Tumgik
#katılaşma
dokumtek · 4 months
Text
Çelik Dökümün Prensipleri Nelerdir?
Tumblr media
Çelik dökümün prensipleri, kaliteli ve istenilen özelliklerde çelik dökümler elde etmek için izlenmesi gereken temel kuralları ve yöntemleri içerir. Çelik dökümün prensipleri aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir: 1. Hammadde ve Malzeme Seçimi - Kaliteli Hammadde Kullanımı: Çelik dökümde kullanılacak hammaddelerin kaliteli olması, nihai ürünün mekanik ve kimyasal özelliklerini doğrudan etkiler. - Alaşım Elementleri: Çeliğin istenilen özelliklere sahip olması için uygun alaşım elementlerinin (örneğin, karbon, manganez, krom, nikel) doğru oranlarda eklenmesi gerekmektedir. 2. Eritme Süreci - Fırın Türü Seçimi: Çelik döküm için genellikle elektrik ark ocağı, indüksiyon ocağı veya kupol fırınları kullanılır. Seçim, üretim miktarına ve istenilen çelik kalitesine bağlıdır. - Eritme Sıcaklığı: Çeliğin homojen bir şekilde erimesi ve tüm alaşım elementlerinin doğru bir şekilde çözünmesi için uygun eritme sıcaklığına ulaşılması gerekir. 3. Kalıp ve Maça Hazırlığı - Kalıp Malzemesi Seçimi: Kum kalıplar, seramik kalıplar veya metal kalıplar gibi farklı kalıp malzemeleri kullanılabilir. Her kalıp malzemesinin kendine özgü avantajları ve kullanım alanları vardır. - Maça Hazırlığı: Döküm sırasında iç boşlukları oluşturmak için kullanılan maçaların doğru bir şekilde hazırlanması ve yerleştirilmesi gerekmektedir. 4. Döküm Süreci - Döküm Hızı ve Yöntemi: Çelik dökümde doğru döküm hızının ve yönteminin (örneğin, yerçekimi döküm, basınçlı döküm) seçilmesi, dökümün kalitesini etkiler. - Gaz Giderme: Çelik döküm sırasında gazların hapsedilmemesi için uygun gaz giderme tekniklerinin uygulanması gerekmektedir. - Besleyici ve Yolluk Sistemleri: Çelik dökümün sırasında oluşabilecek büzülme ve boşlukları önlemek için besleyici ve yolluk sistemlerinin doğru bir şekilde tasarlanması ve yerleştirilmesi gereklidir. 5. Soğutma ve Katılaşma - Kontrollü Soğutma: Çelik dökümlerinin çatlamaması ve iç gerilmelerin minimize edilmesi için kontrollü bir soğutma sürecinin uygulanması önemlidir. - Katılaşma Sırasında Besleme: Çelik katılaşırken meydana gelebilecek büzülme boşluklarını önlemek için besleyici sistemlerin etkin çalışması sağlanmalıdır. 6. Isıl İşlem ve Son İşlemler - Isıl İşlem: Çelik döküm parçalarının mekanik özelliklerini ve mikroyapısını iyileştirmek için uygun ısıl işlemler (örneğin, tavlama, sertleştirme) uygulanmalıdır. - Talaşlı İmalat ve Temizleme: Dökümden sonra, parçaların yüzeylerinin temizlenmesi, çapaklarının alınması ve gerekirse talaşlı imalat işlemlerinin yapılması gerekmektedir. 7. Kalite Kontrol ve Testler - Görsel ve Boyutsal Kontroller: Döküm parçalarının görsel ve boyutsal kontrolleri yapılmalıdır. - Mekanik ve Kimyasal Testler: Çelik dökümlerinin istenilen özelliklere sahip olduğunu doğrulamak için mekanik (örneğin, çekme testi, sertlik testi) ve kimyasal analizler gerçekleştirilmelidir. - Tahribatsız Testler: Ultrasonik test, röntgen testleri gibi tahribatsız test yöntemleri ile iç yapıda çatlak, boşluk gibi kusurların olup olmadığı kontrol edilmelidir. Çelik dökümün prensipleri, yüksek kaliteli ve güvenilir ürünler elde edilmesi için temel adımlardır.
Çelik Döküm Sırasında Nelere Dikkat Edilmeldir?
- Sıvılaştırılmış metalin eritilmesi ve dökülmesi: Çelik, kalıba döküldüğünde iyi akışkanlık sağlamak için bazik oksijen fırınında veya elektrik ark ocağında istenen bileşime ve sıcaklığa eritilir. - Erimiş çeliğin kalıba dökülmesi:. Kalıp kumdan, metalden veya başka malzemelerden yapılabilir ve nihai dökümün istenen şekline sahip olabilir. Kalıp, dökümü uygun şekilde doldurmak ve beslemek için yolluk ve yükseltme sistemleriyle tasarlanmıştır. - Dökümün katılaştırılması ve soğutulması:. Erimiş çelik kalıpta soğuyup katılaştıkça, iç kısım hala sıvıyken önce dış kabuk katılaşır. Kusursuz, sağlam bir döküm elde etmek için uygun soğutma kritik öneme sahiptir - Katılaşmış dökümün kalıptan çıkarılması: Katılaştıktan sonra döküm, yalnızca bir kez kullanılabilen kum kalıbından çalkalanır veya vurularak çıkarılır. Metal kalıplar basınçlı döküm veya kalıcı kalıba döküm için yeniden kullanılabilir. - Dökümün muayenesi ve bitirilmesi: Döküm, kusurlara karşı incelenir ve daha sonra temizlenir, kesilir ve uygulama için gereken son şekli ve özellikleri karşılamak üzere gerektiği şekilde daha fazla işlenir. Çelik dökümlerin kalitesini etkileyen temel faktörler arasında kalıp tasarımı, yolluk sistemi, dökme sıcaklığı, çelik bileşimi ve katılaşma oranı yer alır. Yüksek kaliteli, hatasız çelik dökümler üretmek için bu parametrelerin doğru kontrolü şarttır. Çelik dökümde kalıp erozyonu ve cüruf tutma önemli bir rol oynar. KALIP EROZYONU: Kalıp erozyonu aşağıdaki işlemlerin bir ya da daha fazlasından yararlanmak suretiyle azaltılabilir. - Bir yatay yolluk girişi yerine birkaç yatay yolluk kullanmak - Oldukça büyük yatay yolluklar kullanmak. - Kalıbı doldurmaya yetecek şekilde düşük sıcaklıkta döküm yapmak - Kısa düşey yolluk kullanmak - Dikey yolluk ve gidicilerde tuğla veya seramik borular kullanmak - Düzgün yolluk yüzeyi ile yolluklar etrafındaki kumu sıkı dövmek. Kalıpta gevşek dövülmüş yer bırakmamak. - Mümkün olduğunda kalıbın yatağını konik yaparak, yolluk tarafı aşağıda, çıkıcı tarafı yukarıda kalacak şekilde kalıba dökmek - Döküm için uygun dikey yolluk, yatay yolluk ve boğaz oranları seçmek. CÜRUF TUTMA: Yukarıdaki kalıp erozyonunu önlemek için listelenen önlemlere rağmen; yolluk sistemine cüruf, kum ve pisliklerin kalıp boşluğuna girişini engelleyecek bazı başka ilaveler de gerekebilir. Bu ilaveler; süzgeç maça, yoluk çanağı, fırıldak döndürücü, yolluk ve cüruf tutucular gibi araçlar kullanılarak yapılabilir. Döndürmeli ve girdap yollukta avantajlı mı değil mi tartışılır. Bir yolluk dizaynı ile cüruf tutulabilir, ancak döküm esnasında madenin aşırı oksitlenmesi nedeniyle, yine de döküm hataları oluşabilir. Döküm hatalarına çözüm olarak; yolluk sistemini, hava ve kalıp gazlarının sistemin içine ASPİRASYONUNU önleyecek biçimde DİZAYN etmek gerekir. SEROKSİT oluşumunu tekrar gözden geçirmekte fayda vardır. Çünkü; döküm parçaların üzerinde görülen SEROKSİT döküm hatalarının birçoğu, madenin dökümü esansında hava ile daha fazla temas etmek imkanı bulması ve bunun sonucu olarak aşırı derecede oksitlenmesinden kaynaklanmaktadır. Read the full article
0 notes
dopsduck · 8 months
Text
ZEYTİNANA - GOLD
Tumblr media
Sağlıklı ve Lezzet Dolu Bir Dünya
Zeytinana.com, sağlıklı yaşam ve eşsiz lezzetin bir araya geldiği bir platformdur. Jalapeno, hakiki zeytinyağı donar mı, zeytinyağının faydaları gibi konulara dair merak ettiğiniz her şeyi bu özel platformda keşfedin.
Jalapeno nedir
Jalapeno, acılı biber ailesine ait bir türdür ve özellikle Meksika mutfağında sıkça kullanılır. Zeytinana.com, özel üretimlerinde jalapeno ile zeytinyağını birleştirerek, damak zevkinize yeni bir boyut kazandırır. Acılı ve lezzetli bir deneyim için Jalapeno aromalı zeytinyağlarını deneyebilir, mükemmel uyumu keşfetmeye başlayabilirsiniz.
