Tumgik
#gerçek aşk nedir
ruhsalseyler · 1 day
Text
0 notes
susturunbeynimi · 2 years
Text
Tumblr media
Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka.
10 notes · View notes
perrycat · 2 years
Text
Bu devrin sevgi anlayışı da çok değersiz...
13 notes · View notes
unknown4928 · 1 year
Note
Aşk nedir?
Kimsenin yanıtını bilmediği ama aynı zamanda herkesin kendi kafasında cevabını düşündüğü bir soru "Aşk nedir?".Bence aşk bir insanın her hareketini kafamızda tekrar tekrar oynatmamızı, her boş kaldığımızda yüzünün aklımıza gelmesini, aynı ortama girdiğimizde gözümün ilk onu aramasını ve bir sürü şeyi sağlayan aynı zamanda yeri geldiğinde gururumuzu yok saydıran bir duygu.
1 note · View note
onlynight · 1 year
Text
3 günlük hevesi aşk sananlar gibi olmaktansa..aşkın anlamını bilmemek en güzeli..
1 note · View note
gecesineasikkadin · 2 years
Text
İnsan hayatında kaç kere aşık olur? Aşk ve sevgi arasındaki fark nedir? Aşk olmalı mıdır, olmamalı mıdır? Aşkın insan hayatına katkısı nedir? İyi bir şey midir yoksa kötü mü? Sahi aşk denen bir şey var mıdır? Hele ki gerçek aşk..?
1 note · View note
narfalcafe · 2 years
Text
Fal ve Burçlar
Fal ve Burçlar Nelerdir? Arasında ki Farklar Nedir? Burç Çeşitleri ve Fal Çeşitleri Ve Türleri Nelerdir? Burç Ve Fal Hakkında Bilmediklerinizi Bu Makalede Bulabilirisiniz.
Fal ve Burçlar Nelerdir? Arasında ki Farklar Nedir? Burç Çeşitleri ve Fal Çeşitleri Ve Türleri Nelerdir? Burç Ve Fal Hakkında Bilmediklerinizi Bu Makalede Bulabilirisiniz. Fal ve burçlar konusu oldukça merak edilenler arasın yer alır. Öncelikle falın en çok öne çıkan türü olan kahve falını ele alalım. Kahve falı, geçmişi, geleceği ve şu anı anlatan bir fal çeşididir. Türk kahvesi aracılığıyla…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
selcandy · 3 months
Text
Doğal taşlara, tütsülere, aroma-terapilere ve onların insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine inanıyor musunuz? Renk terapisi gibi şeylere ilginiz, mesela “iş görüşmesine giderken hep şu renkte kıyafetler giyerim çünkü…” gibi şeyleriniz var mı?
Benim yok, hiç de dikkatimi çekmez ama bu ara bu konuya dair iki makale okudum (ikincisi tesadüfen bugün denk geldi, artık dedim bunu blogdaki bebişkolara da aktarmalıyım dkfbk), doğal taşların vb insan sağlığına fiziksel bir katkısının olmadığını bulgulayan bilimsel araştırmalar olsa da bilim, bunların hiçbir yararı yoktur, fasa fisodur gibi bir şey de diyemiyor.
Örn. Londra Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada bazı katılımcalara sahte, bazı katılımcılara da gerçek kuvars veriliyor. Bu kişilerden bazısına “avuçlarından bedenine yayılan bir enerjinin, bir ısının olup olmadığına dikkat et tamam mı” deniyor, bazısına da denmiyor. Deneyin sonucunda sahte kuvars tutup da “dikkat et tamam mı” uyarısına maruz kalanlar “evet yayıldı” vb diyor, gerçek kuvars tutup bu uyarıyı almamış olanlar hiçbir görüş belirtmiyor, yaşamamışlar öyle bir şey. Bu durum işin sırrının taşta değil, kafada olduğunu kanıtlıyor, “Placebo etkisi” kavramından ötürü de doğal taşların alternatif tıptan hariç tutulamayacağını gösteriyor.
Placebo etkisi bilindiği üzere, kimyasal açıdan hiçbir etkisi olmayan, ilaç gibi görünen bomboş maddelerin hastalara ağrı kesici ilaçmış gibi verilmesi ve bunu içen hastaların ağrılarının sahiden kesilmesi olayından ileri geliyor. PLOS Biology’de yayınlanan bir araştırmada bu etkiyi manyetik rezonans görüntüleme (MR) yöntemiyle de bulgulamışlar, aslında ilaç olmayan o ilaçları içen hastaların beyinlerinin orta frontal kısımlarında kayda değer hareketlenmeler oluyor, o hareketlenmeler sayesinde ağrıları vb geçiyor yani.
