarda. Kaybetmedim ama kazanamadım da. Hayat biraz da böyledir. Bilirsin, en iyi sen bilirsin..."
Bir şeyler yapmanın verdiği yorgunluk dinlenince geçiyor da hiçbir şey yapamamanın verdiği yorgunluk hiçbir şekilde geçmiyor!
Her bir kişi, derdini taşıdığı şeyle beslenir. Kişi bir şeyi dert ettiği zaman da onu çok anar.
Cihad diye bir derdimiz, gündemimiz olmalı artık. Sıra bize de gelecek şüpheniz olmasın. Kâfirden merhamet bekleme zilletinden tez zamanda kurtulmamız lazım.
Hükümete, liderlere suç bulmaya da gerek yok. Biz ne kadar ümmet dertlisi isek başımızdakiler de o kadar ümmet dertlisi. Bizler ne kadar hassas isek bu konuda onlarda o kadar hassas. Kısaca biz ne kadar imanımıza, değerlerimize sahip çıkıyor cihadı istiyor isek onlarda o kadar sahip çıkacak, isteyecek bu böyledir...
İnsanın ahireti olmazsa dünyası da olmaz. Gazze diye, Kudüs diye, cihad diye, ümmet diye bir derdimiz olmazsa yani dünyayı ahiretimize tercih etmeye devam edersek elimize ne dünya geçecek ne de âhiret...
İnancımız tam olur, güvenimiz tam olur, sabrımız tam olur, ama cihad olmazsa yine olmaz cihad da tam olduğu anda, zafer tam olur...
Rabbim ümmetin bu sefil durumunu temize çekecek bir cihad ve şehadet nasip eylesin cümlemize. Amin...
annem şöyle demişti : "evden çıkmadan evin havasız olduğunu anlayamıyorsun. bazı insanlar da böyledir. uzaklaşınca anlarsın sana ne kadar zarar verdiklerini."