Hakiki zeytinyağı donar mı
Hakiki zeytinyağı, düşük sıcaklıklarda katılaşma eğilimindedir, ancak donmaz. Kaliteli zeytinyağları, soğuk sıkım yöntemiyle üretildikleri için içerdikleri doymamış yağ asitleri sayesinde düşük sıcaklıklarda bile katılaşmaz. Zeytinana.com, sofralarınıza getirdiği hakiki zeytinyağları ile bu eşsiz lezzeti dondurmadan yaşamanıza olanak tanır.
Zeytinyağı faydaları
Kalp Sağlığı: Zeytinyağı, kalp sağlığını destekleyen doymamış yağ asitleri içerir. Düzenli tüketildiğinde kolesterol seviyelerini düşürebilir ve kalp-damar sağlığını artırabilir.
Antioksidan Zengini: Zeytinyağı, antioksidanlar açısından zengindir. Cilt sağlığını iyileştirebilir, vücuttaki iltihaplanmayı azaltabilir ve hücrelere zarar veren serbest radikallerle mücadele edebilir.
Kansere Karşı Koruyucu: Bazı araştırmalara göre, zeytinyağı düzenli tüketildiğinde kanser riskini azaltabilir. Özellikle bağırsak kanseri gibi bazı kanser türlerine karşı koruyucu etkiler gösterebilir.
Zeytinana.com - Sağlık ve Lezzetin Tek Adresi:
Zeytinana.com, sağlıklı yaşamı destekleyen, lezzetli ve kaliteli ürünleriyle sizleri buluşturuyor. Jalapeno aromalı zeytinyağlarından hakiki zeytinyağlarına, sofralarınızı zenginleştirecek her şey burada! Sağlıklı ve lezzetli yaşam için Zeytinana.com adresini ziyaret edin, doğadan gelen bu muhteşem lezzetleri keşfedin.
331 notes · View notes
Text
Katılaşma bu dünyanın kederiyle, zalimliğiyle...
Gücünü koru, nazik olmayı seçebilecek kadar,
Akarsu gibi ol, yumuşak ve esnek,
Ani dönüşlerde zarifçe kıvrılan,
Sert rüzgarlarda dalgalanmayı bilen,
Keskin kayaların üzerinden özgürce akmayı başaran,
İnatçı dünyayı sabırla oyan, bir güzelliğe dönüştüren,
Katı kayaları ipek kumlara çeviren,
İnsanın zulmünü merhamete döndüren.
Unutma, gerçek güç taşta değildir,
O gücü taşı şekillendiren sudadır.
44 notes · View notes
astrafizik · 8 months
Text
0 notes
entelektia · 11 months
Text
Yanardağ Nasıl Oluşur? Yanardağ Patlaması Nasıl Oluşur?
Tumblr media
Etna, İtalya'nın güneyinde bulunan aktif bir yanardağdır ve son dönemde yeniden faaliyete geçerek kül ve lav püskürttü. Bu patlama sonucunda, özellikle Zafferana gibi yanardağın çevresindeki yerleşim yerlerinde, caddeler ve araçlar küllerle kaplandı. Yanardağ patlamalarının nedenleri oldukça karmaşık olup, yer kabuğundaki tektonik hareketler, magma basıncındaki artış, gazların serbest kalması ve magma viskozitesi gibi faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar. Bu etkileyici doğa olayları, çevresindeki bölgelere zarar verebilecek lav akıntıları, piroklastik akıntılar, atmosfere salınan kül ve gazlar gibi bir dizi etkiyi beraberinde getirir. Yanardağ patlamaları, doğanın gücünü ve insanların doğal afetlere karşı hazırlıklı olma ihtiyacını vurgular. Yanardağ Nasıl Oluşur? Yanardağların doğuşu, genellikle yer kabuğundaki tektonik hareketlerle ilişkilidir. Yer kabuğundaki levhaların çatlaması veya birbirine karşı kayması sonucunda, yerin altında biriken magma (erimiş kaya) yüzeye doğru hareket eder. Magma, yeryüzüne ulaştığında, volkanik bir dağın oluşumuna yol açar. - Magma Oluşumu ve Yükselmesi: Magma, genellikle dünya mantosundaki yüksek sıcaklıklı kayaların erimesiyle oluşur. Bu erimiş kaya, yer kabuğunun altında biriktikçe ve basınç arttıkça magma oluşur Yer kabuğundaki çatlaklar ve zayıf noktalar, magmanın yüzeye doğru yükselmesine izin veren yollar sağlar. Magma, bu yollar boyunca yeryüzüne doğru yükselir. - Yanardağın Oluşumu: Magma, yeryüzüne çıktığında, bir yanardağ oluşumunu başlatır. Magma, yükseldikçe ve yer kabuğunun üst katmanlarına yaklaştıkça, basınç altında biriken gazlar bu magma içinde çözülür Bu gazlar, magma yüzeye yaklaştıkça basınçları azalır, bu da magmanın yüzeye doğru çıkmasına ve yer kabuğunun yüzeyini delen bir delik oluşturmasına neden olur. - Krater ve Koni Oluşumu: Magma, yüzeye ulaştığında ve atmosfere püskürtüldüğünde, yanardağın zirvesinde genellikle bir krater oluşur. Krater, magma odasının üzerinde kalan çökük bir bölgedir. Yanardağın etrafında bir koni şekli oluşur. Bu koni, katılaşan lav, kül, volkanik kaya ve diğer püsküren malzemelerin birikmesi sonucu oluşur. - Farklı Yanardağ Tipleri: Yanardağlar, çeşitli tiplerde olabilir. Örneğin, sıvı lav püskürten ve genellikle uzak mesafelere yayılan basit koni yanardağları veya yoğun kül ve gaz püskürten, patlamalara neden olan kompozit koni yanardağları gibi farklı türler bulunmaktadır. Yanardağ Patlamasının Nedenleri Nelerdir? - Magma Basıncının Artması: Yanardağ patlamalarının temel nedenlerinden biri, yer kabuğundaki magma basıncının artmasıdır. Magma, yerin altında birikirken, bu birikim sırasında büyük bir basınç oluşur. Basınç, zamanla dayanılmaz bir seviyeye ulaştığında, magma yüzeye doğru yüksek hızla çıkarak patlamayı tetikler. - Volkanik Gazların Serbest Kalması: Magma içinde çözülen gazlar, basınç azaldıkça serbest bırakılır. Bu gazlar genellikle su buharı, karbon dioksit, sülfür dioksit ve diğer volkanik gazları içerir. Gazların ani bir şekilde atmosfere salınması, patlamaya yol açan bir patlama oluşturabilir. - Magma Viskozitesi: Magma viskozitesi, magmanın akıcılık derecesini belirler. Daha viskoz magma, gazları daha iyi hapsetme eğilimindedir. Bu durum, magma içinde biriken gazların basınca daha fazla neden olmasına ve patlama şiddetini artırmasına yol açabilir. - Kristalizasyon ve Katılaşma: Magma yüzeye yaklaştıkça ve atmosfere püskürtüldükçe, sıvı magma çevresindeki soğuk ortama maruz kalır. Bu durum, magmadaki minerallerin kristalleşmesine ve katılaşmasına neden olabilir. Bu kristaller, magma içinde tıkanıklıklara ve basınç birikimine yol açabilir, bu da patlamaya katkıda bulunabilir. - Tektonik Hareketlerin Etkisi: Yanardağlar genellikle yer kabuğundaki tektonik hareketlerle ilişkilidir. Levhaların çatlaması veya birbirine sürtünmesi, magma yolu üzerinde değişikliklere ve basınç değişimlerine neden olabilir. Bu tür tektonik aktiviteler, patlamaların tetiklenmesine neden olabilir. - Su Etkisi: Yanardağlardaki patlamalarda su, önemli bir rol oynayabilir. Yer kabuğundaki suların magma ile teması, ani buharlaşma ve basınç artışına neden olabilir. Bu durum, patlama şiddetini artırabilir. Yanardağ Patlaması Sonuçları Nelerdir? - Lav Akıntıları: Yanardağ patlaması sırasında püskürmüş olan lav, yanardağın eteklerinden aşağıya doğru akar. Bu lav akıntıları, yavaş veya hızlı olabilir ve çevresindeki araziyi kaplayarak, tarım alanlarını, ormanları ve yerleşim bölgelerini yok edebilir. - Piroklastik Akıntılar: Püsküren malzemenin ve havada uçuşan kırmızı sıcak kül parçalarının birleşimiyle oluşan piroklastik akıntılar, çok hızlı ve yıkıcı olabilir. Bu akıntılar, yanardağın eteklerinden aşağıya doğru hızla hareket eder, her şeyi yok eder ve yaşam için ciddi bir tehdit oluşturur. - Volkanik Kül ve Gazlar: Patlama sırasında atmosfere püskürten volkanik kül ve gazlar, çevredeki havayı kirletebilir. Bu kül ve gazlar, solunum problemlerine, gökyüzündeki güneş ışığını engelleyerek iklim etkilerine ve su kaynaklarını kirleterek ekosistemlere zarar verebilir. - Kaya ve Küllerin Birikimi: Yanardağ patlaması sırasında atmosfere püskürten malzemeler, çevrede büyük miktarlarda kaya, kül ve volkanik tortu birikimine neden olabilir. Bu birikim, çevre üzerinde uzun vadeli etkiler bırakabilir ve yerel ekosistemleri değiştirebilir. - Çevresel Etkiler: Yanardağ patlamalarının çevresel etkileri geniş bir alana yayılabilir. Su kaynaklarını kirletebilir, tarım alanlarını tahrip edebilir ve yerel fauna ve flora üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir. Ek olarak, ekosistem dengesini değiştirerek çeşitli türlerin yaşamını etkileyebilir. - Toprak Erozyonu ve Seller: Yanardağ patlaması, lav akıntıları ve piroklastik akıntılar nedeniyle toprak erozyonuna yol açabilir. Bu erozyon, sel riskini artırabilir ve çevredeki su yollarını