Elbette bu ilaçlar kanser hastalarının kanserli hücrelerini yok etmiyor ama kemoterapiye bağlı ağrı ve bulantıları hissedilmez kıldığı kanıtlanmış. Kolesterolün yüksekse Placebolar senin kolesterol seviyeni düşürmüyor ama buna bağlı yaşadığın fiziksel etkileri yok edebiliyor, beynin “gerekli kimyasalı aldım, birazdan kalp çarpıntım geçecek” şeklinde çalışıyor çünkü.
Alternatif tıp nedir? Tek başına seni bir hastalıktan kurtaramayacak olan ama gördüğün tıbbi tedaviye ek olarak deneyebileceğin, sıkıntılarını hafifletebilecek yöntemlerdir. İşte doğal taşlar da sana tek başına hiçbir fayda sağlamıyor ancak psikolojik açıdan Placebo etkisi gösterebiliyor, fiziksel şeylerle kafanda savaşmana imkan tanıyabiliyor.
Tabii bilim bu alternatif terapilerin yalnızca tıbbi boyutunu ele alıyor ama bilimsel araştırmaların dışında kalan, “falanca taşı kolye olarak taktım, aşk hayatım hareketlenecek” gibi, “ders çalışırken filanca tütsüyü yakıyorum, zihnim açılıyor” gibi şeyleri de Placebo etkisinden ayrı tutamayız gibime geliyor. Neden olmasın, beynin ona odaklı çünkü.
Bana hala “ay şuralarına yeşim taşı sürt, ağrı hemen geçiyo” cümlesi hiçbir şey ifade etmez, zaten bir şeyin bir şeyi geçireceğine inanmadığın müddetçe o şey, o şeyi de geçiremez ama inanan üzerinde beynin kimyasalları vesilesiyle etki yaratması son derece anlaşılır. Hoş bu yazıyı burasına kadar okuyup taşlara dair Placebo farkındalığı kazanan da bundan sonra ne derece inanır, orası da muamma da fjvlfıjv
52 notes · View notes
alperen1emre · 1 year
Text
SORU POSTU 👻
1-Birinci soruyu soran kişi soru postunu paylaşan kişi hakkında en merak ettiğin şeyi sor
2-Başkası yaptığında başkası adına utanacağın bir şey
3-Gerçek aşk nedir
4-Başka bir gezegende yaşyabilsen bu hangisi olurdu
5-Olmasini istediğin anda olan bir şey oldu mu(keşke bunu dilemeseydim dediğin)
6-Hayatını değiştiren bir olayı anlat
7-Bugün nasılsın ? iyiysen neden kötuysen neden
8-Ff
9-Bir fotoğrafını paylaş
10-Senin için anlamı çok olan ama diğer kişiler için sıradan olabilecek bir şey(senin için neden önemli)
11-Sevdiğin birine söylediğin ve daha sonra pişman olduğun bir yalan
12-Bu dünyada bir şeyi değiştirebilsen neyi değiştirirdin
13-Sonsuza kadar sadece bir günü yaşayacak olsan bunun hangi gün olmasını isterdin
14-Seni hayal kırıklığına uğratan bir olay
15-Tumblrda en sevdiğin 3 blog
16-3 tane sevdiğin kitabı bizimle paylaş
17-Kesinlikle izlemelisiniz dediğin 3 film
18-Hayatta mucizelere inanır mısın
19-İnandığın ama halk dilinde hurafe olan bir şey var mı
20-Sezen aksu'nun dediği gibi : ....... (tamamla)
21-Bir film karakteri olsan bu hangisi olurdu ve neden
22-En sevdiğin çicek
23-En sevmedigin yemek nedir
24-Keşke gerçek olsaydı dediğin bir şey
25-Türk dizi tarihinde en iyi ilk 3 dizi
26-Wp de en son kimle konuştun
27-Yerin dibine girseydim dediğin bir an
28-Mitolojiye inanir misin
29-İnternetsiz bir hayat senin için ne anlam ifade ediyor
30-Kaç tane sevgilin oldu
31-Kıskançlık dozun hangi seviyede
32-Takıntılı olduğun bir durum
33-Senin için vazgeçilmez dediğin bir özellik
34-Karşı cinste dikkat ettiğin 3 şey
35-Hayaller gerçekleştirilmek için mi varlar yoksa gerçekleşmesini her yoluyla izlemek için mi neden?