etkileyebilir. - İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkiler: Volkanik kül, gazlar ve diğer yanardağ malzemeleri, solunum problemlerine, deri tahrişine ve göz rahatsızlıklarına neden olabilir. Bu nedenle, patlama bölgelerinde yaşayan insanlar için ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Yanardağ Patlamalarının İnsan ve Çevre Üzerine Etkisi Nelerdir? Yanardağ patlamaları, hem insanların yaşam alanlarına hem de çevreye ciddi etkiler bırakan doğal olaylardan biridir. Bu patlamaların insanlar ve çevre üzerindeki etkilerini değerlendirmek, bu tür olaylarla başa çıkma ve bu bölgelerde yaşayan insanların güvenliğini sağlama açısından kritik önem taşır. Yanardağ patlamalarının insanlar üzerindeki etkileri genellikle yaşam alanlarını doğrudan tehdit eden faktörlerle bağlantılıdır. Patlama sırasında püsküren lav akıntıları, yerleşim bölgelerini ve tarım arazilerini yok ederek, evleri ve altyapıyı ciddi şekilde zarar gördürebilir. Bu durum, patlama bölgelerinde yaşayan insanların can güvenliğini tehlikeye atar. Piroklastik akıntılar, yüksek sıcaklık ve hızla hareket eden bu akıntılar, çevredeki her şeyi yok edebilir ve geniş bir alana yayılabilir. Bu tür akıntılar, patlama bölgesindeki toplulukları ciddi şekilde tehdit ederken, aynı zamanda endüstriyel tesisleri ve tarım alanlarını da etkileyebilir. Atmosfere salınan volkanik kül ve gazlar, çevresel etkiler yaratır ve geniş bir coğrafi bölgeyi kapsayabilir. Bu kül ve gazlar, solunum problemlerine, gökyüzünün karanlıklaşmasına ve iklim değişikliklerine neden olarak insan sağlığına ve çevresel dengeye zarar verebilir. Sağlık açısından, yanardağ patlamalarının etkileri solunum yolları rahatsızlıkları, göz ve cilt tahrişleri gibi sorunları içerebilir. Bu, patlama bölgelerindeki sağlık sistemlerini olumsuz etkileyebilir ve acil tıbbi yardıma olan ihtiyacı artırabilir. Ekonomik olarak bakıldığında, tarım arazilerinin tahrip olması, hayvan kayıpları, yerleşim alanlarının yok olması ve turizm endüstrisinin zarar görmesi gibi etkiler, bu tür olayların yerel ekonomiler üzerinde ciddi bir yük oluşturabilir. Yanardağ patlamaları, doğanın gücünü ve aynı zamanda insanların bu doğa olaylarıyla başa çıkma yeteneğini anlamamız için bir fırsattır. Bilim insanları, yanardağların davranışlarını anlamak ve bu olaylara hazırlıklı olmak için sürekli olarak araştırma yapmaktadır. Yanardağ patlamaları, doğanın dengesini sarsan etkileyici olaylardan biridir ve insanlar olarak bu güçlü olgular karşısında ne kadar küçük olduğumuzu hatırlamamıza neden olmalıdır. Read the full article
0 notes
fiyatinedir · 1 year
Text
Fibröz Nedir?
Tumblr media
Fibroz, bir dokudaki ya da organdaki yoğun bağ dokusu artışına bağlı olarak ortaya çıkan katılaşmadır. Artan bağ dokusu kollajen liflerden zengin olduğu için “fiber ya da fibre” kökünden türetilmiş, “-osis” takısıyla da patolojik bir artışı betimleyen “fibrosis” tanımı ortaya çıkmıştır. Fibroz, günlük yaşamda çok sık karşılaşılan bir olgudur. Görece sık görülen örnekler şunlardır: - Kronik yangıların iyileşmesi: Kronik hepatitte karaciğerde bağ dokusunun artmasına bağlı küçülme ve katılaşma (siroz) - Granülasyon dokusunun nedbeleşmesi: Özellikle geniş deri yanıklarının iyileşmesi sonrasında oluşan, deriyi büzen bağ dokusu artışı - Dolaşım yetersizliği: Kronik koroner arter hastalığında kaybolan kalp kası hücrelerinin yerini bağ dokusunun alması - Kronik akciğer hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH); Kronik restriktif akciğer hastalığı; İdiopatik (nedeni bilinmeyen) Akciğer fibrozisi; Virüs pnömonileri; Kistik fibrozis - Kollajen hastalıkları: Sistemik skleroz (skleroderma); Keloid - Tümörler: Meme kanserinin bir türü (skiröz karsinom); Fibroma - Radyasyon: Radyoterapi uygulanan bölgelerde fibrozis gelişir (özellikle gamma-ışınları) - İlaçlar: Kemoterapide kullanılan bleomisin deney hayvanlarında akciğer fibrozisi yapar
Fibrözün nedenleri
Tumblr media
Fibrözün nedenleri Fibrozun nedenleri çok çeşitlidir. Genel olarak, aşağıdaki faktörler fibrozu tetikleyebilir: Hasar: Dokuda meydana gelen hasar, fibrozisin en yaygın nedenidir. Bu hasar, travma, enfeksiyon, radyasyon veya toksinlere maruz kalma gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. - Enflamasyon: Enflamasyon, fibrozisin bir başka yaygın nedenidir. Enflamasyon sırasında, vücut dokuları onarmak için kollajen üretir. Ancak, bazı durumlarda, bu kollajen üretimi kontrolden çıkabilir ve fibrozise yol açabilir. - Genetik faktörler: Bazı durumlarda, fibroz genetik faktörlere bağlı olabilir. Örneğin, bazı kişilerde fibrozis gelişimine neden olan mutasyonlar vardır.
Fibrözün belirtileri
Tumblr media
Fibrözün belirtileri Fibrozun belirtileri, etkilenen dokunun veya organın türüne bağlı olarak değişir. Genel olarak, fibroz aşağıdaki belirtilere neden olabilir: - Katılaşma: Fibrozlu doku, normal dokuya göre daha serttir. - Darlık: Fibroz, doku veya organın daralmasına neden olabilir. - İşlev bozukluğu: Fibroz, dokunun veya organın işlevini bozabilir. Fibröz Oluşum Süreci Fibröz oluşum süreci, genellikle dört aşamada gerçekleşir: - Angiogenezis: Bu aşamada, granülasyon dokusunda yeni damarların oluşumu meydana gelir. Yani, dokunun içinde yeni kan damarları oluşur. - Fibroblastik Hücrelerin Göçü ve Çoğalması: Fibrozis sürecinin ikinci aşamasında, fibroblast adı verilen hücrelerin sayısında artış ve bu hücrelerin dokuya yayılması görülür. Fibroblastlar, bağ dokusunun oluşturulmasında önemli bir rol oynarlar. - Ekstrasellüler Matriks Üretimi: Bu aşamada, fibroblastlar tarafından ekstrasellüler matriks denilen bağ dokusu malzemesi üretilir. Bu malzeme genellikle kollajen liflerden oluşur ve dokunun sertleşmesine yol açar. - Kollagen Liflerden Oluşan Fibröz Doku: Son aşamada, oluşturulan bu ekstrasellüler matriks dokunun içinde yoğun kollajen liflerin bulunduğu bir fibröz doku oluşturur. Bu doku, normalde dokunun hücrelerinden ve damarlarından yoksundur ve sert, beyaz renkli ve dirençlidir. Fibröz dokunun oluşumunda çeşitli sitokinler ve büyüme faktörleri rol oynar. Bu maddeler, fibrozis sürecini başlatır ve hızlandırır. Aktive olan fibroblastik hücreler, kemotaksis olarak adlandırılan bir süreçle dokuya göç edebilir, burada çoğalabilir ve sonunda kollajen lifler üreterek fibröz dokuyu oluştururlar. Fibröz Oluşumun Nedenleri Fibröz oluşum, günlük yaşamda sıkça karşılaşılan bir durumdur ve birçok farklı nedenle meydana gelebilir. İşte bazı sık görülen örnekler: - Kronik Yangıların İyileşmesi: Örneğin, kronik hepatit gibi karaciğer iltihaplanmaları, bağ dokusunun artmasına ve karaciğerin küçülmesine ve katılaşmasına (siroz) yol açabilir. - Granülasyon Dokusunun Nedbeleşmesi: Genellikle büyük deri yanıklarının iyileşmesi sonucu, iyileşen deri alanında bağ dokusunun aşırı büyümesi ve sertleşmesi görülebilir. - Dolaşım Yetersizliği: Kronik koroner arter hastalığında, kaybolan kalp kası hücrelerinin yerini bağ dokusu alabilir, bu da kalp fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. - Kronik Akciğer Hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kronik restriktif akciğer hastalığı, idiyopatik akciğer fibrozisi gibi akciğer hastalıkları fibrozise yol açabilir. - Kollajen Hastalıkları: Sistemik skleroz (skleroderma) gibi kollajen dokusuyla ilgili hastalıklar fibrozise neden olabilir. - Tümörler: Örneğin, belirli meme kanseri türleri (skiröz karsinom) ve fibromalar da dokusal fibrozise yol açabilir. - Radyasyon: Özellikle radyoterapi uygulanan bölgelerde fibrozis gelişebilir, özellikle de gamma-ışınları kullanıldığında. - İlaçlar: Bazı ilaçlar, kemoterapi sırasında kullanılan bleomisin gibi, akciğer fibrozisi gibi yan etkilere neden olabilir. Fibröz oluşumun nedenleri çeşitli olabilir ve genellikle bu durumlar tedavi edilmezse ilerleyebilir ve dokuların normal işlevini bozabilir. Bu nedenle, fibrozis durumunda erken teşhis ve tedavi önemlidir.
Fibrözün Teşhisi
Fibrozun teşhisi, etkilenen dokunun veya organın muayenesi ve görüntüleme testleri ile yapılır. Görüntüleme testleri, fibrozun yaygınlığını ve şiddetini değerlendirmeye yardımcı olabilir.
Fibrozun Tedavisi
Fibrozun tedavisi, etkilenen dokunun veya organın türüne ve fibrozun nedenine bağlıdır. Bazı durumlarda, fibrozun ilerlemesini yavaşlatmaya veya durdurmaya yardımcı olabilecek ilaçlar veya tedaviler kullanılabilir.
Fibrozun önlenmesi
Fibrozun önlenmesi için alınabilecek önlemler şunlardır: - Hasarlardan korunmak: Doku hasarını önlemek, fibroz riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bunun için travma, enfeksiyon, radyasyon ve toksinlere maruz kalmaktan kaçınmak gerekir. - Enflamasyonu kontrol altına almak: Enflamasyonu kontrol altına almak, fibroz riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Bunun için sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek ve inflamasyonu tetikleyebilecek faktörlerden kaçınmak gerekir. - Genetik risk faktörlerini azaltmak: Fibroz riskini artırabilecek genetik faktörleri azaltmak için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir beslenme düzeni uygulamak ve sigarayı bırakmak gibi önlemler alınabilir. Fibroz, bir dokudaki ya da organdaki yoğun bağ dokusu artışına bağlı olarak ortaya çıkan katılaşmadır. Fibroz, günlük yaşamda çok sık karşılaşılan bir olgudur ve çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Fibrozun belirtileri, etkilenen dokunun veya organın türüne bağlı olarak değişir. Fibrozun teşhisi, etkilenen dokunun veya organın muayenesi ve görüntüleme testleri ile yapılır. https://www.youtube.com/watch?v=taQti7LlBuY Fibröz Nedir? Kaynak: Wikipedia Nedir? merak ettiğiniz herşey bu kategorimizde! - Üts Nedir? - Polikistik Over Sendromu (PCOS) Nedir? - Kelebek Hastalığı Nedir? Read the full article
0 notes
serhatnigiz · 2 years
Text
Bir “Sapma” Olarak Lenin Üzerine 12. Tez
Tumblr media
Tarihsel sürellilik içinde bir kopuş felsesi olarak Marksist teori 3 temel sapmanın bir araya gelmesi neticesinde oluşmuştur. Bu ölçekte Marksizm; iktisadi açıdan İngiliz Ekonomi Politiği’nden ve dolayısıyla Rikardoculuktan (İngiliz yürütme iktidarından) sapma, diğer yanıyla Klasik Alman Felsefesi ve dolayısıyla Hegelcilikten (ve onun temsil ettiği “Tarihsel Hukuk/yargı Okulu”ndan) sapma, bir diğer yanıyla da ütopik sosyalizmden ve Saint Simon’dan, Fourier’den, Owen’dan vs. (Fransız yasama iktidarından) sapma, şeklinde ki 3 radikal sapmadan meydana gelmektedir. Bu üç sapma anlaşılmaksızın Marksizm’in tarihsel dokusu da anlaşılamaz. Bu üç sapmanın kapsamlı bir analizi ise başka bir yazının konusudur.
Marksizm’den beslenen Lenin’de; Blankizm’in Jakobenizm’den saparak ortaya çıkardığı ön-proleter örgüt teorisinden sapması gibi, örgüt ve parti teorisinde Marx’dan ve Engels’den saparak, Marksizm’e katkı olan Leninizm sapmasını ve pratiği yaratmıştır. Başka bir deyişle, Lenin Blankizm ve Jakobenizm gibi eski deneylerin deney sonrası sonuçlarını masaya yatırarak eleştirmiş, bunlara şüphe ile yaklaşmış ve bunların karşılaştırmalı çözümlemelerini yapmıştır. Diğer bir deyişle, Lenin yeni deneyini pratikte yeni bir parti modeliyle inşa etmiştir. Lakin Lenin’in ömrü yarattığı temsiliyetist parti modelinin deney sonrası eleştirisini yapmaya yetmemiştir. Keza devrim öncesi parti modeli ile devrim sonrası parti modelinin farklı olması gerektiği Ekim Devrimi deneyi ile kanıtlanmıştır. Fakat Lenin’in de altını çizdiği şekliyle “doğruların değişkenliği yasası” gereğince bu hesaplamayı yapmaya sağlığı yetmemiştir. Dolayısıyla Lenin; kendisinden önceki deneylerin eleştirisini yaparken, kendi deneyinin eleştirisini yapamamıştır. Bu durumu Felsefi açıdan yorumlamak gerekir ise; Lenin kendi deneyini “Kantçı anlamda” aşkın deney sonrasına taşırken, “Hegelci anlamda” mutlak deney sonrasına götürememiştir. Lenin’in ömrü bunu yapmaya yetmemiştir.
Tarihteki her sapma yanlıştır demek, hatalıdır. Asıl sorun; hangi tarihsel koşullar altında hangi sınıfların çıkarlarını hangi sınıflara karşı savunularak sapılabildiği ya da sapılamadığı sorunsalıdır. Dahası; bu sorunsal herşeyden önce insanların belirlediği şartlar altında değil, var olan şartlar altında belirlenmektedir. Dolayısıyla; Lenin’in kendi deneyini belirleyen de yine bu şartlar ve şartların dayattığı zorunluluklar olmuştur. Haliyle; geçmişe dönük bir yargılama Lenin’den çok Lenin’i Lenin yapan bu şartların ve bu şartların dayattığı zorunlulukların eleştirisine odaklanmalıdır. Örneğin, Lenin’in eleştirisi salt Lenin’den ibaret olamaz. Lenin’in teorisinin ve pratiğin eleştirisi Lenin’in Leninizm’ini şekillendiren tarihsel temsiliyetizmin ve kurumlarının eleştirisi olarak gelişmelidir. Keza temsiliyetist devlet modelinde yetki çoktan aza doğru bir avuç bürokratik zümrenin elinde toparlanırken, bu da o kişiden de bağımsız olarak yetkinin tek bir kişinin elinde kristalize olması doğal sonucunu doğurmaktadır. Kaldı ki temsiliyetizm üzerinden devleti de hükümeti de kuran tek kişinin şahsında ortaya bürokratik bir memur (parti) kastının çıkması da kişilerden bağımsız tarihsel ve nesnel bir gerçekliktir. Bu güç ancak yasama, yargı ve yürütme erklerine dayanan temsiliyetist devlet modelinden ayrı ve bağımsız olarak kurulanacak olan yeni bir denetim kurumu aracılığıyla sınırlandırılabilir. Lenin siyasi yaşamının son dönemlerinde bürokratik kastlaşma ve katılaşma sorununa değinmiş olsa da, hatta bu sorunu dair mekanik ele alış biçimlerini eleştirmiş olsa da, kendi deneyinin bütünsel bir eleştirisini yapma fırsatı olmadığı için (kısmi “işçi denetimi” önerisinden başka) meseleye ilişkin somut bir çözüm önerisi de ortaya koyamamıştır. Kaldı ki; bu sorun salt teorik düzlemde çözülebilecek bir problem olmayıp, yine aynı şekilde salt Lenin’in Leninizm’inin eleştirisi ile de geçiştirilebilecek bir sorun değildir. Bu sorun pratik alanda denetimist bürokratik devrimci faaliyet temelinde çözülebilecek bir meseledir ve bu noktada asıl belirleyici olan denetimist faaliyetin kendi praksisine dönük deney ve tecrübe birikimidir. Bu birikim olmadan sosyalizmin inşasından da söz edilemez.