36-İnsanların bayılarak yediği ama senin nefret ettiğin bir şey
37-10 dakika önce ne yapıyordun
38-Fobin var mı
39-Üşengeçlikte sınır tanimam diyerek yaptığın bir şey
40-Birini çekici yapan 3 şey
41-Sır söyle
42-En son favorilerine eklediğin 3 ürün
43-��n yargıya sahip olduğun bir şey var mı
44-Sosyal mecra üzerinde gösteriğin kişilik gerçek sen mi yoksa olmak istediğin mi
45-Rahatlamak icin yaptığın bir şey
46-Hayatınızdaki kaç arkadaşınıza gerçekten güveniyorsunuz?
47-İçinizdeki ses son zamanlarda ne diyor?
601 notes · View notes
dikkatkalbimvar · 5 months
Text
Tumblr media
Sizce gerçek aşk nedir?
12 notes · View notes
ruhsalseyler · 1 day
Text
0 notes
mavikadarguzel0-0 · 14 days
Text
Ben yanlışlıkla bir şey yazdım galiba..
Aşk Nedir?
Aşk, evrenin en derin sırrıdır; her şeyden bağımsız, ama her şeye bağlı olan o tarifsiz duygu. Bir bakışla başlar bazen, küçük bir gülüşle filizlenir. Kalbine düğümlenen o sıcaklık, aklından geçen her düşünceyi ele geçirir. Zamanla büyür, seni sen yapan her şeyi alt üst eder. Günün her saati onu düşünmek istersin; gözlerinin içine bakmak, sesini duymak yetmez olur. Bir kelimesiyle tüm dünyan aydınlanır, bir dokunuşuyla ,tabi dokunabiliyorsa, tüm evreni kucaklar gibi hissedersin, mesafeler uçar gider aklından.
Aşk, onunla geçen her saniyeyi ölümsüz kılan o sihirli bağdır. Kalbinin bir köşesinde hep onun adını fısıldayan o ince rüzgardır. Tıpkı gökyüzündeki yıldızlar gibi; bazen uzak ve ulaşılmaz gibi görünse de, aslında hep yanı başındadır. Onunla geçirdiğin anlar, sanki bir rüyadaymışsın gibi gelir; o yokken ise her şey silik, her şey eksik...
Birlikteyken dünyadaki en güçlü varlık olursun. Zayıflıkların onun yanında erir, kırgınlıkların birer birer kaybolur. Aşk, sadece yanında olmak değildir; onunla her anı paylaşmak, sessizliği bile bir melodiye dönüştürmektir. Aşk, bazen birbirine bakmak değil, aynı yöne bakmaktır. Hayatın tüm karmaşıklığını basit bir anlamda toplayabilmektir; sadece onun varlığında.
Ve en önemlisi, aşk her şeydir. Aşk, yaşamın ta kendisidir; içinde umut, hayal, fedakarlık ve sadakat barındırır. Ve belki de aşk, sonsuz bir bekleyiştir. Çünkü gerçek aşk, zamanın ötesine geçer, mesafelere, engellere aldırmaz. Kalplerde saklı bir umut olur, bazen uzaklarda, bazen yanı başında. Ama her zaman içini ısıtan, seni hayatta tutan bir güçtür.
Aşk, bazen karmaşık, bazen basit ama her zaman anlam doludur.
2 notes · View notes
しゅうまつがやってくる! / Hafta Sonu Geliyor! - Türkçe Çeviri
Shuumatsu ga Yatte Kuru!
Orijinal - Çevirili video
Sasakure.uk (ささくれUK) feat. Kagamine Rin 鏡音リン
Tumblr media
国のエラい人こぞって机とにらめっこ
Ülkenin büyük insanları masalarına bakıyor.
何も進展(かわら)ないよ
Hiçbir şeyi değiştirmiyorlar.
知ってる現実(こと)だけ知らんぷり
Sadece gerçek olduğunu biliyorlar.
偶然だね、とウソをついて
Bugün de sokağın köşesinde, bunun bir tesadüf olduğunu söylersem yalan olurdu.
きみのひだり キープ
Soluna doğru saklıyorum.
5分と笑顔が宝物
5 dakika süren mutlu gülümseyişin hazinemdir.
“世界が”どうなっちゃうとか
“Dünya”ya neler olacak diye düşünsem
全然実感わかないよ
Hiç nasıl hissederim bilemiyorum.