Burada önemli olan nokta tarihsel emeğin ve emek türlerinin geldiği sınırlar ile birlikte tarihsel kesitlere ve bu kesitlere karşı (doğaya ve topluma karşı) nasıl bir varoluş sergilenip sergilenemeyeceğidir. Dolayısıyla; Marx’ın içinde yaşadığı çağda global feodalizme karşı sergilediği tutumla, Lenin’in içinde yaşadığı global-feodalizme ve minoktokratik sanayi kapitalizmine karşı sergiledi tutumda bir ve aynı şey değildir. Farklı dönemler emeğin doğa ve toplum karşısında farklı duruşlarını da yansıtmaktadır. Kaldı ki; devrimcilik ve devrimci eylem şekilleri de bu duruşlar yoluyla insanın doğa ve toplum karşısındaki pratik duruşuyla belirlenmektedir. Lenin’in kendi dönemi için sergilediği duruş bugün için kısmen geçerli ve öğretici olsa da, çağımıza damgasını vuran glokal kapitalizm gerçeği karşısında bu duruş tek başına yeterli bir duruş olma özelliğine sahip değildir. Dolayısıyla; Lenin’in şahsında Leninizm’in emekolojik açından restorasyonu ve çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması da emekolojist komünistlerin öncelikli teorik ve pratik görevlerinden biridir.
Karşılaşılan bütün sorunları nasıl koşulları ile birlikte değerlendiriyorsak, Marksizm ve Leninizm konusunda da sapmaları koşullarıyla birlikte değerlendirmek zorunlu bir durumdur. Kaldı ki sapmaların doğasını belirleyen de koşulların nasıl oluştuğu ile ilgilidir. Dahası; her sapma koşulların öznel olarak zorlamasının da bir ürünüdür. Şayet bu sapmalar olmasaydı Marksizm ve Leninizm biçimindeki sapmalar ortaya çıkamaz; emek/sınıf mücadelesinin bilimsel bir rotaya girmesi için yürütülen eski ve yeni deneylerde var olamazdı. Sonuç olarak; toplumsal denetim fikri temelinde gelişen yeni fikirlerde yeni şartların ve zorunlulukların ortaya çıkardığı bir sapma olarak gelişemez ve ete kemiğe bürünemezdi.
Marksizm hem doğuşu hem de gelişimi açısından bir sapma hareketidir. Dolayısıyla; var olandan sapılamadığı sürece başka bir dünyanın yol ve yöntemini gösteren emekolojik bir Marksizm de mümkün değildir. Eski sapmanın içinden çıkan yeni sapma olmaksızın yeni bir dünya tahayyülü de mümkün değildir. Marx’ta bilinçli olarak kendi dünya tahayyülünü eski dünyanın eşitsizliğe, sömürüye ve baskıya dayalı ilişkilerinin eleştirisi üzerine kurmuştu. Hatta Marx eleştirisini daha da ileri götürerek ve kendi düşüncelerinin eleştirisi yaparak “ben Marksist” değilim demiştir. Marx’ın bu sözünün ne anlama geldiği üzerine derinlemesine düşünmek ve çalışmak gerekir. Tıpkı Marx gibi Lenin’in üzerine de derinlemesine düşünmek ve çalışmak gerekir. Özellikle de Lenin’in kendi pratiğini ve deneyini kurarken kullandığı diyalektik yöntem üzerinde derinlemesine düşünmek ve çalışmak gerekir. Keza gerçekte Lenin’de aslında bir “Leninist” değildir. O da tıpkı Marx gibi kendisini ve kendi pratik edimlerini teorik bir tutarlılık ve bütünlük için sürekli geliştirmeye çalışan bir öğrencidir. Bu “öğrenci” bilgiye ve yeniye her koşulda aç olan ve devamlı olarak kendisini ilerletmeye çalışan bir devrimci prototipidir.
Sapma olmayan bir Marksizm ancak teomarksizmdir ki, bu teomarksizme “Bunlar Marksist ise, ben Marksist değilim” diyerek Marx’ın kendisi bizatihi karşı çıkmıştır. Marx’ın tarihe düştüğü bu not en çokta sözde Marksistler tarafından göz ardı edilmiştir. Başka bir deyişle, her türden sapmayı doğmatik bir biçimde reddeden teomarksizm özü itibariyle Marksizm’in sadece belirli bir tarihsel kesitteki dönemsel, konjektürel ve geçici ilkeleri ile kendisini sınırlandıran doğmatik bir Marksizmdir. Bugün için bunun en tipik örneklerinden biri proletaryanizmin proletaryadan da bağımsız olarak oluşturmuş olduğu “proletaryaya rağmen proletarya için Marksizm” dir. Dolayısıyla; proletaryadan bile kopuk bu proletaryan Marksizm proletarya içinde bile artık eskisi kadar inandırıcı bulunmamaktadır. Kaldı ki sanayi emeğinin tüketim sürecine, teknik emeğin ise üretim sürecine girdiği yeni glokal kapitalist evrede eski tip proletaryanizmin zayıflaması da tek tek proletaryalistlerin hatalarından daha çok nesnel iktisadi ilişkilerin kaçınılmaz bir sonucudur. Zira değişen sınıf ve toplum ilişkileri karşısında proletaryanizm hızla kan ve taraftar kaybetmeye devam etmektedir. Kaldı ki; teknik emeğin yayılım hızına bağlı olarak protekya geliştikçe proletaryanın protekyaya eklemlenme süreci tamamlanmakta bu da proletaryanizmin proletarya üzerindeki ideolojik etkisini daha da kırılgan bir hale getirmektedir. Nesnel gerçeklik ve somut olgular bu yönde iken proletaryanizmin eski günlerine döneceğini sanmak saf bir ütopizmden başka da bir şey değildir. Dahası; bu geri bakış açısının emekçi sınıflara kazandırabileceği hiçbir şey yoktur.
Marx gibi Lenin’de bir sapmadır. Dolayısıyla; Marx’tan bir sapma olarak Lenin bir “post-marksist”tir. Bu açıdan Merkez konumlanış içinde olan Marx’tan ve hatta merke-çevre konumlanış içinde olan Lenin’den bir sapma olarak Mao ve Maoculuk bile merkez karşıtı konumlanış içinde olan Marksizm içi bir sapmadır. Ve bu sapma herşeyden önce Çin’in kendi özgün tarihinin ve gelişim dinamiklerin koşulları tarafından belirlenmiş olan bir sapmadır. Şayet Mao tıpkı Lenin gibi bir sapma olmasaydı; milyonlarca köylünün ve hatta Çin burjuvazisinin önüne geçerek Çin Devrimi’ni de gerçekleştiremezdi. Dahası; tıpkı Mao gibi Çin Devrimi’de bir sapmadır. Zira devrimin Batı’da gerçekleşmesinin beklendiği bir dönemde Feodal ilişkilerin ve köylülüğün yaygın olduğu bir toplumda hem zayıf Çin burjuvazisinin hem de saldırgan Çin milliyetçiliğinin önüne geçerek Japon işgaline karşı gelişen ulusal direnişe liderlik etmeyi başaran Mao’nun ÇKP’si merkez ve merkez çevresi Marksizm’den de bir sapmadır. Dolayısıyla Mao’nun “Çin tipi Marksizmi” tüm eksiklerine ve yanlışlarına rağmen Çin’in kendi özgün koşulları ve şartları içinde ortaya çıkmış olan bir sapma hareketidir. Bu sapma hareketinin emekolojik açıdan kapsamlı bir eleştirisi ise bu yazının konusu değildir.
Şayet Lenin Marx’tan bir sapma olmasaydı; Ekim Devrimi özelinde devrimci sınıf mücadelesine politik ve örgütsel bir katkı da yapamazdı. Bu durumda Lenin ile Kautsky, Phelanov, Martov vs. arasında da her hangi bir fark kalmazdı. Bu fark olmasaydı Ekim Devrimi öncesindeki ve sonrasındaki süreçte Bolşeviklerle diğer sol akımlar (Menşevikler, sağ ve sol sosyalist devrimciler, anarşistler vs.) arasındaki farklarda olmazdı. Başka bir deyişle, Bolşevizm diğer sollardan da bir sapma ve onların nezlinde oportünizmden, sınıf işbirlikçiliğinden ve tasfiyecilikten kopma hareketiydi. Keza bütün bu hareketler devrim yoluyla iktidarın ele geçirilmesine karşı çıkmanın ötesinde, Çarlık rejiminden dahi tam manasıyla sapamamış olan hareketler idi. Keza başta Menşevikler olmak üzere sosyalist devrimcilerin geçici hükümetten bir türlü kopamayarak Çarlığın yıkılışı sonrasında güçlenmeye çalışan Rus burjuvazisine dolaylı yoldan iktidarı teslim etmek istemesi ve bu noktada Bolşevizm ile yaşadıkları çatışma onların sapma karşıtı tutumunun da en açık kanıtıydı.
Lenin’in bir sapma olarak; “Materyalizm ve Ampirokritisizm” de nihilizme karşı verdiği savaşım ve “Kapitalizmin En Yüksek Aşaması: Emperyalizm” de minoktokratik sanayi emperyalizmi ile ilgili mevcut teorileri (Hilferding’in, Luxemburg’un Buharin’in vs. teorilerini) siyasi olarak formüle edebilmesi gibi katkıları dışında, onun asıl katkısı daha çok örgütsel-politik taktikler, stratejiler ve özellikle de idareci ve yönetici olarak sahip olduğu üstün yeteneklerinden, yani “örgütçülüğünden” ve “her zaman hazır olan pratik bir eylemci” olmasından kaynaklanıyordu. Dahası; Marx’tan da bir sapma olarak Lenin örgüt ve parti sorununa yaklaşım konusunda Blankistlerden, Jakobenlerden, Komünist Birlik’ten ve I. ve II. Enternasyonal deneyimlerinden de bir sapma ve süreklilik içinde kopuş olma özelliğine de sahipti.
Eğer Lenin bir sapma olmasaydı; yaptıklarının hiçbirini yapamazdı. Yalnızca proletaryayı ve köylülüğü değil, burjuva liberal muhalefeti de peşine takarak ve (nicel sanayi emeğinin dönüşüm biçimini yansıtan) D-3 burjuvazisindeki zayıflığı da doğru analiz ederek, iktidar sorununun çözümü noktasında araya girmeyi/burjuvazinin önüne geçmeyi başarabilmesi ve büyük oranda feodal olan bir ülkede devrimci bir iktidar seçeneğinin yaratılabilmesi için gerekli olan şartların olgunlaştırılmasını sağlayabilmesi, Lenin’in sapma olarak görülmesi gereken asıl başarısıdır. Bu açıdan Bolşevik Partisi içinde “tek ve gerçek bolşeviğin” Lenin olduğunu söylersek pekte abartmış olmayız. Kuşkusuz Lenin olmasaydı; Ekim Devrimi diye bir şeyin olamayacağını söylemek hiçte yanlış olmayacaktır.
Lenin bütün bunları geçmişin deneylerini inkar etmeden ama o deneylerle de sınırlı kalmadan, yaşama ve sınıf mücadelesine an ve an, gün ve gün müdahale ederek, bugüne ve şimdiye dönük, canlı ve işlevsel bir politik duruşla, praksisle gerçekleştirmiştir. Başka bir deyişle, Lenin “Şu Marx’ta varmış, şu Marx’ta yokmuş” şeklindeki teomarksist yanılsamaların aksine, hem kendisini hem de parçası olduğu Bolşevik hareketi praksis içinde örgütlemekle kalmadı, onun teorik, politik, taktik, stratejik çerçevesini de tarihin kendisine sunduğu koşullar ve olanaklar dahilinde yenilemekten de, yeni bir deneyin temellerini atmaktan da geri durmadı. Bugün için ise önemli olan asıl şey bu deneyin üzerine yeni deneyler koyabilme başarısı ve cesareti gösterebilmektir. Bu da ancak bugün “gerçek bir sapma” olmakla mümkündür.
3.01.2023
Serhat Nigiz
1 note · View note
pegarose · 2 years
Text
Katı Kişi Sendromu, Kadınlarda İki Kat Fazla Görülüyor
https://www.pegarose.com/kati-kisi-sendromu-kadinlarda-iki-kat-fazla-goruluyor
Katı Kişi Sendromu, Kadınlarda İki Kat Fazla Görülüyor
Tumblr media
Kanadalı ünlü şarkıcı Celine Dion’un geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamayla gündeme gelen Stiff-Person Sendromu (SPS) Katı Kişi Sendromu olarak da adlandırılıyor. Nadir görülen ve ilerleyici bir nörolojik bozukluk olan sendromun kadınlarda iki kat fazla görüldüğünü belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Celal Şalçini, semptomların gövde kasları, kollar ve bacaklarda katılaşma ve sertleşme ile başladığını belirtti. Nöroloji Uzmanı Dr. […]
0 notes
sebperest · 5 years
Photo
Tumblr media
23 notes · View notes
uzaydanhaberler · 3 years
Photo
Tumblr media
Mars’ta Çiçek Şeklinde Bir Kaya
Günün Astronomi Görseli 9 Mart 2022
Görsel: NASA, JPL-Caltech, MSSS
Bu şimdiye kadar Mars’ta bulunmuş en sıra dışı kayalardan birisi. Bir bozuk paradan daha küçük olan kaya, bazılarına göre bir çiçek gibi görünmesini sağlayan çok sayıda uzantıya sahip. Kaya gerçekten de fosilleşmiş kadim bir Mars çiçeği olsaydı bu çok büyük bir keşif olurdu, ama sıra dışı yapısı için daha az muhteşem ve şu anda tercih edilen başka açıklamalar var. Ortaya çıkan bir teori, kayanın var olan kayalardaki çatlaklar ya da bölünmelerde su tarafından biriktirilen minerallerin yarattığı bir tür katılaşma olduğunu söylüyor. Bu katılaşmalar birlikte sıkışabilir, çevredeki kayadan daha sert ve yoğun olabilir ve de çevredeki kaya aşınıp gittikten sonra bile varlığını koruyabilir. Çiçek şekli, kristal kümelerinden de kaynaklanıyor olabilir. Blackthorn Salt adı verilen küçük kaya, daha önce görüntülenen Mars çakıllarıyla benzerliklere sahip. Bu görüntü, Şubat’ın sonlarında Mars’ta Curiosity gezgini tarafından alındı. Bilim insanları bu ve benzer şaşırtıcı Mars kayalarının verilerini ve görüntülerini incelemeye devam edecekler.
Görsel: NASA, JPL-Caltech, MSSS
Yazarlar & Editörler: Robert Nemiroff (MTU) & Jerry Bonnell (UMCP) NASA yetkilisi: Phillip Newman Özel haklara tabidir. NASA Web Gizlilik Politikası ve Önemli Bildirimler Bir ASD at NASA / GSFC & Michigan Tech. U. hizmetidir.
Mars’ta Çiçek Şeklinde Bir Kaya yazısı ilk olarak Uzaydan Haberler sayfasında göründü.
1 note · View note
epifizz · 3 years
Note
Geçmiş geçmeyendir belki de.....
Augustinus'un sorusuna öykünerek şunları diyebiliriz belki de: Geçmiş geçmemişse nasıl "geçmiş" olabilir? Ve şimdi geçmişe doğru akıp geçmiş olmazsa, anda bir katılaşma yaratırsa, gelecek akıp nasıl şimdi olur ya da daha doğrusu şimdi nasıl yaşanıp geleceğe geçilir? Bu zamansal bir intihar, zamansızlığın bir halidir. Zamanlar arasındaki şimdilerden sıçrayan insan, şimdisizlikte nasıl yaşayabilir? Bu yas halinde boğulup melankolide kaybolan bilincin ifadesidir. Yas, geçmişin geçmişte kaldığını kabul etmekle sonlanabilir.
6 notes · View notes
dokumtek · 6 months
Text
Katılaşma Modülü Nedir?
Tumblr media
Döküm süreci, metal ve alaşımların belirli bir şekil kazanması için kullanılan yaygın bir yöntemdir. Dökümde, metali sıvı halden katı hale geçirirken sürecin kontrol edilmesi esastır. Bu geçiş sürecini tanımlamak ve kontrol etmek için birçok matematiksel model ve kavram geliştirilmiştir. Bu kavramlardan biri de Chvorinov'un Katılaşma Modülü 'dür. Dökümde katılaşma, sıvı metalin katı formuna geçiş sürecini ifade eder. Bu süreç, dökümün kalitesi, mikro yapısı ve sonuçta elde edilen parçanın mekanik özellikleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Doğru bir katılaşma süreci, homojen bir yapı, istenen mekanik özellikler ve düşük hata oranı sağlar.
Chvorinov'un Katılaşma Modülü Nedir?