ただ君との距離が今、肌と両手に伝わる
Yine de senin yanındayken ellerim ve tenimdeki his
幸 福 感
beni mutlu ediyor.
終末がやってくる!
Son geliyor!
そんなこと別に 興味ないんだ
Bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
今度こそ想い 伝えなくちゃ
Bu kez, duygularımı iletmeliyim.
世紀末の大予言も
Yüzyılın sonundaki büyük son kehanetleri
オオハズレ 人類ビックリです
yanlış çıktı ve insanlık bu duruma şok oldu.
シュウマツロンだって きっと
Bunlar SON hakkındaki tartışmalar tabi ki.
宇宙人?かなにかのイタズラでしょ?
Uzaylılar mı? Şaka yapıyor olmalısın?
国のエラい人こぞって机とにらめっこ
Ülkenin büyük insanları masalarına bakıyor.
何も進展(かわら)ないよ
Hiçbir şeyi değiştirmiyorlar.
知ってる現実(こと)だけ知らんぷり
Sadece gerçek olduğunu biliyorlar.
君は 突然さ
Sen, ani bir şekilde
『遠く』に行ってしまったんだ
『Uzaklara』 gittin.
大人たちのヒトコトで
Yetişkinlerin söyledikleri şeyler
幸福論なんてチリ紙で
kalan umudumu kağıt gibi parçaladı.
“世界が”なんて知らないよ
Daha "Dünya" nedir bilmiyorum.
「戦争?」「天災?」知らないよ
「Savaş?」mı「doğal nedenler?」mi bilmiyorum.
ただ君との距離が今、肌と両手に伝わる
Yine de senden uzakta olunca ellerim ve tenimdeki his
喪 失 感
Seni kaybetmiş gibiyim.
終末がやってくる!
Son geliyor!
そんなことホント 興味なかった
Bu tür şeyler beni ilgilendirmiyor.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
どうしよう気持ち 伝えなかった
Ne yapmalıyım, nasıl hissettiğimi sana söyleyemedim.
抑えきれない想い
Bastıramadığım duygularımı
願い 夢 うたをつめこんだ
Dileklerimi, hayallerimi, şarkılara boğdum.
✉(てがみ) 一つじゃ足りないの
Bir tek MEKTUP yeterli olmayacak.
どれだけ書いても 伝わんないんだ もう
Ne kadar yazmış olsam da artık sana anlatamayacağım.
両手じゅう想いのピース
Ellerimde tuttuğum, hislerimin parçaları
『送る相手?』知らないよ
『Gönderilecek kişi kim?』Bilmiyorum.
それならば いっそのこと
Eğer öyleyse yapılacak en iyi şey
世界中にばらまいてしまおうか?
Onları Dünya'ya mı yaysam acaba?
しゅうまつがやってくる!
Hafta sonu geliyor!
愛のうた ひとつ いかがですか
Bir aşk şarkısı nasıl olmalıdır acaba
どこかのだれかがちょっとでも
Bir yerde, birisine küçük bir
笑顔になれるよな 世界なら
tebessüm getirebilmeyi sağlayabilirsem bu dünyada.
終末がやってくる!
Son geliyor!
君はもうやってこないのにな
Sen artık geri gelemeyeceksin.
週末がやってくる!
Hafta sonu geliyor!
君はもうやってこないのにな
Sen artık geri gelemeyeceksin.
終末がやってきても
Son geliyor olsa bile
もう二度とこないで 大嫌い
(Senin) Bir daha gelmiyor olmana nefret ediyorum.
週末がやってきても
Hafta sonu gelse bile
もう二度とこない だれかの笑顔
Bir daha kimsenin gülümsemesi gelmeyecek.
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
しゅうまつがやってくる...
Hafta Sonu geliyor…
終末(Son) ile 週末(Hafta Sonu) kelimelerinin okunuşu shuumatsu olduğundan kelime oyunu yapılmıştır.
Şarkının sonundaki mektupta きみときみの あいするひとへ yazılıdır.
“Sen ve Değer verdiğin(Sevdiğin) kişiye...”
Vocaloid'ler Felaket Gününü Düşünürler mi? isimli seriden.
İlgili şarkılar(Türkçe çevirili videoları ile birlikte):
*Merhaba, Gezegen.
16bit SavaşlarımıZ (Bu videodaki çocuğun bakış açısından.) Orijinali
↑ Çeviri @translations-of-alexandra tarafından yapılmıştır.