Kimya kanunlarına göre; belirli bir hacim içinde daha fazla ısı yayan yüzey, daha çabuk katılaşır. Katılaşma modülü katılaşma zamanıyla ilgili hesaplarda kullanılmaktadır ve MODÜL olarak bilinen hacim/yüzey oranını CHVORINOV bulmuştur. Modül, döküm parçasının katılaşma süresini belirlemek için kullanılan bir kavramdır. 1940 yılında N. Chvorinov tarafından tanımlanan bu modül, dökümün geometrisini ve boyutlarını baz alarak katılaşma süresini tahmin eder. Döküm modülü olarak da bilinen Chvorinov modülü, döküm teknolojisinde bir döküm veya döküm bölümünün katılaşma süresini yaklaşık olarak hesaplamak için kullanılan önemli bir parametredir. Dökümün hacmi ile ısı yayan yüzey arasındaki oran olarak tanımlanır. Formül şu şekildedir: t=B×V²/A Bu formülde: t = Katılaşma süresi B = Bir malzeme sabiti V = Dökümün hacmi A = Dökümün yüzey alanı Katılaşma Modülü Neyi İfade Eder? Chvorinov modülü, bir dökümün soğuma hızının belirlenmesinde çok önemli bir rol oynar; daha büyük modüller, daha yavaş soğuma sürelerini gösterir. Bu parametre, kum kalıplardaki besleyicilerin boyutunun ve konumunun tasarlanması için önemlidir ve büzülme veya gözeneklilik gibi kusurların önlenmesine yardımcı olur. Chvorinov modülü hesaplaması dökümün boyutlarına dayanır ve dökümhane mühendisliği alanında temel bir kavramdır. Modül, döküm parçasının ne kadar süreyle katılaşacağına dair bir tahmin sağlar. Bu tahmin, döküm sürecini optimize etmek ve hataları en aza indirmek için oldukça önemlidir. Özellikle büyük parçaların dökümünde, katılaşma süresi boyunca sıcaklık dağılımının ve metalin hareketinin doğru bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Chvorinov'un modülü, bu kontrolü sağlamaya yardımcı olur. CHVORINOV Katılaşma Hızı: Kalıp içerisindeki ergimiş metalin katılaşma hızı ; Bir başka şekilde formülüze edersek;
Tumblr media
T=Katılaşma zamanı (dakika) V=Döküm parça hacmi (cm³) S=Döküm parçanın yüzey alanı (cm²) M = V/S Katılaşma Modülü’ dür. Döküm sürecinin kontrolü, ürün kalitesi ve üretim verimliliği açısından hayati öneme sahiptir. Chvorinov'un Modülü gibi kavramlar, sürecin daha iyi anlaşılmasına ve optimize edilmesine olanak tanır. Bu modül, döküm endüstrisinde sıklıkla kullanılır ve mühendislerin döküm parçalarının kalitesini ve tutarlılığını artırmalarına yardımcı olur. Katılaşma Formülünün Kullanmak Neden Önemlidir? - Optimizasyon: Formül, döküm sürecinin optimize edilmesinde önemlidir. Doğru bir katılaşma süresi tahmini, dökümün homojenliğini ve kalitesini artırabilir. - Mikro Yapının İyileştirilmesi: Katılaşma hızı, dökümün mikro yapısını doğrudan etkiler. Hızlı katılaşma, daha ince taneli bir yapıya sahip olabilirken, yavaş katılaşma daha büyük taneli bir yapıya yol açabilir. - Hataların Azaltılması: Chvorinov'un formülü, döküm sürecinde ortaya çıkabilecek hataları tahmin etmek ve bu hataları azaltmak için stratejiler geliştirmek amacıyla kullanılabilir. Sonuç olarak Chvorinov 'un katılaşma teorisi, döküm sürecinin anlaşılması ve optimize edilmesi için temel bir araçtır. Bu formül, döküm mühendislerinin katılaşma süresini doğru bir şekilde tahmin etmelerini ve bu bilgiyi kullanarak döküm sürecini ve sonuçta elde edilen ürünün kalitesini iyileştirmelerini sağlar. Read the full article
0 notes
hassaspika-p · 4 years
Text
Kalbim katılaşma. Her zaman hüzünlü ol.
2 notes · View notes
wozwaldllik · 5 years
Text
Dünya’nın Manyetik Alanı
Tumblr media
Dünya’nın manyetik alanının nedeni nedir?
Çinliler bin yılı aşkın zaman önce su dolu kavanozların içindeki mıknatıs taşı tozlarının davranışlarını izlediğinden beri Dünya’nın manyetizmasının farkındayız. 1600 civarında, İngiliz fizikçi William Gilbert bu manyetizmanın Dünya’nın kendisinden geldiğini, yaklaşık iki yüz yıl sonra da Alman bilimci Carl Friedrich Gauss, bu manyetizmanın kaynağının tam da gezegenimizin merkezinde olduğunu gösterdi. Ancak bu manyetizmayı neyin doğurduğu, karmaşık bir problem olarak kaldı.
   1939’da Amerikalı fizikçi Walter Elasser, Dünya’nın çekirdeğindeki ergimiş demirdeki konveksiyon akımları ile Dünya’nın dönüşünün yol açtığı dinamo mekanizması fikrini ortaya attı. Fakat teorileri, konveksiyon ve Dünya’nın çekirdeğinin yapısına ilişkin gittikçe artan bilgimizle pek örtüşmedi. 2007’de bir başka Amerikalı bilimci J. Marvin Herndon, Dünya’nın merkezindeki uranyum bazlı bir doğal nükleer reaktörün manyetik alan için olası bir kaynak olabileceğini öne sürdü. O zamandan beri de dinamo ve jeo-reaktör teorileri çatışıp duruyor.
*
Yaklaşık her milyon yılda bir, Kuzey ve Güney Manyetik Kutupları yer değiştirir ve Dünya’nın manyetik alanı tersine döner. Volkanik kayaların analizlerinden çıkarılan hayret verici sonuç budur. Eriyik kayalar, katılaşma sürecindeyken manyetik alanın göstergelerini içerir. Bu manyetik “fosil”ler, Dünya’nın manyetik kutuplarının tersine döndüğünü gösterir fakat henüz hiç kimse bu değişimin nasıl meydana geldiğini veya ne kadar sürdüğünü cevaplayamamıştır.
  William Hartston, Kimsenin Bilmediği Şeyler
18 notes · View notes
hearingthebubbles · 2 years
Text
Şeker kamışı
Ney
Saz
Türkü
Af
Sığla ağacı
Dökülen küller
Buluşan güzellikler
Neşe
Dönme dolap
Seyirci
Sansürsüz
Yankı
Anlayış
İki yönlü
Anlayış
Anlaşma
Katılaşma
Durağan
Uğultu
Ağustos böceği
Ve uğur böceği
Yan yana
, üst katta
Bir kapı
Kimsenin
Sen kimin
Yolculuk
Çuval
Çuval çuval
Bir Lira
Serbest
Dağılım
Af
Akıl
Baş
Baş
Salıncak
Diz
Düşmek
Yara
Anne
Sargı bezi
Perde
Sürat
Yeşil ışık
Bekleyiş
Sis
Uğultu
Beklentisizlik
Çığlık
Çaba
Kazan
Kazı kazan
Kaz
Kazan
Kaynar
Kazı
Kazan
Kaz
Su
Şıpırtı
Öpülen
Beklenen
Anne
Yetmez
Yeter
İçim
Atmosfer
Odacıklar
Karanlık
Duvarsız
Aydınlık
Ayakkabı
Parlak
Çıplak
Sansürsüz
İçin
Dışın
Duvarsızlık
Kemer
Kaşe
Basamak
Yuvarlanmak
Çocuk
İç
Çocuk
İçin
Çocuk
Bir yer
Bir nokta
Bulmaca
Soğuk
Sıcak
Evet
Duymak
Anlamak
Bırakmak
Serbest sürüş
Gitmek
Kalmak
Serbest sürüş
Tekerlek
Dönme dolap
Baba
Çanlar
Ses
Var
Uzak
Yakın
Kim
Takıntı
Kendine tutun
İp söküğü
Takıntı
Gözler açık
Kendine tutun
Yumulma
Yumma
Durulma
Su
İç
Dış
Kaçış
Yok
Kaçış
Kim
Yol
İnek
Tabela
Zirve
Merkez
Her yer
Kelime
Sınır
Sınır
Kelime
His
Varmak
Bilet
Hangi bilet?
Bilmece
Bilmemece
Soru
Sorusuzluk
Akıl
Teknenin Kıçı
Sabır
Göklerin başı
Hayır
Evet
Kelime
Sınır
Sız
Duyular
İnsanlar
Yabancı
Olan
Olmayan
Yabancı
Kendim
Ayna
Yabancı
Sevgi
Sevgi
Hayat
Sevgi
Yaşam
Yeşil
Göz bebekleri
Galaxy
Ve kara delik
Sınırsız
Bakışma
Bakışmak
Sınırsız
Korku
Sevgi
Genişleme
Daralma
Çarpık
Kentleşme
İnsanlar
Alan
Alan
Toprak
Basamak
Taban
Gözenek
Bilgi
Sınırsız
Bilgi
Beyin
Sınır
Beyin
Muhteşemlik
Boşluk
Bırakış
Sızı
Tını
Boşluk
Boşluk
Gece
Karanlık
Göreceli
Tanımsız
Versiyon
Fanus
Türler
Kıvrılma
Manevra
Hız
Kazanma
Başarı
Yorucu
İstek
Kim
Kim o ,
İstek
Arzu ben
Merhaba
Dünya
Yaşam
Yeşil
Durmak
Sıcak
Soluk
Sıcak
Yatak
Sıcak
Aşk
Sıcak
Su
Sıcak
Çay
Sıcak
Sohbet
Soğuk
Eller
Soğuk
Kavun
Özel bıçak
Kim o
Değerli
Çok
Özel
Bıçak
Özel
Kendin
Bilmek
Bilmek
Kim
Kim
O
Bilmek
Aşmak
Eylem
Hamak
Saatlerce
Günbatışı
Boşluk
Nefes
Renkler
Kumaş
Dokunmak
Tarak
Hak
Kimin
Yanılsama
Herkes
Haklı
Yaşam
Haklılığın
Haksızlığı
Kim
Kalp
Neden
Can
İster
Kim
Neden
Nasıl
Ters
Düz
Amaç
Sonuç
Dahi
Işık
Yaktı
Fikirler
Sonsuz
Güdüler
Leopar
Atik
Maymun
Meyva
Viski
İnsan
Geldi mi
Kim
Nereye
Öğrenmek
Neyi
Nasıl
Anlayış
Nasıl
Adam asmaca
Çocuk
Yeni
Bilmek
Sanmak
Atmak
Tutturmak
Yorgun
Sessizlik
Gece
Boşluk
Tuşlar
Susmazlar
Bırak
Tutunmamak
Cam
Büyüteç
Su
Toprak
Sırt
Kayıp
Kim
Yok
Burda
Sonsuz
Kalp
Kin
Kim
Kim
Ayrı
Benlik
Tutmaz
Yağ
Motor
Servis
15.000
Km
Tuzlu su
Biberler
Askıda
Acı yemek
Yürek
İste
Gelir
Kim
Çimler
Bilir
İşsiz
Güçsüz
Bekleyiş
Yok
Boşluk
Kim
Sen
Ben
Boşluk
Nerede
Harita
Pusula
Matara
Sallamak
Tebeşir
Huy
Gıcık
Kim
Sen
Ben
Ne
Nerede
Kapı sesi
Kim
Ne zaman
Döngüsel
Hayat
Bekleme
Şimdi
Ne zaman
An
Şuan
Ne
İstiyorum
Sevmek
Sevilmek
Nerede
Burada
Uyum
Bulmaca
Kalem
Adres
Çanta
Derin
Cepler
Elbise
Tablo
Yokluk
Beyaz
Tablo
Boşluk
Sanat
Boşluk
Boşluk sanat
Hayat
Dolu
Boş
Boşa
Boşu
Boşaltmak
Boşu aramak
Sinyal
Çekmiyor
Kim
Neden
Nerede
Yok
Yarat
Sen
Ben
Yarat
Kim
Neresi
Hayat
Benim
Ben
Seçmek
Seçim
Benim
Kim
Kimsenin
Ben
Benim
Ben
Kim
Kimsenin
Kim
Hiçbir şey
Gözlük
İp
Destek
Baygın
Aygın
Karanlık
İzin vermek
Gece
Gece
Gündüz gündüz
Net insan
Çok
Bekliyorum
Bol
Serinlemek
Sabaha kadar
Durmak
Ulu
Mak
0 notes
fiyatinedir · 2 years
Text
Çimento Fiyatları
Tumblr media
 Çimento Fiyatları Nedir?
Çimento Fiyatları Nedir?, Çimento Fiyatları, Çimento Fiyatı, Çimento Kaç para, çimento kaç para?
Çimento Kaç Para?
Çimento yapıtaşları kalker ve kil olan, betonun hammaddesi olarak kullanılan ve mineral parçalarını yapıştıran mükemmel bir yapıştırma malzemesidir. Çimento su ile reaksiyona girdiğinde sertleşen bir bağlayıcı maddedir. Çimento Roma’dan günümüze kadar birçok yapıda kullanılmıştır.  Çimentonun icadından önce bazı yapıların yapılmasının imkânsız olduğu da bilinen bir gerçektir. Çimento demirle birlikte kullanıldığında sağlam Ve modern yapılar inşa edilmektedir.
Tumblr media
Çimento Fiyatı Çimento yapımında kullanılan kil ve kalker taşının özel fırınlarda çok yüksek ısılarda, 1300-1500oC ‘da pişirilerek toz haline getirilip makinalarla öğütülür. Kullanıma hazır olan çimento su ile karıştırılarak hamur kıvamına getirilir ve inşaat için kullanıldığında yaklaşık 2 gün boyunca donması beklenir. - Çimento donma sürecindeyken sürekli soğuk su ile nemli tutulur, burada amaç yapılarda çatlamayı engellemektir. - Çimento su içinde dağılmaz, mukavemetini muhafaza eder. - Çimentonun mukavemeti (dayanımı) içindeki su ve çimento oranına bağlıdır. Ayrıca betonun mukavemetini çimentonun mukavemeti belirler. Bu yüzden harcı iyi oranlarda karıştırıp hazırlamak önemlidir. - Kullanılan çimento tipleri TS EN 197 ölçütleri doğrultusunda standartlaştırılmıştır. - En çok kullanılan çimento tipleri Portland Kompoze Çimento, Katkılı Çimento, Cüruflu Çimento ve Sülfata Dayanıklı çimento, beyaz portland çimentosudur. - Çimentolar içindeki hammaddeye göre isim alırlar. - Kullanılacak alanın özelliğine göre çimento seçmek gerekir. Örneğin sülfatlı zeminde sülfata dayanıklı çimento kullanılır. - Çimentonun mukavemet kazanması için; hidratasyon, katılaşma ve sertleşme olaylarının aşamalı olarak gerçeklemesi gerekir. - Çimento bileşimini iyi ayarlamak için içerisine bir miktar FEO2 yani kum eklenir. - Kökenine göre sınıflandırıldığına iki çeşit çimento vardır: killi çimento ve puzolanik çimento. Portland çimentosu killi çimento sınıfında olup günümüzde en çok kullanılan çimento çeşididir. Gri, beyaz ve yeşil arası renge sahip olan çimento, yıllar içinde geliştirilmiş ve rafine edilmiş bir yapı malzemesidir. Beyaz çimento gri çimentoya göre daha üstün özellikler taşır. Örneğin beyaz çimento, daha hızlı priz alır, dayanımı daha yüksektir ve pürüzsüz yüzeye sahiptir. Beyaz çimento mimari yapılarda, çiçeklik, sanatsal yapıların üretiminde, heykellerde sık sık tercih edilen çimento türüdür. - Çimento depolanırken su ve rutubet ile temasından kaçınmalıdır. - Çimentolar torbalı halde en fazla 2 ay bekletilmelidir. Aksi halde çimento mukavemet özelliğini kaybetmeye başlamaktadır. - Endüstriyel sektörde çimento, duvarlarda, döşemelerde, tuğla ve monolitik elemanlarda, beton imalatı için kullanılır. - Çimentonun incelik, normal kıvam, kürleme süresi, mekanik resistant ve hidrasyon sırasında ısı gibi fizikokimyasal özellikleri, çimento kalitesi açsından önemlidir. Çimentonun ince olması önemlidir, ne kadar ince olursa hidrasyon yani su ile birleşme işlemi o derece hızlı olur ve çimentonun mukavemeti daha hızlı gelişir. - Ülkemizde üretilen çimento tipleri CEM I, CEM II, CEM III, CEM IV ve CEM V şeklinde sınıflandırılmıştır. - Portland çimentosu en çok kullanılan çimento tip olmanın yanında kolayca bulunabilir, ekonomiktir. Ancak soğuk havalarda kullanımı zordur, geç kurur. - Çimentolar, kullanılacak alana göre çeşidi seçilerek her türlü inşaat yapısında kullanılır.
Tumblr media
Çimento Kaç Para Çimento fiyatlarını ne etkiler; - Üretim maliyetleri, enerji maliyetleri - İnşaat sektöründe yaşanan gelişmeler - Taşıma maliyetleri - Petrol fiyatları - Döviz kurundaki dalgalanmalar sonucunda çimento fiyatları değişkenlik göstermektedir. Yapılarınızda daha uyguna maliyetler yakalamak için, İnşaat sektörünün önemli bir gider kalemi olan çimentonun güncel fiyatlarını takipte kalmanızda fayda var. https://www.youtube.com/watch?v=x0gabVe5Ous
Perakende Çimento Fiyatları  (KDV Hariç)
Gri ÇimentoFiyatları1 Kg Gri Çimento (42,5)9,50 TL3 Kg Gri Çimento (42,5)13,50 TL5 Kg Gri Çimento (42,5)18,50 TL50 Kg (1 Torba) Gri Çimento (42,5)115,50 TLGri Çimento Fiyatları Beyaz ÇimentoFiyatları1 Kg Beyaz Çimento (42,5)8,50 TL3 Kg Beyaz Çimento (42,5)24,50 TL5 Kg Beyaz Çimento (42,5)38,50 TL50 Kg (1 Torba) Beyaz Çimento (42,5)140,50 TLBeyaz Çimento Fiyatları Gri ÇimentoFiyatları1 Kg Gri Çimento (42,5)7,50 TL3 Kg Gri Çimento (42,5)9,50 TL5 Kg Gri Çimento (42,5)14,50 TL50 Kg (1 Torba) Gri Çimento (42,5)90,50 TLGri Çimento Fiyatları Beyaz ÇimentoFiyatları1 Kg Beyaz Çimento (42,5)6,55 TL3 Kg Beyaz Çimento (42,5)19,55 TL5 Kg Beyaz Çimento (42,5)32,50 TL50 Kg (1 Torba) Beyaz Çimento (42,5)120,50 TLBeyaz Çimento Fiyatları Çimento Fiyatları https://www.youtube.com/watch?v=tDLUQGg7qvE Audi Fiyat Listesi Fiyat araştırması üzerine hizmet veren Fiyat bilgilendirme sitemiz ürün fiyatlarından, hizmet fiyatlarına kadar geniş bir yelpazede hizmet vermektedir. Bu konumuzda hatalı fiyat var ise iletişim bilgilerimizden bize bildirebilirsiniz. Güncel fiyatları fiyatinedir.net sitemizden anlık olarak takip edebilir, Güncel ve detaylı fiyat listesine ulaşabilirsiniz. Web sitemiz güncel fiyat listelerini araştırarak sizlerle paylaşmaktadır. Sitemizi takip ederek güncel ve detaylı fiyat listelerine ulaşabilir, bilgi alabilirsiniz. Bizimle iletişime geçmek için İLETİŞİM sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Read the full article
0 notes