Son düzenlenme tarihi 23 Mayıs 2024.
2 notes · View notes
doriangray1789 · 8 months
Text
FENERBAHÇE AŞKI
taşın da kalbi yoktur ama onu da bir yosun sarar” …aslında bir futbol takımını hiç karşılıksız sevebilecek kadar hep 13 yaşında kalabilmiş biz de; fenerbahçe’yi entel sanat galerisindeki bir resmi, nadide bir kaliteli şarabı sever gibi değil, her gün tartıştığın ağır depresif bunalımdaki arabesk sevgiliyi, okulda hep kavga edip 7 zayıf getiren hayta oğlunu ya da –belki en önemlisi- bütün umutsuzlukları, başarısızlıkları, para kazanamamışlıkları, tutmayan planlar, uymayan hesaplarıyla kendi hayatımızı, yani kendimizi, diyet dinlemeyen, spor nedir bilmeyen, ödemeleri hep 90+5’e bırakan kendimizi sever gibi, yüzyıllık yalnızlığımızı sever gibi seviyoruz. “5 istediler 6 attık, 10 istediler zaman yetmedi”
dünyadaki en güzel sevgidir, gerçek bir fenerbahçe'li bilir bu sevgiyi , maçlarda yaptığı tezahürat , yolda yürürken içinden söylediği fenerbahçe marşları , ya da boş vakitlerinde önünde bulunan boş kağıtlara hayalindeki 11'i yazmak…lise yıllarında okula gitmeyip maça gitmek olsa gerek bu sevgi, 2 hafta boyunca biriktirilen okul harçlıkları sayesinde alınan bilet ile bir galibiyet yaşamak olsa gerek…maç günü sadece 1 simit ile 8 saat geçirmek..şu anda bile bu satırları yazarken heyecanlanmak olsa gerek fenerbahçe sevgisi, içimde her gün artan ve kendini katlayan bir sevgidir fenerbahçe.
islam cupi'nin kaleminden şöyle anlatılır; türkiye'de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i…ler diye uğurlanmasına rağmen. fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz… "
Sevmek bir ömür
fenerbahçe pendikspora yenilirken de aşıktım, chealsea ile çeyrek final oynarken de. sen beni seviyorsun diye sevmiyorum seni. ya da katıksız aşk çocuğu değilim. sen ne yaparsan yap, ne söylersen söyle aşkıma çizik atamazsın. benim skorla işim yok. aşığım ben. böyle acılı fantezi bir durumdur benim aşklarım. sen sevmesen de sevdiğimi bil yeter diyecek kadar olmadım delikanlılığımdan ama özü budur işin. sen sövsen de, sen yersen de ya da sen mutlu etsen de, aşık olsan da konunun seninle ilgisi yok. herhangi birinin aptallığı ya da zekası, çekici bulup bulmamamla da alakası yok. bunun benimle de ilgisi yok. allah koydu gönlüme anlam vermem gerekmiyor o yüzden.
Hayattan bu rengi alın geri neyi kalır Kİ
AMAÇ TARAFTAR TARTIŞMASI AÇMAK DEĞİLDİR… BİR AŞKIN CANDAN DELİL BULMASIDIR
Tumblr media
6 notes · View notes
ahmet-34 · 29 days
Text
Aşk nedir ..?
Aşk, çok yönlü bir duygudur ve farklı bağlamlarda farklı anlamlar kazanabilir. Genel olarak aşk, derin bir sevgi ve bağlılık hissi olarak tanımlanabilir.
**Felsefi açıdan** aşk, insanın varoluşsal anlam arayışının bir parçası olarak görülebilir. Platon, aşkı "idealar dünyasına" ulaşma arzusunun bir ifadesi olarak tanımlar ve gerçek aşkın maddi değil, ruhsal olduğunu savunur. Aristoteles ise aşkı, erdemli bir hayatın ve iyi bir toplumun temel taşlarından biri olarak görür.
**Dinî açıdan** aşk, Tanrı'ya duyulan derin bağlılık ve sevgi olarak anlaşılabilir. Hristiyanlıkta, Tanrı sevgisi (agape) en yüksek aşk türü olarak kabul edilir. İslam'da ise aşk, Allah’a ve O’nun yaratıklarına karşı duyulan ilahi bir sevgi ve merhamet olarak görülür.
**Bilimsel açıdan** aşk, biyokimyasal süreçlerin bir sonucu olarak ele alınabilir. Beyindeki dopamin, oksitosin ve serotonin gibi kimyasallar, aşkın getirdiği mutluluk, heyecan ve bağlılık hislerini tetikler. Evrimsel biyoloji perspektifinden, aşk, insanların üreme ve hayatta kalma şanslarını artırmak için geliştirdikleri bir mekanizma olarak yorumlanabilir.
Her ne kadar aşkın farklı tanımları ve açıklamaları olsa da, ortak nokta, aşkın insan deneyiminin temel ve güçlü bir parçası olduğudur.
Tumblr media
5 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 11 months
Text
Tumblr media
İster evli olun ister bekar ama bu yazıyı mutlaka okuyun!
Önce sevginizi gösterin , söyleyin, hissedin hissettirin...(pahalı hediyelere gerek yok)
Mutlu olmanın yolu, mutlu etmekten geçiyor arkadaşlar.
Mutlu olmak, mutluluk çok hoş geliyor kulağa değil mi arkadaşlar.
Cennet ve cehennem bu dünyada, karşınızdakinden herhangi bir beklentiye girmeden verin sevginizi, size düşen görevi yapın zaten hakediyorsanız karşılığını alacaksınız.
Tumblr media
O zaman sıra size geliyor, siz de karşılığını vermeye başlayın...
Mutlu olmak için çok şeye gerek yok, birinci yolu istekleri azaltmak ve imkanları çoğaltmak... Bu kadar...
Yoksa isteklerin önü, arkası kesilmez tıpkı sonsuzluk gibi gider de gider.
Empati yapmak çok önemli, mutluluğun diğer yolu bence.
Beklentiler azaltılmalı, umulduklar değil bulunduklar değerli olmalı, değerlendirilmeli...
BENCE!
Bu hikaye her okuduğumda beni çok duygulandırmış ve kendimi sorgulatmıştır.
Neden diyor iseniz buyrun bir de siz okuyun bakalım, ne olacak...(vasfiye teyze)
Tumblr media
"İster evli olun, isterse bekar, fakat bu yazıyı MUTLAKA okuyun...
Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. "Sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir" diye düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.
Alaycı bir ses tonuyla:
- Ekmek parası mı istiyorsun? diye sordu.
- Hayır çikolata parası lazım!
Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. 'Espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor' diye düşündü.
- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?
- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız.
Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.
- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?
Tumblr media
- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.
- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?
- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum.
- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.
- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.
Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı.
Tumblr media
Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü. Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. "Acabasöyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.
- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?
Tumblr media
Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.
- Ben dilenci değilim. Işim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.
Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.
- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.
Adam çekingen çekingen oturdu yanına.
- Yok mu eşin dostun, borç alacak akraban?
- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.
- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını?
- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.
Tumblr media
- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.
- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.
- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.
- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.
Tumblr media
- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık evliyim. Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga ediyoruz. Daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. Para mı acaba bizi mutsuz eden?
- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her şeyim. Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.
- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?
- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.
- Sizin mutluluğunuzun sırrı bu mu ?
- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.
- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?
- Küçük kızı severek.
- Küçük kız mı? Hangi küçük kız?
- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin.
- Nasıl yani ?
- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya bayılırlar. Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?
- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye sorar durur. Güzelsin demem de yetmez ona. "Harikasın prenses gibi olmuşsun" demeliyim. Dünyanın en güzel kızı demeliyim.
- İşte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olur da seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona "bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.
- Hiç kavga etmezmisiniz siz?
- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.
- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.
Tumblr media
- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. En ciddi ya da en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla aldatma. Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar. Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar. Çok narindir onlar. Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.
- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.
- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.
- Haklısın da bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.
- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param olmadı. Günlük kazandım günlük yedik. Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.
Adam ayağa kalktı.
- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sen de git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.
Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.
- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.
Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.
- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.
Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu.
Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı. Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı, sonra eşinin önüne koydu.
- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.
İnci hiç konuşmadı.
- Sorsana "niye" diye..
İnci kızgın kızgın:
- Niye? Diye sordu.
- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla.
İnci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.
- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.
- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim, istediğim bir şeydi, "bak senin sevdiğin meyveleri aldım" demeni hep bekledim. Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.
- Özür dilerim seni kırdığım için.
Sonra Bülent yere diz çöktü.
- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice seven bu adamı senden mahrum etme.
Tumblr media
Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu. İnci kıkır kıkır gülmeye başladı.
- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.
Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü. Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.
Her şey gönlünüzce olsun..."
10 notes · View notes